Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

ABD’nin Avrupa komutanı Cavoli’den ‘Soğuk Savaş oyun kitabına dönüş’ çağrısı

Yayınlanma

Avrupa’daki en üst düzey Amerikalı general geçen hafta yaptığı açıklamada, Washington’un Moskova ile Soğuk Savaş sırasında iki ülkenin nükleer çatışmadan kaçınmasına yardımcı olan iletişim hatlarını yeniden canlandırması gerektiğini söyledi.

NATO Yüksek Müttefik Komutanı ve ABD Avrupa Komutanlığı (EUCOM) Başkanı Orgeneral Christopher Cavoli, “Birbirimizin sinyallerini okuyabiliyorduk. Birbirimize nasıl sinyal göndereceğimizi biliyorduk… artık bunların neredeyse tamamı yok oldu,” dedi.

NATO’nun 75. yıldönümüne denk gelen Georgetown Üniversitesi’ndeki bir etkinlikte konuşan Cavoli, ittifakın Rusya’ya karşı uyum sağlaması için yapılan çok sayıda güncellemeyi sıraladı. Cavoli, bir kriz durumunda kullanılabilecek NATO birliklerinin sayısının geçtiğimiz yıl içinde yaklaşık %700 arttığını söyledi.

Akıcı bir şekilde Rusça konuşan ve dışişleri eğitimi almış bir subay olan Cavoli, NATO karargâhında eski uygulamalardan bazılarını modern zamanlara uygun hale getirme çabalarının sürdüğünü söyledi.

Buna karşın bazı güçlükler olduğunu kabul eden ABD’li komutan, “Her şeyden önce, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü bir sıcak savaş sırasında bunu yeniden tesis etmeye çalışıyoruz,” dedi.

Soğuk Savaş döneminden farklı olarak Çin’in daha büyük bir nüfuza sahip olmasının, gerilimin tırmanmasını yönetme konusunda onun da bir faktör haline gelmesine neden olduğunu savunan Cavoli, artık meseleyi belirleyecek sadece iki ana taraf olmadığını kabul etti ve “Arka planda Çin var ve tüm bunların üç yönlü olarak nasıl etkileşime gireceği çok önemli bir soru olacak,” dedi.

Cavoli, Soğuk Savaş sırasında Batı ile Sovyetler Birliği arasında ‘çok iyi ve karşılıklı olarak anlaşılan bir kelime dağarcığı’ olduğunu söyledi. Cavoli, “Niyetlerimiz hakkında karşı tarafa öngörülebilirlik ve anlayış sağlayacak şekilde sözlü ve sözsüz olarak nasıl iletişim kuracağımızı biliyorduk ve bu, tırmanmayı yönetmek ve önemli bir risk almadan caydırıcılık sağlamak için kullandığımız temel şeylerden biriydi,” ifadelerini kullandı.

Geçmişte etkili olan diğer faktörler arasında iletişim hatlarını açık tutmaya yardımcı olan çeşitli nükleer anlaşmaların ve yerinde denetimlerin de yer aldığına işaret eden Cavoli, “Sinyal vermek için bu mekanizmaları kullanma alışkanlığımızı yitirdik ve… bize daha önce bunu yapma imkanı veren birçok düzenleme ve anlaşmadan toplu olarak uzaklaştık,” ifadelerini kullandı.

“Tüm bunları yaparken ve kolektif savunma kabiliyetimizi yeniden tesis ederken tehditkâr olmadan ve kazara istemediğimiz bir etki yaratmadan nasıl ilerleyebiliriz?” diye soran Cavoli, buna, “Bence ilk adım kendimizi ne olduğumuzu açıkça tanımlamaktır: bir savunma ittifakı,” yanıtını verdi.

DİPLOMASİ

Trump’ın Zaporijya nükleer santrali planı Kiev’i hazırlıksız yakaladı

Yayınlanma

The Washington Post‘a konulan eski Ukrayna Enerji Bakan Yardımcısı Aleksey Ryabçin, ABD Başkanı Trump’ın Ukrayna’daki nükleer santrallerin kontrolüne ilişkin önerisinin Kiev’de şaşkınlıkla karşılandığını söyledi. Ryabçin’e göre, nükleer enerji tesisleri, ABD ile Ukrayna arasındaki kaynak anlaşması kapsamında daha önce gündeme gelmemişti.

The Washington Post‘un haberine göre, nükleer enerji tesisleri ABD ile Ukrayna arasındaki kaynak anlaşması bağlamında daha önce hiç görüşülmemişti.

Bu nedenle, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’daki nükleer santrallerin kontrolüne ilişkin teklifi Kiev’de pek çok kişiyi hazırlıksız yakaladı.

Gazeteye konuşan Ukrayna’nın eski Enerji Bakan Yardımcısı Aleksey Ryabçin, Zaporijya nükleer santralinin geleceğine ilişkin konunun müzakerelerde kilit öneme sahip olacağını belirtti.

Ryabçinı, bunun sadece Ukrayna için değil, Avrupa Birliği için de önemli olduğunu vurguladı.

Ryabçin, Ukrayna’nın geçmişte Avrupa Birliği’ne büyük miktarda elektrik enerjisi sattığını da sözlerine ekledi.

Dİğer yandan gazete, ABD’nin Zaporijya nükleer santrali üzerindeki kontrolünün teoride Ukrayna’ya fayda sağlayabileceğini, zira bunun ülkedeki bazı enerji sorunlarını hafifletebileceğini belirtiyor.

The New York Times, 20 Mart’ta Ukraynalı nükleer enerji uzmanlarının, Trump’ın Zaporijya nükleer santralinin kontrolünü geçici olarak ABD’ye devretme planına şüpheyle yaklaştığını yazmıştı.

Uzmanlar, Ukrayna yasalarına göre santrallerin özelleştirilemeyeceğini iddia etmişlerdi.

19 Mart’ta Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşti.

İki lider, elektrik tedariki ve nükleer santrallerle ilgili konuları ele aldı. Ukrayna Devlet Başkanı, ABD’den ilave hava savunma sistemleri talep etti.

Trump, ABD’nin Ukrayna’daki nükleer santrallere sahip olması durumunda, altyapıyı daha iyi koruyabileceğini belirtti.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Küresel borç 100 trilyon doları aştı

Yayınlanma

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) yıllık raporuna göre, 2024 yılında dünya genelindeki devlet ve şirket tahvillerinden kaynaklanan toplam borç 100 trilyon doları aştı. Raporda, 2025 yılında borçlanma ve ödenmemiş borç miktarının artmaya devam edeceği öngörülüyor. OECD ülkelerinde devlet tahvili ihracının 17 trilyon dolara ulaşması ve toplam devlet borcunun 59 trilyon dolara yükselmesi bekleniyor.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) yıllık raporuna göre, dünya genelindeki devlet ve şirket tahvillerinin toplam değeri 2024 yılında 100 trilyon doları aştı.

Geçtiğimiz yıl, devletler ve şirketler borç piyasalarından yaklaşık 25 trilyon dolar borçlandı. Bu rakam, pandemi öncesi döneme kıyasla 10 trilyon dolar, 2007 yılındaki borçlanma hacmine kıyasla ise üç kat daha fazla.

OECD’nin 38 üye ülkesindeki borçlanmanın yüzde 85’inden fazlası, en büyük beş borçlu ülke olan ABD, Japonya, Fransa, İtalya ve İngiltere tarafından gerçekleştirildi.

Toplam borcun üçte ikisinden fazlası ise yalnızca ABD’ye ait.

Raporda yer alan tahminler, 2025 yılında hem borçlanma miktarının hem de ödenmemiş borçların artmaya devam edeceğini gösteriyor.

OECD ülkelerinde devlet tahvili ihracının rekor bir seviye olan 17 trilyon dolara ulaşması, bu ülkelerin toplam devlet borcunun ise yaklaşık 59 trilyon dolara yükselmesi bekleniyor.

Raporda, pandemi döneminde alınan borçların önemli bir kısmının önümüzdeki iki yıl içinde daha yüksek faiz oranlarıyla yeniden finanse edilmesi gerekeceği ve bununla ilgili endişeler olduğu belirtiliyor.

Uluslararası Para Fonu (IMF), Ekim 2024’te küresel devlet borcunun 100 trilyon doları aşacağını öngörmüştü.

2030 yılına kadar küresel devlet borcunun GSYİH’nin yüzde 100’üne ulaşması bekleniyor.

Özellikle Brezilya, Fransa, İtalya, Güney Afrika, İngiltere ve ABD’de borçluluk oranının artacağı tahmin ediliyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD, Rusya’ya yönelik yaptırımların takibini bırakıyor

Yayınlanma

Bloomberg‘ün haberine göre, ABD, Rusya’ya yönelik yaptırımların uygulanmasını takip eden çeşitli çalışma gruplarındaki varlığını kayda değer ölçüde azalttı. Avrupalı yetkililer, ABD’nin Rusya’nın silah üretiminde kullanılan parça ve ekipmanları elde etmesini engellemeye çalışan bir gruba neredeyse hiç yanıt vermediğini ve Rus petrolüne uygulanan tavan fiyatı denetleyen başka bir gruptaki çalışmalara katılmayı bıraktığını belirtiyor.

ABD, Rusya’ya uygulanan yaptırımların atlatılmasını engelleme çabalarında geri adım attı.

Bloomberg‘e konuşan ismi belirtilmeyen Avrupalı yetkililer, bu durumun Amerikan yönetim organlarında işlev bozukluğuna yol açtığını öne sürüyor.

Yetkililer, ABD’nin, Rusya’nın yaptırımları aşmasını engellemeye çalışan çeşitli çalışma gruplarındaki varlığını kayda değer ölçüde azalttığını söyledi.

“Amerikalılar, Rusya’nın silah üretiminde kullanılan parça ve ekipmanları elde etmesini engellemeye çalışan gruba neredeyse hiç yanıt vermiyor,” diyen yetkililer, ayrıca G7 tarafından Rus petrolüne uygulanan tavan fiyatı denetleyen başka bir gruptaki çalışmalara katılmayı bıraktıklarını da eklediler.

Öte yandan Reuters ve Bloomberg‘in haberine göre Washington yönetimi, petrol için tavan fiyat ve belirli kişi ve kuruluşlara yönelik kısıtlayıcı tedbirler de dahil olmak üzere yaptırımların hafifletilmesi seçeneklerini değerlendirmeye başladı.

Rusya’ya karşı bazı girişimler durduruldu. Örneğin, geçen ay FBI, Rusya dahil “yabancı düşmanların Amerikan seçimlerine müdahalesiyle mücadele” çalışmalarını durdurdu.

Adalet Bakanlığı da Rus milyarderlerin varlıklarını arayan ve el koyan kurumlar arası KleptoCapture grubunu dağıttı.

Bununla beraber Amerikan istihbarat kurumları, Rusya’nın Batılı ülkelere karşı yürüttüğü hibrit savaşta Rusya’ya karşı koymayı neredeyse bıraktı ve Avrupalı müttefiklerle istihbarat paylaşımını azalttı.

Yaptırım çalışma gruplarında olduğu gibi, Avrupalılar bunun bilinçli olarak mı yapıldığını, yoksa hükümetin genel olarak yeniden yapılanmasının bir sonucu mu olduğunu bilmiyor.

Trump, Moskova’nın barış görüşmelerine ciddi şekilde katılmaya başlamaması halinde Rusya’ya yönelik yaptırımları artırmaya hazır olduğunu belirtmişti.

Fakat Avrupalı yetkililer, “böyle bir adıma hazırlık yapıldığına dair herhangi bir işaret görmediklerini ve mevcut yönetimin mevcut önlemlerin aşılmasıyla mücadele etmek için hangi adımları attığının (eğer atıyorsa) belirsiz olduğunu” söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English