Bizi Takip Edin

AMERİKA

Cumhuriyetçi muhalefet, Cumhuriyetçi Başkan McCarthy’yi devirdi

Yayınlanma

ABD Temsilciler Meclisi Başkanlığı görevinden alınan Kevin McCarthy, Kongre’nin alt kanadı tarihinde görevinden alınan ilk lider oldu. Cumhuriyetçi McCarthy, kendi partisindeki muhalefetin mücadelesi sonucunda devrildi.

Salı günü öğleden sonra yapılan ve 216’e 210 ile biten oylama sonrasında Temsilciler Meclisi, McCarthy’nin sözcülükten kovulmasını öngören önergeyi onayladı. Sekiz Cumhuriyetçi, kendi parti liderlerine karşı oy kullandı ve 208 Demokratın yanında yer alarak McCarthy’nin görevden alınmasını sağladı.

Daha önce benzeri görülmemiş bu oylama, yeni Meclis Başkanının seçimleri demek. Fakat Salı gecesi itibariyle Cumhuriyetçiler arasında uzlaşmaya varılmış bir aday yoktu ve yeni Meclis Başkanının seçileceği oylamanın en azından önümüzdeki haftaya kadar yapılması beklenmiyor.

Financial Times’ın (FT) aktardığına göre McCarthy, görevden alınmasının ardından yapılan kapalı bir toplantıda Cumhuriyetçilere Meclis Başkanlığı için tekrar aday olmayacağını söyledi. Daha sonra X’te yaptığı bir paylaşımla kararını teyit etti. McCarthy, “Bugün bir oylama kaybetmiş olabilirim ama inandığım şey için savaştım ve Amerika’ya inanıyorum. Hizmet etmek benim için bir onurdu,” dedi.

McCarthy’nin görevden alınması Cumhuriyetçi Parti içindeki keskin bölünmelerin altını çiziyor. Ayrıca Temsilciler Meclisi, yeni bir Meclis Başkanı seçilinceye kadar yasama faaliyetlerini yürütemeyecek.

Kuzey Carolina’dan Cumhuriyetçi bir Kongre üyesi ve McCarthy’nin yakın müttefiki olan Patrick McHenry, seçilmiş Meclis Başkanının yokluğunda meclisi yönetmek üzere ‘geçici Meclis Başkanı’ olarak atandı.

Güney Carolina’dan Demokrat Kongre üyesi Jim Clyburn, “Bunlar keşfedilmemiş sular. Kimse [ne olacağını] bilmiyor,” dedi.

Temsilciler Meclisi Başkanı, Kongre’nin alt kanadının en üst düzey üyesi ve başkan yardımcısından sonra başkanlık silsilesinde ikinci sırada yer alıyor.

‘Cumhuriyetçi isyan’

FT’nin aktardığına göre Cumhuriyetçilerin McCarthy’ye karşı ‘isyanına’, Meclis Başkanı’nın hafta sonu hükümetin kapanmasını önlemek için Demokratlarla bir anlaşma yapmasının ardından harekete geçmeye karar veren Florida’dan Kongre üyesi Matt Gaetz öncülük etti.

Cumhuriyetçiler alt meclisi çok az bir farkla kontrol ediyor ve bu da McCarthy’ye karşı savaşlarında az sayıda Cumhuriyetçi muhalife güç veriyor.

Salı günü Demokrat liderler, McCarthy’nin başkanlıkta kalmasına yardımcı olma yönündeki önerileri reddederek üyelerine Meclis Başkanını görevden almak için evet oyu vermelerini tavsiye etti.

Temsilciler Meclisi’nin en üst düzey Demokrat üyesi Hakeem Jeffries, partili meslektaşlarına gönderdiği mektupta, “Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçi iç savaşı sona erdirmek artık Cumhuriyetçi Parti üyelerinin sorumluluğundadır,” dedi.

McCarthy’nin görevden alınması yönünde oy kullanan Cumhuriyetçilerin birçoğu, bu yılın başlarında Meclis Başkanı olma girişiminde de ona karşı çıkmıştı. McCarthy ancak Ocak ayındaki 15. tur oylamada seçilebilmişti.

McCarthy, Gaetz’in, seks ticareti yaptığı iddialarına ilişkin kongre etik soruşturmasından kaynaklanan kişisel bir kan davası güttüğünü ileri sürdü.

Meclis Başkanı oylamadan önce CNBC’ye verdiği demeçte, “Matt Gaetz en başından beri bunu yapmayı planlıyordu. Hayatında zorlandığı kişisel şeyler var, sorun değil,” demişti.

Adalet Bakanlığı bu yılın başlarında Gaetz hakkında yürüttüğü soruşturmayı herhangi bir suçlamada bulunmadan sonlandırmıştı. Gaetz herhangi bir yanlış yaptığını reddetmişti.

Bütçe meselesi başlıca neden

Ocak ayında Cumhuriyetçiler Meclis’in kontrolünü ele geçirdiğinde, McCarthy Meclis Başkanı olabilmek için Meclis’in çoğunluğunun desteğini kazanmaya çalışıyordu. Gaetz’in başını çektiği bir grup Cumhuriyetçi, McCarthy’den bazı tavizler koparmak için harekete geçmişti.

Bu grubun en önemli şikayetlerinden biri, Kongre’nin hükümeti finanse etme süreciydi ve bu sürecin hükümetin ölçüsüz harcamalarına olanak sağladığını söylüyorlardı.

Şu an gündemde olan hükümetin kapanmasını önlemek için bütçe tasarılarının Kongre’den geçmesi ve yeni mali yılın başlayacağı 1 Ekim tarihine kadar Başkan tarafından imzalanması gerekiyor.

Uygulamada, Kongre son yıllarda artan bir sıklıkla bu son tarihi kaçırıyor. Temsilciler de daha fazla zaman kazanmak için ‘devam kararı’ olarak bilinen ve hükümeti belirli bir süre için, genellikle tatillere kadar, mevcut seviyelerde finanse eden kararı geçiriyorlar.

Daha sonra bu süreyi, tüm bireysel harcama faturalarını bir araya getirerek, döngünün tekrarlanacağı bir sonraki Ekim ayına kadar çeşitli departmanlara fon sağlayan ‘omnibus’ adı verilen büyük bir mevzuat parçası haline getirmek için kullanıyorlar.

Gaetz ve diğer Cumhuriyetçi muhalefet, bu uygulamaya son vermek ve ‘normal düzene’ geri dönmek istiyorlar. Yani; tek tek, yıllık harcama tasarılarının görüşülmesi ve kabul edilmesi. İddialarına göre bu sayede, daha derin ve Cumhuriyetçilerin istediği bütçe kesintileri elde edebilecekler.

Bu yıl 1 Ekim tarihi yaklaşırken McCarthy dört ayrı harcama tasarısını gündeme getirdi ve Meclis de bunları kabul etti. Fakat kapanmayı önlemek için bir devam kararı alınması gerektiğini söyledi.

Gaetz ve muhalif Cumhuriyetçiler, bunu McCarthy’nin meclis başkanlığı seçimlerinde kendisini desteklemek üzere yaptıkları anlaşmanın şartlarını çiğnemesi olarak değerlendirip fonlama süresinin uzatılmasını reddettiler.

‘Gizli Ukrayna görüşmesi’ iddiası

Gaetz ayrıca, McCarthy ile Demokratlar arasında gizli bir Ukrayna’ya yardım görüşmesi yapıldığını öne sürüyor.

Gaetz’in Pazartesi günü Temsilciler Meclisi kürsüsünde McCarthy’yi görevden alma önergesinin yakında geleceğini söylediğinde dile getirdiği ilk şey, “Ukrayna konusundaki gizli yan anlaşma neydi?” oldu.

Biden’ın Pazar günü yaptığı bir yoruma atıfta bulunan Gaetz, McCarthy’yi birçok Cumhuriyetçinin karşı çıktığı ayrı bir önlemle Ukrayna’ya daha fazla fon sağlamak için ‘gizli bir anlaşma’ yapmakla suçladı.

Ukrayna’ya destek sağlamaya devam etmek Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçileri ikiye bölmüş durumda. Geçen hafta Ukrayna için hazırlanan ek fon tasarısına 117 Cumhuriyetçi karşı oy kullanırken 101 Cumhuriyetçi destek verdi.

Cumhuriyetçi muhalefete tepkiler sertleşiyor

Oylamadan sonra yaptığı basın toplantısında Gaetz ve diğerlerinin kendilerine muhafazakâr deme hakkına sahip olmadıklarını savunan McCarthy, “Öfkeli ve kaotik oldukları için muhafazakâr olduklarını söyleyemezler. Benim mensubu olduğum parti bu değil,” dedi.

Aralarında eski Temsilciler Meclisi Başkanı Newt Gingrich’in de bulunduğu çok sayıda önde gelen Cumhuriyetçi de Gaetz’in kınanması, hatta partiden ihraç edilmesi çağrısında bulundu. Gingrich, Washington Post’ta yayınlanan makalesinde Gaetz’i ‘Cumhuriyetçi karşıtı’ olmakla suçladı ve muhafazakâr hareket için ‘tahripkâr’ olduğunu söyledi.

Büyük bir Cumhuriyetçi bağışçı olan Dan Eberhart, “Matt Gaetz, Amerikan halkına hükümet etme konusunda ciddiye alınamayacağımızı göstererek partimizi sabote ettin. Mükemmelin iyinin düşmanı olmasına izin vererek, yorulmak bilmeyen ve şeffaf bir muhafazakâr Meclis Başkanını devirdin,” dedi.

Fakat bazı Temsilciler Meclisi üyelerii Gaetz’in taktiklerine katılmasalar da partiden kovulmayı da hak etmediğini söyledi.

McCarthy’nin en büyük destekçileri arasında yer alan Georgia’dan Marjorie Taylor Greene, “Matt Gaetz bugün pek çok iyi noktaya değindi. Washington’da değişime ihtiyacımız var. [Gaetz’in] söylediklerine karşı değilim. Sadece stratejiyi beğenmedim,” ifadelerini kullandı.

Donald Trump’tan ‘kavga etmeyin’ uyarısı

McCarthy’nin görevden alınması hakkında yorum yapmaktan uzun süre kaçınan eski Başkan ve 2024 seçimlerinde Cumhuriyetçilerin en önemli adaylarından Donald Trump nihayet sessizliğini bozdu.

Trump Salı günü sosyal medya platformu Truth Social’da yaptığı bir paylaşımda, Capitol Hill’de yaşanan olaylardan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi ve “Cumhuriyetçiler neden hep kendi aralarında kavga ediyorlar, neden ülkemizi yok eden radikal sol Demokratlarla mücadele etmiyorlar?” diye sordu.

AMERİKA

Demokrat New York Belediye Başkanı Adams’tan Musk’a övgü

Yayınlanma

New York’un Demokrat Belediye Başkanı Eric Adams, Elon Musk’ın seçilmiş başkan Donald Trump’ın kabinesine dahil edilmesini memnuniyetle karşıladığını söyledi.

Son zamanlarda Trump’a karşı oldukça yumuşak bir tutum sergilediği öne sürülen Adams, Musk’ın Devlet Verimlilik Departmanındaki (DOGE) yeni yerini, “Belediye Binasını düzene sokma teklifine benzer bir çaba” olarak nitelendirdi.

Adams, PIX 11’e verdiği röportajda, “Bazılarının tartışabileceği gibi, bu göreve getirilmesinin önemli olduğunu düşündüğüm kişilerden biri de Elon Musk. Herhangi bir değişiklik yapmak istemeyen bürokrasiyle dolu çağdışı bir hükümetle karşı karşıyayız,” dedi.

New York Belediye Başkanı Adams’ın Türkiye bağlantılarına ilişkin yeni iddialar

Adams, hükümeti modernleştirmenin insansız hava araçları kullanmak kadar basit olabileceğini savundu.

Central Park yakınlarındaki bir basın brifinginde Adams, drone ekiplerini New York Polis Departmanının (NYPD) çeşitli bölgeleriyle eşleştirecek yeni bir girişimden bahsetti. Görevliler, acil durum çağrıları alınır alınmaz cihazları konuşlandıracak ve bunları rutin mahalle devriyeleri için kullanacak.

Adams ayrıca Trump’ın Florida’daki konutunu korumak için kullanılan robot köpekten de övgüyle bahsetti. Belediye Başkanı, 2023 yılında Times Meydanında düzenlenen bir basın toplantısında aynı üretici tarafından üretilen bir makineyi tanıtmıştı.

New York polisinden gözaltındaki Filistin yanlısı eylemcilere işkence

Adams, “Ben teknolojiye inanan biriyim. Birçoğunuzun yeni başkanın bizim burada kullandığımız teknolojilerden biri olan Digidog’u kullandığını fark edip etmediğini bilmiyorum. Şu anda Florida’da arazisini korumak için kullanıyor. Bu da bizim önden gittiğimizi gösteriyor,” dedi.

Belediye Başkanı, “Vizyonunuzu anlayan ve bu vizyonla hareket etmeye istekli olan doğru insanları seçmelisiniz ve [Trump] buna inananları seçiyor,” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Trump, Adalet Bakanlığını Gaetz’e, istihbaratı Gabbard’a emanet etti

Yayınlanma

ABD’nin seçilmiş başkanı Tulsi Gabbard kabinesini yeni atamalar yapıyor.

Trump sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, en sadık destekçilerinden biri olan Florida Temsilciler Meclisi üyesi Matt Gaetz’i Adalet Bakanı olarak aday göstereceğini duyurdu.

Gaetz hakkında daha önce çeşitli soruşturmalar açılmış ve bazı Cumhuriyetçi senatörler Gaetz’in adaylığına destek verme konusunda çekincelerini dile getirmişlerdi.

Trump yaptığı açıklamada, “Matt, Silah Olarak Yapılandırılmış Hükümete son verecek, Sınırlarımızı koruyacak, Suç Örgütlerini dağıtacak ve Amerikalıların Adalet Bakanlığına karşı kötü bir şekilde sarsılan İnanç ve Güvenini yeniden tesis edecektir,” dedi.

Hakkında soruşturma olan Adalet Bakanı

Trump, Gaetz’in ilk görevden alınma soruşturması sırasında kendisini savunmasına atıfta bulunarak, yeni bakanın “Rusya Aldatmacasının yenilgiye uğratılmasında” kilit bir rol oynadığını savundu.

Temsilciler Meclisi Etik Komitesi haziran ayında Gaetz hakkında cinsel suiistimal, uyuşturucu kullanımı ve görevi engelleme gibi iddialarla ilgili soruşturma yürüttüğünü açıklamıştı. Gaetz tüm suçları reddetti ve seks ticareti yasalarını ihlal ettiği ve adaleti engellediği iddialarına ilişkin geçen yıl kapatılan Adalet Bakanlığı soruşturması boyunca masum olduğunu savundu.

New York Times’ın haberine göre, Adalet Bakanlığı iki yıl boyunca, 17 yaşındaki bir kızla uygunsuz cinsel ilişkiye girdiği ve muhtemelen federal seks ticareti yasalarını ihlal ettiği iddialarını inceledi. Bakanlık geçen yıl Gaetz hakkında herhangi bir suçlamada bulunmadan soruşturmayı kapattı.

İsrail lobisi Gaetz’in seçimine tepkili

Öte yandan ABD’deki İsrail lobisi Gaetz’in seçiminden memnun kalmadı.

2018’de ADL ve Cumhuriyetçi Yahudi Koalisyonu, o dönemde ilk dönemini yaşayan Gaetz’i, Holokost inkârcısı bir kişiyi Birliğin Durumu konuşmasına konuk olarak davet ettiği için eleştirmişti.

Konuk Charles Johnson, Holokost’ta 6 milyon Yahudinin öldürüldüğünden şüphe ettiğini söylemiş ve “sadece 250.000 kişinin hastalıktan öldüğünü” öne sürmüştü.

Gaetz, Johnson’ın “Holokost inkârcısı” olduğunu reddetmişti. BuzzFeed’e verdiği demeçte, “Holokost inkârcısı değil ve Yahudi karşıtı da değil. O bir provokatör, onu Birliğin Durumu’na davet etmeden önce daha iyi incelemeliydim, bunu yapmadığım için pişmanım. Bu benim hatam. Bunun sorumluluğunu üstleniyorum. Ama o bir Holokost inkârcısı değil,” demişti.

Tulsi Gabbard

Eski Demokrat Tulsi Gabbard istihbaratı yönetecek

Trump, eski Demokrat Kongre üyesi Tulsi Gabbard’ı ulusal istihbarat direktörü olarak seçtiğini açıkladı.

Trump yaptığı açıklamada, “Tulsi yirmi yılı aşkın bir süredir ülkemiz ve tüm Amerikalıların özgürlükleri için mücadele etti,” dedi.

Gabbard Ulusal Muhafız Ordusunda görev yapmış ve 2022’de bağımsız olmadan önce 2013-2021 yılları arasında Hawaii’yi Temsilciler Meclisi’nde temsil etmişti.

Trump açıklamasında Gabbard için “artık gururlu bir Cumhuriyetçi!” dedi.

Gabbard 2020’de Demokratların ön seçimlerinde başkanlığa adaylığını koymuştu.

Suriye’ye giderek “Esad ABD’nin düşmanı değil” demişti

Ocak 2017’de, o zamanlar Temsilciler Meclisinde Hawaii’nin ikinci bölgesini temsil eden Demokrat Tulsi Gabbard Suriye’ye gitmişti.

O dönemde bir blog yazısında, “Suriye halkını doğrudan görmek ve onlardan haber almak” için ülkeye gittiğini yazmıştı.

Gabbard daha sonra da Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın “ABD’nin düşmanı olmadığını” söyleyerek dikkatleri üzerine çekmişti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD Hazinesi, Rusların İsviçre’deki banka hesaplarını mercek altın aldı

Yayınlanma

ABD Hazine Bakanlığı, UBS’in Credit Suisse’i devralması sonrası Rus müşterilere ait hesaplar üzerinde geniş çaplı bir soruşturma başlattı ve İsviçre’nin “şeffaflık eksikliğinden kaynaklanan risklere” dikkat çekti.

Reuters‘a bilgi veren üç kaynağa göre, ABD Hazine Bakanlığı, UBS’in Credit Suisse’i satın almasıyla devraldığı Rus müşterilerin hesaplarını soruşturuyor.

Kaynaklardan ikisi, bu inceleme kapsamında Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi’nin (OFAC), bankadan resmi bir talepte bulunduğunu aktardı.

İsviçreli bankayla temas halinde olan Amerikalı bir yetkili, görüşmelerin devam ettiğini ifade etti.

Bir kaynak, OFAC’ın geçtiğimiz birkaç hafta içinde UBS’ye resmi bir yazı gönderdiğini belirtti. UBS ve OFAC temsilcileri ise konuyla ilgili yorum yapmaktan kaçındı.

Soruşturmanın odağında, Credit Suisse’in UBS tarafından devralınması sonrası UBS’e geçen Rus müşterilerin olduğu belirtiliyor.

Kaynaklardan biri, UBS’in yaptırım risklerinden kaçınmak amacıyla “şaibeli varlıkları” izole etmeye ve hesapları kapatmaya yönelik adımlar attığını, bu şekilde OFAC soruşturmasının etkilerini sınırlamayı amaçladığını ifade etti.

UBS’deki “sorunlu varlıkların” büyüklüğü henüz tam olarak bilinmiyor. Fakat Credit Suisse’in CEO’su, 2022’de bankanın yönetimindeki varlıkların yaklaşık yüzde 4’ünün Rus müşterilere ait olduğunu ve bu tutarın yaklaşık 35 milyar dolar olduğunu açıkladı.

Başka bir kaynağa göre, Amerikalı yetkililer UBS’in işbirliği konusundaki olumlu yaklaşımını takdir etmekle birlikte, sürecin çözümlenmemesi halinde cezai yaptırımların uygulanabileceği uyarısında bulundu.

İsviçreli düzenleyiciler de UBS’in Credit Suisse müşterileri ile yürüttüğü işlemleri ve bankanın kara para aklamayı önleme prosedürlerini inceliyor. Bu incelemenin, bankanın riskli müşteri portföyüne sahip olabileceği endişesinden kaynaklandığı belirtiliyor.

ABD ile İsviçre arasında anlaşmazlık

ABD ve İsviçre, Rus sermayesinin tespiti ve önlenmesine yönelik çalışmalarda bazı görüş ayrılıkları yaşıyor. Washington’ın başlıca şikayetlerinden biri, İsviçre’nin mülk ya da şirket gibi varlıkların gerçek sahibinin beyan edilmesini zorunlu kılan bir yasaya sahip olmaması. Bir Amerikalı yetkili, bu durumun, yaptırımlara tabi mülk sahiplerinin tespitini zorlaştırdığını ifade etti.

Bir başka kaynak, OFAC’ın İsviçre’nin bu alandaki durgunluğundan ötürü hayal kırıklığı yaşadığını ve ülkenin yalnızca Rusya değil, İran gibi ülkeler için de yasadışı mali işlemler için bir kanal haline gelebileceğinden endişe duyduğunu savundu.

Bu endişelerin, esas olarak, mülk sahiplerinin kimliklerini gizleyerek para transferi yapan avukatlara yönelik olduğu, ancak UBS’in bu davada suçlu sayılmadığı da vurgulandı.

ABD’de seçimleri kazanan Donald Trump’ın göreve gelmesi, Rusya’ya yönelik yaptırımlar ya da İsviçre ile ilişkilerde bir değişikliğe işaret edebilir. Ancak yeni başkanın bu konuda nasıl bir politika izleyeceği henüz belirsizliğini koruyor.

Credit Suisse ve UBS’e ‘Rusya yaptırımlarını delme’ soruşturması

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English