Bizi Takip Edin

AVRUPA

AB’nin Ukrayna’ya 50 milyar avroluk yardımına Orbán engeli

Yayınlanma

Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, AB liderler zirvesinde Ukrayna’ya yönelik 50 milyar avroluk AB mali yardımını engelledi.

AB liderleri, cuma sabahı erken saatlere kadar olan yardım paketi üzerine görüşmelerde ilerleme kaydedemedi. Macar lider Orbán’ın Ukrayna hükümetine destek olmak için önümüzdeki dört yıl boyunca fonlamayı onaylamayı reddetmesi sonucu tartışmanın ardından görüşmeler sona erdi.

Almanya, Fransa, İtalya, İspanya ve Hollanda liderlerinin Macaristan’ı ikna çabaları da başarısız oldu.

Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, zirvenin ilk gününün sonunda, çözüm olarak 2024’ün başlarında bir ‘olağanüstü liderler toplantısı’nda karar verileceğini söyledi.

Michel, Macaristan hariç diğer 26 AB ülkesinin bütçe önerisini ‘kararlılıkla desteklediğini’ öne sürdü.

Konu hakkında açıklama yapan Hollanda Başbakanı Mark Rutte, hâlâ biraz zamanları olduğunu, Ukrayna’nın önümüzdeki birkaç hafta boyuna ‘parasının bitmeyeceğini’ söyledi. Rutte, ocak ayının sonunda bir anlaşmaya varabileceklerini düşündüğünü kaydetti.

Orbán usulü uzlaşma

Öte yandan AB ülkeleri, Macaristan’ın ‘çekimser’ kalışı ile birlikte Ukrayna’nın AB üyelik müzakerelerinin yolunu açtı.

Ukrayna ile birlikte Moldova’nın da üyelik müzakerelerini başlatan AB liderleri, Gürcistan’ı da ‘aday ülke’ statüsüne yükseltti.

Orbán yönetimi, Ukrayna’ya mali desteğin yanı sıra bu ülkenin adaylık müzakerelerinin önünün açılmasına da karşıydı. Bununla birlikte, iddiaya göre, Alman Şansölyesi Olaf Scholz’un girişimiyle, Orbán görüşmelerin gerçekleştirildiği salondan dışarı çıktı ve geri kalan 26 üye ülkenin oybirliği ile karar almasına olanak sağladı.

Bir AB yetkilisinin aktardığına göre, Orbán, ‘önceden anlaşılan ve yapıcı bir şekilde’ odadan kısa bir süreliğine ayrıldı. Brüksel’de ‘yapıcı çekimserlik’ olarak adlandırılan bu hareket, 26 AB liderinin oybirliğiyle karar almasına olanak tanıdı.

Euractiv’e konuşan bir diplomat, “Hepimiz bu kadar hızlı olmasına şaşırdık. (…) Scholz bir noktada Orbán’a mola verip odadan ayrılmasını önerdi, o da öyle yaptı,” dedi.

Macar lidere ‘şantaj’ suçlaması

Karardan sonra X’te bir açıklama yapan Macar lider, “Gece vardiyası özeti: Ukrayna’ya ekstra paraya veto,” dedi.

Macar lider, sosyal medyadan yayınladığı video mesajında, Ukrayna ile üyelik müzakerelerine başlamanın kötü bir karar olduğunu belirtti ve Macaristan’ın karara katılmadığını savundu.

Orbán, Ukrayna’’nın AB üyelik müzakerelerine hazır olmadığını, bu koşullar altında Ukrayna ile müzakerelere başlamanın ‘tamamen anlamsız, mantıksız ve yanlış bir karar olduğunu’ ve Macaristan’ın bu konudaki tavrını değiştirmeyeceğini söyledi.

Macar lider, “Ancak, diğer 26 ülke bu kararın alınmasında ısrar ettiler. Bu nedenle, Macaristan, eğer diğer 26 ülke böyle bir karar alırsa, kendi yoluna gitmeleri gerektiğine karar vermiş ve bugün karardan çekimser kalmıştır,” diye ekledi.

Belçika Başbakanı Alexander De Croo ise Macar mevkidaşına akşamın ilerleyen saatlerinde sert bir mesaj verdi ve “Eğer kararı veto etmemeye karar verirse, ardından sadece ağzını kapalı tutmak zorunda kalacaksın,” dedi. De Croo daha sonra söylediklerinden pişman olarak, “Bunun böyle söylememem gerekirdi,” ifadelerini kullandı.

Brüksel’deki bazı yetkililer, Orbán’ı, AB tarafından dondurulan fonları serbest bırakmak için Kiev’i ‘rehin tutmakla’ suçluyor. Avrupa Komisyonu, dün bir son dakika kararıyla Budapeşte’ye 10 milyar avroluk bir fonu serbest bırakmıştı.

AVRUPA

İktisatçılara göre Avro bölgesi küresel ticaret savaşının tehdidi altında

Yayınlanma

Financial Times’ın (FT) 72 iktisatçıyla yaptığı bir ankete göre, olası bir küresel ticaret savaşı ve bölgesel siyasi felç olma hali, 2025 yılında Avro bölgesi ekonomisinin karşı karşıya olduğu en büyük iki tehdit.

ABD ile büyük bir ticaret fazlasına sahip olan Avro bölgesi, sadece yüksek gümrük vergilerine değil, aynı zamanda Donald Trump’ın eylemlerine karşılık olarak Çin’in küresel piyasalara ucuz ürünler sürmesi tehdidine de maruz kalıyor.

Analist Eurasia Group’un Avrupa Genel Müdürü Mujtaba Rahman, “Trump’ın ikinci başkanlığı şu anda en büyük siyasi ve iktisadi risk. Avrupa gümrük tarifelerine ve Trump’ın Çin’den daha agresif bir şekilde ayrışmaya zorlamasına maruz kalacak,” dedi.

FT’nin anketine katılan iktisatçılar, ABD’nin uygulayacağı gümrük vergilerinin tetikleyeceği bir ticaret çatışmasına neredeyse kesin gözüyle bakıyor: Katılımcıların yüzde 69’u bunu olası görürken, yüzde 68’i böyle bir senaryonun gelecek yıl bölge için en büyük tehdit olduğu konusunda uyarıyor.

Ankete katılanların yüzde 81’i, ikinci bir Trump döneminin Avro bölgesi büyümesi üzerinde baskı yaratacağını söyledi.

Ankete katılan 72 kişi Avro bölgesi ekonomisinin ortalama olarak sadece %0,9 oranında büyümesini bekliyor. Bu, üst üste üçüncü düşük büyüme yılı olacak ve Avrupa Merkez Bankası personelinin aralık ayında öngördüğü yüzde 1,1’in altında kalacak.

Fakat tek para birimi bölgesinin resesyondan kaçınabileceği konusunda geniş bir mutabakat var.

Ankete katılan ekonomistlerin çoğu (yüzde 61) AMB Başkanı Christine Lagarde’ın AB politika yapıcılarına topyekûn bir ticaret savaşından kaçınmak için Trump ile ticaret müzakerelerine girme çağrısını destekliyor.

İyimserlik için potansiyel nedenler sorulduğunda, her beş kişiden biri faiz oranlarındaki düşüşe ve tüketici talebinde bir miktar artış umuduna atıfta bulundu.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Elon Musk’ın Almanya hücumundaki son durağı Der Spiegel

Yayınlanma

Dünyanın en zengin insanı Elon Musk, Almanya’da açıkça Almanya için Alternatif’i (AfD) desteklediğini ilan edip bu ülkedeki “önemli yatırımları” nedeniyle Almanya hakkında konuşabileceğini söylemesinin ardından şimdi de ünlü Alman dergisi Der Spiegel’e çattı.

Musk, Alman siyasetine karıştıktan ve özellikle de Şansölye Olaf Scholz’e “aptal” diyerek saldırdıktan sonra şimdi de ünlü haber dergisi Der Spiegel’in peşine düştü.

Musk, “[Bill] Gates’in Spiegel’e para göndermesi ve Spiegel’in de benim hakkımda hit yazılar yazması ilginç,” diye yazdı. 

Haber dergisi son yıllarda Microsoft’un kurucusu Bill Gates’in vakfından 5,4 milyon dolardan fazla para aldı. Medya mensuplarına göre bu fon tartışmalara yol açtı ve artık sona erecek.

Musk, Gates’in bağışlarını Almanca olarak yorumladı ve “Der Spiegel yozlaşmış!” dedi.

Musk, hafta sonu Welt am Sonntag için kaleme aldığı yazıda, AfD’yi “bu ülke için son umut kıvılcımı” olarak tanımlayınca Alman siyasetinin tepkisini çekmişti.

Bir Alman hükümet sözcüsü pazartesi günü yaptığı açıklamada, teknoloji milyarderi Elon Musk’ın Almanya’da şubat ayında yapılacak ulusal seçimlere müdahale etmeye çalıştığını söyledi.

Sözcü gazetecilere yaptığı açıklamada, “Elon Musk’ın federal seçimleri etkilemeye çalıştığı gerçekten de söz konusu,” dedi ve Musk görüşlerini ifade etmekte özgür olsa da, “fikir özgürlüğünün en büyük saçmalıkları da kapsadığını” ekledi.

Sözcü, Alman hükümetinin şimdilik Musk’ın X platformunda kalacağını söyledi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Almanya’da “Mittelstand”lar 2025’te krizin derinleşmesini bekliyor

Yayınlanma

Alman Mittelstand İşletmeler Birliği (BVMW) tarafından yapılan bir ankete göre, her on Mittelstand’dan sekizi 2025 yılında Alman ekonomisinin hızla küçülmesini bekliyor.

Mittelstand adı verilen şirketler, klasik “KOBİ” kategorisine alınamayacak, kimisi ihracat pazarının yüzde 90’ına sahip geleneksel Alman şirketlerine verilen isim. Mittelstand kategorisindeki şirketler, Alman ekonomisinin, özellikle istihdamın bel kemiğini oluşturuyor.

WELT’te yer alan habere göre ankete katılan şirketlerin yüzde 58’i iktisadi bir gerileme beklediklerini söyledi. Her beş şirketten biri önümüzdeki on iki ay içinde bir bunalıma hazırlanıyor.

Ankete göre, Mittelstandların yüzde 40’ı sona eren yılda cirolarında düşüş kaydetti. Katılımcıların yüzde 40’ı da yeni yılda bir önceki yıla kıyasla daha az yatırım yapmayı planladıklarını belirtti.

Genel iktisadi duruma ek olarak, Mittelstandlar özellikle vasıflı işgücü sıkıntısı konusunda endişe duyuyor: Şirketlerin yüzde 62’si önümüzdeki yıl boş eğitim pozisyonlarını dolduramayacaklarından korkuyor.

BVMW Federal Genel Müdürü Christoph Ahlhaus, “Sadece ekonomimiz değil, toparlanmaya olan güven de son yıllardaki siyasi gidiş gelişler nedeniyle sarsıldı. Almanya’da siyasi sorumluluk üstlenmek isteyen herkes, ekonomimizin yeniden nasıl ilerleyebileceğini kesin bir şekilde açıklamalıdır,” dedi.

BVMW baş iktisatçısı Hans-Jürgen Völz, şirketlerin umutlarını yeniden kazanabilmeleri ve Almanya’ya yatırım yapabilmeleri için bürokrasinin azaltılması, enerji maliyetleri, işgücü piyasası ve sosyal politika alanlarında bir reform politikası uygulanmasının önemli olduğunu söyledi.

Völz, “Dünya çapında yer seçebilen büyük şirketlere ve kurumlara değil, 3,5 milyon Alman Mittelstandına odaklanmak çok önemlidir. Pazar günleri Mittelstandları öven iyi niyetli konuşmaların, pazartesiden cumaya kadar parlamentoda buna uygun siyasi eylemlerle eşleştirilmesi önemlidir,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English