Bizi Takip Edin

AVRUPA

AB’de ‘Ukrayna tahılı’ tartışması yeniden başladı

Yayınlanma

Rusya’nın Karadeniz tahıl anlaşmasından ayrılması ile birlikte Ukrayna tahılının dünya pazarına sevki üzerine tartışmalar tekrar alevlendi.

AB Tarımdan Sorumlu Komisyon Üyesi Janusz Wojciechowski, çözümün, Avrupa Komisyonu tarafından Mayıs 2022’de başlatılan ve Ukrayna’nın ihracatı için ilgili tüm taşıma yöntemlerini kullanarak alternatif lojistik rotalar oluşturan bir girişim olan ‘dayanışma hatları’ olduğunu söyledi.

Komiser, “Ukrayna’nın ihraç etmesi gereken hemen her şeyi dayanışma hatlarıyla ihraç etmeye hazırız,” dedi. Mayıs 2023’ün sonundan itibaren Ukrayna’dan dayanışma hatları aracılığıyla 37,4 milyon ton tahıl, yağlı tohum ve diğer gıda ürünleri ihraç edildi ve bu rakam toplam gıda ihracatının %55’ini oluşturdu.

Avrupa Konseyi tarafından sağlanan rakamlara göre dayanışma hatları aynı zamanda Ukrayna’nın 37,6 milyon ton tarım dışı ürün ihraç etmesine ve insani yardım almasına da olanak sağladı.

Wojciechowski’ye göre Ukrayna’nın tahıl ihracat ihtiyacının aylık 4 milyon ton civarında olması öngörülüyor. “Geçmişte de bu miktara ulaştık,” diyen Wojciechowski, Kasım 2022’de Ukrayna’nın tahıl ve yağlı tohumlarının yaklaşık 4 milyon tonunun dayanışma hatlarıyla ihraç edildiğini ve o dönemde Ukrayna’nın ihracat hacminin %60’ını karşıladığını sözlerine ekledi.

Komisyon üyesi ayrıca AB bakanlarına, birliğin Ukrayna’nın Karadeniz rotasını değiştirmesine yardımcı olacak lojistik kapasiteye sahip olduğunu söyledi. Wojciechowski, “Tek bir seçenek var: dayanışma hatlarını kullanmak,” dedi.

Ukrayna’nın komşuları tedirgin

Öte yandan Ukrayna’dan, dayanışma hatları üzerinden yapılan hububat ve yağlı tohum ithalatının artması, büyük miktarlarda tahılın sınır bölgelerine akarak yerel üreticileri pazarın dışına ittiği uyarısında bulunan Avrupalı çiftçilerin endişelerine yol açıyor.

Komisyon, girişimin başarısının yol açtığı lojistik darboğazların hafifletilmesine yardımcı olmak üzere, Bulgaristan, Macaristan, Polonya, Romanya ve Slovakya dahil olmak üzere Ukrayna’ya sınırı olan AB üye ülkelerindeki çiftçilere tazminat ödenmesini öngören iki tartışmalı destek paketi sunmuştu.

AB Tarım Konseyi Başkanı, İspanya Tarım Bakanı Luis Planas, Salı günü düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Ukrayna’ya sınırı olan cephe ülkelerinin ve ayrıca çok hassas bir konumda bulunan Moldova’nın pazarlarını rahatsız etmeden dayanışma şeritlerini kesinlikle geliştirmemiz ve güçlendirmemiz gerekiyor.”

‘Rusya tahılı daha ucuz’ itirafı

Konsey toplantısı çerçevesinde Wojciechowski ise, dayanışma hatları üzerinden ihraç edilen malları küresel pazarda cazip olmaktan çıkaran ekstra transit maliyetleri konusunu gündeme getiren beş cephe ülkesinden bakanlarla bir araya geldi.

“Rusya’dan tahıl almak, Ukrayna’dan Polonya ya da Baltık limanları üzerinden taşınan tahıl için ödeme yapmaktan daha ucuza gelir,” diyen AB’nin tarım şefi, dayanışma hatlarının işletme maliyetlerinin Rusya’nınkinden daha yüksek olduğunu, ayrıca gıda maddeleri yaptırım listesinden çıkarıldığı için Rusya’dan gelen tarım ürünlerinde ekstra maliyet olmadığını belirtti.

Bu nedenle Wojciechowski, bu malların transit geçişi için ekstra maliyeti karşılamak üzere bir tür kamu desteği üzerinde çalışıyor ve AB fonlarının bunu nasıl karşılayabileceğine dair diğer komisyon üyelerine bir teklif sunacak.

Fakat şu anda masada hiçbirin olmadığı belirtiliyor. Gazetecilere verdiği demeçte, “Bu şimdilik sadece benim pozisyonum,” diyen Wojciechowski, acil bir konu olmasına rağmen böyle bir teklifin sunulması için herhangi bir son tarih olmadığını da sözlerine ekledi.

Polonya tek taraflı hamle yapabilir

Polonya Tarım Bakanı Robert Telus, EURACTIV’e verdiği mülakatta, AB’nin halihazırda yürürlükte olan koruyucu tedbirleri genişletmeme kararı alması halinde Polonya’nın Ukrayna’dan ithal edilen tarım ürünlerine tek taraflı yasak getirmeye hazır olduğunu söyledi.

Robert Telus, 25 Temmuz Salı günü AB tarım bakanları toplantısı ile ilgili yaptığı açıklamada, “15 Nisan’da bir yasak getirdik ve gerekirse bunu [tekrar] yapmak zorunda kalacağız,” dedi.

Mevcut anlaşma Ukrayna menşeli dört ürüne (buğday, mısır, kolza tohumu ve ayçiçeği tohumu) yönelik ticaret kısıtlamalarını içeriyor ve 15 Eylül’de sona erecek. Fakat Polonya, Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Slovakya’nın da aralarında bulunduğu üye devletlerden oluşan koalisyon, bu sürenin yıl sonuna kadar uzatılması için bastırıyor. 

Öte yandan EURACTIV’e konuşan bir AB diplomatik kaynağı, adı geçen ülkelerin ‘bu tedbirlerin kaldırılmasını haklı çıkaracak esaslı bir argüman görmediklerini’ belirterek, düzenlemenin ‘en azından yıl sonuna kadar’ uzatılması çağrısında bulundu.

Bununla birlikte, bakanlar arasındaki kapalı görüşmede yer alan ayrı bir AB kaynağı EURACTIV’e, Danimarka, Almanya, Fransa, Hollanda, Lüksemburg ve Letonya’nın endişelerini dile getirmesiyle, tüm üye ülkelerin bu hamleyi desteklemediğini söyledi.

AVRUPA

Elon Musk İtalya’yı karıştırdı, Meloni sessiz

Yayınlanma

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Elon Musk’ın İtalyan yargıçları Roma’nın Arnavutluk’la göçmen transferi politikasını yine engelledikleri için eleştiren son yorumlarına sessiz kalırken, Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella milyardere yanıt vererek İtalya’nın egemenliğine saygı gösterilmesi çağrısında bulundu.

Pazartesi günü Roma Göçmenlik Mahkemesinin yedi göçmenin gözaltına alınmasını ve transferini iptal eden kararını yorumlayan Musk, şu anda Meloni hükümetiyle kavgalı olan Roma yargıçlarının “gitmesi gerektiğini” söyledi.

Çarşamba sabahı yaptığı açıklamada Musk’a yanıt veren Mattarella, “İtalya büyük bir demokratik ülkedir ve Anayasasına tam saygı göstererek kendi başının çaresine nasıl bakacağını bildiğini yinelemeliyim,” dedi.

Mattarella ayrıca diğer devletlerin egemenliğine saygı gösterilmesi çağrısında bulunarak herkesin, “özellikle de açıklandığı üzere dost ve müttefik bir ülkede önemli bir rol üstlenmek üzereyse”, o ülkenin egemenliğine saygı göstermesini ve reçete vermeyi kendine görev edinmemesi gerektiğini kaydetti.

Musk ise daha önceki yorumundan geri adım atmayarak, “Bu kabul edilemez. İtalyan halkı bir demokraside mi yaşıyor, yoksa kararları seçimle gelmeyen bir otokrasi mi veriyor?” diye sordu.

İtalya’daki temsilcisi tarafından ANSA’ya yapılan açıklamada Elon Musk, “Başbakan Meloni ile bu öğleden sonra yaptığı samimi görüşmede de yinelediği üzere” İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’ya ve İtalyan Anayasasına saygı duyduğunu ifade etti.

İfade özgürlüğünün hem ABD Birinci Maddesi hem de İtalyan Anayasası tarafından korunan bir hak olduğunu kaydeden Musk, bir vatandaş olarak görüşlerini özgürce ifade etmeye devam edeceğini kaydetti.

Açıklamada Musk’ın “ABD ve İtalya arasındaki bağların giderek güçlenmesini umduğu ve Cumhurbaşkanı Mattarella ile gelecekte bir araya gelmeyi dört gözle beklediği” belirtildi.

Siyasi gerilimi yatıştırmaya yönelik son girişim ise Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Giovanbattista Fazzolari’nin ANSA‘ya verdiği bir mülakatta yaptığı açıklama oldu.

Fazzolari, “Yargının başı ve anayasanın koruyucusu olan cumhurbaşkanının sesini duyurması doğru ve gereklidir. İtalya kendi başının çaresine bakmasını bilir. Diğer hükümetlerin, STK’ların ya da büyük medya kuruluşlarının dış müdahalesine ihtiyacımız yok,” dedi.

Muhalefetin ve yargının saldırıları devam ederken, Ulusal Yargıçlar Birliği Başkanı Giuseppe Santalucia, Musk’ı “temelsiz ve insafsız yargılarda bulunarak İtalya’nın işlerine karışmakla” suçladı ve hükümetin Musk’ın müdahale etmeye hakkı olmadığı İtalya’nın iç meseleleri olduğunu belirterek yanıt vermesi gerektiğini söyledi.

Santalucia, “Özellikle yasadışı göç konusunda sık sık sınırların savunulmasına başvuruluyor. Bunlar da sınırdır. Egemen bir ülkenin içişlerine karışabileceklerini düşünenler tarafından ihlal edilemeyecek ideal sınırlar vardır,” diye ekledi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Fransız savcı Le Pen için hapis cezası ve siyasi yasak talep etti

Yayınlanma

Fransa’da savcılar Ulusal Birlik (RN) lideri Marine Le Pen’i, Fransa’daki parti faaliyetlerini finanse etmek için Avrupa Birliği fonlarını zimmetine geçirmekle suçladı ve Fransız siyasetçinin derhal beş yıl süreyle kamu görevlerinden men edilmesini tavsiye etti.

Bunun kesinleşmesi Le Pen’i, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yerine geçmek için favorilerden biri olarak gireceği 2027 yarışının dışında bırakacak.

Mahkeme geçici infaz ile kendisini suçlamalardan suçlu bulursa, Le Pen karara itiraz etse bile seçimlere katılamayacak.

Le Pen’in 24 kişiyle birlikte AB fonlarını zimmetine geçirmekle suçlandığı davada ayrıca beş yıl hapis cezası da istendi.

Duruşma 27 Kasım’a kadar sürecek ve bu tarihten sonra hakimler, savcının taleplerini de göz önünde bulundurarak kararlarını vermek ve ne tür bir ceza vereceklerini değerlendirmek üzere çekilecek. Kararın 2025 yılı başlarında açıklanması bekleniyor.

Le Pen, kendisinin bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden men edilmesini isteyen Fransız savcıları “demokratik sürece müdahale etmekle” suçladı.

RN lideri çarşamba günü gazetecilere verdiği demeçte, “Savcılık Fransız halkını istedikleri kişilere oy vermekten mahrum bırakmaya çalışıyor,” dedi.

Macron’un eski sağcı içişleri bakanı Gerald Darmanin X’te yaptığı açıklamada, “Marine Le Pen’in seçilme yeterliliğine sahip olmadığına karar verilmesi ve dolayısıyla Fransız halkının önüne çıkamaması son derece şok edici olur,” dedi.

“Madam Le Pen ile mücadele başka bir yerde değil, seçim sandığında yapılmalıdır,“ diyen Darmanin, Le Pen’in adaylığının engellenmesinin “elitler ile yurttaşların büyük çoğunluğu arasındaki uçurumu daha da derinleştireceğini” ileri sürdü.

Savcı Nicolas Barret, Le Pen sanık sıralarının ön sırasında otururken mahkemeye, “Kanun herkes için geçerlidir,” dedi ve yasağın “sanıkların gelecekteki yerel veya ulusal seçimlerde aday olmalarını yasaklayacağını” ekledi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

ABD, Polonya’da yeni “hava savunma üssü” kurdu

Yayınlanma

ABD çarşamba günü Polonya’nın kuzeyinde yeni bir hava savunma üssü açtı. Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda bunun, Ukrayna savaşı sürerken bile ülkesinin NATO üyesi olarak güvende olduğunu gösterdiğini savundu.

Baltık kıyısı yakınlarındaki Redzikowo kasabasında yer alan üs, 2000’li yıllardan beri üzerinde çalışılan bir projeydi.

Donald Trump’ın seçim zaferinin bazı NATO üyeleri arasında tedirginliğe yol açtığı bir dönemde Varşova, üs üzerinde birbirini izleyen ABD başkanları tarafından sürdürülen çalışmaların, Beyaz Saray’da kim olursa olsun Polonya’nın Washington ile askeri ittifakının sağlam kaldığını gösterdiğini söylüyor.

Duda, “ABD… Polonya’nın güvenliğinin garantörüdür,” derken, ABD askerlerinin üsteki daimi varlığının, 1989’a kadar sosyalist bir devlet olan Polonya’nın “Rusya’nın etki alanında olmadığını” gösterdiğini savundu.

Kremlin ise çarşamba günü yaptığı açıklamada üssü, Amerikan askeri altyapısını sınırlarına yaklaştırarak Rusya’yı çevreleme girişimi olarak nitelendirdi.

Redzikowo’daki ABD üssü, ittifakın kısa ve orta menzilli balistik füzeleri önleyebileceğini söylediği “Aegis Ashore” olarak adlandırılan daha geniş bir NATO füze kalkanının parçası.

Kalkanın diğer önemli unsurları arasında Romanya’daki bir üs, İspanya’nın Rota limanında konuşlu ABD donanmasına ait destroyerler ve Kürecik’te bulunan bir erken uyarı radarı yer alıyor.

Moskova üssü daha 2007 yılında, henüz planlanırken tehdit olarak nitelendirmişti. NATO kalkanın “tamamen savunma amaçlı” olduğunu söylüyor.

Reuters’a konuşan askeri kaynaklar Polonya’daki sistemin artık sadece Orta Doğu’dan ateşlenen füzelere karşı kullanılabileceğini ve Rusya’dan gelen mermileri engellemek için radarın yön değiştirmesi gerektiğini, bunun da politika değişikliğini gerektiren karmaşık bir prosedür olduğunu ileri sürdüler.

Polonya Savunma Bakanı Wladyslaw Kosiniak-Kamysz pazartesi günü yaptığı açıklamada kalkanın kapsamının genişletilmesi gerektiğini ve Varşova’nın bu konuyu NATO ve ABD ile görüşeceğini söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English