Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

BRICS nedir ve kimleri kapsar?

Yayınlanma

2024’te BRICS’e Mısır, Etiyopya, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin katılmasıyla genişleyen organizasyon, dünya nüfusunun yüzde 45’ini ve küresel GSYİH’nin üçte birini temsil ediyor. Rusya’nın dönem başkanlığında, ulusal para birimlerinin kullanımını artırmayı ve finansal mekanizmaları güçlendirmeyi hedefleyen çeşitli girişimler ön plana çıkıyor.

BRICS, hızla gelişen büyük ekonomilerden oluşan gayri resmi bir birlik olarak öne çıkıyor.

Başlangıçta Brezilya (Brezilya), Rusya (Rusya), Hindistan (Hindistan) ve Çin (Çin) ülkelerinin isimlerinin baş harflerinden oluşan “BRIC” olarak anılan bu oluşuma, 2010 yılında Güney Afrika’nın katılımıyla “S” harfi eklenerek “BRICS” adını aldı.

2024 itibarıyla Mısır, Etiyopya, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) de birliğe resmen üye oldu. Farklı kültürlere, siyasi sistemlere ve ekonomik modellere sahip olmalarına rağmen, bu ülkeler birlikte kalkınmayı ve küresel sahnedeki konumlarını güçlendirmeyi hedefliyorlar.

BRICS, bugün dünya gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) yaklaşık üçte birini ve dünya nüfusunun yüzde 45’ini temsil ediyor. Üye ülkeler aynı zamanda G20, Birleşmiş Milletler, Dünya Ticaret Örgütü, Bağlantısızlar Hareketi ve 77 Grubu gibi uluslararası örgütlerin yanı sıra pek çok bölgesel birliğin de üyesi.

Örgütün faaliyetleri, her yıl farklı bir üye ülkenin düzenlediği zirve ile koordine ediliyor. 1 Ocak 2024 itibarıyla Rusya, BRICS’in dönem başkanlığını devraldı.

BRICS’in tarihçesi

BRICS fikri, 2000’lerin başında Rusya, Çin, Brezilya ve Hindistan’ın ekonomik büyümesinin önümüzdeki yıllarda küresel ekonomi üzerinde büyük bir etkisi olacağını öngören Goldman Sachs analistleri tarafından ortaya atıldı.

Birliğin ilk toplantısı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in girişimiyle, 20 Eylül 2006’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 61. oturumu kapsamında yapıldı.

Toplantıya Rusya, Brezilya ve Çin dışişleri bakanları ile Hindistan Savunma Bakanı katıldı. Ülkeler, çok taraflı iş birliğini genişletme konusundaki ilgilerini dile getirdi.

İlk BRIC zirvesi 2009 yılında Yekaterinburg’da gerçekleştirildi. Zirve sonunda yayımlanan ortak bildiride, BRIC ülkeleri arasındaki iş birliğinin, sadece gelişmekte olan ekonomilerin ortak çıkarlarına hizmet etmekle kalmayıp, aynı zamanda dünya barışına ve refahına da katkı sağladığı vurgulandı.

Birliğin kuruluş amacı, ticaret, yatırım, altyapı projeleri, enerji verimliliği, yeni teknolojiler ve kültür gibi alanlarda iş birliği için bir platform oluşturmak oldu.

İlişkiler, BM Şartı, evrensel ilkeler ve uluslararası hukuk normlarına dayanıyor. BRICS’in temel ilkeleri olan açıklık, pragmatizm, dayanışma, bağlantısızlık ve üçüncü taraflara karşı tarafsızlık, 2011 zirvesinde kabul edildi.

BRICS’in hedefleri ve amaçları

BRICS, bugün birkaç temel hedef üzerinde çalışıyor:

Ekonomik iş birliği: BRICS ülkeleri, tüm katılımcılar için sürdürülebilir bir ekonomik ortam yaratmayı hedefliyor. Ticaret ilişkilerini geliştirmek, yatırımları teşvik etmek, altyapı projelerini genişletmek, yoksullukla ve sosyal eşitsizlikle mücadele etmek öncelikler arasında.

Ayrıca, ekonomik ortaklık stratejileri çerçevesinde, karşılıklı anlaşmalarda ulusal para birimlerinin kullanımını artırmak da amaçlanıyor.

Siyasi diyalog: Ülkeler, uluslararası arenada çok kutupluluğu destekliyor ve ortak tutumlar belirliyor.

Temmuz 2024’te Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, BRICS içinde bir parlamenter yapı kurulmasına onay verdi. Bu açıklama, BRICS Parlamenter Forumu’nda yapıldı.

Sosyal kalkınma: BRICS üyeleri, sağlık, eğitim ve sosyal koruma alanlarında kendi ülkelerinde iyileştirmeler yapmayı hedefliyor.

Örneğin, BRICS ülkeleri bulaşıcı hastalıklarla mücadele için veri paylaşımı, ortak klinik deneyler ve yeni aşıların geliştirilmesini içeren bir program başlattı.

2023 yılında, Hindistan ve Güney Afrika’dan bilim insanları tarafından geliştirilen bir sıtma aşısı yüzde 90 başarı oranı gösterdi ve pek çok Afrika ülkesinde kullanılmaya başlandı.

Bilimsel ve teknolojik iş birliği: BRICS, inovasyon ve teknolojik ilerlemeye büyük önem veriyor.

2023 yılında Rusya’da, BRICS ülkelerinden üniversiteler ve şirketlerle iş birliği yapan Uluslararası Yapay Zekâ Araştırma Merkezi açıldı.

Merkez, sağlık ve endüstri için akıllı sistemlerin geliştirilmesi gibi büyük projelere ev sahipliği yapıyor. 2025 yılına kadar bu alandaki yatırımların 10 milyar doları aşması bekleniyor.

BRICS’in kurumsal yapılanması

BRICS’in faaliyetleri sadece yıllık zirvelerle sınırlı değil. Örgüt bünyesinde, zirvelerde belirlenen görevleri yerine getiren pek çok çalışma grubu ve konsey faaliyet gösteriyor. Bu yapılar arasında Uzman Merkezler Konseyi, İş Konseyi ve Bilim Konseyi öne çıkıyor.

Ayrıca BRICS+, Uluslararası Belediye Forumu, Parlamento Forumu ve Uluslararası İnovasyon Forumu gibi çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Bu forumlar, 2024 yılında Rusya’da gerçekleşiyor.

Özellikle dikkat çeken iki finansal kurum ise Döviz Rezerv Havuzu ve Yeni Kalkınma Bankası (NDB).

Bu kurumlar, üye ülkelerde finansal istikrarın sürdürülmesinde ve altyapı projelerinin finanse edilmesinde önemli rol oynuyor. Döviz Rezerv Havuzu, finansal istikrarı sağlamak için kurulmuş bir rezerv fonu niteliğinde ve 100 milyar dolar sermayeye sahip.

Yeni Kalkınma Bankası ise üye ülkeler arasındaki mali iş birliğini güçlendirmek ve altyapı projelerini desteklemek amacıyla faaliyet gösteriyor. Bankanın başkanlığını eski Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff yürütüyor.

Şu ana kadar yaklaşık 8 milyar dolar değerinde yenilenebilir enerji ve altyapı projeleri onaylandı. Banka, toplamda 33,2 milyar dolar değerinde 98 projeye finansman sağladı.

Rusya’nın dönem başkanlığı

2024 yılı boyunca Rusya’nın BRICS başkanlığı kapsamında pek çok önemli etkinlik gerçekleştirildi.

Nijniy Novgorod’da düzenlenen BRICS Dışişleri Bakanları Toplantısı, Küresel Güney ve Doğu temsilcilerinin katıldığı genişletilmiş oturumlar, yüksek mahkeme başkanları, savcılık hizmetleri ve uzay ajansları başkanlarının katıldığı toplantılar bunlar arasında. Vladivostok’ta uluslararası partiler arası bir forum düzenlendi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, BRICS’in Johannesburg 2023 Zirvesi kararları doğrultusunda, dış risklere karşı dayanıklı finansal mekanizmalar oluşturma ve BRICS ülkelerinin ticaret ve yatırım işlemlerinde ulusal para birimlerinin kullanımını artırma yönünde çalışmalara devam ettiklerini ifade etmişti.

Ayrıca, Tataristan’ın başkenti Kazan, 22-24 Ekim 2024 tarihleri arasında XVI. BRICS Zirvesi’ne ev sahipliği yapıyor.

Haziran ayında Kazan’da düzenlenen BRICS Oyunları’na 50 ülkeden sporcular katılmış ve 12 farklı mekânda 25 spor dalında yarışmalar yapılmıştı.

DİPLOMASİ

Altı Avrupa ülkesi Ukrayna’ya desteğini yineledi

Yayınlanma

Avrupa’nın önde gelen altı ülkesinin dışişleri bakanlarından oluşan bir grup, 19 Kasım Salı günü Varşova’da bir araya gelerek ABD yardımının azalma ihtimaline karşın Ukrayna ile dayanışma içinde olduklarını teyit etti, barış çözümlerini reddetti ve savunma finansmanı için eurobond kullanımını araştırma sözü verdi.

Almanya, Fransa, Polonya, İtalya, İspanya ve Birleşik Krallık dışişleri bakanlarının bir araya geldiği toplantının ardından gazetecilere konuşan Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski, özellikle seçilmiş başkan Donald Trump yönetiminde ABD’nin müdahalesinin azalabileceğine ilişkin endişeler ışığında bu birlikteliğin öneminin altını çizdi.

Sikorski, “Bu toplantı, bağımsızlığını acımasız işgalcilere karşı kararlılık ve cesaretle savunan Ukrayna halkıyla dayanışma ve birliğimizin açık bir sembolü olmayı amaçlamaktadır,” dedi.

Sikorski’nin yanı sıra Almanya’dan Annalena Baerbock, Fransa’dan Jean-Noël Barrot ve İtalya’dan Antonio Tajani de AB’nin yeni baş diplomatı Kaja Kallas ile birlikte toplantıya bizzat katıldılar.

İspanya’dan José Manuel Albares Bueno ve Birleşik Krallık’tan David Lammy ise görüşmelere çevrimiçi katıldı.

Trump yönetiminin savaşı sona erdirmeye yönelik olası planlarına ilişkin haberleri yorumlayan bakanlar, Sikorski’ye göre “Ukrayna’ya çıkarlarına aykırı ya da toplumsal kabulden yoksun barışçıl çözümler dayatmanın ülkenin istikrarını olumsuz etkileyeceği” konusunda mutabık kaldılar.

ANSA’nın aktardığına göre Tajani, “Bugünün mesajı açık: Ukrayna’yı askeri, iktisadi ve siyasi açıdan desteklemeye devam edeceğiz,” dedi.

Weimar Üçgeni (Almanya-Fransa-Polonya) ülkeleri ve seçilmiş diğer Avrupalı ortaklar arasındaki toplantı formatının, “Avrupa’nın büyümesi, demokrasinin savunulması, ABD ile sağlam ilişkiler ve uluslararası hukukun daha fazla ihlal edilmesini önlemek için” gelecekte daha fazla işbirliği için bir forum haline geleceğini de sözlerine ekledi.

“Barış sadece Ukrayna ile müzakere edilebilir”

Altı bakan, “Avrupa güvenliğine yönelik artan tehditlerin” altını çizdikleri ortak bir deklarasyon kabul ederek Avrupa savunmasını güçlendirme ve transatlantik işbirliğini derinleştirme konusundaki kararlılıklarını bir kez daha teyit ettiler.

Bakanlar, “Rusya’nın pervasız revizyonizmi ve saldırganlığı durdurmayı ve anlamlı görüşmelere katılmayı sürekli reddetmesi, Avrupa kıtasında ve transatlantik bölgede barış, özgürlük ve refaha meydan okumaktadır,” dediler.

Güçlü ve birleşik bir NATO’nun “Avrupa savunma ve güvenliğinin temel taşı” olarak rolünü bir kez daha teyit eden bakanlar, Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarını NATO’nun GSYİH’nin %2’si hedefinin de ötesinde artırmaları gerektiğine işaret ettiler.

Bakanlar ayrıca Ukrayna’ya yönelik askeri, iktisadi ve mali desteğin daha da artırılması konusunda ısrarcı oldular ve kalıcı bir barışın “sadece Ukrayna’nın yanında Avrupalı, Amerikalı ve G7 ortaklarıyla birlikte müzakere edilebileceğini” yinelediler.

Ayrıca, “Putin’in saldırganlık savaşını sürdürme kabiliyetini engelleyerek” Rusya’yı caydırmaya devam etme sözü verdiler.

Savunma eurobondları

AB’nin en büyük beş ülkesi de Avrupa savunmasını finanse etmek için eurobondları desteklediklerini açıkladı.

Avrupa savunma tahvillerinin oluşturulması, AB liderleri tarafından AB savunma sektörünü güçlendirmek için düşünülen seçenekler arasında yer alıyor.

Bu, AB’nin kuş gribi salgınının ardından kurtarma programını finanse etmesini sağlayan programa benzer bir ortak borçlanma programı gerektirecek.

Sikorski, ”Avrupa Birliği’nin en büyük beş ülkesi ilk kez burada, Varşova’da, Avrupa savunma yükümlülükleri lehinde bir araya geliyor,” derken, Tajani de bir strateji belirlediklerini ve artık ilerlemek gerektiğini savundu.

Haziran ayında Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, AB’nin savunmasını güçlendirmek için önümüzdeki on yıl içinde 500 milyar avro (535 milyar dolar) yatırım yapması gerektiğini belirtmişti.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Olaf Scholz, G20 bildirisinden memnun kalmadı

Yayınlanma

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz salı günü Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde düzenlenen G20 zirvesinin sonuç bildirgesini eleştirdi.

Scholz, “G20’nin [Ukrayna’daki savaştan] Rusya’nın sorumlu olduğunu açıkça ifade edecek kelimeleri bulamaması çok yavan. Bu benim istediğim bir şey değil,” dedi.

G20 liderlerinden Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e de yüklenen Şansölye, “İnsanların onun kör megalomanisi, topraklarını sadece şiddet yoluyla genişletme planı yüzünden acı çekmek zorunda kaldığı 1000 gün,” diyerek Ukrayna savaşının 1000. gününe atıf yaptı.

Alman lider, “İsrail’in kendini savunma hakkını” savundu

G20’nin Gazze’de ateşkes çağrısını takdir etmekle birlikte Scholz, Orta Doğu’daki çatışma yayılmaya devam ederken bildirinin “Hamas, Hizbullah ve İran’dan gelen tehditler” karşısında “İsrail’in kendini savunma hakkına” değinmemesinden “üzüntü duyduğunu” söyledi.

Ayrıca bildiride çatışmanın yayılmasından Hamas’ın sorumlu tutulmamasından da hoşnut olmadığını kaydeden Scholz, “Uzlaşı sağlanamamış olmasından büyük üzüntü duyuyorum. Her şeyin İsrail’e yönelik korkunç ve acımasız bir terör saldırısıyla başladığını söyleseydik durum daha iyi olurdu,” iddiasında bulundu.

Şansölye, “[sonuç olarak] jeopolitik gerilimlerin G20 üzerinde de ne kadar etkili olduğu anlaşılıyor… Uluslararası ilişkilerde esen rüzgar giderek sertleşiyor,” dedi.

Scholz, Taurus füzelerini vermeme kararının arkasında duruyor

Öte yandan Almanya Şansölyesi Scholz, nihai bildirinin Ukrayna’ya ilişkin yorumlarından duyduğu memnuniyetsizliğe rağmen, Kiev’e uzun menzilli füzelerin teslimatını engelleme kararını savunarak bunun doğru bir seçim olduğunu söyledi.

Scholz ülkesinin Ukrayna’nın Avrupa’daki en büyük destekçisi olduğunu ve olmaya devam edeceğini belirtti ama aynı zamanda “sağduyulu davranmanın” önemini de vurguladı.

Scholz, uzun menzilli füzelerin erken teslim edilmesine karşı çıktığını ve bunda haklı olduğunu çünkü bunun Alman birliklerini Rusya’nın derinliklerinde hedef seçimine dahil olmaya zorlayacağını söyledi ve “Çatışmaya bu şekilde katılmanın doğru olacağını düşünmüyorum,” dedi.

Macron Çin’i ‘nüfuzunu kullanmaya’ çağırdı

Bu arada Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Rusya’yı temsil ettiği zirvede Putin’i “mantığa kulak vermeye” çağırdı.

Fransız lider, “Rusya’ya burada gerçekten aklıselime kulak vermesi çağrısında bulunmak istiyorum. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olarak sorumlulukları var,” dedi ve Rusya’yı “küresel istikrarsızlığa neden olan bir güç” olmakla suçladı.

Macron, Rusya’nın müttefiki Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile yaptığı ikili görüşme sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada Çinli mevkidaşını Rusları gerilimi azaltmaya zorlamak için “tüm nüfuzunu kullanmaya” çağırdığını söyledi.

Macron, Xi’nin Ukrayna’ya yönelik saldırılarını durdurması ve yeni nükleer tutumunu yeniden gözden geçirmesi için Putin ile müzakere etme kapasitesine sahip olduğunu savundu.

Fransa Cumhurbaşkanı Xi ile görüşmesinde Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin (KDHC) Ukrayna savaşına Rusya’nın yanında katılma kararını da gündeme getirdiğini söyledi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Çin, Suudi Arabistan ve İran, İsrail’in operasyonlarına son verilmesi çağrısı yaptı

Yayınlanma

Çin, Pekin’in arabuluculuğuyla sağlanan yumuşamayı ilerletmeye yönelik görüşmeler sırasında Suudi Arabistan ve İran arasındaki ilişkileri “çeşitli alanlarda” geliştirme taahhüdünü yineledi.

Çin Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan ortak açıklamaya göre, salı günü Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da bir araya gelen üç ülkenin üst düzey diplomatları, İsrail’in Gazze ve Lübnan’daki askeri operasyonlarına “derhal son verilmesi” çağrısında bulundu.

Ayrıca İsrail’in İran’ın “egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik saldırılarını ve ihlallerini” de kınadılar.

Açıklama, İsrail’in geçen ay İran’a düzenlediği hava saldırısında Tahran’ın nükleer programının bir bölümünü vurduğunu, savunma ve füze üretim kapasitesini zayıflattığını teyit etmesinden bir gün sonra geldi.

Ortak açıklamada “Üç taraf, devam eden şiddet ve tırmanma döngüsünün bölge ve dünya güvenliğinin yanı sıra deniz güvenliği için de ciddi bir tehdit oluşturduğuna inanmaktadır” denildi.

Bu toplantı, yedi yıllık düşmanlığın ardından diplomatik bağların yeniden kurulması için Mart 2023 ‘te Pekin’de bir anlaşmaya varılmasının ardından Riyad ve Tahran arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi sürecini desteklemek üzere kurulan Çin-Suudi Arabistan-İran üçlü komitesinin ikinci toplantısıydı.

Çin’in arabuluculuk ettiği anlaşma, kendisini küresel bir barış yapıcı olarak konumlandırmaya ve Washington’un Orta Doğu’daki geleneksel hakimiyetine meydan okumaya çalışan Pekin için diplomatik bir zafer olarak görüldü.

Resmi Suudi Basın Ajansı’nın ortak açıklamaya dayandırdığı haberine göre Riyad ve Tahran salı günü ayrıca “Pekin Anlaşması’nı tüm hükümleriyle uygulama kararlılıklarını ve ülkeleri arasındaki komşuluk ilişkilerini pekiştirme yönündeki çabalarını teyit ettiler”.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English