Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

AB lideri: Çin’den ayrılma çağrıları uygulanabilir ve arzu edilir değil

Yayınlanma

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping perşembe günü Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile yaptığı üçlü görüşmede, Çin ile AB arasındaki işbirliği ve ortak zeminin rekabet ve farklılıklardan daha ağır bastığını vurguladı.

Xi, Çin’in doğru yön ve tonda AB ile her düzeydeki alışverişi sürdürmeye ve çeşitli alanlarda karşılıklı yarar sağlayan işbirliğini canlandırarak Çin-AB ilişkilerine ve küresel barış, istikrar ve refaha taze bir ivme kazandırarak AB ile birlikte çalışmaya hazır olduğunu belirtti.

Çinli lider, Macron ve Ursula von der Leyen’in eş zamanlı olarak Çin’e yaptığı ziyaretin, Avrupa Birliği’nin Çin ile ilişkileri geliştirme konusundaki olumlu arzusunu gösterdiğine ve Çin ile AB’nin ortak çıkarlarını ilerlettiğine işaret etti.

Macron ve von der Leyen ile yaptığı üçlü görüşmede Xi, Ukrayna krizinin Çin ile AB arasında bir sorun olmadığını da vurguladı, Çin’in, barış görüşmelerini kolaylaştırmada olumlu bir rol oynamaya devam edeceğini bildirdi.

Xi, Çin’in AB’nin Ukrayna krizinin siyasi çözümü için yaklaşımlar ve planlar önerme ve AB’nin temel ve uzun vadeli çıkarlarına hizmet eden dengeli, etkili ve sürdürülebilir bir Avrupa güvenlik çerçevesi oluşturma çabalarını desteklediğini söyledi.

Pekin’in Avrupa ekonomisi için önemi

Von der Leyen ve Macron da Xi Jinping ile yaptıkları görüşmede Avrupa’nın krize dair bakış açısını paylaştı.

Avrupalı liderler, Çin’in siyasi bir çözümü destekleme çabalarını takdir ettiklerini ve Çin’in daha önemli bir rol oynamasını dört gözle beklediklerini söylediler. Ayrıca barış görüşmelerini kolaylaştırmanın bir yolunu bulmak için Çin ile birlikte çalışmaya hazır olduklarını beyan ettiler.

Von der Leyen görüşmelerle ilgili yaptığı açıklamada, Çin-AB ilişkilerini “kapsamlı ve karmaşık” diye ifade ederken, bu ilişkinin her iki tarafın da refahı ve güvenliği üzerinde önemli bir etkisi olduğunu belirtti.

Çin, 2022’de AB ithalatının en büyük kaynağı ve AB mallarının üçüncü en büyük alıcısıydı diyen Von der Leyen, Pekin’in Avrupa için ekonomik önemini vurguladı.

Avrupa Komisyonu Başkanı, taraflar arasında 2022’de günlük 2,3 milyar Avro’dan fazla ticaret gerçekleştiğini bildirirken, diğer yandan ikili ticari ilişkideki dengesizliğe de dikkat çekti. Son on yılda, Avrupa Birliği’nin ticaret açığının üç kattan fazla arttığı belirten Von der Leyen, bu açığın geçen yıl yaklaşık 400 milyar avroya ulaştığını kaydetti.

Görüşmede bu konunun da tartışıldığını söyleyen Von der Leyen, Avrupalı şirketlerin Çin’de karşılaştığı sorunları ve eşitsizlikleri ele aldıklarını belirtti.

Ticari sorunları diyalog yoluyla çözme çağrısı

Diğer yandan Avrupa Komisyonu Başkanı, Avrupa Birliği’nin ‘bağımlılıklar’ konusunda giderek daha uyanık hale geldiğini vurgulayarak, gelişmekte olan teknolojilerin ihracatı ile ilgili tartışmalara işaret etti. “Bu bağlamda, bazılarının Çin’den ayılma çağrıları yaptığını hepimiz biliyoruz” diyen Von der Leyen, “bunun uygulanabilir veya arzu edilen bir strateji olduğundan şüpheliyim” ifadesini kullandı.

Ticaret ve yatırım ile ilgili riskleri ve mevcut sorunları diyalog yoluyla çözmekten yana olduğunu belirten Von der Leyen, diplomasinin riskleri azaltacağını vurguladı. Von der Leyen bu kapsamda, Yüksek Düzeyli Ekonomi ve Ticaret Diyaloğunun yeniden başlatılması için çağrıda bulunduğunu ve Çin’in de bunu kabul ettiğini kaydetti.

Koşullar uygun olduğunda Zelenski ile görüşecek

Ukrayna krizi konusunda Çin’in tutumuna da değinen Von der Leyen, Pekin’in tutumunun AB için çok önemli olduğunun altını çizdi. Çin’in ortaya koyduğu bazı ilkeleri memnuniyetle karşıladığını belirten Von der Leyen, özellikle nükleer güvenlik ve risk azaltma konusunda ve Çin’in nükleer tehditlerin veya nükleer silah kullanımının kabul edilemezliğine ilişkin beyanından memnuniyetini dile getirdi.

“Çin’in Rusya’ya doğrudan veya dolaylı olarak herhangi bir askeri teçhizat sağlamayacağına da güveniyoruz” diyen Von der Leyen, aksinin ikili ilişkilere önemli ölçüde zarar vereceğini vurguladı.

Avrupa Komisyonu Başkanı ayrıca, Xi’yi, Zelenski’ye ulaşması için cesaretlendirdiğini de söyleyerek, “Xi, koşullar ve zaman uygun olduğunda konuşmaya istekli olduğunu yineledi” dedi.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English