Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

‘Xi-Putin ilişkisi iki ülke bağlarını derinleştirecek’

Yayınlanma

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, pazartesi günü Rus mevkidaşını yeniden seçilmesinden dolayı tebrik ederek, ortaklığı güçlendirme sözü verdi.

Vladimir Putin, kısmi sonuçların hafta sonu yapılan başkanlık seçimlerini ezici bir çoğunlukla kazandığına işaret etmesinin ardından Rusya’yı altı yıl daha yönetmeye hazırlanıyor.

Xi, sonuçların Rus halkının ülkedeki “zorlukların” ortasında Putin’e verdiği desteği gösterdiğini söyledi.

Devlet haber ajansı Xinhua’nın aktardığına göre Xi, “Çin, Çin-Rusya ilişkilerinin gelişmesine büyük önem veriyor ve yeni dönemde Çin-Rusya kapsamlı stratejik koordinasyon ortaklığının sürekli, sağlıklı, istikrarlı ve derinlemesine gelişimini teşvik etmek için Rusya ile yakın iletişimi sürdürmeye istekli” dedi.

Renmin Üniversitesi’nde Avrupa işleri konusunda uzman profesör Wang Yiwei, sonuçların Çin’in beklentileriyle uyumlu olduğunu söyledi.

South China Morning Post’a konuşan Wang, “Çin, Rusya ile ilişkilerinin istikrarlı olmasını umuyor. Putin’in liderliği altında olduğu sürece Çin-Rusya ilişkileri kesinlikle güçlenmeye devam edecektir,” dedi ve ekledi: “Liderler 10 yılı aşkın bir süredir derin bir çalışma arkadaşlığına sahip. Liderler arasındaki güven çok önemli.”

Liderler arası ilişki

Xi ve Putin, Xi’nin 2013 yılında iktidara gelmesinden bu yana 42 kez bir araya geldi. İki lider son olarak ekim ayında Pekin’de düzenlenen Kuşak ve Yol Forumu sırasında bir araya gelmiş ve iki ülke arasında derinleşen siyasi güveni teyit etmişlerdi.

Geçtiğimiz ay Putin’in bu yıl Çin’i ziyaret etme planını açıklayan Çin’in Moskova Büyükelçisi Zhang Hanhui’ye göre iki liderin bu yıl birkaç kez daha bir araya gelmesi bekleniyor.

İkilinin görüşmesi için bir fırsat da Rusya’nın, grubun beş üyeden 11 üyeye çıkmasından bir yıl sonra ekim ayında Kazan’da BRICS zirvesine ev sahipliği yapması olacak.

Xi ve Putin’in bu yıl içinde Kazakistan’da yapılacak Şangay İşbirliği Örgütü yıllık zirvesine de katılmaları bekleniyor.

Putin zafer konuşmasında Xi ile olan “iyi kişisel ilişkilerinin”, uluslararası ilişkilerde bir “istikrar faktörü” olarak tanımladığı ikili ilişkilerde ilerleme sağladığını söyledi.

Bu yaptırımların ortasında Çin ve Rusya arasındaki ticaret geçen yıl 240 milyar ABD dolarına ulaşarak rekor kırdı. İki ülke ayrıca para birimi işbirliğini de artırarak işlemlerinin yüzde 90’ından fazlasını yuan ya da ruble cinsinden gerçekleştirdi.

Jinan Üniversitesi’nde Rusya çalışmaları konusunda uzmanlaşmış bir profesör olan Wu Fei, South China Morning Post’a verdiği demeçte, Putin’in yeniden seçilmesinin ardından Çin’in Rusya’ya yönelik politikasının son derece “istikrarlı” kalacağını söyledi.

“Çin ve Rusya arasında hem ekonomik hem de jeopolitik anlamda işbirliği için hala çok alan var” dedi.

Batı ile ilişkiler

Jilin Üniversitesi’nde Çin-Rusya ilişkileri konusunda uzmanlaşmış başka bir yardımcı doçent Björn Alexander Düben de Pekin’in Moskova ile olan bağlarının Batı’nın incelemelerine rağmen güçlü kalacağını söyleyerek bu görüşe katıldı.

Ancak Çin’in Rusya ile yakın ilişkileri ve ABD ile rekabeti, Pekin’in AB ülkeleriyle ilişkilerini geliştirme çabalarını zorlaştırıyor.

Düben, “Bu Çin için çok zor bir dengeleme hareketi… Eğer Pekin Moskova ile arasına gözle görülür bir mesafe koyarsa, bu muhtemelen AB ülkeleriyle işbirliğine dayalı ilişkileri [yeniden] inşa etmeyi kolaylaştıracaktır, ancak Pekin’in Rusya’nın zararına olacak böyle bir değiş tokuşa girmeye istekli olacağını sanmıyorum” dedi.

Renmin Üniversitesi’nden Wang ise, “Çinliler özellikle Rusya’nın Batı’ya karşı bir pazarlık kozu olarak kullanılmasını istemiyor, çünkü Çin hala Batı ile nispeten iyi bir ilişki sürdürmeyi umuyor. Bu, Batı ile zaten çok gergin ilişkileri olan Rusya’dan farklı bir durum” değerlendirmesinde bulundu.

DİPLOMASİ

Antony Blinken ve İngiliz İşçi Partisi temsilcileri Kiev’de

Yayınlanma

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Rusya’nın Harkov’a yönelik taarruzunu şiddetlendirdiği bir dönemde, Beyaz Saray’ın Ukrayna’ya desteğinin devam edeceği konusunda güvence vermek amacıyla salı günü Kiev’e gitti.

Önceden duyurulmadan yapılan iki günlük ziyaret, savaşında başladığı Şubat 2022’den bu yana Blinken’ın Ukrayna’ya yaptığı dördüncü ziyaret. Bu sırada Rusya birlikleri de ülkenin kuzey doğusundaki Harkov’a yönelik baskısını artırmış durumda.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy pazar günü yaptığı açıklamada bölgede “şiddetli çatışmalar” yaşandığı ve köylerin “savaş alanına” dönüştüğü uyarısında bulunurken, Moskova Harkov çevresinde stratejik kazanımlar elde ettiğini iddia etti.

Reuters ve AP’nin haberine göre, ABD’li bir yetkili gazetecilere verdiği brifingde Blinken’ın gezisini Kiev’e ABD desteğinin sürekliliği konusunda “güçlü bir güvence sinyali göndermek” ve Amerikan yardımının Ukraynalıların “savaş alanında inisiyatifi geri almasına” nasıl yardımcı olacağını vurgulamak için kullanacağını söyledi.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Blinken’ın Zelenskiy, Başbakan Denis Şmihal ve Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba ile görüşeceğini söyledi.

İngiliz İşçi Partisi: İktidara gelirsek Ukrayna’ya desteğimiz değişmeyecek

Ziyaret, Birleşik Krallık Gölge Dışişleri Bakanı David Lammy ve Gölge Savunma Bakanı John Healey’in Ukrayna Savunma Bakanı Rustem Umerov ile görüşmek ve Britanya’nın desteğini yinelemek üzere Kiev’e yaptıkları sürpriz ziyaretten bir gün sonra gerçekleşti.

Lammy ve Healey, Ukrayna Savunma Bakanı ve Zelenskiy’in üst düzey yardımcısıyla bir araya geldikleri ziyaret sırasında, Buça ve Irpin kasabalarını ziyaret etti.

Birleşik Krallık’ta İşçi Partisi bu yılın sonunda yapılması beklenen ulusal seçimler öncesinde iktidardaki Muhafazakârların oldukça önünde yer alıyor.

Reuters’a konuşan Healey, “Eğer bu yıl Britanya’da yapılacak seçimlerde hükümette bir değişiklik olursa, Britanya’nın Ukrayna’nın yanında durma, Rus saldırganlığına karşı koyma ve Putin’i işlediği savaş suçlarından dolayı takip etme kararlılığında hiçbir değişiklik olmayacaktır,” dedi.

Lammy, Ukrayna’ya gitmeden önce Washington’u da ziyaret etti. Lammy, “Donald Trump’ın 61 milyar dolarlık [Ukrayna yardımının] verilmesinin önemine işaret etmesinden ve yardımın artık Ukrayna’ya gelmeye başladığını duymaktan gerçekten memnunum,” dedi.

Lammy ve Healey Ukraynalı yetkililerle bir araya geldiklerinde hava savunma sistemleri, daha uzun menzilli füzeler ve Kiev’de düzenlenecek olan barış zirvesi konularını ele aldıklarını belirttiler.

Lammy, “Birleşik Krallık, İngiliz Milletler Topluluğu ülkeleri ve Küresel Güney ile kilit ve önemli bir ortaklığa sahiptir. Barış konferansına mümkün olduğunca çok sayıda ülkenin katılmasını sağlamak amacıyla Ukrayna’yı desteklemek için tüm çabalarımızı kullanacağız,” dedi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Putin, 16-17 Mayıs tarihlerinde Çin’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Kremlin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yeniden göreve geldikten sonraki ilk yurt dışı gezisi olarak 16-17 Mayıs tarihlerinde Çin’e bir resmi ziyaret gerçekleştireceğini bildirdi.

Yapılan yazılı açıklamada, “İki ülkenin liderleri kapsamlı ortaklık ve stratejik iş birliği konularının tamamını detaylı bir şekilde ele alacak, Rus-Çin pratik işbirliğinin daha da geliştirilmesi için kilit alanları belirleyecek,” ifadelerine yer verildi.

Taraflar, ayrıca güncel uluslararası ve bölgesel konularda ‘kapsamlı görüş alışverişinde’ bulunacak.

Görüşmenin ardından devlet başkanları tarafından ortak bir bildiri ve diğer bazı ikili belgeler imzalanacak.

Görüşmelere ek olarak Putin ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, diplomatik ilişkilerin kurulmasının 75. yıldönümü ve Rus-Çin Kültür Yıllarının açılışı onuruna düzenlenecek gala gecesine katılacak.

Putin, ayrıca Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Konseyi Başbakanı Li Qiang ile de bir araya gelmeyi planlıyor. Kremlin’den yapılan açıklamada, tarafların ticari, iktisadi ve insani alanlarda ikili işbirliğini ele alacakları belirtildi.

Öte yandan Rusya lideri, gezi sırasında Harbin kentini ziyaret edecek. VIII. Rus-Çin EXPO’sunun ve bölgeler arası işbirliği konulu dördüncü Rus-Çin forumunun açılışına katılacak. Putin, Harbin Politeknik Üniversitesi öğrenci ve öğretmenleriyle de bir araya gelecek.

19 Mart’ta Reuters’a konuşan kaynaklar, Putin’in göreve geldikten sonra Çin’e yapacağı ilk ziyaretin mayıs ayının ikinci yarısında gerçekleşebileceğini bildirmişti.

Sonrasında Putin, 25 Nisan’da Rusya Sanayiciler ve Girişimciler Birliği’nin kongresinde mayıs ayında Çin’e bir ziyaret gerçekleştirmeyi planladığını doğrulamıştı.

Bununla beraber Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, bugün düzenlediği basın toplantısında Putin ve Xi’nin diğer konuların yanı sıra uluslararası ve bölgesel güvenliği de ele almayı planladıklarını söyledi.

Peskov, aynı zamanda görüşmede çok disiplinli ikili işbirliğinin daha da geliştirilmesine vurgu yapılacağını söyledi.

Sözcü, hem Rusya’nın hem de Çin’in Batı’nın baskısına maruz kaldığını ve buna dayandığını, bu nedenle gündemde ülkeleri karşılıklı olarak ilgilendiren birçok konu olduğunu da sözlerine ekledi.

Putin’in Çin’i bir önceki ziyareti 17-18 Ekim 2023 tarihlerinde gerçekleşmiş ve o tarihte üçüncü uluslararası Kuşak ve Yol foruma katılarak Xi Jinping ile genişletilmiş ve dar bir formatta ikili görüşmeler gerçekleştirmişti. Görüşme, bir buçuk saatten fazlası birebir olmak üzere üç saat sürmüştü.

Rusya Çin’den ne bekliyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

FT: AB, Moldova ile askeri işbirliğini güçlendirme niyetinde

Yayınlanma

Financial Times‘ın (FT) haberine göre Moldova ile Avrupa Birliği (AB), önümüzdeki hafta savunma alanında ortaklık ilişkilerinin güçlendirilmesine yönelik bir anlaşma imzalamayı planlıyor.

Haberde, işbirliği çerçevesinde Kişinev ile Brüksel’in istihbarat paylaşımını artırmayı ve ortak askeri tatbikatlar düzenlemeyi planladığı belirtildi.

Gazeteye göre anayasanın ülkenin daimi tarafsızlığını ilan ettiğini ve NATO üyeliğini dışladığını belirtmesine rağmen Moldova’nın AB’nin ortak silah alımı programına dahil edilmesi de gündemde.

Haberde, ayrıca yeni anlaşmanın Moldova’nın AB savunma faaliyetlerine katılımını pekiştirmeyi amaçladığı kaydedildi.

Söz konusu ortaklık ayrıca dış müdahalelere, siber saldırılara ve teröre karşı savunma alanında işbirliğini genişletmeyi hedefleyecek.

Mart ayında Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’nın Moldova’nın etnik Rus nüfusunu koruyacağını ve Kişinev’in Kiev’in izinden gitme riski bulunduğunu söylemişti.

Geçtiğimiz ekim ayında da Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu, Rusya’yı ülkesinin ulusal güvenliğine yönelik tehdit olarak nitelendirmişti.

Moldova’nın “Romanyalılaşması” ve AB’ye üyelik gündemi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English