Bizi Takip Edin

AVRUPA

‘Weimar Üçgeni’ Trump gündemiyle toplanıyor

Yayınlanma

Fransız-Almanya-Polonya’dan oluşan ‘Weimar Üçgeni’nin dışişleri bakanları, Donald Trump’ın yeniden ABD Başkanı seçilmesi ihtimali ve ‘Rusya’nın NATO’ya yönelik tehdidi’ gündemlerinin ele alınacağı bir ‘çalışma toplantısı’ için bugün (pazartesi) Paris’te bir araya gelecek.

Fransa Dışişleri Bakanı Stéphane Séjourné, Alman ve Polonyalı mevkidaşları Annalena Baerbock ve Radosław Sikorski’yi pazartesi öğleden sonra Saint-Cloud’da barış ve güvenlik, AB egemenliği ve dayanışma konularını görüşmeye davet etti.

Fransız dışişleri yetkilileri 9 Şubat Cuma günü gazetecilere verdiği demeçte, mevcut istikrarsız uluslararası bağlamda, ‘Weimar Üçgeni’ grubunun haziran ayındaki AP seçimlerinden aylar önce AB dayanışmasına ‘ikinci bir rüzgar’ vermesinin tam zamanı olduğunu söyledi.

‘Weimar Üçgeni’ Fransa, Almanya ve Polonya’yı bir araya getiren gayri resmi bir bölgesel koalisyon. İlk olarak 1991’de kurulan koalisyon, Polonya’da Berlin-Brüksel eksenine karşı çıkan Hukuk ve Adalet’in (PiS) 2016’da iktidara gelmesinden bu yana siyasi ağırlığı azalmış olsa da düzenli toplantılar düzenlemiş ama format ağırlık kazanamamıştı.

Tusk iktidarı üçlü koalisyona yeni bir ivme kazandırabilir

Fransız diplomatlar, aralık ayında iktidara gelen AB yanlısı Tusk hükümetinin üçlü birlikteliğe ‘yeni bir ivme’ kazandırabileceğini söyledi.

Fransa Başbakanı Gabriel Attal geçen hafta Berlin’de gazetecilere verdiği demeçte, “Bu görüşme formatının yeniden başlatılması iyi bir haber. Polonya’nın AB işlerinin merkezine dönüşünü işaret ediyor,” demişti.

“Weimar Üçgeni’nde Fransa ile birlikte bu konuda çalışmak istiyoruz. Şimdi daha da güçlü ve enerjik,” diyen Baerbock, geçen hafta Berlin’de yaptığı açıklamada, Polonyalı Sikorski’nin koalisyonun ‘son yıllarda unutulduktan sonra’ yeniden gündeme gelmesi gerektiğine katıldığını söyledi.

Gündemin ilk sıralarında Ukrayna ve Trump var

Pazartesi günkü görüşmeler, her şeyden önce, AB’nin üye devletlere Ukrayna’ya silah tedariklerini geri ödemek için kullanılan bütçe dışı finansman mekanizması olan Avrupa Barış Fonunda (EPF) bir reform da dahil olmak üzere, Ukrayna’ya toplu askeri desteği artırmanın yollarını arayacak.

Fransız dışişleri yetkililerine göre, bu, AB’nin Ukrayna’ya yönelik bir milyon mühimmat hedefine ulaşmak için mücadele ettiği bir dönemde AB şirketlerinden daha fazla ortak silah ve mühimmat alımını desteklemek anlamına geliyor.

Özellikle Trump’ın kasım ayındaki ABD başkanlık seçimlerindeki olası zaferi, gelecekteki Ukrayna yardımını ve NATO’nun istikrarını olumsuz etkileyebileceği ve AB’ye politikalarını pekiştirmesi için ekstra ivme kazandırabileceği için, ‘Avrupa özerkliği’ de kilit gündem maddeleri arasında yer alacak.

Séjourné pazar günü Fransız gazetesi Ouest-France’a verdiği demeçte, “Tüm senaryolara hazırlanmalıyız. [Trump liderliğindeki bir Cumhuriyetçi hükümeti] her zaman ikna edebiliriz. Ve eşit şartlarda durursak daha da inandırıcı oluruz, bu yüzden saygı görürüz. Askeri olarak daha güçlü olmalıyız,” demişti.

AVRUPA

Gürcistan’da ‘seçim hilesi’ iddiaları Anayasa Mahkemesi’ne taşındı

Yayınlanma

Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili, parlamento seçimlerinin hileli olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Dava, yurt dışında yaşayan vatandaşların haklarının kısıtlanması ve oylama gizliliğinin ihlali iddialarını içeriyor. Mahkeme, davayı kabul edip etmeyeceğine üç gün içinde karar verecek.

Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili, parlamento seçimlerinin sonuçlarının hileli olduğunu iddia ederek Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

Zurabişvili’nin hukuki sürecinde avukatlığı üstlenen Eka Beselya, basına yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Bu dava, iki temel anayasal hakkın ihlaliyle ilgili. Bunlardan ilki, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın anayasal haklarının kısıtlanması ve seçimlere katılmalarının yasaklanmasıyla evrensellik ilkesinin ihlal edilmesidir. İkinci temel ilke ise oylamanın gizliliğidir. Oylamanın gizliliğinin ihlal edildiğine dair çok sayıda kanıt bulunmaktadır ve bu durum anayasal standartların çiğnendiğini göstermektedir.”

Anayasa Mahkemesi, davanın kabul edilip edilmeyeceğine üç gün içinde karar verecek.

Dava kabul edilirse, mahkeme kararını vermek için 30 günlük bir süreye sahip olacak.

Zurabişvili, geçtiğimiz pazartesi günü yaptığı açıklamada seçimlerde hile yapıldığı gerekçesiyle dava açacağını duyurmuştu.

Gürcistan Başbakanı, Cumhurbaşkanı Zurabişvili’yi seçim hilesi iddialarını kanıtlamaya çağırdı

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Estonya: Ukrayna’ya konuşlandırılacak Avrupalı askerler Trump’ın barış planını güvence altına alır

Yayınlanma

Estonya Dışişleri Bakanı Margus Tsahkna, Avrupalı liderlerin Donald Trump’ın Kiev ve Moskova arasında tasarladığı herhangi bir barış anlaşmasını desteklemek üzere Ukrayna’ya askeri güç göndermeye hazır olmaları gerektiğini söyledi. 

Tsahkna Financial Times’a (FT) verdiği demeçte Ukrayna için en iyi güvenlik garantisinin Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in talep ettiği gibi NATO üyeliği olduğunu savundu.

Fakat Estonyalıya göre ABD Kiev’i askeri ittifaka katılmaya davet etmeye karşı çıkarsa, Avrupa’nın Rusya’yı caydırmak için çatışmalar sona erdiğinde asker konuşlandırarak devreye girmesi gerekecek.

Tsahkna, “Eğer gerçek güvenlik garantilerinden bahsediyorsak, bu adil bir barış olacağı anlamına gelir. O zaman NATO üyeliğinden bahsedebiliriz. Ama ABD olmadan bu mümkün değil. Ve sonra sahada botlar anlamında herhangi bir [garanti] biçiminden bahsediyoruz,” dedi.

Trump’ın bazı müttefikleri Avrupa’nın Ukrayna’yı destekleme yükünü üstlenmesi çağrısında bulunuyor. Tsahkna, Trump’ın ABD başkanlık seçimlerindeki zaferinin, Kiev’in müttefikleri arasında son dönemde savaş alanında verdiği kayıplar göz önüne alındığında Ukrayna’nın nasıl destekleneceği ve Moskova’ya müzakere masasına gelmesi ve herhangi bir ateşkesin sürdürülebilir olması için nasıl baskı yapılacağı konusundaki tartışmaları hızlandırdığını söyledi.

Birleşik Krallık, Kiev’e güvenlik garantilerinde başı çekiyor

Bakan, “Avrupa’da birbirleri arasında ve ayrıca Trump ekibi ve yönetimiyle çok sayıda görüşme ve iletişim var,” dedi ve ABD’nin desteği olmadan Avrupalıların Ukrayna’ya güvenlik garantileri sağlamasının “gerçekten çok ama çok karmaşık” olacağını, özellikle de NATO’nun nihayetinde Rus güçleriyle herhangi bir çatışmaya sürüklenebileceğini söyledi.

FT’ye göre bazı analistler, Avrupa’nın Ukrayna’yı desteklemek için göstereceği çabanın, Polonya ve Britanya’nın başını çektiği, İskandinav ve Baltık devletleri ile Hollanda’yı da içeren bir savunma grubu olan Ortak Sefer Gücünden başlayarak bir “gönüllüler koalisyonu” tarafından organize edilebileceğine inanıyor.

Önümüzdeki ay Tallinn’de toplanacak olan bu ülkeler Ukrayna’nın en sadık destekçileri ve Avrupa’nın Kiev’e yaptığı ikili askeri yardımın üçte ikisini oluşturuyorlar.

Tsahkna’ya göre bu girişime Fransa ve Almanya’nın da destek vermesi çok önemli. Almanya, ABD’den sonra Ukrayna’nın en büyük ikinci askeri yardım donörü.

Tsahkna, Birleşik Krallık’ın, Avrupa’nın Ukrayna’nın güvenliğini destekleme çabalarında “liderliği üstlenme fırsatına ve sorumluluğuna” sahip olduğunu, Polonya’nın da tartışmalarda çok aktif bir rol oynadığını sözlerine ekledi.

Polonya Başbakanı Donald Tusk geçtiğimiz hafta ABD, NATO ve Avrupalı müttefiklerle Ukrayna’nın güvenliğinin nasıl garanti altına alınabileceği konusunda görüşmelerde bulunacağını söylemişti.

Estonyalı bakan, Trump’ın NATO’yu terk edeceğine inanmıyor

Tsahkna, Trump’ın NATO’yu terk edeceğine inanmadığını çünkü Avrupa’yı “emperyalist bir Rusya’nın insafına bırakmanın” Amerika’nın siyasi ya da iktisadi çıkarlarına uygun olmadığını savundu.

Bakan ayrıca, Avrupa’nın silah stoklarının yetersiz olduğunu ve savunma sanayi kapasitesini artırmak için daha fazlasını yapması gerektiğini söyledi.

“Ama sahip olduğumuz şey para. Çok fazla paramız var. Estonya’da yaptığımız gibi halklarından daha fazlasını isteyemeyeceklerini söyleyen hükümetlere inanmıyorum,” diyen Tsahkna, Tallinn’in özellikle daha yüksek savunma harcamalarını finanse etmek için yürürlüğe koyduğu vergi artışlarına atıfta bulundu.

Ukrayna artık NATO’nun ilk savunma hattı olarak görüldüğünden, önümüzdeki aylarda yeniden şekillenebilecek olanın sadece Ukrayna’nın kaderi değil, Avrupa’nın güvenlik mimarisi olduğunu söyleyen Tsahkna, “ABD’nin ne karar vereceğini bekleyemeyiz,” diyerek sözlerini noktaladı.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Scholz, Kiev’e Taurus vermeyeceklerini bir kez daha söyledi

Yayınlanma

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, ABD Başkanı Joe Biden’ın Amerikan uzun menzilli füzelerinin Rusya içinde kullanılmasına izin verdiği yönündeki haberlere rağmen, Ukrayna’ya uzun menzilli Alman füzelerinin teslimatı konusundaki olumsuz tavrını sürdürüyor.

Alman hükümet sözcüsü pazartesi günü Berlin’de gazetecilere yaptığı açıklamada, Biden yönetiminin Ukrayna’nın Rusya içindeki hedefleri vurmak için Ordu Taktik Füze Sistemi veya ATACMS olarak bilinen ABD uzun menzilli füzelerini kullanmasına izin verme kararının, Scholz’un Ukrayna’ya Alman yapımı Taurus uzun menzilli füzeleri vermeyi reddetmesi üzerinde “hiçbir etkisi olmadığını” söyledi.

Sözcü, “Şansölye için belirli sınırlar var. Kendisi bu uzun menzilli silahların teslim edilmesini istemiyor. Bu pozisyon değişmeyecektir,” dedi.

ABD’nin bu hamlesinin Ukrayna güçlerinin Rusya’yı vurmak için Birleşik Krallık ve Fransa tarafından sağlanan uzun menzilli füzeleri kullanmasına da izin vereceği bildiriliyor.

Savaşın tırmanma riskini gerekçe göstererek Almanya’nın Taurus füzelerini göndermeyi defalarca reddeden Scholz’un bu sefer Biden’ı ve ABD’yi takip etmesi pek olası görünmüyor.

CDU lideri, uzun menzilli füzeleri Ukrayna’ya vermeye hazır 

Fakat Almanya’daki diğer siyasi liderler ABD’nin hamlesini övdü. Yeşil Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Biden yönetiminin Ukrayna’nın Rusya içinde uzun menzilli saldırılar düzenlemesine izin verme kararını memnuniyetle karşıladı.

Bir Alman kamu radyosuna konuşan Baerbock, “[Partimin] bunu Doğu Avrupalı ortaklarımız, İngilizler, Fransızlar ve Amerikalılarla aynı şekilde gördüğü uzun zamandır biliniyor. Bu uluslararası hukuk çerçevesindedir,” dedi.

Almanya’nın bir sonraki muhtemel şansölyesi, Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU) lideri Friedrich Merz de Scholz’u Ukrayna’ya uzun menzilli füzeler göndermeyi reddettiği için eleştirdi ve göreve gelmesi halinde bunu yapmaya hazır olduğunu söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English