Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Hindistan Başbakanı Modi, beş yıl sonra ilk kez Moskova’da Putin ile bir araya geldi

Yayınlanma

Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmek üzere iki günlük resmi bir ziyaret için 8 Temmuz öğleden sonra Moskova’ya geldi.

Bu, Modi’nin 2019’dan bu yana Rusya’ya ilk ziyareti ve Putin’le iki yıl içindeki ilk görüşmesi; sonuncusu Eylül 2022’de Semerkant’taki Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesinde gerçekleşmişti.

Bugün genişletilmiş ve dar bir formatta ana görüşmelerin yapılması planlanıyor. Söz konusu ziyaret, Modi’nin Bharatiya Janata Partisi’nin (BJP) seçimleri kazanmasından bir hafta sonra gittiği İtalya’daki G7 zirvesine katıldıktan sonraki ikinci gezisi.

Başbakan, 2014’ten bu yana üçüncü dönemine de başladı. Putin’in Modi ile görüşmesi aynı zamanda Rusya’daki seçim döneminin sona ermesinden bu yana gerçekleştirdiği ilk görüşme.

Modi, dün Moskova saatiyle öğleden sonra 2 civarında Vnukovo-1 hükümet terminaline indi ve burada Başbakan Birinci Yardımcısı Denis Manturov tarafından karşılandı.

Moskova saatiyle akşam 7.54’te Kremlin Telegram kanalından iki lider arasında Novo-Ogaryovo’da gayrı resmi bir görüşmenin başladığını duyurdu.

Görüşmenin başında Modi’yi yeniden seçilmesinden dolayı kutlayan Putin, “Kendi fikirleriniz var, enerjik bir insansınız, Hindistan’ın çıkarları doğrultusunda sonuçlar elde edebiliyorsunuz,” dedi. Putin, konuğuyla 9 Temmuz’daki resmi görüşmede olduğu gibi aynı konuları ‘yerel bir atmosferde’ tartışmayı amaçladığını da sözlerine ekledi.

Hindistan başbakanının sosyal paylaşım ağı X hesabından, gelişinden kısa bir süre sonra Rusça bir paylaşım yapıldı:

“Ülkelerimiz arasındaki özel ve ayrıcalıklı stratejik ortaklığı, özellikle de fütüristik işbirliği alanlarında daha da derinleştirmeyi dört gözle bekliyoruz.”

Bloomberg‘in aktardığına göre kaynaklar, tarafların Rusya’dan uzun vadeli nükleer yakıt tedarikine ilişkin bir anlaşma imzalayabileceğini söyledi.

Rusya Federal Nükleer Enerji Kurumu Rosatom’un yardımıyla Kudankulam nükleer santralinin ikinci aşaması inşa ediliyor ve mevcut iki üniteden altı üniteye genişleyerek Hindistan’ın en büyüğü olacak.

Rosatom Genel Müdürü Aleksey Lihaçov, mayıs ayında bu santralin yaz aylarında ‘yenilikçi’ yakıta geçeceğini bildirmişti.

Bir yıl önce Hindistan G20’ye liderlik etmiş ve grubun zirvesini Yeni Delhi’de düzenleyerek kendisini küresel Güney’in lideri olarak sunmuştu.

Modi, o dönemde Hindistan’ı dünyanın en büyük üçüncü ekonomisi haline getirme sözü de vermişti. Uluslararası Para Fonu’na (IMF) göre ülke nominal gayri safi yurt içi hasılada (GSYİH) beşinci, satın alma gücü paritesinde ise Çin ve ABD’nin ardından üçüncü sırada yer alıyor.

Vedomosti gazetesine demeç veren Rusya Bilimler Akademisi Çin ve Modern Asya Enstitüsü’nün önde gelen araştırmacılarından Vladimir Sotnikov, Hintlilere göre Modi’nin Batı’daki faaliyetlerinin, Güney’in lideri rolünü güçlendirmelerine ve BM Güvenlik Konseyi’nde daimi bir koltuk elde etmelerine olanak sağlayacağını düşünüyor:

“Delhi’nin hırsları Moskova’nın çıkarlarıyla örtüşüyor; iki ülke birbirine düşman değil ve yeni bir küresel düzen inşa etme yaklaşımlarını paylaşıyorlar.”

Moskova Devlet Üniversitesi Lomonosov Asya ve Afrika Ülkeleri Enstitüsü’nde doçent olan Boris Volhonskiy ise Modi’nin ziyaretinin Hindistan’ın dünyaya Rusya karşıtı koalisyonlara katılmayacağına dair sembolik bir jest olduğu değerlendirmesini yaptı.

Modi’nin gelişi Rusya-Ukrayna ihtilafı etrafında diplomatik faaliyetlerin arttığı bir döneme denk geldi. G7’nin aksine Modi 15-16 Haziran tarihlerinde İsviçre’de düzenlenen Ukrayna konulu konferansa katılmadı.

Hindistan orada eski Moskova Büyükelçisi ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Pawan Kapoor tarafından temsil edildi. Kapoor, nihai bildiriyi imzalamadı; bakan yardımcısına göre çözüm için iki taraf arasında temas gerekiyordu ve Rusya zirveye davet edilmemişti.

Sotnikov, Modi’nin Moskova ziyaretinin Ukrayna konusunda yürütülen mekik diplomasisiyle ilgili olabileceğini kaydederek Yeni Delhi’nin potansiyel moderatör rolünü Çin’den devralabileceğini belirtti. Uzman, “Delhi, Moskova, Kiev, ABD ve AB ile iyi ilişkilere sahip olduğu için kendisini bir platform ve arabulucu olarak sunabilir,” diye ekledi.

Ancak Moskova ve Hindistan esas olarak ikili ekonomik ilişkilerle ilgileniyor; aralarındaki ticaret cirosu artmaya devam ediyor: 2024’ün ilk çeyreğinde 17,5 milyar dolara ulaştı; bu üç aylık bir rekor.

Ticaret hacmi 2023’te 2022’ye göre 1.8 kat artarak 65 milyar dolara ulaşırken, karşılıklı ticarette Rusya aleyhine şiddetli bir dengesizlik söz konusu.

Volhonskiy, “Bu nedenle odak noktası ticaret açığını dengelemek ve özellikle haziran ayında AB’nin Rusya’nın Finansal Haberleşme Sistemi’ne sistemine getirdiği ve ABD dahil diğer ülkelerin de benimseyebileceği kısıtlamalardan sonra, Hindistan’ın yapması gereken şey iş dünyasına yönelik ikincil Batı yaptırımlarından kaçınmak için mekanizmalar bulmak olacak,” diye konuştu.

Rusya ile Hindistan arasındaki ticaret dengesizliğine bakış

DİPLOMASİ

AB, Gürcistan’daki belediyelere verilen hibeleri askıya aldı

Yayınlanma

Avrupa Birliği (AB), Gürcistan’ın tartışmalı ‘yabancı acenta yasası’ nedeniyle ülkedeki belediyelere yönelik hibe programını askıya aldığını açıkladı.

AB’nin Gürcistan Delegasyonu tarafından yapılan açıklamada, ‘Yaratıcı Pusula Gürcistan’ projesi kapsamında belediyelere verilecek hibelerin durdurulduğu belirtildi.

Netgazeti.ge portalının haberine göre, söz konusu hibeler başka yararlanıcılara aktarıldı.

Gürcistan Parlamentosu, 14 Mayıs’ta ülke çapında geniş protestolara rağmen yabancı finansmanlı kuruluşları hedef alan yasayı kabul etti. Yasa, yabancı kaynaklardan fon alan sivil toplum örgütleri ve medya kuruluşlarının özel bir sicile kaydolmasını zorunlu kılıyor.

Kaydolmayı reddedenler veya yıllık mali beyanname sunmayanlar, yaklaşık 9 bin 500 dolar (25 bin Gürcistan larisi) para cezasıyla karşı karşıya kalacak.

Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili’nin 18 Mayıs’ta yasayı veto etmesine rağmen, parlamento bu veto kararını geri çevirdi. Meclis Başkanı Şalva Papuaşvili’nin 3 Haziran’da imzalamasıyla yasa yürürlüğe girdi.

Yasaya karşı çıkan Batılı siyasetçiler, düzenlemenin ifade özgürlüğünü kısıtlayabileceği ve bağımsız medyayı baskı altına alabileceğini iddia etti.

Cumhurbaşkanı Zurabişvili de yasayı ‘ulusal çıkarlara aykırı ve anayasaya uygun olmayan’ bir düzenleme olarak nitelendirdi.

Yasa, Anayasa Mahkemesi’nde üç ayrı davayla karşı karşıya. İlk dava 15 Temmuz’da Zurabişvili tarafından açılırken, ikinci dava 121 sivil toplum kuruluşu tarafından 17 Temmuz’da, üçüncü dava ise 38 muhalif milletvekili tarafından açıldı.

Gürcistan’ın AB entegrasyon süreci askıya alındı

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Yasukuni Tapınağını ziyaret eden Ukrayna elçisi Çinlilerin tepkisini çekti

Yayınlanma

Ukrayna’nın Japonya Büyükelçisi Sergiy Korsunsky Tokyo’daki tartışmalı Yasukuni Tapınağını ziyaret ettiği için Çin sosyal medyasında eleştirildi. Bazıları bunu “Çin halkına saygısızlık” olarak nitelendirdi.

Sergiy Korsunsky’nin salı günü gerçekleştirdiği ziyaret, Pekin’in “Japon Saldırganlığına Karşı Çin Halkının Direniş Savaşı ve Dünya Anti-Faşist Savaşı” olarak adlandırdığı savaşın sona ermesinin 79. yıldönümünün Çin’deki anma törenlerine denk geldi.

Çin Dışişleri Bakanlığı, Korsunsky’nin aralarında savaş suçlularının mezarlarının da bulunduğu türbeye yaptığı ziyaret hakkında henüz bir yorum yapmadı.

Japonya’daki Ukrayna Büyükelçiliği’nin ziyarete ilişkin haber ve fotoğrafları X platformunda yayınlamasının hemen ardından Çin sosyal medyasında eleştiriler dolaşmaya başladı. Gönderi bu eleştiriler sonrası silindi.

Paylaşıma göre Korsunsky türbeyi ziyaret etmeden önce el yıkama ritüelini yerine getirmiş ve burada el yazısıyla bir mesaj bırakmıştı.

Devlet haber ajansı Xinhua’ya bağlı bir WeChat hesabı olan Niutanqin, perşembe günü Korsunsky’nin ziyaretinin Çin’e “saygısızlık” olduğunu söyledi. “Ukrayna’nın Japonya Büyükelçisi hayaletlere taptı” hashtag’i de trend oldu.

Bazı yorumcular Korsunsky’nin Dünya Anti-Faşist Anma Günü’nde türbeyi ziyaret etmeyi seçmesinin yaraya tuz basmak anlamına geldiğini söyledi.

“Ukrayna’nın Japonya Büyükelçisi Çin’e hakaret etti. Artık [Ukrayna’yı] desteklemiyorum… Umarım Çin, Ukrayna’yı yenmesi için Rusya’ya daha fazla yardım sağlar,” diye yazdı Weibo’da bir yorumcu.

Çin’deki Ukrayna Büyükelçiliği resmi Weibo hesabında ziyaretten hiç bahsetmedi ve her gün olduğu gibi Devlet Başkanı Zelensky’nin konuşmalarını yayınladı. Ancak haberin duyulmasının ardından paylaşımlar olumsuz yorum yağmuruna tutuldu.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Kırgızistan, Taliban’ı terör listesinden çıkardı

Yayınlanma

Kırgızistan’ın Taliban’ı terör örgütleri listesinden çıkardığı bildirildi. Afganistan Dışişleri Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde yapılan açıklamada, Kırgızistan’ın bu kararının memnuniyetle karşılandığı belirtildi.

Açıklamada, Bişkek’in bu adımının, Taliban hükümetinin uluslararası ve bölgesel düzeyde artan tanınmasını yansıttığı ve ikili ilişkilerin geliştirilmesine katkı sağladığı ifade edildi. Ayrıca, bu kararın, diğer devletlerin Taliban’a yönelik benzer dostane yaklaşımlarıyla uyumlu olduğu vurgulandı.

Kırgızistan Başsavcılığı, 2 Eylül’de yasaklı örgütlerin güncellenmiş listesini yayımladı. Bu listede Taliban yer almadı.

Kırgızistan Devlet Din İşleri Komisyonu’ndan bir yetkili, Taliban’ın bu listeden hangi koşullar altında çıkarıldığını tam olarak açıklayamazken, savcılığın bu adımı haziran ayında Kazakistan’ın Taliban’ı artık terörist olarak görmediğini duyurmasının ardından atmış olabileceğini belirtti.

Komisyon başkan yardımcısı Kanat Midin uulu, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’ne (KGAÖ) üye diğer ülkelerin de Taliban’ın yasaklı örgütler listesinden çıkarılmasını tartıştığını aktardı. KGAÖ’nün diğer üyeleri arasında Rusya, Kazakistan, Belarus, Tacikistan ve Ermenistan bulunuyor.

Rusya da Taliban’ı liste dışına çıkarmaya hazırlanıyor

Kırgızistan’ın bu kararı, Rusya’nın da Taliban’ı terör listesinden çıkarmaya yönelik adımlarını gündeme getirdi.

Mayıs ayında, Rusya dışişleri ve adalet bakanlıkları, Devlet Başkanı Vladimir Putin’e Taliban’ın yasaklı örgütler listesinden çıkarılması tavsiyesinde bulunmuştu. Temmuz ayında Putin, Kabil’de düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesi sonrasında Taliban’ı, ‘uluslararası terörle mücadelede Rusya’nın müttefiki’ olarak nitelendirmişti.

Temmuz ayında Bloomberg, Avrupa Birliği’ne (AB) üye bazı ülkelerin, Taliban’ın 2021 yılında Afganistan’daki yönetimi ele geçirmesinin ardından askıya alınan Kabil’deki diplomatik misyonlarını yeniden açmayı planladığını duyurdu.

Avrupa’nın bu diplomatik misyonları yeniden açmasının, AB’nin Afganistan’da projeler geliştirmesine ve bölgedeki stratejik varlığını güçlendirmesine olanak tanıyacağı belirtiliyor.

Şu anda Afganistan’da Rusya, Çin, Orta Asya ülkeleri, Pakistan ve Hindistan gibi 17 ülkenin diplomatik temsilcilikleri bulunuyor. ABD ise Taliban ile Katar’daki temsilcilikleri aracılığıyla siyasi temaslarını sürdürüyor.

Doğrudan Taliban’ı tanımak anlamına gelmiyor’

Öte yandan Afganistan Siyaseti Araştırma Merkezi Başkanı Andrey Serenko, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte Taliban’ın yasaklı örgütler listesinden çıkarılmasının, doğrudan tanınma anlamına gelmediğini belirtti.

Orta Asya’da yatırım yapan Katar’a jest’

Serenko, Kazakistan’ın daha önce benzer bir adım attığını ancak Taliban’la tam anlamıyla diplomatik ilişkiler kurmadığını hatırlattı. Uzman, Kırgızistan ve Kazakistan’ın bu hamlesinin, Taliban’ı yasaklı örgütler listesinden çıkararak, Afganistan’daki arabulucu rolünü artıran ve Orta Asya’da yatırım yapan Katar’a bir jest olduğunu ileri sürdü.

Serenko ayrıca, Orta Asya ülkelerinin Taliban’ın diğer cihatçı grupları engellemesini ve böylece bölgedeki güvenliğin korunmasını umduğunu da ekledi. Kırgız siyaset bilimci Mars Sariyev ise Orta Asya ülkelerinin Afganistan konusunda bir uzlaşıya vardığını ve Taliban’ın terör listesinden çıkarılmasının, bu ülkelerle daha yapıcı müzakerelere kapı aralayabileceğini söyledi.

Sariyev, özellikle bölgedeki devletlerin, ‘Büyük Orta Asya’ projesinin bir parçası olarak, Afganistan üzerinden bir demiryolu hattı inşa etmek istediklerine dikkat çekti.

Uzmanlar, Orta Asya ülkelerinin bu adımının, Taliban’ın bölge için bir tehdit haline gelmesini engellemeye yönelik olduğunu belirtiyor. Sariyev, bu ülkelerin, Taliban’ın bir zamanlar Ukrayna’nın Rusya karşıtı bir projeye dönüştüğü gibi, Orta Asya karşıtı bir yapıya dönüşmesini önlemek istediklerini ifade etti.

Amerikalılar tüm yumurtalarını tek bir sepete koymuyor’

Kırgızistan’ın Taliban’ı terör listesinden çıkarma kararı, bölgedeki jeopolitik dengeleri yeniden şekillendirme potansiyeline sahip. Rusya ve ABD gibi büyük güçler, Taliban ile temaslarını sürdürüyor ancak bu temaslar şimdilik sınırlı kalıyor. Hem Moskova hem de Washington, Taliban’la ilişkilerini dikkatli bir denge politikası içinde yürütüyor.

Ne Rusya ne de ABD, Afganistan’ın iç işlerine doğrudan müdahil olmak istediğini dile getiren Serenko, “Amerikalılar tüm yumurtalarını tek bir sepete koymuyor ve Taliban’ı ‘besliyor’, biraz güvenlik sağlıyor. Rusya da bu yaklaşımı yeni yeni izlemeye başladı,” yorumunu yaptı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English