Rusya
Rusya Merkez Bankası: Moskova Borsası, sadece yuanın işlem gördüğü bir ‘döviz bürosuna’ dönüştü

Rusya Merkez Bankası, temmuz ayı Finansal Piyasalar Risk İncelemesini yayımladı.
İncelemeye göre Doğu Avrupa’nın en büyüklerinden biri olan ve yıllık cirosu 300 trilyon rubleyi aşan Moskova Borsası’nın döviz piyasası, mevcut tek para biriminin bulunduğu bir ‘döviz bürosuna’ dönüştü.
Kurum, ABD’nin borsaya ve borsanın temel takas yapıları olan Rusya Ulusal Takas Merkezi ve Ulusal Takas Deposuna yönelik yaptırımlarının ardından Çin yuanının borsada işlem gören döviz piyasasının yüzde 99,6’sını ele geçirdiğini belirtti.
Ukrayna’ya dönük askeri müdahaleden önce yuan, Moskova Borsası’ndaki döviz işlemlerinin yalnızca yüzde 3,5’ini oluşturuyordu; 2024’ün başlarında bu pay yarıya yükseldi.
Şimdi, Çin para birimi dışında, Rusya’nın ana ticaret katında fiilen neredeyse hiçbir para biirmi yok. Piyasanın geri kalan yüzde 0,4’lük kısmı bir dizi ‘dost’ ülkenin para birimi tarafından işgal edilmiş durumda.
Bunlar arasında, Moskova Borsası’nın internet sitesinin ana sayfasına oranlarını yerleştirdiği Belarus rublesi ve Kazak tengesi de var.
İki yıl önce dolar ve avronun yerini alacağı düşünülen Türk lirası ticareti de devam ediyor, ancak bu işlemlerin ölçeği hızla küçülüyor.
Geçen yıl ayda 50 milyar ruble (günde 2 milyar rubleden fazla) ile rekor düzeyde işlem gören Türk lirasının cirosu neredeyse 100 kat düşerek günlük 20 ila 30 milyon rubleye geriledi.
Lira ile ilgili sorunlar, yılın başında Türk bankalarının ödemeleri toplu olarak bloke etmesinin ardından başladı ve Moskova Borsası’na yönelik yaptırımların ardından daha da kötüleşti.
Rusya’nın en büyük banka dışı brokeri olan BKS, lira ticaretini durduracağını açıklarken, bir diğer büyük broker Finam da aynı şeyi yapabileceğini bildirdi.
Merkez Bankası’nın tahminlerine göre yaptırımlar Moskova Borsası’ndaki döviz cirolarını üçte bir oranında azalttı; haziran ayının ikinci yarısında günlük ortalama işlem hacmi 418 milyar rubleden 282 milyar rubleye düştü.
Kurum, piyasa katılımcılarının yuana hücum ettiğini ve yuanın kıtlaştığını kabul ediyor: 13 Haziran’da dolar ve avro ticareti durduğunda, swap piyasası aracılığıyla yuan cinsinden kredi maliyeti yıllık yüzde 30’a yükseldi.
Merkez Bankası, yuan açlığını gidermek için rezervlerinden piyasaya para akıtıyor; yuan ile swap işlemlerinin limiti günde 20 milyar yuana yükseltildi. İncelemede, “Bazı günlerde döviz likiditesine olan talepte hala ani artışlar yaşanıyor,” ifadelerine yer verildi.
İktisatçı Andrey Barhota, yuan ticaretinin durması halinde Rusya’daki döviz piyasasının gerçekten öleceğini kaydetti. Bloomberg’e göre Merkez Bankası, ABD yaptırımları nedeniyle Çinli bankaların borsayla işbirliğini azaltacağından korkarak böyle bir senaryoyu şimdiden gerçek bir senaryo olarak değerlendiriyor.
Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina, 4 Temmuz’da yaptığı açıklamada, kurumun yuan ticaretinin durdurulmasının ‘risklerini dikkate aldığını’ bildirmişti.
Nabiullina, aynı zamanda sınır ötesi ödemelerin ‘daha karmaşık’ hale geldiğini de sözlerine eklemişti.
ABD’nin Moskova Borsası’na yönelik yaptırımları ne anlama geliyor?
Rusya
Rusya’dan Trump’ın desteklediği yaptırım tasarısına soğukkanlı karşılama

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Ryabkov, ABD’nin Rusya’nın ticari ortaklarına yüzde 500’lük gümrük vergisi getirmesini öngören yasa tasarısını değerlendirdi. Ryabkov, halihazırda 30 binden fazla yaptırım altında olduklarını belirterek, ‘hipotetik yeni bir unsurun tabloyu temelden değiştirmeyeceğini’ söyledi.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, ABD’nin Rusya’nın ticari ortaklarına karşı yüzde 500 oranında yeni ithalat vergileri getirme olasılığının analiz edileceğini ancak durum üzerinde köklü bir etki yaratmayacağını belirtti.
Basın mensuplarına konuşan Ryabkov, Rusya’ya karşı halihazırda 30 binden fazla kısıtlayıcı tedbir uygulandığını hatırlatarak, hipotetik yeni bir unsurun tabloyu temelden değiştirmeyeceğini vurguladı.
Trump’ın desteklediği yaptırım tasarısı
Nisan ayında bir grup Amerikalı senatör, Rusya’ya yönelik yaptırım rejiminin ciddi ölçüde sıkılaştırılmasını öngören bir yasa tasarısı sunmuştu.
Rusya’nın teröristler ve aşırılıkçılar listesine dahil ettiği Lindsey Graham ve Demokrat Richard Blumenthal tarafından hazırlanan tasarı, Rusya’dan petrol, doğalgaz, uranyum ve diğer kaynakları satın alan ülkelere karşı yüzde 500’lük ikincil yaptırımlar uygulanmasını teklif ediyor.
Senatör Graham, 9 Temmuz’da yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump’ın Washington’ın Rusya’ya karşı yeni yaptırımlar üzerinde çalışmasını desteklediğini duyurmuştu.
Graham, yasa tasarısının görüşülme takviminin hafta sonuna kadar açıklanacağını da sözlerine eklemişti.
‘Bağımsız yolumuzda ilerleyeceğiz’
Ryabkov, Rusya’nın bu tür baskılara karşı duruşunu, TASS ajansının aktardığı, “Bu koşullarda çalışmayı biliyoruz, bağımsız, egemen ve ilerici yolumuzda ilerlemeye devam edeceğiz,” sözleriyle özetledi.
Dışişleri Bakan Yardımcısı ayrıca, ABD Kongresi’ndeki bazı senatörlerin faaliyetlerinden duyduğu endişeyi dile getirerek, bu adımların normal bir etkileşim zemininin altını oymaya yönelik olduğunu kaydetti.
Rusya
Lavrov, Rubio ile yaptığı görüşmenin ayrıntılarını açıkladı

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD’li mevkidaşı Marco Rubio ile Malezya’da 50 dakikalık bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından yaptığı açıklamada Lavrov, Ukrayna konusunda Rusya’nın tutumunu yinelediğini belirtirken, Rubio’nun yeni planıyla ilgili soruları ABD Başkanı Trump’ın ‘Büyük sürprizleri bekleyin’ sözüyle yanıtladı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, dün Malezya’nın başkentinde düzenlenen ASEAN zirvesi kapsamında ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile ikinci kez bir araya geldi.
50 dakika süren görüşmenin ardından ertesi gün basın toplantısı düzenleyen Lavrov, görüşmenin içeriğine ve küresel gelişmelere dair önemli açıklamalarda bulundu.
TASS ajansının aktardığına göre Lavrov, Ukrayna konusunda Rusya’nın bilinen tutumunu yinelediğini belirtirken, Rubio’nun yeni Ukrayna planıyla ilgili soruları ise ABD Başkanı Donald Trump’ın bir sözüyle yanıtladı: “Size de hemen anlatacaktım. Büyük sürprizleri bekleyin.”
Rusya Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, iki bakan görüşmede ihtilaflı durumlara ‘barışçıl çözümler bulunması’, Rusya-ABD iktisadi ve insani işbirliğinin yeniden tesisi ve iki ülke toplumları arasında engelsiz temasların sağlanması yönündeki karşılıklı niyeti teyit etti.
Lavrov, brifingde Ukrayna konusunu ele aldıklarını belirterek, “Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, 3 Temmuz’da Başkan Donald Trump ile yaptığı görüşmede de dile getirdiği tutumu bir kez daha teyit ettik,” diye konuştu.
Lavrov ayrıca, Ukraynalı siyasetçilerin Rusları yok etme niyetlerini içeren beyanlarından oluşan bir özeti Rubio’ya ilettiğini de sözlerine ekledi.
Görüşmede, Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması Anlaşması’nın (DSNÖ) geleceği ve CNN‘in yayımladığı, Trump’ın Moskova veya Pekin’i bombalayabileceğine dair iddiaları içeren ses kaydının gündeme gelmediği bildirildi.
Lavrov-Rubio görüşmesinde ‘yeni yaklaşımlar’ masaya yatırıldı
‘Kore Yarımadası’nda ihtilaf potansiyeli ciddi’
Lavrov, brifing sırasında diğer küresel meselelere de değindi. Kore Yarımadası’ndaki ihtilaf potansiyelinin ciddi boyutlarda olduğunu vurgulayan Lavrov, ABD ve müttefiklerinin Kuzey Kore’ye yönelik provokasyonlarını sürdürdüğünü ifade etti.
Bakan, Moskova’nın, Pyongyang’ın meşru haklarını sağlamak ve ‘kötü sonuçlanabilecek provokasyonları önlemek’ için her türlü çabayı göstereceğini belirtti.
Batılı ülkelerin Tayvan meselesinde statükonun korunmasına yönelik açıklamalarını ‘ikiyüzlülük’ olarak nitelendiren Lavrov, “Bu durum, konuya az da olsa aşina olan herkes için aşikârdır,” diye konuştu.
Lavrov ayrıca, Rusya’nın İran ile İsrail arasındaki ateşkes rejiminin kesintisiz devam etmesi yönünde çağrıda bulunduğunu aktardı.
Birleşik Filistin emirlikleri kurma planları gibi fikirlerin, Birleşmiş Milletler kararları uyarınca bir Filistin devleti kurulması ihtimaline yönelik riskleri artırdığını söyledi.
‘Avrupa’nın militarizasyonunu dikkate alacağız’
Avrupa’daki mevcut liderlerin tarih derslerini unuttuğunu ve ‘Rusya’ya karşı savaş için yeniden ayağa kalkmaya çalıştığını’ savunan Lavrov, Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’i hedef aldı.
Lavrov, Merz’in Ukrayna’da çözüm için diplomatik yöntemlerin tükendiğini söyleyerek Almanya’nın militarizasyonu yolunda nihai bir karar aldığını belirtti.
Dışişleri Bakanı, Moskova’nın, Avrupa’nın bu militarizasyon eğilimini tüm planlama alanlarında dikkate alacağını da vurguladı.
Rusya
Rusya’da bölgesel yöneticiler üç yıldan fazla koltuğunda oturamıyor

Siyaset bilimci Aleksandr Kinev’in hazırladığı rapora göre, Rusya Federasyonu’na bağlı bölgelerdeki üst düzey yönetici rotasyonu, Ukrayna’daki askeri müdahalenin ilk yıllarındaki yavaşlamanın ardından yeniden hız kazandı. 2026’daki Devlet Duması seçimleri yaklaşırken artan görev değişikliklerinin, elitlerin ve kamuoyunun tepkisini ölçmek için ‘test niteliği’ taşıdığı belirtiliyor. Rapora göre, 2024’te kadro değişim oranı yüzde 32,29’a ulaşarak harekât öncesi seviyelere geri döndü.
Siyaset bilimci Aleksandr Kinev tarafından hazırlanan “Rusya’da Özel Askeri Harekâtın Üçüncü Yılında Bölgesel Nomenklatura” başlıklı rapora göre, Rusya Federasyonu’na bağlı bölgelerdeki yönetici elitlerin rotasyonu, Ukrayna’daki çatışmaların başlamasının ardından geçen ilk yıllara kıyasla yeniden hız kazandı.
Rapor, 2026’daki Devlet Duması seçimleri yaklaşırken yaşanan bu hareketliliğin, siyasi ve iktisadi elitlerin yanı sıra kamuoyunun tepkilerini ve bunun bölgelerdeki sosyo-politik duruma etkilerini ölçmek için bir test niteliği taşıdığını öne sürüyor.
Raporda, 2024 yılı itibarıyla kadro değişimlerinin yeniden harekât öncesi seviyelere döndüğü vurgulanıyor. 2022 ve 2023’te beşer valinin değiştiği Rusya’da, 2024’te bu sayı 13’e yükseldi.
Kinev’in takip ettiği üst düzey yetkililer arasındaki rotasyon oranı ise 2022’de yüzde 30,63 ve 2023’te yüzde 24,6 iken, 2024’te yüzde 32,29’a ulaştı.
Rapora göre bu durum, ülkedeki siyasi atmosferin artık “yeni bir normal” statüsüne girdiğini gösteriyor.
Savaş sonrası kadrolar dondurulmuştu
Çatışmaların başlangıcında önceliğin savaş ve yaptırımlarla mücadeleye verilmesi nedeniyle kadro değişiklikleri “asgari düzeyde ve zorunlu” tutulmuştu.
2015-2022 döneminde idari istikrar endeksi hiçbir zaman yüzde 31’in altına düşmemişti; bu, her yıl üst düzey bölgesel yöneticilerin en az yüzde 31’inin görevini kaybettiği anlamına geliyordu.
Özellikle 2018-2019 yıllarındaki toplu vali değişiklikleri sırasında bu oran yüzde 50,97 ile rekor kırmıştı.
Kinev’in analizine göre, yıllık yüzde 30-35’lik değişim oranı, Rusya’da üst düzey bir bölgesel yetkilinin görevinde nadiren üç yıldan fazla kalabildiği anlamına geliyor.
Raporda Vologda, Kursk ve Samara oblastları ile Çukotka Özerk Okrugu, kadro değişimlerinin en yoğun yaşandığı bölgeler arasında sayılıyor.
Uzman, her yıl 1 Ocak ve 1 Temmuz tarihlerinde valiler, yardımcıları, bölgesel hükümet başkanları, maliye bakanları, idari personel şefleri, bölgesel meclis başkanları ve bölgesel merkezlerin başkanlarından oluşan üst düzey bölgesel nomenklaturanın listesini çıkarıyor. İdari elitlerin istikrar endeksi, dönem başında görevden alınanlar ve yeni atananların bölgedeki toplam yetkili sayısına oranlanmasıyla hesaplanıyor.
Savaşa katılanlara öncelik
Raporda, bölgesel yetkililerin, federal merkezin savaşa katılan veya ilhak edilen topraklarda çalışan kişileri teşvik etme yönündeki taleplerine uyum sağlamaya çalıştığı belirtiliyor.
Bu kişiler iki kategoriye ayrılıyor: Harekâta katılmış olan ve önceki deneyimleri sayesinde daha geniş kariyer olanaklarına sahip olan yetkililer ile harekâta katılan eski askerler veya siviller.
İkinci grup için şimdilik özel pozisyonlar oluşturulduğu, ancak gelecekte bu grubun beklentilerinin artabileceği öngörülüyor. Kinev, yaklaşan Devlet Duması seçimlerinde bölgelerin rolünün büyük olduğunu ve birçok yetkilinin yorgunluk ve tükenmişlik nedeniyle de görev değiştirdiğini ekliyor.
Uzmanlar farklı görüşte
Öte yandan Vedomosti gazetesine demeç veren Sivil Toplumu Geliştirme Vakfı Başkanı Konstantin Kostin, 2022’de yaşanan atama durgunluğunun ardından sistemin “yeni normale” adapte olduğunu ve kadro değişikliklerinin olağan seyrine döndüğünü belirtiyor.
Fakat Kostin, “Raporda, vali değişiklikleri sonrası yaşanan rotasyonların ayrı bir başlık altında incelenmesi gerekirdi, çünkü bölgesel ekipler en çok bu durumlarda yenileniyor,” diyerek bir eleştiri getiriyor.
Siyasi Teknolojiler Merkezi Başkan Yardımcısı Rostislav Turovskiy ise rotasyon dinamiklerinin köklü bir değişim veya sistemin “donduğu” sonucuna varacak kadar güçlü değişmediğini savunuyor.
Turovskiy, “Ayrıca, belirtilen eğilim özel askeri harekâtın hemen ardından başlamadı, bu nedenle nedenleri çeşitli olabilir. Her halükârda, kadro değişikliklerinin yoğunluğu ve yolsuzluk vakalarının sayısı şu anda çığ gibi büyüyor. Eğer rotasyonlarda bir yavaşlama yaşandıysa bile bu kısa sürdü ve artık geçmişte kaldı,” diye konuştu.
-
Görüş1 hafta önce
Altı Gün Savaşı’ndan ‘On İki Gün Savaşı’na
-
Ortadoğu2 hafta önce
Reuters: Suriye’de Şara’ya bağlı güçler 1.500 Alevi’yi katletti
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran-İsrail savaşı ve Orta Asya
-
Avrupa2 hafta önce
Yeni MI6 şefinin dedesi, “Kasap” olarak bilinen Nazi casusu çıktı
-
Dünya Basını2 hafta önce
Kimler faşist olabilir? Önce Mussolini’nin İtalya’sına, sonra İsrail’e bakalım
-
Amerika2 hafta önce
Zohran Mamdani: Canavarın ininde bir ‘nepo bebek’
-
Görüş2 hafta önce
Modi dönemi, Hindistan’ın ‘karanlık döneminin’ ileri bir uyarlaması mı?
-
Amerika1 hafta önce
Trump’ın gümrük vergilerini erteleme süresi 9 Temmuz’da doluyor, şimdi ne olacak?