Bizi Takip Edin

AMERİKA

Hem Demokratların hem de Cumhuriyetçilerin Pentagon bütçe tasarısının merkezi Çin

Yayınlanma

Cumhuriyetçilerin çoğunluğundaki ABD Temsilciler Meclisi ve Demokratların hakim olduğu ABD Senatosu’nun Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası versiyonları, Çin’e Tayvan, teknoloji, Hint-Pasifik ve nüfuz konusunda karşı koyma önlemlerini içeriyor.

ABD Senatosu binlerce değişiklik üzerinde tartıştıktan sonra nihayet geçen hafta 886 milyar dolarlık Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası’nın (NDAA) kendi versiyonunu kabul etti ve Çin’e karşı önlemlerini olgunlaştırdı.

Önümüzdeki mali yıl için Pentagon’un ana bütçesini belirleyen ve politikasını yönlendiren mevzuat olan NDAA, Demokrat liderliğindeki Senatoda 86-11 oyla geçti.

Cumhuriyetçiler’in çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisi geçtiğimiz hafta savunma bütçesi tasarısının kendi versiyonunu 210’a karşı 219 oyla kabul etmişti.

NDAA’ya ilişkin tasarının yasalaşması için Temsilciler Meclisi ve Senato’nun üzerinde uzlaştığı bir tasarı metninin oluşturulması gerekiyor.

Ortak tasarı metninin Kongre’nin her iki kanadı tarafından onaylanması gerekiyor.

Tasarı daha sonra imza için Başkan Joe Biden’ın masasına gidecek.

Yasa, hipersonik füze ile drone teknolojisini geliştirmeye yönelik yatırımların yanı sıra, Çin ile rekabeti artırmaya yönelik geniş tedbirler içeriyor.

Tayvan

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in Halk Kurtuluş Ordusu birliklerine 2027’ye kadar Tayvan’ı zorla almaya hazır olma emri verdiğine dair yaygın spekülasyonların arasında, Tayvan son NDAA’larda giderek daha fazla yer almaya başladı.

Tasarının her iki versiyonunda da Tayvan’a bir HKO saldırısı durumunda Çin’e yakıt ablukası ve diğer askeri seçenekler dahil olmak üzere Taipei’nin savunmasıyla ilgili birçok hüküm var.

Ve ilk kez, NDAA – en azından Meclis versiyonunda – Dışişleri ve Savunma bakanlarını Tayvan için savaş dışı bir tahliye planı sürdürmeye çağırıyor.

South China Morning Post’a konuşan Singapur’daki Nanyang Teknoloji Üniversitesi’nde S. Rajaratnam Uluslararası Çalışmalar Okulu’nda araştırma görevlisi olan Collin Koh, NDAA’da yer alan Tayvan ile ilgili çok sayıda hükmün, Pekin ile bir çatışma olasılığı konusunda kongrede bir uzlaşmaya işaret ettiğini söyledi.

Tasarının Meclis versiyonu, Tayvan’ın savunma ihtiyaçlarının ve ABD ordusunun savaşa hazır olup olmadığına dair genel bir değerlendirme talep etmenin yanı sıra, silahlı çatışma durumunda ABD’nin Çin’e deniz yoluyla fosil yakıtları abluka altına almasının fizibilite analizini istiyor.

Senato versiyonu, Çin’in adaya uyguladığı sürekli askeri ablukanın risk analizini ve 2030’daki bir çatışmanın “jeopolitik ve ekonomik sonuçları” hakkında bir rapor istiyor.

Pentagon, Pekin’in askeri duruşu hakkında Kongre’ye verdiği brifinglerin sıklığını ikiye katlayacak.

Geçen yılki NDAA’daki benzer önlemleri temel alan Senato tasarısı, Tayvan’ın kendini savunma yeteneğini daha iyi geliştirmek için Tayvan ordusu için “kapsamlı” bir eğitim, danışmanlık ve kurumsal kapasite geliştirme programı oluşturulmasını içeriyor.

Meclis tasarısı, Pentagon’un birleşik bir ABD-Tayvan askeri planlama grubu kurmayı değerlendirmesini istiyor.

Ayrıca, savunma bakanına, tasarının yürürlüğe girmesinden sonraki 30 gün içinde Tayvan’ı ABD önderliğindeki Pasifik Kıyıları (RIMPAC) askeri tatbikatlarına davet etmesi çağrısında bulunuluyor – ilk kez davet için bir son tarih belirleniyor.

İki düzineden fazla donanmadan gelen gemilerin katıldığı dünyanın en büyük deniz tatbikatı olan RIMPAC, adayı dahil etmeye yönelik önceki yasama çağrılarına rağmen, 1992’den beri iki yılda bir Tayvan olmadan yapılıyor.

Ve ilk kez, her iki yasa tasarısı da “askeri ağları, altyapıyı ve sistemleri aktif olarak savunmak” için Tayvan ile siber güvenlik işbirliği çağrısında bulunuyor.

Son aylarda Taipei, Pekin’i adadaki siber saldırılarını artırmakla suçladı ve The New York Times, Biden yönetiminin Çin ile bir çatışma durumunda ABD askeri operasyonlarını kesintiye uğratabilecek gizli kötü amaçlı yazılımları aramaya yöneldiğini bildirdi.

Ancak önceki yıllarda olduğu gibi, yasa tasarıları, Washington’un Pekin’in Tayvan’ın Çin’in bir parçası olduğu yönündeki tutumunu “kabul ettiği” tek Çin politikasına açıkça meydan okuyan önlemlerden büyük ölçüde kaçınıyor.

Pekin Üniversitesi’nde bir denizcilik stratejisi uzmanı olan Hu Bo, Kongre’nin Tayvan’ı destekleme çabalarının, Pentagon’un adadaki ABD birliklerinin varlığını artırmak da dahil olmak üzere adaya “sürekli” müdahale etme çabasını yansıttığını söyledi.

Teknoloji kısıtlamaları

NDAA taslakları ayrıca Pekin’in teknolojik ilerlemesini kontrol etme çabalarına da odaklanıyor.

Senato tasarısı, ABD şirketlerinin Çin, Rusya ve askeri uygulamalar içeren teknolojileri kapsayan diğer “endişeli ülkelerde” işlem yapmadan önce Hazine Bakanlığı’nı bilgilendirmesini gerektiriyor.

Kapsanan sektörler arasında gelişmiş yarı iletkenler, yapay zeka, kuantum bilgi bilimi ve hipersonik bulunmaktadır.

Önlemin eş sponsorlarından biri olan Pensilvanya Demokrat Senatörü Bob Casey, bunun “son derece hassas ve kritik sektörlerde Çin’e giden ABD yatırımlarının görünürlüğünü azaltacağını” söyledi.

Beyaz Saray’ın bu ayın sonlarında, benzer sektörlere odaklanması muhtemel olan giden yatırımlarla ilgili bir yürütme emri yayınlaması bekleniyor.

Geçen hafta Senato’nun önerisine yanıt veren Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mao Ning, “Sanayi topluluğu ve özel sektördeki normal yatırım faaliyetlerine keyfi olarak sınırlama getirilmesi, piyasa ekonomisi ilkesini ihlal eder ve küresel sanayi ve tedarik zincirlerini bozar, ABD yatırımcılarına zarar verir” demişti.

ABD içindeki etkiyi sınırlandırma

Önceki yıllarda olduğu gibi, ABD’deki Çin etkisinin kısıtlanması odak noktası olmaya devam ediyor.

Senato tasarısı, Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore’den kuruluşların Amerikan tarım arazileri ve tarım işletmeleri satın almasını yasaklıyor.

Aynı değişiklik, Tarım Bakanı’nın, gelen yabancı yatırımı izleyen kurumlar arası komite olan Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Yabancı Yatırım Komitesi’ne (CFIUS) eklenmesini gerektiriyor.

Meclis tasarısı, Pentagon tarafından finanse edilen araştırmacıların milliyetleri ve eğitim geçmişleri gibi kişisel bilgileri açıklamalarını gerektirecek bir önlem içeriyor.

Her iki sürüm de ABD’deki mevcut tüm Konfüçyüs Enstitülerini 2026 yılına kadar fiilen kapatmayı hedefliyor.

Hint-Pasifik

Hem Senato hem de Meclis yasa tasarıları, Hint-Pasifik’teki mevcut bölgesel güvenlik girişimlerini de destekliyor.

Senato versiyonu, Avustralya, Japonya ve Hindistan dahil olmak üzere bölgesel müttefiklerle bir denizcilik alanı farkındalığı girişimi ve bölgedeki ABD askeri tatbikatlarının ve ortak angajmanlarının sıklığını artıracak olan Hint-Pasifik Kampanya Girişimi gibi programları destekliyor.

Diğer yandan Senato tasarısı, nükleer güçle çalışan denizaltıların Avustralya’ya transferini hızlandıracak bir dili içermiyor; bu da, AUKUS müttefikine bu tür denizaltılar sağlamayı taahhüt etmiş olan Biden yönetimini, bunları yurtdışına göndermeden önce yerli üretime daha fazla yatırım yapmaya ikna etme çabasının bir parçası olarak görülüyor.

AMERİKA

Trump’ın “51. eyalet” şakası Kanada’yı karıştırdı

Yayınlanma

Kanada Maliye Bakanı Chrystia Freeland’ın, başkan seçilen Donald Trump’ın yaklaşan gümrük vergisi tehditleriyle en iyi nasıl başa çıkılacağı konusundaki uzlaşmaz farklılıkları gerekçe göstererek istifa etmesiyle Kanada siyaseti karıştı.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Trump ile olası bir gümrük vergisi savaşına ilişkin korkularla bağlantılı bir iç siyasi krizle karşı karşıya kalırken, Seçilmiş Başkan, Kanada’nın ABD’nin 51. eyaleti olmasının “harika bir fikir” olacağını söyleyerek şaka yapınca işler daha da karmaşık hale geldi.

Trump çarşamba günü Truth Social platformunda yaptığı paylaşımda, “Birçok Kanadalı Kanada’nın 51. Eyalet olmasını istiyor. Vergilerden ve askeri korumadan büyük ölçüde tasarruf edecekler. Bence bu harika bir fikir. 51. Devlet!!!” dedi.

Leger tarafından yapılan bir ankete göre Kanadalıların %13’ü ülkenin ABD’nin bir eyaleti olmasını istiyor.

Trump, Trudeau’ya “Kanada Valisi” demişti

Trump aynı şakayı kasım ayı sonlarında Mar-a-Lago tatil köyünde verdiği bir akşam yemeğinde de yapmış ve izleyicilerden kahkahalar yükselmişti.

Fox News’e göre seçilmiş başkan, iki ülkenin birleşmesinin fentanil kaçakçılığı konusundaki endişelerini gidereceğini ve büyük ölçüde ABD’nin güney sınırını etkileyen bir sorun olan yasadışı göç akışını durduracağını öne sürmüştü.

Daha sonra Trump, Truth Social’da yaptığı başka bir paylaşımda da Başbakan Justic Trudeau’yu Kanada’nın “valisi” olarak adlandırmıştı ki bu, normalde ABD eyaletlerinin liderleri tarafından kullanılan bir unvan.

Bakan Freeland, istifadan önce Trudeau ile atıştı

Freeland ve Trudeau, kısa bir süre önce açıklanan iki aylık tatil satış vergisi ve Freeland’ın “maliyetli bir siyasi hile” olarak nitelendirdiği Kanadalılara 250 Kanada doları (168 avro) çek verilmesi konusunda anlaşmazlığa düştü.

Freeland, Trump’ın Kasım ayında yaptığı ülkeye %25 gümrük vergisi uygulama tehdidi bağlamında da Kanada’nın bu tür politikaları kaldırayamayacağını savunuyordu.

Freeland istifa mektubunda, “Ülkemiz ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya. Bu da mali barutumuzu bugünden kuru tutmak anlamına geliyor, böylece yaklaşan bir tarife savaşı için ihtiyaç duyabileceğimiz rezervlere sahip olabiliriz,” dedi.

Muhalefetten ve iktidar partisinden erken seçim çağrısı

Kararının, Trudeau’nun bir hafta önce kendisine ülkenin maliye bakanı olarak kalmasını istemediğini söylemesinin ardından geldiğini söyledi. 

Hükümetin bütçesini sunmadan hemen önce gelen bu ayrılış, hükümeti zor durumda bıraktı ve Trudeau ile zaten kırılgan olan Liberal Parti’yi uçurumun kenarına getirdi.

Trudeau’nun partisinin üyeleri onu istifaya çağırırken, Kanada’nın üç muhalefet partisi lideri de pazartesi günü Trudeau’nun görevi bırakması gerektiğini söyledi.

Muhalefetteki Kanada Muhafazakâr Partisi lideri Pierre Poilievre de erken federal seçim çağrısında bulundu. Kanadalı siyasetçi, “Her şey kontrolden çıkmaya başladı. Bu şekilde devam edemeyiz,” dedi.

Olası Trump vergileri Kanada’yı felç edebilir

Kasım ayında Trump, yasadışı göç ve ABD’deki fetanil kriziyle mücadele etmek gerekçesiyle Kanada ve Meksika’dan ülkeye giren tüm ürünlere %25 oranında kapsamlı bir vergi uygulayacağını söylemişti.

Ekonomistler bu tür tarifelerin Kanada ekonomisine önemli ölçüde zarar vereceği uyarısında bulunuyor. ABD hükümetinin verilerine göre Kanada 2022 yılında ABD ithalatının yaklaşık 437 milyar dolarını gerçekleştirmiş ve aynı yıl ABD ihracatının da en büyük pazarı olmuştu.

Kanada toplam ihracatının yaklaşık %75’ini ABD’ye yapıyor.

Freeland, Trump’ın kasım ayında yaptığı açıklamanın ardından, “ABD’ye sattığımız şeyler gerçekten ihtiyaç duydukları şeyler. Onlara petrol satıyoruz, elektrik satıyoruz, kritik mineraller ve metaller satıyoruz,” demişti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Arjantin ile IMF arasında yeni program müzakereleri

Yayınlanma

Arjantin, Uluslararası Para Fonu ile mevcut 44 milyar dolarlık anlaşmanın yerini alacak yeni bir program arayışında.

Bloomberg’in aktardığına göre IMF Baş Sözcüsü Julie Kozack perşembe günü yaptığı açıklamada Javier Milei hükümetinin, selefinden devraldığı anlaşmanın son gözden geçirmelerini tamamlamak yerine yeni bir program üzerinde çalıştığını doğruladı.

Perşembe günü Washington’da bir basın toplantısı düzenleyen Kozack, “Yetkililer yeni bir programa geçmek istediklerini resmen ifade ettiler ve müzakereler şu anda devam ediyor,” dedi.

Arjantin ile IMF arasındaki görüşmeler, Ekonomi Bakanı Luis Caputo’nun ofisinden ve merkez bankasından yetkililerden oluşan bir ekibin bu ayın başlarında fon temsilcileriyle görüşmek üzere Washington’a gitmesinin ardından ivme kazandı.

Arjantin’in bir sonraki IMF programına ilişkin müzakerelerdeki temel soru, kurumun Milei’ye 44 milyar dolarlık yükü devretmenin ötesinde ek finansman sağlayıp sağlamayacağı ve ne kadar sağlayacağı. 

Arjantin lideri bu yılın başlarında 15 milyar doları telaffuz etmiş fakat son zamanlarda bu rakama atıfta bulunmamıştı. Caputo bu hafta yaptığı açıklamada yeni fonların programın bir parçası olmasını beklediğini söyledi.

Kabul edildiğinde bu, ülkenin 1958’den bu yana kuruluşla yaptığı 23’üncü, 2018’den bu yana ise üçüncü program olacak.

IMF’nin Arjantin’deki sicili, on yıllar boyunca yapılan pek çok anlaşmanın ekonomiyi toparlayamaması ve birbiri ardına gelen hükümetlerin küresel borç verici kurumun parasını harcarken program hedeflerini sıklıkla ihlal etmesi nedeniyle kötü.

Milei ve baş müzakerecisi Caputo’nun da IMF ile ilişkileri karışık. Başkan bu yılın başlarında fonun üst düzey yetkililerinden biri olan Rodrigo Valdes’i eleştirmiş, Valdes de müzakerelerden çekilmeyi tercih etmişti.

Caputo da 2018’deki ilk anlaşma sırasında IMF yetkilileriyle kur politikası konusunda anlaşmazlığa düşmüş ve o dönemde Arjantin’in maliye bakanı olarak kısa bir süre merkez bankası başkanlığı yaptıktan sonra istifa etmişti.

Bu arada IMF yönetimi bu yıl Milei ve Caputo’yu harcamaları kısmak, enflasyonu düşürmek ve ülkenin birçok döviz kuru arasındaki farkı kapatmakla övdü.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Cumhuriyetçilerin federal fon yasası Kongre’ye takıldı

Yayınlanma

ABD Temsilciler Meclisi, hükümetin kapanmasına sadece bir gün kala, dün gece federal fonların süresini uzatacak bir tasarıyı kabul edemedi. 

Harcama tedbirinin çökmesi, Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’ın defalarca taktik değiştirmek zorunda kaldığı kaotik bir mücadelenin uzamasına neden oldu.

Trump destekli tasarı, 30’un üzerinde Cumhuriyetçi ve neredeyse tüm Demokratların karşı çıkmasıyla gerekli üçte iki çoğunluğu sağlayamadı.

Nihai oylamada 235 üye tasarı aleyhinde, 174 üye ise tasarı lehinde oy kullandı; 38 Cumhuriyetçi tasarı aleyhinde, iki Demokrat ise tasarı lehinde oy kullandı.

Cumhuriyetçi muhalefetin düzeyi, Cumhuriyetçi liderlerin tasarıyı başka bir süreç altında gündeme getirmekte zorlanacağına işaret ediyor. 

Johnson başlangıçta Demokrat liderlerle hükümetin finansmanını 14 Mart’a kadar uzatacak yaklaşık 1.550 sayfalık bir tasarı üzerinde anlaşmaya varmıştı. Tasarı, afet yardımı, çiftlik yardımı ve Kongre üyeleri için maaş zammı da dahil olmak üzere partiler üstü yasama öncelikleriyle doluydu. 

Fakat Cumhuriyetçilerin sağ kanadı, Trump’ın milyarder danışmanı Elon Musk’ın özellikle eleştirdiği tasarıya yüklendi ve nihayetinde Trump, tasarıyı engelledi.

Bunun üzerine Johnson tasarıyı yeniden yazmak için kolları sıvadı ve Trump’ın talep ettiği iki yıllık borç tavanı uzatma maddesini ekledi.

Trump NBC’ye verdiği demeçte borç tavanının kaldırılmasını desteklediğini ve bunun gerçekleşmesi için “öncülük etmeye” hazır olduğunu söylemişti.

Trump’ın Kongre’deki en güçlü destekçilerinden bazıları da dahil olmak üzere Cumhuriyetçiler, en azından Demokratlar görevdeyken borç tavanının yükseltilmesine tarihsel olarak karşı çıkmışlardı. Şimdi ise Trump, tavanı tamamen kaldırmaları için onları zorlayacağını söylüyor.

Demokratlar perşembe günü kapalı kapılar ardında yapılan bir toplantıda tasarıya karşı çıkma kararı aldılar.

Demokrat Temsilci Jamie Raskin, “Anlaşmada yer alan pek çok önemli şeyi yerle bir eden bu teklifle geri dönmek, özellikle de liderliğimize danışmadıkları için bir hakaret ve aşağılamadır,” dedi.

Gözden geçirilmiş tasarı bazı muhafazakâr bütçe açığı savunucuları için de yetersizdi ve Teksaslı Cumhuriyetçi Temsilci Chip Roy tasarıya karşı çıkanlar arasındaydı.

Borç tavanı, ABD Hazinesi tarafından üstlenilebilecek ulusal borç miktarına ilişkin yasal bir sınır ve böylece federal hükümetin halihazırda aldığı borca ek olarak daha fazla borç alarak ne kadar para ödeyebileceğini belirliyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English