Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

UAD bu kez Batı Şeria ve Doğu Kudüs için toplandı

Yayınlanma

Birleşmiş Milletler’in en üst yargı organı Uluslararası Adalet Divanı (UAD) İsrail’in Filistin topraklarını işgalinin hukuki sonuçlarına ilişkin görüş bildirmek üzere bir hafta sürecek duruşmalara başladı. Toplam 52 ülke hafta boyunca UAD yargıçlarına argümanlarını sunacak. Duruşmada ilk olarak Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki konuşacak.

BM Genel Kurulu 2022 yılında mahkemeden işgal konusunda tavsiye niteliğinde görüş istemişti. İsrail geçmişte bu tür görüşleri görmezden gelmiş olsa da, 7 Ekim’den bu yana 29 binden fazla Filistinlinin ölümüne neden olan Gazze’deki savaşı nedeniyle siyasi baskıyı artırabilir.

İsrail 1967 savaşında tarihi Filistin toprakları olan Batı Şeria, Gazze ve Doğu Kudüs’ü işgal etti. İsrail 2005 yılında Gazze’den çekildi ancak komşu Mısır ile birlikte Gazze’nin sınırlarını kontrol etmeye devam ediyor. BM Genel Kurulu UAD’den ikinci kez işgal altındaki Filistin topraklarıyla ilgili görüş talep ediyor. Temmuz 2004’te mahkeme İsrail’in Batı Şeria’da inşa ettiği ayrım duvarının uluslararası hukuku ihlal ettiğine ve yıkılması gerektiğine karar vermişti.

Yargıçlardan şimdi de “İsrail’in Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını sürekli ihlal etmesinin, Kutsal Şehir Kudüs’ün demografik yapısını, karakterini ve statüsünü değiştirmeyi amaçlayan uzun süreli işgal, yerleşim ve ilhakının ve ilgili ayrımcı mevzuat ve tedbirleri kabul etmesinin … hukuki sonuçları nelerdir?” sorusuna yanıt vermeleri istendi.

İsrail 1967’den bu yana Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimlerini büyük ölçüde genişletti. Ayrıca çoğu ülke tarafından tanınmayan bir hareketle Doğu Kudüs’ü de ilhak etti.

Genel Kurul ayrıca UAD’nin 15 yargıçlı heyetinden bu politika ve uygulamaların “işgalin hukuki statüsünü nasıl etkilediği” ve bu statünün tüm ülkeler ve Birleşmiş Milletler için ne gibi hukuki sonuçlar doğurduğu konusunda tavsiyede bulunmasını istedi.

Tavsiye davası, Güney Afrika’nın Gazze’de 1948 Soykırım Sözleşmesi’ni ihlal ettiği iddiasıyla İsrail aleyhine açtığı soykırım davasından farklı. Ocak ayı sonunda UAD bu davada İsrail’in Gazze’deki soykırım eylemlerini önlemek için elinden gelen her şeyi yapmasına hükmetmişti.

Mahkemenin kararı ne olabilir?

El Cezire’de yer alan habere göre UAD, BM Genel Kurulu tarafından dokuz yıllık dönemler için seçilen dünyanın farklı yerlerinden 15 yargıçtan oluşuyor. Lübnanlı Yargıç Nawaf Salam şu anda başkan olarak görev yapıyor.

Yargıçlar kapsamlı sunumları dinleyecek ve sonrasında yazılı bir görüş yayınlayacaklar. Görüşün ne zaman yayınlanacağı belli değil, ancak UAD’nin süreçleri özenli ve genellikle zaman alıyor. Bazı hukuk uzmanları görüşün yıl sonundan önce ortaya çıkabileceğini söylüyor.

Mahkemenin bu davada tam olarak ne karar vereceğini, hatta görüşün nasıl ifade edileceğini tahmin etmek zor. UAD geçmişte de İsrail aleyhine kararlar vermişti. 2004 yılında Batı Şeria’da inşa edilen duvar ve Ocak ayında alınan geçici tedbir kararı gibi

Ancak mahkeme görüşü Güvenlik Konseyi ya da İsrail için bağlayıcı olmayacak, yani uygulanmak zorunda değiller. Ancak uzmanlar UAD’den çıkacak bir görüşün büyük önem taşıdığını ve İsrail ile en sadık müttefiki ABD üzerinde uluslararası hukuka uymaları için daha fazla baskı yaratabileceğini söylüyor.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English