Bizi Takip Edin

ASYA

Xi, Tibet Budist tapınağını ziyaret ederek ‘etnik birliktelik’ çağrısında bulundu

Yayınlanma

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Tibet’in yeniden ABD-Çin anlaşmazlığının bir noktası haline geldiği bir dönemde Tibet Budist mirasıyla ilgilenme sinyali verdi.

Devlet haber ajansı Xinhua çarşamba günü yaptığı açıklamada, Çin liderinin salı günü kuzeybatıdaki Qinghai eyaletinde Golok Tibetlileri için bir ortaokulu ve Tibet Budist Hongjue Tapınağını ziyaret ettiğini söyledi.

Her iki yer de eyalet başkenti Xining’de bulunuyor. Tarihi tapınak, 1951’de Tibet üzerindeki egemenliğini teyit etmesinden bu yana Pekin’in Tibetli Budist liderle iletişiminde kilit rol oynuyor.

Xi’nin ziyaretinin, “Çin ulusu için güçlü bir topluluk duygusu” oluşturmak ve Tibet Budizmi’nin “hem ülke hem de din sevgisini” güçlendirmek için eğitimi derinleştirmeye yönelik yerel çabaların yanı sıra daha gelişmiş doğu illerinden gelen eğitim desteğine odaklandığı bildirildi.

Xinhua’ya göre Xi, çarşamba günü eyalet parti ve hükümet temsilcileriyle bir araya geldi ve “etnik azınlıkların yoğun olduğu eyalette” ulusal birliği geliştirmenin önemini vurguladı.

Ayrıca Qinghai-Tibet Platosu’nun “zengin ve çeşitli ancak kırılgan bir ekosisteme sahip olması” nedeniyle eyaletin ekolojik güvenliği koruma konusundaki “büyük misyonuna” işareti etti.

Xi, eyalet liderlerinin “dünya standartlarında bir tuz gölü sanayi üssünün inşasını hızlandırmaları ve [eyaleti] ulusal bir temiz enerji endüstrisi yaylası, uluslararası bir ekoturizm destinasyonu ve yeşil ve organik tarım ve hayvancılık ürünleri ihracat üssü haline getirmeleri” gerektiğini söyledi.

Tibet özerk bölgesi ile geniş bir platoyu paylaşmakta olan il, petrol, doğal gaz bakımından da zengin. Ayrıca yüksek verimli tarım ve yeni enerji gibi sektörlerde yaygın olarak kullanılan potasyum ve lityum gibi mineral kaynakları içeren ülkenin en büyük tuz gölü alanına sahip.

Xi, önümüzdeki on yıl için ekonomik ve sosyal kalkınma stratejilerini açıklayacak olan Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi genel kurulunun önümüzdeki ay toplanacağı bir dönemde etnik birlik sinyali gönderdi.

ABD Tibet’e desteğini artırdı

Gezisi aynı zamanda Tibet konusunda ABD ile Çin arasında gerilimin tırmandığı bir döneme denk geldi.

ABD Kongresi geçen hafta Washington’un Tibet’e desteğini artırmak ve Çin’in bölgenin tarihi, halkı ve kurumları hakkında “dezenformasyon” olarak adlandırdığı bilgilere karşı koymak için fon aktaracak yeni bir Tibet politikası tasarısını kabul etti.

Yedi üyeli bir ABD kongre heyeti, Çin’in “din kisvesi altında Çin karşıtı ayrılıkçı faaliyetler” olarak tanımladığı sürgündeki Tibet ruhani lideri 14. Dalai Lama ile çarşamba günü Hindistan’da bir araya geldi ve Çin’in halefinin seçimini etkilemesine izin vermeyeceklerini ve kendisiyle görüşmelere yeniden başlaması için Pekin’e baskı yapacaklarını söyledi.

Buna karşılık Pekin, perşembe günü 14. Dalai Lama ile temas ve görüşmelere yeniden başlayabilmek için “siyasi önermeleri üzerinde iyice düşünmesi ve bunları tamamen düzeltmesi gerektiği” yönündeki politikasının “tutarlı ve açık” olduğunu söyledi.

1959’daki Tibet Ayaklanması sırasında Çin’den kaçan Dalay Lama önümüzdeki ay 89 yaşına girecek. Pekin, Tibet’in başkenti Lhasa’da 1980’lerde ve yine 2008’de yaşanan etnik huzursuzluklardan onu sorumlu tutuyor; ABD ise Çin’i “baskıcı dini politikalar” yürütmekle suçluyor.

Xi, Dalai Lama’nın doğduğu Qinghai eyaletini en son üç yıl önce ziyaret etmiş ve kuzeybatı eyaletini “Sincan ve Tibet’te istikrarın korunmasında stratejik bir kilit yer” olarak tanımlamıştı.

Tsinghua Üniversitesi Ulusal Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nden kıdemli araştırmacı Xie Maosong, Xi’nin bu kez ziyaret ettiği Hongjue Tapınağı’nın şehirdeki en büyük Tibet Budist tapınağı olmamasına rağmen, 1951 yılında Komünist Parti liderliği ile bir Tibet Budist lideri arasındaki en önemli toplantılardan birinin yapıldığı yer olduğunu söyledi.

Çin Sosyal Bilimler Akademisi’nden bir etnik ve dini meseleler araştırmacısına göre, tapınak ayrıca, Çin’in merkezi hükümeti ile Tibetli Budist liderler arasındaki iletişim ve etkileşimin önemli bir “tarihi kapısı”.

ASYA

Çin otomobil ihracatını artırmak için rekor hızda yeni gemiler inşa ediyor

Yayınlanma

Çin, küresel deniz taşımacılığı üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmak ve BYD gibi elektrikli araç üreticilerinin denizaşırı genişlemelerini ilerletmelerine yardımcı olmak istediğinden, Çin tersaneleri benzeri görülmemiş bir hızla büyük yeni araba taşıma gemileri inşa ediyor.

Şanghay Waigaoqiao Shipbuilding Co. tarafından 8.600 araba taşıma kapasitesine sahip son devasa geminin sadece 200 günde monte edilip teslim edildiği ve şirketin yeni gemiyi perşembe günü teslim ettiği bildirildi.

Yaklaşık 200 metre uzunluğundaki ro-ro – ya da “roll on/roll off” – gemisi, ilk seferinde Çin yapımı arabaları Şanghay’dan Avrupa’daki limanlara taşımak için kullanmayı planlayan devlete ait bir holding olan COSCO’nun bir yan kuruluşu tarafından işletilecek.

Bu, Çin’in dünya çapında otomobil taşımak için kendi nakliye filosunu oluşturma stratejisinin bir parçası olup, Çin’in otomobil üreticilerinin ihracatlarını artırmaya çalışırken nakliye kapasitesine istikrarlı bir şekilde erişmelerini sağlamakta.

Geminin sahibi China Citic Financial Leasing’in Komünist Parti şefi Li Gang yaptığı resmi açıklamada yeni geminin “Çinli bir armatör tarafından işletilen en büyük gemi olduğunu ve ‘ulusal araçlar ve ulusal taşımacılık’ stratejisinde önemli bir adım teşkil ettiğini” söyledi.

Çin’in dünyanın en büyük gemi yapımcısı olması, kısa bir süre önce Çin yapımı gemilere ev sahipliği yapan limanlar için acımasız cezalar öneren ABD için giderek artan bir endişe kaynağı haline geldi.

Son teslimat, Çin’in gemi yapımcılarının verimlilik ve teknolojik gelişmişlik açısından ilerleme kaydetmeye devam ettiğini gösteriyor.

Araba gemisinin toplam güverte alanı yaklaşık 75.000 metrekare (807.000 feet kare), yani kabaca 11 standart futbol sahasına eşdeğer. Ancak Shanghai Waigaoqiao’ya göre “Çin hızında” inşa edilerek sektörün en kısa inşaat döngüsü rekorunu kırdı.

Şirket ayrıca, geleneksel deniz yakıtının yanı sıra sıvılaştırılmış doğal gazla da çalışabilen yeni nesil büyük Çin otomobil taşıma gemilerinin ilki olduğunu da sözlerine ekledi.

Geminin ilk seferinde Şanghay’dan Birleşik Krallık’taki Bristol, Belçika’daki Zeebrugge ve Almanya’daki Bremerhaven gibi büyük Avrupa limanlarına hem otomobil hem de inşaat araçlarından oluşan 5.700’den fazla araç taşıyacak.

Açıklamaya göre, “Çin’in imalat sektöründen küresel otomotiv ticaretine güçlü bir ivme kazandırarak” Avrupa rotalarındaki nakliye kapasitesi sıkıntısını hafifletmesi bekleniyor.

Çin gümrük verilerine göre, ülkenin otomobil ihracatı yıllık %23 artışla 2024 yılında 6.41 milyona ulaşırken, Çin son birkaç yılda hızla dünyanın en büyük otomobil ihracatçısı haline geldi.

Otomobil ihracatındaki hızlı artış, otomobil endüstrisinde kullanılan ana taşıma yöntemi olan ro-ro gemilerinin tedarikinde sıkıntıya yol açtı.

BYD, Chery ve SAIC gibi Çinli otomobil üreticileri son yıllarda kendi filolarını kurarak maliyetleri düşürmeyi ve “bağımsız nakliye” stratejisiyle operasyonlarını istikrara kavuşturmayı hedefliyor.

Ocak ayında, doğrudan BYD tarafından sipariş edilen ilk otomobil taşıyıcısı – 7.000 birim kapasiteli, LNG ile çalışan yeni bir çift yakıtlı gemi – ilk seferine çıktı.

Okumaya Devam Et

ASYA

Bangladeş’in geçici hükümet başkanı Yunus, Çin’e ilk ziyaretini yapacak

Yayınlanma

Bangladeş Dışişleri Bakanlığı perşembe günü yaptığı açıklamada, Bangladeş geçiş hükümeti başkanı Muhammed Yunus’un ağustos ayında göreve gelmesinden bu yana Çin’e yapacağı ilk ziyareti 26 Mart’ta gerçekleştireceğini doğruladı.

Hindistan ile dostane bir ilişkiye sahip olan eski Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina’nın kitlesel protestolar nedeniyle istifa ederek Yeni Delhi’ye sığınmasından bu yana Bangladeş ve Hindistan arasında soğuk ilişkiler devam ederken, Muhammed Yunus’un Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile görüşecek olması ziyaretin önemini artırıyor.

Yunus, 27 Mart’ta Çin’in Hainan eyaletinde düzenlenecek olan Asya için Boao Forumu (BFA) Yıllık Konferansı’nın açılış oturumunda bir konuşma yapacak. BFA, 25 Asya ülkesi ve Avustralya’nın Asya ve küresel meseleler üzerine diyalog kurma girişimidir.

Bakanlığa göre Yunus, Çin Devlet Başkanı ile görüşmeden önce 28 Mart’ta Çin Devlet Konseyi Başkan Yardımcısı ile bir araya gelecek.

Yunus’un ayrıca Bangladeş’e dönmeden önce 29 Mart’ta Pekin Üniversitesi’nde düzenlenecek bir etkinliğe katılması bekleniyor.

“İlgili tüm ortaklar bu ziyarete başka hangi ikili konuların dahil edileceği üzerinde çalışıyor. Detaylar ziyaretten önce sunulacak,” dedi bakanlık.

Bengal Körfezi’nin tepesindeki stratejik konumu ile Asya-Pasifik’te önemli bir merkez olan Bangladeş, Hindistan, Pakistan ve Çin gibi bölgesel güçlerin yanı sıra ABD’nin de dikkatini çekiyor. Ülke, Hindistan-Çin rekabeti artarken denge politikası izlemeye çalışıyor.

Çin, Bangladeş’teki siyasi değişimin ardından iki ülke arasındaki ilişkileri derinleştirmeye odaklanıyor. Basında çıkan haberlere göre Çin, Yunus’u Pekin’e götürmek üzere kiralık bir uçak gönderecek. Şeyh Hasina’ya sırtını dönmeyen Hindistan ise, Bangladeş’teki mevcut iktidarla arasının bozulmasından dolayı tedirgin ve komşusunu Çin’e kaptırmaktan endişe ediyor.

Bangladeş’in en büyük ticaret ortağı olan Çin, 2023 yılında Bangladeş’e 22,9 milyar dolarlık mal ihraç etti. Bangladeş ise o yıl Çin’e 677 milyon dolar ihracat yaptı.

Çin’in Bangladeş Büyükelçisi Yao Wen salı günü Dakka’da yaptığı açıklamada, uluslararası veya yerel ortamdaki değişikliklerden bağımsız olarak Çin’in Bangladeş’in ortağı olmaya devam ettiğini söyledi. En son Dışişleri Danışmanı Md. Towhid Hossain ocak ayında Pekin’e gitmişti.

Bangladeş’te radikal İslamcılar güçleniyor: Hizb-ut Tahrir’den şeriat çağrısı

Okumaya Devam Et

ASYA

Çinli şirkete İran petrolü aldığı için ABD’den yaptırım

Yayınlanma

ABD, ilk kez Çin’e, yaptırım uygulanan İran petrolünü satın aldığı gerekçesiyle yaptırım uyguladı. Trump yönetimi, Shandong Shouguang Luqing Petrochemical adlı Çinli şirketi kara listeye alarak, şirketin İran’dan yaklaşık 500 milyon dolar değerinde petrol satın aldığını ve bu petrolün Yemenli Husilerle bağlantılı olduğunu iddia etti.

Donald Trump yönetimi, Amerikan yaptırımlarına tabi olan petrolü satın alması nedeniyle Çin’e ilk kez yaptırım uyguladı.

ABD Hazine Bakanlığı, dün yaptığı açıklamada, İran’dan yakıt satın alan ve “terör örgütleriyle bağlantılı olmakla” suçlanan bağımsız bir Çinli petrol rafinerisini kara listeye aldı.

Bu önlemin, Rus petrolü tedarikini de etkileyebileceği belirtiliyor.

Şantung eyaletinde bulunan Shandong Shouguang Luqing Petrochemical şirketi, Washington’ın daha önce uyguladığı Amerikan yaptırımlarına rağmen İran’dan petrol satın alması nedeniyle yaptırım uygulanan ilk rafineri oldu.

Hazine Bakanlığı, Shandong Shouguang Luqing’in yaklaşık 500 milyon dolar değerinde milyonlarca varil petrol satın aldığını açıkladı.

Şirketin, petrolü “gölge filo” olarak adlandırılan ve bazıları ABD tarafından “terör örgütü” olarak kabul edilen Yemenli Husilere tedarik sağlama rolü nedeniyle yaptırım uygulanan gemilerle taşıdığı öne sürüldü.

Ayrıca, bu petrolün İran silahlı kuvvetleri ve İslam Devrim Muhafızları Kolordusu ile bağlantılı olduğu iddia edildi.

Çinli şirketin genel müdürü de kara listeye alındı.

Bu, Trump’ın 4 Şubat’ta ulusal güvenlik gerekçesiyle İran’a yönelik azami baskı kampanyası ilan etmesinden bu yana kabul edilen dördüncü yaptırım turu oldu.

Washington, bu amaçla Tahran’ı nükleer programından vazgeçirmek için İran petrolü satışlarını kısıtlamaya çalışıyor.

İran petrolüyle yapılan operasyonlar nedeniyle uygulanan Amerikan yaptırımlarının, Rusya’nın petrol tedarikini de etkileyebileceği belirtiliyor.

Shandong Shouguang Luqing Petrochemical’in de bulunduğu Şantung eyaleti, özel Çinli şirketler için petrol rafinaj merkezi konumunda.

Trump’ın İran’a karşı sert oyunu

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English