Bizi Takip Edin

Asya

ABD, AB ve Japonya Güney Çin Denizi’ndeki donanma konuşlanmalarını artırıyor

Yayınlanma

Diplomatlara göre ABD, Avrupa Birliği ülkeleri ve Japonya, ihtilaflı sularda çatışmaların tırmandığı bir dönemde Pekin’e “mesaj” vermek amacıyla Güney Çin Denizi’ndeki savaş gemisi konuşlandırmalarını artırdı.

Hidrokarbon bakımından zengin 3,6 milyon kilometrekarelik geniş bir alana yayılan Güney Çin Denizi’nin çeşitli bölümlerinde, Çin, Vietnam, Filipinler, Tayvan, Malezya ve Brunei’nin birbiriyle çatışan hak iddiaları mevcut.

Çin ve Filipinler arasında ise çatışmaya varan gerginlikler yaşanıyor. Çin, ABD’yi Filipinler’i kendisine karşı kışkırtmakla suçlarken, Washington Manila ile karşılıklı savunma anlaşması imzaladı. Geçen ay bir Çin askeri helikopteri Filipin devriye uçağının 10 feet (3 metre) yakınından uçtu ve ABD bunu “tehlikeli manevralar” olarak kınadı.

Üst düzey bir Batılı diplomat bölgedeki durumla ilgili Nikkei Asia’ya konuştu: “2024’te burada daha fazla Avrupalı vardı… önceki yıllara göre daha fazla fırkateyn vardı. Bu bir gerçek.”

“Avrupalılar olarak yapmak istediğimiz şey, Güneydoğu Asya bölgesinde daha fazla varlık göstermek… seyrüsefer özgürlüğü, uluslararası hukuka saygı, egemenliğe saygı… (dünya) düzeninin uluslararası barışı korumanın yolu olduğu mesajını vermek” diyen diplomat, ASEAN hükümetleriyle koordinasyon içinde olduklarını vurguladı.

Diplomat, “Varlığımızla gönderdiğimiz siyasi ve stratejik mesaj budur” dedi.

Fransa’nın nükleer enerjiyle çalışan uçak gemisi Charles de Gaulle ve beraberindeki savaş gemileri ocak ortasından mart başına kadar Malezya, Endonezya ve Singapur yakınlarında çok taraflı tatbikatlar yaptı ve liman ziyaretleri gerçekleştirdi. Fransız gemileri ayrıca geçtiğimiz ay Filipinler’e yanaşmadan önce Güney Çin Denizi’nde Filipinli kuvvetlerle savaş tatbikatları gerçekleştirdi.

Geçtiğimiz pazar günü Charles de Gaulle Malezya Yarımadası’nın doğu kıyısındaydı ve gemiden kalkan savaş uçakları Malezya hava kuvvetleriyle ortak bir hava muharebe tatbikatı gerçekleştirdi. Gemi en son 2019 yılında Andaman Denizi ve Singapur’u ziyaret etmişti.

Fransa’nın Malezya Büyükelçisi Axel Cruau Nikkei’ye yaptığı açıklamada bu konuşlandırmanın bölgenin Fransa için önemini gösterdiğini söyledi.

“Ortaklarımızla mutabık kalarak bölgede düzenli olarak misyonlar yürütüyoruz. Bunlar COVID döneminde azaltılmıştı, ancak şimdi yeniden başlatıldı” dedi. “Güney Çin Denizi sadece bölgenin güvenliği için değil, aynı zamanda uluslararası ticaret için de çok önemlidir. Bu nedenle uluslararası hukuka ve egemenliklere tam saygı gösterilmesini savunuyoruz” diye ekledi.

Diplomat, “[Fransa] her türlü emperyalizmi reddeder ve gerilimi tırmandırmaya çalışmaz. Bunların Fransa ve Malezya’nın paylaştığı pozisyonlar olduğuna inanıyorum,” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz yıl, en büyük Alman ve Amerikan savaş gemilerinden bazıları on yılı aşkın bir aradan sonra Malezya’yı ziyaret etti. Ayrıca Güney Çin Denizi’nde seyrüsefer serbestisi geçişleri ve ortak askeri tatbikatlar gerçekleştirdiler.

Ekim ayında Alman Donanmasına ait FGS Baden-Wurttemberg fırkateyni ve FGS Frankfurt am Main muharebe destek gemisi Malezya’nın Klang Limanına yanaşarak 22 yıl sonra Malezya’yı ziyaret eden ilk Alman gemisi oldu.

Kasım ayında ABD uçak gemisi USS Abraham Lincoln da Port Klang’a yanaşarak 2012’den bu yana bir Amerikan uçak gemisinin ilk ziyaretini gerçekleştirdi.

Aynı ay USS Frank E. Petersen Jr güdümlü füze destroyeri Singapur’da bir liman ziyareti gerçekleştirirken, iki ABD savaş gemisi de Tayland’da demirledi.

Bir sonraki ay ise USS Carl Vinson süper uçak gemisi ve yaklaşık 7.500 denizcinin yer aldığı Carl Vinson Strike Group One Malezya’yı ziyaret etti.

Japonya’nın Malezya Büyükelçisi Noriyuki Shikata Nikkei’ye yaptığı açıklamada, Japonya Deniz Öz Savunma Kuvvetleri’nin geçen yıl Malezya Kraliyet Donanması ile biri Güney Çin Denizi’nde olmak üzere üç ikili tatbikat gerçekleştirdiğini söyledi.

Shikata, “2025 yılı için iki ziyaret planlandı ve ortak tatbikatlar yapmak için fırsatları takip ediyoruz” dedi.

TİCARET ROTASI

Batılı ülkeler Güney Çin Denizi’ni ayrıca kritik bir ticaret rotası olarak görüyor. AB ve ASEAN ülkeleri arasındaki ticaretin 2023 yılında 255 milyar avroya ulaşarak AB ticaretinin yaklaşık %5’ine ve ASEAN ticaretinin %10’una tekabül etmesi bölgenin öneminin altını çiziyor.

Singapur merkezli Savunma ve Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nde (IDSS) kıdemli araştırmacı olan Collin Koh, Batı’nın Güney Çin Denizi’ndeki varlığının artmasının 2021’de başladığını söyledi.

“Çin’in agresif hamleleri kesinlikle bir faktör olmuştur. Ancak Güney Çin Denizi anlaşmazlıkları gibi sıcak noktalar üzerinde artan bölgesel belirsizliklerin daha geniş bağlamında, ABD ve AB güçleri de Hint-Pasifik stratejik ve ekonomik çıkarlarını savunmaya çalışıyorlar” diye savundu.

Çin ise ABD’nin Güney Çin Denizi’ndeki anlaşmazlıkları körüklediğini, bölgenin barışına zarar verdiğini ve anlaşmazlıkları kendi çıkarları için kullandığını söylüyor. Pekin ayrıca, Washington’ın Çin’i çevreleme çabaları doğrultusunda Güney Çin Denizi’ndeki konuşlanmasını artırdığını savunurken, ABD bu iddiaları reddediyor.

Asya

Hindistan’da yolcu uçağı düştü: 242 kişinin tamamı hayatını kaybetti

Yayınlanma

Hindistan’ın batısındaki Ahmedabad kentinden kalkan ve 242 kişinin bulunduğu yolcu uçağı, perşembe günü kalkıştan birkaç dakika sonra düştü. Havayolu şirketi Air India uçağındaki 242 kişinin tamamının hayatını kaybettiği bildirildi.

Air India, uçağın İngiltere’nin Gatwick Havalimanı’na gitmekte olduğunu, polis ise uçağın havalimanı yakınlarındaki sivil bir alana düştüğünü söyledi.

Üst düzey bir polis memuru gazetecilere, “Uçağın düştüğü bina bir doktorlar yurdu… Alanın yaklaşık %70 ila %80’ini temizledik, geri kalanını da yakında temizleyeceğiz” dedi.

Bir kaynak Reuters’a, 242 kişinin 217’sinin yetişkin, 11’inin çocuk olduğunu söyledi. Air India, bunların 169’unun Hindistan vatandaşı, 53’ünün İngiliz, 7’sinin Portekizli ve 1’inin Kanadalı olduğunu açıkladı.

Havacılık izleme sitesi Flightradar24, uçağın hizmet veren en modern yolcu uçaklarından biri olan Boeing 787-8 Dreamliner olduğunu söyledi.

Air India, X’te “Şu anda ayrıntıları tespit ediyoruz ve daha fazla bilgi paylaşacağız. Yaralılar en yakın hastanelere kaldırılıyor” dedi.

Televizyon kanalları, kazanın uçağın kalkışından hemen sonra meydana geldiğini bildirdi. Bir kanal, uçağın bir yerleşim bölgesi üzerinden kalkışını ve ardından evlerin ötesinden gökyüzüne yükselen dev bir alev sütunu ile birlikte ekrandan kaybolduğunu gösterdi.

Görüntülerde ayrıca, havaalanı yakınlarında gökyüzüne yükselen yoğun siyah dumanla birlikte yanan enkaz parçaları da görüldü.

Görüntülerde, sedyelerle taşınan ve ambulanslarla götürülen insanlar da görüldü.

Ahmedabad Havalimanı hava trafik kontrolüne göre, yolcu uçağı saat 13.39’da (08.09 GMT) 23 numaralı pistten kalkış yaptı. Acil durum sinyali olan “Mayday” çağrısı yaptı, ancak sonrasında uçaktan herhangi bir yanıt alınamadı.

Flightradar24 ayrıca, uçağın kalkışından saniyeler sonra son sinyalini aldığını da belirtti.

“Kazaya karışan uçak, VT-ANB tescilli bir Boeing 787-8 Dreamliner’dır” dedi.

Boeing, ilk raporlardan haberdar olduğunu ve daha fazla bilgi toplamak için çalıştığını söyledi. Boeing hisseleri, piyasa öncesi işlemlerde %6,8 düşüşle 199,13 dolara geriledi.

Şirket 2022’de özelleştirilmişti

İngiltere Dışişleri Bakanlığı, internet sitesinde yayınladığı açıklamada, kaza ile ilgili gerçekleri acilen ortaya çıkarmak ve kazazedelere destek sağlamak için Hindistanlı yetkililerle işbirliği içinde olduğunu belirtti.

Hindistan Havacılık Bakanı’nın ofisi, Başbakan Narendra Modi’nin kurtarma çalışmalarına derhal tüm desteğin sağlanması talimatını verdiğini açıkladı.

Havacılık Bakanı’nın ofisi, tüm ilgili kurumların yüksek alarmda olduğunu ve koordineli çalışmaların sürdüğünü ekledi.

Ahmedabad, Modi’nin memleketi Gujarat eyaletinin en büyük şehridir.

Ahmedabad havaalanı, tüm uçuşların derhal durdurulduğunu açıkladı. Havaalanı, Hindistan’ın Adani Group holdingi tarafından işletiliyor.

Holdingin kurucusu ve başkanı Gautam Adani, X’te “Air India’nın 171 sefer sayılı uçağının trajedisi karşısında şok ve derin bir üzüntü duyuyoruz” diye yazdı.

“Hayal edilemez bir kayıp yaşayan ailelerin acısını paylaşıyoruz. Tüm yetkililerle yakın işbirliği içindeyiz ve olay yerinde ailelere tam destek veriyoruz” dedi.

Hindistan’da son ölümcül uçak kazası 2020 yılında Air India Express’in düşük maliyetli havayolu şirketi tarafından gerçekleştirilmişti.

Havayolunun Boeing-737 uçağı, güney Hindistan’daki Kozhikode Uluslararası Havalimanı’nda “masa üstü” pistini aştı. Uçak pistten çıkarak bir vadiye düştü ve burun kısmı yere çarptı.

Kazada 21 kişi hayatını kaybetmişti.

Eskiden devlete ait olan Air India, 2022’de Hint holding Tata Group tarafından devralındı ve 2024’te grubun Singapur Havayolları ile ortak girişimi olan Vistara ile birleşti.

Tata, bir acil durum merkezinin faaliyete geçirildiğini ve bilgi almak isteyen aileler için bir destek ekibi kurulduğunu söyledi.

Okumaya Devam Et

Asya

Rusya ortaklığı sonrası Kuzey Kore’den yeni nükleer tesis hamlesi

Yayınlanma

Kuzey Kore’nin ana nükleer kompleksi Yongbyon’da yeni bir tesis inşa ettiği ortaya çıktı. Bloomberg’in uzman analizleri ve uydu görüntülerine dayandırdığı haberine göre, uranyum zenginleştirme amacıyla kullanılabileceği düşünülen tesisin, ülkenin nükleer savaş başlığı üretim kapasitesini artırması bekleniyor. ABD Kongresi Araştırma Servisi, Pyongyang’ın Moskova’nın desteğiyle cephaneliğini önemli ölçüde büyütebileceğini bildirdi.

Bloomberg‘in analistlere ve uydu görüntülerine dayandırdığı haberine göre, Kuzey Kore, ana nükleer kompleksi olan Yongbyon’da yeni bir tesis inşa etti.

İnşaat hazırlıklarına 2024’ün sonlarında başlanan tesisin, uranyum zenginleştirmeyle bağlantılı olabileceği ve nükleer savaş başlığı üretimini artırmaya olanak tanıyacağı belirtiliyor.

Pyongyang’ın 100 kilometre kuzeyinde yer alan Yongbyon’daki yeni binanın, mevcut zenginleştirme tesislerine benzediği ifade ediliyor.

‘Tesis Kangson’dakiyle benzerlik gösteriyor’

Kuzey Kore’nin nükleer programı üzerine çalışan uzmanlar Jeffrey Lewis ve Sam Lair, Arms Control Wonk dergisi için kaleme aldıkları makalede, binanın merkezi salonunun boyutlarının, santrifüj ünitelerinin bulunduğu Kangson’daki tesisin merkezi salonuyla aynı olduğunu yazdı.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi de tesisin Kangson’dakiyle olan görsel benzerliğini doğruladı.

Ancak UAEA, görsel benzerliğe rağmen tesisin bir nükleer yakıt zenginleştirme tesisi olduğunu doğrudan beyan etmedi. BM’ye bağlı denetim organı, Yongbyon kompleksindeki yeni binayı izlemeye devam ettiğini açıkladı.

Kim Jong Un gizlilik politikasını terk etti

Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’un son zamanlarda tam gizlilik politikasından uzaklaşarak nükleer tesislerde daha sık görünmeye başladığı gözlemleniyor.

Kim, ocak ayında Yongbyon’daki uranyum zenginleştirme tesisinin fotoğraflarını ilk kez yayımlamış, Eylül 2024’te ise Kangson’daki tesisleri sergilemişti.

Bu politika değişikliğinin, Kim’in ABD, Güney Kore ve Japonya’yı hedef alan yeni kıtalararası füzeler için nükleer savaş başlığı stoklarını “katlanarak” artırma planlarını açıklamasının ardından gelmesi dikkat çekti.

‘Moskova’nın desteğiyle cephaneliğini artırabilir’

Mayıs ayının sonunda ABD Kongresi Araştırma Servisi (CRS), Kuzey Kore’nin Moskova’nın desteği sayesinde cephaneliğini önemli ölçüde artırabileceğini bildirdi.

CRS’nin verilerine göre, Pyongyang halihazırda 90 adede kadar savaş başlığı üretmeye yetecek nükleer materyal biriktirdi ve muhtemelen yaklaşık 50’sini monte etti.

2023-2024 yıllarına ait önceki raporlarda bu potansiyel 20 ila 60 savaş başlığı olarak belirtiliyordu.

Rusya, Kuzey Kore’ye direkt tren seferlerini yeniden başlatıyor

Okumaya Devam Et

Asya

BYD, Avrupa’da elektrikli otomobillerdeki fiyat savaşını küçük otomobillere de taşıdı

Yayınlanma

BYD, Çinli otomobil üreticilerinin Avrupa’da fiyat savaşını kompakt otomobil segmentine taşırken, İngiltere’de en ucuz ve en küçük elektrikli aracını piyasaya sürdü.

Başlangıç fiyatı 18.650 sterlin olan Dolphin Surf, BYD’nin popüler Seagull hatchback modelinin İngiliz versiyonu. Bu model, dünyanın en büyük otomobil pazarında yaşanan fiyat savaşının ardından yapılan son indirimlerle Çin’de İngiltere fiyatının üçte birinden daha ucuza, 6.000 sterlinin altında satılıyor.

BYD’nin başkan yardımcısı Stella Li, Roma’da düzenlenen lansman etkinliğinde, elektrikli araçların Avrupa’da kompakt otomobillerde yaygınlaşacağını ve küçük otomobillerde elektrikli araçlara geçişin büyük spor araçlara göre daha yavaş olduğunu belirtti.

Önde gelen elektrikli araç üreticisi BYD, geçen ay Japon küçük otomobil pazarına giriş yapacağını duyurdu ve gelecek yıl düşük maliyetli, batarya ile çalışan bir kei otomobil piyasaya sürmeyi planladığını açıkladı. Kutu şeklindeki minik otomobil, Japonya’da 2,9 milyon yen (20.700 dolar) fiyatla satılan kompakt Dolphin modelinden daha ucuz olacak.

Dolphin Surf’ün birkaç hafta önce 23.000 avronun altında bir fiyatla Avrupa’da piyasaya sürülmesinden önce bile, Renault 5, Citroën ë-C3 ve Dacia Spring gibi rakip kompakt elektrikli araçlar benzer veya daha düşük fiyatlarla piyasaya çıkmıştı.

Çinli markalar, özellikle Brüksel’in geçen yıldan bu yana Çin yapımı elektrikli araçların ithalatına daha yüksek gümrük vergileri uygulamaya başlamasıyla, Avrupa’da kendi iç pazarlarına göre daha kısıtlı bir fiyatlandırma stratejisi benimsedi.

Yine de BYD’nin Avrupa’daki tüm otomobil segmentlerine yayılması, yurt dışı büyümesini hızlandıracak. Schmidt Automotive Research’e göre, BYD ve diğer Çinli markaların İngiltere ve Avrupa kıtasındaki pazar payı, 2024’ün ilk çeyreğinde yüzde 2,9’dan 2025’in ilk dört ayında yüzde 4,8’e çıktı.

Çin elektrikli araçlarına daha yüksek gümrük vergileri uygulamayan İngiltere, şu anda Batı Avrupa’ya giren tüm Çin markalı modellerin neredeyse üçte birini oluşturuyor.

İngiltere’nin çevrimiçi pazar yeri Auto Trader’a göre, Ocak ve Nisan ayları arasında satışa sunulan Çin elektrikli araçların stokları bir önceki yıla göre on kat artarak 3.300’ü aştı. Bu rakam, bir önceki yılın aynı dönemindeki %0,2’ye kıyasla, pazardaki yeni araç stokunun yaklaşık %3’ünü oluşturdu.

Analistler, Batılı otomobil üreticilerinin, gümrük vergilerinden kaçınmak için Avrupa’da yerel üretimi artıran Çinli rakipleriyle rekabet edebilmek için daha ucuz lityum demir fosfat piller kullandıkları için, daha küçük elektrikli otomobillerin fiyatlarında daha fazla düşüş olabileceğini belirtiyor.

Renault ve Volkswagen, araç geliştirmeyi hızlandırmak ve gelecek yıl piyasaya sürülmesi planlanan kompakt elektrikli araçların maliyetlerini düşürmek için Çin’in mühendislik uzmanlığının yanı sıra Çin’de üretilen bileşenleri kullanıyor.

Otomotiv analisti Matthias Schmidt, “Bu araçlar piyasaya çıkmaya başladığında fiyatlarda düşüş göreceğiz” dedi.

Stellantis destekli Çinli otomobil üreticisi Leapmotor’un kıdemli başkan yardımcısı Cao Li Çarşamba günü gazetecilere verdiği demeçte, elektrikli araçlar ile benzinli araçların fiyatlarının birbirine yaklaşmasının Avrupa pazarında genel bir eğilim olduğunu söyledi.

Bazı Çinli otomobil yöneticileri, kendi pazarlarında yaşanan şiddetli fiyat savaşının Avrupa’ya sıçrayabileceğinden korkuyor. Ancak Çin ile AB arasında tırmanan ticaret gerilimleri, Avrupa’daki fiyat dinamiklerini değiştireceği düşünülüyor.

Pekin ve otomobil üreticileri, AB tarifelerinin yerine gönüllü fiyat kontrol sistemi getirmeyi teklif etti, ancak Brüksel’in bu asgari fiyatlandırma yaklaşımını kabul edip etmeyeceği henüz belli değil.

Müzakerelere yakın kaynaklar, Pekin’in önceki görüşmelerde modelden bağımsız olarak 35.000 avroluk bir asgari fiyat teklif ettiğini söyledi. Bu seviyede, BYD ve Leapmotor gibi daha ucuz otomobiller piyasadan çıkarılacaktır.

Ancak analistler, fiyat indirimleri Avrupa’da daha sınırlı olsa bile, tüketicilerin Çinli üreticilerin yüksek kaliteli teknolojisi ve yazılımı nedeniyle bu araçlara yöneleceğini belirtiyor.

Örneğin BYD’nin Başkan Yardımcısı Li, Belçika basınına verdiği demeçte, Çinli grubun süper hızlı şarj teknolojisini önümüzdeki 12 ay içinde Avrupa’ya getirmeyi planladığını söyledi.

Çin’deki fiyat savaşı, yerli otomobil endüstrisi için yıkıcı olarak değerlendirilirken, İngiltere ve Avrupa’da artan rekabet, hala salgın öncesi seviyelerin altında olan araç talebini artırmaya yardımcı olabilir.

Auto Trader’ın ticari direktörü Ian Plummer, “Pazarımızda görülen artan rekabet ve bazı yeni öne çıkan oyuncular, kısa vadede otomobil alıcıları için olumlu olacak ve orta vadede de daha fazla inovasyon ve pazar büyümesini tetikleyecek daha geniş fiyat baskısı yaratacaktır” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English