Bizi Takip Edin

Avrupa

Handelsblatt: Çek silah şirketi Ukrayna’ya tedarik ettiği top mermilerinden fahiş kârlar elde etti

Yayınlanma

Ukrayna savaşında Kiev’in ihtiyaç duyduğu top mermilerini tedarik etmek için kurulan ve Çekya’nın önderlik ettiği bir grubun, piyasa değerinin üstünde satın alımlarla bir silah şirketini zengin ettiği iddia ediliyor.

Alman ekonomi gazetesi Handelsblatt’ta yer alan habere göre, yüksek satın alma maliyetleri Çek silah endüstrisinin dünya çapında mühimmat tedarik eden aracıları tarafından tahsil ediliyor.

Handelsblatt gazetesi, iç belgelere dayanarak, Çek aracılardan biri olan Excalibur Army’nin top mermilerinden orantısız bir kâr elde ettiğini öne sürdü.

Silah şirketi mühimmat fiyatlarının mevcut piyasa fiyatlarına tekabül ettiğini savunurken, Çekya Başbakanı Petr Fiala da Çek silah üreticilerini savunarak, mühimmat girişiminin “saldırıların ve değer düşürme girişimlerinin” hedefi haline geldiğini ileri sürdü ve bunu yapmaya çalışanların sadece Rusya’ya yardım ettiklerini iddia etti.

Türk şirket de tedarikçiler arasında

Habere göre 20 kadar yabancı ortağın yer aldığı mühimmat girişiminden, işadamı Michal Strnad’a ait Czechoslovak Group’un (CSG) bir parçası olan Šternberg’deki silah fabrikası Excalibur Army’nin yararlandığı belirtiliyor. 

Gazeteye göre, silah fabrikası top mermilerinin fiyatlarını önemli ölçüde şişirdi. İddiaya göre şirket, bir top mermisini Türk ortağından yaklaşık 62.000 Çek Kronuna (yaklaşık 2.753 dolar) satın aldı ve daha sonra bunu girişime yaklaşık 80.000 Çek Kronuna (yaklaşık 3.553 dolar) sattı. 

Gazeteye göre, Çek tarafının tedarik etmeyi vaat ettiği 800.000 adetten yaklaşık 90.000 adeti bu şekilde Türk şirketten alınıp satılan mermiler. 

Gerçek rakamlar söz konusu olduğunda, Çek şirketinin sadece bu alımdan elde ettiği kar, diğer maliyetler hariç, 1,5 milyar Çek Kronunu (yaklaşık 66.631.515 dolar) aşacaktı.

Pentagon şubat ayı sonunda General Dynamics Ordnance and Tactical Systems ile Teksas’ta üç adet 155mm’lik mermi metal parça hattı inşa etmek üzere sözleşme imzaladığını açıkladı. Şirket, tesisin haziran ayında üretime geçmesinin planlandığını söyledi.

Türk savunma firması Repkon’un üretim hatlarının, 2025 yılına kadar ABD yapımı 155 mm top mermilerinin yaklaşık %30’unu üretmesinin beklendiği belirtildi. Ayrıca Savunma Bakanlığı bu yıl teslim edilmek üzere Türk şirketi Arca Savunma’dan 116.000 adet savaşa hazır mühimmat satın aldı ve önümüzdeki yıl teslim edilmek üzere yeni alımların yapılması bekleniyor.

Berlin’e göre Çek silah şirketinin kârları “kabul edilebilir sınırlar içinde”

Çek komisyoncularının mühimmat bulma, edinme ve bazen de modifiye etme konusunda kendi genel giderlerinin olması anlaşılabilir bir durum. Öte yandan, marjlarının makul olup olmadığını sormak da meşru sayılıyor. Handelsblatt bunun “hassas bir konu” olduğunu kabul ediyor. Aktörler ve ortaklar arasında Ukrayna’ya yardımın birinci öncelik olduğu konusunda bir fikir birliği var fakat gazete, bu fiyat artışları nedeniyle Kiev’in parasızlık nedeniyle bazı mermileri alamadığını söylüyor.

Alman Savunma Bakanlığı, fiyatın belirlenmesinde belirleyici faktörün, şu anda arzın çok üzerinde olan talep olduğu yorumunda bulundu. Buna rağmen Alman Savunma Bakanlığı’nın görüşüne göre Çek satıcıların marjları “kabul edilebilir sınırlar içinde.”

Çekya liderinden habere tepki

Çekya medyasından Echo24’e konuşan şirket sözcüsü Andrej Čírtek, şirketin topçu mermisi hazırlarken katlandığı ek maliyetleri hesaba kattığını söyledi.

Sözcü, “Projeyi koordine eden Çek Savunma Bakanlığı ile şeffafız. Güvenlik nedeniyle bireysel işlemlerin ayrıntılarını açıklamıyoruz. Mühimmat fiyatlarının mevcut piyasa fiyatlarına tekabül ettiğini ve bazı durumlarda kullanıma hazır bir ürün teslim etmek için gerekli lojistik veya üretim işlemlerini yansıttığını vurgulamak isterim,” dedi.

Salı akşamı Çek Başbakanı Petr Fiala da yayınlanan bilgilere tepki gösterdi. Başbakan, Çek Cumhuriyeti’nin girişime 865 milyon Çek Kronu (yaklaşık 38,5 milyon dolar) katkıda bulunacağının doğru olduğunu ve hiçbir şeyin değişmediğini söyledi.

Fiala daha sonra Çek silah üreticilerinin AB üyesi olmayan ülkelerden yaptıkları alımların yüksek fiyatlı olduğu iddiasını yalanladı. X’te yayınlanan bir videoda Fiala, “Mühimmat, girişim kapsamında uluslararası piyasadaki cari fiyatlarla satılıyor ve tedarik ediliyor ve arz ve talebe göre belirleniyor. Başka hiç kimse bunlara müdahale etmiyor,” dedi.

Mühimmat girişiminin son zamanlarda saldırıların ve itibarsızlaştırma girişimlerinin hedefi haline geldiğini ileri süren Fiala, “Bunu yapmaya çalışanlar doğruyu söylemiyorlar, manipülasyon yapıyorlar ve maalesef sadece Rusya’ya yardım ediyorlar,” iddiasında bulundu.

Alman gazetesi, Çek senatörün iddialarını doğruluyor

Handelsblatt’ın iddiaları, Çekya Korsan Partisi Senatörü Lukáš Wagenknecht’in birkaç hafta önce ortaya attığı bilgilerle örtüşüyor.

Ağustos ayı ortasında Senato’nun kamu fonlarını denetleme komitesinin bir toplantısında Wagenknecht, mühimmatın 1,4 milyar Çek Kronu fazla fiyatlandırıldığını ve bu nedenle yaklaşık 20.000 adet daha az satın alındığını ileri sürmüştü.

Nihayetinde Senato komitesi, konunun gizli olarak tartışılması gerektiğini söyleyerek iddiaları değerlendirmeyi reddetmişti. Fakat bilgileri Ukrayna savunma bakanlığı ve parlamentosuyla kontrol ettiğini söyleyen Wagenknecht, “Mühimmat sektöründe 1,4 milyarlık savurgan harcamadan bahsediyoruz,” demişti.

Senatörler için hazırladığı materyalde ayrıca, 80.000 adetlik mühimmat tedarikinin ikinci kısmının fiyatının 505 milyon CZK fazla gösterilmesi tehdidi ile karşı karşıya kalındığını söylemişti.

Çek Savunma Bakanı Jana Černochová, Wagenknecht’in iddialarına sert bir şekilde itiraz ederek senatörün açıklamalarını asılsız ve “Çek Cumhuriyeti’ne zarar verici” olarak nitelendirdi.

Savunma Bakanlığı, “Bu marjlar piyasanın gerçeklerine uygundur ve kesinlikle yerleşik uygulamadan sapmamaktadır. Önceki teslimatların yaklaşık 1,4 milyar fazla fiyatlandırılmış olması tamamen yanlış bir bilgidir,” demişti.

Çekya, donör ülkelerin “denetimine” açık

Çek Cumhuriyeti daha önce donör ülkelere süreci doğrudan Çek Cumhuriyeti’nde denetlemesi için bir kişi göndermeyi teklif etmişti. Örneğin Danimarka bu fırsattan yararlanarak denetçi göndermişti.

Bakanlık, “Mühimmat Girişimine katılan ülkeler, uygulama sürecini ‘denetlemek’ için çeşitli katılım biçimleri kullanmaktadır. Bu işbirliği, bağışçı ülkelerin Savunma Bakanlığı temsilcilerinin Çek Cumhuriyeti’ne gönderilmesiyle, VTC konferansları çerçevesinde ya da güvenli bir bağlantı aracılığıyla bireysel istişarelerle gerçekleştirilmektedir,” dedi.

Prag, girişim kapsamında AB ülkelerinden 1,6 milyar avro topladı

Echo24 daha önce mühimmatın bir kısmının Fas ve Endonezya’dan da geleceğini söylemiş, ayrıca AB üyesi olmayan diğer ülkelerde de el bombalarının tedarik edildiğini belirtmişti.

Mühimmat tedarik planı geçen şubat ayı ortasında Münih Güvenlik Konferansında Devlet Başkanı Petr Pavel tarafından sunulmuştu. Çek Cumhuriyeti’nin AB üyesi olmayan ülkelerde standart NATO kalibresinde (155 mm) 500.000 adet ve Sovyet kalibresinde (122 mm) 300.000 adet topçu mühimmatı bulduğunu söylemişti.

Yaklaşık 18 ülke kademeli olarak bu girişime katıldı ve Çekya bu girişim kapsamında AB ülkelerinden 1,6 milyar avro topladığını açıklamıştı.

Avrupa

Almanya’da milyoner sayısı %18 arttı

Yayınlanma

Federal İstatistik Ofisi’nin açıkladığı rakamlara göre, Almanya’da geliri en az bir milyon avro olan milyoner sayısı %18 artarak 34.500’e yükseldi.

Wiesbaden merkezli istatistikçiler, istatistiklerin mevcut olduğu en son dönem olan 2020 ve 2021 verilerini karşılaştırdı.

Yetkililere göre, zenginlerin sayısındaki artış, 2021’deki yüksek enflasyonla kısmen açıklanabilir. Enflasyon etkisi hesaba katılmadığında, milyonerlerin sayısı 2020’ye göre yine de %12 artmış oluyor.

Milyonerler ortalama 2,8 milyon avro kazandı. On kişiden altısı, gelirinin büyük bir kısmını ticari faaliyetlerden elde etti. Milyonerlerin %20’sinden biraz azı çalışırken, %15’i “serbest meslek” sahibi olarak nitelendiriliyor.

junge Welt’in aktardığına göre sendika bağlantılı Hans Böckler Vakfı (HBS) bu rakamlar hakkında endişelerini dile getirdi. HBS’nin Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü bilimsel direktörü Bettina Kohlrausch çarşamba günü AFP’ye verdiği demeçte, kriz dönemlerinde milyoner sayısındaki artışın yoksulların sayısındaki artışla dengelendiğini söyledi.

Kohlrausch, rakamların özellikle düşük ve orta gelirli birçok insanın Almanya’daki sosyal eşitsizlikle ilgili endişelerinin “haklı” olduğunu gösterdiğini ekledi.

Okumaya Devam Et

Avrupa

AB ulaştırma bakanları ‘uçuş iptalleri’ konusunda anlaşamıyor

Yayınlanma

AB ulaştırma bakanlarının yolcu hakları konusunda bir araya geldiği bugün, geciken uçuşlar için tazminat talep etme hakkı belirsizliğini koruyor.

Mevcut AB kurallarına göre, uçuşunuz üç saatten fazla gecikirse tazminat talebinde bulunabiliyorsunuz. Fakat, şu anda AB toplantılarına başkanlık eden Polonya, bu eşiği yükseltmek istiyor. Bu durumda, tazminat almaya hak kazanan gecikmeli uçuşların sayısı azalacak.

Dün dağıtılan AB içi bir uzlaşma metninde, tazminat için bekleme süresinin kısa uçuşlar için dört saate, uzun uçuşlar için altı saate çıkarılması ve çok kısa uçuşlar için özel bir üç saatlik eşik getirilmesi önerildi.

Polonyalıların argümanı, bunun havayolu şirketlerini, kendilerine daha ucuza gelen uçuşları iptal etme davranışından vazgeçmeye teşvik edeceği yönünde. Bir AB diplomatı, “Yolcular, tazminat alıp uçuşlarının iptal edilmesindense, gecikmeli de olsa varış noktalarına ulaşmayı tercih ediyor,” dedi.

Berlin ve Madrid, üç saatlik kuralı korumak istedikleri için engel çıkarıyorlar. BEUC gibi tüketici grupları da bu görüşe katılıyor. 

Fakat diplomatlar, İtalya ve İrlanda gibi düşük maliyetli havayolu şirketlerinin güçlü olduğu ülkelerin eşik değerinin yükseltilmesinden yana olduklarını belirttiler.

Değişiklikler müşterilerin cebine de yansıyabilir. Berlin, 300 avroluk sabit bir talep ücreti istiyor; ama Polonya’nın uzlaşma teklifinin en yüksek tutarı 500 avro olacak. Şu anda geri talep edilebilen maksimum tutar 600 avro.

2024 yılında uçuşların sadece %65’i zamanında varış noktasına ulaştı ve 2035 yılında gecikmelerin altı kat daha fazla olması bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Moldova: Rusya, Transdinyester’e 10 bin asker konuşlandırmayı planlıyor

Yayınlanma

Moldova Başbakanı Dorin Recean, Rusya’nın Ukrayna’nın Odessa oblastı ile sınırı olan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Transdinyester Moldova Cumhuriyeti’ne 10 bin asker konuşlandırmayı planladığını iddia etti. Recean, Moskova’nın bu amaçla eylül ayındaki parlamento seçimlerine müdahale ederek Kişinev’de kendisine sadık bir hükümet kurmayı hedeflediğini öne sürdü.

Moldova Başbakanı Dorin Recean, Rusya’nın Ukrayna’nın Odessa oblastı ile sınırı bulunan ve tek taraflı bağımsızlığını ilan etmiş olan Transdinyester Moldova Cumhuriyeti’ne 10 bin asker konuşlandırmayı planladığını öne sürdü.

Financial Times‘a konuşan Recean, bu bilginin istihbarat verilerine dayandığını ve Kremlin’in bu hamle için eylül ayında yapılacak parlamento seçimlerine müdahale ederek Kişinev’de kendisine sadık bir hükümet kurmayı amaçladığını iddi etti.

Başbakan Recean, “Bu, Moldova demokrasisini baltalamaya yönelik devasa bir çaba. Onlar [Ruslar] Transdinyester bölgesindeki askeri varlıklarını güçlendirmek istiyorlar,” dedi.

Recean, Moskova’nın müdahalesinin “internet propagandası ve partilere ile seçmenlere yönelik yasa dışı para transferlerini içerdiğini” savundu.

Recean’a göre, Rusya 2024 yılında nüfuz kampanyalarına Moldova’nın gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 1’ine denk gelen bir meblağ harcadı ve bu durum, AB’ye katılım referandumunun sadece yüzde 0,7’lik bir oy farkıyla geçmesine neden oldu.

Başbakan, “10 bin askerin Ukrayna’nın güneybatı kesimi ile NATO üyesi olan Romanya üzerinde ne tür bir etki ve baskı oluşturacağını tahmin edebilirsiniz,” diye ekledi.

Transdinyester’deki mevcut Rus askeri varlığı

Rusya’nın halihazırda 33 yıldır ayrılıkçıların kontrolünde olan Transdinyester’de az sayıda askeri bulunuyor.

Ancak, bu bölgenin denize çıkışı olmaması ve Ukrayna ile Moldova tarafından çevrelenmiş olması nedeniyle Rusya’nın buraya ek asker göndermesi mümkün görünmüyor.

2023 yılında bölgenin Rusya Federasyonu’ndaki temsilcilik başkanı Leonid Manakov, bölgede 450 Rus barış gücü askerinin konuşlu olduğunu ve toplamda 3 bin 100’e kadar asker yerleştirilebileceğini söylemişti.

Bölgede ayrıca, barış gücü operasyonuna destek sağlayan ve Sovyetler Birliği döneminden kalma 20 bin ton mühimmatın bulunduğu depoları koruyan yaklaşık 1000 kişilik bir Rusya Operasyonel Asker Grubu da bulunuyor.

Moldova’nın talepleri

Moldova, defalarca Kremlin’den, bölgenin “işgalci güçler” ve “ulusal güvenlik tehdidi” olarak algıladığı askerlerini Transdinyester’den çekmesini talep etti.

Benzer bir çağrıyı içeren bir karar Birleşmiş Milletler’de (BM) kabul edilmiş, ancak Rusya bu kararı uygulamayı reddetmişti.

Tiraspol, Moskova’ya çağrıda bulunmuştu

Geçen yılın şubat ayında Tiraspol, Kişinev’in “baskısı”, “soykırım politikası” ve “dilin zorla dayatılması” nedeniyle Moskova’dan müdahale talebinde bulunmuştu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Ukrayna’da savaşı başlatma kararından bahsederken benzer ifadeler kullanmıştı. Bu durum, benzer bir senaryonun Moldova’ya karşı da devreye sokulabileceği yönünde tahminlere yol açtı.

Savaşın başlamasının ardından Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu’nun NATO’ya “can attığı” için Moldova’nın “bir sonraki Ukrayna” olabileceği konusunda defalarca uyarıda bulunmuş ve Rusya’nın “Transdinyester’de yaşayan 220 bin vatandaşının bir başka Batı macerasının kurbanı olmasına izin vermeyeceğini” beyan etmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English