Diplomasi
Trump’ın gümrük vergileri sonrası Çin ürünleri Rusya pazarına mı yönelecek?

ABD’nin Çin mallarına yönelik yüksek gümrük vergileri uygulama kararı, Çin’in ihracatını Rusya gibi BRICS ülkelerine yönlendirmesi ihtimalini artırdı. Uzmanlar, ABD pazarının daralmasıyla Çin’in yaklaşık 350 milyar dolarlık ihracat kaybını telafi etmek için yeni pazarlar arayacağını, ancak Rusya ve diğer BRICS ülkelerinin pazar kapasitesinin sınırlı olduğunu belirtiyor. Bu durumun Rusya ekonomisine etkileri tartışılırken, bazı uzmanlar artan rekabetin enflasyonu düşürebileceğini, bazıları ise etkinin sınırlı kalacağını öngörüyor.
ABD, bugünden itibaren Çin dahil onlarca ülkeye karşı “karşılıklı” ithalat vergileri uygulamaya başladı.
Bu kapsamda Çin mallarının ABD’ye ithalatında yüzde 54 vergi uygulanacak.
ABD Başkanı Donald Trump, Pekin’in Amerikan mallarına yüzde 34’lük misilleme vergisi planından vazgeçmemesi halinde 9 Nisan’dan itibaren Çin mallarına ek yüzde 50 vergi getirme tehdidinde bulundu.
Trump’ın tehdidi gerçekleşirse, Çin ürünlerinin ABD’ye ithalatındaki toplam vergi yüzde 104’e ulaşacak (Nitekim Trump, Çin’e yönelik vergilerin bu seviyeye çıkarılmasına ilişkin belgeyi imzaladı ve vergiler 9 Nisan Moskova saatiyle 07.01’de yürürlüğe girdi).
Rus ekonomi gazetesi RBK‘ya konuşan Freedom Finance Global analisti Natalya Milçakova, Trump için Çin ile ticaret koşullarına ilişkin söylemin sertleşmesinin, örneğin TikTok’un Amerikan biriminin satışına izin verilmesi gibi konularda Çinli yetkililerden taviz koparma yöntemi olabileceğini öne sürüyor.
Ancak Milçakova, Amerikan vergisinin gerçekten yüzde 100’e çıkması durumunda, Çin’in ABD’ye bazı mal, hammadde ve malzeme tedarikini durdurabileceğini belirtiyor.
Uzman, bu durumda Çin’in, BRICS ülkelerine, özellikle de Rusya’ya mal tedarikini artırmaya başlayabileceğini ifade ediyor.
Milçakova, “Çin, Rusya’nın en büyük hammadde alıcısı olduğu için, Rusya’nın bu ithalata vergi uygulamayacağı aşikâr,” diyor.
Diğer yandan Bloomberg Economics ekonomisti Aleksandr İsakov’a göre, ABD’nin Çin mallarına yönelik mevcut (yüzde 20) ve açıklanan (yüzde 34) vergi artışları, yürürlükteki vergilerle birlikte ortalama oranı yüzde 63’e çıkaracak.
İsakov’a göre bu durum, ABD’nin Çin’den yaptığı ithalatın (2024’te yaklaşık 439 milyar dolar) önümüzdeki 24 ay içinde yüzde 80, yani yaklaşık 350 milyar dolar azalabileceği anlamına geliyor.
İsakov, “Çin için bu, GSYİH’nin yaklaşık yüzde 2’sine denk bir kayıp anlamına geliyor, ancak ihracatın yeni pazarlara yönlendirilmesi ve daha yumuşak bütçe ve para politikalarıyla iç talebin teşvik edilmesi sayesinde tam etkinin yaklaşık yüzde 1,5 olacağını tahmin ediyoruz,” diye değerlendiriyor.
Bloomberg ekonomisti, Çinli üreticilerin ihracatı BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) ülkelerine artırmayı deneyebileceğini, ancak BRICS pazarının kapasitesinin açıkça yetersiz kalacağını belirtiyor. İsakova göre, bu ülkelerin Çin’den yaptığı toplam ithalat yılda 200 milyar doların biraz üzerinde ve önümüzdeki yıllarda muhtemelen istikrarlı kalacak.
Rusya Ekonomi Okulu Profesörü Oleg Şibanov ise, ülkenin geçen sene Çin’den yaklaşık 115 milyar dolarlık mal ithal ettiğini ve bunun 2023’e göre sadece yüzde 4,1’lik bir artış olduğunu söylüyor.
Şibanov, “Elbette Çin, tüm ortak ülkelerle ek bağlantılar kurmaya çalışacaktır, ancak yönlendirilen tedariklerin ana tüketicisinin BRICS olacağını sanmıyorum,” yorumunu yapıyor.
Geçen sene Çin’in Rusya’ya mal tedariki şunları içeriyordu:
— 27 milyar dolar: Ekipman ve mekanik cihazlar;
— 25,5 milyar dolar: Taşıtlar (15,2 milyar doları binek otomobiller dahil).
Bu yılın ilk iki ayında Çin’in Rusya’ya ihracatı 14,96 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine (16,79 milyar dolar) göre yüzde 10,9 daha az.
Aynı dönemde Çin’in tüm ülkelere ihracatı ise yıllık bazda yüzde 2,3 arttı. Bu dönemdeki ticaret hacimleri genellikle Çin Yeni Yılı’ndan etkileniyor. Ayrıca, Şubat 2024’te bir gün fazlaydı.
Şibanov, ABD pazarının yerini sadece BRICS ülkelerinin alacağını düşünmüyor. Ayrıca, Çinli tedarikçilerin 2018-2019 yıllarında olduğu gibi akışları üçüncü ülkeler üzerinden ABD’ye yönlendirmeye çalışacaklarını ekliyor.
Ulusal Uluslararası İşbirliği Koordinasyon Merkezi Başkan Yardımcısı ve Rusya Bilimler Akademisi Çin ve Modern Asya Enstitüsü Direktör Yardımcısı Pavel Kuznetsov da “Çin ile ABD arasındaki gümrük vergisi savaşının yeni turu koşullarında Çin tarafından Rusya’ya veya özellikle BRICS ülkelerine yönelik ihracatta önemli bir artış beklemiyoruz,” dedi.
Kuznetsov, Çin’in dış pazara yönelik üretim yapan tesislerin kapanmasını önlemek için ortaya çıkan fazla ihracat hacmini “yerleştirmeye” çalışacağını belirtiyor.
Uzman, “Ancak, Çin’den ABD’ye ciddi sanayi ve yüksek teknoloji ürünlerinin sabit alım fiyatlı uzun vadeli sözleşmelerle tedarik edildiğini dikkate almak gerekir. Bu nedenle, ABD topraklarındaki ek maliyetler, Çinli tedarikçilerden ziyade, Çinli fabrikalara ve ihracatçılara karşı tedarik yükümlülükleri bulunan Amerikalı kurumsal alıcıların sorunudur,” değerlendirmesini yapıyor.
Kuznetsov, ABD’de Çin ürünlerine yönelik önemli bir alternatif bulunmadığını, bu nedenle ürünlerden vazgeçilmesi yerine fiyatlarda önemli bir artış yaşanmasının beklendiğini düşünüyor.
Kuznetsov, “BRICS ülkelerinin pazarları, Amerikan tüketici pazarının yerini tutamaz,” diye kesin bir dille belirtiyor.
DTÖ Konularında Uzmanlık Merkezi Danışmanı Maksim Medvedkov da Çin’in ihracatını özellikle BRICS ülkelerine yönlendireceği fikrine katılmıyor.
Medvedkov, “En azından bu ülkelerin pazarları çok farklı olduğu için; bazıları Çin için cazip olabilir, bazıları daha az. Fakat gerçek şu ki, Çin malları Amerikan pazarından çekilir ve muhtemelen Avrupa pazarına da giremezse, bu büyük pazarlar için tasarlanan malların satışı sorunu ortaya çıkacaktır,” diyor.
Bununla beraber Opora Rossii’nin Çin’deki (Guangdong eyaleti) temsilcisi İlon Gorşeneva-Dolunts, Çin’in ABD ve AB ile olan gümrük vergisi savaşları nedeniyle ihracatını gerçekten yeniden yönlendirdiğini, ancak Rusya’nın Güneydoğu Asya, Afrika ve Latin Amerika ile birlikte sadece pazarlardan biri olduğunu düşünüyor.
Gorşeneva-Dolunts’a göre, odak noktası, Çin’in yatırım ve ticareti artırdığı BRICS+ ülkeleri, özellikle Hindistan, Brezilya ve Suudi Arabistan.
Temsilci, Rusya’ya Çin sanayi ekipmanı ve bileşenleri (Avrupalı ve Amerikalı tedarikçilerin yerini alarak), otomobil ve yedek parçaları, elektronik ve ev aletleri, giyim ve günlük tüketim malları ile yeşil teknolojilerin tedarikini artırma potansiyeli olduğunu belirtiyor.
RBK‘ya daha önce konuşan uzmanlar, Joe Biden’ın başkanlığı sırasında üçüncü ülkelerden pek çok tedarikçinin ikincil yaptırımlardan çekindiğini, ancak şimdi bu risklere karşı daha az hassas hale gelip Rusya’ya tedariki artırmaya karar verebileceklerini söylemişti.
İsakov’a göre, Amerikan ihracat pazarının potansiyel olarak daralması koşullarında, Çinli tedarikçilerin öncelikle elektronik (ABD’ye yıllık 130 milyar dolar ihracat) ve sanayi ekipmanı (100 milyar dolar) ihracatı için yeni pazarlara ihtiyacı olacak.
Şibanov ise “ABD’ye Çin’den kitlesel olarak ev elektroniği ve ekipmanı tedarik ediliyordu; bunların Rusya’da talep göreceğinin garantisi yok,” diye belirtiyor.
Teorik olarak, ucuz Çin malları akını durumunda Rus makamları koruyucu önlemler alabilir.
Medvedkov, “Evet, elbette alabilir. Rusya’nın Avrasya Ekonomi Birliği (AEB) üyesi olarak, anti-damping dahil olmak üzere geniş bir özel koruyucu önlem yelpazesi var,” diyor.
Fakat uzman, bu tür önlemlerin alınmasının zaman gerektirdiğini, birkaç aydan bir yıla kadar sürebilecek prosedürler olduğunu belirtiyor.
Medvedkov, Rusya’nın prensipte herhangi bir menşeli mal akışına hazır olması gerektiğini, zira ABD ile anlaşamayan ve başka pazarlar aramak zorunda kalacak tüm ülkelerin benzer bir durumla karşılaşacağını vurguluyor.
Şibanov da belirli sektörlerin izlenmesi ve gerekirse korunması gerektiği konusunda hemfikir.
Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina 8 Nisan’da yaptığı açıklamada, kurumun ABD’nin dünya ülkelerinden ithalata uyguladığı büyük ölçekli gümrük vergilerinin Rusya ekonomisini nasıl etkileyeceğini değerlendireceğini bildirmişti.
Nabiullina’ya göre, ana etki kanalı petrol fiyatlarındaki düşüş olabilir.
İsakov’a göre, gümrük vergisi savaşlarının BRICS ülkeleri üzerindeki etkisi eşit olmayacak: Petrol ihracatçıları (Rusya, İran) daha düşük petrol fiyatlarına uyum sağlamak zorunda kalacakken, üretimin bir kısmının Çin’den kayması sayesinde Brezilya ve Hindistan’ın üretim hacimleri üzerindeki etki sıfıra yakın olacak. (ABD’nin Brezilya’ya uyguladığı ithalat vergisi yüzde 10, Hindistan’a ise yüzde 26; yani Çin’den kayda değer ölçüde düşük).
Şibanov, Rusya için sonuçların sınırlı olacağından emin. Şibanov, “Dolar kuru 85 ruble iken bile önemli bir ithalat artışı görmüyoruz,” diyor.
9 Nisan itibarıyla resmi kur dolar başına 85,5 ruble olarak belirlendi, yani ruble yıl başındaki 101,7 ruble seviyesinden bu yana önemli ölçüde güçlendi.
Bunun yanı sıra T-Investments Baş Ekonomisti Sofya Donets, potansiyel Çin tedarik artışının iyi olduğu görüşünde.
Donets, “Çin ihracatını Rusya’ya zorla sokmayacak. Eğer Rusya’ya gelirse, rekabet edecektir. Rekabet ederse, bunu fiyatta yapacaktır,” diye konuştu.
Uzman, fiyat rekabetindeki herhangi bir artışın enflasyon için olumlu olduğunu belirtiyor. Ruble kuru veya enflasyon açısından büyük riskler görmüyor.
Donets genel olarak bunun piyasayı güçlü bir şekilde değiştireceğini söylemenin mümkün olmadığı görüşünde.
Donets, “Zira Rusya’ya yapılan ithalat oldukça çeşitlendirilmiş bir pazar. Yüzde 50 yatırım, yüzde 50 tüketim malları; bunların içinde çok sayıda elektronik, teknik ürün var ama genel olarak oldukça geniş bir mal yelpazesi söz konusu. Yani bu yine de bir talep pazarı, tüketici pazarı, alıcı pazarı [tedarikçinin kendi koşullarını, fiyat dahil olmak üzere dikte ettiği bir pazar değil],” diye açıklıyor.
Başka bir deyişle, Rusya’nın yeni Çin ürünleriyle “dolup taşmasının” pek muhtemel olmadığını, özellikle de alıcının şu anda (hem maaş artışlarının yavaşlaması hem de pahalı kredi —hem tüketici hem de yatırım kredisi— nedeniyle) “oldukça temkinli” olduğunu belirtiyor.
Ekonomist, ithal ikamesi üzerinde çalışanların ise muhtemelen bu rotayı sürdüreceklerini, çünkü ithal ikamesinin yine de başka, stratejik faktörler tarafından teşvik edildiğini düşünüyor.
Donets, “Bizi daha önce jeopolitik yaptırımlar şeklinde Çin ile yakınlaşmaya iten şey, şimdi yeni bir ivme kazanıyor; ticaret savaşlarının yeni turu bizi daha da birbirimizin kollarına itiyor. İlk turdan kesinlikle kaybetmedik. Piyasanın Çin ile eşitlikçi, ortaklık temelinde nasıl yeniden yapılandığını gördük. Yeni dalga daha ziyade etkili rekabetle ilgili,” diyerek iyimserliğini dile getiriyor.
Diplomasi
Putin ve Katar Emiri, Moskova’da Suriye ve Gazze’yi görüştü

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad es-Sani, bugün Moskova’da bir araya geldi. Görüşmede, Suriye’deki HTŞ yönetiminin yeni lideri Ahmed eş-Şaraa’nın Moskova ile ilişki kurma isteği, Gazze’deki durum ve Ukrayna savaşı ele alındı. Putin, Suriye’nin egemenliğinin korunması gerektiğini vurgularken, Katar Emiri Gazze’deki ateşkesin İsrail tarafından ihlal edildiğini belirtti.
Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad es-Sani, bugün Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede, Suriye’nin yeni liderinin Moskova ile ilişkiler kurmaya istekli olduğunu belirtti.
Katar Emiri, Kremlin’deki görüşmede Putin’e hitaben, “Suriye konusuna gelince, birkaç gün önce Devlet Başkanı (HTŞ yönetiminin lideri Ahmed) eş-Şaraa Katar’daydı ve kendisiyle Suriye ile Rusya arasındaki tarihi ve stratejik ilişki hakkında konuştuk. İki ülke arasında karşılıklı saygıya dayalı bir ilişki kurmaya istekli,” ifadelerini kullandı.
Putin ise son haftalarda mezhepçi şiddet olaylarıyla sarsılan Suriye’deki durumun gelişiminin ciddi önem taşıdığını belirtti.
Putin, Katar Emiri’ne yönelik olarak, “Suriye’nin öncelikle egemen, bağımsız ve toprak bütünlüğüne sahip bir devlet olarak kalmasını sağlamak için her şeyi yapmak istiyoruz. Sizinle Suriye halkına insani yardım da dahil olmak üzere yardım sağlama olasılığını görüşmek istiyoruz,” dedi.
Putin sözlerine, “Orada siyasi, güvenlik ve tamamen ekonomik olmak üzere pek çok sorun var,” diyerek devam etti.
İki lider ayrıca Gazze’deki durumu da ele aldı.
Katar, ocak ayında İsrail ile Hamas arasında üç aşamalı bir ateşkes anlaşmasına aracılık etmede kilit rol oynamıştı.
İsrail’in mart ayında bölgedeki saldırılarını yeniden başlatmasının ardından ateşkesi yeniden sağlama amaçlı görüşmelerde henüz bir ilerleme kaydedilemedi.
Şeyh Temim, “Birkaç ay önce Gazze ile ilgili bir anlaşmaya vardık ancak İsrail anlaşmaya uymadı,” diye konuştu.
Katar Emiri, “Doha, arabulucu rolüyle, Filistin halkının acılarına son verecek bir anlaşmaya varmak amacıyla farklı bakış açıları arasında köprü kurmaya çalışacaktır,” diye ekledi.
Putin, Katar Emiri’ne hitaben, “Katar’ın İsrail-Filistin çatışmasını çözmek için çok ciddi çabalar sarf ettiğini biliyoruz. Maalesef, sizin de aralarında bulunduğunuz girişimler hayata geçirilmedi. Filistin’de sivil insanlar ölmeye devam ediyor ki bu günümüzün mutlak bir trajedisidir,” değerlendirmesini yaptı.
Taraflar, iki liderin Ukrayna’daki savaşı sona erdirme çabalarını da görüşeceğini belirtti.
Katar, Rusya ve Ukrayna arasında arabuluculuk yapmak için bir dizi girişimde bulunmuş ve savaş sırasında ailelerinden ayrı düşen her iki ülkeden çocukların geri gönderilmesine yardımcı olmuştu.
Diplomasi
Meloni ABD’de: Gümrük tarifelerinde orta yol arayışı

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, bugün (17 Nisan) Washington’da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşecek.
Meloni’nin 24 saat içinde hem Trump hem de Başkan Yardımcısı JD Vance ile bir araya gelmesi planlanıyor. Vance ayrıca cuma günü Roma’ya Paskalya ziyareti gerçekleştirecek.
İtalyan başbakanı Washington’a hareket etmeden bir gün önce gülümseyerek, “Tahmin edebileceğiniz gibi baskı yok. Elimizden gelenin en iyisini yapacağız, bakalım nasıl olacak,” dedi.
Meloni uzun zamandır Trump’ı “siyasi bir ilham perisi” olarak görüyor, mitinglerine katılıyor ve onun dünya görüşünü tekrar ediyor. Trump ise Meloni’yi “harika bir lider ve insan” olarak nitelendiriyor. İtalyan siyasetçi, Trump’ın ikinci yemin törenine davet edilen tek Avrupalı liderdi.
Brüksel, İtalyan liderin ziyaretini beklenti ve kaygıyla izliyor
Brüksel’deki pek çok kişi ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olsa da, bugünkü herhangi bir yakınlık gösterisinin Avrupa’yı kutuplaştırması muhtemel. Euractiv’e konuşan bir AB diplomatı “Oldukça rahatız. Meloni, Trump’la olan kişisel kimyasını AB’nin yararına kullanırsa daha iyi olur,” dedi.
Bir başka diplomat ise, “Bence AB için, özellikle ticaret söz konusu olduğunda, ortak yaklaşımımıza sadık kaldığını görmek kilit önem taşıyor. İdeal senaryoda Trump’la olan ayrıcalıklı konumunu hepimiz için olumlu bir sonuç elde etmek üzere kullanabilir,” diye konuştu.
İtalyan hükümeti, Meloni’nin kampının misyon konusunda “Brüksel ile tamamen uyumlu” olduğunu güçlü bir şekilde vurguladı. Nitekim Meloni’ye yakın kaynaklar, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile sık sık telefon görüşmeleri yaptığını ve en sonuncusunun kalkıştan hemen önce gerçekleştiğini söyledi.
Meloni’nin seçimi: Ya Avrupa-Amerikan sanayi ittifakı, ya Çin’e yöneliş
Masada ayrıca savunma harcamaları, LNG ithalatı ve Çin var
Meloni ve bakanları Trump’la birkaç konuyu gündeme getirme konusunda anlaştı: gümrük tarifeleri, NATO kapsamında savunma harcamaları hedefleri, ABD’den sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatının artırılması, endüstriyel işbirliği, Çin’’e yönelik politika koordinasyonu ve Ukrayna’ya destek.
Meloni’nin Avrupa Parlamentosu’ndaki (AP) İtalya’’nın Kardeşleri (FdI) grubunun lideri Carlo Fidanza Euractiv’e verdiği son röportajda Meloni’nin ana hedefinin ABD’nin Avrupa sanayi ürünlerine uyguladığı gümrük tarifelerini azaltmak ve ideal olarak ortadan kaldırmak olduğunu vurgulamıştı.
Trump’ın gümrük vergilerinden kaçınmak, halihazırda ekonomik durgunluğa yakın olan ve ihracat odaklı endüstrileri Trump’ın korumacı politikalarından doğrudan etkilenen İtalya için özellikle kritik önem taşıyor.
Zira Trump’ın geçen ay yürürlüğe giren %25’lik otomobil vergileri, geçen yıl ABD’ye 5,2 milyar dolar değerindeki araç satan İtalya’yı hakiki zararlar verebilir.
Trump ayrıca defalarca ilaç ürünlerine yönelik “büyük” gümrük vergileri tehdidinde bulundu ki bu da İtalya’nın ihracat odaklı ilaç endüstrisine ciddi hasar verebilir.
Roma, Pekin’e mesafelenmek istiyor
Ne var ki ekonominin ötesinde, daha büyük bir mesele de var. FdI’lı Fidanza, Trump’ın gümrük vergilerini askıya almasını, ABD’nin Çin’in endüstriyel hakimiyetine karşı Batı’nın ekonomik cephesini birleştirmeye yönelik ilgisinin derinleştiğinin bir işareti olarak yorumluyor.
Roma’nın bakış açısına göre Brüksel’in Pekin’e yönelik son yakınlaşma girişimleri tehlikeli derecede naif görünüyor.
Avrupa Politika Çalışmaları Merkezi’nde araştırma görevlisi Cinzia Alcidi, AB’nin Çin’e karşı daha sert bir çizgi benimsemesi karşılığında Trump’ın gümrük vergisi tavizleri önermesinin de olası olduğunu ve böyle bir teklif yapılması halinde Meloni’nin nasıl tepki vereceğinin belirsiz olduğunu söyledi.
Ticaretin kesinlikle Avrupa Komisyonu’nun yetkisinde olduğuna dikkat çeken Alcidi, “Meloni kesinlikle AB adına bir söz veremez. Fakat Meloni’nin ABD ile Çin’den daha fazla yakınlığı olduğu kesin,” diye ekledi.
BM verilerine göre İtalya geçen yıl Çin’e 14,6 milyar avro değerinde mal ihraç ederken, bu rakam ABD’ye 61,7 milyar avro.
Meloni, Trump ile Avrupa arasında seçim yapmayı ‘çocukça’ buluyor
‘Meloni en iyi şansımız’
Beyaz Saray’da Meloni’nin, askeri harcamalarda acil artışlar ve Çin’e karşı AB çapında daha sert tutumlar karşılığında, özellikle şarap ya da lüks mallar gibi alanlarda gümrük vergilerinden sektörel muafiyetler elde etmeyi denemesi mümkün.
AB ve ABD bu hafta Trump’ın çelik, alüminyum ve otomobil için %25, 90 günlük duraklama süresince de diğer tüm ihracatlar için %10 olarak belirlediği gümrük vergileriyle ilgili ilk tur görüşmelerini gerçekleştirdi.
Görüşmelerin başarısız olması halinde Washington, AB ihracatına %20’lik “karşılıklı gümrük vergisi” oranını yeniden uygulayacağını söyledi.
Fakat Trump yönetimiyle temaslarda bulunan AB ticaret müzakerecileri, ABD’nin taleplerinin kendilerine sunulmadığından şikâyet ederken, yetkililer Meloni’nin bu konuya açıklık getirmesini umuyor.
Meloni, ABD’nin de aynı şeyi yapması halinde AB’nin sanayi malları üzerindeki tüm gümrük vergilerini düşürme teklifini açıkça destekledi. Fakat görüşmeler hakkında bilgi sahibi diplomatların Financial Times’a (FT) bildirdiğine göre Washington vergileri düşürmeye yanaşmadı ve %10’luk gümrük vergisi oranı muhtemelen kalıcı olacak.
POLITICO’ya konuşan Avrupalı üst düzey yetkililer de, Meloni’nin Trump ile görüşmek üzere Washington’a gitmesinden ve ticaret görüşmelerinin bıçak sırtında olmasından endişe duyuyor ama “aynı zamanda onun transatlantik gerilimi azaltmak için en iyi şansları olabileceğini” de biliyorlar.
Meloni, geçen ay FT’ye verdiği bir mülakatta, Trump ile Avrupa arasında seçim yapmayı ‘çocukça’ bulduğunu söylemişti.
Diplomasi
Japonya Trump ile ‘zorlu’ ticaret müzakerelerine başladı

ABD Başkanı Donald Trump çarşamba günü Beyaz Saray’da Japonya’nın ticaret elçisiyle yaptığı görüşmenin ardından memnuniyetini dile getirerek görüşmelerde ilerleme kaydedildiğini belirtti. Ancak Japonya tarafı, Japon şirketlerinin ABD’ye yatırım yapma çabalarını olumsuz etkileyeceğini belirterek Başkan’ın gümrük vergilerinin gözden geçirilmesini talep etti.
Trump, Ekonomi ve Maliye Politikası Bakanı Ryosei Akazawa ile ticaret görüşmelerinde bulunduktan sonra Truth Social platformuna, “Ticaret konusunda Japon Delegasyonu ile bir araya gelmiş olmaktan büyük onur duyuyorum. Büyük İlerleme!” diye yazdı.
Akazawa daha sonra gazetecilere yaptığı açıklamada Trump ile Oval Ofis’te 50 dakika görüştükten sonra Beyaz Saray’da ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Ticaret Bakanı Howard Lutnick ve Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer ile 75 dakika süren bir toplantıya katıldığını söyledi.
Akazawa, Trump’ın Japonya ile görüşmelerin Amerika’nın en yüksek önceliği olduğunu ve görüşmelerin bakanlar düzeyinde iyi bir şekilde ilerlemesini umduğunu açıkça belirttiğini söyledi.
Akazawa, kabine düzeyindeki görüşmeler sırasında, “karşılıklı” tarifeler ve otomobil, çelik ve alüminyum üzerindeki sektöre özgü tarifelerin yanı sıra %10’luk temel vergiler de dahil olmak üzere yeni uygulanan tüm tarifelerden duyduğu üzüntüyü dile getirdiğini kaydetti. Ayrıca ABD’yi tedbirleri gözden geçirmeye şiddetle çağırdığını söyledi.
İki taraf, Trump ve Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba tarafından mümkün olan en kısa sürede imzalanabilecek bir anlaşmaya varmak amacıyla bu ay bir tur görüşme daha yapmayı kararlaştırdı.
Akazawa çarşamba günkü görüşmelerin ayrıntıları hakkında bilgi vermekten kaçındı, ancak para birimlerinin tartışılmadığını açıkça belirtti.
Bir Japon Dışişleri Bakanlığı yetkilisi gazetecilere yaptığı açıklamada tarafların öğrendiklerini geri alacaklarını, birbirlerinin pozisyonlarını analiz edeceklerini ve bu ay içinde tekrar bir araya geleceklerini söyledi. İkinci toplantının yüz yüze mi yoksa sanal ortamda mı yapılacağı henüz belirlenmedi.
Günün erken saatlerinde Trump, Japonya’ya uygulanan ve şu anda %24 olarak belirlenen karşılıklı gümrük vergilerinin düşürülmesine yönelik görüşmelerin, Tokyo’nun ülkedeki ABD askeri üslerinin bakımıyla ilgili yükü daha fazla paylaşmaya istekli olmasına bağlı olacağının sinyalini verdi.
“Japonya bugün gümrük tarifeleri, askeri desteğin maliyeti ve ‘TİCARET ADALETİ’ konularını görüşmek üzere geliyor.” Toplantıya Hazine ve Ticaret Bakanları ile birlikte ben de katılacağım. Umarım Japonya ve ABD için iyi (BÜYÜK!) olan bir şey üzerinde çalışılabilir!” diye yazdı Truth Social’da.
Ticaret müzakerelerinde Japonya, Ishiba’nın yakın müttefiki olan Akazawa tarafından temsil edildi. Kendisine maliye, ekonomi ticaret ve sanayi ve dışişleri bakanlıklarından üst düzey yetkililer eşlik etti.
Trump’ın basın sekreteri Karoline Leavitt cuma günü gazetecilere yaptığı açıklamada Trump’ın ticaret ekibine görüşmelere “derinlemesine dahil olacağını” açıkça belirttiğini söyledi.
Leavitt, “Kendisi tüm bu anlaşmaları bizzat imzalamak istiyor” dedi.
Süreç zorlu olacak
Tokyo’da gazetecilere Japonya ve ABD arasında hala bir “uçurum” olduğunu söyleyen Başbakan Shigeru Ishiba, Akazawa’nın görüşmesinin yapıcı olduğunu söyledi. “Müzakereler kolay olmayacak” diyen Başbakan, “ancak Başkan Trump Japonya’ya öncelik vereceğini söyledi. Bence sonraki adımlara yol açacak bir görüşme oldu” diye ekledi.
Eski bir ulaştırma bürokratı olan Akazawa’nın önünde uzun bir görev var. Japonya %24’lük “karşılıklı” gümrük vergisinin düşürülmesini ve yabancı otomobillere uygulanan %25’lik gümrük vergisinden muaf tutulmayı istiyor. Ancak Trump yönetimi, otomobil tarifelerinin ulusal güvenlik kaygılarına dayanan “Bölüm 232” tarifeleri olduğunu ve müzakere edilemeyeceğinin sinyalini verdi.
Japon tarafının olası tavizleri arasında Alaska’dan uzun vadeli olarak sıvılaştırılmış doğal gaz satın alma garantisi, daha fazla pirinç ithalatı ve daha fazla Amerikan arabası satın alma taahhüdü yer alıyor.
En çekişmeli konulardan biri, ABD tarafının para birimi cephesinde harekete geçilmesini talep etmesi olacaktır – örneğin daha yüksek bir yen ve daha düşük bir dolara yol açacak önlemler.
Tarım konusunda verilecek tavizler, iktidardaki Liberal Demokrat Parti’nin tarım oylarını kaybetmeyi göze alamayacağı Japonya’da yaz aylarında yapılacak üst meclis seçimleri öncesinde hassas bir konu olacaktır.
Geçtiğimiz hafta Trump bir kabine toplantısında Japonya ile güvenlik ittifakının adil olduğuna inanmadığını söyledi.
Trump gazetecilere verdiği demeçte “Biz onları savunuyoruz ama onlar bizi savunmak zorunda değil. Bu kulağa pek hoş gelmiyor” dedi.
Japonya’nın aldığı koruma için ödeme yapmamasından duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi: “Onları savunmak için yüz milyarlarca dolar ödüyoruz… Bütün parayı biz ödüyoruz, onlar hiçbir şey ödemiyor. Ama eğer bir saldırıya uğrarsak, bizi korumak için hiçbir şey yapmak zorunda değiller.”
Kongre Araştırma Servisi’ne göre Japonya, ABD askeri personelinin Japonya’da konuşlandırılmasının maliyetini karşılamak için yılda yaklaşık 2 milyar dolar ödüyor. Buna ek olarak Japonya, ABD askerlerine ev sahipliği yapan yerel yönetimlere tazminat, üsler için kira ve yeni tesislerin masraflarını da ödüyor.
Çin’i izole etme planı
Çin’in görüşmelerde nasıl bir rol oynayacağı belli değil.
Wall Street Journal’ın salı günkü haberine göre Bessent, ticaret ortaklarından karşılıklı gümrük vergilerinde taviz karşılığında Çin’in ekonomilerine müdahalesini sınırlamalarını istiyor. Gazetenin haberine göre plan Çin’i izole etmek.
Gazeteye göre bu önlemler arasında Çin’in kendi ülkeleri üzerinden mal sevkiyatı yapmasına izin vermemek, Çinli şirketlerin ABD gümrük vergilerinden kaçınmak için kendi bölgelerine yerleşmelerini engellemek ve Çin’in ucuz sanayi mallarını kendi ekonomilerine dahil etmemek yer alıyor.
Rapora göre, Çin’i gümrük vergileriyle ABD ekonomisinden koparmak ve hatta potansiyel olarak Çin hisse senetlerini ABD borsalarından çıkarmak da değerlendiriliyor.
Bu arada Ishiba, sadece Japonya için bir düzenleme yapmak yerine, Trump’ın gümrük vergileriyle başa çıkmak için diğer ülkelerle birlikte çalışmak istediğini ima etti.
Ishiba pazartesi günü bir parlamento komitesine verdiği demeçte, Güneydoğu Asya ülkeleri ve şu anda gümrük vergisi tehditleriyle karşı karşıya olan İngiltere gibi ABD müttefikleriyle çalışmak istediğini söyledi.
Şu an itibariyle Trump’ın karşılıklı gümrük vergileri, ticaret müzakerelerine yer açmak için 90 günlük bir duraklama altında. ABD’ye otomobil, otomobil parçaları, çelik ve alüminyum ihracatında %10’luk temel tarife ve %25’lik tarife yürürlükte kalmaya devam ediyor.
Japonya Başbakanı uyardı: ABD’nin tarifeleri küresel ekonomik düzeni bozma potansiyeline sahip
-
Avrupa2 hafta önce
Almanya’daki Porsche fabrikaları tank üretmeye başlayacak
-
Görüş2 hafta önce
Sosyalizmin yeni dünya-sistemindeki yeri – 4
-
Görüş2 hafta önce
Yemen’de 48 saatlik Husi karargâhı ziyareti…
-
Ortadoğu2 hafta önce
İsrail’den Türkiye’ye “bombalı” mesaj
-
Avrupa1 hafta önce
Komünist Parti’ye karşı ilk ‘Twitter devrimi’: Moldova’da 16 yıl önce ne olmuştu?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Wolfgang Münchau: Trump’ın tarifeleri küreselleşmenin sonudur
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan için Şili neden önemli?
-
Görüş1 hafta önce
Trump’ın gümrük vergileri ticaret savaşını tetikliyor