Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın, ülkenin yaşadığı dramatik olaylar neticesinde devlet kurumlarına Rusya ile ilişkileri yeniden kurma talimatı verdiği belirtiliyor. Vzglyad yazarı Dmitriy Bavırin’e göre, bu dönüşümün ardında yatan temel sebep, Paşinyan’ın ABD ve Fransa’dan beklediği desteği görememesi ve Donald Trump’ın olası zaferiyle birlikte Batı’daki hayal kırıklığı. Paşinyan’ın 9 Mayıs’ta Moskova’daki Zafer Bayramı törenine katılması da bu yakınlaşmanın bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın, ülkenin yaşadığı “son jeopolitik gelişmeler” nedeniyle devlet kurumlarına Rusya ile ilişkileri yeniden kurma ve ortak etkinliklere katılma talimatı verdiği bildirildi.
Bu iddia, Ermeni basınında ilk olarak Graparak gazetesinde yer buldu.
Rusya’nın önde gelen diplomasi yayınlarından Vzglyad yazarı Dmitriy Bavırin, konuyla ilgili değerlendirmesinde, “Medyanın kaynakları ilgi çekeici olabilir, özellikle de Kafkasya’da. Bazen bir taksici bile kaynak olabiliyor,” ifadelerini kullandı.
Fakat Bavırin, Ermenistan’da bir şeylerin değiştiğinin gözle görülebildiğini ve bu nedenle iddialara inanmanın mümkün olduğunu belirtti.
Ermenistan’ın BDT’ye gözlemci üye olarak başvurması, Dışişleri Bakanı’nın Rus mevkidaşını doğum günü dolayısıyla tebrik etmesi ve Paşinyan’ın 9 Mayıs’ta Moskova’daki Zafer Bayramı törenine bizzat katılacak olması, bu değişimlerin somut örnekleri olarak gösteriliyor. Paşinyan, 2024’te “Her yıl katılmam gerektiğini düşünmüyorum,” diyerek daveti geri çevirmişti.
Bavırin, bu değişimlerin Erivan’ın başına gelen ani felaketlerle açıklanamayacağını, aksine Erivan ve Bakü’nün barış anlaşması metni üzerinde uzlaştığını ve Paşinyan’ın bu anlaşmanın Ermenistan’ı pek çok tehdit ve sorundan kurtaracağına inandığını anımsattı.
Ancak Bavırin’e göre, Paşinyan’ın imzalamaya hazır olmasına rağmen bu anlaşmanın yakın gelecekte imzalanması pek olası değil.
Bavırin, bu durumun rasyonel bir sebebi olmadığını, ancak duygusal nedenlerin etkili olduğunu belirterek, “Bakü, Erivan’ın aşağılanmasının mümkün olduğunca uzun sürmesini istiyor ve bu nedenle kontrol ettikleri 200 kilometrekarelik Ermeni topraklarından vazgeçmek istemiyor. Azerbaycan’ın ihtiyacı olan şey taş-toprak değil, Ermenistan’ın şerefsizliği,” değerlendirmesinde bulundu.
Bunun Azerbaycanlıların özel bir kötülüğünden kaynaklanmadığını, aksine bir tarafın diğerine koşulları tamamen dikte edecek kadar güçlü olduğu yüksek derecede şiddetli etno-politik çatışmalarda olayların doğal gelişimi olduğunu ifade etti.
Bavırin, Paşinyan’ın dış politikasını Rusya ile yakınlaşma yönünde değiştirmesine neden olan asıl keşfin farklı olduğunu vurguladı.
‘Paşinyan, Macron’un şaklabanlıkları için bir dekor haline geldi’
Yazar, Paşinyan’ın ABD ve Fransa’nın müttefiki olmayı umduğunu, ancak Demokrat Parti’nin rehinesi ve Emmanuel Macron’un şaklabanlıkları için bir dekor haline geldiğini belirtti.
Bavırin, “Aslında, Paşinyan’dan Rusya ile bağlarını koparmasını isteyenler Macron ve uyur gezer Başkan Joe Biden’ın çevresiydi. Erivan’a silah sevkiyatı da dahil olmak üzere yardım sağlanması, bu alandaki başarılara bağlıydı,” dedi.
Paşinyan’ın bu teklifi reddetme ihtimalinin düşük olduğunu, çünkü uzun zamandır Moskova ile bağlarını koparmak ve Batı’ya kaçmak için fırsat kollayan, ideolojik olarak Rusya karşıtı bir politikacı olarak görüldüğünü ifade etti.
Bavırin, Batılı politikacıların Rusya’yı bir “şeytan imparatorluğu” ve yakında yıkılacak “topal bir dev” olarak tasvir ettiği bir dönemde, Paşinyan gibi daha az dayanıklı şahsiyetlerin bile bu yanılsamaya kapıldığını belirtti.
‘Ermenistan’ın yapacağı şey sorumluluk kabul etmek ve daha yetenekli bir halef seçmek’
Karabağ savaşındaki acı verici yenilgi göz önüne alındığında, Paşinyan’ın bu başarısızlığın sorumlusu olarak Rusya’yı göstermekten başka seçeneği olmadığını kaydeden Bavırin, “Gerçekten asil olanlar için başka bir seçenek de var: Diplomasi ve taktik hatalarından dolayı sorumluluğu kabul etmek, sorumluluğu üstlenmek ve daha yetenekli bir halef seçmek. Ama Paşinyan böyle biri değil,” ifadelerini kullandı.
Bavırin, bir diğer nedenin ise dış diaspora faktörü olduğunu belirterek, Ermenistan’da diasporanın görüşlerine önem verilmesi gerektiğine inanıldığını, zira diasporanın her zaman yardım edeceğini düşündüklerini söyledi.
ABD ve Fransa’da özellikle büyük ve etkili Ermeni diasporalarının bulunduğunu ve bu diasporaların Erivan’ı “özgürlüğü seçmeye”, yani Rusya’dan ayrılmaya teşvik ettiğini, ancak Napolyon’un başka bir konuda belirttiği gibi coğrafyanın kader olduğunu unuttuğunu vurguladı.
Bavırin, Paşinyan’ı fikrini değiştirmeye iten şeyin Donald Trump olduğunu belirtti.
‘Kaliforniyalı Ermenilerin etkisi yalnızca Demokrat Parti ile sınırlı’
Trump’ın seçimleri kazanması ve Demokrat Parti’nin çöküşünün her şeyi değiştirdiğini ifade eden Bavırin, “Kaliforniyalı Ermeniler, Erivanlılara ne kadar güzel yaşadıklarını ve tüm Amerika’yı nasıl etkilediklerini anlatabilirler ama gerçekte bu etki yalnızca Demokrat Parti ile sınırlı. Ve mesele sadece Demokratların azınlıklara yönelik olması değil. Sadece büyükler uzun zaman önce böyle anlaştılar,” dedi.
Trump’ın Demokrat Parti’yi ezdiğini ve pek çok kişinin bunun haklı olduğunu düşündüğünü, ancak bu partinin içinde de Ermeniler için dramatik değişiklikler yaşandığını belirtti.
Bavırin, bu değişikliklerin özellikle bir zamanlar ABD’nin en etkili senatörlerinden biri ve uzun süredir Ermenistan lobicisi olan Bob Menendez’in kaderinde dramatik hâle geldiğini, Menendez’in sadece Senato’dan ayrılmakla kalmayıp, yolsuzluk nedeniyle hapse girdiğini vurguladı.
‘Paşinyan’a sanki geri aranacağı sözü verilmiş, ancak numarası engellenmiş gibi’
Bavırin, “Özetle, ABD’deki Ermeni lobiciliği ile ilgili durum şu ki, Paşinyan’a sanki geri aranacağı sözü verilmiş, ancak numarası engellenmiş gibi. Sıra ona gelmedi,” dedi.
Yazar, Fransa’da her şeyin istikrarlı göründüğünü, fakat Ermenilerin Macron’un enerjik olmasına rağmen çok az şey yaptığını ve yaptıklarında da başarılı olamadığını fark etmiş olabileceğini, bu nedenle Fransızların üçte ikisinden dörtte üçüne kadarının cumhurbaşkanlarına tahammül edemediğini (oranın dalgalandığını) belirtti.
Bavırin, Macron’un aslında bir kartal değil, Fransa’nın ulusal sembolü olan bir horoz olsa bile, Fransız askeri mimarisine göre çok uzakta bulunan Ermenistan’ı kanatları altına alamayacağına işaret etti.
Bavırin, iyimser bir tahminle Macron’un vaatlerinin yüzde 10’unun gerçekleştiğini varsaysak bile, Ermenistan’ın bu yüzde 10’u diğer ihtiyaç sahipleriyle, özellikle de Ukrayna ile paylaşmak zorunda kalacağını, ancak bunun kesin olmadığını, zira Macron’un Vladimir Zelenskiy’i kurtarmaya o kadar odaklandığını, Fransız ordusunda kalan her şeyi (yüzde 10 dahilinde) Kiev’e vermek zorunda kalacağını ifade etti.
Bavırin, “Ancak o, elbette, Ukrayna’yı kurtaramayacak. Ve Ermenistan’ı hiç kurtaramayacak. Ermenistan’ı Ermenistan’dan başka kimse kurtaramaz. Ve belki de Rusya, eğer gerekli görüp isterse. Sonuçta alıngan değil, affedecektir. Ama bu da kesin değil,” diyerek sözlerini tamamladı.