Bizi Takip Edin

AVRUPA

Birleşik Krallık, ‘dezenformasyonla mücadele için’ sosyal medyaya yasası getiriyor

Yayınlanma

Haber: Bilge Dilay Misir

Birleşik Krallık son dönemlerde sosyal medyada bulunan ırkçı fikirleri ve şiddete meyleden faaliyetleri körükleyen dezenformasyon içeriklere karşı, “Çevrimiçi Güvenlik Yasası” getirme kararı aldı.

Birleşik Krallık’ta son dönemlerde artış gösteren aşırı sağ eğilimli şiddet faaliyetleri, hükümeti yeni yasaya yönlendirdi. Sosyal medya hesaplarında paylaşılan dezenformasyon (yanlış bilgi veren) içerikler, ırkçı nefret ve insanları suça teşvik etmek gibi etkiler uyandırarak iç huzura tehdit oluştururken, Elon Musk’ın sosyal medya hesabından kışkırtıcı yorumlar yapmasıyla hükümet, “Çevrim İçi Güvenlik Yasası”nı yürürlüğe sokma çalışmalarını hızlandırdı. Yasa, içerikleri kapsamında, Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan ve Teknoloji şirketi Logically’nin Birleşik Krallık Araştırma ve Teknoloji Sorumlusu Joe Ondrak gibi isimler tarafından sıcak karşılanmadı. Khan, yasanın amaca uygun olmadığını ileri sürerken Ondrak, yasanın dezenformasyonu kapsamlı bir şekilde karşılamadığını savundu. Bilim, İnovasyon ve Teknoloji Bakanlığı’nın bir sözcüsü CNBC haber kanalı ile yaptığı röportajda, “Yasanın gözden geçirilmesini savunanlar, sosyal medya platformlarının yanlış bilgilendirme, nefret söylemi ve şiddete teşvik gibi durumlara karşı sağlam bir yanıt vermelerini sağlamak için yasanın daha katı olması gerektiğini söylüyor” ifadelerini kullanarak İşçi Partisi’nin seçim bildirgesinde bahsi geçen yasayı sertleştirmek üzerine taahhütte bulunduğundan bahsetti.

ELON MUSK, BİRLEŞİK KRALLIK’IN TEPSİKİSİNİ ÜZERİNE ÇEKTİ

Çevrimiçi Güvenlik Yasası, sosyal medya mecralarını ve dijital platform şirketlerini kapsayan bir güvenlik kanunudur. 286 sayfalık bol kapsamlı yasa, sosyal medya mecralarında paylaşılan dezenformasyon içeriklerin yanı sıra insanları harekete geçirecek, ırkçı ve şiddet içerikli düşünceleri teşvik edici içeriklerin de denetlenmesini gerektiriyor. Geçtiğimiz haftalarda yaşanan, 17 yaşındaki saldırganın küçük çocuklara bıçakla saldırarak üç çocuğu öldürmesi sonrası X sosyal medya mecrasında failin sığınmacı olduğu üzerine çıkan yalan haberler, göçmen karşıtı aşırı sağcı protestolara sebep oldu.

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, bahsi geçen içeriklerin kaldırılmadığı takdirde Çevrimiçi Güvenlik Yasası’nın yürürlüğe gireceği işaretlerini verirken X sosyal medya platformunun sahibi Elon Musk, kışkırtıcı yorumlar yaparak Birleşik Krallık’ın tepkisini üzerine çekti ve yasa masaya yatırıldı.

Protestolar devam ederken, X’in sahibi Musk, Birleşik Krallık’taki durum hakkında yorumlar yapmaya başladı. Bir X gönderisinde isyanların bir iç savaşla sonuçlanabileceğini yazan Musk: “İç savaş kaçınılmaz” ifadelerini kullandı. Musk’ın yorumları Birleşik Krallık hükümeti tarafından kınandı.

YASAYA UYMAYAN ŞİRKETLER EN AZ 18 MİLYON STERLİN PARA CEZASINA ÇARPTIRILACAK

Uygulamaya konduğu zaman çocukların ve yetişkinlerin çevrimiçi ortamda korunmasını amaçlayan yasa, Ofcom (İngiliz medya denetim kuruluşu) tarafından denetlenecek.  Yasanın yürürlüğe girmediği gerekçesiyle herhangi bir denetim işinde bulunamamış olan Ofcom, yasanın resmi olarak kabul edilmesiyle kanuna uymayan kişilere karşı harekete geçme hakkı elde edecek. Çevrimiçi Güvenlik Yasası’na uymayan şirketler 18 milyon sterlin ya da yıllık gelirinin yüzde 10’luk kısmı kadar para cezasına çarptırılacak. Miktar, seçeneklerden en fazla olanına göre belirlenecek. CNBC’nin haberine göre denetim sürecinde Ofcom, “medya platformlarının, çocukların cinsel istismarı ve sömürüsü ile ilgili yaptırım bildirimlerine uymaması durumunda şirketleri ve üst düzey yöneticileri (kusurlu bulundukları durumlarda)” cezai işlemlere tabi tutmak gibi yetkilere sahip olacak.

Anadolu Ajansı’nın haberine göre, “muhtemel bir kitleye önemsiz olmayan psikolojik veya fiziksel zarar vermek” amacıyla yanlış veya tehdit edici paylaşımda bulunmayı suç haline getirecek olan yeni yasanın 2025 yılının ikinci yarısı yürürlüğe girmesi bekleniyor.

AVRUPA

Roma, yatırımcılardan gelen baskının ardından kurumsal yönetim kurallarını gözden geçirecek

Yayınlanma

İtalya, Giorgia Meloni hükümetini sermaye piyasası yasasının bazı bölümlerini yeniden gözden geçirmeye çağıran kurumsal yatırımcıların artan baskısının ardından kurumsal yönetime ilişkin tartışmalı yeni kurallarını gözden geçirmeye açık olduğunu ilan etti.

Hazine Müsteşarı Federico Freni Financial Times’a (FT) verdiği demeçte, 77 trilyon dolar yönetimindeki varlığa sahip küresel yatırımcılardan oluşan Uluslararası Kurumsal Yönetim Ağı’nın (ICGN) yeni kurallara yönelik sert eleştirilerinin ardından İtalyan hükümetinin ülkenin kurumsal yasalarını değiştirmeyi değerlendireceğini söyledi.

ICGN, ilk olarak pazartesi günü FT tarafından haberleştirilen yeni bir mektupta, şirket yönetim kurullarının atanmasına yönelik yeni sistemin nasıl işleyeceğini “anlamanın zor olduğu” uyarısında bulundu ve yabancı yatırımcıların kapalı kapılar ardında yapılan hissedarlar toplantısına nasıl katılabileceğini sordu.

Mektupta yeni kuralların “İtalyan piyasasının rekabet gücünü zayıflatabileceği ve kurumsal yatırımcılar için cazibesini azaltabileceği” savunuldu.

Freni FT’ye verdiği demeçte ICGN ve diğer yatırımcılar tarafından gündeme getirilen “tüm konuların” yeni finansal piyasalar kurallarını hazırlayan komisyonun “en üst düzeyde dikkatini çekeceğini” söyledi.

Müsteşar, “Yeni finans piyasası kanunu, sermaye piyasası düzenlemesinin sorunlu yönlerini düzeltmek için kaçırmamamız gereken bir fırsattır,” diye ekledi.

Mart ayında onaylanan ve 2022’de Mario Draghi hükümeti döneminde yayınlanan yönergeleri takip eden yeni sermaye piyasası kuralları, ülkenin sermaye piyasalarını daha cazip hale getirmeyi ve Milano borsasından kottan çıkmaları önlemeyi amaçlıyor.

Freni, “Komisyon yeni mali piyasalar yasasının taslağını hazırlamayı tamamladığında, tüm paydaşların dinleneceği bir parlamento süreci olacak ve amaç İtalyan mali piyasasının gelişimi için mümkün olan en iyi çözüme ulaşmaktır,” dedi.

Yeni finansal piyasalar yasası, mart ayında onaylanan sermaye piyasaları yasa tasarısının bazı yönlerini geçersiz kılabilir. Freni, Hazinenin diğer Avrupa piyasalarındaki en iyi uygulamaları anlamak için karşılaştırmalı bir çalışma yaptırdığını söyledi.

Bununla birlikte, yatırımcılara karşı “cezalandırıcı” bir niyetin söz konusu olmadığını da sözlerine ekleyen Freni, “Hükümet kamuoyundaki tartışmaları, ekonomik büyümenin itici gücü olarak finansal piyasaların oynadığı önemli role yeniden odakladı. Piyasanın gelişimini engelleyen ve halka arzları caydıran kural ve düzenlemeleri değiştirmeye çalışıyoruz,” ifadelerini kullandı.

Kurumsal yönetişimi etkileyen hükümler geniş çapta tartışmalara yol açmıştı. Yönetim kurulu atamalarına ilişkin yeni yasa, İtalya’ya özgü olan fakat eleştirmenler karmaşık olduğunu ve çoğu zaman yönetim kurulu üyelerinin çok az değişmesi anlamına geldiğini söylese de denizaşırı yatırımcıların alıştığı bir sistemin yerini alıyor.

Değişiklikler uyarınca, görevden ayrılan bir yönetim kurulu yeniden seçime girmek ya da kendi yeni aday listesini sunmak isterse, listenin mevcut yönetim kurulu koltuklarının üçte birinden daha geniş olması gerekiyor.

Bu isim yoklaması ayrıca diğer yatırımcılar tarafından getirilen potansiyel aday listelerinden daha erken bir tarihte sunulmak zorunda. Bu noktada ise iki aşamalı bir oylama süreci gerçekleştirilecek.

ICGN’nin “endişelerine” ek olarak, İtalyan parlamentosu iki aşamalı oylama sürecinin uygulanmasının zor olduğu konusunda uyarıda bulundu ve Freni hükümetin daha iyi alternatifleri değerlendirmeye açık olduğunu söyledi.

Yatırımcı grubu, yatırımcıların bir temsilci atamasıyla kapalı kapılar ardında hissedar toplantılarına izin veren kuralların “küçük hissedarlara zarar vereceğini” ve “şeffaflığı tehlikeye atacağını” söyledi ve İtalyan hükümetini bunun yerine karma bir sistem benimsemeye davet etti.

Freni, belirlenen temsilcinin “mükemmel bir çözüm” olduğunu fakat toplantı lojistiği açısından İtalya’nın “piyasa ve yatırımcılar için” daha iyi çalışan diğer seçenekleri değerlendirmeye açık olduğunu söyledi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Oxfam: AB’de vergi yükü ultra zenginlerden işçilere doğru kayıyor

Yayınlanma

Oxfam’ın açıkladığı yeni bir analize göre, tüketim ve işgücü üzerinden alınan vergiler AB hükümetlerinin gelirlerinin yaklaşık yüzde 80’ini oluştururken, çoğunlukla süper zenginler tarafından ödenen servet vergileri sadece küçük bir kısmını oluşturuyor

AB’nin istatistik kolu Eurostat’ın verilerine dayanan rapor, en zengin kişi ve şirketlerin vergileri düşürülürken sıradan Avrupalılar üzerindeki vergi yükünün arttığını gösteriyor

2000 yılından bu yana, AB’nin en zenginleri için kişisel gelir vergisi oranları ortalama olarak yüzde 44,8’den yüzde 37,9’a düştü.

Aynı dönemde kurumlar vergisi oranları da yüzde 32,1’den yüzde 21,2’ye düştü.

Bu arada, sıradan insanları en çok etkileyen işgücü ve tüketim vergileri sırasıyla yüzde 34,8 ve yüzde 18,7’ye yükseltildi. Bu oranlar 2010’da yüzde 33,3 ve yüzde 17,7 idi.

Oxfam’dan Chiara Putaturo, “Bize tekrar tekrar sıradan insanların yaşamlarını iyileştirmek ya da iklim kriziyle mücadele etmek için yeterli para olmadığı söyleniyor. Fakat ultra zenginler vergiden kaçarken harcayabileceklerinden daha fazlasını biriktiriyorlar,” dedi.

2020’den bu yana AB milyarderlerinin serveti üçte bir oranında artarak geçen yıl 1,9 trilyon avroya ulaştı AB nüfusunun geri kalanı ise servet paylarının azaldığını gördü.

Avrupa’nın en zengin yüzde biri artık banka mevduatları, hisse senetleri, tahviller ve krediler de dahil olmak üzere kıtanın finansal varlıklarının neredeyse yarısını kontrol ediyor.

Ultra zenginlerin (yaklaşık 3.650 kişi) servetleri 1995’ten 2021’e kadar yüzde 237 arttı.

Devletin sermaye stokundan elde ettiği toplam gelir şu anda 374 milyar avro ya da toplam gelirin yüzde 5,8’i kadar.

Öte yandan Oxfam’ın hesaplamalarına göre, 4,6 milyon avronun üzerindeki net servet üzerinden yüzde iki; 45,7 milyon avronun üzerindeki servet üzerinden yüzde üç ve 913 milyon avroyu aşan servet üzerinden yüzde beş oranında alınacak bir vergi yıllık 286,5 milyar avro gelir getirebilir ki bu miktar Finlandiya’nın GSYİH’sine eşit ve AB’nin yıllık bütçesinden önemli ölçüde daha fazla.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Bloomberg: Türkiye Total ile LNG anlaşması imzalayacak

Yayınlanma

Bloomberg’e konuşan bir yetkiliye göre Türkiye önümüzdeki hafta içinde Fransız TotalEnergies ile sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) tedarik anlaşması imzalamaya hazırlanıyor.

Yetkili, devlet tarafından işletilen ithalatçı Botaş ile 10 yıllık anlaşmanın Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar’ın 17-20 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek Gastech konferansında konuşmak üzere ABD’ye yapacağı ziyaret sırasında sonuçlandırılmasının beklendiğini söyledi.

Kamuoyu önünde konuşma yetkisi olmadığı için adının açıklanmasını istemeyen yetkili, anlaşmanın şartları hakkında ayrıntılı bilgi vermedi. Enerji Bakanlığı yorum yapmayı reddetti. Total ise yorum talebine yanıt vermedi.

BOTAŞ, Shell ile 10 yıllığına 4 milyar metreküplük LNG sözleşmesi imzaladı

Bloomberg’e göre Total ile yapılacak bir LNG anlaşması, Türkiye’nin tedarik kaynaklarını çeşitlendirmeye ve doğal gaz için bir merkez haline gelmeye çalıştığı bu dönemde Botaş’ın bu yıl yaptığı üçüncü anlaşma olacak.

Türkiye, geçen hafta Shell ile 2027’de başlamak üzere 10 yıllık bir tedarik anlaşması imzaladı. Botaş nisan ayında da Umman ile 10 yıllık bir anlaşma daha imzalamıştı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English