Bizi Takip Edin

AVRUPA

Avrupa’da doğalgaz krizi: Fiyatlar yükselirken kıtlık korkusu arttı

Yayınlanma

Avrupa’da gaz fiyatları, Ukrayna üzerinden transitin durması ve son yıllara göre daha soğuk geçen kış nedeniyle hızla yükseliyor. Bu durum, gelecek kış için tedarik sıkıntısı endişelerini artırırken, Avrupa’nın Rus gazından uzaklaşma hedeflerini de geciktirebilir.

Avrupa’da doğalgaz fiyatları hızla yükselerek 1000 metreküp başına 500 doları aştı. Bu artışın nedenleri arasında Ukrayna üzerinden gaz transitinin kesintiye uğraması ve son yıllara kıyasla daha soğuk geçen bir kış yer alıyor.

Tüm bunlar, gelecek kış için bir kıtlık tehdidine ve doğalgaz fiyatlarında uzun vadeli bir artışa yol açabilir.

Bu durum da Avrupalıların Rus gazından vazgeçme planlarını daha uzak bir geleceğe ertelemeye zorlayabilir.

Ukrayna’daki askeri müdahale ve Rusya’dan enerji tedarikine getirilen kısıtlamalar nedeniyle doğalgaz fiyatlarının rekor seviyelere ulaştığı 2022’de, 27 Avrupa Birliği (AB) üyesi ülke, yer altı doğalgaz depolama tesislerini doldurmak için zorunlu hedefler üzerinde anlaşmaya vardı.

Bu hedefler, bölgeyi beklenmedik talep artışlarından veya en soğuk dönemlerdeki tedarik kesintilerinden korumayı amaçlıyordu.

Aradan geçen 2,5 yılın ardından Avrupa, şubat ayı için tesisleri doldurma hedeflerine güçlükle ulaştı ve bazı ülkeler bunu başaramadı bile.

Bloomberg‘in haberine göre, bölgedeki en büyük enerji tüketicilerinden biri olan Fransa, Avrupa Komisyonu tarafından belirlenen yüzde 41’lik hedefe karşılık 1 Şubat itibarıyla depolama tesislerini yüzde 35,5 oranında doldurmuş durumda.

Hakkaniyet adına, enerji güvenliği için yüzde 5 veya daha az bir eksikliğin de kabul edilebilir sayılacağına dair bir çekince bulunuyor.

Bazı AB üyeleri, iç gaz tüketimi veya diğer ülkelere ihracat gibi belirli istisnaları dikkate alan ayrı ve daha düşük bir depo dolum hedefi hesaplıyor, ancak herkes bu verileri yayınlamıyor.

Örneğin, Hollanda için 1 Şubat eşik değeri, ülke verilerine göre Avrupa Komisyonu’nun yüzde 47’lik hedefi karşısında yüzde 39 olarak belirlendi. Depolar ise yüzde 37,1 oranında doluydu.

Bu kategoriye Çekya, Macaristan, Letonya, Slovakya ve Avusturya da giriyor. Avusturya enerji piyasası düzenleyicisinin verilerine göre, Avusturya kendi hedefini Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanan yüzde 64’e kıyasla yüzde 24,9 olarak hesaplıyor.

AB depoları bu ayın başlarında yaklaşık yüzde 53 oranında doluydu. Bu, 2022’den bu yana yılın bu zamanı için en düşük sonuç. Avrupa Komisyonu’nun yüzde 50’lik hedefi tutturuluyor, ancak güvenlik marjı düşük.

Tüm bunlar beklendiği gibi fiyatları körüklüyor. AB’nin bu kışı sorunsuz atlatması gerekiyor, ancak asıl önemli olan gelecek kışın nasıl geçeceği.

Şu anda yatırımcılar, depoların doluluk seviyesini yakından izliyor; Avrupa’nın azalan stokları yenilemek için daha fazla gaza ihtiyaç duyacağı için piyasa bu yaz sıkılaşabilir.

Bu görevi gelecek kıştan önce tamamlamak zor, özellikle de yaz aylarındaki doğalgaz sözleşmeleri bir sonraki ısıtma sezonu sözleşmelerinden daha yüksek işlem görüyor.

Hem kısa vadeli hem de yaz vadeli işlemler son zamanlarda keskin bir şekilde yükseldi. Avrupa’da gazın borsa fiyatları, 31 Ekim 2023’ten bu yana ilk kez 1000 metreküp başına 570 doları aştı.

Fiyat artışı için yeterli neden var. İlk olarak, Rus gazının Ukrayna toprakları üzerinden sevkiyatının durdurulması. Şu anda AB (ve bu arada Rusya da), TürkAkımı üzerinden sevkiyatları artırmaktan Rus gazını Azerbaycan gazı adı altında ihraç etmeye kadar bir çözüm bulmaya çalışıyor.

İkincisi, AB’de kış son iki yıla göre daha soğuk geçti. Örneğin, Amsterdam’da ocak ayı ortalamanın biraz altında geçti, ancak 2023 ve 2024’te ortalamanın üzerindeydi. Üçüncüsü, ABD Başkanı Donald Trump’ın dünyanın önde gelen ülkelerine karşı gümrük vergisi uygulama tehditleri üzerine petrol fiyatlarını takip etti.

İleride, yaz aylarında gaz depolarının boşalması ve Rusya’dan ithalatla ilgili sorunlar göz önüne alındığında, gelecek sonbaharda bunların doldurulması için belirlenen tarihlerde aksama yaşanması olası.

2022’deki olaylar da bu senaryoya göre gelişti. O zaman bu durum, tüm rekorları kıran aşırı fiyat artışlarına yol açtı.

İzvestiya gazetesine demeç veren İmplementa şirketinin araştırma direktörü Mariya Belova’ya göre, AB ısıtma sezonunun sonuna kadar doğalgaz sıkıntısı yaşamayacak, depolardaki stok seviyesi yılın bu zamanı için rahat.

Belova, “2025-26 kışına gelince, Ukrayna transit geçişi olmadan yeraltı depolarını doldurmak zor olacak. Bu durum, geleneksel olarak nisan ayından itibaren düşmeye başlayan gaz fiyatlarını etkileyebilir. Başka bir deyişle, bu yıl yaz aylarında fiyatlar 1000 metreküp başına 500 doların üzerinde kalabilir,” yorumunu yaptı.

BKS Mir İnvestitsiy borsa uzmanı Evgeniy Mironyuk ise, Avrupa’da gaz fiyatlarındaki yükselişin devam etme olasılığının orta düzeyde olduğunu düşünüyor.

Mironyuk, “Teknik tablo, fiyatların konsolidasyonuna işaret ediyor. Sorun şubat ayının sonunda daha da kötüleşebilir, ancak daha sonra tüketim azalacaktır. Daha sonraki belirleyici faktörler, yaz sezonunda Asya’daki hava koşulları (2024’teki anormal sıcakların tekrarı mümkün), Rus gazına yönelik daha fazla kısıtlama kararları, AB ile ABD ve ABD ile diğer ülkeler arasındaki ticaret engelleri olacaktır,” dedi.

Mironyuk’a göre, sonuncusu Avrupalıları Amerikan gazı alımlarını kısıtlamaya zorlayabilir.

Mironyuk, “Bu durumda, Rusya’dan LNG tedarikine yönelik bir yasak getirilmesi tekrar ertelenebilir. Haziran 2024’te Rus LNG’sine uygulanan yaptırımlar yalnızca Avrupa Birliği toprakları üzerinden üçüncü ülkelere yeniden ihracatı kapsıyordu,” diye konuştu.

Mariya Belova ise Rus LNG’sine yönelik ithalat ambargosu konusunun bir sonraki yaptırım paketi görüşülürken gündeme geldiğini, ancak sonuçta pakete dahil edilmediğini belirtiyor.

Belova, “Ancak LNG’mizden vazgeçmek için öngörülen zaman çizelgeleri belirsiz. Aynı zamanda, yaptırım paketlerinden bağımsız olarak, AB’nin 2027’de Rus gazından vazgeçme görevi kimse tarafından kaldırılmadı ve tam olarak bu zamana kadar Amerikan ve Katar LNG’sinin ek hacimleri piyasaya girecek ve Avrupalılara bir alternatif sunacak. Bu nedenle, bana göre, Rus LNG’sinin ithalatına yönelik yasak sorunu hâlâ AB’nin gündeminde. Doğru, ABD ile olası bir ticaret savaşı bu durumu değiştirebilir,” dedi.

Finam analisti Sergey Kaufman’a göre de boru hattı gazı ithalatına yönelik bir yasak neredeyse hiçbir senaryoda olası görünmüyor, zira tek kalan rota olan TürkAkımı’nın bir kolu üzerinden Macaristan gaz alıyor ve bu da böyle bir yasağı veto edebilir.

Kaufman, “Siyasi gerçekler değişmezse, AB’nin Rus LNG’sinden vazgeçmesi an meselesi,” diye düşünüyor.

Kaufman, “Aynı zamanda, temel senaryoda, tam bir vazgeçmenin bir buçuk yıldan daha erken gerçekleşemeyeceğini düşünüyoruz, çünkü yeraltı depolarından hızlı gaz tüketimi ve LNG pazarındaki sınırlı arz kombinasyonu bunun daha erken yapılmasına izin vermeyecek. Ayrıca, artan gaz fiyatlarının, Ukrayna üzerinden transit geçişin yeniden sağlanması için kulis yapmaya çalışan Macaristan ve Slovakya başbakanları için önemli bir argüman olduğunu belirtmek gerekir,” ifadelerini kullandı.

AVRUPA

Almanya’nın savunma harcamaları Avrupa’yı nasıl etkileyecek?

Yayınlanma

The Economist dergisinde yayımlanan makaleye göre, Almanya’nın savunma harcamalarındaki artış ve Avrupa’nın yaşlanan nüfusu, kıtanın ekonomik büyüme modelini değiştirecek. Almanya’nın bu yeni politikası, Avrupa’nın iç talebe daha fazla ağırlık vermesine ve dış dünyaya olan bağımlılığının azalmasına yol açabilir. Ancak, bu durum bazı ülkeler için sorunlar yaratabilir ve ihracatçıları zor durumda bırakabilir.

The Economist dergisinin 13 Mart tarihli analizine göre, Almanya’nın bütçe açığı vererek savunma harcamalarını artırma kararı, Avrupa için yeni bir büyüme modelinin başlangıcı olabilir.

Dergi, 5 Mart’ta Alman uzun vadeli tahvil faizlerinin yaklaşık 30 yılın en büyük günlük artışını göstererek 0,3 puan yükseldiğini ve avronun değer kazandığını belirtiyor.

Ayrıca dergi, Avrupa’nın GSYİH’sinin yaklaşık yüzde 3’üne denk gelen cari fazla açığının, özellikle Almanya ve İskandinav ülkeleri kaynaklı olduğunu vurguluyor.

Bu ülkelerin fazla vermesinin sadece ihracat başarılarından değil, aynı zamanda tasarruf ve yatırım düzeyleri arasındaki farktan kaynaklandığına dikkat çekiliyor.

The Economist, Avrupa’nın küresel şoklardan korunmak, ekonomisini daha çevreci hâle getirmek ve Rusya’ya karşı hızla silahlanmak istemesi nedeniyle, tasarruf ve yatırımın yeniden dengelenmesi gerekeceğini belirtiyor.

Almanya borç frenini gevşetmeye hazırlanıyor

Savunma harcamaları ve yaşlanan nüfusun etkisi

Savunma uzmanlarına göre, Rusya’yı caydırmak için Avrupa’nın silahlı kuvvetlerine yılda GSYİH’sinin yüzde 3,5’i kadar harcama yapması gerekebilir.

Kiel Enstitüsü’nden Johannes Marzian ve Christoph Trebesch’in değerlendirmesine göre, askeri yığınakların neredeyse tamamı borç ve yüksek vergilerle finanse ediliyor.

Kuzey ve Orta Avrupa ülkelerindeki düşük borç yükü göz önüne alındığında, bu sefer bütçe açığı finansmanının tercih edilen seçenek olacağı neredeyse kesin.

Dergi, Avrupa’nın yaşlanan bir toplumdan yaşlı bir topluma dönüşmesinin de bu değişimi destekleyeceğini öngörüyor.

Yaşlanan toplumlar emeklilik için tasarruf yaparken, yaşlı toplumlar harcama yapmak için varlıklarını satıyor. Avrupa Birliği’nin ortanca yaşı 45 ve göçmenlere getirilen kısıtlamalar bu süreci hızlandıracak.

The Economist, Avrupa’da hane halkı tasarruf oranının yüzde 14 olduğunu, bu oranın daha da yaşlı olan Japonya’nın 1990’lardaki seviyesine benzediğini belirtiyor.

Fakat, Japonya’nın bu oranının 2015’e gelindiğinde sıfıra düştüğüne dikkat çekiliyor.

Avro krizinden bu yana iş yatırımlarının arttığına dikkat çeken The Economist, savunma ve havacılık şirketlerinin büyüyeceğini ve AB’nin 2050’ye kadar sera gazı emisyonunu sıfıra indirme hedefinin de ek harcamalara yol açacağını belirtiyor.

Bu hedefe ulaşmak için 2030’a kadar yılda 500 milyar avro ek yatırım yapılması gerekecek.

Alman parlamenter Weber: Avrupa’da düşünce tarzımızı savaş ekonomisine çevirmeliyiz

Riskler

The Economist, mali genişlemenin bazı büyük ülkelerdeki yüksek borç seviyeleri ve açıklarla sınırlı olacağını vurguluyor.

İtalya ve Fransa gibi ülkelerdeki bu durumun, Almanya’nın harcamalarının etkisini azaltabileceğine dikkat çekiliyor.

New York Üniversitesi’nden Thomas Cooley’nin tahminlerine göre, yaşlanma, 2030’ların sonuna kadar yıllık büyüme oranlarını Fransa’da yüzde 0,4, İtalya’da ise yüzde 1,1 azaltacak.

Almanya’nın harcamaları kısa vadede ülkenin GSYİH’sini artırsa da başka yerlerde sorunlara neden olabilir.

Dergi, para birliği içindeki en büyük üyenin büyük harcamalar yapması durumunda, enflasyonu önlemek için faiz oranlarının yükselmesi gerektiğini ifade ediyor.

Yüksek faiz oranları avroyu güçlendirecek ve ihracatı daha az rekabetçi hâle getirecek.

Bunun yanı sıra The Economist, Trump belirsizliğinin de şirketleri uzun vadeli yatırımlar konusunda tedirgin ettiğini vurguluyor.

Politikacıların yerel talebi artırarak Avrupa’yı ticaret savaşlarına karşı daha az savunmasız hâle getirmeyi umduğunu belirtiyor.

Bu süreci desteklemek için, sermaye piyasalarının birleştirilmesi gibi düzenlemelerin gevşetilmesi öneriliyor.

Alman partilerinin ‘savaş’ anlaşması borsayı uçurdu

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Saakaşvili’nin hapis cezası 12,5 yıla çıkarıldı

Yayınlanma

Tiflis Şehir Mahkemesi, eski Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili’yi yasa dışı sınır geçişi suçundan 4,5 yıl hapis cezasına çarptırdı. Daha önceki mahkumiyetleri de göz önüne alındığında Saakaşvili’nin toplam hapis cezası 12,5 yıla çıktı ve 2034 yılının nisan ayından önce serbest bırakılması beklenmiyor. Saakaşvili, 2021 yılında gizlice ülkesine dönmüş ve seçimler öncesinde siyasi kampanya başlatmaya çalışmıştı.

Tiflis Şehir Mahkemesi, eski Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili’yi sınır ihlali suçundan (Cumhuriyet Ceza Kanunu’nun 344. Maddesi) 4,5 yıl hapis cezasına çarptırdı.

MTavari‘nin haberine göre, daha önceki mahkumiyetleri de hesaba katıldığında, politikacı toplamda 12,5 yıl hapis yatacak ve 2034 yılının nisan ayından önce serbest bırakılması beklenmiyor.

Saakaşvili, sekiz yıl aradan sonra 29 Eylül 2021’de gizlice ülkesine dönmüştü. Bunun için Ukrayna’nın Çernomorsk kentinden Gürcistan’ın Poti limanına giden Vilnius adlı feribotta süt ürünleri taşıyan bir TIR’ın içinde saklanmıştı.

Politikacı, 2 Ekim’deki seçimler öncesinde Gürcü Rüyası’na karşı siyasi bir kampanya başlatmaya ve destekçilerini mitinge çağırmaya çalışmıştı.

Fakat 1 Ekim’de daha önce açılan davalar nedeniyle tutuklandı. Şu anda hakkında beş dava bulunuyor ve dördünde hüküm verildi.

12 Mart’ta 57 yaşındaki Saakaşvili, bütçeden 9 milyon lari (3,2 milyon Amerikan doları) çalmakla suçlanarak dokuz yıl hapis cezası almıştı.

Politikacı, 2021’den beri iki ayrı davadan hüküm giymiş durumda: Milletvekili Valeriy Gelaşvili’nin dövülmesi (6 yıl) ve Gürcistan Birleşik Bankası çalışanı Sandro Girgvliani’nin öldürülmesinden hüküm giyen dört güvenlik görevlisinin affedilmesi (3 yıl).

2007’de Tiflis’te düzenlenen bir gösterinin zorla dağıtılması ve bağımsız medya kuruluşu Imedi‘nin ele geçirilmesiyle ilgili dava hâlen devam ediyor.

Ayrıca Gürcü Rüyası, parlamento içinde Birleşik Ulusal Hareketin iktidarda olduğu dönemde işlenen suçları araştırmak için bir komisyon kurdu.

Saakaşvili, 2004-2013 yılları arasında Gürcistan’ı yönetmişti. Daha sonra birkaç yıl Odessa oblastında vali olarak görev yaptı.

2015 yılında Ukrayna pasaportu aldığı için Gürcistan vatandaşlığından çıkarıldı.

Tutuklanmasının ardından Saakaşvili sekiz kez açlık grevi yaptı. Bu durumun ardından Gürcistan’daki Vivamed kliniğine kaldırıldı.

Eski cumhurbaşkanının avukatı, politikacının ağır metallerle zehirlendiğini iddia etmiş ve Almanya’daki Charité kliniğine nakledilmesini talep etmişti, fakat mahkeme bu talebi reddetti.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, açlık grevleriyle bitkin düşen Saakaşvili’nin gerekli tedavi ve bakım için Kiev’e gönderilmesini talep etmişti.

Kobahidze: Gürcistan, Rusya’ya karşı ikinci cephe açılmasını engelledi

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Almanya borç frenini gevşetmeye hazırlanıyor

Yayınlanma

Alman milletvekilleri, askeri harcamaları finanse etmek için ülkenin katı borçlanma kurallarını gevşetip gevşetmeyeceğini oylayacak.

Ülke savunma harcamalarını artırma konusunda artan bir baskıyla karşı karşıya ve Avrupa’nın güvenliği ve Başkan Donald Trump yönetimindeki ABD desteğinin geleceği konusunda gerilimler artıyor.

Geçtiğimiz ay Almanya’da yapılan seçimleri kazanan ve görevden ayrılan Şansölye Olaf Scholz’un Sosyal Demokratları ile koalisyon kurmaya çalışan muhafazakâr CDU’nun lideri Friedrich Merz acil eylem çağrısında bulundu.

Bu hafta parlamentoda yaptığı konuşmada Merz, milletvekillerini bazı savunma harcamalarını, yeni borçlanmayı yıllık GSYİH’nin sadece yüzde 0,35’i ile sınırlayan ülkenin katı “borç freninden” muaf tutmaya çağırdı.

Merz milletvekillerine, “Savunma kabiliyetimizi önemli ölçüde artırmak için şimdi bir şeyler yapmalıyız ve bunu hızlı bir şekilde ve dış ve güvenlik politikasında büyük bir birlik içinde yapmalıyız,” dedi.

Önerilen plan, önümüzdeki on yıl içinde hem savunma hem de altyapıya yatırım yapmak için borçlanma yoluyla finanse edilen 500 milyar avroluk bir fon içeriyor.

Ekonomistler, onaylanması halinde bu önlemin aynı dönemde bir trilyon avroya kadar yeni harcamanın önünü açabileceğini tahmin ediyor.

Fakat borç freninde yapılacak değişiklikler için anayasada belirtildiği üzere parlamentoda üçte iki çoğunluk gerekiyor. Merz ve Scholz’un partileri, yeni parlamento 25 Mart’ta toplanmadan önce tedbiri geçirmek için harekete geçti.

Aralarında sağcı Almanya için Alternatif’in (AfD) de bulunduğu muhalefet partileri ise seçmen iradesini daha iyi yansıtmak için tartışmanın yeni parlamentonun toplanmasından sonraya ertelenmesi gerektiğini savunuyor.

Seçimleri ikinci sırada tamamlayan AfD’nin yeni parlamentoda mevcut parlamentodan daha fazla sandalyeye sahip olması bekleniyor.

AfD eş başkanı Alice Weidel, Merz’i borç freni konusundaki tutumunu tersine çevirmekle suçladı. Weidel, “Başka hiçbir şansölye adayı sizin kadar kısa sürede bu kadar çok seçim vaadini yerine getirmedi, Sayın Merz. Tarihe borç freninin mezar kazıcısı olarak geçeceksiniz,” dedi.

Merz’in partisi CDU daha önce borçlanma limitinin değiştirilmesine karşı çıkmıştı, fakat o zamandan beri Avrupa’da artan belirsizlik ortamında daha güçlü savunma harcamalarına duyulan ihtiyacı gerekçe göstererek müzakere etmeye istekli olduğunun sinyalini verdi.

Yeşiller Partisi eş lideri Katharina Droge da Merz’i daha önce iktisadi ve iklimle ilgili yatırımlar için borç freninde reform önerilerini reddettiği için eleştirdi.

Tepkilere rağmen Merz, Almanya’nın ordusunu güçlendirmek ve NATO taahhütlerini yerine getirmek için hızla harekete geçmesi gerektiğini savundu.

Merz, “Almanya kendini savunabilecek hale gelmeli ve Avrupa’da, NATO’da ve dünyada yetenekli bir ortak olarak uluslararası sahneye geri dönmeli,” dedi.

Tartışma 18 Mart Salı günü parlamentoda devam edecek ve çıkacak sonuç muhtemelen Almanya’nın önümüzdeki yıllardaki mali ve savunma politikalarını şekillendirecek.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English