Bizi Takip Edin

AVRUPA

Danimarka istihbaratının yeni raporu ne anlama geliyor?

Yayınlanma

Rus saldırısı mı, Trump korkusu mu?

Danimarka Savunma İstihbarat Servisi (FE), 9 Şubat’ta yeni bir rapor yayınladı. Ülkeye yönelen tehditlerin sıralandığı ‘Udsyn 2024’ isimli güncellenmiş tehdit raporunda, Rusya’nın NATO’ya karşı askeri kapasitesini hızla artırdığına dikkat çekiliyor.

“Şu an itibarıyla Danimarka Krallığı’na yönelik doğrudan bir askeri saldırı tehdidi bulunmamaktadır” ifadelerine yer verilen raporda, Rusya’nın NATO’ya karşı ‘tehdit oluşturma kapasitesinin önümüzdeki yıllarda ciddi şekilde artacağı’ öngörülüyor. 

Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı sürdürürken bir yandan da askeri gücünü yeniden inşa ettiğine dikkat çekilen raporda, Moskova’nın 2022’den bu yana büyük çaplı bir askeri reform sürecine girdiği belirtiliyor.

Raporda ayrıca, “Çin’in ekonomik ve maddi desteği ile Kuzey Kore ve İran’ın sağladığı askeri ve teknolojik yardımlar, Rusya’nın NATO’ya karşı güçlenmesine olanak tanıyor” ifadeleriyle Rusya’nın ‘askeri kapasitesini artırma sürecinde yalnız olmadığına’ dikkat çekiliyor. 

Danimarka istihbaratı, Rusya’nın ‘kendisini Batı ile doğrudan bir çatışma içinde gördüğünü’ tespit etse de, Moskova’nın beklenen savaşı başlatmak için ‘nihai bir karar almadığı’ ve ‘NATO’nun 5. Maddesi’ni devreye sokacak bir adımdan kaçındığı’ görüşünde. Ancak FE’ye göre Ruslar, 5. Madde’yi devreye sokmaktan kaçınsa da, ‘siber saldırılar, dezenformasyon kampanyaları gibi güvenlik tehdidi oluşturacak hibrit yöntemler’ kullanmaktan çekinmiyor.

‘Arktik’ vurgusu

Raporda, Rusya, Çin ve ABD arasındaki gerilimin Arktik bölgesine de yayıldığına dikkat çekilerek, “Rusya, Arktik bölgesine yüksek öncelik vermekte ve bu bölgede daha önce görülmemiş düzeyde bir tırmanma riskine neden olmaktadır” ifadelerine yer veriliyor ve Moskova’nın ‘konvansiyonel askeri gücünü artırmayı, yeni birlikler kurmayı ve Arktik’teki altyapısını geliştirmeyi öncelik olarak gördüğü’ belirtiliyor. 2022 yılında kabul edilen Rus denizcilik doktrinine atıfta bulunan raporda, “Rusya, kuzeydeki çıkarlarını korumak için tüm araçları, askeri güç de dahil olmak üzere, kullanabileceğini açıkça ortaya koymaktadır” ifadelerine yer veriliyor.

Danimarka Krallığı’na bağlı Grönland ve Faroe Adaları’na yönelik doğrudan bir askeri saldırı tehdidi ise, raporda ABD bağlamında değerlendiriliyor. Danimarka istihbaratına göre Ruslar şimdilik bu bölgeye saldırmayı düşünmüyor, ancak ABD’nin varlığı ise ‘riskleri artıran’ bir faktör olarak değerlendiriliyor. 

Öte yandan, Trump ABD’sinin Rusya’ya karşı Avrupa’ya desteğinin kesilip kesilmeyeceğine yönelik tartışmaların, Danimarkalı istihbaratçıları da etkilediği görülüyor. Zira raporda, Rusların ‘ABD’nin Avrupa’daki NATO ülkelerini destekleme kapasitesinin azaldığı veya bu desteğin sağlanmayacağına dair bir değerlendirme yapması’ halinde Avrupa’ya doğrudan saldırı gerçekleştirme ihtimalinin yükselebileceği vurgulanıyor.

Aynı şekilde, Danimarka istihbaratına göre, eğer Rusya ‘NATO’yu askeri açıdan zayıf veya siyasi olarak bölünmüş görürse’ bölgesel savaş başlatma konusunda daha istekli davranacak. 

Danimarka istihbaratı, Rusya’nın ‘yaklaşık 6 ay içinde’ bir komşu ülkeye, ‘yaklaşık 2 yıl içerisinde ise bir veya birkaç NATO ülkesine tehdit oluşturabileceğini ve Baltık bölgesindeki birkaç ülkeyi içeren bölgesel bir savaş başlatmaya hazır hale gelebileceğini öngörüyor. 

İstihbarat analistlerinin daha uzun vadeli öngörüsü ise, Rusya’nın ‘yaklaşık 5 yıl içinde Avrupa kıtasında büyük çaplı bir savaşa hazır hale gelebileceği’ yönünde. Ancak rapora göre bu senaryo, ‘ABD’nin müdahil olmadığı’ bir durum için geçerli. 

Böyle bir senaryoda ortaya çıkan soru ise, Avrupa’nın böyle bir savaşa ne kadar hazır olduğu…

‘Avrupa hazır değil’

Danimarka basınına konuşan uzmanlar, Avrupa’nın askeri açıdan ‘geride’ olduğu görüşünde. 

Danmarks Radio’dan (DR) Ida Meesenburg’a konuşan Kopenhag Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü Mikkel Vedby Rasmussen, Avrupa’nın hazırlıksız olduğunu ve savaş çıktığında kullanıma hazır çok daha fazla askeri ekipmana ihtiyacı olduğunu vurguladı.

Rasmussen, “Savaşta kullanılmak üzere hızla silah üretebilecek fabrikalara, Soğuk Savaş döneminde sahip olduğumuz ancak sonrasında tasarruf amacıyla ortadan kaldırdığımız savunma altyapısına ihtiyacımız var” açıklamasında bulundu.

Tænketanken Europa adlı düşünce kuruluşunun baş analisti Christine Nissen ise, görüşlerini “Avrupa doğrudan savaş içinde olmasa da artık barış döneminde değiliz. Bu gerçeği Avrupalı liderlerin kabul etmesi gerekiyor. Bir zamanlar tamamen tarih kitaplarında kalmış olduğunu düşündüğümüz toprak savaşı ihtimali, bugün Avrupa’nın güvenlik gündeminde önemli bir yer tutuyor” ifadeleriyle açıkladı.

Danimarka Savunma Akademisi öğretim görevlisi Peter Viggo Jakobsen ve Danimarka Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü’nden kıdemli araştırmacı Flemming Splidsboel, Avrupa’da büyük çaplı bir savaş ihtimalinin düşük olduğunu savunuyor.

Danimarka Savunma Akademisi’nden askerî analist Anders Puck Nielsen ise, Rusya’nın Doğu Avrupa’daki bir ülkenin küçük bir bölgesini işgal etme ihtimaline dikkat çekiyor. Litvanya ve Finlandiya’yı örnek gösteren analistin görüşleri, NATO’nun son dönemde Avrupa’nın doğusu ve kuzeyinde artan askeri hareketliliğiyle de tutarlı bir çizgide.

‘Ukrayna’da savaş biterse Rusya saldırıya devam eder’

Avrupa siyasetinin paylaştığı bir diğer öngörü, Danimarka istihbaratının raporunda da yer aldığı üzere Rusya’nın Avrupa’ya saldırı ihtimalinin, Ukrayna’daki savaşın bitmesiyle doğru orantılı olması. Trump faktörünün Avrupa’da yarattığı bir diğer ‘endişe’ de bu.

Rusya’nın askerî sanayisinin hızla büyümesi, ordunun artan savaş tecrübesi, Rusya’nın meseleyi Ukrayna’dan ziyade ‘Batı’yla savaş’ olarak görmesi, İran, Çin, Kuzey Kore desteği iddiaları, Arktik’te artan gerilim… Danimarka istihbaratının Rusya’nın oluşturduğu ‘tehditlerle’ ilgili altını çizdiği bu başlıkların hiçbiri yeni değil. Hatta, Ukrayna savaşının bitmesi halinde Rusya’nın ‘Avrupa’ya doğru saldırmaya devam edeceği’ iddiası da uzundur dillendiriliyor. 

Bütün bu ‘bilinenlere’ rağmen raporu dikkat çekici kılan şey, isim verilmese de ‘Rusya’nın saldırısına yol açacak’ bütün noktaların kesişiminde ‘Trump faktörünün’ bulunması. Bu nedenle, raporun teması, Trump iktidarıyla birlikte daha fazla dile getirilmeye başlanan, ‘Avrupa’ya destek kesilirse (veya Ukrayna savaşı biterse) Putin saldırır’ anlatısıyla doğrudan eşleşiyor. Avrupa ülkelerinin yeni tehdit ölçütleri, ABD’nin Avrupa’ya yardım etmeyeceği varsayımına dayanıyor.

Rusya saldırısı ve Trump’ın ‘yalnız bırakması’ ihtimallerini konuşan Avrupa, kaderini Trump’ın eline teslim etmiş durumda. Avrupa güvenliğinin geleceği, “Savunmaya yüzde 5 harcayın” diyen Trump’ı tatmin etmekten geçiyor.

AVRUPA

Gagavuzya lideri Gutsul hakkında 20 gün tutuklama kararı

Yayınlanma

Moldova yargısı, Gagavuzya Özerk Bölgesi Başkanı Evgeniya Gutsul’u 20 gün süreyle tutukladı. Gutsul, tutuklanmasının siyasi amaçlı olduğunu savunarak Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu’yu suçladı ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan yardım talep etti. Gutsul, 25 Mart’ta Kişinev Havalimanı’nda İstanbul’a gitmek üzereyken gözaltına alınmıştı.

Kişinev’deki mahkeme, Gagavuzya Özerk Bölgesi Başkanı Evgeniya Gutsul’u 20 gün süreyle tutukladı.

Savcılık, Gutsul için 30 gün tutukluluk talep etmişti, ancak mahkeme bu talebi kısmen kabul ederek siyasetçinin 20 gün tutuklu kalmasına karar verdi.

Mahkeme çıkışında konvoy eşliğinde ayrılırken Gutsul, “Gagavuzya bugün başsız bırakıldı,” dedi.

Savcı Adrian Scutaru, Gutsul’a yöneltilen suçlamaları “2023 yılında Gagavuzya’daki başkanlık seçimi kampanyasının yasa dışı finansmanı, evrakta sahtecilik, beyannamelerde sahtecilik, kampanya finansmanı raporlarında sahtecilik” olarak sıraladı.

Gutsul’un avukatları, tutukluluk kararına itiraz etmeyi planlıyor.

Evgeniya Gutsul, gözaltına alınmasının absürt olduğunu ve suçlamaların siyasi amaçlı olduğunu savundu ve kendisine yönelik bu baskının Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu tarafından başlatıldığına işaret etti.

Gutsul, 25 Mart’ta Kişinev Havalimanı’nda İstanbul’a gitmek üzereyken gözaltına alındı.

Yetkililer, seçim fonlarının yönetimi düzeninin ihlali ve belgelerde sahtecilik suçlamalarıyla ilgili bir soruşturma kapsamında 72 saatliğine gözaltına alındığını açıkladı.

Gözaltına alınmasının hemen ardından Gutsul, avukatları aracılığıyla Gagavuzya halkına bir mesaj iletti.

Mesajında, “başkanlık görevinden ayrılması ve derhal ülkeyi terk etmesi karşılığında hakkındaki davanın düşürülmesinin teklif edildiğini” belirtti.

Gutsul’un avukatı Sergey Moraru, 2023 yılında da ceza davasının kapatılması karşılığında istifa etmesinin teklif edildiğini de sözlerine ekledi.

Gutsul, sadece özerk bölge halkına değil, aynı zamanda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da başvurdu.

Putin’den, “Moldova makamlarına baskı yapmak için tüm diplomatik, siyasi ve hukuki mekanizmaları kullanmasını” ve “bağımsız Moldova Cumhuriyeti içindeki Gagavuz Özerk Bölgesi’nin özel statüsüne kesin ve net bir destek vermesini” istedi.

Erdoğan’a hitaben ise Gutsul, Ankara’nın 30 yıl önce Gagavuzya’nın Moldova içinde özel statü kazanmasına yardımcı olduğunu hatırlattı ve özerk bölge halkının Türkiye Cumhurbaşkanı’nın müdahalesini beklediğini söyledi.

Gagavuzya, Moldova’nın güneyinde yaklaşık 135 bin kişinin yaşadığı özerk bir bölge.

Yerli halkın neredeyse tamamı Rusya’yı destekliyor ve ülkenin Avrupa Birliği’ne katılmasına karşı çıkıyor.

Geçen seneki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda, Gagavuzya’da özerk bölge doğumlu Aleksandr Stoianoglo birinci olurken, görevdeki Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu (sonunda ikinci dönem için yeniden seçildi) ancak beşinci sırada yer aldı.

Evgeniya Gutsul, Temmuz 2023’ten beri Gagavuzya’yı yönetiyor.

Özerk bölge başkanlığı seçimlerine, iş insanı İlan Şor tarafından kurulan Şor Partisi’nden katıldı.

Haziran 2023’te, seçimlerden bir ay sonra, Moldova Anayasa Mahkemesi Şor Partisi’nin faaliyetlerini yasa dışı ilan etti.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Fransa, savunma sanayisi için 450 milyon avroluk fon kuruyor

Yayınlanma

Fransa Ekonomi Bakanı Eric Lombard geçen hafta Fransa’nın kamu yatırım bankası BpiFrance’ın, insanların paralarını “uzun vadede” savunma şirketlerine yatırmaları için 450 milyon avroya kadar yeni bir fon açacağını duyurdu.

Fona minimum 500 avro yatırım yapılması gerekiyor ve garanti edilmeyen kazançlar beş yıl boyunca geri çekilemiyor.

Duyuru, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un bu ayın başlarında ülkenin zorunlu askerliği yeniden getirmeye hazır olmadığını, ama “sivilleri harekete geçirmenin yollarına bakmak” istediğini söylemesinin ardından geldi.

Lombard geçen hafta yaptığı açıklamada, sabit bir getiri oranı sunmayan yeni kişisel yatırım planının, Fransızların “uzun vadeli plasmanlarla” “savunma sektöründeki şirketlerde doğrudan hissedar” olmaları için bir yol olduğunu söyledi.

Lombard, fona doğrudan ya da hayat sigortası poliçeleri aracılığıyla yatırım yapmanın mümkün olacağını da sözlerine ekledi.

Lombard açıklamasının ardından yayın kuruluşu TF1’e yaptığı açıklamada, “Diğer özel şirketler, yatırım fonları ve bankalar müşterilerine uyarlanmış ürünler sunacaklar,” dedi.

Müşterilerin bu yılın ikinci yarısından itibaren programa abone olmaya başlaması bekleniyor.

Sıradan insanlar için cazip bir yatırım mı?

BFM TV’nin kısa süre önce yaptığı bir ankete göre, Fransa’nın Ukrayna’ya desteğinin artırılması ya da sürdürülmesinden yana olan insanlar arasında yatırım fonuna olan ilk ilgi oldukça yüksek görünüyor.

Ouest-France’a göre Fransa Silahlanma Bakanı Sébastien Lecornu kısa bir süre önce yaptığı açıklamada, “Bakanlık olarak yurttaşlarımızdan hiç bu kadar çok mektup almamıştık: ‘Nasıl yardımcı olabiliriz?’ [diye soruyorlar],” dedi.

Bpifrance Genel Müdürü Nicolas Dufourcq geçen hafta yatırımcılar ve savunma şirketleri arasında yapılan bir toplantıda fonun “savunma şirketlerine yatırım yapacağını” söyledi.

Ekonomi Bakanlığı, fonun Dassault Aviation, Safran, Thales ve Airbus gibi dokuz büyük grubun yanı sıra 4.500’den fazla küçük ve orta ölçekli işletmeyi içeren Fransa’nın “endüstriyel ve teknolojik savunma üssünü” desteklemeyi amaçladığını söyledi.

Başlıca Fransız bankaları Fransız savunma sanayine desteklerini ve sektörün beklenen ihtiyaçlarını finanse etmeye hazır olduklarını teyit ettiler.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

İsveç’ten Soğuk Savaş sonrası en büyük savunma harcaması artışı

Yayınlanma

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, ülkesinin Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük savunma harcaması artışını planladığını duyurdu. Silahlı kuvvetlerin modernizasyonu için 300 milyar İsveç kronundan (yaklaşık 30 milyar dolar) fazla kaynak ayrılacak ve savunma harcamalarının 2030’a kadar GSYİH’nin yüzde 3,5’ine çıkarılması hedefleniyor.

İsveç, silahlı kuvvetlerinin modernizasyonu için 300 milyar İsveç kronundan (yaklaşık 30 milyar dolar) fazla kaynak ayırarak savunma harcamalarını önemli ölçüde artırmayı planlıyor.

Başbakan Ulf Kristersson, bunun İsveç’in Soğuk Savaş’tan bu yana savunma kapasitesini en kapsamlı şekilde güçlendirmesi olacağını vurguladı.

Kristersson, sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı paylaşımda, “İsveç ve tüm Avrupa, benzeri görülmemiş yeni güvenlik sınamalarıyla karşı karşıya. Bu nedenle bugün, İsveç silahlı kuvvetleri için Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük yeniden silahlanma planını sunuyoruz,” ifadelerini kullandı.

Başbakan, ülkenin savunma bütçesinin hâlihazırda NATO’nun yüzde 2’lik Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) hedefini aştığını ancak bunun yeterli olmadığını belirtti.

Yeni strateji kapsamında, savunma harcamalarının 2030 yılına kadar GSYİH’nin yüzde 3,5’ine çıkarılacağını açıkladı.

Kristersson, bu girişimin hayata geçirilmesi için kredi finansmanı kullanılmasının planlandığını da sözlerine ekledi.

Ayrıca Kristersson, NATO’nun üye ülkelerin askeri harcamalarına ilişkin gerekliliklerinin gözden geçirilmesini başlatmayı planladığını bildirdi.

Başbakan, haziran ayında Lahey’de yapılacak NATO zirvesinde, ittifakın asgari harcama oranının yüzde 2’den daha yüksek bir seviyeye çıkarılması için çaba göstereceğini ifade etti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English