ABD askerlerinin Ukrayna’daki varlığını doğrulayan Pentagon, Doğu Avrupa’da silah karaborsasını engelleme gerekçesiyle üç aşamalı eylem planı hazırladı. Planda sadece Ukrayna değil, karadan ve denizden Ukrayna’ya komşu olan devletler de ABD’nin teftiş ağına dahil ediliyor. Planda kurulacak ağın kapsadığı ülke adları zikredilmezken Orta Doğu ve Balkanlardakine benzer bir silah karaborsası oluştuğu gerçeği örtük bir şekilde itiraf ediliyor.
ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon), ABD askerlerinin Ukrayna’daki faaliyetlerine ilişkin resmi bir açıklamasına görei ABD ordusundan uzman personeller Ukrayna’da silah teftişi yapacak. İncelemenin konusu özetle; ABD ve Batı menşeili silahların akıbeti. Yüksek teknoloji ürünü konvansiyonel silahların uygun bir şekilde kullanılıp kullanılmadığı. En önemlisi; silahların Rusya’nın eline geçmediğinden emin olmak ve silah karaborsasının yayılmasını “engellemek.”
31 Ekim tarihinde gazetecilere konuya ilişkin bilgilendirme toplantısı yapan Pentagon, Ukrayna’ya gönderilen uzman askeri personelin sayısına ve nerede görev yapacaklarına ilişkin bilgi paylaşmadı. Yetkili, müfettişlerin “cephe hattına yakın olmayacaklarını” söyledi.
Bu açıklamayla Kiev’deki ABD diplomatik personelini koruyan askeri personelin dışında ABD ordusunun Ukrayna’daki varlığı ve faaliyetleri resmen teyit edilmiş oldu. Pentagon çatışmaların başlamasından 10 gün önce 14 Şubat tarihinde ülkedeki ABD askerlerini tahliye etmişti.
Pentagon: Kanıt yok şüphe var
Ukrayna’ya gönderilen ABD silahlarının yasadışı kullanımına ilişkin “güvenilir kanıt” görmediklerini de dile getiren Pentagon yetkilisi, “Yine de olası yasadışı yönlendirme (kaçakçılık) olasılığının farkındayız. Bunun gerçekleşmesini önlemek için proaktif olarak mevcut bütün adımları atıyoruz” dedi.
İnceleme sürecine giden yolda Cumhuriyetçi kanadın Ukrayna’ya gönderilen silahların akıbeti konusunda yaptığı eleştiriler de etkili oldu. Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçilerin Lideri Kevin McCarty, Ekim ayında yaptığı bir konuşmada Cumhuriyetçilerin Ukrayna’ya “açık çek” vermeyeceklerini söylemişti.
McCarty’nin Twitter hesabına 8 Ekim tarihinde sabitlediği iletide Biden ailesinin Ukrayna ile olan özel ilişkisine de dikkat çekiliyor:
“Gerçek: Joe Biden’ın aile üyeleri O’nun başkan yardımcısı olarak nüfuz sahibi olduğu yabancı bölgelerden kar elde etti. Hunter Biden, hiç deneyiminin olmadığı bir sektörde Ukraynalı bir şirketin yönetim kurulunda yer aldı. Tek özelliği babasının ABD’nin izlediği Ukrayna politikasını eleştirmesiydi.”
Silah karaborsası itirafı
Ukrayna’ya gönderilen silahların karaborsada satılması, terör gruplarının bu gelişmiş silahları edinebileceği “kara borsalar” kurulması Orta Doğu’daki tecrübelerden de hareketle son derece olası. Bu riskler, ABD Savunma Bakanlığının hazırladığı ve 27 Ekim’de duyurduğu “ABD’nin, Doğu Avrupa’daki Bazı Gelişmiş Konvansiyonel Silahların Yasadışı Yönlendirilmesiyle Mücadele Planı”nda açıkça belirtildi:
“Savaşlar, silahların hırsızlık ya da yasadışı satış yoluyla özel kişi ve grupların eline geçmesine olanak sağlayabilir. Savaşlar bazen de on yıllarca devam eden silah kara borsaları yaratabilir. 1990’larda Balkan Savaşlarından sonra olduğu gibi kriminal ve devlet dışı aktörler Ukrayna’daki kaynaklardan çatışma esnasında ya da sonrasında silah temin etmeye girişebilir.”
Pentagon planına göre özellikle elle taşınabilir küçük silahlar, MANPAD’ler ve anti-tank füzelerine karşı özel önlemler alınması gerekiyor. Bu tip silahların sivil uçakları hedef alan terör saldırılarında kullanılması da olasılık dahilinde.
Pentagon’un Doğu Avrupa için önleyici “kapasite inşa” planı
Biden yönetiminin Ukrayna’ya askeri uzman ve müfettişleri göndermesini sadece Cumhuriyetçi kanattan ve Rusya’dan gelen eleştirilere verilen bir yanıt olarak okuma ABD devletinin yaklaşımını tam olarak açıklamıyor. Pentagon, ilgili plan belgesinde gönderilen silahların Rus ordusunun eline geçmesi durumunda Moskova’nın bunu “karşı önlemler geliştirmek, propaganda yapmak veya yanıltma operasyonları yürütmek” için kullanacağı değerlendirmesi yapıyor.
Silah kaçakçılığı önleme planı, Pentagon’un çizdiği yol haritasına göre Ukrayna ile sınırlı değil. “Eylem planı” yakın, orta ve uzun dönem olmak üzere üç aşamalı ve Doğu Avrupa’da geniş bir denetleme ağı örülmesini kapsıyor:
- “Ukrayna ve komşusu olan ülkelerin silahlı güçlerinin, silahlarını transfer, depolama ve konuşlandırma aşamalarında hesap verebilir olmasını sağlanması ve koruma becerisinin güçlendirmesi
- Ukrayna ve komşu devletlerde sınır yönetimini ve güvenliğin güçlendirilmesi
- Belirli gelişmiş konvansiyonel silahların yasadışı ticaretini caydırmak, tespit etmek ve yasaklamak için Ukrayna ve komşu devletlerin güvenlik güçlerinin, kolluk kuvvetlerinin ve sınır muhafaza kurumlarının kapasitesini geliştirmesi.”
Belgede öngörülen plana göre eş güdüm mekanizmaları ise “Şüpheli silah kaçakçılarının izlemek ve soruşturmak, Ukrayna ve komşu ülkelerdeki kolluk kuvvetleri mensuplarının ve analistlerin yasaklanmış ya da ele geçirilmiş silahlarla ilgili bilgileri işleme ve paylaşma kapasitesini geliştirmek” olarak tanımlanmış.
“Azov Taburları kontrolden çıkabilir”
Europol teşkilatı da geçtiğimiz yaz Ukrayna’daki silahların Avrupa’ya yayılımı konusunda uyarıda bulunmuştu. 27 Ekim tarihinde ilgili AB Komisyonu da Ukrayna savaşı nedeniyle artan silah kaçakçılığı iddiaları üzerine yeni bir yasa tasarısı hazırladı. Komisyon, Ukrayna savaşının Avrupa’daki silah kara borsasına yeni bir kaynak teşkil ettiğini de not etti.
Rakamlar da tehlikenin boyutlarını gösteriyor. Pentagon, geçtiğimiz Şubat ayından bu yana Ukrayna’ya füze lançerlerini de içeren 10.000 silah ve 64 milyon küçük silah mühimmatı gönderdi.
2020 tarihli bir pentagon raporuna göre ABD, 2013’te Kiev’e yaptığı 30 milyon dolarlık askeri yardımı 2019 yılında 400 milyon dolara çıkardı. Pentagon’un sadece son sekiz ayda Kiev’e yolladığı askeri mühimmatın ederi ise 18 milyar doları buldu.
Uzmanlar bu büyüklükte bir askeri yardımın kara borsaya düşmesini ve tehlikeli örgütlerin eline geçmesini olasılık dahilinde görüyor.
ABD Düşünce Kuruluşu Responsible Statcraft, Ukrayna’da savaşın gidişatının radikal grupların daha güçlenmesi ve bu silahlar üzerinden grupların müstakil ordular kurabileceği tehlikesine dikkat çekiyor. Cato Institute’den Jordan Cohen’e göre de Azov taburları gibi yapıların ilerleyen dönemlerde Vladimir Zelenskiy’nin kontrol etmesi güçleşebilir. Cohen tehlikeyi, “Şayet Zelenskiy bu grupların kontrolünü kaybederse bana göre o aşamadan sonra bu tip grupların kendi askeri birimlerini yarattığını görmeye başlayacağız ve bu tehlikeli” sözleriyle tarif ediyor.
Bandidos’un Ukrayna’daki silah borsası
1966’da Teksas Sen Leon’da kurulan Bandidos Motorsiklet Kulübü’nün dünya çapında geniş bir örgütlenme ağı bulunuyor. Suç örgütü, Ukrayna’da da silah karaborsasındaki ürünlerin Avrupa içlerine nakledilmesi işlerinde başrol oynayan aktörler arasında. Ekim ayının sonunda Finlandiya Ulusal Soruşturma Bürosu, Ukrayna’ya gönderilen Batı menşeili silahların Bandidoslar gibi suç örgütleri aracılığı ile Finlandiya’daki yer altı dünyasına ulaşmış olabileceğini duyurdu. Fin yayın organı Yle’ye konuşan Müfettiş Christer Ahlgren, “Çeşitli ülkeler tarafından Ukrayna’ya gönderilen silahlar İsveç, Danimarka ve Hollanda’da bulundu” dedi. Müfettiş Ahlgren’e göre bu silahların Finlandiya yolunda olduğuna ilişkin kuvvetli işaretler mevcut.
Fin Müfettiş Ahlgren, bu karaborsasının büyük motorsiklet çeteleri tarafından işletildiğini söylüyor:
“Daha geniş bir uluslararası ağın parçası olan dünyadaki üç en büyük motosiklet çetesi Finlandiya’da faal durumda. Bunlardan biri Ukrayna’nın bütün büyük kentlerinde birimleri bulunan Bandidos Motosiklet Kulübü.”
Teksas kökenli Bandidoslar ve benzeri suç örgütleri ile ABD askerleri Ukrayna topraklarında kedi fare oyunu oynarken Rusya ve Avrupa Birliği arasında kocaman bir kara delik açılıyor.