Bizi Takip Edin

Diplomasi

Atina, İtalyan Piaggio’nun Baykar’a satışını protesto edecek

Yayınlanma

Yunanistan, Türkiye ile yaptığı savunma anlaşması nedeniyle İtalya’ya karşı resmi bir protestoya hazırlanıyor.

Kathimerini’nin haberine göre Yunan hükümeti, Roma’nın AB ortaklarını bilgilendirmeden Piaggio Aerospace’in Türkiye’nin Baykar şirketine satışını onaylayarak Avrupa düzenlemelerini atladığını savunuyor.

Yunan yetkililer Avrupa savunma işbirliğinin, özellikle de bölgede çekişmeli ilişkileri olan bir NATO üyesi olan Türkiye söz konusu olduğunda, şeffaf olması gerektiğinde ısrar ediyor.

2019/452 sayılı AB yönetmeliği, devlet kontrolündeki savunma şirketlerine yapılan bu tür yatırımların tüm üye ülkelere açıklanmasını gerektiriyor.

Atina, İtalya’nın stratejik bir havacılık şirketi olan Piaggio Aerospace’in mülkiyetini İHA ve insansız hava araçları üretimiyle bilinen Baykar’a devretmeden önce bunu yapmadığını iddia ediyor.

Mitsotakis, birkaç gün önce Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile, Ankara’ya “METEOR” havadan havaya füzelerinin satışına ilişkin üst düzey bir görüşme gerçekleştirmişti.

Macron, Mitsotakis’e METEOR füzelerinin satışına ilişkin görüşmelerin devam ettiğini ve henüz sonuçlanmadığını belirtirken, Birleşik Krallık’ın kararda önemli bir rol oynadığının altını çizdi.

Kathimerini’ye göre Yunanistan durumu izlemeye devam ediyor fakat doğrudan müdahaleden kaçınıyor. Atina bunun yerine kendi savunma stratejisine öncelik vererek Fransa ile Rafale savaş uçakları ve gelişmiş fırkateynlerin alımını da içeren askeri işbirliğini vurguluyor.

Yunanistan’ın endişelerine rağmen, bazı Avrupa ülkeleri Türkiye ile önemli savunma anlaşmaları yapmaya devam ediyor. Örneğin Almanya, altı adet Tip 214 denizaltı teslimatı için 2,5 milyar avroluk bir anlaşma imzalamış durumda. Berlin ayrıca, nihai bir anlaşmaya varılmamış olmasına rağmen, Türkiye’ye 40 Eurofighter jetinin satışı için müzakerelere izin verdi.

Türkiye’nin istikrarlı savunma ortaklarından İspanya, insansız hava aracı taşıyıcısı olarak uyarlanan Türk gemisi TCG Anadolu’nun inşasına katkıda bulunmuştu.

Birleşik Krallık ise Türkiye ile son on yılda yaklaşık 2.2 milyar avro tutarında kapsamlı savunma anlaşmaları yaptı.

Öte yandan İtalyan havacılık devi Leonardo’nun, Baykar ile insansız hava araçları konusunda daha derin bir işbirliği arayışında olduğu ve Yunanistan’ın Avrupa’nın Ankara ile yaptığı savunma anlaşmalarının denetlenmediği yönündeki endişelerini daha da artırdığı bildiriliyor.

Diplomasi

Fransa, Paris fuarına İsrailli silah üreticilerinin katılımını engelledi

Yayınlanma

Fransa, İsrailli dört silah üreticisinin Paris Havacılık Fuarına katılımını engelledi.

Bu karar, İsrail’in Gazze’ye yönelik işgali ve ablukası nedeniyle iki ülke arasında artan gerginliğin son göstergesi oldu.

Elbit Systems, Rafael, Israel Aerospace Industries (IAI) ve Uvision’un stantları, Fransız hükümetinin saldırı silahlarının sergilenmemesi yönündeki talimatına uymayı reddettikten sonra pazartesi günü siyah bariyerlerle kapatıldı.

İsrail Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada, “Bu çirkin ve eşi görülmemiş karar, politik ve ticari kaygıların ürünü” diyerek Fransa’yı “Fransız sanayisine rakip olan silahları” fuardan çıkarmaya çalışmakla suçladı.

Açıklamada, “Bu karar, İsrail’in Orta Doğu, Avrupa ve tüm dünyayı tehdit eden nükleer ve balistik tehdidi ortadan kaldırmak için gerekli ve adil bir savaş verdiği bir dönemde alındı,” denildi.

İsrail ile Fransa arasındaki diplomatik ilişkiler, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Gazze’de süren savaşa yönelik eleştirilerini sertleştirmesi nedeniyle son aylarda kötüleşti.

Macron, İsrail’in sağcı hükümetinin engellemeye kararlı olduğu Filistin devletinin tanınması için uluslararası bir girişimde de öncülük ediyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bu girişimi kınadı.

Öte yandan Macron, İran’ın nükleer tehdidinden kendini savunma hakkı olduğunu söyleyerek İsrail’in İran’a saldırısını destekledi.

Fransız yetkililere göre, Fransız hükümeti son birkaç hafta içinde İsrail’e temel kuralları defalarca bildirdi. Paris Havacılık Fuarına katılan dokuz İsrail şirketinden dördü, saldırı silahlarını sergilememe emrine uydu ve stantları açık kaldı. İsrail Savunma Bakanlığının standları da pazartesi günü açıktı.

Fransız yetkili, insansız hava araçlarından hava savunma sistemlerine, füzelerden uçaklara kadar her şeyi üreten ve tasarlayan İsrail şirketlerinin sergilerini değiştirirlerse yeniden açılmalarına izin verileceğini söyledi.

IAI’ın CEO’su Boaz Levy, şirketin organizatörlerle müzakere etmeye çalıştığını ama pazartesi sabahı standının “gece boyunca inşa edilen siyah duvarlarla kapatıldığını” gördüğünü söyledi.

Levy, “Bu tür davranışlar kabul edilemez ve bu hava gösterisine katılan diğer tüm katılımcılar bu kısıtlamalara tabi tutulmadığı için İsrailliler ve Yahudiler olarak bize ayrımcılık yapmaktadır,” diye ekledi.

7 Ekim 2023 Aksa Tufanı operasyonundan bu yana Fransa ve İsrail, havacılık ve savunma fuarları konusunda ilk kez çatışmıyor. Fransız hükümeti, İsrail şirketlerinin saldırı amaçlı silahları sergilememesi kararını aldıktan sonra, Haziran 2024’teki Eurosatory fuarından ve Kasım 2024’teki Euronaval fuarından onlarca İsrail şirketi dışlandı.

Fuarın organizatörleri, “duruma uygun bir çözüm bulmak” için çeşitli taraflarla görüşmelerin sürdüğünü açıkladı.

Fuarı düzenleyen Fransız Havacılık ve Uzay Sanayii Derneğinin iştiraki SIAE, yaptığı açıklamada, etkinlik öncesinde “İsrail stantlarında sergilenen belirli ekipmanların kaldırılmasına ilişkin ilgili Fransız makamlarının talimatına” uyduğunu belirtti.

SIAE, söz konusu şirketlerin “yine de fuarda sergi açma izni aldığını” ekledi.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Trump’ın Ukrayna elçisi Kellogg, Lukaşenko ile bir araya gelecek

Yayınlanma

Trump yönetiminden üst düzey bir yetkili olan Ukrayna Özel Temsilcisi Keith Kellogg’un, önümüzdeki günlerde Belarus’a giderek Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko ile görüşmesi planlanıyor.

Reuters ajansına konuşan konu hakkında bilgi sahibi dört kaynağa göre, Trump yönetiminin Ukrayna Özel Temsilcisi olan Keith Kellogg, önümüzdeki günlerde Belarus’a giderek Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko ile görüşmeyi planlıyor.

Ukrayna ve Rusya arasındaki ateşkes görüşmelerinin durma noktasına geldiği bir dönemde gerçekleşmesi planlanan bu ziyaret, gerçekleşirse, yıllardır Minsk’e yapılan en üst düzey Amerikalı yetkili ziyareti olacak.

Görüşmenin gündemi belirsiz

Görüşmenin kesin gündemi belirsizliğini korurken, isminin gizli kalmasını isteyen iki kaynak, Kellogg’un özel çevresinde bu geziyi, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşı sona erdirmeyi amaçlayan barış görüşmelerini yeniden başlatmaya yardımcı olabilecek bir adım olarak nitelendirdiğini belirtti.

Bu tür gezilerin planlamasının dikkatli müzakereler gerektirdiği ve son anda iptal edilebileceği veya değiştirilebileceği de ifade edildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı ve Belarus’un Washington’daki büyükelçiliği konuyla ilgili yorum yapmadı.

Trump ve Biden yönetimlerinin farklı yaklaşımları

Trump’ın ilk döneminde, 2020 yılında, o zamanki Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Belarus’u ziyaret etmişti. Bu ziyaret, 20 yılı aşkın bir süredir ülkeye yapılan en üst düzey ABD ziyaretiydi.

Ziyaret, Minsk ve Moskova arasındaki ilişkilerin en düşük seviyede olduğu bir zamanda, ilk Trump yönetiminin Belarus ile ilişkileri geliştirme hamlesinin bir parçasıydı.

Ancak Trump’ın halefi Demokrat Başkan Joe Biden,2020 Belarus seçimlerinden sonra rotayı değiştirdi. ABD, 2022’de ülkenin Ukrayna’ya askeri müdahalesinde Rusya’yı destekleyeceği iddiasıyla büyükelçiliğindeki faaliyetlerini askıya almıştı.

Belarus, Rusya ile ortak ‘Batı-2025’ tatbikatını sınırdan iç bölgelere kaydırıyor

Washington’ın Minsk’i yanına çekme çabası

Trump’ın ikinci döneminde ise yönetimin, Belarus ile işleyen bir ilişki kurma çabalarını yenilediği görülüyor.

Bir Amerikalı yetkili, Reuters‘a yaptığı açıklamada, Trump yönetiminin, marjinal de olsa Minsk’i Moskova’nın etki alanından çıkarıp Washington’ın yörüngesine çekmenin yollarını kendi içinde tartıştığını söyledi.

Şubat ayında New York Times tarafından, Dışişleri Bakan Yardımcısı Christopher Smith ve diğer iki Dışişleri Bakanlığı yetkilisinin üç siyasi mahkumu almak için Belarus’a gittiği o dönemde bildirilmişti.

Habere göre Smith, bu geziyi özel olarak, ABD yaptırımlarının hafifletilmesi karşılığında çok sayıda siyasi mahkumun serbest bırakılmasını sağlayacak olası bir anlaşmanın ilk adımı olarak tanımlamıştı.

Ayrı bir üst düzey ABD’li yetkili ise Belarus’un 30 Nisan’da ABD vatandaşı olan 47 yaşındaki Youras Ziankovich’i serbest bırakmasını, Lukaşenko’nun Washington ile ilişkileri geliştirmek istediğinin bir işareti olarak göstermişti.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

ABD, Ankara ile Atina’yı müzakereye hazırlıyor

Yayınlanma

Yunanistan ve Türkiye’yi müzakere masasına oturtmayı amaçlayan bir ABD girişimi kapalı kapılar ardında tartışılıyor.

Kathimerini’nin elde ettiği özel bilgilere göre, önerilen plan henüz ön aşamada.

Planın uygulanmasına, ABD’nin yeni Yunanistan Büyükelçisi Kimberly Guilfoyle’un atanmasının onaylanmasının ve Atina’ya varmasının ardından başlanması bekleniyor.

Girişimin temel unsurları, ABD Başkanı Donald Trump’ın özel görevler için gönderdiği temsilci Richard Grenell tarafından Washington’daki muhataplara ana hatlarıyla aktarıldı, fakat Grenell planın uygulanmasına ilişkin ayrıntılara girmedi.

Kathimerini’nin kaynaklarına göre, Grenell planı ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack ve Guilfoyle ile de görüştü.

Barrack ve Guilfoyle’un, gerilimin nispeten azaldığı mevcut ortamı Atina ile Ankara arasında “daha yapılandırılmış” bir diyalog olasılığını keşfetmek için bir fırsat olarak değerlendirerek, fikre prensipte olumlu yanıt verdikleri belirtiliyor.

Aynı kaynaklara göre, her iki diplomat da, böyle bir gelişmenin nihayetinde gerçekleşmesi halinde somut sonuçlar doğurabileceğini ve iki ülke arasındaki gerilimin azalmasıyla daha istikrarlı bir ortama katkıda bulunabileceğini düşünüyor.

Potansiyel görüşmelerin tam kapsamı henüz belirlenmemiş olsa da, ilk düşüncelerin deniz bölgeleri konusunda uluslararası tahkime yol açabilecek bir sürecin başlatılmasını içerdiği bildiriliyor.

Ankara’nın plan hakkında resmi olarak bilgilendirilip bilgilendirilmediği ve bilgilendirildiyse ne ölçüde bilgilendirildiği şu anda net değil. Fakat Büyükelçi Barrack’ın plan hakkında bilgi sahibi olduğu bildirildiğinden, Türk tarafının da bilgilendirilmiş olduğunu varsaymak makul.

Kathimerini’ye göre ayrıca, Büyükelçi Barrack’ın göreve geldiğinden bu yana, özellikle Türkiye’nin çıkarlarını ilerletme konusunda gösterdiği diplomatik faaliyetler göz önüne alındığında, bu tür bir girişime dahil olması, Ankara’nın lehine dengeleri değiştirebilir ve bu da Yunanistan’ın pozisyonu için oldukça sorunlu bir durum yaratabilir.

Trump’ın ilk döneminde ulusal istihbarat direktörü vekili ve ABD’nin Almanya büyükelçisi olarak görev yapan Grenell’in, nihayetinde Marco Rubio’ya verilen dışişleri bakanlığı görevine talip olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Grenell’in, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile güçlü kişisel ilişkileri olduğu biliniyor. Kathimerini’ye göre Grenell-Fidan-Barrack üçgeni, şüphesiz güçlü bir “etki ekseni” oluşturuyor.

Kathimerini’ye konuşan kaynaklara göre, önerilen girişim, Başkan Trump’a yakın yetkililer tarafından, uzun süredir devam eden anlaşmazlıkların çözümünde ABD’nin daha aktif bir rol oynamasını ve daha çok kişisel ilişkilere ve perde arkası diplomasiye dayanan yeni bir Amerikan arabuluculuk modelini ilerletmeyi amaçlayan daha geniş çaplı bir çabanın parçası.

Bilgiye göre, girişim Kongrenin dikkatine sunulmadı ve Barrack veya Guilfoyle’un onay süreçleri sırasında ne kamuoyuna ne de kapalı kapılar ardında gündeme getirildi.

Dahası, Atina’ya da herhangi bir brifing verilmedi; bu durumun nedeni ise şu anda Yunanistan’da ABD büyükelçisinin bulunmaması olarak gösteriliyor.

Kathimerini’ye göre, Başkanın görüşünün belirleyici ve tek önemli olduğu, dış politikanın giderek kişisel bağlantılarla şekillendiği bugünün Washington’unda, Guilfoyle’un henüz görevine başlamamış olması Yunanistan için hiç de iyi bir haber değil.

Kaynaklara göre, Senato’daki duruşmasının takvimini belirlemek için gerekli bürokratik işlemler henüz tamamlanmadığı için Guilfoyle’un sonbahardan önce göreve başlaması olası görünmüyor.

Bu işlemler, adayın dürüstlüğünü, etik standartlarını ve genel uygunluğunu değerlendirmek için sabıka kaydı, mali beyanlar ve kredi geçmişinin incelenmesini içeren kapsamlı bir güvenlik soruşturmasını da içeriyor. Bu süreç, istisnasız tüm adaylar için geçerli.

Guilfoyle’dan önce, şu anda Avrupa işlerinden sorumlu müsteşar yardımcısı olan Joshua Huck’ın haziran ayı sonunda Yunanistan’a giderek misyon başkan yardımcısı görevini üstlenmesi ve böylece ABD Büyükelçiliğinin ikinci sıradaki yetkilisi olması bekleniyor.

Huck, Yunanistan ve genel olarak daha geniş bölge hakkında güçlü bir anlayışa ve derin bilgiye sahip, son derece deneyimli bir diplomat.

Huck’ın gelişi Yunanistan için son derece olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmekle birlikte, Dışişleri Bakanlığında önemli bir pozisyon boş kalacak.

Kathimerini’ye göre Avrupa işlerinden sorumlu müsteşar yardımcısının da yokluğu ile birleştiğinde, bu durum şimdilik Yunanistan ile ilgili konuların tutarlı ve ayrıntılı bir şekilde izlenmesi ve tanıtılması konusunda önemli bir boşluk yaratıyor.

Dışişleri Bakanlığındaki bu geçiş dönemi göz önüne alındığında, Yunanistan ve Türkiye’ye yönelik girişimin ön görüşmeleri bile, girişimin sağlam ve faydalı bir şekilde uygulanması bir yana, kapsamlı ve etkili bir şekilde değerlendirilmesini engelleyecek koşullar yaratıyor.

Ayrıca, bu girişimi ilerletme çabalarının, Yunan-Amerikan lobisinin güçlü tepkilerine yol açması bekleniyor ve ABD yönetimi, ara seçimler öncesinde bu tepkileri dikkate alacak gibi görünüyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English