Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Global Times: Batı Ukrayna krizinin sorumluluğunu Çin’e yüklemeye çalışacak

Yayınlanma

Çin perşembe günü, İtalya’daki G7 zirvesi öncesinde Rusya’ya yönelik yaptırımları genişleten ABD’nin bazı Çinli şirketleri hedef alan tek taraflı yaptırımlarına kesin bir dille karşı çıkarak Washington’u ateşkesi teşvik etmek, savaşı sona erdirmek ve barışı yeniden tesis etmek için yapıcı bir rol oynamaya çağırdı.

Bazı uzmanlar ABD ve Avrupa’nın zirvede Ukrayna krizine ilişkin tutumlarını daha da koordine edeceğini ve ABD liderliğindeki Batı’nın suçu diplomatik yollarla üstünden atmak için Çin’i hedef göstereceğini düşünüyor. Çinli uzmanlar ABD’nin jeopolitik krizi, özellikle Çin ile küresel bir stratejik rekabete girmek için kullanmaya çalıştığını ve bunun da ABD’nin iki yıllık krizde çıkmaza girdiğini gösterdiğini belirttiler.

İtalya’nın güneyindeki Puglia’da düzenlenen olan üç günlük G7 Zirvesi öncesinde ABD, Washington’un “Rusya’nın Ukrayna’daki savaşını sürdürmesine yardım ettiğine” inandığı bazı Çinli şirketleri hedef alarak Rusya’ya yönelik yaptırımları genişletti.

Bloomberg tarafından çarşamba günü yayınlanan taslak bildiriye göre, G7 liderleri Çin’e “Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşını mümkün kılmaya ve sürdürmeye son vermesi” çağrısında bulunacak.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Lin Jian perşembe günü yaptığı açıklamada, Çin ve Rusya arasındaki karşılıklı yarar sağlayan işbirliğinin, doğası gereği “mantıklı ve çok dirençli” olduğunu ve her iki ülkenin de çıkarına olduğunu söyledi.

Sözcü, “Çin tüm tek taraflı yaptırımlara ve uzun kollu yargı yetkisine kesinlikle karşıdır. Çin ve Rusya arasındaki normal ekonomik ve ticari etkileşimlere müdahale edilmemeli ya da kesintiye uğratılmamalı, Çin’i karalamak ve çevrelemek için bir araç olarak kullanılmamalıdır,” dedi.

AP’nin perşembe günü bildirdiğine göre, ABD’nin Ukrayna’ya devam eden desteğine ek olarak, G7 liderleri Ukrayna’ya yardım etmek için Rusya’nın dondurulmuş merkez bankası varlıklarından elde edilen karların faizini teminat olarak kullanacak 50 milyar dolarlık bir kredi tasarlama konusunda anlaştı.

Çin Çağdaş Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olan Sun Keqin perşembe günü Global Times’a verdiği demeçte, ABD ve Avrupa’nın, Rusya-Ukrayna ihtilafı konusundaki tutumlarını daha da koordine edeceğini ve bu süreçte Çin’i hedef alacağını söyledi. Sun, bunun Çin’i Rusya’yı ikna etmeye ve çift kullanımlı teknolojisini kontrol etmeye zorlamayı da içerdiğini belirtti

Sun ayrıca bu G7 zirvesinin Çin’in katılmayacağı Ukrayna barış zirvesinden önce gerçekleşmesinin ABD ve Avrupa’ya bu konuyu gündeme getirmek için daha fazla fırsat verdiğini söyledi.

Çin Sosyal Bilimler Akademisi Rusya, Doğu Avrupa ve Orta Asya Çalışmaları Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olan Zhang Hong da Global Times’a verdiği demeçte, Batı’nın bu G7 zirvesinde sadece Rusya’yı ekonomik olarak hedef almadığını, aynı zamanda Ukrayna’yı desteklemek için sabit, uzun vadeli bir mekanizma kurmaya çalıştıklarını söyledi.

Küresel Güney’i ikna etmeleri zor

“G7, [İsviçre’de] yapılacak barış konferansından önce Rusya’ya karşı birleşik bir cephe oluşturmayı amaçlayan bazı Küresel Güney ülkelerini de davet etti. Ancak çoğu Küresel Güney ülkesi bu konuda taraf tutacak gibi görünmüyor,” dedi.

Reuters’in perşembe günü bildirdiğine göre zirve organizatörleri Hindistan, Brezilya, Arjantin, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Kenya, Cezayir, Tunus ve Afrika Birliği ve Moritanya gibi ülkeleri davet etmişti.

Çinli uzmanlar, ABD liderliğindeki Batı’nın Küresel Güney ülkelerini, özellikle de bazıları bu yıl Moskova’nın ev sahipliğinde düzenlenecek BRICS zirvesine katılacakken, bir araya getirebileceğinden şüphe duyduklarını belirttiler.

Son Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ardından, büyük Avrupa ülkeleri aşırı sağ partilerin kazanımlarının ardından önemli bir baskı altında. Sun, bu bağlamda zirvenin Avrupa ülkelerini bile bir araya getip getiremeyeceğinin belirsiz olduğunu söyledi.

Çinli uzman, Avrupa’nın, her ikisi de ABD için büyük endişe kaynağı olan Rusya-Ukrayna çatışması ve İsrail-Filistin meselesi karşısında bunalmış hissedeceğini belirtti.

Sun, “[Avrupa’da] aşırı sağın yükselişinin Rusya-Ukrayna çatışması ve İsrail-Filistin çatışmasıyla doğrudan bağlantısı var çünkü Avrupa bu çatışmaların getirdiği sosyal ve ekonomik sorunları çözemiyor” dedi.

Uzmanlar, ABD’nin Rusya’yı izole etme çabalarının bir parçası olarak daha geniş kapsamlı yaptırımlar uygulayabileceğini, bunun da Rusya ile Batı arasındaki ilişkilerin sadece en kötü durumda olmadığını, daha da kötüleşebileceğini gösterdiğini söyledi.

Sun, “Aslında Rusya’nın bu diplomatik izolasyona ve askeri baskıya karşılık bazı karşı önlemleri var. Bunlar arasında Rusya’nın şu anda tatbikatların ikinci aşamasında taktik nükleer silahlar konuşlandırması ve Küba’yı ziyaret etmek üzere nükleer denizaltılar göndermesi gibi askeri eylemler de yer alıyor” değerlendirmesini yaptı.

DİPLOMASİ

AB’nin Rusya’ya yönelik 14. yaptırım paketinde neler var?

Yayınlanma

Avrupa Birliği’nin (AB) yeni yaptırımları Rusya’nın enerji, finans sektörü ve ticaretini hedef alıyor. Bunlar arasında Avrupa limanlarından sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) geçişine getirilen kısıtlamalar ve SWIFT’in Rusya’daki muadiline karşı alınan tedbirler bulunuyor.

AB Konseyi, Komisyon’un, Ukrayna’daki askeri eylemleri nedeniyle Rusya’ya yönelik 14. yaptırım paketini kabul ettiğini açıkladı.

Yaptırımlar şunları içeriyor:

– 116 gerçek ve tüzel kişiye yaptırım uygulandı;

– Rus LNG’sinin Avrupa limanlarından transit geçişine kısıtlama getirildi;

– Petrol ve petrol ürünlerinde tavan fiyat uygulamasını aşmak için kullanılan ‘gölge filodan’ 27 gemiye yaptırım getirildi;

– Rusya’ya manganez cevheri ve nadir toprak elementi bileşikleri, bir dizi plastik, elektrikli ekipman ve ekskavatör tedariki yasaklandı;

– Rusya’dan helyum ithalatına kısıtlama getirildi;

– Rusya Merkez Bankası’nın SWIFT’in Rusya’daki muadili olan Finansal Haberleşme Sistemi’ne (SPFS) kısıtlama getirildi;

– Rusya’dan gerçek ve tüzel kişiler adına özel uçuşlar gerçekleştiren uçakların AB topraklarında iniş veya uçuş yapmaları yasaklandı;

– Rusya’daki kaynaklardan fon alan siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, düşünce kuruluşları ve medya kuruluşlarına faaliyet yasağı getirildi;

– Brüksel’e göre Rusya’ya çift kullanımlı mal ve teknoloji tedarikinde yardımcı olan 61 şirkete (bazıları Çin, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye ve BAE’den) ihracat kısıtlamaları getirildi.

Buna ek olarak, Avrupalı şirketler, ‘yaptırımlar ve millileştirme sonucunda’ Rus tarafının neden olduğu zararlar için tazminat talep etme hakkına sahip olacak.

Bu, Rusya’nın ABD ve diğer ülkeler tarafından Rus gerçek ve tüzel kişilerine karşı uygulanan ve mülkiyet haklarındaki kısıtlamalarla ilgili olanlar da dahil olmak üzere ‘dostane olmayan ve uluslararası hukuka aykırı’ yaptırımlara yanıt olarak acil önlemlere duyulan ihtiyaç nedeniyle kabul edilen Nisan 2022 tarihli ‘Bazı Mülklerin Geçici Yönetimi Hakkında’ kararnamesine atıfta bulunuyor.

AB ayrıca Ukrayna’dan yasa dışı yollarla ihraç edildiğinden şüphelenilen Ukrayna kültür varlıklarının satın alınmasını, ithal veya ihraç edilmesini yasakladı.

Aynı zamanda Brüksel, iştirakleri üçüncü ülkelerde faaliyet gösteren Avrupalı şirketlere, askeri amaçlarla kullanılabilecek malların Rusya’ya yeniden ihraç edilmesine izin vermemeleri talimatını verdi.

Yaptırım listelerine tam olarak kimlerin dahil edildiği henüz bildirilmedi.

EUObserver, söz konusu kişi ve kuruluşlar arasında ‘devlet destekli propaganda etkinliklerine’ katıldığı öne sürülen şarkıcı Polina Gagarina ve geçen yıl Rusya Federal Mülk Yönetimi Teşkilatı tarafından devralınan Baltika bira fabrikasının (Danimarkalı Carlsberg’e ait) başında bulunan Teymuraz Bolloyev’in de bulunduğunu bildirdi.

Dünya Ticaret Örgütü raporu: Rusya yaptırımları Batı’yı vurdu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Sırbistan üretimi silahlar üçüncü ülkeler üzerinden Ukrayna’ya gidiyor

Yayınlanma

Ukrayna’da çatışmaların başladığı Şubat 2022’den bu yana Kiev, aracılar vasıtasıyla Sırbistan’dan 800 milyon avro değerinde silah aldı.

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandr Vucic, daha önce Sırp silahlarının üçüncü ülkeler üzerinden Ukrayna’ya girebileceğini kabul etmiş olsa da, tedarik hacmi ilk kez Financial Times (FT) tarafından açıklandı.

Bu sansasyonel bilginin ifşa edilmesi, Batı’nın, Sırbistan’ın Ukrayna krizinde Avrupa Birliği’nin (AB) politikasını izlemekteki isteksizliğine duyduğu öfkeyi periyodik olarak dile getirirken, Belgrad’a karşı herhangi bir cezalandırıcı tedbire başvurmamasının ve Sırp lider Vucic’i yakın bir ortak olarak görmeye devam etmesinin nedenini büyük ölçüde açıklıyor.

FT‘ye mülakat veren Vucic, “Evet, silahlarımızı ihraç ediyoruz. Ukrayna ya da Rusya’ya ihracat yapamıyoruz ama Amerikalılar, İspanyollar, Çekler ve diğerleriyle çok sayıda sözleşmemiz var. Nihayetinde bunlarla ne yapacakları onların bileceği iş,” ifadelerini kullandı.

Vucic, Sırbistan’ın silahlarının kimin eline geçtiğini kesin olarak bilse bile, bunun ‘kendilerini ilgilendirmediğini’ belirtti.

Aynı zamanda Vucic, gazetenin Şubat 2022’den bu yana Kiev’in aracılar vasıtasıyla Sırbistan’dan yaklaşık 800 milyon avro değerinde silah aldığı yönündeki tahminlerini de doğruladı.

Cumhurbaşkanı, ayrıca Belgrad’ın şu anda ‘silahları Batı silahlarından daha ucuz olduğu için altın fırsatlarla’ karşı karşıya olduğunu ve ülkesinin silah ihracatının daha da artabileceğini dile getirdi.

Sırbistan’ın savaş halindeki Ukrayna’ya silah tedarik ettiğine dair bilgiler daha önce de dünya medyasında yer almıştı. Örneğin geçen yıl Reuters haber ajansı ‘Avrupa: Rusya ve Ukrayna Arasındaki Çatışmaya Yanıt’ başlıklı gizli bir Pentagon belgesine yer vermişti.

Belgede, Sırbistan’ın Ukrayna ordusunu eğitmeyi reddetmesine rağmen ülkeye silah tedarik etmeyi kabul ettiği ya da ‘halihazırda tedarik ettiği’ belirtiliyordu.

Pentagon sızıntıları: Sırbistan Ukrayna’ya silah vermeyi kabul etti

Belgenin yayınlanması o dönemde Belgrad’da heyecan yarattı. Kısa bir süre önce Sırbistan başbakanı olan Savunma Bakanı Milos Vucevic, ‘Sırbistan’ın Ukrayna ya da Rusya tarafına silah satmadığını ve satmayacağı’ garanti ederek, “Belli ki birileri ülkemizi istikrarsızlaştırmak ve katılmayacağımız bir çatışmaya dahil etmek istiyor,” dedi.

Vucevic, ‘bazı silahların bir şekilde sihirli bir şekilde savaş bölgesine gitmiş olabileceği’ ihtimalini de göz ardı etmedi.

İlginç bir şekilde, ABD’nin Belgrad Büyükelçiliği o dönemde Sırbistan makamlarını savunarak “Bilgilerimize göre Sırbistan Ukrayna’ya silah satmıyor,” açıklamasını yaptı.

Benzer bir şekilde Ukrayna’nın Belgrad Büyükelçiliği de Sırbistan tarafından silah sevkiyatı yapıldığına dair ellerinde bilgi olmadığını ve Sırp siyasetçilerin resmi açıklamalarına güvendiklerini vurguladı.

Rusya parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi’nin Uluslararası İlişkiler Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Vladimir Cabarov, ‘bilginin ek doğrulamaya ihtiyacı olduğunu’ belirttikten sonra şunları söyledi: “Sırplar üçüncü ülkeler aracılığıyla bile Ukrayna’ya silah gittiğini biliyorlarsa, bu dostane bir adım olarak görülemez.”

Batı, Sırbistan’ı Rusya’dan koparmak için Kosova’ya sırtını mı dönüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

AB, Japonya ve Güney Kore ile savunma ortaklıkları kurmayı hedefliyor

Yayınlanma

Nikkei Asia’nın haberine göre Avrupa Birliği (AB), Japonya ve Güney Kore ile güvenlik ve savunma alanında ortaklık arayışına girerek savunma sanayinde daha geniş çaplı ortak geliştirme projelerinin önünü açabilir.

Nikkei’ye konuşan üst düzey bir Avrupa Komisyonu yetkilisi Avrupa ve Asya’daki güvenlik ortamının dramatik bir şekilde değiştiğini söyledi ve “Japonya ve Güney Kore ile birlikte daha yakın çalışmak üzere ortaklıklar geliştirmeyi umuyoruz” dedi.

Brüksel yıl sonuna kadar Japonya ile bakanlık düzeyinde bir anlaşma yapmayı hedefliyor.

Brüksel’in Norveç gibi AB üyesi olmayan ülkelerle de güvenlik ve savunma ortaklıkları bulunuyor. Asya’dan bir ülke ile benzer bir ortaklığın kurulması ise bir ilk olacak.

Japonya ve AB’nin nispeten küçük ulusal savunma sanayileri, araştırma-geliştirme ve üretim için yüksek maliyetler ve ABD’li yüklenicilere bağımlılık gibi ortak zorlukları var.

Japon şirketlerinin AB liderliğindeki savunma Ar-Ge programlarına katılma fırsatlarının artırılmasına yönelik bir öneri de mevcut. AB’nin, Japon ve Avrupalı şirketler arasındaki projeler için fon sağlayabileceği düşünülüyor.

Avrupalı şirketlerle çalışmak Japonya’ya savunma teknolojisini geliştirme, maliyetleri düşürme ve donanım satış kanallarını genişletme fırsatları sağlayabilir.

AB tarafı için ise ortaklığın, Japonya ile savunma sanayi işbirliği için bir temel oluşturma, ortak ekipman geliştirme fırsatları sunma ve tedarik kaynakları için seçenekleri artırma şansı sunacağı düşünülüyor.

Güney Kore, Rusya’ya karşı ihracat kısıtlamalarını sıkılaştırıyor

Bu arada Güney Kore de Avrupa’ya silah ihracatını artırıyor. Polonya, Güney Kore’nin K2 tankları ve K9 obüsleri için büyük siparişler verdi. Romanya, Finlandiya ve Estonya da Güney Kore silahlarının alımını artırıyor.

AB ayrıca uzay, siber güvenlik, dezenformasyon ve deniz güvenliği gibi alanlarda da işbirliğini değerlendirecek. Japonya ortaklığı planı, Japonya Başbakanı Fumio Kishida’nın seçim kampanyası için önemli bir başlık olan nükleer silahsızlanma ve yayılmanın önlenmesi konusunda işbirliğini de içeriyor.

Rusya’nın Ukrayna müdahalesi sonrası AB, mart ayında ilk savunma sanayi stratejisini yayınladı ve buna göre üye ülkeler silah geliştirmek ve üretimini artırmak için bir araya geldi. AB’nin tek başına sınırlılıklarının olduğunu düşünen blok, Japonya, Güney Kore ve bölgedeki Batı müttefiki diğer ülkelerle bağlarını derinleştirmeye çalışıyor.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Haziran 2023’te Nikkei’ye verdiği bir mülakatta Japonya-AB ilişkilerini geliştirmeyi hedefledikleri alanlardan birinin güvenlik olduğunu söyledi. Temmuz ayında yapılan bir zirvede iki taraf güvenlik konusunda bakanlar düzeyinde stratejik bir diyalog başlatma konusunda anlaştı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English