Diplomasi
Trump Çin’i %104 gümrük vergisi ile tehdit etti, Pekin geri adım atmıyor

ABD Başkanı Donald Trump’ın kapsamlı gümrük vergileriyle alevlenen küresel ticaret savaşı xalı günü, sarsılan hisse senedi piyasaları durulsa da, çok az azalma belirtisi gösterirken Çin, ABD’nin “şantaj” olarak adlandırdığı tutumuna boyun eğmeyi reddetti.
Pekin’in sert yanıtı, Çin’in Trump’ın “karşılıklı” gümrük vergilerine misilleme kararına karşılık, Trump’ın çarşamba günü dünyanın 2 numaralı ekonomisini ABD’nin ithalatına uygulanan gümrük vergilerini %100’ün üzerine çıkarmakla tehdit etmesinin ardından geldi.
Çin’in hızlı ve sert yaklaşımı, diğer Asya ülkelerinin daha yumuşak hamleleriyle tezat oluşturdu. Avrupa Birliği de tüketicilerine ve ihracatçılarına daha fazla zarar vermeden Trump’ın gümrük vergilerine nasıl karşılık vereceği konusunda üye ülkelerle istişarelerini sürdürüyor.
Çin Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada “ABD tarafının Çin’e karşı gümrük vergilerini artırma tehdidi hata üstüne hata olup, Amerikan tarafının şantajcı doğasını bir kez daha gözler önüne sermektedir” denildi.
Bakanlık sözcüsü, “ABD kendi bildiğini okumakta ısrar ederse, Çin sonuna kadar mücadele edecektir” ifadelerini kullandı.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise, Çin Başbakanı Li Qiang ile yaptığı telefon görüşmesinde Pekin’i “müzakere edilmiş bir çözüm sağlamaya” çağırdı ve eşit bir oyun alanına dayanan adil bir ticaret sistemini destekleme ihtiyacını vurguladı.
Von der Leyen’in ofisinden yapılan açıklamada, AB’nin Çin’in ucuz ihracatını ABD’den Avrupa’ya yönlendirmesinden korktuğu için, ikilinin tarifelerin neden olduğu olası ticaret sapmasını izlemek için bir mekanizma kurulmasını da görüştüğü belirtildi.
Sofra takımlarından yer döşemelerine kadar pek çok ürün üreten Çinli üreticiler kârlılık konusunda uyarıda bulunuyor ve gümrük vergisi haberlerinin etkisiyle yeni denizaşırı tesisler planlamaya çalışıyor. Artan dış riskleri gerekçe gösteren Citi, 2025 Çin GSYİH büyüme tahminini %4,7’den %4,2’ye düşürdü.
Avrupa Birliği, Trump’ın onlarca ülkeyi kasıp kavuran, mali piyasaları alt üst eden ve küresel ekonominin resesyona girebileceği beklentilerini körükleyen saldırısına karşı kendi tarifelerini önerdi.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde: Visa ve Mastercard’dan çıkacağız
‘ABD TANINMAZ HALE GELDİ’
Mali piyasalar dalgalanmaya devam ederken, pan-Avrupa borsa operatörü Euronext’in başkanı, ABD’nin gelişmekte olan bir pazara benzemeye başladığını söyledi.
France Inter radyosuna konuşan Stephane Boujnah, “Her yerde korku var,” diyerek ABD’nin “tanınmaz” hale geldiğini söyledi.
“Belli bir yas tutma hali var, çünkü daha önce baskın bir ulus olarak tanıdığımız ABD, Avrupa’nın değerlerine ve kurumlarına benziyordu ve şimdi daha çok gelişmekte olan bir pazara benziyor” dedi.
Gelişmekte olan piyasalar belirli sektörleri yabancı rekabetten korumak için genellikle hedefe yönelik gümrük tarifeleri kullanıyor.
Küresel resesyon endişelerinin artması Asya’daki bankaları vurdu
Yatırımcılar için sıkıntılı birkaç günün ardından salı günü borsalar daha sağlam bir zemin buldu.
Avrupa hisseleri dört seans üst üste ağır satışların ardından erken işlemlerde 14 ayın en düşük seviyelerinden sıçrarken, küresel petrol fiyatları ağır bir satışın ardından toparlandı.
ABD hisse senedi endeks vadeli işlemleri, geçen haftadan bu yana trilyonlarca dolar kayıp yaşadıktan sonra, yatırımcıların ABD’nin müzakerelere başlayacağına dair herhangi bir işareti merakla beklemesi nedeniyle yükselişe geçti.
Japonya’nın Nikkei endeksi salı gününü %6 artışla kapatırken Çin’in mavi çipleri %1 tırmanarak pazartesi günkü %7’den fazla düşüşün bir kısmını geri aldı.
Endonezya piyasaları ise uzun bir tatilin ardından işlemlerin yeniden başlamasıyla birlikte hisse senetlerinin %9 değer kaybetmesiyle sarsıldı. Merkez bankası, diğer küresel yetkililerin son günlerdeki düşüşü durdurma çabalarına katılarak müdahale sözü verdi.
ABD’nin en yüksek gümrük vergilerinden bazılarıyla karşı karşıya olan düşük maliyetli üretim merkezi Vietnam, 45 günlük bir erteleme talep etti ve ticareti yeniden dengelemek için daha fazla Amerikan malı satın alacağını söyledi.
Rupiah para birimi rekor düşük seviyeye inen Endonezya, Beyaz Saray’ı kazanmak amacıyla elektronik eşya ve çelik üzerindeki vergilerin azaltılması da dahil olmak üzere ABD ithalatına yönelik tavizler açıkladı.
Güney Doğu Asya’nın en büyük ekonomisi de önümüzdeki hafta Washington’a bir heyet göndererek Çarşamba günü yürürlüğe girecek olan %32’lik gümrük vergisinin etkisini hafifletecek bir anlaşma arayışına girecek.
Güney Kore, Washington ile kendi görüşmelerine hazırlanırken ABD’den ithalatı artıracak tedbirleri değerlendiriyor.
AVRUPA KARŞI ÖNLEMLER PEŞİNDE
Bu arada Avrupa Komisyonu, soya fasulyesi, fındık ve sosis dahil olmak üzere bir dizi ABD malına %25’lik karşı tarifeler önerdi, ancak Reuters tarafından görülen bir belgeye göre burbon viskisi gibi diğer potansiyel ürünler liste dışı bırakıldı.
Yetkililer, Trump yönetimiyle “sıfıra sıfır” bir anlaşma için müzakereye hazır olduklarını söyledi.
Halihazırda otomobil ve metallere uygulanan gümrük vergileriyle mücadele eden 27 üyeli blok, çarşamba günü diğer ürünlere de %20 oranında gümrük vergisi tehdidi ile karşı karşıya. Trump ayrıca AB alkollü içeceklerine de gümrük vergisi uygulamakla tehdit etti.
Politico’nun haberine göre ABD Hazine Bakanı Scott Bessent pazar günü Florida’da Trump’la bir araya gelerek, stratejisinin bir sonu olduğuna dair piyasalara güvence vermek için ticaret anlaşmaları yapmaya vurgu yapmasını istedi.
Trump’ın hükümet harcamalarını kısma çabalarının başını çeken Elon Musk, ABD ve Avrupa arasında sıfır gümrük vergisi çağrısında bulundu ve Washington Post’un haberine göre Musk, gümrük vergilerini geri çekmesi için doğrudan Trump’a başvurdu.
Hazine Bakanı Bessent, Trump’ı tarifeler konusunda ‘odaklanmaya’ çağırıyor
Diplomasi
AB ve Avustralya, güvenlik ve savunma ortaklığını müzakere edecek

AB ve Avustralya, “Güvenlik ve Savunma Ortaklığı” müzakerelerine başlayacaklarını duyurdu ve “serbest ticaret müzakerelerini ilerletme” taahhüdünü yineledi.
Planlanan savunma ortaklığını duyuran açıklamada, Avrupa Komisyonu “savunma sanayii, siber ve terörle mücadele gibi alanlar da dahil olmak üzere mevcut ve gelecekteki işbirliği için bir çerçeve sağlayacağını” belirtti. Fakat Brüksel, gelecekteki anlaşmanın “askeri konuşlandırma yükümlülüğü içermediğini” vurguladı.
Savunma müzakerelerinin başlatılması kararı, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Konseyi Başkanı António Costa ve Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’nin Kanada’da düzenlenen G7 zirvesi sırasında yaptıkları görüşmenin ardından alındı.
Albanese yaptığı açıklamada, “Bu, ortak savunma tedarik fırsatlarının önünü açacak ve hem endüstrilerimize hem de güvenliğimize fayda sağlayacak,” dedi.
Leyen ise yaptığı açıklamada, “Gerilimin ve stratejik rekabetin arttığı bir dönemde, güvenilir ortaklar birbirlerine destek olmalıdır,” dedi. Leyen, AB ve Avustralya’nın ayrı ayrı “iktisadi güvenlik de önemli olduğu için serbest ticaret müzakerelerini ilerletmeye kararlı” olduğunu da sözlerine ekledi.
Brüksel ve Canberra, 2018 yılında serbest ticaret anlaşması müzakerelerine başlamış, fakat 2023 yılında Avustralya Ticaret Bakanı Don Farrell’ın AB pazarına erişim eksikliğinden şikayet ederek müzakereleri son anda çökertmesi üzerine müzakereler sonuçsuz kalmıştı.
Ne var ki, ABD Başkanı Donald Trump’ın dünya çapında gümrük vergileri uygulamaya koymasıyla AB-Avustralya anlaşması rafa kaldırıldı ve Komisyon gece yaptığı açıklamada “Avustralya-Avrupa ilişkilerinde güçlü bir ivme” olduğunu belirtti.
Diplomasi
Ermenistan’da iş insanı Karapetyan hakkında ‘darbe çağrısı’ soruşturması başlatıldı

Ermenistan’da Başbakan Nikol Paşinyan ile Rusya vatandaşlığı olan iş insanı Samvel Karapetyan arasında başlayan kilise tartışması, adli bir krize dönüştü. Paşinyan’ı eleştiren Karapetyan’ın evine baskın düzenlenirken, iş insanı hakkında ‘iktidarı ele geçirme çağrısı’ suçlamasıyla ceza davası açıldı ve tutuklanması talep edildi.
Ermenistan’da, Taşir Grubu’nun sahibi Rusya vatandaşlığı olan iş insanı Samvel Karapetyan hakkında, evinde arama yapılmasından bir gün sonra ceza davası açıldı.
News.am ajansının haberine göre, Karapetyan’a “iktidarı ele geçirmeye yönelik aleni çağrılar yapma” suçlaması yöneltildi.
İş insanının avukatlarından Armen Feroyan, Sputnik Armenia‘ya yaptığı açıklamada, Ermenistan Soruşturma Komitesi’nin Karapetyan’ın tutuklanması talebiyle mahkemeye başvurduğunu belirtti. Karapetyan ise suçlamaları reddediyor.
Kriz, Karapetyan’ın, Başbakan Nikol Paşinyan hükümetinin üst düzey din adamlarına yönelik sert eleştirilerinin ardından Ermeni Apostolik Kilisesi’ni (EAK) savunmasıyla patlak verdi.
Kilise savunması gerilimi tırmandırdı
Gerilim, 17 Haziran’da Karapetyan’ın kiliseye destek veren bir açıklama yapmasıyla zirveye ulaştı. Karapetyan, “Ermenistan’ın ve kilisenin bin yıllık tarihini unutan küçük bir grup insanın, EAK’ye ve Ermeni halkına saldırdığını” ifade etti.
Bu açıklamaya sert tepki gösteren Başbakan Paşinyan, iş insanını “sefih hayırsever” olarak nitelendirdi.
Paşinyan, din adamlarını ve onların hayırseverlerini “dizginleme” tehdidinde bulundu.
Karapetyan’ın evine baskın ve gözaltılar
Aynı günün akşamı Ermenistan İçişleri Bakanlığı, Karapetyan’ın evinde arama yaptı. Bu sırada binanın önünde toplanan iş insanının destekçilerinden 45 kişi gözaltına alındı.
Karapetyan’ın kardeşi Karen Karapetyan, güvenlik güçlerinin “evin kapısında yakaladıkları herkesi” gözaltına aldığını ve bazı kişilerin kollarının kırılarak yaralandığını söyledi.
Sputnik Armenia, Karapetyan’ın evinin yakınındaki gözaltıların “yasa dışı silah bulundurma” gerekçesiyle yapıldığını bildirdi. Haberde, bu suçlamanın ülkede eski siyasetçi ve yetkililere karşı sıkça kullanılan “popüler” bir madde haline geldiği yorumuna yer verildi.
18 Haziran gecesi Samvel Karapetyan, iki güvenlik görevlisi eşliğinde Erivan’daki evinden ayrıldı ve kardeşiyle birlikte bir polis aracına bindi.
Karapetyan, basına yaptığı kısa açıklamada, ne kadar karalanmaya çalışılırsa çalışılsın kilisenin ve Ermeni halkının yanında olacağını söyledi.
Paşinyan’dan kamulaştırma ve görevden alma hamlesi
İş insanıyla yaşanan skandalın ortasında Paşinyan, Karapetyan’a ait olan Ermenistan Elektrik Şebekeleri şirketini kamulaştırma zamanının geldiğini duyurdu.
Ermenistan Başbakanı ayrıca, Ulusal Güvenlik Teşkilatı Direktörü Armen Abazyan’ı görevden alan bir kararname imzaladı. Ulusal Güvenlik Teşkilatı direktörlüğü görevini geçici olarak direktör yardımcısı Andranik Simonyan yürütecek.
Karapetyan: Hükümet tam bir fiyasko
Sputnik Armenia tarafından 18 Haziran’da yayımlanan bir başka açıklamada Karapetyan, ilkelerinden vazgeçmeyeceğini vurgulayarak mevcut zor durumdan çıkmak için birleşme çağrısı yaptı.
İş insanına göre yaşananlar, “mevcut hükümetin tam fiyaskosunu” ortaya koydu. Karapetyan, hükümetin nitelikleri arasında EAK’ye karşı nefret, ulusal değerlere kayıtsızlık, sağlıklı eleştiriye tahammülsüzlük ve her türlü muhalif düşünceyi acımasızca bastırma arzusunu saydı.
Tartışmanın fitilini Paşinyan ateşledi
Hükümet ile Karapetyan arasındaki çatışma, Paşinyan’ın kiliseye yönelik eleştirileriyle başladı. 29 Mayıs’ta bir hükümet toplantısında kiliselerin durumunu eleştiren Paşinyan, ibadethanelerin “kilerlere” dönüştüğünü iddia etti.
Ertesi gün sosyal medya hesaplarından din adamlarını hedef alan Paşinyan, üst düzey ruhban sınıfından kaç kişinin bekaret yeminine sadık kaldığı konusunun araştırılmasını önerdi ve yemini bozan din adamlarının görevlerini bırakması gerektiğini belirtti.
Paşinyan, 9 Haziran’da ise Tüm Ermeniler Katolikosu II. Garegin’i doğrudan bekaret yeminini bozmakla suçlayarak bir çocuğu olduğunu öne sürdü.
Başbakan, Katolikos’un görevini bırakması gerektiğini söyleyerek inananları birleşmeye ve “patriklik konutunu özgürleştirmeye” çağırdı.
Taşir Grubu’nun kurucusu ve başkanı olan Samvel Karapetyan, aynı zamanda Taşir yardım vakfının da başkanlığını yürütüyor.
Forbes‘a göre, bu yılın şubat itibarıyla 3,2 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin 1102’nci, Rusya’nın ise 44’üncü zengini konumunda bulunuyor.
Diplomasi
Çin Devlet Başkanı Xi: İsrail’in gerginliği tırmandıran eylemlerinden endişeliyiz

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, devlet haber ajansı Xinhua’ya göre, daha fazla gerginliği önlemek için İsrail-İran çatışmasında gerginliğin azaltılması çağrısında bulunurken, Pekin’in barışın yeniden tesis edilmesinde “yapıcı bir rol oynamaya” hazır olduğunu vurguladı.
Xinhua, Xi’nin salı günü yaptığı açıklamada, “Tüm taraflar, çatışmayı mümkün olan en kısa sürede yatıştırmak ve gerginliğin daha da tırmanmasını önlemek için çalışmalıdır” dediğini bildirdi: “Çin, Orta Doğu’da barış ve istikrarın yeniden tesis edilmesinde yapıcı bir rol oynamak için tüm taraflarla işbirliği yapmaya hazırdır.”
Çin Devlet Başkanı Xi, Kazakistan’ın Astana kentinde düzenlenen Çin-Orta Asya Zirvesi’nin arasında, Özbekistan’ın Cumhurbaşkanı Şavkat Mirziyoyev ile yaptığı görüşmede, “İsrail’in İran’a yönelik askeri eylemleri Orta Doğu’da gerginliğin aniden tırmanmasına yol açtı ve bu durum Çin’i derinden endişelendiriyor” dedi.
Çin lideri, “Diğer ülkelerin egemenliğine, güvenliğine ve toprak bütünlüğüne tecavüz eden her türlü eyleme karşıyız. Askeri çatışma sorunların çözümü değildir ve artan bölgesel gerginlikler uluslararası toplumun ortak çıkarlarına uygun değildir” dedi.
Bu arada, Çin Dışişleri Bakanlığı’na göre, Pekin, daha geniş bir bölgesel çatışma endişesinin artmasıyla İran ve İsrail’de yaşayan Çin vatandaşlarını tahliye etmeye başladı.
Bakanlık sözcüsü Guo Jiakun salı günü yaptığı açıklamada, bazı Çin vatandaşlarının komşu ülkelere tahliye edildiğini belirtti ancak ayrıntıları vermedi.
Guo, günlük basın brifinginde, “Bakanlık ve büyükelçilikler, İran ve İsrail’deki Çin vatandaşlarının güvenliğini korumak ve Çin vatandaşlarının tahliyesini hızla organize etmek için her türlü çabayı gösteriyor” dedi.
“Her iki hükümetten de Çin vatandaşlarının ve kurumlarının güvenliğini etkili bir şekilde sağlamalarını, zamanında uyarılar ve yönergeler yayınlamalarını, Çin vatandaşlarıyla yakın temas halinde olmalarını, önlem almaları için onlara rehberlik etmelerini ve tahliye edilenlere aktif olarak yardım etmelerini istedik” ifadelerini kullandı.
Trump’ın İran’ı ABD ile nükleer anlaşma imzalamaya çağıran paylaşımı sorulduğunda Guo, “Ateşi körüklemek, tehditler savurmak ve baskı yapmak durumun yatışmasına yardımcı olmayacak, sadece çatışmayı şiddetlendirecek ve genişletecektir. Çin, tüm ilgili tarafları, özellikle İsrail üzerinde özel etkisi olan ülkeleri, sorumluluklarını üstlenmeye, gerilimi azaltmak ve çatışmanın genişlemesini ve yayılmasını önlemek için acil önlemler almaya çağırıyor” dedi.
Geçen hafta her iki tarafın dışişleri bakanlarıyla telefon görüşmeleri yapan Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, İsrail’in İran’a yönelik saldırısını “kabul edilemez” bir uluslararası hukuk ihlali olarak nitelendirdi ve iki ülkeye gerilimi azaltma çağrısında bulundu.
Çin Dışişleri Bakanlığı da bu tutumunu defalarca dile getirerek İsrail ve İran’ı “farklılıklarını diyalog yoluyla çözmeye ve barış içinde bir arada yaşamanın yolunu aramaya” çağırdı.
Salı günü, Çin’in İsrail Büyükelçiliği, Çin vatandaşlarına mümkün olan en kısa sürede kara sınır kapılarından ülkeyi terk etmeleri çağrısında bulundu. Büyükelçilik, kişisel güvenliğin sağlanmasının önemini vurgulayarak Ürdün üzerinden seyahat edilmesini tavsiye etti.
İsrail makamlarına atıfta bulunarak, Ürdün ve Mısır sınır kapılarının açık olduğunu da ekledi.
Büyükelçilik, sosyal medyada yayınladığı güvenlik duyurusunda, “Son günlerde, İsrail’deki birçok Çin vatandaşı, havaalanının ne zaman yeniden açılacağı ve [Çin’in] Hainan Havayolları’nın uçuşlarının ne zaman yeniden başlayacağı hakkında bilgi almak için büyükelçiliğimize telefon veya e-posta yoluyla başvurdu” dedi.
“İsrail hava sahası kapalıdır ve hükümet olağanüstü halin süresini 30 Haziran’a kadar uzattı.
Büyükelçiliğimiz, evlerine dönmek veya ülkeyi terk etmek isteyen Çin vatandaşlarının ihtiyaçlarını karşılamak için konsolosluk hizmetlerinin sorunsuz bir şekilde yürütülmesi için her türlü çabayı gösterecektir” ifadeleri kullanıldı.
Bu arada, İran’daki büyükelçilik, Çin vatandaşlarına Türkiye, Ermenistan veya Türkmenistan ile kara sınırlarından mümkün olan en kısa sürede ülkeyi terk etmeleri çağrısında bulundu.
İsrail-İran savaşı, Çin’in enerji güvenliği ve diplomasisi için bir sınav olabilir
-
Dünya Basını1 hafta önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Asya1 hafta önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Görüş2 gün önce
Çin, İsrail’i Kınamaktan Daha Fazlasını Yapabilir mi?
-
Dünya Basını1 hafta önce
Mevcut jeopolitik değişiklikleri anlamak: Sergey Karaganov ile mülakat
-
Görüş1 hafta önce
Avrupa’nın savunma özerkliği ve Almanya’nın askerî rolü dönüm noktasında
-
Diplomasi3 gün önce
Çinli akademisyen İsrail-İran savaşını Harici’ye değerlendirdi: İran, Çin için stratejik öneme sahip
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 3
-
Ortadoğu9 saat önce
İsrail’de hangi ‘halk’ yaşıyor?