Bizi Takip Edin

Rusya

Rusya Merkez Bankası, iki yıl sonra faiz indirimine yeşil ışık yaktı

Yayınlanma

Rusya Merkez Bankası, iki yıldır süren faiz artışlarının ardından politika faizinde yakın zamanda bir indirime gidebileceğinin sinyalini verdi. Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Filip Gabuniya, ekonomik verilerdeki değişimle birlikte 6 Haziran’daki toplantıda faiz ve sinyal konusunda daha çeşitli seçeneklerin masada olacağını belirtti.

Rusya Merkez Bankası, ekonomiye ve finans piyasalarına sürpriz bir şekilde yakın zamanda politika faizinde indirim olabileceği yönünde umut verdi.

Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Filip Gabuniya, yaptığı açıklamada, “Durum bir miktar değişti, 6 Haziran’daki Yönetim Kurulu toplantımızda tartışmamızın ilginç olacağı pek çok yeni gelişme ortaya çıktı. Faiz oranı ve sinyal konusundaki karar seçeneklerimizin Nisan ayına göre daha çeşitli olacağını düşünüyorum,” ifadelerini kullandı.

Rusya’da politika faizi, son iki yıldır aralıklarla artarak 2023’ün ilk yarısındaki yüzde 7,5 seviyesinden, 2000’li yılların başından bu yana rekor olan yüzde 21 seviyesine yükselmiş ve son yedi aydır bu düzeyde tutuluyordu.

Merkez Bankası, son ana kadar yalnızca faiz artışı olasılığından bahsederken, 25 Nisan’da sinyalini yumuşatarak gelecekteki faiz kararlarının “enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki düşüşün hızına ve sürdürülebilirliğine bağlı olarak alınacağını” belirtmişti. Banka yetkilileri daha önce yakın bir toplantıda faiz indirimi olasılığına hiç değinmemişti.

İndirim beklentileri güçleniyor

Uzmanların çoğu, Merkez Bankası’nın haziran toplantısında faiz indirimi olasılığını gündeme getirmesini ve temmuz ayında nihayet indirime gitmesini bekliyordu. Bu senaryo hâlâ ana beklenti olsa da, sürpriz olasılığı arttı.

St. Peterburg Bankası analisti Viktor Grigoryev, “Regülatör, faiz kararıyla şaşırtabilir,” değerlendirmesinde bulundu.

Faiz indirimi için gerekçeler birikiyor. Bunların başında enflasyonun, kredilendirme faaliyetlerinin ve ekonominin yavaşlaması geliyor.

Maliye Bakanı Anton Siluanov ve İktisadi Kalkınma Bakanı Maksim Reşetnikov da Merkez Bankası’na faiz indirimi yönünde telkinlerde bulunmuştu.

İlk çeyrekte Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) artışı sadece yüzde 1,4 olarak gerçekleşirken, birçok sivil sektörde durgunluk hatta daralma yaşanıyor ve yıllık enflasyon yüzde 10’un altına geriledi.

Tüketici kredileri azalırken, perakende krediler genel olarak durgun, kurumsal krediler ise neredeyse hiç artmıyor; tahviller dahil ilk dört ayda artış sadece yüzde 1,1 oldu (ancak bu dönemde bütçeden yapılan avans ödemeleri arttı).

Sorunlu kredilerin oranı yükseliyor ve Merkez Bankası en büyük şirketler arasında iflas olasılığını bile değerlendiriyor.

Analistlerin hesaplamalarına göre, haftalık verilere dayanarak mayıs ayında mevsimsellikten arındırılmış cari fiyat artış hızları yüzde 4’lük hedef seviyeye yavaşladı.

Eğer bu eğilim tersine dönmezse, geçen yılki hızlı fiyat artışı dönemlerinin baz etkisinden kademeli olarak çıkılmasıyla yıllık enflasyon düşmeye devam edecek.

Merkez Bankası temkinli yaklaşımını koruyor

Merkez Bankası, geçen yıl olduğu gibi bir geri dönüş yaşanmasından endişe ediyor. 2023’ün ikinci yarısında politika faizini yüzde 16’ya çıkaran banka, yedi ay boyunca bu seviyeyi korumuştu. Düşmeye başlayan enflasyon yeniden hızlanmış ve yıl sonunda yıllık bazda yüzde 10’a yaklaşmıştı.

Bu nedenle Merkez Bankası, sinyalinde de dahil olmak üzere her zaman enflasyon ve beklentilerdeki “sürdürülebilir” düşüşün önemini vurguluyor.

En önemli faktörlerden biri rublenin güçlenmesi. Merkez Bankası, bunun sürdürülebilirliğinden şüphe duyuyor; ayrıca yüksek politika faizi, rublenin güçlenmesinin neredeyse ana nedeni.

Faiz indirimi, döviz piyasasında bir geri dönüşe ve neredeyse tüm uzmanların beklediği rublenin değer kaybetmesine yol açabilir.

İktisadi Kalkınma Bakanlığı’nın nisan sonunda güncellenen tahminine göre yıl sonunda dolar kurunun 98,7 ruble olması bekleniyor.

Merkez Bankası’nın anketine katılan analistler ise yıl ortalamasında 91,5 ruble (Gazprombank analistlerinin hesaplamalarına göre yıl sonunda dolar başına 98-100 ruble) tahmin ediyor.

Enflasyon sepetindeki farklı eğilimler

Merkez Bankası analistleri (bu, kurumun resmi tutumu değil), bankanın şüpheleri için bir başka nedene dikkat çekti: Tüketici sepetindeki bileşenler farklı davranışlar sergiliyor.

Gıda dışı ürünlerin fiyatları döviz kurlarını takiben (mevsimsellikten arındırılmış olarak) düşüşe geçerken, gıda ürünleri ve hizmetler hızla pahalanmaya devam ediyor.

Analistlere göre, fiyat artışlarının sürdürülebilir bir şekilde yavaşlaması ve fiyat istikrarının sağlanması için tüketici sepetindeki farklı bileşenlerin dinamiklerinde ve fiyat artış hızlarında çok daha büyük bir homojenlik gerekiyor.

Merkez Bankası, mevcut faiz oranıyla iş yapmanın imkansız olduğuna ve ekonominin resesyona doğru sürüklendiğine inanmıyor.

Krediye aşırı bağımlı şirketlerin iflas olasılığını kabul etmekle birlikte, genel olarak tüm sektörlerin durumunun normal olduğunu düşünüyor.

Binlerce işletmeyle yapılan anket sonuçlarına göre hesapladığı iş dünyası iklim göstergesi pozitif bölgede kalmaya devam ediyor.

Merkez Bankası buradan, iş aktivitesinin azalmadığı, sadece daha yavaş büyüdüğü sonucunu çıkarıyor. Ancak, göstergeyi pozitif bölgeye taşıyan beklentiler olurken, mevcut durum değerlendirmeleri yılbaşından bu yana negatifte seyrediyor.

Beklentiler ve istihdam piyasasındaki belirsizlik

Enflasyon beklentileri de çelişkili bir tablo sunuyor. İş dünyasının beklentileri neredeyse hedef seviyeye (Mayıs’ta yüzde 4,4) düşerken, halkın beklentileri son iki aydır —mayıs anketine göre yüzde 13,4— artıyor.

Ekonomist Dmitriy Polevoy, nisan anketinin petrol fiyatlarındaki düşüşe denk gelmesi, mayıs anketinde ise hükümetin 2026 bütçesine dahil ettiği kamu hizmetleri tarifelerindeki yüksek oranlı zammın aktif olarak tartışılmasının bunda etkili olmuş olabileceğini belirtti.

Ancak temmuz ayından itibaren yapılacak tarife zammı, geçici de olsa enflasyonu hızlandıracak.

Bu yıldan itibaren Gelir Vergisi’ndeki artış nedeniyle halkın gelirlerinde ne olduğu hakkında net bir şey söylemek zor. Şirketler, mümkün olduğunca ikramiye ödemelerini Aralık ayına kaydırdı, bu da ilk çeyrek verilerinin oldukça “gürültülü” olmasına neden oldu.

Tvyordıh Tsifr analistleri, maaş dinamikleri hakkında nisan ayı verileri geldiğinde yorum yapılabileceğini, ancak mart ayı rakamlarının iş gücü piyasasında bir soğumadan bahsetmeye izin vermediğini belirtiyor.

İşsizlik ise mart ayında yüzde 2,3 ile tarihi düşük seviyesine geri döndü. Tvyordıh Tsifr analistleri, ekonomideki yavaşlamanın geçici olabileceğini, “gerçek” bir resesyonun işsizlik artışıyla birlikte geleceğini ifade ediyor.

Bu nedenle Merkez Bankası, faiz indirimi için argümanlar birikmeye devam etse de temkinli davranıyor. Çoğunluk, 6 Haziran’da sinyalin yumuşatılmasını beklerken, bazıları faiz indiriminin kendisini bekliyor.

Rusya

Medvedev: Bazı ülkeler İran’a nükleer silah vermeye hazır

Yayınlanma

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, ABD’nin İran’daki üç tesise yönelik saldırısını değerlendirdi. Medvedev, barış güvercini olarak gelen Trump’ın ABD için yeni bir savaş başlattığını, İran’ın nükleer programına devam edeceğini ve bu saldırının Tahran’ı daha da güçlendirdiğini belirtti.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, ABD’nin gece saatlerinde İran’daki üç noktaya düzenlediği saldırıların ardından yaptığı açıklamada, “Barış güvercini olarak gelen Trump, ABD için yeni bir savaş başlattı,” ifadelerini kullandı.

Medvedev, ABD’nin bu adımla kendisini kara operasyonu ihtimali de olan yeni bir çatışmanın içine soktuğunu belirtti.

Telegram kanalı üzerinden yaptığı yorumlarda Medvedev, saldırıların sonuçlarını değerlendirerek Washington yönetimini ve İsrail’i sert bir dille eleştirdi.

‘İran nükleer programına devam edecek’

TASS ajansının aktardığına göre Medvedev, ABD’nin gece saldırısıyla neyi başardığını sorgulayarak, “Görünen o ki nükleer döngünün kritik altyapısı ya hiç zarar görmedi ya da önemsiz ölçüde etkilendi,” dedi.

Bu durumun sonuçlarına dikkat çeken Medvedev, “Nükleer materyallerin zenginleştirilmesi ve artık açıkça söylenebilir ki gelecekteki nükleer silah üretimi devam edecektir,” diye yazdı.

ABD’nin İran saldırısına Kongre’den ortak tepki: ‘Anayasaya aykırı’

‘Bazı ülkeler İran’a nükleer silah vermeye hazır’

Rus yetkili, ABD’nin saldırısının ardından bazı ülkelerin Tahran’a nükleer silah vermeye hazır olduğunu iddia etti. Medvedev, “Bir dizi ülke, İran’a doğrudan kendi nükleer mühimmatını tedarik etmeye hazır,” ifadesini kullandı.

Saldırının İran’daki siyasi rejimi zayıflatmak yerine daha da güçlendirmiş olabileceğini vurgulayan Medvedev, şu değerlendirmeyi yaptı:

“İran’ın siyasi rejimi ayakta kaldı ve yüksek bir ihtimalle daha da güçlendi. Halk, kendisine sempati duymayanlar bile, ruhani liderliğin etrafında kenetleniyor.”

Medvedev ayrıca, “Dünyadaki mutlak çoğunluk, İsrail ve ABD’nin eylemlerine karşı,” diyerek uluslararası tepkiye dikkat çekti.

Medvedev, Trump’a yönelik alaycı bir üslupla, “Bu tür başarılarla Trump, Nobel Barış Ödülü’nü göremez, bu adaylığın tüm satılmışlığına rağmen. İyi başlangıç, tebrikler Sayın Başkan!” sözleriyle açıklamasını sonlandırdı.

İranlı diplomat: Amerika ve İsrail’in asıl hedefi İran’ın içeriden çöküşüydü

Okumaya Devam Et

Rusya

Putin: Ukrayna’nın teslim olmasını beklemiyoruz

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nda yaptığı konuşmada önemli açıklamalarda bulundu. Putin, Ukrayna’dan teslimiyet beklemediklerini ancak ‘sahadaki gerçeklerin’ kabul edilmesini istediklerini belirtirken, Rus ekonomisinin rekorlar kırdığını ve yeni hedefler belirlediklerini vurguladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu‘nun (SPIEF) genel kurul toplantısında yaptığı konuşmada, Ukrayna’daki durumdan Rusya ekonomisinin geleceğine kadar bir dizi konuda önemli mesajlar verdi.

Putin, Rusya’nın Ukrayna’dan bir teslimiyet beklemediğini ancak “sahadaki gerçeklerin” kabul edilmesinde ısrarcı olduğunu belirtti.

Konuşmasının ardından uluslararası politikaya ilişkin soruları da yanıtlayan Putin, Rus ekonomisinin rekor seviyede düşük işsizlik ve yüksek büyüme rakamlarına ulaştığını ifade etti.

‘Ukrayna’nın teslim olmasını beklemiyoruz’

Vladimir Putin, Rusya’nın Ukrayna’dan teslimiyet talep etmediğini ancak mevcut “sahadaki gerçeklerin” tanınması gerektiğini vurguladı. Ruslar ve Ukraynalıların “tek bir halk” olduğunu savunan Putin, “Bu anlamda bütün Ukrayna bizimdir. Rus askerinin ayağının bastığı her yer bizimdir,” ifadelerini kullandı.

Sumi’yi alma gibi bir görevleri olmadığını ancak bu olasılığı da dışlamadığını belirtti.

Putin ayrıca, Ukrayna’nın Rusya topraklarına “kirli nükleer bomba” atma niyetine dair bir kanıtları olmadığını söyleyerek, “Bu, Kiev rejiminin son hatası olur. Moskova’nın bu durumda yanıtı sert ve feci olur,” dedi.

St. Petersburg Ekonomi Forumu’nun üçüncü gününde neler konuşuldu?

Ekonomide tarihi rekorlar

Putin, Rusya’nın gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH) büyüme hızının yüzde 4’ü aşarak gelişmiş ülkeleri geride bıraktığını ve Rusya’nın Avrupa’nın en büyük ekonomisi olduğunu söyledi.

Ham madde gelirlerinin ekonomideki belirleyici rolünün azaldığını ve büyümenin sadece savunma sanayiine bağlı olmadığını vurguladı.

16 Haziran itibarıyla yıllık enflasyonun yüzde 9,6 olduğunu belirten Putin, hükümetin aktif çalışmaları ve Merkez Bankası’nın adımlarının enflasyonun yavaşlamasında rol oynadığını ifade etti.

Devlet Başkanı, ülkenin durgunluk ve resesyona izin vermemesi gerektiğini söyledi.

İşsizliğin yüzde 2,3 ile tarihi rekor seviyeye düştüğünü ve Kuzey Kafkasya bölgelerinde bu oranın yarı yarıya azaldığını belirten Putin, yoksulluğun da yüzde 7,2’ye gerileyerek rekor kırdığını ve hedefin yüzde 5’in altına inmek olduğunu açıkladı.

İş dünyası ve teknolojiye yeni vizyon

Putin, Rus ekonomisinin daha teknolojik hale gelmesi gerektiğini ve rekabetçiliğin yerli teknolojilere dayanması gerektiğini belirtti.

Son iki yılda patent başvuru sayısının yüzde 13 arttığını söyledi. Dijital rublenin kullanımının yaygınlaştırılması çağrısında bulunan Putin, birikmiş milyonlarca ton zararlı atıktan değerli bileşenlerin çıkarılması için projeler başlatılmasını önerdi.

İş dünyasının maliyetlerinin ciddi şekilde azaltılması gerektiğini vurgulayan Putin, “Daha güçlü olmak istiyoruz,” diyerek Rusya’nın 2030 yılına kadar iş yapma kolaylığı açısından en iyi 20 ülke arasına girmesi gerektiğini hedef olarak gösterdi.

Putin ayrıca, savunma ve sivil sanayi şirketleri arasındaki ayrımın kaldırılması gerektiğini belirterek, ordunun en modern ve sahada kendini kanıtlamış teknolojilerle donatılacağını ifade etti.

BRICS’in küresel ekonomideki payı artacak

Uluslararası ilişkilere de değinen Putin, Rusya ve Çin’in yeni bir dünya düzeni kurmadığını, mevcut düzeni şekillendirdiğini söyledi.

BRICS’in küresel ekonomideki payının yüzde 40 olduğunu ve bunun artmaya devam edeceğini “tıbbi bir gerçek” olarak nitelendirdi.

Putin, dünyaya siyasi manipülasyonlardan ve yeni sömürgecilik ilkelerinden arınmış yeni bir kalkınma modeli sunulması gerektiğini belirtti.

İran’daki Buşehr Nükleer Santrali’nde çalışmaların sürdüğünü ve Netanyahu ile Trump’tan buradaki Rus personelin güvenliğine dair güvence aldıklarını aktaran Putin, Rusya’nın İran’ı barışçıl nükleer enerji çalışmalarında her zaman desteklediğini ve bu alandaki haklarını savunduğunu ekledi.

Putin, Domodedovo Havalimanı’na kayyum atanmasının devletleştirmeyle bir ilgisi olmadığını, uzun yıllardır devam eden bir anlaşmazlığın mahkeme kararıyla sonuçlandığını da sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

Rusya

St. Petersburg Ekonomi Forumu’nun üçüncü gününde neler konuşuldu?

Yayınlanma

St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nun (SPIEF) üçüncü gününde Rusya ekonomisinin geleceği masaya yatırıldı. Kremlin’in resesyon uyarısı yaptığı forumda, yüksek faiz oranlarının ekonomiyi ‘soğuttuğu’ ve şirketleri ‘iflas öncesi’ duruma getirdiği yönündeki endişeler dile getirildi. Enerji alanında ise Gazprom’un Çin ile yeni bir doğalgaz anlaşması imzalaması ve lityum üretimine başlama planları öne çıktı.

St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nun (SPIEF) üçüncü gününde, Rusya ekonomisinin geleceğine ilişkin endişeler ve yeni büyüme modeli arayışları tartışıldı.

Kremlin’den gelen resesyon uyarısı, yüksek faiz oranlarının ekonomiyi “soğuttuğu” yönündeki tartışmaları alevlendirirken, enerji devleri Çin ile yeni anlaşmalar imzalayarak ve stratejik madenlere yönelerek ülkenin geleceğine dair önemli sinyaller verdi.

Kremlin’den resesyon uyarısı

Forumda konuşan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ekonominin zamanında hızlanmaya başlamaması durumunda Rusya’da resesyon riskinin bulunduğunu belirtti. Peskov, “Eğer biraz hızlanmaya başlamazsak, Merkez Bankası’nın daha önce aldığı önlemler ekonomiyi gerçekten de önemli ölçüde yavaşlatabilir. O zaman resesyon riski ortaya çıkar,” ifadelerini kullandı.

Ekonomik Kalkınma Bakanı Maksim Reşetnikov da para ve kredi politikası dahil olmak üzere doğru kararlar alınması halinde Rusya’nın resesyonla karşı karşıya kalmayacağını söylerken, iş dünyasındaki mevcut hissiyatın “resesyonun eşiğine gelindiği” yönünde olduğunu kabul etti.

Maliye Bakanı Anton Siluanov ise ekonomide bir “soğuma” yaşandığını ancak “soğumayı her zaman yazın takip ettiğini” dile getirdi.

Rusya Sanayici ve Girişimciler Birliği (RSPP) Başkanı Aleksandr Şohin, durumun daha endişe verici olduğunu vurguladı.

İnterfaks‘a konuşan Şohin, yüksek faiz oranlarının birçok şirketi “iflas öncesi” duruma getirdiğini söyledi.

Şohin, “Durumun sistemik olarak basit olmadığını görüyoruz. Yüksek faiz oranı nedeniyle ödeme zincirleri çöküyor, büyük şirketler bile tedarik ödemelerini geciktiriyor. Bu durumdan en çok küçük ve orta ölçekli tedarikçi işletmeler zarar görüyor,” diyerek ekonomideki soğumanın tüm hızıyla devam ettiğini belirtti.

Yeni büyüme modeli arayışı

Sberbank Başkanı German Gref ise mevcut ekonomik faktörlere dayalı bir büyümenin, Rusya’nın yüzde 3’lük büyüme hedefine ulaşması için yeterli olmayacağını söyledi.

Gref, “Yeni büyüme faktörlerini ortaya çıkarmamız gerekiyor. Alternatif ekonomi sektörlerini geliştirmeli, şirketlerin yatırım paradigmalarını harekete geçirmeli ve eski verimsiz teknolojileri ortadan kaldırmak için yeni teknolojileri kullanmalıyız,” dedi.

Gref, Rus ekonomisinin verimliliğinin gelişmiş ülkelere göre yüzde 40 ila dört kat arasında geri kaldığını belirterek, rekabet ortamının, inovasyonun ve mülkiyet haklarının korunmasının kritik önem taşıdığını vurguladı.

Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak ise daha iyimser bir tablo çizerek yüzde 3’ün üzerinde bir büyümenin mümkün olduğuna inandığını, bunun için teknoloji ve verimlilik artışıyla iş gücü açığının kapatılması gerektiğini ifade etti.

Yabancı yatırımcı ilgisi ve Rusya’dan ayrılan şirketler

Forumda Rusya’nın uluslararası yatırım ortamı da ele alındı. Başbakan Yardımcısı Marat Husnullin, yabancı yatırımcıların Rusya’nın yeni bölgelerinde çalışmak için başvuruda bulunduklarını açıkladı.

Husnullin, bu bölgelerin yatırımcılara geniş bir pazar, vergi avantajları, düşük kira maliyetleri ve varlıklara erişim imkânı sunduğunu belirtti.

VTB Başkanı Andrey Kostin ise yabancı şirketlerin aslında Rusya’dan ayrılmak istemediğini, siyasi baskı altında kaldıklarını savundu.

Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev de Rusya’daki projelere ilk dönecek olanların Amerikalı petrol ve gaz şirketleri olacağını öne sürdü.

Rus enerji kaynaklarını terk etmenin Avrupa’ya faturası 1,3 trilyon avro

Dmitriyev, forumda yaptığı bir diğer açıklamada, Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya’dan gaz tedarikini azaltmasının yol açtığı kayıpların 1,3 trilyon avroya ulaştığını bildirdi.

2025 başından itibaren Rus gazının Ukrayna üzerinden geçişinin durduğunu ve AB’nin 2027 sonuna kadar Rus gazından tamamen vazgeçmeyi planladığını hatırlatan Dmitriyev, bu durumun Avrupa ekonomisine ağır bir maliyeti olduğunu vurguladı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in de daha önce Rus enerji kaynaklarından bağımsızlığın Avrupalılara çok pahalıya mal olduğunu söylediği biliniyor.

Enerji devlerinden yeni hamleler: Lityum ve Çin’e doğalgaz

Rus enerji şirketleri de forumda geleceğe yönelik stratejik adımlarını duyurdu. Gazprom Neft Yönetim Kurulu Başkanı Aleksandr Dyukov, şirketin 2028’de lityum ve iyotun endüstriyel üretimine başlamayı planladığını açıkladı.

Lityum üretiminin Orenburg oblastındaki, iyot üretiminin ise Hantı-Mansiysk Özerk Okrugu’ndaki mevcut sahalardan elde edilen sulardan yapılacağı belirtildi.

Diğer yandan Gazprom, Çinli şirketler CNPC ve PipeChina ile Rus gazının Çin’e Uzak Doğu rotası üzerinden tedarik edilmesine yönelik anlaşmalar imzaladı.

Anlaşmaların, projenin tam kapasiteye ulaşmasının ardından Çin’e yapılan boru hattı gazı tedarikini yıllık 10 milyar metreküp artırması bekleniyor. Bu hamle, Rusya’nın enerji ihracatında Doğu’ya yönelimini güçlendiren önemli bir adım olarak görülüyor.

Merkez Bankası Başkanı: Devlet şirketlerinin halka arzı ‘göstermelik’ olmamalı

Forumun bir diğer önemli gündem maddesi ise devlet şirketlerinin halka arzı (IPO) oldu. Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina, devlet şirketlerinin halka arzlarının “göstermelik” olmaması gerektiğini, yatırımcı güvenini oluşturmak için kaliteli bir hazırlık sürecinin şart olduğunu söyledi.

Nabiullina, “Bu şirketlerin yönetici kalitesinin ve motivasyonunun değiştirilmesi gerekiyor. Devlet kontrolü korunurken, yatırımcıları çekecek bir yönetim sistemi değişikliğine yol açmalı,” diyerek devletin bu konuda örnek olması gerektiğini vurguladı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English