Diplomasi
AB, yeni fosil yakıt anlaşması için tarife duraklamasını kullanacak

Avrupa Birliği, ABD Başkanı Donald Trump’ın ekonomiyi sarsan gümrük vergilerine ara verdikten sonra müzakereye daha açık olduğunu düşünerek daha fazla Amerikan gazı satın alma teklifini yeniden gündeme getirecek.
Görüşmeler hakkında bilgi sahibi üç Avrupalı yetkilinin POLITICO’ya verdiği bilgiye göre AB, ABD’den sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) alımlarını artırmaya yönelik görüşmeleri yeniden açmayı ve Trump’ın transatlantik ticaretle ilgili öfkesini gidermek için özel teklifler sunmayı planlıyor.
Yetkililer, AB’nin özellikle, Beyaz Saray’ın taleplerini karşılamak için kıtanın daha büyük, Avrupa çapında siparişler vermesini sağlayacak ama ideal olarak daha rekabetçi fiyatlarla talebi bir araya getirmenin yollarını aradığını söyledi.
AB aylardır Trump yönetimiyle bu konuda temas kurmaya çalışıyor fakat diplomatlar Washington’da kafa karışıklığı ve ilgisizlikle karşılaştıklarını ileri sürüyorlar.
Fakat iddiaya göre şimdi durum değişti: piyasalar çöküyor ve iş dünyası liderleri Trump’a taktik değiştirmesi için yalvarıyor
Yetkililerden biri, “Bu öneriler bir süredir masadaydı, fakat şimdi ilerleme kaydetmek için bir fırsat olduğunu umuyoruz,” dedi
Geçtiğimiz kasım ayında seçilmesinden bu yana Trump, bir ticaret savaşından kaçınmak için AB’nin daha fazla Amerikan petrolü ve gazı satın alması konusunda defalarca ısrar etti.
Başkan, AB ile “kalıcı bir ticaret açığı” olarak gördüğü durumu telafi etmek için Amerikan enerjisine 350 milyar dolar daha harcaması gerektiğini de söyledi.
Çarşamba günü geç saatlerde Trump, küresel gümrük vergilerinin çoğuna 90 günlük bir ara verdiğini açıkladı ve Amerika’nın ortaklarının şimdi ticaret engellerini ortadan kaldırmak için müzakere etmelerinde ısrar etti.
AB bunu LNG teklifini öne çıkarmak için bir başka fırsat olarak değerlendiriyor. Yetkililer daha fazla Amerikan yakıtı tüketme arzularını açıkça dile getirerek bunu Rusya ile tüm enerji bağlarını nihayet koparmasının bir yolu olarak görüyorlar.
AB Enerji Komiseri Dan Jørgensen salı günü bir endüstri etkinliğinde yaptığı açıklamada, “Gelecekte ABD’den daha fazla gaz satın alacağız,” dedi ve bu alımların bloğun “yeşil dönüşüm” hedefleriyle uyumlu olması gerektiğini vurguladı.
Öte yandan bir talep toplama planının ne kadar iyi işleyeceği de belirsiz çünkü en nihayetinde bu alışverişi hükümetler değil şirketler yapacak. AB, Ukrayna savaşının ardından çok yüksek fiyatları düşürmek umuduyla benzer bir sistem başlatmıştı fakat sonuçta çok az şirket katılmıştı.
Yine de, özel tedarikçilerden gelen siparişleri bir havuzda toplamak ve bunları Amerikalı tedarikçilerle eşleştirmek, bloğun daha büyük hacimlerde ABD LNG’si alabilmesinin bir yolu.
LNG fiyatlarına ilişkin endişeler de görüşmeler üzerinde kara bulutları neden oluyor.
AB, ülkelerin yakıt depolama tanklarını her yıl 1 Kasım’a kadar kapasitenin yüzde 90’ına kadar doldurmalarını şart koşuyor ve başkentler, çoğu Amerikan malı olan tedariklerin yaz aylarında aceleyle satın alınmasının maliyetleri artırmasından endişe ediyor.
AB ülkeleri bu esnekliğin LNG için daha az harcama yapmalarını sağlayacağını umarak bu kuralları gevşetmeye çalışıyor.
Perşembe günü Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB’nin tarifelerin yeniden uygulanmasına aynı şekilde karşılık vereceği uyarısında bulundu fakat şimdilik “Müzakerelere bir şans vermek istiyoruz,” dedi.
Diplomasi
Ukrayna ve ABD, maden anlaşması için mutabakat zaptı imzaladı

Ukrayna ve ABD, maden anlaşması imzalamak amacıyla bir mutabakat zaptı imzaladı. Ukrayna Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Yuliya Sviridenko, anlaşmanın ekonomik ortaklık ve Ukrayna’nın yeniden inşası için yatırım fonu oluşturulmasını kapsadığını belirtti. Anlaşmanın metni üzerinde son çalışmaların yapıldığı ve parlamentolarda onaylanması gerektiği ifade edildi.
Ukrayna ve ABD, maden anlaşması imzalamak amacıyla bir mutabakat zaptı imzaladı. Ukrayna Birinci Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Yuliya Sviridenko, Facebook hesabından yaptığı paylaşımda, “Bugün ABD ile ekonomik ortaklık konusunda ortak bir anlaşmaya doğru ilerledik,” ifadelerini kullandı.
Ayrıca, Ukrayna’nın yeniden inşası için bir yatırım fonu kurulmasına hazırlandıklarını belirten Sviridenko, “İlgili anlaşma, önemli yatırımlar, altyapının modernizasyonu ve Ukrayna ile ABD arasında karşılıklı fayda sağlayan bir ortaklık için fırsatlar yaratacak,” dedi.
Sviridenko’ya göre, Kiev ile Washington’ın anlaşma metni üzerindeki çalışmalarını tamamlaması, imzalaması ve parlamentolarda onaylaması gerekiyor.
Trump, imza tarihi için 24 Nisan’ı işaret etmişti
Daha önce ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna ile maden anlaşmasının 24 Nisan’da imzalanacağını açıklamıştı.
Hazine Bakanı Scott Bessent, anlaşmanın Washington ve Kiev’in daha önce üzerinde anlaştığı konulara dayanacağını belirtmişti.
Taraflar arasındaki anlaşmaya ilişkin son görüşmeler 11-12 Nisan tarihlerinde yapılmıştı.
Reuters ajansının kaynakları, Amerikan tarafının “maksimalist” talepleri nedeniyle görüşmelerdeki atmosferin “düşmanca” olduğunu belirtmişti.
Fakat Bloomberg‘e göre, Trump yönetimi, Rusya’nın tam ölçekli işgalinin başlamasından bu yana sağlanan Amerikan askeri yardımı için Ukrayna’nın “borcu” konusundaki taleplerini düşürdü.
Daha önce Beyaz Saray, Kiev’in anlaşma kapsamında 300 milyar dolar “tazminat” ödemesi konusunda ısrar ederken, şimdi Amerikan tarafı bu miktarı 100 milyar dolara indirdi.
Bu miktar, Kiev’in kendi tahminine yakın bir seviyede bulunuyor.
ABD’nin sunduğu ilk taslak tartışma yaratmıştı
ABD ve Ukrayna’nın maden anlaşmasını kış aylarında imzalaması bekleniyordu, ancak o dönemde Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy arasında Beyaz Saray’da yaşanan tartışma buna engel olmuştu.
Bu olayın ardından ABD, Ukrayna’ya daha sert bir anlaşma taslağı sunmuştu.
Özellikle Washington, anlaşma kapsamında tüm altyapı ve kaynak projelerine yatırım yapma konusunda “ilk teklif hakkı” ve kaynakları öncelikli olarak satın alma hakkı talep etmişti.
Daha önce Zelenskiy, Kiev’in ABD tarafından sağlanan askeri yardımı Ukrayna’nın “borcu” olarak görmeyeceğini belirtmişti.
Zelenskiy’e göre, Washington Kiev’e 100 milyar dolar yardım sağladı, ancak bu fonlar hibe niteliğindeydi. Bunun yanı sıra Zelensiy, anlaşma kapsamında “on nesil Ukraynalının” ödeme yapmak zorunda kalması durumunda ABD ile maden anlaşmasını imzalamayacağını dile getirmişti.
Diplomasi
Handelsblatt: İmamoğlu tutuklaması nedeniyle Almanya, Türkiye’ye Eurofighter satışını engelledi

Alman ekonomi gazetesi Handelsblatt Almanya’da görevini yeni CDU-SPD koalisyon hükümetine devretmeye hazırlanan SPD-Yeşiller koalisyonunun, Türkiye’ye Eurofighter tipi savaş uçaklarının satışını engellediğini yazdı.
Haberini, hükümet üyeleri arasında yapılan gizli görüşmeleri bilen çok sayıda kaynağa dayandıran Handelsblatt, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının Türkiye’ye Eurofighter satışına veto kararına gerekçe olarak gösterildiğini belirtti.
Haberde, İmamoğlu’nun tutuklanması nedeniyle Berlin’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı sert bir şekilde eleştirdiği, bunu “Türk demokrasisine saldırı” olarak nitelendirdiği kaydedildi. Bu nedenle de hükümetin silah ticaretini durdurmayı doğru bulduğu ifade edildi.
Gazetenin “içeriden” elde ettiği bilgilere göre, görevdeki Federal Şansölye Olaf Scholz (SPD) son yıllarda Türkiye’ye Eurofighter teslimatı konusundaki endişeleri gidermek için bizzat çaba sarf etti.
Erdoğan ile yapılan gizli görüşmelerde önemli ilerlemeler kaydedilmişti ve onay süreci “yolunda gidiyordu.” Haberlere göre, Yeşiller tarafından yönetilen Dışişleri ve Ekonomi bakanlıkları daha önce şüpheyle yaklaştıkları onaylarını çoktan vermişlerdi.
Fakat İmamoğlu’nun tutuklanması sürece darbe vurdu. Türkiye’deki iç siyasi gerilimlerin Almanya’yı zor durumda bıraktığını yazan Handelsblatt, “Berlin bir yandan hem Orta Doğu’da hem de Ukrayna’daki savaşta önemli bir rol oynayan Türk hükümetiyle iyi ilişkilerini sürdürmeye çalışıyor. Öte yandan, Türkiye’deki otokrasi eğilimi bu ülkedeki hükümetle ilişkileri zorlaştırıyor,” diyor.
Görevini CDU lideri Friedrich Merz’e devretmeye hazırlanan Şansölye Olaf Scholz, 19 Ekim 2024 tarihinde gerçekleştirdiği İstanbul ziyaretinde Eurofighter satış sürecinin başlatılması için ilk onayı verdiklerini resmen açıklamıştı.
Scholz, Birleşik Krallık öncülüğünde yürütülen sürecin başında olunduğunu, müzakerelerle sürecin ileriye taşınacağını söylemişti.
Eurofighter ihracatı, CDU/CSU ve SPD’den oluşan gelecekteki “siyah-kırmızı” federal hükümeti için de büyük olasılıkla bir yük olacak. Partiler koalisyon sözleşmelerinde silah ihracatına ilişkin zorlu iç tartışmaların üstesinden gelme sözü verdiler.
Koalisyon belgesinde, “İhracat kontrol lisansları daha hızlı ve daha koordineli bir şekilde gözden geçirilmelidir. [Amaç] Avrupa silah ihracatı düzenlemelerini uyumlu hale getirmektir,” deniyor.
Bu özellikle Eurofighter için önemli; zira savaş uçağı Almanya, İtalya, İspanya ve Birleşik Krallık arasında ortak bir proje. Berlin’in silah ihracatı konusundaki kısıtlayıcı tutumu nedeniyle konsorsiyum içinde yıllardır bir anlaşmazlık yaşanıyor.
Gazete, CDU/CSU’nun ihracatı onaylamaya SPD’den daha meyilli olmasını muhtemel görüyor. CDU/CSU parlamento grubuna göre Eurofighter konsorsiyumundaki ortak ülkelerin çıkarları göz önünde bulundurulmalı.
Öte yandan SPD, CDU lideri Friedrich Merz’in Erdoğan ile görüşmeler yapacağına ve Eurofighterları İmamoğlu’nun serbest bırakılması için bir koz olarak kullanacağına inanıyor.
Türk hükümeti toplam 40 adet Eurofighter Typhoon satın almayı planlıyor. Ankara, önümüzdeki yılın başlarında İngiltere’den Tranche 1 olarak bilinen ilk seriden 20 Typhoon uçağı satın almayı planlıyor. Bunu 20 adet ultra-modern Typhoon Tranche 4 uçağının satın alınması izleyecek. Bu tesislerin 2030 yılına kadar faaliyete geçmesi bekleniyor.
Satışı kabul eden İngilizlerle müzakereler halihazırda devam ediyor. Mart ayında Ankara’ya somut bir teklif sunuldu. Savunma Bakanlığına göre bu teklif şu anda inceleniyor. Bunun ötesinde Berlin ağzını sıkı tutuyor.
Bakanlık prensip olarak Türk Hava Kuvvetleri’nin operasyonel olabilmesi için her tür savaş uçağına ihtiyacı olduğunu söylüyor. Fakat Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşüyle birlikte konu başka bir hal alabilir. Handelsblatt’a göre Türkiye bir kez daha F-35 ve modern ABD yapımı F-16’lara umut bağlayabilir.
CDU/CSU ve SPD koalisyon sözleşmesinde “Alman güvenlik ve savunma sanayisine, yabancı ortaklarına ve müşterilerine güven veren stratejik odaklı bir silah ihracatı politikası” vaat ediyor.
Nitekim Türkiye, yıllar süren kısıtlamaların ardından geçen yıl bir kez daha Alman savunma sanayinin en büyük müşterilerinden biri oldu. Geçici rakamlara göre, torpidolar, güdümlü füzeler ve denizaltılar için parçalar da dahil olmak üzere ülkeye yaklaşık 231 milyon avro değerinde savunma ekipmanı teslim edildi.
Bu da Türkiye’yi Almanya’nın müşterisi ülkeler arasında beşinci sıraya yerleştirdi. 2020-2024 döneminde Almanya, İspanya ve İtalya’dan sonra Türkiye’nin en büyük üçüncü savunma ekipmanı tedarikçisi oldu. ABD ise dördüncü sırada yer aldı.
Diplomasi
ABD: Çin uydu şirketi Husilerin Amerikan savaş gemilerini hedef almasına yardım etti

Amerikalı yetkililerin iddiasına göre, ülke ordusuyla bağlantılı bir Çin uydu şirketi Yemen’deki Husilere Kızıldeniz’deki ABD savaş gemilerini hedef almaları için görüntü sağlıyor.
ABD’li yetkililere göre Trump yönetimi, Halk Kurtuluş Ordusu ile bağlantılı ticari bir grup olan Çin uydu şirketi Chang Guang Satellite Technology Co Ltd’nin (CGSTL) Husilere istihbarat sağladığı konusunda Pekin’i defalarca uyardı.
Üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, “ABD, Pekin’in harekete geçmesini sağlamak için Chang Guang Satellite Technology Co Ltd’nin Husileri desteklemedeki rolü konusundaki endişelerimizi Çin hükümetine birçok kez özel olarak iletti” dedi.
Yetkili Çin’in bu endişeleri “görmezden geldiğini” de sözlerine ekledi. Yetkili ayrıca Financial Times‘a verdiği demeçte Washington’un uyarılarına rağmen CGSTL’nin eylemlerinin ve “Pekin’in zımni desteğinin” “Çin’in barışı destekleme yönündeki boş iddialarının bir başka örneği” olduğunu savundu.
Yetkili, “Ortaklarımızı Çin Komünist partisini ve Çinli şirketleri boş sözlerine göre değil eylemlerine göre değerlendirmeye çağırıyoruz” dedi.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tammy Bruce, gelişmeyi doğruladı.
Bruce sözlerine şunları da ekledi: “ABD, Husiler gibi yabancı terör örgütlerine destek veren hiç kimseye müsamaha göstermeyecektir.”
CGSTL ile ilgili açıklamalar, Başkan Donald Trump’ın Çin’den yapılan ithalata yüzde 145’lik yeni gümrük vergisi getirmesinin ardından Washington ile Pekin arasında derinleşen ticaret savaşının ortasında ortaya çıktı.
Husiler, İsrail’in ABD destekli Gazze saldırılarına karşı, küresel ticaret ve ABD donanması için kritik bir deniz yolu olan Kızıldeniz’deki gemileri hedef aldı.
ABD son haftalarda Yemen’de sivilleri de hedef alan saldırılarını artırdı. Trump yönetimi, Husilerin küresel ekonomi için tehdit oluşturduğunu öne sürerek, Kızıldeniz’deki ‘sorunu’ çözmeyi bir öncelik haline getirdi.
ABD’li yetkili “Pekin, CGSTL’ye gelecekteki herhangi bir desteği değerlendirirken bu önceliği ciddiye almalıdır” dedi.
ABD’nin uydu şirketiyle ilgili iddiaları sorulduğunda Washington’daki Çin Büyükelçiliği “ilgili durumdan haberdar olmadığını” söyledi.
CGSTL daha önce de ABD’nin incelemesi altına girmiş ve Rus paralı ordusu Wagner Group’a yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleri sağladığı iddiasıyla 2023’te yaptırımlara maruz kalan gruplar arasında yer almıştı.
Çinli şirket 2014 yılında Jilin eyalet hükümeti ile eyaletin başkenti Changchun’daki Çin Bilimler Akademisi’nin bir şubesi arasında ortak bir girişim olarak kuruldu.
ABD hükümeti ile çalışan bir danışmanlık firması olan BluePath Labs’de Çin savunma uzmanı olan Matthew Bruzzese, geçen yıl CGSTL’nin yörüngede 100 uydusu olduğunu, ancak 2025 sonuna kadar 300 uyduya sahip olmayı planladığını ve bu sayede her 10 dakikada bir dünyadaki herhangi bir yerin tekrar görüntülerini alabileceğini söyledi.
Bruzzese, CGSTL’nin Çin hükümeti ve ordusuyla (PLA) “yakın bağlantıları” olduğunu öne sürdü. ABD son yıllarda orduyla bağlantısı olduğu iddia edilen düzinelerce Çinli ticari gruba yaptırım uyguladı.
Bruzzese, CGSTL’nin üst düzey Çinli yetkililere “askeri istihbarat” da dahil olmak üzere uygulamaları hakkında brifingler verdiğini ve teknolojisini Çin ordusunda Devlet Başkanı Xi Jinping’den sonra ikinci komutan olan en üst düzey general Zhang Youxia da dahil olmak üzere birçok üst düzey PLA subayına gösterdiğini iddia etti.
Pentagon Çin’in 2023 yılında yörüngeye 200 uydu yerleştirerek ABD’den sonra ikinci sırada yer alacağını açıkladı.
-
Görüş2 hafta önce
Sosyalizmin yeni dünya-sistemindeki yeri – 4
-
Görüş2 hafta önce
Yemen’de 48 saatlik Husi karargâhı ziyareti…
-
Avrupa2 hafta önce
Komünist Parti’ye karşı ilk ‘Twitter devrimi’: Moldova’da 16 yıl önce ne olmuştu?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Wolfgang Münchau: Trump’ın tarifeleri küreselleşmenin sonudur
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan için Şili neden önemli?
-
Görüş1 hafta önce
Trump’ın gümrük vergileri ticaret savaşını tetikliyor
-
Söyleşi1 hafta önce
Çin uluslararası sistemi nasıl değerlendiriyor? Şanghay, Hangzhou ve Pekin’den akademisyenlerle özel söyleşi
-
Görüş5 gün önce
Avrupa’da savaşa hazırlık tam gaz: Fransız askeri haritacılar Romanya’da ne arıyor?