Bizi Takip Edin

Rusya

Arktik LNG-2 projesinin sırları: Yaptırımlar gerçekten işe yarıyor mu?

Yayınlanma

Bloomberg tarafından 4 Ağustos’ta yayımlanan uydu görüntüleri Rusya’nın Arktik LNG-2 projesinin durumu hakkında spekülasyonlara yol açtı.

Üretimin henüz başlamadığına dair resmi açıklamalara rağmen, görüntülerde standart LNG tankerleriyle kıyaslanabilecek büyüklükteki 280 metrelik gemilerin Yamal Yarımadası’ndaki Sabetta limanında bulunan ‘Morning’ terminaline yanaştığı görüldü.

Bu görüntüler, projenin geliştiricisi Novaktek’in Batı’nın yaptırımları nedeniyle gecikmeler yaşandığını kabul ettiği ve projenin üçüncü aşamasını 2028’e ertelediği döneme denk geldi.

Yıllık 19,8 milyon ton sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ve 1,6 milyon ton gaz kondensatı kapasitesine sahip olması planlanan Arktik LNG-2 projesi, dünyanın üçüncü büyük LNG üretim tesisi olmaya hazırlanıyor.

Bir başka Rus projesi olan yakınlardaki Yamal LNG, şu anda yılda 17,4 milyon tonluk üretimiyle dördüncü sırada yer alıyor. Arktik LNG-2 tamamen faaliyete geçtiğinde, Rusya’nın 2022 yılında 32 milyon ton olan LNG üretimini neredeyse iki katına çıkarabilir.

ABD, geleneksel olarak Amerikalı ihracatçıların hakim olduğu küresel LNG piyasasında Rusya’nın artan etkisine ilişkin korkularını uzun süredir dile getiriyor.

Geçen yılın sonlarında, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı ve eski Kiev Büyükelçisi Geoffrey Pyatt, Arktik LNG-2’nin Kuzey Akım boru hatlarıyla aynı kaderi paylaşabileceğini öne sürerek sabotaj tehdidinde bulunmuştu.

Buna karşılık G7 ülkeleri projenin ilerleyişini sekteye uğratmayı amaçlayan katı yaptırımlar uyguladı. Bu yaptırımlar Japon hissedarlar Mitsui ve JOGMEC ile yüzde 10 hisseye sahip Fransız hissedar TotalEnergies’in projenin gelişimi için gerekli ekipman tedarikini durdurmasına neden oldu.

Yaptırımlara rağmen inşaat devam ediyor

Bu engellere rağmen Rusya’nın önemli bir ilerleme kaydettiği görülüyor. Fazla reklam yapılmadan, devasa yüzer platformlar olan birinci ve ikinci üretim hatları Murmansk’ta inşa edildi ve Kuzey Denizi Rotası üzerinden 90 milyon ton sıvı formuna eşdeğer 1,434 milyar metreküp doğal gaz rezervine sahip Utrenneye sahasına taşındı.

Üçüncü hattın inşası gecikse de bu üretim hatlarının muhtemelen geçen ilkbahardan bu yana faaliyette olduğu bildiriliyor.

Svobodnaya Pressa‘ya demeç veren Enerji Geliştirme Fonu Direktörü Sergey Pikin’e göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in LNG üretimini üç katına çıkararak yılda 80 ila 100 milyon tona ulaşma yönündeki iddialı hedefi, mevcut koşullar altında gerçekçi görünmüyor.

Pikin, Rusya’nın daha fazla üretim kapasitesine sahip olmasına rağmen, küresel talep dalgalanmalarının bu kadar büyük miktarlarda LNG satışını zorlaştırdığını belirtti.

2022’deki yüksek fiyatlar küresel LNG satışlarının azalmasına yol açtı ve benzer eğilimler devam ederek 90 milyon tonluk potansiyelin çoğunu sahipsiz bırakabilir.

Buna ek olarak, Rusya büyük ölçekli tanker sıkıntısı ve gemi kiralama sorunlarıyla karşı karşıya, bu da LNG ihracatını genişletmenin lojistiğini daha da karmaşık hale getiriyor. Kritik bileşenler üzerindeki yaptırımlardan kaynaklanan teknolojik zorluklar da büyük ölçekli LNG tesislerinin ve tankerlerinin inşasını engelliyor. Fakat Rusya, yerli teknolojiye dayanarak daha küçük LNG tesisleri ve orta ölçekli tankerleri başarıyla geliştirmişti.

‘Gölge filo’nun ortaya çıkışı

Bağımsız bir ekonomi analisti olan Konstantin Smirnov, gazeteye verdiği mülakatta yaptırımları delen bir ‘gölge filo’nun ortaya çıktığını vurguladı.

Smirnov, “Yaptırımları atlatan Rusya ile bağlantılı tankerler ve yük gemileri var. Henüz üretmeye bile başlamadığımız LNG’yi taşıyorlar,” ifadelerini kullandı.

Uzman, Hindistan’da birkaç ay önce kurulan ve üç büyük tankere sahip olan bir şirketle ilgili son haberlere atıfta bulundu. Bu gemiler uydular tarafından Arktik LNG-2 sahası yakınlarında ve Ob Körfezi’nde tespit edilmişti.

Yaptırımlara rağmen, Arktik LNG-2 projesi bir şekilde ikinci üretim hattını gerekli büyük ölçekli sıvılaştırma teknolojisiyle donatmayı başardı ve yıllık beş milyon tonu aştı. Smirnov, yüzyıllık gizli operasyon geçmişine sahip TotalEnergies’in resmi katılımını durdurmuş gibi görünse de hala dolaylı olarak işin içinde olabileceğini öne sürdü.

Smirnov, “TotalEnergies’in yıllık cirosu 200 milyar doları buluyor. Böylesine büyük bir finansal akışta, gölge operasyonlara dair kanıt bulmak samanlıkta iğne aramaya benzer,” ifadelerini kullandı.

Rusya bu yaptırımların üstesinden gelmek için Arktik LNG-2’nin üçüncü aşamasından başka yerlerde bir dizi orta ölçekli tesis inşa etmeye yönelebilir.

Potansiyel sahalardan biri Yamal’dan bir gaz boru hattının inşa edilmekte olduğu Murmansk. Buzsuz Murmansk limanına yakın bir tesis, özel Arktik gemilerine güvenmek yerine geleneksel gemilerden yararlanabilir.

Rusya, ‘gölge tankeriyle’ LNG sevkiyatına başlıyor

Rusya

Rusya’da RFKP’nin seçim yasasında değişiklik teklifine Duma’dan ret

Yayınlanma

Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma’da Devlet İnşası Komisyonu, Komünist Parti (RFKP) tarafından hazırlanan yeni seçim yasası tasarısının reddedilmesini önerdi. Komünistler tasarıyla elektronik oylama ve belediye filtresi gibi uygulamaların kaldırılmasını hedeflerken, iktidardaki Birleşik Rusya partisi tekliflerin mevcut mevzuata aykırı olduğunu savundu.

Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma’nın Devlet İnşası Komisyonu, Komünist Parti (RFKP) milletvekilleri tarafından hazırlanan kapsamlı seçim yasası tasarısının reddedilmesi yönünde tavsiye kararı aldı.

Komünistlerin 22 Şubat 2023’te sunduğu tasarının, haziran veya temmuz ayında genel kurul gündemine getirilmesi bekleniyor.

Komisyon toplantısında söz alan RFKP’li Komisyon Başkan Vekili Yuriy Sinelşçikov, partisinin hazırladığı yasa teklifinin temel amacının seçim mevzuatını demokratikleştirmek, vatandaşların haklarını güvence altına almak ve yasalardaki boşluklar ile tekrarları ortadan kaldırmak olduğunu belirtti.

Elektronik oylama ve ‘lokomotif aday’ uygulamasına son verilmesi isteniyor

Komünistlerin teklifi, mevcut karma seçim sisteminin (450 milletvekilinin yarısının parti listelerinden, diğer yarısının ise tek sandalyeli seçim bölgelerinden seçilmesi) korunmasını öngörüyor.

Tasarıda ayrıca, uzaktan elektronik oylama, valilik seçimlerindeki “belediye filtresi” ve tanınmış kişilerin seçim listelerine dahil edilip seçildikten sonra vekillikten feragat ettiği “lokomotif aday” gibi uygulamaların kaldırılması talep ediliyor.

Teklif, seçimlerde video gözetiminin zorunlu hale getirilmesini ve adayların televizyon tartışmalarına vekillerini göndermek yerine bizzat katılmalarını şart koşuyor.

İktidar partisinden dört maddelik itiraz

Komisyonun Birleşik Rusya partili üyesi Aleksandr Teterdinko, tasarıdaki normların dört ana gruba ayrıldığını savunarak teklife karşı çıktı.

Teterdinko’ya göre bu gruplar; halihazırda mevzuatta bulunan maddeler, Duma’nın daha önce reddettiği teklifler (mart ayında tek bir oy verme günü belirlenmesi ve belediye filtresinin kaldırılması gibi), Duma’nın yakın zamanda kabul ettiği yasalarla doğrudan çelişen normlar (elektronik oylamanın kaldırılması gibi) ve Duma’nın henüz ele almadığı ancak “kabul edilmesi imkansız” olan yeniliklerden (aşırılıkçı maddelerden hüküm giymiş kişilerin seçimlere katılmasına izin verilmesi gibi) oluşuyor. Bu gerekçelerle Teterdinko, tasarının reddedilmesini önerdi.

‘Seçim kuralları iktidar lehine değiştiriliyor’

Toplantıda söz alan RFKP’li milletvekili Denis Parfenov, hiçbir seçimin bir öncekiyle aynı kurallarla yapılmadığını belirterek, “Tüm bu kurallar mevcut iktidarın lehine değiştirildi ve hiçbir değişiklik seçimlerin şeffaflığına katkıda bulunmadı,” dedi.

Parfenov, “Moskovalı bir milletvekili olarak 2021’de birçok yoldaşımızın zaferinin burnumuzun dibinden nasıl çalındığını gördüm,” ifadelerini kullandı.

Komisyon Başkanı Pavel Kraşeninnikov ve Birleşik Rusya’dan Dmitriy Vyatkin, Parfenov’un sözünü keserek siyasi sloganlar yerine yasa teklifi hakkında konuşmasını istedi.

Parfenov ise bu eleştiriye, “geçmişi anlatmadan komünistlerin neden böyle bir yasa teklifi sunduğunun anlaşılamayacağı” yanıtını verdi.

RFKP’li bir diğer milletvekili Aleksey Kurinnıy ise seçimlerin en iyileri belirlemeye odaklanmış bir sistem olduğunu vurgulayarak, “Siyasi rekabet, en iyilerin seçildiği ekonomik ve yönetimsel rekabeti de beraberinde getirir,” diye konuştu.

Yeni İnsanlar Partisi’nden Komisyon Başkan Yardımcısı Sardana Aksentyeva, tasarıya yönelik bazı çekinceleri olmasına rağmen, seçim mevzuatını sistematik hale getirmeyi ve demokratikleştirmeyi amaçladığı için bu girişimi destekleyeceklerini açıkladı.

Komisyon Başkanı Kraşeninnikov, seçim mevzuatının “dinamik” olduğunu kabul ederek, “Her seçimden önce değişmesi bir rezalet. Ancak düzenleme netleştiğinde yasaları birleştiriyoruz. Elinizdeki her şey donarken veya erirken seçim mevzuatını nasıl birleştirebilirsiniz?” sözleriyle sık sık yapılan değişikliklere felsefi bir göndermede bulundu.

Komisyondaki oylamada RFKP ve Yeni İnsanlar Partisi tasarıyı desteklerken, iktidardaki Birleşik Rusya milletvekilleri karşı oy kullandı.

Rusya Federasyonu Komünist Partisi seçimlere hazırlanıyor

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya’dan İsrail-İran savaşı yorumu: ‘Bölgesel çatışma kısmen faydalı, topyekun savaş felaket’

Yayınlanma

Rus basını, 13 Haziran’da başlayan İsrail-İran savaşını mercek altına aldı. Uzmanlar, İsrail’in nihai hedefinin İran’ın nükleer programını tamamen yok etmek olduğunu belirtirken, Rusya’nın arabuluculuk rolü ile Tahran’a olası stratejik desteği arasındaki hassas dengeyi tartışıyor. Analizlerde, savaşın İran için ‘varoluşsal’ riskler taşıdığı ve Rusya’nın jeopolitik çıkarlarını yakından etkilediği vurgulanıyor.

Rusya’nın önde gelen yayın organları, 13 Haziran’da İsrail ile İran arasında patlak veren savaşı, uzman görüşleri ve analizlerle yakından takip ediyor. Rus medyasında öne çıkan değerlendirmeler, çatışmanın nedenleri, olası sonuçları ve Rusya’nın pozisyonu üzerinde yoğunlaşıyor.

Uzmanlar, İsrail’in İran’ın nükleer programını yok etme kararlılığına dikkat çekerken, Moskova’nın arabuluculuk çabaları ile Tahran’la olan stratejik ortaklığının getirdiği zorlukları ele alıyor.

İzvestiya: İsrail hedefinden vazgeçmiyor, diplomasi masada değil

İzvestiya gazetesine göre İsrail, İran’a yönelik askeri operasyon için bir zaman sınırı belirlemiş değil ve çatışmanın diplomatik yollarla çözülmesini şu an için mümkün görmüyor.

Gazeteye konuşan İsrail’in Moskova Büyükelçisi Simona Halperin, operasyonun amacının İran’ın nükleer silah üretme niyetini, arzusunu ve kabiliyetini ortadan kaldırmak olduğunu belirtti.

İsrail ordusu sözcüsü Anna Ukolova ise “İran liderleri her zaman İsrail’i yok etme arzularından bahsettiler ama biz buna izin veremeyiz. İsrail’e güvenliği geri getirmek için ne kadar gerekiyorsa o kadar hareket edeceğiz,” ifadelerini kullandı.

Gazeteye görüş bildiren uzmanlar, müzakere ihtimalini zayıf görüyor. Doğu bilimci Farhad İbragimov, Tahran’ın Washington’un desteği olmadan İsrail’in bu kadar saldırgan davranmayacağına inandığını ve bu nedenle müzakerelerin söz konusu olamayacağını belirtti.

MGIMO Doğu Bilimleri Bölümü’nden Doçent Nikolay Surkov ise krizden çıkış yollarından birinin, İran’ın baskı altında yeni bir nükleer anlaşma imzalaması olabileceğini, ancak bunun “fiili bir teslimiyet belgesi” anlamına geleceğini savundu.

Svobodnaya Pressa: Stratejik ortaklık anlaşması Rusya’ya ne yüklüyor?

Svobodnaya Pressa gazetesi, savaşın ortasında onaylanan Rusya-İran Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması’nın Moskova’ya getireceği yükümlülüklere odaklandı.

Finans Üniversitesi’nden Doçent Vladimir Blinov, anlaşmanın tarafları müttefikinin saldırıya uğraması durumunda savaşa girmeye zorunlu kılmadığını hatırlattı.

Blinov, “İran, Rusya’dan yardım bekliyor. Rusya, İran için son derece önemli olan S-300 gibi savunma sistemleri ve füzeler tedarik edebilir. Ancak Trump’ın Putin’i, Ukrayna’ya sevkiyatların durdurulması vaadiyle İran’a silah vermekten caydırmaya çalışması muhtemel,” değerlendirmesinde bulundu.

Siyasi ve Ekonomik İletişim Ajansı’ndan Mihail Neyjmakov ise anlaşmanın büyük ölçüde “çerçeve” niteliğinde olduğunu ve tarafları katı yükümlülükler altına sokmadığını belirtti.

Neyjmakov’a göre Rusya’nın İran’a yardımı büyük olasılıkla insani konular ve arabuluculuk rolüyle sınırlı kalacak.

Uzman, “Rusya’nın Kiev ile çatışma koşullarında kendi hava savunma sistemlerine ihtiyacı var. Ayrıca, İsrail istihbarat ağlarının İran topraklarına sızdığı düşünüldüğünde, Tahran’a aktarılan bilgilerin hızla İsrail’in eline geçme riski bulunuyor,” dedi.

Vedomosti: ABD’nin rolü ve plansızlığı

Vedomosti gazetesi, ABD’nin çatışmadaki pozisyonunu ve Başkan Donald Trump’ın açıklamalarını öne çıkardı. Trump, bir anlaşmaya varılacağını düşündüğünü ancak “bazen mücadeleden geçmek gerektiğini” belirtti.

ISKRAN’dan kıdemli araştırmacı Nikolay Bobkin, ABD’nin saldırılara dolaylı olarak karıştığını ve her an İsrail’in yanında çatışmaya çekilebileceğini söyledi. Bobkin, “Sorun, Netanyahu’nun onların tavsiyelerini ne kadar dinlemeye hazır olduğu,” diye ekledi.

VŞE’den Doçent Dmitriy Novikov ise Beyaz Saray’ın Orta Doğu’da net bir eylem planı olmadığını ve bu nedenle Netanyahu’nun proaktif rol oynamaya devam edeceğini savundu. Novikov, “ABD, İran’a güvenlik garantisi veremez ve vermeyecektir; bu, bir nükleer anlaşma için tek seçenek olurdu. İsrail’in saldırgan eylemleri, İranlılara nükleer bomba yapmaktan başka seçenek bırakmadı,” dedi.

Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi’nden İvan Boçarov ise güç dengesinin henüz çok büyük ölçüde değişmediğini, çünkü İran’ın yaptırımların yanı sıra Gazze, Lübnan ve Yemen’deki müttefiklerinin zayıflamasıyla zaten güç kaybettiğini belirtti.

Vzglyad: Rusya için ‘kısmen faydalı’ ama tehlikeli bir savaş

Vzglyad gazetesinde bir analiz kaleme alan Finans Üniversitesi’nden Gevorg Mirzayan, İsrail’in, İran’ın “yıpratma savaşı” stratejisini tersine çevirdiğini savundu.

Mirzayan’a göre İsrail, önce Hamas’ı, ardından Hizbullah’ı zayıflatarak ve Suriye’de Esad rejiminin düşüşüne zemin hazırlayarak İran’ı bölgede yalnızlaştırdı.

Mirzayan, İsrail’in şimdi Tahran’a “ya nükleer tesislerinin yok edilmesine izin vererek aşağılanmayı kabul et ya da direnerek hem aşağılanmayı hem de bir darbeyi göze al” şeklinde bir ültimatom verdiğini belirtti.

Mirzayan, bu durumun Rusya için karmaşık sonuçları olduğunu vurguladı.

Analizde, “Rusya için Orta Doğu’da yerel bir savaş, ABD’nin dikkatini ve kaynaklarını Ukrayna’dan başka yöne çektiği için kısmen faydalıdır. Ancak İran’ın yok edilmesi veya parçalanmasıyla sonuçlanacak topyekun bir savaş, Rusya için kesinlikle kabul edilemez. Tahran yenilgiye uğrarsa ‘Kuzey-Güney’ ulaşım koridorlarının üzerine bir çarpı atılabilir ve istikrarsızlık hızla Güney Kafkasya’ya, oradan da Kuzey’e sıçrar,” ifadeleri kullanıldı.

Bu nedenle Rusya’nın durumu istikrara kavuşturmak için tüm diplomatik kanalları kullandığı kaydedildi.

Okumaya Devam Et

Rusya

ABD, Rusya ile normalleşme müzakerelerini iptal etti

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Moskova’nın önümüzdeki günlerde yapılacağını duyurduğu Rusya ile ABD arasındaki ikili ilişkileri normalleştirme müzakereleri turunun Washington tarafından iptal edildiğini bildirdi. Zaharova, görüşmelerde ‘karşılıklı rahatsızlıkları’ gidermenin ve diplomatik misyonların çalışmalarını normalleştirmenin planlandığını belirtti.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Moskova’nın “önümüzdeki günlerde” yapılacağını duyurduğu Rusya ile ABD arasındaki ikili ilişkileri normalleştirme müzakereleri turunun iptal edildiğini bildirdi.

Zaharova’nın TASS‘a yaptığı açıklamaya göre, Washington’ın iptal ettiği bu istişarelerde, iki ülke arasındaki “karşılıklı rahatsızlıkların” giderilmesi ve diplomatik temsilciliklerin çalışmalarının normalleştirilmesi konularının ele alınması planlanıyordu.

Zaharova, “Umarız ki verdikleri bu ara çok uzun sürmez,” ifadelerini kullandı.

Sözcü, Washington’ın görüşmeleri neden iptal ettiğine dair bir sebep belirtmedi.

Donald Trump yönetiminin göreve gelmesinden bu yana Rus ve Amerikalı yetkililer en az altı kez yüz yüze görüştü.

Bu görüşmelerden ilki 18 Şubat’ta Riyad’da, ikincisi ise 27 Şubat’ta İstanbul’da yapıldı. Bir ay sonra, 24 Mart’ta iki ülke heyetleri Suudi Arabistan’ın başkentinde yeniden bir araya geldi.

Nisan başında Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev görüşmeler için Washington’a giderken, bir hafta sonra Trump’ın Özel Temsilcisi Stephen Witkoff St. Peterburg’u ziyaret etti.

Hemen hemen aynı tarihlerde, 10 Nisan’da Rus ve Amerikalı diplomatlar İstanbul’da tekrar bir araya geldi.

Geçtiğimiz hafta, Rusya’nın yeni Washingotn Büyükelçisi Aleksandr Darçiyev, yeni istişare turunun “önümüzdeki günlerde Moskova’da” gerçekleşeceğini belirtmişti.

Doğrudan Rusya-ABD ilişkilerine odaklanan 10 ve 27 Nisan tarihlerindeki iki tur görüşme ise neredeyse sonuçsuz kaldı.

Yalnızca Washington’a yeni bir büyükelçi atanması ve diplomatik misyonların bankacılık hizmetlerinin önündeki engellerin kaldırılması konusunda anlaşma sağlanabildi.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, 9 Haziran’da TASS’a verdiği mülakatta, diğer kilit konularda henüz “ilerleme kaydedilemediğini” kabul etmişti.

Özellikle ABD, Rus diplomatların serbest dolaşım yasağını kaldırmayı (sadece diplomatik misyonların 25 mil çapındaki bölgesinde bulunmalarına izin veriliyor) ve Barack Obama yönetimince el konulan diplomatik mülkleri iade etmeyi reddediyor.

Ryabkov, “Ülkelerimiz arasında doğrudan hava trafiğini yeniden başlatma teklifi henüz pek coşkuyla karşılanmıyor,” diye şikayet etmişti.

Darçiyev, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, yaşananlardan “derin devletin” ve “Kongre’deki şahinlerin” sorumlu olduğunu, orada “istikrarlı bir Rusya karşıtı lobinin oluştuğunu” dile getirmişti.

Rusya ile ABD arasındaki müzakerelerin yeni durağı Moskova olacak

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English