Amerika
Trudeau istifa etti: Kanada ve Liberal Parti Trumpizme hazırlanıyor

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, kendi partisinin çoğunluğunun kazan kaldırmasının ardından istifa etti.
Trudeau pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Kanadalılar bir sonraki seçimde gerçek bir seçimi hak ediyor ve iç mücadelelerle birlikte Liberal standardı bir sonraki seçime taşıyacak kişi olamayacağım benim için açık hale geldi,” dedi.
Dokuz yıllık iktidarında “kültür savaşlarında” küresel çapta liberalleri temsil eden Trudeau, bununla birlikte içeride hayat pahalılığına ve iktisadi durgunluğa çözüm üretmekte başarısız oldu.
Kanadalılar Trudeau’nun ekonomi politikalarından giderek daha fazla memnuniyetsizlik duymaya başladı. Kanada’nın kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasılası altı çeyrek üst üste daraldı ve 2022’deki zirvesinden bu yana %3,5 düşerek resesyon dışında daha önce hiç görülmemiş bir düşüş yaşadı.
İşsizlik artmaya devam ederken, ücretler market fiyatlarındaki artışlara ayak uyduramıyor. Ev sahibi olma hayali, Trudeau’nun seçilmesine yardımcı olan önemli bir oy bloğu olan birçok genç Kanadalı için daha da ulaşılmaz görünüyor.
Kendi parti grubunun çoğunluğu Trudeau’nun istifasını istiyor
Liberal Parti, “Trudeau tipi ilericilik”ten uzaklaşacak
Trudeau döneminde rekor göç, genişletilmiş devlet harcamaları ve “yeşil” hedeflere odaklanan ekonominin, Donald Trump iktidarı ve ABD’den gelecek olası bir gümrük vergisi tehdidi karşısında bir “yeniden yapılanma” dönemine girmesi bekleniyor.
Kanada Trump dönemini beklerken, Muhafazakâr Parti iktidarı ele geçirmeye ve ülkeyi Trudeau’nun “ilerici-liberal” politikalarından uzaklaştırmaya hazırlanıyor.
Liberal Parti şimdi Kanada’nın yeni liderini seçecek olsa da, ülke muhtemelen hemen ardından ulusal bir seçimle karşı karşıya kalacak. Bazı anketlere göre Liberaller Muhafazakârların 20 puan gerisinde yer alıyor ve dünyanın en büyük dördüncü petrol üreticisi ülkesinde vergiler, harcamalar ve çevre düzenlemeleri gündeme gelecek.
Montreal bölgesinden Liberal Parti milletvekili Anthony Housefather, daha önce yaptığı bir açıklamada, yeni bir liderin Liberallerin Trudeau tarafından yönetilen “ilerici” gündemden vazgeçerek “daha merkezci bir vizyon” sunmasına yardımcı olabileceğini söylemişti.
Muhafazakârlar, “Trumpist” politikalarla seçimleri kazanmaya aday
Muhafazakârların lideri ve bir sonraki seçimlerden sonra başbakan olması beklenen Pierre Poilievre, Trudeau’nun karbon vergisini düşürmeyi ve aynı zamanda hammadde üretimini de artırmayı vaat ediyor.
Muhafazakârların kazanması halinde “daha iş dünyası ve hammadde kaynakları çıkarma yanlısı, daha küçük hükümet, daha az harcama” yapan bir hükümete yönelim bekleniyor.
Poilievre, Trudeau’nun istifasının ardından paylaştığı bir videoda, “Kanadalılar hayatlarının ve ülkelerinin kontrolünü geri alabilir, sınırımızın kontrolünü geri alabilir, göçün kontrolünü geri alabilir, harcamaların, açıkların ve enflasyonun kontrolünü geri alabilir, sokaklarımızın kontrolünü geri alabilir,” ve “Kanada’yı ilk sıraya koyabilir,” dedi.
Poilievre, geçtiğimiz hafta Kanadalı sağcı influencer Jordan Peterson ile yaptığı bir röportajda, İrlanda, Singapur, İsviçre ve İsrail’in iktisadi modellerine hayran olduğunu söyleyerek, dış yardım, dış kaynak kullanımı ve işletmelere verilen hibe veya krediler gibi federal yardımları, genel olarak daha düşük vergiler lehine keseceğini söyledi.
Trump, Trudeau ile alay etmeyi sürdürdü
Bu tür politikalar, Trump’ın politikalarına daha çok benziyor. Trump, kuzey komşusuna %25 gümrük vergisi tehdidinde bulunmuş ve Kanada’yı ABD’nin “51. eyaleti” olarak niteleyerek alay etmişti.
Nitekim Trump, Kanadalı siyasetçinin istifasının ardından yaptığıTruth Social paylaşımında, “Amerika Birleşik Devletleri artık Kanada’nın ayakta kalmak için ihtiyaç duyduğu devasa Ticaret Açıklarına ve Sübvansiyonlara katlanamaz. Justin Trudeau bunu biliyordu ve istifa etti,” dedi.
53 yaşındaki Trudeau, muhtemelen mart ayında yeni bir lider seçilene kadar başbakan olarak kalacak.
Potansiyel adaylar arasında geçen ay maliye bakanlığından istifasıyla Trudeau’nun sonunu getiren Chrystia Freeland, onun yerine geçen Trudeau müttefiki Dominic LeBlanc ve Brookfield Asset Management ve Bloomberg şirketlerinin başkanlığını da yürüten Kanada Merkez Bankası eski başkanı Mark Carney bulunuyor.
Bütçe ve maliye meselesi öne çıkıyor
Mali harcamalar Trudeau için kilit bir mesele olarak ortaya çıkmış, Freeland istifa ederken başbakanla bu konudaki anlaşmazlığını vurgulamış ve önerilen vergi iadelerinin “sorumsuz siyasi hileler” olduğunu öne sürmüştü.
Ülkenin federal borcu 2015’ten bu yana neredeyse iki katına çıkarak 2023-24 mali yılında 1,24 trilyon Kanada dolarına (870 milyar ABD doları) yükseldi
Fakat federal hükümet, çocuk yardımı çekleri, sübvansiyonlu kreş ve ulusal bir diş planı da dahil olmak üzere kalıcı yeni harcama önlemlerine milyarlarca dolar ekledi.
Toplam program harcamaları geçen mali yılda ekonominin %16,2’sini oluşturdu ki bu oran Covid-19 salgını dışında 1990’ların başından bu yana görülen en yüksek oran.
Amerika
ABD’de yargıç, göçmenleri Libya’ya sınır dışı etme planını engelledi

Boston’daki bir ABD yargıcı, Trump yönetiminin göçmenleri Libya’ya sınır dışı etme planını geçici olarak durdurma kararı aldı.
Yargıç, bu kararın, göçmenlerin adil yargılanma hakkını güvence altına alan önceki kararını “açıkça ihlal edeceğini” belirtti.
Karar, iki ABD’li yetkilinin CBS’e, ABD’nin göçmenlere yönelik baskıyı artırma kapsamında yakında göçmenleri Libya’ya sınır dışı etmeye başlayabileceğini söylemesinin ardından geldi.
Sınır dışı etme haberine yanıt olarak, Libya Başbakanı Abdülhamid Dibeybe, X’te yaptığı açıklamada, ülkesinin “hiçbir bahaneyle göçmenlerin sınır dışı edilme noktası olmayı kabul etmeyeceğini” belirtti.
Aynı habere yanıt veren ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, konuyu tartışmayacaklarını söyledi.
CBS’e konuşan ve isminin açıklanmamasını isteyen yetkililer, ABD ordusunun göçmenleri bu hafta içinde Kuzey Afrika ülkesine uçuracağını söyledi.
Bu hamle tartışmalara yol açacak gibi görünüyor. Libya, on yıldan fazla bir süredir çatışmaların içinde ve ABD Dışişleri Bakanlığı, “suç, terör ve iç karışıklık” gibi faktörler nedeniyle Amerikalıların bu ülkeye seyahat etmemelerini tavsiye ediyor.
Göçmenlik avukatları, Trump yönetiminin sınır dışı işlemlerini engellemek için çarşamba günü hızlıca harekete geçti ve Massachusetts’teki bir yargıçtan “acilen” geçici bir engelleme kararı almasını istedi.
Avukatlar mahkemeye sundukları dilekçede, “Birçok güvenilir kaynak, sınıf üyeleriyle birlikte Libya’ya gönderilmek üzere ABD’den hemen kalkacak uçuşların hazırlandığını bildiriyor,” diye yazdı.
Boston’daki ABD Bölge Yargıcı Brian Murphy, çarşamba günü öğleden sonra geç saatlerde, Trump yönetiminin göçmenleri hızlı bir şekilde sınır dışı etme yetkisini kısıtlayan bir karar verdi.
Yargıç Murphy kararında, sınır dışı işlemlerinin, nihai sınır dışı emrine tabi göçmenlerin adil yargılanma hakkını koruyan daha önce verdiği ihtiyati tedbiri “açıkça” ihlal ettiğini belirtti.
Daha önceki karar, yetkililerin göçmenlere kendi dillerinde yazılı bildirimde bulunmalarını ve sınır dışı edilmekten korunmak için itirazda bulunmaları için anlamlı bir fırsat sunmalarını gerektiriyor.
Göçmenleri Libya’ya sınır dışı etme planından haberi olup olmadığı sorulan Başkan Donald Trump, “Bilmiyorum. İç Güvenlik Bakanlığına sormanız gerek,” dedi.
Libya, Trump yönetimi tarafından göçmenlerin sınır dışı edilmesini kabul etmesi istenen birkaç ülkeden biri olduğu düşünülüyor.
Bu hafta Ruanda, ABD ile görüşmelerin “erken aşamada” olduğunu doğrularken, Benin, Angola, Ekvator Ginesi, Eswatini ve Moldova da medya raporlarında adı geçen ülkeler arasında yer aldı.
ABD’nin Libya’ya kaç kişiyi sınır dışı etmeyi umduğu veya göçmenlerin Libya’nın hangi bölgesine gönderileceği belli değil.
Libya’nın batısı Dibeybe’nin başbakanı olduğu BM destekli bir hükümet tarafından yönetilirken, doğu ise askeri lider General Halife Hafter tarafından kontrol ediliyor.
Hafter’in oğlu geçen pazartesi Washington’da ABD’li yetkililerle görüşmüştü, fakat ABD Dışişleri Bakanlığı ve bir Libyalı sözcü, görüşmenin sınır dışı edilmeyle ilgili olmadığını açıkladı.
Amerika
Trump yapay zeka kısıtlama kuralını değiştirmeye hazırlanıyor

Trump yönetimi, büyük teknoloji şirketleri ve yabancı hükümetlerin güçlü muhalefetiyle karşılaşan küresel yarı iletken ticaret kısıtlamalarını revize etmek amacıyla, Biden döneminden kalma bazı yapay zeka (AI) çip kısıtlamalarını kaldırmayı planlıyor.
Henüz kesinleşmemiş olan “AI yaygınlaştırma kuralı”nın kaldırılması, Nvidia ve diğer şirketlerin çip ihracatını düzenlemek için üç geniş ülke grubu oluşturan, Başkan Joe Biden tarafından başlatılan politikayı yeniden şekillendirmeyi amaçlıyor.
Konuya yakın kaynakların Bloomberg’e aktardığına göre, Trump yönetimi bu çerçeveyi 15 Mayıs’ta yürürlüğe girdiğinde uygulamayacak ve bunun yerine Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) veya Suudi Arabistan gibi ülkelerle doğrudan müzakerelere odaklanacak kendi versiyonunu hazırlıyor.
Hâlâ devam eden politika tartışması, Çin dışındaki yerlere yarı iletken sevkiyatlarının nasıl düzenleneceği sorusu üzerinde odaklanıyor. Hem Trump hem de Biden yetkilileri, gelişmiş çip ve yapay zeka teknolojisinin Çin’e askeri üstünlük sağlayabileceği endişesiyle Pekin’in yarı iletken hedeflerini engellemeye çalışıyor.
Yapay zeka yaygınlaştırma çerçevesinin kaldırılması, Trump’ın kısa süre önce sertleştirdiği Çin’i hedef alan önlemleri değiştirmeyecek. Aksine, dünya çapında hükümetler yerli yapay zeka kapasitelerini geliştirmeye çalışırken, diğer ülkelere kendi çip erişimlerini müzakere etmek için yeni fırsatlar sunacak. Bu anlaşmalar, yatırım vaatleri veya daha geniş ticaret ve diplomatik hususlardan etkilenebilir.
Bir yetkili, ABD yetkililerinin yapay zeka yaygınlaştırma kuralını perşembe günü, Başkan Donald Trump’ın bir dizi ülkenin son kısıtlamalara tepki gösterdiği Orta Doğu gezisi öncesinde kaldırma niyetini açıklayabileceğini söyledi. Yetkililerin, yurt dışındaki çiplere yönelik kontrolleri güçlendirmeyi amaçladığını söylediği Trump’ın yeni düzenlemeleri henüz şekilleniyor.
Ticaret Bakanlığı Sanayi ve Güvenlik Bürosu, bir sözcü tarafından yayınlanan açıklamada, “Biden’ın AI kuralı aşırı karmaşık, aşırı bürokratik ve Amerikan inovasyonunu engelleyecek. Bu kuralı, Amerikan inovasyonunu serbest bırakacak ve Amerikan AI’nın hakimiyetini sağlayacak çok daha basit bir kural ile değiştireceğiz,” denildi.
Bloomberg’in bu haberi yayınlamasının ardından çip üreticilerinin hisseleri yükseldi. Nvidia %3,1 değer kazandı ve yakından takip edilen Philadelphia Borsası Yarı İletken Endeksi %1,7 artış kaydetti.
ABD, 2022 yılında Çin’e ileri teknoloji çip satışlarına kapsamlı kısıtlamalar getirmiş ve bu önlemleri birkaç kez genişleterek daha fazla yarı iletkeni ve giderek artan sayıda ülkeyi kapsayacak şekilde genişletmişti.
Bu kısıtlamalar, Biden yetkililerinin Çin’in aracılar aracılığıyla yasaklı teknolojilere erişebileceğinden şüphelendiği Körfez ülkeleri ve Güneydoğu Asya’nın bir kısmı da dahil olmak üzere 40’tan fazla ülkeye 2023 yılında genişletildi.
Biden’ın görevdeki son haftasında açıklanan yapay zeka yaygınlaştırma kuralı, bu lisans gerekliliklerini dünyanın çoğu ülkesine genişletti.
AI modellerinin eğitimi için çip üreten lider şirket Nvidia, ABD’nin artan kısıtlamalarına itiraz ediyordu. Şirket, AI yaygınlaştırma kuralını sürekli olarak eleştirmiş ve üçüncü ülkelere getirilen kısıtlamaların bu ülkeleri Çin’e daha da yaklaştıracağını savunarak kuralın tamamen kaldırılmasını talep etmişti.
CEO Jensen Huang da bu hafta yaptığı açıklamada, ABD şirketlerinin Çin’e satış yapabilmesi gerektiğini ve Çin’in önümüzdeki birkaç yıl içinde AI çipleri için 50 milyar dolarlık bir pazar haline geleceğini öngördüğünü söylemişti.
Yine de Trump yönetimi, Pekin’in teknoloji alanındaki hedeflerini hedef alan kısıtlamaları artırdı ve Nvidia’nın H20 çipini Çin’de satmasını yasakladı. Bu karar, şirkete 5,5 milyar dolar zarar yazılmasına neden oldu.
Öte yandan şirket, e-posta ile gönderilen açıklamada, “Yönetimin AI politikası konusunda gösterdiği liderlik ve yeni yönelimini memnuniyetle karşılıyoruz. AI Yaygınlaştırma Kuralının kaldırılmasıyla Amerika, bir nesilde bir kez karşımıza çıkacak bir fırsatla, bir sonraki sanayi devrimine öncülük edecek, yüksek ücretli işler yaratacak, ABD tarafından tedarik edilecek yeni altyapılar kuracak ve ticaret açığını azaltacak,” iddiasında bulunuldu.
Amerika
Fed faizleri sabit tuttu

ABD Merkez Bankası (Fed), Başkan Trump’tan gelen baskılara rağmen faizleri sabit tuttu.
Fed dün beklendiği gibi faiz oranlarını %4,25–4,5 arasında tuttu ve ülkenin iktisadi gidişatı hakkında uyarılarını artırdı. Axios muhabirinin, Fed’in neden sert veriler yumuşak verileri yakalayana kadar politika kararı almayı beklediğini sorması üzerine FedBaşkanı Jerome Powell, “Gelişmeleri sabırla bekleyebiliriz,” dedi.
Powell, gelişmeleri beklemekle birlikte gelecekten endişeli olduğunu da vurguladı. Başkan, “Açıklanan büyük gümrük vergisi artışları devam ederse, enflasyonda artış, iktisadi büyümede yavaşlama ve işsizlikte artış yaşanması muhtemel,” dedi.
Gümrük vergileri genellikle tek seferlik bir fiyat artışına neden olsa da, Powell’a göre, Trump’ın politikasının uygulamaya konmasıyla enflasyon daha kalıcı olabilir.
Fakat Powell’a göre şimdilik, istihdam ve harcamalardaki son artışlar, “bazı çok karamsar duygularla örtülü olsa da, sağlıklı bir ekonomiye işaret ediyor.
ABD’de insanlar henüz ortaya çıkmamış gümrük vergilerinin etkilerine hazırlanırken, tüketici güveninin rekor düşük seviyelere gerilediğini belirtti.
Pazar günü, Başkan Donald Trump, Powell’dan faiz indirimine gitmesi yönündeki çağrısını yinelemiş ve onu “tamamen katı” olarak nitelendirmişti fakat Powell’ı kovacağı yönündeki önceki açıklamalarını geri aldı.
Powell dün, başkanın açıklamalarının Fed’in kararları üzerinde “hiçbir etkisi” olmadığını söyledi.
Powell, “çok fazla belirsizlik” ortamında, Trump yönetiminin ticaret anlaşmaları müzakere ederken Fed’in eli kolunun bağlı olduğunu ve bu anlaşmaların işletmelere ve ailelere şu anda sahip olduklarından daha fazla istikrar sağlayabileceğini söyledi.
Henüz herhangi bir anlaşma açıklanmadı, fakat Trump dün gece Truth Social’da, “BÜYÜK VE SON DERECE SAYGIN BİR ÜLKENİN TEMSİLCİLERİ İLE ÖNEMLİ BİR TİCARET ANLAŞMASI” hakkında bugün bir basın toplantısı düzenlemeyi planladığını söyledi.
New York Times, bu ülkenin Birleşik Krallık olduğunu bildirdi.
-
Görüş2 hafta önce
Pahalgam terör saldırısı, Hindistan ve Pakistan yine kavgalı…
-
Görüş2 hafta önce
Dönüşümün gereklilikleri ve ulusal ortaklığın ihtiyaçları arasında Hamas
-
Görüş6 gün önce
Hindistan ve Pakistan savaşır mı?
-
Avrasya Günlüğü2 hafta önce
ABD’li ekonomist: Çin’in “e-ticaret + altyapı” sinerjisi bölgesel ekonomik dönüşümü hızlandırıyor
-
Görüş1 hafta önce
ABD, Ukrayna’ya ihanet etti
-
Dünya Basını2 hafta önce
Jeffrey Sachs: ABD’nin Asya’daki askeri üslerini kapatın
-
Avrasya Günlüğü2 hafta önce
Francis Acquah Amaning ile Çin-Afrika dijital işbirliğinin ilerlemesi ve potansiyeli üzerine röportaj
-
Avrasya Günlüğü2 hafta önce
Francis Gurry ile Çin’in küresel dijital yönetişimin şekillendirilmesinde oynadığı rol üzerine röportaj