Ortadoğu
“Trump’ın Rivierası”na karşı Mısır’ın yeniden inşa planı

Mısır, Gazze’de yaşayan yaklaşık 2 milyon Filistinliyi zorla bölgeden çıkarmadan, Gazze’yi yeniden inşa etmeye yönelik bir plan üzerinde çalışıyor. Bu girişim, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’yi boşaltarak ABD’nin bölgeyi ele geçirip “Orta Doğu’nun Rivierası”na dönüştürme önerisine karşı bir adım olarak görülüyor.
Mısır devlet gazetesi Al-Ahram, söz konusu planın Gazze’de Filistinlilerin başlangıçta yaşayabileceği “güvenli bölgeler” oluşturulmasını içerdiğini yazdı. Buna paralel olarak Mısırlı ve uluslararası inşaat şirketleri, bölgenin altyapısını onararak yeniden inşa sürecini yürütecek.
Trump’ın Gazze planına karşı Mısır kendi “vizyonunu” sunacak
İki Mısırlı yetkili ile Arap ve Batılı diplomatlara göre Mısırlı yetkililer, planı Avrupa ülkelerinin diplomatlarıyla olduğu gibi Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’yle de görüştü. Ayrıca, Gazze’nin yeniden inşasının nasıl finanse edileceğine dair müzakereler de sürüyor. Bu kapsamda uluslararası bir Gazze yeniden inşa konferansının düzenlenmesi de gündemde.
Yetkililer ve diplomatlar, planın hâlâ müzakere aşamasında olması nedeniyle isimlerinin gizli kalması kaydıyla konuştu. Al-Ahram gazetesi, bu planın, “ABD Başkanı Trump’ın mantığını çürütmek” ve “Gazze Şeridi’nin coğrafi ve demografik yapısını değiştirmeyi hedefleyen her türlü plana karşı koymak” amacı taşıdığını belirtti.
Filistinliler, vatanlarını terk etmeyeceklerini defalarca dile getirirken, Mısır ve Ürdün’ün yanı sıra Suudi Arabistan da Trump’ın Gazze nüfusunun başka ülkelere yerleştirilmesi çağrılarını reddetmişti.
Ortadoğu
ABD: Suriye’yle normalleşme için şartlarımız net

ABD’li üst düzey yetkili Tim Lenderking, Suriye’yle normalleşme süreci için tutuklular, yabancı savaşçılar ve kimyasal silahlar gibi alanlarda ilerleme şartı koydu. Yaptırımların kaldırılmasının ancak güven inşa edilmesiyle mümkün olabileceği vurgulandı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İşleri Bürosu Kıdemli Görevlisi Tim Lenderking, Suriye’yle normalleşme konusunda Washington’ın tutumunu netleştirdi. ABD-Arap İlişkileri Ulusal Konseyi (NCUSAR) tarafından düzenlenen seminerde konuşan Lenderking, HTŞ liderliğindeki Şam yönetiminin bazı temel konularda somut adımlar atması halinde, ABD’nin yaptırımları hafifletmeye açık olduğunu söyledi.
ABD’den Şam’a normalleşme şartı: Filistinli gruplar sınır dışı edilsin
Trump yönetiminin Orta Doğu’daki üst düzey temsilcisi olan Lenderking, “Güven inşa edebileceğimiz bir fırsat arıyoruz. Ancak bunlar bir gecede düzeltilebilecek şeyler değil” diyerek sürecin zorluklarına dikkat çekti.
Suriye’yle normalleşme için şartlar masada
Lenderking, özellikle gazeteci Austin Tice başta olmak üzere Suriye’de kaybolan ya da alıkonulan ABD vatandaşlarının durumunun netleştirilmesinin, Suriye’yle normalleşme yolunda temel beklentileri arasında olduğunu belirtti.
Ocak ayında Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın Tice’ın ailesiyle temas kurmasına dair memnuniyetini dile getiren Lenderking, “Kayıp Amerikalıların akıbeti açıklığa kavuşmalı” dedi.
İran ve Hizbullah etkisine karşı uyarı
Lenderking, İran ve Hizbullah’ın Suriye’de yeniden etkinlik kazanma çabalarına karşı net mesajlar verdi. “Bu oluşumların Suriye topraklarında yeniden yer edinmesini istemiyoruz” diyerek ABD’nin bu konuda güvence istediğini vurguladı.
ABD’den Suriye’ye “İran” baskısı: DMO terör örgütü ilan edilsin
Kimyasal silahlar ve terörle mücadele
ABD’li yetkili, kimyasal silahların tamamen imha edilmesini ve Şam’ın komşu ülkelere karşı saldırmazlık ilkesini benimsemesini istedi. Aynı zamanda IŞİD’e karşı mücadelenin sürdürülmesi ve PKK/YPG ile yapılan anlaşmaların, ülke bütünlüğünü koruyacak şekilde uygulanması gerektiğini belirtti.
Mart ayında Suriye Cumhurbaşkanı Şara ile SDG’nin sözde komutanı Ferhat Abdi Şahin arasında imzalanan entegrasyon anlaşmasını olumlu bulduklarını kaydeden Lenderking, “Bu anlaşmalar kolay uygulanmaz ama IŞİD’in tekrar ortaya çıkmaması için güçlü çözümler gerekiyor” dedi.
Yabancı savaşçılar beklentisi
Suriye’yle normalleşme için önemli bir diğer koşulun, “yabancı savaşçıların” ordu ve güvenlik teşkilatlarından uzaklaştırılması olduğunu vurgulayan Lenderking, bu alanda ilerleme sağlanması durumunda ABD’nin yeniden angajmana açık olduğunu ifade etti.
“Suriye ikinci bir şansı hak ediyor”
Lenderking açıklamasının sonunda şu ifadeleri kullandı: “Geçici otorite, dile getirdiğimiz doğrultuda kanıtlanabilir adımlar attığı takdirde, yaptırımların hafifletilmesini değerlendireceğiz. Suriye’nin ikinci bir şansa sahip olmasını istiyoruz.”
Ortadoğu
Trump yönetimi Yemen’i altı haftadır vuruyor

ABD ordusu haftalardır Yemen’i bombalıyor ve sadece bu ay yüzlerce saldırı düzenledi.
ABD güçleri ile Yemen direnişi arasındaki çatışma, neredeyse tamamen havadan ve çoğu zaman insansız hava araçlarının yardımıyla yürütülüyor.
Mart ortasında yeniden başlayan operasyonlar o günden bu yana aralıksız devam ediyor. Orta Doğu’daki askeri operasyonları yöneten ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM), “7/24” operasyon yürüttüğünü övünerek duyurdu.
Amerika Ulusal Güvenlik Yahudi Enstitüsü’nün verilerine göre mart ve nisan aylarında en az 680 hava saldırısı düzenlendi.
Yemen’in batı kıyısındaki Ras Isa petrol limanı, en son hedefler arasındaydı. Associated Press’in haberine göre, saldırıda 74 kişi öldü, çok daha fazlası yaralandı. Uydu görüntüleri, yıkılmış altyapı ve patlama izlerini gösterdi.
Yemen direnişi ve öncüsü Husiler (Ensarullah), ABD ve Birleşik Krallık’ın desteklediği Suudi Arabistan önderliğindeki koalisyonun yıllardır süren saldırılarına karşı direnişe devam ediyor.
Yemen Veri Projesi, 2015’ten bu yana yedi yıl içinde 25.000’den fazla hava saldırısı kaydetti.
Danışmanlık kuruluşu Basha Report’tan Mohammad Al-Basha, Axios’a verdiği demeçte, Husi milislerinin “sivil kayıplara ilişkin haberleri abartarak bunları yeni militanlar kazanmak ve iç desteği artırmak için bir slogan olarak kullandığını” ileri sürdü.
Al-Basha, “Husi kontrolündeki toprakları geri almak için sürdürülebilir kara operasyonları” yapılmazsa, grubun “nihayetinde mevcut kayıplarını telafi edebilecek, saflarını yenileyebilecek, yeniden toparlanabilecek ve kapasitelerini yeniden inşa edebilecek” durumda olacağını ekledi.
CENTCOM bölgesinde şu anda iki ABD uçak gemisi, Harry S. Truman ve Carl Vinson bulunuyor.
Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde Super Hornet, Growler ve Hawkeye savaş uçaklarının eylemde olduğu görülüyor.
Gizli B-2 bombardıman uçakları da Hint Okyanusu’ndaki Diego Garcia adasında görüldü.
Fox News ve The War Zone’a göre, Husiler mart ayı başından bu yana birkaç MQ-9 Reaper insansız hava aracını düşürdü. Her birinin maliyeti on milyonlarca dolar.
İsyancılar ayrıca Kızıldeniz ve Aden Körfezi’ni füzeler ve patlayıcı insansız araçlarla ablukaya aldı. O dönem Pentagon’un silah alım sorumlusu olan Bill LaPlante, kasım ayında Axios’a Husilerin silah cephanesinin giderek daha sofistike hale geldiğini söylemişti.
Pentagon’un operasyonla ilgili daha fazla ayrıntı vermek için bir basın toplantısı düzenleyip düzenlemeyeceği henüz belli değil. Yetkililer en son 17 Mart’ta basın karşısına çıkmıştı.
Ortadoğu
İngiltere Suriye yaptırımlarından bazılarını kaldırdı

Mart ayında Merkez Bankası dahil Suriye ekonomisini etkileyen kurumlar üzerindeki yaptırımlarını kaldıran İngiltere Suriye yaptırımlarından bazılarında daha geri adım attı. İçişleri ve Savunma bakanlıkları gibi güvenlikle ilgili kurumların dondurulan malvarlıklarını serbest bıraktı.
Reuters’ın haberine göre İngiliz Maliye Bakanlığı’nın internet sitesinde yayımlanan bildiride, Suriye İçişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve Genel İstihbarat Müdürlüğü’nün daha önce dondurulan mal varlıkları üzerindeki kısıtlamaların kaldırıldığı bildirildi.
Kararın gerekçesine ilişkin herhangi bir açıklama yapılmazken, mart ayında da Suriye Merkez Bankası ve aralarında bankalar ve petrol şirketlerinin de bulunduğu 24 kuruluşun varlıkları üzerindeki kısıtlamalar kaldırılmıştı.
Mart ayındaki kararın ardından açıklama yapan İngiliz hükümeti “Bu yaklaşım, Suriye’nin öncülüğü ve ev sahipliğinde bir siyasi geçiş sürecine destek dahil olmak üzere, Suriye halkının ülkelerini ve ekonomilerini yeniden inşa etmelerine yardımcı olma kararlılığımızın altını çiziyor. Suriye’de geçici (hükümet) otoritelerini eylemleriyle değerlendirmeye devam edeceğiz” demişti.
İngiltere, Suriye’de HTŞ’nin kurduğu geçici hükümeti resmi olarak henüz tanımasa da Suriye savaşı boyunca HTŞ’nin “sivil savunma kolu” gibi hareket eden Beyaz Baretlileri (Beyaz Miğferler) fonladı. İngiliz hükümeti, dezenformasyonlarıyla bilinen “Beyaz Baretliler”e son mali yardımını da HTŞ’nin liderliğindeki örgütler Şam’a yürürken yaptı.
İngiltere Dışişleri Bakanlığı, geçen yıl aralık ayında hükümetin “Suriye’deki son gelişmeler ışığında” Beyaz Baretlilere yeni yardım yapacağı duyurdu. 2023’te “Beyaz Baretliler”e 2 milyon sterlin (yaklaşık 88,5 milyon lira) destek verildiği hatırlatılan açıklamada, gruba ek olarak 300 bin sterlin (yaklaşık 13 milyon lira) daha destek sağlanacağı belirtildi.
Beyaz Baretliler Suriye savaşı boyunca birçok yerde çektikleri sahte video ve fotoğraflarla tanınıyorlar. Batının “Esad rejimi kimyasal silah kullandı” yalanlarının baş aktörü olan örgüt en büyük kışkırtmalarından birine 2018’de Doğu Guta’da imza atmıştı.
-
Söyleşi2 hafta önce
Çin uluslararası sistemi nasıl değerlendiriyor? Şanghay, Hangzhou ve Pekin’den akademisyenlerle özel söyleşi
-
Görüş2 hafta önce
Avrupa’da savaşa hazırlık tam gaz: Fransız askeri haritacılar Romanya’da ne arıyor?
-
Görüş2 hafta önce
İran-ABD müzakereleri: Maskat görüşmesi ne anlama geliyor?
-
Ortadoğu1 hafta önce
“Suriye ve İsrail normalleşmeye hazırlanıyor” iddiası
-
Dünya Basını2 hafta önce
Trump’ın anti-sosyal devleti
-
Dünya Basını2 hafta önce
FT: Xi’nin eli neden Trump’tan daha güçlü?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Beyaz Saray’da “İran” çekişmesi
-
Görüş1 hafta önce
ABD’nin İran’a baskısı: Yay gerildi ama henüz tam çekilmedi