Bizi Takip Edin

AVRUPA

Fransa meclisi yabancı müdahaleye ilişkin tasarıyı kabul etti

Yayınlanma

Fransız Ulusal Meclisindeki milletvekilleri çarşamba günü, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Rönesans partisi tarafından yabancı müdahalelerle mücadele için önerilen yasa tasarısını 25’e karşı 171 oyla büyük bir çoğunlukla destekledi.

Fransa Hukuk Komisyonu Rönesans Başkanı ve tasarının raportörü Sacha Houlié, salı günü tartışmayı açarken, “Söz konusu olan egemenliğimizin, demokratik ve liberal değerlerimizin ve ulusun çıkarlarının korunmasıdır,” dedi.

Çarşamba günü genel kurulda büyük ölçüde kabul edilen ve sadece solcu France Insoumise’in (Boyun Eğmeyen Fransa – LFI) karşı oy kullandığı ve Gauche Démocratique et Républicaine’in (Demokratik ve Cumhuriyetçi Sol – GDR) çekimser kaldığı metin dört maddeden oluşuyor.

Özellikle, istihbarat servislerinin şu anda sadece ‘terörle mücadele’ için ayrılmış olan algoritmik izleme tekniklerini kullanmasına izin veren dört yıllık bir deneme öngörülüyor.

Bu önlem başlangıçta, bireysel özgürlükler üzerindeki olası yansımalarından korkan sol partiler tarafından şiddetle eleştirildi.

Ekolojistler – EELV üyesi milletvekili Jérémie Iordanoff Euractiv’e yaptığı açıklamada, “Ulusal Meclisteki tartışmalar, algoritmaların kullanımını dış müdahale ve terörle mücadele durumlarıyla sınırlayan metnin netleştirilmesini mümkün kıldı,” iddiasında bulundu.

Metinde ayrıca Kamu Hayatında Şeffaflık Yüksek Kurumu (HATVP) tarafından kontrol edilecek bir ‘yabancı bir amir adına hareket eden çıkar temsilcileri’ sicili oluşturulması öngörülüyor.

Bu kayıtlar hükümetler, devlet kontrolündeki şirketler ve yabancı siyasi partiler adına hareket eden lobicileri, iletişimcileri ve bağış toplayanları kapsayacak.

Tasarı, kasım ayında Parlamento İstihbarat Delegasyonu (DPR) tarafından yayınlanan ve mevcut araçların ‘etkili fakat tehdidin yoğunlaşması göz önüne alındığında bazen yetersiz’ olduğunu öne süren bir rapora dayanıyor.

Tasarı mayıs ayında Senato tarafından incelenecek.

AVRUPA

Polonya Dışişleri Bakanı: ABD ile yakın ilişkilerimizi sürdürmeliyiz

Yayınlanma

Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski perşembe günü parlamentoda yaptığı konuşmada, ülkesinin ABD ile yakın ilişkilerini sürdürmesi ve Fransız-Alman-Polonya ‘Weimar Üçgeni’nin acilen canlandırılması gerektiğini belirterek, NATO’nun bir savunma mekanizması olarak üyelerine yönelik bir Rusya saldırısına karşı koyacağını ve onu yeneceğini söyledi.

Yıllık dış politika konuşmasını yapan Sikorski, NATO’nun ‘Rusya tehdidinden’ kaynaklanan zorluklarına, Polonya’nın ABD’ye yakın durma ihtiyacına ve Weimar Üçgenini canlandırma aciliyetine odaklandı.

“Vladimir Putin ile karşı karşıya gelmekten korkması gereken biz, yani batı değiliz,” diyen Sikorski, NATO’nun bir ‘savunma ittifakı’ olduğu için Rusya’yı tehdit etmek niyetinde olmadığını, ‘fakat herhangi bir NATO üyesine yapılacak bir saldırının (Rusya’nın) yenilgisiyle sonuçlanacağını göstermek istediğini’ kaydetti.

Sikorski, yeni meydan okumalar karşısında Avrupa’nın, Avrupa Gökyüzü Kalkanı girişimi ve AB’nin Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası ile ilgili diğer olasılıkları araştırmak da dahil olmak üzere, savunma işbirliğinin kalitesini artırması gerektiğini söyledi.

Dışişleri Bakanına göre Kremlin’in AB ile temel sorunu, temsil ettiği değerler. “Rus yetkililer, Sovyetler Birliği’nin eski üyelerinin bu değerleri sevmesinden korkuyorlar,” diyen Sikorski, Polonya’nın ‘emperyal olmayan, Avrupa yanlısı ve demokratik bir Rusya’ ile işbirliğine hazır olduğunu da sözlerine ekledi.

Bakanın konuşmasının büyük bir bölümü, önceki Hukuk ve Adalet (PiS) hükümetini hem Avrupa Birliği hem de diğer ülkelerle olan ilişkileri nedeniyle eleştirmeye ve transatlantik ortaklığın rolünü vurgulamaya ayrıldı.

Sikorski, “ABD ile iyi ilişkiler Polonya’yı Avrupa’da güçlendirirken, AB sahnesinde aktif olmak ve komşularla iyi ilişkiler bizi Amerikalı müttefiklerimizin gözünde daha cazip bir ortak haline getiriyor,” dedi.

Bunun Batıya boyun eğmek anlamına gelmediğini ve hükümetin ‘bağırmadan, ama iddialı’ bir diplomasi yürütmesi gerektiğini söyleyen Sikorski, PiS’in sık sık dile getirdiği ‘Polonya’nın egemenliğini başka güçlere devretmemesi gerektiği’ argümanına atıfta bulundu.

Weimar Üçgeni güçlendirilecek

Ukrayna ve Moldova’nın AB’ye katılım sürecine de değinen Sikorski, bunun büyük ölçüde 2009 yılında İsveç ile birlikte başlattıkları Doğu Ortaklığı sayesinde mümkün olacağını vurguladı. Fakat Sikorski’ye göre genişleme büyük olasılıkla AB anlaşmalarında değişiklik yapılmasını gerektirecek.

Sikorski son olarak bölgesel işbirliğine değinerek Weimar Üçgeninin rolünü vurguladı ve Vişegrad Dörtlüsünün önemini küçülttü.

Bakan, Polonya, Almanya ve Fransa’yı kapsayan bir format olan Weimar Üçgeninin Başbakan Donald Tusk hükümetinin öncelikleri arasında yer aldığını söyledi.

Çekya, Macaristan, Polonya ve Slovakya’dan oluşan Vişegrad Grubu ise, bakana göre enerji altyapısı, ulaşım ya da Schengen dış sınırlarının güçlendirilmesi gibi “sadece üye ülkelerin benzer çıkarlara sahip olduğu alanlarda işbirliği için bir araç olmalı.”

Duda’dan savunma harcamalarını GSYİH’nin yüzde 3’üne çıkarma çağrısı

Öte yandan Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, güvenlik durumunun değiştiğini ve önceki anlaşmaların ‘hedeften yoksun olduğunu’ savunarak diğer NATO ülkelerini savunma harcamalarını GSYİH’lerinin yüzde 3’üne çıkarmaya çağırdı.

Polonya 2023 yılında GSYİH’sinin yüzde 4’ünü savunmaya harcayarak NATO’nun en büyük askeri harcama yapan ülkeleri arasında yer aldı.

Duda Kanada’nın Edmonton kentine yaptığı ziyaret sırasında, “Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırganlığı karşısında 2014’teki durum için yeterli olan şey kesinlikle yeterli değil,” dedi.

Polonya Cumhurbaşkanı ayrıca Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak’ın salı günü yaptığı, 2030 yılına kadar yüzde 2,5 harcama taahhüdünü de memnuniyetle karşıladı.

Duda, “Bugün Ukrayna’yı işgal eden Rusya saldırgan konumundadır. Kimsenin bize saldırmaya cesaret edememesi için kendimizi güçlendirmeliyiz,” dedi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Birleşik Krallık’ta mali sıkıntıyla karşı karşıya olan şirketlerin sayısı arttı

Yayınlanma

Begbies Traynor danışmanlık şirketinin cuma günü yayınladığı araştırmaya göre, 2023’ün ilk çeyreğine kıyasla yüzde 20,1’lik bir artışla 40.000’in üzerinde Birleşik Krallık şirketi iflasın eşiğinde bulunuyor.

İnşaat, gayrimenkul ve finansal hizmetler şirketleri özellikle temerrüt riski altında. Araştırma, yarım milyon işletmenin daha ‘önemli’ mali zorluklarla karşı karşıya olduğunu ve yüksek faiz oranlarının borç ödeme maliyetlerini artırması nedeniyle iflasa yaklaşabileceğini ortaya koydu.

Begbies Traynor’un ortaklarından Julie Palmer, “Pandemiden bu yana, Birleşik Krallık’taki yüz binlerce işletme mali rezervlerini tüketti ve bilançolarını, birçoğu için katlanılamayacak kadar büyük olabilecek, giderek karşılanamaz hale gelen borçlarla yükledi,” dedi.

Begbies Traynor, firmaların yüksek faiz oranları, kırılgan tüketici güveni ve pandemi sırasında meydana gelen yüksek borç seviyeleri gibi geçen yılki baskılarla mücadele etmeye devam ettiğini söyledi.

Araştırma, ekonominin tüm büyük sektörlerinde toplam 554.554 işletmenin şu anda ‘önemli’ mali sıkıntı içinde olduğunu gösterdi ki bu, geçen yıla göre yüzde 30’luk bir artış demek.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

İsveç Letonya’ya asker gönderecek

Yayınlanma

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson perşembe günü yaptığı açıklamada İsveç hükümetinin, ülkenin transatlantik ittifaka katkısının bir parçası olarak Letonya’daki NATO Çok Uluslu Gücüne küçük bir tabur göndereceğini duyurdu.

Kristersson’a göre İsveç yakında NATO ile ‘tam askeri entegrasyona’ ulaşacak ve ülkenin ittifaka katkısının bir parçası olarak en yeni üye, bir Stridsfordon 90 savaş aracı, bir Pansarterrängbil 360 arazi aracı ve bir Leopard tankıyla birlikte 2025 yılı başlarında Letonya’daki çok uluslu NATO gücüne yaklaşık 400-500 askerle katkıda bulunacak.

İsveç Başbakanı, “İsveç Silahlı Kuvvetleri şimdi İsveç’in katkısını hazırlamakla görevlendirilecek,” dedi.

Letonya’daki misyon, NATO’nun 2017 yılında üç Baltık ülkesi ve Polonya’da kurduğu İleri Kara Kuvvetlerinin (FLF) bir parçası. Fakat Ukrayna savaşının başlamasının ardından NATO Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Slovakya’da da bu tür kuvvetler kurmaya karar verdi.

Kristersson’a göre İsveç şu anda “sadece konuşlandırılabilecek askerlerden bahsediyor” fakat daha fazla deneyim gerektiği için tam eğitimli askerlerin de Letonya’ya gönderilip gönderilemeyeceği konusunda bilgi vermedi.

“Finlandiya, Norveç ve diğer ülkelerin bunu nasıl yaptığına yakından bakıyoruz. Fakat şu anda gündemimizde yok,” diyen Kristersson, yurtdışına asker göndererek İsveç’in güvenliğinin tehlikeye atılacağına inanmadığını da savundu.

NATO’nun savunmasının tam anlamıyla Letonya’da başladığını öne süren Kristersson, Letonya’da konuşlandırılacak İsveç askerlerinin daha da iyi eğitilmiş olarak geri döneceklerini sözlerine ekledi.

Tabur Kanada komutası altında olacak ve İsveç ordusu her altı ayda bir Riga’nın dışındaki Ādaži askeri üssünde Danimarka ordusu ile dönüşümlü olarak görev yapacak.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English