Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Helikopter kazasına ilişkin ön rapor yayınlandı

Yayınlanma

İran Genelkurmay Başkanlığı; Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve beraberindekilerin bulunduğu helikopterin kaza yapmasından sonra başlattığı araştırmaya ilişkin ön inceleme sonuçlarını yayımladı.

İran resmi ajansı IRNA’nın haberine göre, İran Genelkurmay Başkanlığı, kazanın boyutları ve nedenlerini araştıran komisyonunun ön raporunu yayımladı.

Raporda, kazaya ilişkin teknik ve genel anlamdaki bilgi ve bulguların toplanarak değerlendirildiği kaydedilerek, bazı verileri değerlendirmek için daha fazla zamana ihtiyaç olduğu anlatıldı.

Paylaşılan ön değerlendirme raporunda, helikopterin önceden belirlenen rotada yoluna devam ederek uçuş rotasını değiştirmediği, pilotun ise kazadan bir buçuk dakika önce diğer iki helikopterin pilotlarıyla iletişime geçtiği belirtildi.

Söz konusu raporda, kaza yapan helikopterin parçalarında kurşun veya benzeri harici cisim izine rastlanmadığı aktarılarak, düşüş sonrasında helikopterde yangın çıktığı kaydedildi.

Bölgenin engebeli, havanın soğuk ve sisli olmasının arama kurtarma çalışmalarının uzamasına neden olduğuna işaret edilen raporda, kaza mahalline ancak sabaha doğru ulaşılabildiği belirtildi.

Raporda, kontrol kulesinin uçuş ekibiyle yaptığı görüşmelerde şüpheli herhangi bir durumla karşılaşılmadığı aktarıldı.

Araştırmanın kesin sonuçlarının incelemenin tamamlanmasının ardından paylaşılacağı bilgisi verildi.

Reisi Meşhed’de, Abdullahiyan Tahran’da son yolculuğuna uğurlandı

Cumhurbaşkanı Reisi, 19 Mayıs’ta İran-Azerbaycan sınırında baraj açılışı törenine katıldı. Reisi, beraberindeki Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve bazı yetkililerle dönüşte helikopter kazası geçirdi. 15 saatlik arama çalışmaları sonucunda helikopterin enkazının bulunduğu noktaya ulaşan İranlı ekipler, kazadan kurtulan olmadığını açıkladı. Reisi’nin hayatını kaybettiğinin kesinleşmesinin ardından Birinci Yardımcısı Muhammed Muhbir, geçici cumhurbaşkanı olarak görevlendirilirken, Dışişleri Bakan Yardımcısı olan Ali Bakıri Keni, Abdullahiyan’ın yerine geçici Dışişleri Bakanı olarak atandı.

Reisi Meşhed’de, Abdullahiyan Tahran’da son yolculuğuna uğurlandı

ORTADOĞU

İran cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarış kızışıyor

Yayınlanma

İranlılar, İbrahim Reisi’nin geçen ay bir helikopter kazasında hayatını kaybetmesinin ardından 28 Haziran’da erken cumhurbaşkanlığı seçimleri için sandığa gidecek.

Son sözü söyleyen Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney’in gözetiminde din adamları ve hukukçulardan oluşan Muhafızlar Konseyi’nin elemesinden 80’den fazla aday arasından sadece altı aday geçebildi.

Aşağıda yaklaşan seçimler için beş muhafazakar ve bir reformist adayın kısa özetleri yer almaktadır:

Muhammed Bagır Galibaf

Eski bir İran Devrim Muhafızları komutanı ve Hamaney’in müttefiki olan Kalibaf, muhafazakarların hakim olduğu parlamentonun şu anki başkanı. Daha önce iki kez cumhurbaşkanlığına adaylığını koymuş ve Reisi’nin ilk başarısız cumhurbaşkanlığı girişiminde oyların bölünmesini önlemek için 2017’deki üçüncü adaylıktan çekilmek zorunda kalmıştı.

Kalibaf 2005 yılında cumhurbaşkanlığına aday olmak için görevinden istifa etti. Başarısızlıkla sonuçlanan kampanyasının ardından Dini Lider’in onayıyla Tahran Belediye Başkanlığı görevini üstlendi ve bu görevi 12 yıl boyunca sürdürdü.

Said Celili

Celili, 1980’lerde İran-Irak savaşında Devrim Muhafızları için savaşırken sağ bacağını kaybetmiş muhafazakar bir diplomat. Siyaset bilimi alanında doktora sahibi olan Celili, Hamaney tarafından atanarak 2007’den itibaren beş yıl boyunca Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi sekreteri olarak görev yaptı ve bu görev onu otomatik olarak nükleer başmüzakereci konumuna getirdi. Celili ayrıca dört yıl boyunca Hamaney’in ofisinde görev yaptı ve 2013 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde başarısız bir aday oldu.

Eski bir dışişleri bakan yardımcısı olan Celili, 2013 yılında Hamaney tarafından parlamento ile Koruyucular Konseyi arasındaki anlaşmazlıklarda arabuluculuk yapan bir organ olan Uygunluk Konseyi’nin bir üyesi olarak atandı.

Mesud Pezeşkiyan

Azeri kökenli bir İranlı milletvekili olan Pezeşkiyan, Muhafız Konseyi tarafından onaylanan ve reform yanlısı kamp tarafından desteklenen tek ılımlı aday. Pezeşkiyan’ın şansı, 2020’den bu yana seçimlere katılmayan milyonlarca küskün seçmenin ilgisini çekmesine bağlı.

Asıl mesleği doktorluk olan Pezeşkiyan, 2001-2005 yılları arasında reformcu Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi döneminde sağlık bakanı olarak görev yaptı ve 2008’den bu yana parlamentoda yer alıyor.

Pezeşkiyan, 2022 yılında Mahsa Amini’nin gözaltında ölümüyle ilgili şeffaflık eksikliği nedeniyle yönetimi eleştirdi ve bu durum birkaç ay süren huzursuzluğa yol açtı.

Pezeşkiyan 2021 cumhurbaşkanlığı seçimlerinden men edilmişti.

Mustafa Purmuhammedi

Yarıştaki tek din adamı olan Purmuhammedi, eski cumhurbaşkanı Mahmud Ahmadinejad’ın ilk döneminde 2005’ten 2008’e kadar içişleri bakanı olarak görev yaptı.

Purmuhammedi 1990-1999 yılları arasında istihbarat bakan yardımcısıydı ve 1998 yılında İran’da önde gelen muhalif aydınlara yönelik suikastlarda rolü olduğu iddia edildi. İddialar hakkında yorum yapmadı ancak 1998 yılında İstihbarat Bakanlığı tarafından yapılan bir açıklamada şöyle deniyordu: “Büyük olasılıkla başkalarının kuklası olan az sayıda sorumsuz, sapkın ve haydut bakanlık ajanı, yabancıların çıkarına olan bu suikastları gerçekleştirmiştir.”

Ali Rıza Zakani

Tahran’ın muhafazakar belediye başkanı ve eski bir milletvekili olan Zakani 2013 ve 2017 yıllarında cumhurbaşkanlığı adaylığından diskalifiye edilmişti.

Devrim Muhafızlarına bağlı gönüllü Besic milislerinin eski komutanı olan Zakani, Reisi’nin adaylığını desteklemek için 2021 cumhurbaşkanlığı yarışından çekildi. Ancak X’te yaptığı bir paylaşımda Zakani, “2024 seçimlerinde (Reisi’nin) yolunu devam ettirmek için sonuna kadar kalacağım ve yarışacağım” dedi.

Emir Hüseyin Kadızadehaşimi

Reisi’nin atadığı görevdeki başkan yardımcısı ve Şehitler Vakfı başkanı Kadızadehaşimi, 2021 başkanlık seçimlerinde düşük oy alan eski bir muhafazakar milletvekili. Kadızadehaşimi, 2021 seçimlerinde oyların yalnızca %3’ünü alarak sonuncu olmuştu.

Anketlerde üçlü rekabet

İran’da bir kamuoyu yoklamasında, adaylardan reformist Mesud Pezeşkiyan’ın yükselişe geçerek yüzde 24,4’le ilk sırada, oylarında gerileme gözlenen muhafazakar Said Celili’nin yüzde 24’le ikinci ve bir diğer muhafazakar aday Muhammed Bakır Kalibaf’ın ise yüzde 14,7 ile üçüncü sırada yer aldığı belirtildi.

İranlı Öğrenciler Anket Ajansı (ISPA) 22-23 Haziran’da ülke genelinde cumhurbaşkanı seçimine ilişkin yüz yüze gerçekleştirdiği anketin sonuçlarını paylaştı. Ülkede 31 eyalette 18 yaş üstü 4057 kişiyle yapılan ankette seçime kesin katılacağını veya katılmayı düşündüğünü belirten seçmenlere “Şu anda cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılsa hangi cumhurbaşkanı adayına oy verirsiniz?” sorusu yöneltildi.

Katılımcıların yüzde 24,4’ü oylarında artış gözlenen reformistlerin adayı eski Sağlık Bakanı Pezeşkiyan’a, yüzde 24’ü ise eski Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Celili’ye oy vereceklerini belirtti.

Daha önceki anketlerin bir çoğunda ön sıralarda yer alan Meclis Başkanı Kalibaf yüzde 14,7 ile üçüncü sırada yer aldı.

İran’da anketler seçimin 3 aday arasında geçeceğini gösteriyor

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Irak sınır güvenliği için yeni yöntemleri devreye alıyor

Yayınlanma

Irak İçişleri Bakanlığı, İran ve Türkiye sınırlarının güvenliğini daha iyi şekilde sağlamak amacıyla 8 aşamadan oluşan plan ve yöntemleri devreye alacağını duyurdu.

Irak resmi haber ajansı INA’ya açıklamada bulunan Irak İçişleri Bakanlığına bağlı Sınır Güçleri Komutanı Muhammed el- Sıedi, Irak’ın özellikle Türkiye ve İran ile olan sınırlarındaki güvenliği daha iyi seviyeye getirmek için Türkiye ile 2 ve İran ile 6 aşamadan oluşan plan ve yöntem belirlediklerini belirtti.

Irak’ın altı ülke ile sınırı olduğunu hatırlatan Sıedi, özellikle İran ve Türkiye ile olan sınırlarındaki güvenliğe önem verdiklerini aktardı.

En uzun sınırın 1493 kilometreyle İran ile olduğunu ifade eden Sıedi, İran sınırında Hanekin ilçesi ile Pencevin nahiyesi arasındaki 300 kilometrelik mesafenin güvenliğini en iyi şekilde temin etmeye başladıklarını kaydetti.

Bu bölgede 1980’lerden itibaren yasaklanan silahlı unsurların (PKK) bulunduğu hatırlatan Sıedi, bu silahlı unsurlar tarafından kontrol edilen alanı zayıflatmak için çalıştıklarını bildirdi.

Sıedi, Türkiye ile 362 kilometrelik zor, dağlı ve engebeli bir sınır olduğunu ve yılın hemen hemen yarısında karla kaplı bulunduğu söyledi.

Tarih boyunca Irak ile Türkiye arasında sınır karakolları olmamasının bölgede bazı yasa dışı silahlı grupların varlık göstermesine neden olduğuna dikkati çeken Sıedi, şöyle devam etti:

“Türkiye ile iki aşamalı çalışma başlattık. İlki, sınırın güvenliğini sağlamak için iki taraf arasında ortak koordinasyon merkezi kurulacak. İkincisi ise iki ülke arasında sınır karakolları inşa edilecek.”

Duhok ve Erbil kentlerinin Türkiye ile olan sınır hatlarında yaklaşık 27 sınır karakolu inşa edilmesi için talimatın verildiğini anlatan Sıedi, bu gelişmelerin iki ülke için oldukça önemli olduğunu söyledi.

Sıedi, Irak sınırında Türkiye için tehdit unsuru olan herhangi bir unsurun bulunmaması için ciddi çaba harcadıklarının altını çizdi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Gallant ile görüşen Blinken’ın ana gündemi “Hizbullah” oldu

Yayınlanma

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Washington’da İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ile bir araya geldi. Görüşmede Blinken İsrail’i, Hizbullah’a karşı büyük bir saldırı başlatmaması konusunda uyardı.

ABD Dışişleri Bakanlığı, görüşmeye ilişkin açıklamasında, Blinken’in “çatışmanın daha fazla tırmanmasından kaçınmanın ve hem İsrailli hem de Lübnanlı ailelerin evlerine dönmelerine olanak tanıyan diplomatik bir çözüme ulaşmanın öneminin altını çizdiğini” söyledi.

ABD’li üst düzey diplomatın uyarısı, Hizbullah ile İsrail arasında tam teşekküllü bir savaşın gündeme geldiği son günlerde ABD’den gelen son uyarı oldu.

ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Charles Q. Brown, Pazar günü yaptığı açıklamada İsrail’in Lübnan’a yönelik herhangi bir askeri saldırısının İran’ın Hizbullah’ı savunmak için karşılık vermesi riskini doğuracağı ve ABD güçlerinin İsrail’in hava savunmasını desteklemek zorunda kalacağı uyarısında bulundu.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu pazar günü verdiği bir röportajda kuzey sınırındaki çatışmalara diplomatik bir çözüm bulunması umudunu yinelerken, İsrail’in gerekirse tehdidi askeri olarak ele almaya hazır olduğunu belirtti. Netanyahu Kanal 14’e verdiği demeçte herhangi bir diplomatik çözümün “Hizbullah’ın sınırdan fiziksel olarak uzaklaştırılmasını içermesi gerektiğini ve bunu uygulamamız gerekeceğini” söyledi.

Gazze saldırılarının “yoğun safhası sona ermek üzere”

Hochstein ile görüşme

Gallant ayrıca dün Tel Aviv ile Hizbullah arasındaki gerilimi yatıştırmak ve bunun kapsamlı savaşa dönüşmesini önlemek için İsrail ile Lübnan arasında arabuluculuk yapan Biden’ın kıdemli danışmanı Amos Hochstein ile de bir araya geldi.

İsrail Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre Gallant, Hochstein’a, “Gazze’deki savaşın üçüncü aşamasına geçişin tüm sektörleri etkileyeceğini ve İsrail’in tüm askeri ve siyasi olasılıklara hazırlandığını” belirtti.

Gallant ile Hochstein, “kuzeyde (İsrail) yaşayanların evlerine dönmesine imkân sağlamak için alınması gereken önlemleri” tartıştı.

Lübnan’dan gelen saldırıları durdurmaya atıfta bulunan Gallant, “sınır bölgesindeki güvenlik durumunu değiştirme konusundaki kararlılığını” vurguladı.

İsrailli yetkililerin daha önceki açıklamalarına göre üçüncü aşama, yoğun (ayrım gözetmeyen) bombardımandan hedefe yönelik bombardımana geçiş anlamına geliyor, mevcut aşama ise geçen yıl 27 Ekim’de başlayan karadan saldırıları içeriyor.

İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmalar son haftalarda yoğunlaşmaya devam ederken tansiyonu düşürmenin tek yolunun Gazze’deki savaşın sona ermesi olduğuna dikkat çekiliyor.

Ancak İsrail’in Hamas yenilgiye uğratılana kadar savaşı sürdürmedeki Hamas’ın ise kalıcı ateşkesteki ısrarı nedeniyle ateşkes anlaşmasında henüz bir ilerleme kaydedilmiş değil.

“ABD silah verdiği sürece şahsıma saldırabilir”

Silah sevkiyatı anlaşmazlığı

Gallant’ın ABD ziyareti, Netanyahu hükümeti ile Biden yönetimi arasındaki ilişkilerin bir başka gerilim noktasına denk geldi.

Geçen hafta Netanyahu ABD’yi İsrail’den silah esirgemekle suçlamış, Washington ise bu suçlamayı şiddetle reddederek İsrail’in Gazze’nin güneyindeki yoğun nüfuslu Refah kentinde kullanmasından endişe ettiği ağır bombaların sadece bir sevkiyatını durdurduğunda ısrar etmişti.

ABD’li bir yetkili pazar günü The Times of Israel’e yaptığı açıklamada Biden yönetiminin geçen aylarda, savaşın başlangıcında İsrail’e silah sevkiyatını hızlandırmak için yürürlükte olan acil durum prosedürlerini kaldırdığını söyledi.

ABD’li yetkiliye göre bu hamle, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) Gazze’deki operasyonlarında önemli bir yavaşlama ve Washington’da İsrail’in Hizbullah’a karşı bölgesel bir savaşa yol açabilecek olası bir önleyici saldırısından duyulan endişeyle aynı zamana denk geldi.

İsrailli bir yetkili ise, ABD’nin silah sevkiyatının savaş öncesindeki hızına dönmesinin IDF’nin Gazze ya da Lübnan’daki operasyonel kapasitesini etkilemediğinde ısrar etti.

ABD’li yetkili, Netanyahu’nun ABD’ye alenen saldırma kararının Biden yönetimini şaşırttığını ve hayal kırıklığına uğrattığını söyledi.

ABD’li yetkili, Netanyahu’nun Washington’la arasını açarak kendi ülkesinde siyasi fayda sağlayabileceğini düşündüğünü ya da Gallant’ın bu hafta Beyaz Saray’da yapacağı görüşmelerde ABD’yi daha hızlı silah sevkiyatına devam etmeye ikna edeceğinden ve Netanyahu’nun sorunu kendi değil bir başkasının çözdüğü için itibar görmeyeceğinden endişe ettiğini öne sürdü.

Hamas Biden’ın önerisine yanıt verdi: Ne evet ne hayır

Ateşkes ve rehine anlaşması krizi

Netanyahu pazar günü yaptığı açıklamada Hamas ile kısmi bir ateşkes anlaşmasını desteklediğini ancak savaşı bitirmeye hazır olmadığını söyleyerek ABD yönetimini daha da kızdırdı.

Bu yorumlar, Netanyahu’nun geçen ay bizzat onayladığı ve Biden yönetiminin ilerletmeye çalıştığı rehine anlaşması teklifinin şartlarıyla çelişiyor gibi göründü.

Söz konusu teklif, kalan kadın, yaşlı ve hasta rehinelerin serbest bırakılması karşılığında altı haftalık bir ateşkes öngörüyor. Ancak bu süre zarfında taraflar, kalan rehinelerin serbest bırakılacağı ateşkesin ikinci aşamasının şartları üzerinde görüşmeler yapacaktı. Ardından Gazze’nin yeniden inşasının başlayacağı ve Hamas’ın ölen rehinelerin cenazelerini iade edeceği üçüncü aşamaya geçilecekti.

Nihayetinde öneri, geçici ateşkesin kalıcı bir ateşkese dönüştürülmesini öngörüyor ki bu da Netanyahu’nun altı hafta sonra çatışmaların yeniden başlayacağı açıklamasıyla çelişiyor.

Netanyahu, kendisini İsrail’in son teklifine olan bağlılığından geri adım atmakla ve erkek rehineleri ölüme mahkûm etmekle suçlayan rehinelerin aileleri tarafından eleştirilirken, Gallant Washington’da gazetecilere yaptığı açıklamada İsrail’in “istisnasız” tüm rehineleri kurtarmaya kararlı olduğunu söyledi.

Gallant bu açıklamaları, İsrail ve Hamas arasındaki görüşmelerde Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman es-Sani ve Mısır istihbarat şefi Abbas Kamil ile birlikte arabuluculuğu üstlenen CIA şefi William Burns ile görüşmesinden önce yaptı.

Austin ile bir araya gelecek

Gallant bugün ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile bir araya gelecek ve ABD’nin İsrail’e silah sevkiyatı konusu muhtemelen gündemin üst sıralarında yer alacak. Gallant’ın silah sevkiyatının hızlandırılmasını isteyeceğine kesin gözüyle bakılırken, ABD’li bir yetkili Washington’un geçen ay koyduğu ağır bomba sevkiyatı üzerindeki ambargoyu kaldırmayı planlamadığını söyledi.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller pazartesi günü yaptığı açıklamada, bu sevkiyat dışında ABD’nin silah göndermeye devam ettiğini söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English