Bizi Takip Edin

Diplomasi

ABD, Ukrayna tahılına alternatif rota için Türkiye ile görüşüyor

Yayınlanma

Rusya’nın Karadeniz tahıl koridoru anlaşmasından çekilmesinin ardından, ABD, Ukrayna tahılı için alternatif ihracat yollarının kullanımını arttırmak üzere Türkiye, Ukrayna ve Ukrayna’nın komşularıyla görüşmeler yürütüyor.

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberine göre ABD destekli plan, Ukrayna’nın Ekim ayına kadar Tuna Nehri üzerinden ayda dört milyon ton tahıl ihraç edebilmesi için kapasitenin artırılmasını içeriyor. Tahılın büyük bir kısmı Tuna’dan aşağı doğru ve Karadeniz üzerinden Romanya’daki yakın limanlara gönderilecek ve buradan da diğer varış noktalarına sevk edilecek. Daha yavaş ve daha pahalı olsa da bu rota, geçen yıl Rusya, Türkiye ve Birleşmiş Milletler ile yapılan bir anlaşma çerçevesinde oluşturulan Karadeniz nakliye koridoruna alternatif olma hedefinde.

WSJ’ye konuşan üst düzey bir ABD’li yetkili, “Gerçek şu ki Rusya küresel gıda tedarikine saldırmaya karar verdi ve saldırısını tamamladığını düşünene kadar onları geri getirmek zor olacak,” iddiasında bulundu.

Tuna güzergahına askeri koruma getirilebilir

Yetkililer, Ukrayna’nın Tuna Nehri üzerinden ihracat kapasitesini artırma çabasının, Türkiye ve Birleşmiş Milletler’in Rusya’yı tahıl anlaşmasına geri döndürmeye yönelik çabalarına paralel olarak gerçekleştiğini söyledi. Diplomatlar, geçen yıl anlaşmaya aracılık eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, hasat edilen Ukrayna tahılı Eylül başında yığılmaya başlamadan önce anlaşmayı yeniden canlandırmak için ‘baskı altında olduğunu’ söyledi.

ABD’nin Ukrayna’nın Tuna limanlarına giden ve gelen gemileri korumak için askeri çözümler de dahil olmak üzere tüm potansiyel seçenekleri değerlendirdiğini söyleyen ABD yetkilisi, bu seçenekler hakkında ayrıntı vermeyi ya da hangi ülkelerin bu seçeneklere dahil olacağını söylemeyi reddetti. Yetkili, nakliye hattını koruma çabaları için, “Her şeye bakacağız,” dedi.

Romanya ihracat kapasitesini iki katına çıkaracak

ABD Dışişleri Bakanlığı, üst düzey ABD’li yetkililerin Cuma günü Romanya’nın Galati kentinde yapılan bir toplantıda Ukrayna, Moldova ve Romanya liderleriyle bu planı görüştüklerini söyledi.

Romanya Ulaştırma Bakanı daha sonra gazetecilere yaptığı açıklamada ülkesinin tahıl ihracatı kapasitesini iki katına çıkararak ayda dört milyon tona çıkaracağını söyledi.

AB’nin ‘dayanışma hatları’ yeni plana dahil

ABD’nin planları, tahıl ve diğer kargoların Ukrayna’ya mümkün olduğunca sorunsuz bir şekilde girip çıkması için ‘dayanışma hatları’ olarak bilinen karayolu, demiryolu ve deniz yollarının oluşturulmasına yönelik Avrupa Birliği girişiminden de kısmen yararlanacak. AB bu planı savaşın ilk aylarında, nakliyecilerin Ukrayna, Moldova ve AB arasında izinsiz transit geçiş yapmalarının önünü açan karayolu taşımacılığı anlaşmalarının ardından oluşturmuştu. AB o zamandan bu yana daha hızlı ihracat yolları oluşturmak ve gümrük işlemlerini hızlandırmak için bir dizi altyapı projesine yatırım yaptı.

Mayıs 2022’den bu yana söz konusu rotalar Ukrayna’dan 41 milyon ton tahılın ihraç edilmesini sağladı. WSJ’nin iddiasına göre bu rakam, Karadeniz Tahıl Girişiminin elde ettiğinden çok daha fazla. Avrupa Birliği’nin Tarımdan sorumlu komisyon üyesi Janusz Wojciechowski geçtiğimiz ay yaptığı açıklamada, bloğun dayanışma hatlarının birkaç ay içinde Ukrayna’nın Karadeniz tahıl rotalarının tamamının yerini alabileceğini söylemişti.

AB yetkilileri özel görüşmelerde, ‘her şeyin yolunda gitmesi halinde’ birliğin Ukrayna’nın ayda ortalama 5 milyon ila 5,5 milyon ton tahıl ihraç etmesine izin verebileceğine inandıklarını söylüyor. AB’nin şimdiye kadar gerçekleştirdiği en yüksek tahıl ihracatı Kasım ayında 4,2 milyon ton oldu. Haziran ayında ise Ukrayna AB girişimiyle 3 milyon ton ihracat yapmıştı.

AB yetkilileri, Tuna güzergahının bu ihracatın %60 gibi büyük bir kısmını karşıladığını söyledi. Karadeniz Tahıl Girişimi, en yoğun döneminde Ukrayna’nın geçen yıl Odesa çevresindeki üç limandan ayda yaklaşık 6 milyon ton ihracat yapmasına olanak sağlamıştı.

Dayanışma hatlarının kısıtları

WSJ’ye göre tüm olumlu görüşlere rağmen dayanışma hatları da zorluklarla kuşatılmış durumda.

AB yetkilileri, bazı güzergahlarda gelen kargoların gerekli sağlık ve gümrük kontrollerini hızlı bir şekilde yapmak için yeterli personel ve kaynak bulunmadığını, bunun da bazen trafiği yavaşlatan ve Ukrayna’nın tahıl ihracatının maliyetini artıran karayolu taşımacılığı fiyatlarını yükselten yığılmalara ve gecikmelere neden olduğunu söylüyor.

Ukrayna ile Romanya arasında, Ukrayna’nın tahıl taşıyan gemilerin geçişini kolaylaştırmak için Tuna deltasındaki nakliye kanallarını tarama çalışmaları nedeniyle, şimdi çözüme kavuşturulmuş olan anlaşmazlıklar yaşanmıştı.

ABD’li yetkililer, daha büyük gemilerin geçebilmesi için Tuna güzergahının verimliliğinin artırılması, park için yer açılması ve gemileri kilit bir kanaldan geçirecek pilot sayısının artırılması konularını görüştüklerini söylüyorlar.

Ne var ki, USAID Avrupa ve Avrasya Bürosu Yönetici Yardımcısı Erin Elizabeth McKee bu ay verdiği bir brifingde bu çabaların ‘başta Odesa olmak üzere Karadeniz limanlarının yerini almayacağını ve bu nedenle bir çözüm değil; gerçekten geçici bir alternatif olduğunu’ söylemişti.

Tahıl anlaşmasının sona ermesinden bu yana Ukrayna’nın Karadeniz üzerinden tahıl ihracatı için elinde kalan tek yol olan Tuna güzergahı, küçük gemilerle Romanya, Bulgaristan ve başka yerlerdeki limanlara tahıl götürerek dünya pazarlarına sevk ediyor.

Rusya, Tuna limanlarını da hedef almaya başladı

Rusya Tuna yolunu kesmekle tehdit etmiş, Romanya ve Moldova sınırlarına yakın Ukrayna’nın Tuna’daki limanları İzmail ve Reni’ye drone saldırıları düzenlemiş ve Pazar günü limana giden Türk mürettebatlı bir gemiye el koymuştu.

Pazartesi günü Romanya donanması, Costinesti sahil beldesindeki bir iskelenin bir patlamada hafif hasar görmesinin ardından, ülkenin Karadeniz kıyısındaki ‘başıboş mayınları’ araştırmak üzere bir gemi ve bir helikopter görevlendirdiğini açıkladı.

Pazar günü bir Rus savaş gemisi Romanya kıyılarından çok uzak olmayan İzmail’e gitmekte olan bir kargo gemisine uyarı ateşi açmıştı.

Diplomasi

New York Post: Trump’ın İran’a misilleme yapma niyeti yok

Yayınlanma

New York Post’a konuşan Amerikalı bir askeri yetkili, İran’ın Katar’daki bir ABD üssüne yönelik misilleme saldırısının ardından Başkan Trump’ın daha fazla eylemde bulunma niyetinde olmadığını açıkladı. Yetkilinin iddiasına göre, Tahran’ın fırlattığı 10 füzeden 9’u imha edilirken, saldırının Katar’ın ‘itibarını kurtarmak’ için koordineli olduğu düşünülüyor.

İsmi belirtilmeyen Amerikalı bir askeri yetkili, İran’ın geçtiğimiz saatlerde Katar’daki bir ABD üssüne yönelik “başarısız misilleme” saldırısının ardından Başkan Donald Trump’ın İran’a karşı daha fazla eylemde bulunmayı planlamadığını açıkladı.

New York Post‘a konuşan askeri kaynak, “Mevcut durum devam ettiği sürece, Trump’ın ‘başarısız misilleme’ için karşılık verme niyeti yok,” ifadelerini kullandı.

Yetkilinin aktardığına göre Tahran, el-Udeyd Hava Üssü’ne toplam 10 füze fırlattı ve bu füzelerden 9’u başarıyla imha edildi.

Geriye kalan tek mühimmatın ise “açık bir alana” isabet ettiği ve herhangi bir can kaybına yol açmadığı belirtildi.

Beyaz Saray tarafından X platformu üzerinden yayımlanan bir fotoğrafta, Başkan Donald Trump’ın 21 Haziran 2025’te Beyaz Saray’daki Durum Odası’nda olduğu görülüyor.

Aynı kaynak, gazeteye yaptığı değerlendirmede füze saldırılarının koordineli bir şekilde gerçekleşmiş gibi göründüğünü ve Katar’ın “itibarını kurtarmak” amacıyla kendisinin hedef alınmasına izin verdiğini öne sürdü.

Trump: İran’ın yanıtı oldukça zayıftı

Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump, İran’ın nükleer tesislerinin yerle bir edilmesine yönelik resmi yanıtının “oldukça zayıf” olduğunu ve buna “son derece etkili” bir şekilde karşılık verdiklerini açıkladı.

Kendi sosyal medya platformu Truth Social’dan paylaşımda bulunan Trump, İran’ın saldırı öncesinde kendilerine erken bilgi verdiğini belirterek bu jest sayesinde herhangi bir can kaybı ya da yaralanma yaşanmadığını ifade etti.

Trump, yaptığı açıklamada, İran tarafından toplam 14 füze ateşlendiğini, bunlardan 13’ünün düşürüldüğünü, birinin ise tehdit oluşturmayan bir yöne gittiği için “serbest bırakıldığını” belirtti.

Saldırıda hiçbir Amerikalının zarar görmediğini ve neredeyse hiç maddi hasar meydana gelmediğini memnuniyetle bildirdiğini söyledi.

‘Umarım nefret sona erer’

İran’ın bu hamleyle “içini boşalttığını” ifade eden Trump, “Umarız bundan sonra artık nefret sona erer,” dedi. Trump, İran’a saldırıdan önce kendilerine bilgi verdiği için teşekkür ettiğini de sözlerine ekledi. Bu erken bilgilendirmenin can kaybı ve yaralanmaların önüne geçtiğini vurguladı.

Açıklamasının devamında bölgedeki barış ihtimaline de değinen Trump, “Belki artık İran, bölgedeki barış ve uyum yönünde ilerleyebilir,” ifadelerini kullandı. Trump, aynı zamanda İsrail’i de benzer bir adım atması için “güçlü şekilde teşvik edeceğini” belirtti.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Çin, Rusya ve Pakistan İran’a yönelik saldırılara karşı BMGK’ye ortak karar tasarısı sundu

Yayınlanma

Çin, pazar günü ABD ve İsrail’i sert bir şekilde eleştirerek, İran ile çatışmayı yatıştırmaları, sivil güvenliğini öncelikli hale getirmeleri ve uluslararası hukuka uymaları çağrısında bulundu. Bu arada, Çin, Rusya ve Pakistan İran’a yönelik saldırılara karşı BMGK’ye ortak karar tasarısı sundu.

Çin’in Birleşmiş Milletler (BM) Büyükelçisi Fu Cong, 10 gün içinde üçüncü kez toplanan BM Güvenlik Konseyi (BMGK) acil toplantısında, Washington’un İran’ın egemenliğini ihlal ettiğini, “Orta Doğu’daki gerilimi tırmandırdığını ve uluslararası nükleer silahların yayılmasını önleme rejimine ağır bir darbe vurduğunu” söyledi.

Fu, “Uluslararası toplum adaleti savunmalı ve durumu yatıştırmak, barış ve istikrarı yeniden tesis etmek için somut çabalar göstermelidir” diye ekledi.

Veto hakkına sahip beş daimi üye ve 10 geçici üye, genel hatlarıyla çatışmanın sona erdirilmesinin önemine değinirken, açıklamaları hızla jeopolitik çizgilerle bölündü. Çin ve Rusya İran’ı savunurken, ABD ve müttefikleri İsrail’i savundu ve her iki taraf da birbirini kınadı.

Pekin’in, B-2 uçaklarından GBU-57 Massive Ordnance Penetrator bombaları kullanılarak İran’ın Fordo, Natanz ve İsfahan tesislerini hedef alan karmaşık bir operasyon olan ABD saldırısını eleştirisi büyük ölçüde diplomatik şekilde ifade edilirken, Moskova daha sert ifadeler kullandı: “Rusya, ABD’nin sorumsuz, tehlikeli ve kışkırtıcı eylemlerini en kesin şekilde kınamaktadır. Washington, bir kez daha uluslararası topluma olan tam saygısızlığını göstermiştir.”

Çin, Rusya ve Pakistan da pazar günü, acil ve koşulsuz ateşkes çağrısı yapan ortak bir karar tasarısı sunacaklarını, taslak metni dağıttıklarını ve BM üyelerinden pazartesi akşamı kadar geri bildirim istediklerini açıkladılar.

Taslağın kabul edilmesi için en az dokuz olumlu oy ve ABD, Fransa, İngiltere, Rusya veya Çin’den oluşan P5 üyelerinden hiçbirinin veto etmemesi gerekiyor.

Arab News’e göre, karar, “İran İslam Cumhuriyeti’nin nükleer programının tamamen barışçıl niteliğini garanti altına almak karşılığında tüm çok taraflı ve tek taraflı yaptırımların tamamen kaldırılmasını” öngören bir anlaşma çağrısında bulunuyor.

Fu, ateşkes ve sivillerin korunmasının yanı sıra, pazar günü açıkladığı dört maddelik planda, diyalog taahhüdü ve Güvenlik Konseyi’nin daha güçlü adımlar atması çağrısında bulundu ve Çin-Rusya-Pakistan kararını küresel konsensüs için ideal bir araç olarak gösterdi.

Çin’in dış politika alanında 38 yıllık deneyime sahip deneyimli diplomat Fu, “Büyük bir kriz karşısında seyirci kalamaz” dedi. “Çin, sinerjiyi teşvik etmek, adaleti korumak ve Orta Doğu’da barış ve istikrarı yeniden tesis etmek için uluslararası toplumla işbirliği yapmaya hazırdır” diye ekledi.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, perşembe günü İsrail’in İran’a yönelik saldırıları hakkında konuştu ve her ikisi de saldırıları kınadı. Çin Dışişleri Bakanlığı, İran’dan yaklaşık 1.800 Çin vatandaşının ve İsrail’den birkaç yüz kişinin tahliyesini koordine ettiğini açıkladı.

Pazar günü Washington, saldırısını varoluşsal ve gerekli olarak gerekçelendirdi.

ABD Büyükelçisi Shea, “40 yıldır İran hükümeti Amerika’ya ve İsrail’e ölüm çağrısında bulunarak komşularının, ABD’nin ve tüm dünyanın barış ve güvenliğine sürekli bir tehdit oluşturmuştur” dedi.

“ABD’nin müttefiklerini, kendi vatandaşlarını ve çıkarlarını savunmak için kararlı bir şekilde harekete geçme zamanı nihayet geldi” diye ekledi.

Son haftalarda, başlangıçta temkinli davranan Trump’ın desteğini kazanarak saldırıyı gerçekleştiren İsrail, ABD başkanını övgüyle bahsetti.

İsrail’in BM Büyükelçisi Danny Danon gazetecilere, “Diğerleri harekete geçmezken harekete geçen ABD ve Başkan Trump’a teşekkür ederiz. Diğerleri başka yere bakarken kararlı durduğunuz için teşekkür ederiz. Dostlarımızla ve ahlakla özgür dünyayı koruduğunuz için teşekkür ederiz” dedi ve ekledi: “Dün gece ABD inanılmaz bir cesaret ve ahlakla hareket etti. Şimdi dünyanın geri kalanı minnettarlığını göstermeli.”

Okumaya Devam Et

Diplomasi

AB’nin Gazze incelemesi İsrail’i kızdırdı

Yayınlanma

AB’nin İsrail ile olan ticaret anlaşmasını içten incelediği bir raporda, Gazze işgalinde anlaşmada yer alan insan hakları taahhütlerinin “ihlal edildiğine dair işaretler” tespit edildi.

Medyaya sızdırılan bir iç belgede, “Yukarıda bahsedilen bağımsız uluslararası kurumların değerlendirmelerine göre, İsrail’in AB-İsrail Ortaklık Antlaşmasının 2. maddesinde yer alan insan hakları yükümlülüklerini ihlal ettiğine dair işaretler bulunmaktadır,” deniyor.

Fakat sızdırılan AB belgesi çeşitli uyarılarla dolu. Bu belge, konuyla ilgili son söz olarak değil, AB-İsrail ilişkilerinin “devam eden gözden geçirilmesine katkıda bulunmak” amacıyla hazırlanan bir ‘not’ olarak sunuluyor.

Belge, AB Dışişleri Bakanı Kaja Kallas veya AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen tarafından “herhangi bir değer yargısı” içermiyordu.

Rapor, Hamas’ın “şiddet eylemlerini dışarıda tuttuğu” için özür diledi fakat bunun kendi kapsamı dışında olduğunu belirtti.

Rapora göre, İsrail’in gıda ablukası nedeniyle Gazze’de “yarım milyon insan (beş kişiden biri)” “açlıkla karşı karşıya” idi. Raporda, “İsrail’in Gazze’ye uyguladığı abluka ve kuşatma, toplu cezalandırma niteliğinde… ve aynı zamanda savaş yöntemi olarak açlık kullanımı anlamına da gelebilir,” ifadesi yer aldı.

AB raporunda, İsrail’in “soykırım sözleşmesi kapsamındaki eylemlerin işlenmesini önlemek” amacıyla alınan “Uluslararası Adalet Divanı’nın geçici kararını ihlal ettiği” belirtildi. Raporda ‘soykırım’ kelimesi ilk ve tek kez kullanıldı.

Metinde, “sivil halkın barındığı yerlere hava bombaları da dahil olmak üzere ağır silahlarla yapılan [İsrail’in] ayrım gözetmeyen saldırılar”dan bahsedildi.

AB’nin diplomatik servisi olan Avrupa Dış Eylem Servisi tarafından yürütülen inceleme, bloğun üye devletlerinin çoğunluğunun geçen ay Gazze için resmi bir soruşturma açılması talebinin ardından gerçekleştirildi.

İspanya ve İrlanda söz konusu girişimini geçen yıl başlatmış olsa da, Avrupalılar ancak son gündemlerde İsrail’in Gazze’deki savaşı konusunda sert tavırlarını sertleştirdiler fakat insani yardımın nasıl sağlanacağı konusunda derin görüş ayrılıkları devam ediyor.

İncelemenin bulguları, kamuya açık kaynaklara ve üçüncü tarafların açıklamalarına dayanan ve İsrail’in bu yükümlülüklerini ihlal ettiğini tespit eden 2024 tarihli bir önceki iç değerlendirme ile aynı metodolojiyi izliyor.

Öte yandan resmi inceleme talebi, bulguların ne gibi sonuçlar doğuracağı konusunda oybirliği olacağı anlamına gelmiyor.

AB dışişleri bakanları ve hafta sonlarında AB liderleri, hukuki incelemenin sonuçlarını ve artan sayıda seçenek, İsrail’in Gazze Şeridine yönelik bombardımanını durdurmayı tartışacak.

İrlanda gibi en sert İsrail muhalifleri bile ilişkilerin tamamen askıya alınmasından yana değil ve incelemeyi, ülkenin sahadaki tutumunu değiştirmeye yardımcı olabilecek bir siyasi araç olarak görüyor.

Anlaşma veya İsrail ile siyasi ilişkilerin tamamen askıya alınması için AB’nin 27 ülkesinin oybirliği gerekirken, ticaret ve enerji gibi unsurların kısmen askıya alınması için nitelikli çoğunluk yeterli.

AB-İsrail ticaret ilişkilerinin tamamen askıya alınması olası görünmese de, bir dizi AB diplomatı, üye ülkelerin çoğunluğunun bloğun en üst düzey diplomatı Kaja Kallas’ı temmuz ortasına kadar politika seçenekleri geliştirmekle görevlendireceğini tahmin ediyor.

Raporun sızmasının ardından Binyamin Netanyahu hükümeti AB’yi sert bir şekilde kınadı.

POLITICO’nun gördüğü ve İsrail hükümeti tarafından AB’ye sunulan özel bir belgede, Brüksel’in Tel Aviv ile ortaklık anlaşmasını yeniden gözden geçirme kararı “korkunç ve ahlaksız” olarak nitelendirildi.

Rapor, AB yetkililerini önyargılı kanıtlara dayanmakla ve İsrail’e adil bir yanıt verme şansı vermemekle suçladı.

İsrail 18 Haziran tarihli notasında, “Bu acı gerçekliğin ortasında, Avrupa Birliği İsrail ile ilişkilerini ‘gözden geçirme’yi düşünüyor. Bu bir politika değişikliği değil, ahlaki bir çarpıtmadır. Böyle bir girişim sadece haksız değil, aynı zamanda çirkin ve ahlaksızdır. Bu girişim, vatandaşlarını savunan bir demokrasi ile İsrailli sivilleri hedef alan ve kendi vatandaşlarını insan kalkanı olarak kullanan soykırımcı ülkeler ve örgütler arasında ayrım yapamamanın açık bir başarısızlığını yansıtmaktadır. Bu girişim, İsrail’e, bölgesel istikrara ve nihayetinde Avrupa’nın kendisine yönelik gerçek tehdide karşı körlüğü göstermektedir,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English