Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

WSJ: Batı, Rusya’nın dostlarını Ukrayna’nın yanına çekmekte başarısız oldu

Yayınlanma

ABD’nin etkili yayınlarından Wall Street Journal (WSJ), savaşın başlamasının üzerinden 18 ay geçmiş olmasına rağmen ABD’nin ‘gelişmekte olan ülkeleri’ Ukrayna’nın yanına çekmekte başarı kaydedemediğini yazıyor.

Makalede Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika dahil olmak üzere gelişmekte olan en büyük ekonomilerin çoğunun savaş konusunda tarafsız kalmaya devam ettiğine dikkat çekiliyor. WSJ, önümüzdeki hafta BM Genel Kurulunda dünya liderlerinin bir araya geleceği toplantıda, gelişmekte olan ülkelerin küresel odağı ‘kendi önceliklerine’ kaydırmaya istekli göründüğünü savunuyor. Bu ‘öncelikler’ arasında küresel eşitsizlik ve borçların hafifletilmesi gibi meseleler yer alıyor.

Putin-Zelenski karşılaştırması: Kim daha yalnız?

WSJ, buna rağmen, Rusya’nın da batının yaşadığı zorluklardan önemli bir fayda sağlayamadını düşünüyor. Makalede, “Moskova pek çok uluslararası forumda dışlanmaya devam ediyor ve Ukrayna’yı ilhak ettiğini ilan etmesi sadece birkaç ülke tarafından tanındı,” deniyor. Haberdeki imzanın sahibi Laurence Norman, Rusya lideri Vladimir Putin’in ‘bu sene ülkesinden çıkamadığına’, karşılık olarak ise Ukrayna lideri Volodimir Zelenski’nin New York’taki BM Genel Kuruluna katılacağına dikkat çekiyor.

Öte yandan WSJ, “Ne var ki, savaşın kanlı bir çıkmaza girme tehlikesi ve çatışmanın ekonomik yansımalarının gelişmekte olan ülkeleri etkilemeye devam etmesi nedeniyle, batının Ukrayna’nın yararına olacak barış koşulları üzerinde uluslararası bir uzlaşma sağlama çabaları sadece aşamalı bir ilerleme kaydedebildi,” itirafında bulunuyor.

Pat durumu sürüyor

ABD’li ve Avrupalı diplomatların Ukrayna konusunda ‘küresel diplomaside bazı önemli başarılar elde ettiklerini’ savunduklarını belirten WSJ, bu diplomatların ‘Rusya’nın işgalini kınayan, Rus güçlerinin geri çekilmesi çağrısında bulunan ve Rusya’nın geçtiğimiz Ekim ayında Ukrayna’nın bir bölümünü ilhak etmesini kınayan BM oylamalarında elde edilen büyük kazanımlara’ işaret ettiklerinin altını çiziyor.

Buna rağmen, muhabirin aktardığına göre, diplomat ve gözlemcilere göre son aylarda Rusya’yı açıkça eleştirmeye yönelik uluslararası istek azalıyor. Gelişmekte olan bir dizi ülke, Ukrayna ve destekçilerinin Rusya’dan savaş hasarı için tazminat talep etme ve Rusya’nın liderliğini hedef alan uluslararası bir mahkeme kurma çağrılarına karşı çıkıyor.

Gelişmekte olan ülkelerin çok azının Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımlara katıldığını hatırlatan WSJ, birçok küresel başkent açısından enerji ve gıda fiyatlarını yükselten etkenin savaş değil bu yaptırımlar olduğu yönündeki fikre ‘duyarlı’ davrandığını savunuyor. WSJ’ye göre, Rusya’nın tarafsız üçüncü ülkeler üzerinden ticaret yaparak batı yaptırımlarını delmesi Washington ve müttefikleri için büyük bir sorun olmaya devam ediyor.

Rusya’yı kınamadan diplomasi yapma hamlesi

Zelenski’nin Afrika, Körfez ve Hindistan gibi Asya ülkelerine göz kırptığını kaydeden ABD’li gazete, Kiev’in Avrupalı müttefikleri ile de ayrı bir müzakere yürüttüğünü, ‘kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerin’, katılımcıların Moskova’yı kamuoyu önünde kınamaya zorlanmadan savaşın belirli yönleri üzerinde işbirliği yapmaya başlamalarına olanak sağladığını vurguluyor.

Makalede Yeni Delhi’deki G20 zirvesinde yayınlanan sonuç bildirgesinin dilinin ‘yumuşak’ olmasına da değiniliyor. WSJ’ye göre Hindistan, bildirinin oybirliği ile kabul edilmesi konusunda ısrarcı olunca, başta ABD olmak üzere batılı ülkeler G20’nin ‘uluslararası bir kurum’ olarak işlevli kalmasını gözeterek bu uzlaşmayı kabul etti.

Avrupalı bir diplomata göre ‘Rusya eskisinden daha fazla izole’

Öte yandan katılımcılar, Rusya’nın batının ekonomik yaptırımlarını eleştiren bir dil kullanma girişimlerinin başarısız olduğunu, Moskova’nın Karadeniz Tahıl Girişimini yeniden canlandırması için baskı gördüğünü ve liderlerin Ukrayna’nın tahıl altyapısına yönelik askeri saldırılara son verilmesini talep ettiğini söylüyor. Üst düzey bir Avrupalı yetkili, “Aslında Rusya eskisinden çok daha fazla izole olmuş durumda,” iddiasında bulunuyor.

DİPLOMASİ

ABD, Arap ve İsrailli bakanları NATO zirvesine davet etti

Yayınlanma

ABD’nin İsrail ve bazı Arap ülkelerinin dışişleri bakanlarını önümüzdeki ay Washington’da yapılacak NATO zirvesine davet etmesi, Gazze’deki savaşla ilgili gerilimi zirveye taşıdı.

75. kuruluş yıldönümü zirvesi ABD Başkanı Joe Biden’a Washington’un uluslararası ortaklıklarını ve ittifaklarını güçlendirme politikasını sergileme fırsatı sunuyor. Fakat Financial Times’a göre aynı zamanda birçok diplomatın Washington’un Ukrayna ve Gazze savaşı konusundaki tutumunda çelişkiler olduğunu düşündüğü noktaların da altını çizecek.

Üye devletler Rusya’ya karşı mücadelesinde Ukrayna’yı destekleme konusunda hemfikirken, NATO’nun pek çok üyesi ve ortağı İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaş konusunda derin görüş ayrılıkları yaşıyor.

NATO genellikle yıllık toplantılarına ortaklarından en azından bazılarını davet ediyor fakat yıldönümü zirvesinin ev sahibi olarak ABD, kısmen İsrail’e yaptığı davetle ilgili olası gerilimleri önlemek amacıyla, aralarında Japonya, Avustralya ve Güney Kore’nin de bulunduğu ittifakla ortaklığı olan 31 kadar ülkenin dışişleri bakanlarını davet etti.

Arap davetliler arasında Mısır, Ürdün, Katar, Tunus, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn bulunuyor.

Geçen yıl Vilnius’ta düzenlenen NATO zirvesinde Ukrayna’dan temsilciler ve Asya-Pasifik bölgesinden ortaklar da yer almıştı. Madrid’deki 2022 zirvesi biraz daha geniş bir grubu içeriyordu. 

Ortak ülkelerin dışişleri bakanları resmi NATO toplantılarına katılmayacak ve 75. yıldönümü yemeği gibi zirve dışındaki etkinliklere katılacaklar.

Bir NATO yetkilisi yaptığı açıklamada, “Genel Sekreter Stoltenberg 32 müttefikin tamamının devlet ve hükümet başkanlarının yanı sıra Hint-Pasifik ortaklarımızın (Avustralya, Japonya, Yeni Zelanda ve Güney Kore) liderlerini de davet etti,” dedi.

Yetkili, diğer NATO ortaklarının temsilcileriyle bakanlar düzeyinde toplantıların ABD yetkilileri tarafından organize edildiğine işaret etti.

Analistler, bazı Arap devletleri ve İsrail’in zirveye dahil edilmesinin ABD’nin bir araya getirici güç olarak değerini ve çok taraflı ittifaklarının faydalarını göstermesinin bir yolu olduğunu söylüyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Bolivya Savunma Bakanı, darbe girişimini Devlet Başkanı Arce’nin Rusya ziyaretine bağladı

Yayınlanma

Bolivya Savunma Bakanı Edmundo Novillo, engellenen darbe girişiminin gerekçesinin Bolivya Devlet Başkanı Luis Arce’nin bu ayın başında Rusya’ya yaptığı ziyaret olabileceğini söyledi.

Novillo, Bolivya ve Rusya’nın özellikle lityum üretimi alanındaki yakınlığı diğer ülkelerin olumsuz tepkisine neden olabileceğine işaret etti.

Sürece ilişkin RİA Novosti ajansına demeç veren Novillo, “Devlet Başkanı Luis Arce’nin Rusya’ya yaptığı bu ziyaretin BRICS’e muhalif ülkelerde bir tepki yarattığını ve Bolivya devletine uzun zaman hakim olan bu ülkelerin siyasi kontrolü ele geçirmek ve kaynaklarımızı yeniden yağmalamak için darbe hazırlamış olabileceklerini göz ardı etmiyoruz,” ifadelerini kullandı.

Arce, St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu (SPIEF) için 5 Haziran’da Rusya’yı ziyaret etmişti.

Ziyaretinde Arce, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ikili ilişkiler, ortak lityum madenciliği projeleri ve diğer ortak projelerin hayata geçirilmesi konularını ele alan görüşmelerde bulunmuştu. Bu, liderler arasındaki ilk yüz yüze görüşmeydi.

Hafta başında Bolivya ordusu, kısa bir süre önce görevden alınan General Juan José Zúñiga liderliğinde, devlet binalarının çoğunun bulunduğu La Paz’ın merkez meydanını işgal etmişti.

Başkanlık sarayını basma girişiminde bulunan darbeciler, hükümetin istifasını talep etmiş, ancak arkasından gelen ordu sarayı terk etmeye başlamıştı.

Bolivya’da darbe girişimi başarısız oldu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

AB ülkeleri Ursula von der Leyen’in ikinci dönemine yeşil ışık yaktı

Yayınlanma

AB liderleri perşembe günü, önümüzdeki beş yıl boyunca AB’nin üç büyük kurumuna liderlik etmek üzere Ursula von der Leyen, Antonio Costa ve Kaja Kallas’tan oluşan üç isme siyasi onay verdi.

Bazı AB diplomatlarının da teyit ettiği üzere, AB’nin en üst düzeydeki “paket anlaşması”, merkez sağ Avrupa Halk Partisi’nden (EPP) görevdeki Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in ikinci dönemini, Portekiz’in eski Sosyalist başbakanı Antonio Costa’nın Avrupa Konseyi başkanlığını ve Estonya Başbakanı Kaja Kallas’ın AB’nin yeni dış politika şefi olmasını içeriyor.

Euractiv’e konuşan müzakereler hakkında bilgi sahibi olan kişiler, Leyen ve Kallas’ın odadan ayrılmasının ardından AB liderlerinin bir anlaşma üzerinde uzlaşmasının yaklaşık bir saat sürdüğünü söyledi.

Meloni ve Orbán’ın tutumu ne oldu?

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Leyen konusunda çekimser kalırken Costa ve Kallas’a karşı oy kullandı.

Diplomatik bir kaynağa göre Macaristan Başbakanı Viktor Orbán ise Leyen’e karşı oy kullanırken, Costa’nın lehine oy verdi; Kallas için ise çekimser kaldı. 

Tartışmalar hakkında bilgi sahibi olan kişiler, paketteki adaylardan biri olduğu için toplantı salonunu terk eden Kallas’ın oyunu Finlandiyalı mevkidaşı Petteri Orpo’ya devrettiğini söyledi.

Leyen atanmasına cevaben, ikinci bir görev için adaylığını onayladıkları için AB liderlerine minnettar olduğunu söyledi.

Costa ise “Avrupa kurumları arasında sadık bir işbirliği ruhu içinde onlarla yakın çalışmayı dört gözle beklediğini” söyledi ve “Güveniniz çok şey ifade ediyor. Avrupa’nın vatandaşlarımızı özgür, güvenli ve müreffeh tutmak için etkili bir küresel ortak olmasını sağlamak üzere birlikte çalışmaya devam etmeliyiz,” dedi.

Liderlerin kararı, merkez partilerin (Sosyalistler, merkez sağ EPP ve Liberaller), sağcı Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri (ECR) ile sağcı Kimlik ve Demokrasi (ID) partilerinin büyük zaferlerine rağmen çoğunluğu elde ettiği Avrupa seçimlerinden üç hafta sonra geldi.

Leyen AP’de çoğunluğu sağlayamayabilir

Leyen’in adaylığının 19 Temmuz Perşembe günü Avrupa Parlamentosu’nda yapılacak oylamada salt çoğunluk tarafından onaylanması gerekiyor. Leyen’in onaylanması için gerekli olan 362 oyu toplamakta zorlanabileceğine işaret ediliyor.

EPP, Sosyalistler ve liberal Renew siyasi gruplarından Avrupa Parlamentosu üyeleriyle birlikte 399 oya ulaşabilir, fakat sadece hiçbir vekil anlaşmaya karşı çıkmazsa. Üstelik bu grupların tüm ulusal delegasyonlarının onu destekleyeceği garanti değil.

Leyen, yeniden seçilmesini garanti altına almak için Yeşiller’i ve muhtemelen daha “ılımlı” olarak kabul edilen Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri’nin (ECR) bazı bölümlerini ikna etmesi gerekebilir.

Leyen önümüzdeki ay parlamentodan onay alamazsa, AB liderlerinin başka bir aday seçmek ve süreci yeniden başlatmak için bir ay süreleri olacak.

Kallas ve Costa kendilerini ispat edecek

AB’nin bir sonraki baş diplomatı olarak Kallas’ın, Avrupa Parlamentosu’nun Dış İlişkiler Komitesi (AFET) ve Güvenlik ve Savunma Alt Komitesi’ndeki (SEDE) milletvekillerinin politika vizyonu konusunda kendisini sorgulayabilecekleri eylül ayı sonunda başlayacak bir dizi halka açık oturumla yüzleşmesi gerekiyor.

Nihayetinde, Kallas da dahil olmak üzere tüm Komisyon Üyeleri Heyetinin tek bir oylamayla onaylanması gerekiyor.

AB parlamentosundaki siyasi gruplar ve Komisyon Üyeleri arasında yapılan uzun müzakerelerin ardından önümüzdeki beş yıl için AB’ye özgü bir çalışma programı üzerinde anlaşmaya varılmıştı.

Costa artık seçilmiş başkan olarak kabul ediliyor ve görevdeki Konsey başkanı Charles Michel’in kasım ayı sonunda görevi bırakmasının ardından 1 Aralık’ta görevi devralacak.

AB anlaşmalarına göre Costa’nın bu görevde 2,5 yıl kalması bekleniyor. Bir centilmenlik anlaşması temelinde, daha sonra muhtemelen bir dönem için yeniden seçilecek.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English