Rusya
Kış geldi, gaz hattı kesik, tahıl koridoru askıda

Rusya’nın Karadeniz filosuna yönelik saldırısının ardından Moskova tahıl koridoru anlaşmasından çekildi. Kiev başta olmak üzere Ukrayna şehirlerine yönelik pazartesi sabahı hava saldırısı düzenlendi. Tahıl koridorunun askıya alınmasının ardından buğday fiyatları ulusarası borsalarda yükselişe geçti.
Rusya, Kırım köprüsüne ve Rusya’nın Karadeniz filosuna yönelik saldırının ardından tahıl anlaşmasından çekildi. Ukrayna’ya yönelik füze saldırılarını artıran Moskova 31 Ekim sabahı Ukrayna kentlerini yeniden ateş altına aldı. Kiev, Zaporijya, Kirovograd, Harkiv, Odessa bölgelerinde patlama sesleri duyuldu. Ukrayna İçişleri Bakanlığı, Rusya’nın 40 seyir füzesi fırlattığını öne sürdü.
Kiev’in Belediye Başkanı Vitaly Kliçko Telegram hesabından yaptığı açıklamada “Kritik altyapı tesislerine yapılan saldırı sonucu başkentin bir kısmında elektrik kesildi. Bazı bölgelerde su yok. Tüm birimler çalışıyor” ifadelerine yer verdi.
Cumartesi günü Rus gemilerine yönelik saldırının ardından Rusya Savunma Bakanlığı “Rusya Ukrayna limanlarından tarım ürünlerinin ihracatına ilişkin anlaşmaların uygulanmasına katılımı askıya almıştır” açıklamasını yaptı.
Rusya: Saldırıların arkasında İngiltere var
Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, Rus gemilerine yönelik saldırının ayrıntıları hakkında şu bilgilendirmeyi yapmıştı: “Kiev yönetimi, saat 04.20’de Sivastopol üssündeki Rus Karadeniz Donanması’nın gemilerine ve sivil gemilere yönelik terör saldırısı düzenledi.”
Konaşenkov, ayrıca “Saldırıya uğrayan Karadeniz Donanması’nın gemileri, tahıl anlaşması kapsamında oluşturulan koridorun güvenliğinin sağlanması sürecinde yer alıyor.” dedi.
Karadeniz filosuna yönelik saldırının “İngiliz uzmanların yönetiminde gerçekleştiğini” dile getiren Konaşenkov, İngiltere Deniz Kuvvetleri’ne bağlı aynı birliğin Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2’ye yönelik 26 Eylül tarihli sabotaj eylminden de sorumlu olduğunu öne sürdü.
İngiltere Savunma Bakanlığı, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Rusya’nın söz konusu iddialarını yalanladı.
https://twitter.com/DefenceHQ/status/1586337055201787906
Açıklamada, “Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın korkunç yasa dışı işgalini gözden kaçırmak için destansı ölçekte yanlış iddialarda bulunmaya başvuruyor. Bu uydurulmuş hikaye, Batı’dan çok Rus hükümeti içinde devam eden tartışmalar hakkında daha fazla şey söylüyor.” denildi.
Ukrayna yönetimi ise Rusya’yı tahıl anlaşmasını şantaj aracı olarak kullanmakla ve “uydurma terör etlemleri” icat etmekle suçladı.
Türkiye arabuluculuk için devrede
Rusya’nın “Tahıl Koridoru” anlaşmasından çekilmesiyle 200’den fazla geminin geçişi durduruldu. Gelişme buğday endeksini de etkiledi. Chicago Ticaret Borsası’nda (CBOT) buğday vadeli işlemleri yüzde 5,4 artışla 8,7 dolara yükseldi.Buğday fiyatları Mart ayında uluslararası piyasalarda 13,6 dolara kadar yükselmişti.
Gelişmeler üzerine Milli Savunma Bakanlığı (MSB), “Ukrayna’dan gemi çıkışı durduruldu” açıklaması yaptı. Rus personelin halen İstanbul’daki Koordinasyon merkezinde bulunduğu belirtilen açıklamada; “Türkiye Cumhuriyeti bölgede barışın temini ve insani yardım konusunda bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da üzerine düşeni yapmayı sürdürecektir” denildi.
Birleşmiş Milletler’den (BM) Reuters’e konuşan bir yetkili ise Pazartesi günü Ukrayna ve Türkiye ile 16 gemi için hareket planı üzerine anlaşmaya varıldığını söyledi. Yetkili konuya ilişkin Moskova tarafının da bilgilendirildiğini söyledi.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise Rusya’nın çekilmesi ardından çalışmaların sürdürülmesinin mümkün olduğuna inanmadığını kaydetti. Peskov, “Rusya’nın gemilerin bu bölgelerde gidiş gelişlerinin güvenliğini garanti edemeyeceğini söylediği bu şartlarda anlaşmanın gerçekleştirilmesi pek olası değil” dedi.
Moskova’nın Rus tahılı beklentisi
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, “Tüm tarafları bu hayati anlaşmayı sürdürmeye davet ediyoruz” dedi. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise çekilme kararının tahıl ve gübrelerin ana ihracat rotasını riske soktuğunu ifade etti. Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna da Rusya’yı askıya alma kararını gözden geçirmeye çağırdı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da konuya ilişin açıklama yaptı. Rusya’nın hassasiyetlerine dikkat çeken Erdoğan, “Rusya kendisi için aynı kolaylıkların gösterilmemesi sebebiyle bu konuda mütereddit davransa da biz insanlığa hizmet için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.” diyerek Moskova’nın beklentisine işaret etti.
Birleşmiş Milletler ve Türkiye’nin arabuluculuğunda İstanbul’da varılan “Tahıl Koridoru” anlaşması Rus tahılının da dünya piyasalarına ulaşmasının önündeki engellerin kaldırılmasını kapsıyordu. Ancak bugüne kadar Rusya’nın beklentilerini karşılayacak somut bir adım atılmadı.
Üç gün önce Hürriyet gazetesine konuşan Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov “Peki, Rus tahılı kimsenin ilgisini çekmiyor mu? Onun kaderi hakkında kimse sual etmiyor. Sorsalar iyi olur, çünkü Rusya’nın tahıl potansiyeli, bu yılın rekor hasadı gözönüne alınırsa, Ukraynalı komşularımızın ihracat imkânlarını ciddi bir şekilde aşıyor.” demişti.
Rusya
Rusya’da göçmen çocukların çoğu okullara kabul edilmeyecek

Rusya’da yapılan bir dil yeterlilik testinin ilk sonuçlarına göre, göçmen çocukların büyük çoğunluğu (yaklaşık yüzde 80) Rusça bilmedikleri için okullara kayıt yaptıramayacak. Testler, Rusya Devlet Başkanı Putin’in imzaladığı ve Rusça bilmeyen çocukların okullara kabulünü yasaklayan yeni yasa kapsamında nisan ayından itibaren uygulanmaya başlandı.
Rusya’da yaşayan göçmen çocukların büyük çoğunluğunun, yaklaşık yüzde 80’inin, Rusça dil yeterlilik testine dahi katılamadığı ve bu nedenle okullara kabul edilmeyeceği bildirildi.
Bu durum, reşit olmayan yabancılara yönelik yapılan testlerin açıklanan ilk sonuçlarıyla ortaya çıktı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçen yılın aralık ayında, Rusça bilmeyen göçmen çocukların okullara kabul edilmesini yasaklayan yasayı imzalamıştı.
Yasa, çocuğun dil yeterliliğini kanıtlayamaması durumunda eğitim programlarına erişiminin engellenmesini öngörüyor.
Bu kapsamdaki testler 1 Nisan 2025 tarihinden itibaren uygulanmaya başlandı.
Federal Eğitim ve Bilim Denetleme Kurumu (Rosobrnadzor), yaptığı açıklamada, nisan ayından bu yana yalnızca Rusya Federasyonu’nun 10 bölgesinde test yapıldığını belirtti.
Göçmen çocuklara yönelik testlerin içerikleri, birinci sınıftan 11’inci sınıfa kadar her sınıf seviyesindeki eğitim düzeyleri dikkate alınarak hazırlanıyor.
Örneğin, birinci sınıfa kabul için konuşma, dinleme ve sözlü anlatımı anlama becerilerinin yanı sıra kelime bilgisi ve dil bilgisi yeterliliği aranıyor ve bu sınıflardaki testler yalnızca sözlü olarak yapılıyor.
İkinci sınıftan itibaren ise okuma ve yazma becerilerini ölçen görevler eklenerek testler hem sözlü hem de yazılı olarak uygulanıyor.
Rosobrnadzor, ilk sonuçlara göre bu kategorilerdeki çocuk ve gençlerin yüzde 81’inin daha teste girmeden elendiğini bildirdi.
Kurum, bunun nedenleri arasında eksik belge sunulması, eğitim kurumlarında boş yer olmaması ve sunulan belgelerde yanlış bilgi tespit edilmesi gibi faktörlerin bulunduğunu belirtti.
13 Mayıs itibarıyla elde edilen verilere göre, testler 2 bin 356 kuruluşta yürütülüyor.
1 Nisan’dan bu yana teste katılım için 1762 başvuru yapıldı ancak sadece 335 yabancı uyruklu öğrenci test sürecine kabul edildi.
Şu ana kadar 44 çocuğun katıldığı testlerde, 27 öğrenci (yüzde 61) başarılı oldu. Rosobrnadzor, geri kalan öğrencilerin “Rus dilinde gerekli yeterlilik seviyesini gösteremediklerini” ifade etti.
Rosobrnadzor, daha önce yaptığı açıklamada, Rusça dil yeterlilik testini başarıyla geçmek için beş puanlık ölçekte minimum 3 puan alınması gerektiğini duyurmuştu.
Rusya
Delovaya Rossiya Başkanı Repik: Batılı firmalar geri dönüş yolları arıyor

Delovaya Rossiya Başkanı Aleksey Repik, Rusya’dan ayrılan birçok Batılı şirketin geri dönmek istediğini ancak siyasi kararlar ve yaptırımlar nedeniyle sessiz kaldığını belirtti. Repik, Rus şirketlerinin bu durumu değerlendirerek iç pazardaki paylarını artırması gerektiğini vurguladı.
Delovaya Rossiya Başkanı Aleksey Repik, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmenin ardından Vedomosti gazetesine verdiği mülakatta, Ukrayna’daki gelişmeler sonrası Rusya’dan ayrılan çok sayıda Batılı şirketin geri dönmek istediğini ancak mevcut siyasi atmosfer ve yaptırımlar nedeniyle bu niyetlerini açıkça dile getiremediklerini söyledi.
Repik, bu durumun Rus şirketleri için iç pazarda önemli bir fırsat sunduğunu da sözlerine ekledi.
‘Batılı şirketler geri dönüş formatlarını tartışıyor’
Aleksey Repik, geri dönüş formatlarını görüşen onlarca şirketle iletişim halinde olduğunu belirterek, “Örneğin, Japon şirketleri geri dönüş için hangi seçeneklerin mümkün olduğu konusunda bir seminer düzenlememizi istedi. Birçok şirket aslında ayrılmak istemiyordu. Gitmek istemeyen herkes geri dönmek istiyor. Mesele, ne ölçüde ve ne zaman dönebilecekleri,” diye konuştu.
Repik, Uniqlo şirketinin durumunu örnek göstererek ilginç bir vakaya değindi.
Repik, “Şirketin kurucusu, saygı duyduğum mükemmel bir girişimci olan Tadaşi Yanai’yi çok iyi tanıyorum. ‘Ayrılmayacağız, sonuna kadar kalacağız, çünkü müşterilerim ve şirketim benim için önemli’ demişti. Sonra ne oldu? Sağcı Japon aşırılık yanlıları ofislerinin önünde kargaşa çıkardı, neredeyse kitlesel vandalizm eylemleri düzenlediler. Onu, esasen, kendini ikna etmeye zorladılar. Şimdi onunla konuştuk. ‘Biliyorsunuz, söz verdim. Sözümü tutacağım ve geri dönmeyeceğim, zira benden bu sözü aldılar. Benim için söz namustur, anlamı vardır. Belki geri dönmek istiyoruz ama yeni koşullarda çalışmak zorundayız’ diyor,” ifadelerini kullandı.
Repik, her şirketin durumunun farklı olduğunu belirterek, “Tüm mutlu aileler aynı şekilde mutludur, mutsuz olanlarsa her biri kendi tarzında mutsuzdur. Muhtemelen doğru anı, doğru fırsatları arayacaklar. Ama benim işim başka. Benim işim, Rus meslektaşlarımızın da zaman kaybetmemesini ve iç pazarın en azından önemli bir bölümünü sadece geri almakla kalmayıp, ele geçirip kendilerine sabitlemelerini sağlamak,” dedi.
Kamuoyuna açıklamama nedenleri: Yaptırım korkusu ve yasal kısıtlamalar
Batılı şirketlerin neden Rusya’ya dönmek istediklerini kamuoyuna açıklamadıkları sorusuna Repik, “Amerikan yatırım yasalarını gördünüz mü?” yanıtını verdi.
Yaptırımlar nedeniyle açıkça geri dönme niyetlerini beyan edemediklerini ima eden Repik, “Doğrudan yasal kısıtlamaları var. Sanırım bu anlaşılabilir bir durum. Genel yapıyı, genel durumu da iyi anlamak gerekiyor,” diye konuştu.
Repik, politikanın ekonominin önünde gittiği ve küreselci yaklaşımların ulusal çıkarların, egemen çıkarların —ki buna şu anda kendi dayattıkları kısıtlamalar rejiminde yaşayan şirketlerin ait olduğu ülkelerin ekonomisi de dahil— üzerinde zafer kazandığı sürece, iş dünyasıyla konuşmanın biraz zamansız olduğunu belirtti.
Repik, “İş dünyasının kendi çıkarları doğrultusunda karar almak için tek bir anahtarı var ve maalesef ikinci bir anahtarın da dönmesi gerekiyor—yani onların düzenleyicileri, onların politikacıları. Maalesef, eski geleneksel ortaklarımızın birçoğu —öncelikle Avrupa ülkelerinden bahsediyorum— açıkçası belirli bir köşeye sıkıştırılmış durumda. ‘A’ dediler ve şimdi ‘B’ dememek ellerinde değil. Tabii ki politikacılardan, ülke yönetimlerinden bahsediyorum. Ve görüyorsunuz, her seçimde orada bir şeyler yavaş yavaş değişiyor. Çünkü hem iş dünyası hem de insanlar, kendi şirketleri üzerinden sürekli kendilerini cezalandırmaya çalışmaktan biraz yorulmaya başlıyor,” değerlendirmesinde bulundu.
‘Yaptırımlar aşılır, Rus şirketleri pazarı doldurmalı’
Şirketlerin yaptırımlara maruz kalmaktan korktukları için geri dönmeye hazır olduklarını kamuoyuna açıklamadıkları, ancak örneğin Devlet Başkanı Putin’in Rusya Sanayiciler ve Girişimciler Birliği kongresinde yaptırımların yine de uzun süreceğini söylediği hatırlatıldığında Repik, şunları söyledi:
“Yaptırım var, yaptırım var. Aslında mesele daha çok yaptırımlarla ilgili değil. Vladimir Vladimiroviç [Putin] iyi söyledi: Bizden bir şeyler almaları gerektiğinde alıyorlar. Kendilerine izinler çıkarıyorlar, özel rejimler buluyorlar.”
İstisnalar yapılıp yapılmadığı sorusuna ise Repik, “Elbette. Ve genel kaideden, kimsenin ihtiyacı olmayan tek bir şey dışında her şey istisna olabilir. Bu kesinlikle işe yarar bir yapı. Bu yüzden dürüstçe söyleyeceğim ki bu daha çok bir zamanlama meselesi. Durum dinamik olarak değişiyor. Geçen yıl aynı Amerikalı temsilcilerden bu yıla göre farklı bir söylem vardı. Ve bu onların siyasi çevrelerine de yayılıyor. Bu dinamik bir mesele,” yanıtını verdi.
Kendisininde herhangi bir şirketin geri dönüşünü bekleyip beklemediği sorulduğunda Repik, şu ifadeleri kullandı:
“Eğer onların ürünlerinden bir şeye çok ihtiyacım olursa, satın alma imkânı bulurum. Ulusötesi şirketlerin oldukça katı bir şekilde düzenlenmiş çerçeve dünyasından, daha ziyade —iyi anlamda söyleyelim— gerilla ticareti dünyasına geçiyoruz. Bir şeye ihtiyacın varsa, onu elde etme imkânını her zaman bulursun. Bir şeyi yasaklarlar, iyi bir alternatif buluruz. Başka bir şeyi yasaklarlar, üçüncü bir alternatif buluruz. Bu oyun çok girişimci bir oyun. Sürekli, tabiri caizse, yakala. Yaptırımlar, yaptırımlar, yaptırımlar; baypas, baypas, baypas. Dürüst olmak gerekirse, Avrupalı ve Amerikalı meslektaşların politikaları bizi, iş yapmak ve faydalı bir işle uğraşmak yerine —bilmiyorum, Mars’a uçmak gibi— tavşanlar gibi koşturup yaptırımların üzerinden atlamak zorunda bıraktığında, bu sadece verimsiz ve iş dünyasına karşı adaletsizdir. Biz bir şeyler yapalım, katkımız ve faydamız olsun diye varız. Ama bazı tuhaf yabancı politikacıların aptallığı yüzünden oturup patinaj yapıyoruz.”
Rusya
Narışkin: Batı, Rusya’yı bölme peşinde

Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) Direktörü Sergey Narışkin, Moskova’nın jeopolitik rakiplerinin Rusya’nın büyüklüğü ve zenginliklerinden rahatsız olduğunu ve ülkede iktidar değişikliği planları yaptığını kaydetti. Narışkin, Batı’nın mali desteğiyle bazı grupların Rusya’yı bölme planları olduğunu da sözlerine ekledi.
Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) Direktörü ve Rus Tarih Kurumu Başkanı Sergey Narışkin, Moskova’nın jeopolitik rakiplerinin Rusya’nın büyüklüğünden, insan ve doğal kaynaklarından rahatsız olduğunu ve ülkede devlet iktidarını değiştirmeye yönelik hayaller ve planlar kurduğunu ifade etti.
Narışkin, bu değerlendirmeleri Kuzey Sahalin’in Japon müdahalesi ve işgalinden kurtuluşunun 100. yılına adanmış bir yuvarlak masa toplantısında yaptı.
Narışkin, “Görüyoruz ki, hem 100 yıl önce hem de günümüzde Rusya’nın jeopolitik rakipleri, hasımları ülkemizin büyüklüğünden, ululuğundan, insan ve doğal zenginliklerinden aynı şekilde rahatsızlar. Devlet iktidarını, devlet yönetimini değiştirmeye yönelik hayaller ve hatta planlar kurmaya devam ediyorlar,” dedi.
SVR Direktörü sözlerine şöyle devam etti:
“Bugün de çok iyi biliyoruz ki, ülkemizde ‘şehir meczupları’ diye tabir edilen küçük gruplar var. Ama Tanrı’ya şükür, bunların büyük bir kısmı Rusya Federasyonu topraklarını kendi varlıklarından arındırdı. Ancak Batı’nın mali desteğiyle Rusya’yı birkaç parçaya bölme planları yapıyorlar. Kısacası, bütün bunlar devam ediyor.”
Bu nedenle Narışkin, “Kuzey Sahalin’in Japon işgalinden kurtarılmasıyla ilgili olaylar da dâhil olmak üzere, 100 yıl önceki tarihin incelenmesi son derece güncel olmaya devam ediyor,” diyerek herkesin geçmişteki olaylardan doğru sonuçlar çıkarması gerektiğini vurguladı.
Rusya’dan Putin’in Kiev’e ön koşulsuz müzakere teklifine dair yorumlar
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan ve Pakistan savaşır mı?
-
Rusya1 hafta önce
Rusya’da havaalanlarında toplu uçuş ertelemeleri
-
Görüş1 hafta önce
Kim kazandı?
-
Dünya Basını1 hafta önce
Güçlü Amerikan Tanrıları, Trump ve Uzun Yirminci Yüzyılın Sonu
-
Asya1 hafta önce
Cammu ve Keşmir: Yarım asırlık çatışmanın tarihi
-
Görüş6 gün önce
Hindistan-Pakistan savaşı henüz başlamadı
-
Söyleşi1 hafta önce
Alexander Rahr: Bu hükümetin dört yıl dayanması beni şaşırtır
-
Amerika2 gün önce
Zuckerberg ve AI terapistler: Aklınıza mukayyet olun!