Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Trump’ın Ukrayna özel elçisi Keith Kellogg’un ziyareti ertelendi

Yayınlanma

Donald Trump’ın başkanlık görevini üstlenmeye hazırlanan ABD’deki yeni yönetimin Ukrayna özel elçisi olarak atadığı Keith Kellogg’un, daha önce duyurulan Kiev ve diğer Avrupa başkentlerine yapacağı ziyaretin, 20 Ocak’taki yemin törenine kadar ertelendiği bildirildi.

Reuters haberine göre, bu kararın nedenine dair resmi bir açıklama yapılmadı.

Bloomberg’ün aktardığına göre, Keith Kellogg’un Ukrayna ziyaretinin ardından, davet edilmesi hâlinde Moskova’ya da bir ziyaret gerçekleştirebileceği belirtiliyor.

Putin: Görüşmelere hazırız, ancak şartlarımız var

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna konusunda ön koşulsuz diyaloga hazır olduklarını, ancak bunun İstanbul mutabakatları ve sahadaki gerçeklikler temelinde olması gerektiğini ifade etmişti.

Putin, barışçıl çözüm için Ukrayna’nın, Lugansk Halk Cumhuriyeti (LHC), Donetsk Halk Cumhuriyeti (DHC), Herson ve Zaporojye oblastlarından askerlerini çekmesi ve NATO’ya katılma planlarından vazgeçmesini şart koşmuştu.

Öte yandan, Keith Kellogg’un hazırladığı ve Rusya’nın da dikkatini çeken barış planında, çatışmaların mevcut cephe hattı boyunca dondurulması ve Ukrayna’nın NATO üyeliğinden 10 yıl süreyle vazgeçmesi gibi maddeler yer alıyor.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Kellogg’un Ukrayna dosyasına daha derinlemesine eğilmesi gerektiğini belirtmişti.

McFaul: Ukrayna, topraklardan feragat karşılığında NATO üyeliğine ikna edilmeli

DİPLOMASİ

Paşinyan, Aliyev’in açıklamalarına yanıt verdi

Yayınlanma

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in söylemlerine rağmen Ermenistan’ın barış stratejisine bağlı kalacağını belirtti. Paşinyan, ulaşım projeleri ve sınır güvenliği mekanizmaları gibi somut tekliflerle barış anlaşmasının tamamlanması için Azerbaycan’ın olumlu yanıtını beklediklerini dile getirdi.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Azerbaycan’ın son dönemdeki açıklamalarıyla bölgesel gerilimi tırmandıracağını iddia ederek Erivan’ın barış arayışını sürdürme kararlı olduğunu dile getirdi.

Devlet haber ajansı Armenpress‘e mülakat veren Paşinyan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Ermenistan’ı “faşist bir devlet” olarak nitelediği açıklamalarına yanıt verdi.

“Belki de Bakü, bölgede tırmanışa zemin hazırlamak için ‘meşruiyet’ oluşturmaya çalışıyor,” diyen Paşinyan, “Biz bu yola girmeyeceğiz ve barış stratejisine bağlı kalmaya devam edeceğiz,” ifadelerini kullandı.

Başbakan Paşinyan, sınırların belirlenmesi, bir barış anlaşmasının nihayete erdirilmesi, “Barışın Kavşağı” isimli ulaşım projesinin uygulanması ve önceki çatışmalarda kaybolan kişilerin akıbetinin belirlenmesi gibi insani meselelerin çözümüne odaklanmayı sürdüreceklerini belirtti.

Paşinyan, her iki ülkenin birbirine yönelik olumsuz algılarını kabul etmesi ve ele alması gerektiğini ifade etti.

“Bu karşılıklı algılar, yıllar boyunca süregelen çatışmalara yol açtı,” diyen Paşinyan, “Barış gündemi, bu algıların tartışılmasını ve ele alınmasını içeriyor,” değerlendirmesini yaptı.

Paşinyan, barış anlaşmasının taslak metninde kalan iki maddelik anlaşmazlık için çözüm önerileri sunduklarını ve Azerbaycan’ın olumlu yanıt vermesi hâlinde anlaşmayı imzalamaya hazır olduklarını dile getirdi.

Ayrıca, Aliyev’in Ermenistan üzerinden bir “koridor” talebine karşılık, Ermenistan’ın kendi “Barışın Kavşağı” projesini önerdiğini belirtti. Bu proje, Azerbaycan’ın farklı bölgeleri arasında Ermenistan üzerinden geçişlere izin verecek ulaşım bağlantılarının yanı sıra, Ermenistan’ın Azerbaycan üzerinden kendi bağlantılarını oluşturmasını içeriyor.

“Yerash-Sadarak-Ordubad-Meğri-Zengezan demiryolunun açılması konusunda Azerbaycan’a çok somut bir teklif sunduk,” ifadesini kullanan Paşinyan, “Bu sadece bir teklif değil, somut sorunlara somut bir çözümdür,” şeklinde konuştu.

Paşinyan, Azerbaycan’ın Ermenistan’daki askerî reformlara ilişkin endişelerine yanıt vererek, ülkesinin savunma kapasitesini koruma hakkını dile getirdi.

Başbakan, “Ermenistan Cumhuriyeti’nin askerî reform gündeminde tek bir gayri resmi unsur bile yoktur. Kimse Ermenistan Cumhuriyeti’nin savunulabilir bir orduya sahip olma hakkını sorgulayamaz,” dedi.

Askerî yığınağa ilişkin karşılıklı endişelerin giderilmesi amacıyla bir ikili silah kontrol mekanizması kurulmasını önerdiklerini belirten Paşinyan, bu teklifin Bakü’nün yanıtını beklediğini söyledi.

Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki ateşkes ihlalleriyle ilgili suçlamalara da değinen Paşinyan, iki ülkenin bu iddiaları araştırması için ortak bir mekanizma kurulmasını önerdiklerini ancak bu girişimin de Azerbaycan tarafından yanıt beklediğini ifade etti.

Paşinyan, iki ülkenin sınır belirleme komisyonlarının ocak ayında bir araya geleceğini doğruladı. “2024’teki sınır belirleme konusundaki olumlu deneyimin, sakin ve çalışmaya odaklı bir ortamda geliştirilmesi gerektiğine inanıyorum. Biz böyle bir çalışma için hazırız,” diye ekledi.

Azerbaycan ve Ermenistan sınır görüşmelerinde yeni tur planlıyor

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

AB’den Trump’a Grönland tepkileri

Yayınlanma

Donald Trump’ın Grönland’ı askeri yöntemleri de dışlamadan ABD’ye bağlamak istediğini bir kez daha söylemesi, AB içinde rahatsızlığa neden oldu.

Danimarka’ya bağlı özerk bir bölge olan Grönland, AB üyesi olmamakla birlikte “AB’ye bağlı Denizaşırı Bölge” olarak sınıflandırılıyor ve mineral zengini bu dev adada yaşayan yaklaşık 57.000 kişiden sadece 2.000’i Danimarkalı değil, yani nüfusun çoğunluğu AB vatandaşlarından oluşuyor.

Danimarka, Grönland’ın 1985 yılında yapılan referandumla AB’den ayrılmasına rağmen Grönland’ın dış ve güvenlik politikasının kontrolünü elinde tutuyor.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, Donald Trump’ın Grönland’ı güç kullanarak ele geçirme ihtimalini reddetmemesinin ardından, AB’nin hiçbir ülkenin “egemen sınırlarına saldırmasına” izin vermeyeceğini söyledi.

France Inter radyosuna konuşan Barrot’a, ABD’nin Danimarka topraklarını işgal etme ihtimali soruldu. Barrot buna yanıt olarak, “Avrupa Birliği’nin dünyadaki diğer ulusların, kim olurlarsa olsunlar, hatta Rusya’dan başlayarak söyleyebilirim, egemenlik sınırlarına saldırmasına izin vermesi söz konusu olamaz. Biz güçlü bir kıtayız, kendimizi daha da güçlendirmemiz gerekiyor,” dedi.

Fransız bakan, Trump’ın Grönland’ı işgal etmesini beklemediğini fakat Avrupa’nın daha güvensiz bir dünyaya karşı “uyanması” gerektiğini de sözlerine ekledi.

Barrot, Grönland, Kanada ya da Panama Kanalına yönelik “emperyalist” eylemlerin “Amerikan halkı tarafından çok kötü karşılanacağına” inandığını da söyledi.

AB’den Trump’ın Grönland açıklamalarına ilk tepki: Yorum yok

“Grönland, Grönlandılarındır”

Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen ise salı günü yaptığı açıklamada, ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın devasa Arktik adasını satın alma saplantısına cevaben, “Grönland’ın, satılık olmadığını açıkça belirttiğini” söyledi.

Frederiksen, Grönland Başbakanı Múte Egede’nin “Grönland halkı arasında Grönland’ın satılık olmadığı ve gelecekte de olmayacağı konusunda büyük bir destek olduğu konusunda çok ama çok net olduğunu” söyledi.

Frederiksen Danimarka yayın kuruluşu TV 2’ye verdiği mülakatta, “Bir yandan Amerika’nın Grönland’a olan ilgisinin artmasından memnuniyet duyuyorum. Fakatk elbette bunun, geleceklerinin ne olacağına Grönlandlıların karar vereceği bir şekilde gerçekleşmesi önemlidir,” dedi.

2019’da Trump’ın adayı satın alma teklifini “saçma” olarak nitelendiren Frederiksen, kendi geleceklerine karar vermenin Grönlandlılara bağlı olduğunu söyledi ve adada büyüyen bağımsızlık hareketini “meşru” olarak nitelendirdi.

Başbakan, “Birçok Grönlandlı arasında bağımsızlık yönünde güçlü bir istek olduğunu görebiliyorum. Bu meşrudur ve bu nedenle Grönland’ın geleceğinin [Grönland’ın başkenti] Nuuk’ta şekillenmesinin önemli olduğunu düşünüyorum,” ifadelerini kullandı.

Danimarka ile 2009 yılında yapılan bir anlaşma uyarınca Grönland başarılı bir referandumdan sonra bağımsızlığını ilan edebilir.

Grönland lideri Egede’nin yeni yıl konuşması sırasında ima ettiği üzere bu referandum adanın nisan ayında yapılacak parlamento seçimleriyle eş zamanlı olarak gerçekleştirilebilir.

Trump’ın basın toplantısı: İzolasyonizme eşlik eden yayılmacılık

AB ülkeleri Trump’a “toplu cevap” için istişare turunda

Financial Times’a (FT) konuşan ve son günlerde ulusal başkentler arasındaki görüşmelere katılan üst düzey bir blok yetkilisi, AB liderlerinin “Trump’ın yorumlarından derinden rahatsız olduklarını” söyledi.

Yetkililer, Trump’ın oğlunun salı günü Grönland’a yaptığı ziyaretin, seçilmiş başkanın sözlerini artık daha ciddiye alan yetkilileri ürküttüğünü de sözlerine eklediler.

“Her gün [Trump’tan] yeni bir endişe duyuyoruz,” diyen üst düzey AB yetkilisi, blok liderlerinin toplu olarak en iyi nasıl karşılık verileceği konusunda sürekli temas halinde olduklarını da sözlerine ekledi.

Trump, Panama’dan sonra Grönland’a göz dikti

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Almanya, AB’nin Suriye’ye yönelik yaptırımları hafifletmesi için bastırıyor

Yayınlanma

Berlin, Beşar Esad yönetiminin devrilmesinin ve El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ) iktidara gelmesinin ardından, ülkenin siyasi geçiş sürecini desteklemek ve yeniden inşasına yardımcı olmak amacıyla Batının Suriye’ye yönelik Esad dönemi yaptırımlarını hafifletmesi için AB’ye baskı yapıyor.

Konu hakkında bilgi sahibi kişilerin Financial Times’a (FT) aktardığına göre, Alman yetkililer Noelden kısa bir süre önce AB başkentleri arasında, bloğun Suriye’ye yönelik yaptırımlarının kaldırılabileceği önemli alanlara ilişkin öneriler içeren iki öneri belgesi dağıttı.

Bu teklifte, ülkenin yeni yönetiminin, fiili lideri Ebu Muhammed el-Colani (Ahmed eş-Şara) üzerinde bir miktar baskı kurabilmek amacıyla bazı reformları hayata geçirmesi karşılığında tedbirlerin hafifletilmesi öneriliyordu.

Berlin’in niyeti, ABD’nin pazartesi günü kendi sınırlı yaptırım muafiyetlerini yayınlamasının ardından 27 Ocak’ta Brüksel’de yapılacak dışişleri bakanları toplantısında AB’nin diğer 26 üye ülkesinden yaklaşımına destek almak.

Bir kişiye göre belgelerde, azınlıkların ve kadın haklarının korunması ve silahların yayılmasının önlenmesi gibi sosyal konularda adımlar atılması karşılığında Brüksel’in Şam’a uyguladığı kısıtlamaları kademeli olarak nasıl kaldırabileceği ayrıntılarıyla anlatılıyor.

FT’ye konuşan bir Alman yetkili, “İç savaş sırasında ciddi suçlar işleyenlere yönelik yaptırımların sürdürülmesi gerekirken, Suriye halkını belirli sektörlerdeki yaptırımlardan kurtarmanın yollarını aktif olarak tartışıyoruz,” dedi.

ABD’den HTŞ yönetimine destek: Yaptırımları gevşetme kararı

Batılı diplomatların son haftalarda Şam’a yaptıkları ziyaretler sırasında gündeme gelen öneriler, ülkeye fon akışını kolaylaştırmak için bankacılık sektörüne ve ciddi elektrik kesintilerinin üstesinden gelmeye yardımcı olmak için enerji sektörüne yönelik kısıtlamaların hafifletilmesini içeriyor.

Ayrıca hava taşımacılığı üzerindeki yaptırımların hafifletilmesi ve ülkelerine dönmek isteyen sürgündeki Suriyelilerin yanlarına araba almalarını ya da banka hesabı açmalarını engelleyen özel varlıkların taşınması üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması da isteniyor.

ABD Hazinesinin altı aylık muafiyeti, Suriye hükümeti ile bazı işlemlerin yanı sıra bazı enerji ödemeleri ve kişisel havalelere de izin veriyor. Hazineden yapılan açıklamada bu hamlenin amacının “yaptırımların elektrik, enerji, su ve sanitasyon sağlanması da dâhil olmak üzere Suriye genelinde temel hizmetleri ve yönetim fonksiyonlarının devamlılığını engellememesini sağlamaya yardımcı olmak” olduğu belirtildi.

AB görüşmelerine aşina olan bir kişi, Washington gibi, bloğun da gerektiğinde geri alınabilmesini sağlamak için yaptırımların hafifletilmesini geçici hale getirebileceğini söyledi. Görüşmelere katılan bir yetkili, AB’nin 27 üye ülkesi arasında yaptırımların hafifletilmesi için oybirliği ile destek olup olmadığının henüz belli olmadığını, bazı başkentlerin hâlâ yeni Şam yönetimi ve nasıl yöneteceği konusunda tam bir değerlendirme yapılması çağrısında bulunduğunu söyledi.

FT’ye göre birçok Batılı yetkili, Esad’ı deviren saldırıya liderlik eden HTŞ’nin lideri Şara’ya temkinli yaklaşıyor.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock geçen hafta Şam’a yaptığı ziyarette, AB’nin Suriye’yi “barışçıl ve kapsayıcı” bir geçiş sürecinde desteklemek istediğini söylemişti.

Şara’nın elini sıkmayı reddetmesi üzerine ziyareti ülkesinde tartışmalara neden olan Yeşiller Partili siyasetçi, Avrupa’nın “elbette bir toplumun İslamlaştırılmasını finanse etmeyeceğini” de eklemişti.

AB’nin baş diplomatı Kaja Kallas, geçen ay AB dışişleri bakanları toplantısının ardından yaptığı açıklamada, bloğun “Suriye’nin yeni liderliğinden olumlu adımlar, sözler değil ama gerçek adımlar ve eylemler gördüğümüzde yaptırım politikamızı uyarlamaya hazır olup olmadığına” karar vermesi gerektiğini söylemiş ve “Biz 27 demokrasiyiz ve bu zaman alır. Ancak adımları gördüğümüzde planı hazır hale getirmemiz gerekiyor, o zaman biz de bu konuda olumlu davranmaya hazırız,” demişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English