Bizi Takip Edin

Amerika

Çin ve Arjantin swap anlaşmasını resmileştiriyor

Yayınlanma

Arjantin Merkez Bankası pazar günü yaptığı açıklamada, Arjantin ve Çin’in, Güney Amerika ülkesinin tükenmiş döviz rezervlerini artırmasına izin veren bir swap anlaşmasının genişletilmesini resmileştirdiklerini söyledi.

Bu adımının ülkenin baskı altındaki para birimine destek sağlaması bekleniyor. Ayrıca, Arjantin’in IMF ile yapılacak ödemeler öncesinde rezervleri güçlendirmeyi hedeflediği düşünülüyor.

Arjantin kongresinin bütçe ofisinden alınan verilere göre, IMF’ye 700 milyon doların üzerinde bir faiz ödemesinin yapılması gerekiyor.

Çin ile swap anlaşmasını geçen yıl Kasım ayında açıklayan Başkan Alberto Fernandez, bunun 5 milyar dolar değerinde olduğunu söylemişti.

Reuters’ın haberine göre, Arjantin ve Çin merkez bankalarının başkanları, “her iki kurum arasındaki swap anlaşmasının etkinleştirildiğini ve Arjantin piyasasında (Çin yuanı) kullanımını derinleştirmeyi taahhüt ettiğini” doğruladı.

Arjantin Merkez Bankası açıklamasında, “Swap, 130 milyar yuanlık uluslararası rezervlerin güçlendirilmesi için döviz değişimini ve döviz piyasasındaki operasyonları telafi etmek için 35 milyar yuanlık özel bir aktivasyonu içeriyor” denildi.

Çin ayrıca, Brezilya’dan sonra Arjantin’in en büyük ikinci ticaret ortağı.

İki ülke geçen yıl büyük enerji ve altyapı projeleri için beş yıllık bir yatırım planı çerçevesinde toplam 35 milyar dolarlık bir anlaşmada mutabakata varmıştı. Bu anlaşmaların 23,7 milyarlık bölümü Çin hükümeti tarafında Arjantin’de yatırım olarak tasarlandı.

Amerika

Apple’dan Google açıklaması: Parçalanma ihtimali artıyor

Yayınlanma

Apple’ın Hizmetlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Eddy Cue, geçen hafta Google’ın antitröst davasında tanıklık yaptı ve Google parçalanma ihtimali ile karşı karşıya.

Davanın sonuçları hakkında iki yorumda bulunan Cue, Google’ın hisselerinin %7,5 düşmesine, yani yaklaşık 150 milyar dolarlık bir kayba yol açtı.

Cue, Apple’ın iPhone’daki arama deneyimini yenilemeyi düşündüğünü söyledi. Şu anda Google, arama motoru olarak varsayılan konumda olmak için Apple’a yılda 20 milyar dolardan fazla ödeme yapıyor. Bu, arama şirketinin tekelinin anahtarı ve antitröst davasının merkezinde yer alıyor.

Esasen bu, Google ve Apple arasında bir “arama geliri” paylaşımı. Dava ilk açıldığında, 2020 yılında Apple, bu gelir kaynağını kaybetmekten korkarak kendi arama motorunu oluşturmayı ve bunun yerine geçecek yollar aramayı düşünmüştü.

Şimdi bu stratejiye benzer bir şeyin olası olduğu görülüyor. Cue, Apple’ın Safari tarayıcısını yapay zeka (AI) destekli arama motorlarını içerecek şekilde yenileyebileceğini söylüyor.

Bu, şirketin Safari’deki kazançlı varsayılan konumunu Google’a satma oyununun yakında sona ereceğini bildiğini kibarca ifade etmenin bir yolu olarak görülüyor.

Cua ayrıca, Google arama hacminin geçen ay iPhone’da ilk kez düştüğünü, bunun muhtemelen insanların sıradan arama yerine üretken yapay zeka araçlarını kullanmaya başlamasından kaynaklandığını söyledi.

Bu değişiklik de antitröst davasının bir sonucu gibi görünüyor. Apple, OpenAI’ı Apple Intelligence özellik setine entegre etti ve Google’ı seçmedi ki bunun muhtemel nedenlerinden biri antitröst riskiydi.

AI arama startup’ı Perplexity de Google’ın dağıtımını engellediğini iddia ederek antitröst davasında tanıklık etti ve hemen ardından Motorola ile dağıtım için bir anlaşma imzaladı.

Diğer bir deyişle, Google’ın arama motoru tekeli çatlamaya başlıyor olabilir. Bu durum, şirket üzerinde önemli bir baskı yaratacak ve şirketin en önemli gelir kaynağı olan reklamcılık işini rekabet ile karşı karşıya bırakacak.

Google’ın bulut hizmetleri ve ofis yazılımları gibi rekabet eden alanları da var fakat arama motoru tekeli “altın yumurtlayan tavuk” gibi görülüyordu.

Dahası, ABD Adalet Bakanlığı’na bağlı Antitröst Bölümü, Google’ın kaybettiği tamamen farklı bir antitröst davasında, şirketin reklam yazılımı bölümünün ayrılmasını talep etti.

CNBC’de yayınlanan bir programda Alphabet ve Apple’ın “tekel” sorunları masaya yatırılırken, bazı katılımcıların söyledikleri, Wall Street ve yatırımcı beklentilerinin de “parçalanmadan” yana olabileceğine işaret ediyor.

Alphabet, Amazon, Apple, Meta, Microsoft, Nvidia ve Tesla gibi yedi büyük şirketin (“Muhteşem Yedili”) hisse senetlerine yapılan yatırımlar düşünüldüğünde, bir katılımcı başta Apple ve Alphabet olmak üzere bu şirketlerin “kendilerini yeniden yaratması” gerektiğini savundu.

Başka bir yorumcu daha da ileri giderek, “Belki de en iyisi Alphabet’in bölünmesidir. Belki de bu, hissedarlar için en iyi sonuçtur,” dedi.

Şimdiden, Alphabet bünyesindeki YouTube, Google Search, Gmail, Cloud, Play ve Chrome gibi şirketlerin ayrı ayrı çok daha kârlı olabileceğine ilişkin iddialar ortaya atılmaya başlandı.

Okumaya Devam Et

Amerika

Zuckerberg ve AI terapistler: Aklınıza mukayyet olun!

Yayınlanma

Yazar

Meta CEO’su Mark Zuckerberg’in gelecekte yapay zeka (AI) dostlarla kurulacak sanal ilişkilere ve terapistlere dair söyledikleri gündemde.

Önce, Dwarkesh Patel’in podcast’inde söyledikleri dikkat çekti. Zuckerberg, AI arkadaşların, terapistlerin ve kız arkadaşların geleceği hakkında konuşuyordu.

Meta’nın kurucusuna göre, Amerikalılar ortalama olarak sadece üç arkadaşı olduğu halde “on beş arkadaş istiyordu.” Ardından, AI botlarıyla duygusal bağların şu anda toplumsal olarak hoş karşılanmadığını, fakat sonunda toplumun, hayatlarındaki yalnızlığı ve boşluğu doldurmak için AI’ı kullanan insanların “rasyonel” olduğunu anlamak için “kelimeler bulacağını” ileri sürüyordu.

Zuckerberg daha sonra da bu konuyua değinmeye devam etti. Meta CEO’sunun birkaç gün önce Ben Thompson’ın “Stratechery” podcast’inde yaptığı, pek dikkat çekmeyen açıklamaları, AI arkadaşlığının nasıl işleyebileceğine dair görüşünü daha ayrıntılı olarak açıklıyor.

Birçok kişi Zuckerberg’in sözlerinin, gerçek arkadaşlar yerine AI arkadaşlarınız olacağı anlamına geldiğini düşündü ve aslında üç aşağı beş yukarı o da bunu kastediyordu:

“İlginç bir sosyolojik bulgu var: ortalama bir Amerikalının üçten az arkadaşı var ve ortalama bir Amerikalı üçten fazla arkadaşa sahip olmak istiyor. Dolayısıyla, ideal olarak, insanların doğru insanlarla bağlantı kurmasını sağlamak gerekir ve bu da bizim insanlara yardımcı olmaya çalıştığımız bir şey. Fiziksel olarak bir arada olmadıklarında, uygulamalarımız aracılığıyla bağlantıda kalabilir, insanlarla iletişim halinde olabilir, yeni insanlarla tanışabilirsiniz. Fakat ileride, farklı konularda farklı insanlarla etkileşimde bulunacağınız bir dinamik olacağını düşünüyorum.”

Fakat teknoloji milyarderinin satır aralarında söylediği daha önemli (ve karanlık) başka bir şey daha var: Meta’nın, arkadaşlarınız ve aileniz hakkında çok daha fazla şey bilmek üzerine kurulu bir AI stratejisi olduğu gerçeği.

Zurckerberg, Thompson’a verdiği mülakatta şunları söylüyordu:

“Sanırım en çok odaklandığım konulardan biri, AI’ın arkadaşlarınızla daha iyi arkadaşlık etmenize nasıl yardımcı olabileceği. Sevdiğim insanlar hakkında hatırlamadığım çok şey var, daha düşünceli olabilirim. ‘Son dakikaya kadar plan yapmam’ gibi sorunlar var, sonra da, ‘Kimler orada bilmiyorum ve insanları rahatsız etmek istemiyorum’ gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Sevdiğiniz insanların neler olup bittiğine dair iyi bir bağlam bilgisine sahip bir AI, bu konuda size yardımcı olabilir.

İyi bir kişiselleştirilmiş yapay zeka, sadece ilgi alanlarınız hakkında bazı temel bilgilere sahip olmakla kalmaz, iyi bir asistan veya iyi bir kişiselleştirme, sizin bir şeyleri nasıl düşündüğünüz hakkında bir zihin teorisine sahip olmakla ilgilidir. Yani, bu bizim tüm arkadaşlarımızla yaptığımız şeydir. Sadece ‘Tamam, bu benim arkadaşım Bob ve o şunu sever’ demek gibi değil, bu kişinin hayatında neler olup bittiğini, arkadaşlarınızın neler yaşadığını, zorluklarının neler olduğunu ve bu farklı şeyler arasındaki etkileşimin ne olduğunu derinlemesine anlıyorsunuz.”

Zuckerberg, röportajın bir başka yerinde de, Facebook’ta sağlanan etkileşimin Instragram gibi araçlarla nasıl değiştiğine işaret ediyor. “Eskiden, feed’de bağlantı kurduğunuz kişilerle etkileşim kuruyordunuz,” diye açıklıyor Meta CEO’su, “örneğin biri bir şey paylaşıyordu ve siz de yorum yazıyordunuz, etkileşiminiz bu şekilde oluyordu.”

Peki şimdi durum ne? Zuckerberg net bir şekilde izah ediyor:

“Bugün Facebook, Instagram, Threads ve sanırım artık Meta AI uygulaması [var] ve yaptığımız diğer birçok şeyi keşif motorları olarak görüyoruz. Etkileşimin çoğu feed’de gerçekleşmiyor. Uygulama, size ilginç şeyler göstermek için bir keşif motoru algoritması gibi çalışıyor ve ardından gerçek sosyal etkileşim, ilginç bir şey bulup bunu arkadaşlarınızla grup sohbetine veya bire bir sohbete eklemenizle gerçekleşiyor. Böylece, gerçek, derin ve nüanslı sosyal etkileşimin gerçekleştiği mesajlaşma ile, giderek sadece keşif motorlarına dönüşen feed uygulamaları arasında bir çark etkisi [flywheel] oluşuyor.”

Meta CEO’su, bunu bir “iş modeli” olarak kurguladıklarını gizlemiyor. Bu model, hem işçinin, hem de genel olarak toplumun bütününün “sermaye mantığına” tabi kılınmasının belki de zirvesini oluşturuyor:

“[Biz] AI’ı kullanarak, temel olarak belirli bir iş sonucuna ulaşmak isteyen herhangi bir işletmenin bize gelip, herhangi bir içerik üretmesine veya müşterileri hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmasına gerek kalmadan hizmet almasını sağlamak istiyoruz. Sadece ‘İstediğim iş sonucu şudur, ödemek istediğim ücret şudur, sizi banka hesabıma bağlayacağım, elde ettiğiniz iş sonuçları kadar ödeme yapacağım’ diyebilsinler… Bence bu, reklamcılık kategorisinin yeniden tanımlanmasıdır. Bugün reklamcılığın GSYİH’nin yüzde kaçını oluşturduğunu düşünürseniz, bu oranın artacağını beklerim.”

Bu oldukça kritik bir ifade. Zuckerberg mealen şunu diyor: İşletmeler hiçbir içerik üretmek ve müşterileri hakkında hiçbir şey bilmek zorunda olmayacak. Meta, daha doğrusu Meta’nın yapay zeka botu, işletmeler ve müşteriler arasındaki bağlantıyı ve markalaşma ile ilgili çoğu kararı devralacak. Daha fazla veriye, daha geniş bir ölçeğe, daha fazla bağlantıya ve dünyanın en büyük kara kutusuna sahip olacak. Gelecekte, tüm şirketler için pazarlama ve reklam, ticareti tek bir kişi (veya bot) tarafından kontrol edilen otomatik bir altyapıya devretmek anlamına gelecek.

Bundan âlâ ‘toplumsal mühendislik’ mi var?

Bu “iş modeli”, burjuva uygarlığının alamet-i farikalarından “kamu-özel ayrımı”nı da ortadan kaldıracak bir geleceğe işaret ediyor. Zuckerberg, ta 2010 yılında, böyle bir “insanlık” öngördüğünü gizlemediğini söylüyordu:

“İş arkadaşlarınız veya meslektaşlarınız için farklı bir imaja sahip olduğunuz günler muhtemelen çok yakında sona erecek. Kendiniz için iki kimliğe sahip olmak, dürüstlük eksikliğinin bir örneğidir… İnsanları daha açık olabilecekleri bir noktaya getirmek büyük bir zorluktur. Ama bunu başaracağımızı düşünüyorum.”

Zuckerberg’in bu konuda epey bir adım attığını da hatırlatayım. Örneğin, 2007 yılında, Facebook’taki alışverişlerinizi otomatik olarak feed’inize ekleyen Beacon’ı piyasaya sürmüştü. Bu uygulama, kullanıcıların HIV durumlarını ve hangi nişan yüzüklerini satın aldıklarını teşhir ediyordu.

Üstelik yakın zamanda, Wall Street Journal bir haber yayınladı: Meta’nın sohbet robotları, çocuklarla fantezi seks hakkında konuşuyordu.

Meta, “sentetik kişiliklerin” metinler üzerinden şakalaşmaları, selfie paylaşmaları ve hatta kullanıcılarla canlı sesli sohbetler yapmaları dahil olmak üzere tam kapsamlı sosyal etkileşim sunmalarına izin veriyor.

Olan biten, Marx’ın sermayenin davranış biçimi ile ilgili analizlerinden birini bir kez daha doğruluyor. Marx Kapital’de, “formel” ve “reel” tabiyet [subsumption] biçimi arasında ayrım yapıyor. İlk başta sermaye, mevcut emek sürecini –yani teknikleri, pazarları, üretim araçlarını ve işçileri– kendi içine çekiyor. Marx buna “formel” tabiyet adını veriyor.

Bu süreçte, tüm emek süreci eskisi gibi devam ediyor, fakat üretim araçlarını ve dolayısıyla işçilerin geçim araçlarını tekelleştiren kapitalist, işçiyi ücretli emeğe boyun eğmeye zorluyor ve mevcut piyasaları kullanarak sermayeyi biriktirebiliyor.

Ne var ki kapitalizm, mevcut üretim güçlerinin sınırlı temelleri üzerinde gelişemiyor. Gerçek kapitalist emek sürecinin önkoşulları ancak sermayenin kendisi tarafından yaratılabiliyor. Böylece sermaye, toplumsal ilişkileri ve emek biçimlerini, sermayenin doğası ve gereklilikleriyle tamamen iç içe geçene kadar yavaş yavaş dönüştürüyor ve emek süreci gerçekten, reel olarak sermayeye tabi kılınıyor.

Dolayısıyla sermaye, birikebilmek için, mülk sahiplerinin mülksüz kalmamalarını garanti altına almak için, yalnızca ücretli emeği değil, tüm toplumu, kendisine tabi kılacak modeller ve emek süreçleri geliştirmek zorunda.

Arkadaşlarınızla ilişkileriniz, ailenizle neler yaşadığınız, hatta mental sağlınıza ilişkin bilgiler, bu nedenle sermayenin önüne serilmek zorunda:

“Şahsen, herkesin bir terapisti olması gerektiğine inanıyorum. Terapist, gün boyunca ya da gün boyunca olmasa da, endişelendikleri her konuda konuşabilecekleri birisi gibi. Terapisti olmayan insanlar için ise, herkesin bir yapay zeka asistanı olacağını düşünüyorum.”

Okumaya Devam Et

Amerika

Trump’tan zenginler için vergi artışı önerisi

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump, yüksek gelirli Amerikalılar için en üst gelir vergisi oranını yüzde 37’den yüzde 39,6’ya çıkarmayı önerdi. Teklif, mevcut vergi indirimlerinin uzatılması için kaynak arayışının bir parçası olarak Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’a iletildi. Öneri, yıllık geliri belirli eşiklerin üzerindeki şahısları ve evli çiftleri etkileyecek.

ABD Başkanı Donald Trump, 7 Mayıs’ta Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’a yüksek gelirli Amerikalılar için en üst gelir vergisi oranını artırmayı önerdi.

Bloomberg ve The New York Times‘ın haberine göre, Trump yıllık geliri 2,5 milyon dolar veya evli çiftler için 5 milyon doların üzerinde olanlar için oranı yüzde 37’den yüzde 39,6’ya çıkarmayı teklif etti.

Bloomberg‘in aktardığına göre, Trump ayrıca girişim sermayesi ve özel sermaye fonu yöneticilerine uygulanan taşınan kâr vergi indirimlerinin kaldırılması isteğini de yineledi.

Ajansın aktardığına göre, Temsilciler Meclisi Vergi Komisyonu Başkanı Jason Smith’in 9 Mayıs’ta Trump ile görüşmesi ve vergi tasarısının başkanın önceliklerine uygun olacağını bildirmesi bekleniyor.

Öte yandan The New York Times, Trump’ın ilk başkanlık döneminde, 2017 yılında “zenginlere yönelik vergi”nin en üst oranını yüzde 39,6’dan yüzde 37’ye düşürdüğünü belirtti.

Gazete, bu oranın hâlen aynı seviyede olduğunu ancak şu anda yıllık geliri 626 bin 350 doları aşanlar için geçerli olduğunu kaydetti.

Trump’ın önerisinin, vergi indirimlerinin uzatılmasına ilişkin yasa tasarısı görüşmeleri sırasında geldiği kaydedildi.

Bu yasa tasarısının maliyetini karşılamak için yasa koyucular, düşük gelirli Amerikalılara yönelik sağlık sigortası programı Medicaid’in kesilmesi de dahil olmak üzere kaynak bulmaya çalışıyor.

Bloomberg‘e sunulan bağımsız Tax Foundation’ın ön değerlendirmesine göre, zenginlere yönelik yeni vergi oranının on yıl içinde bütçeye 67,3 milyar dolar gelir sağlaması bekleniyor.

ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick, yaptığı açıklamada, zenginlere yönelik vergilerin artırılmasının, Trump’ın otelcilik sektörü çalışanları ve yaşlılar için vergi indirimleri gibi seçim vaatlerini finanse etmek için daha fazla kaynak yaratacak “akıllı” bir adım olduğunu söyledi.

Ancak ajans, kongrede bu konuda farklı görüşler olduğunu yazdı.

Bloomberg, Trump’ın daha önce zenginler için vergi indirimleri vaat ederek seçim kampanyası sırasında birçok zengin bağışçının desteğini aldığını belirtmişti.

ABD Başkanı, 2021 yılında “milyarder vergisine” karşı çıkmış, zenginlerin bu durumda ABD’yi terk edebileceğini savunmuştu.

Ancak bu bahar Semafor, Trump’ın en zengin Amerikalılardan bazıları için vergileri artırmayı değerlendirmeye hazır olduğunu yazdı.

ABD’nin dış yardımlarında ‘önce Amerika’ dönemi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English