Ortadoğu
İsrail vize muafiyeti şartlarına uymuyor: ABD “şimdilik” göz yumuyor

ABD’nin İsrail’i Batı Şeria’yı kapatarak vize muafiyeti anlaşmasını ihlal ettiği konusunda uyardığı iddia edildi. İsrail, güvenlik gerekçesiyle girişlerin zorlaştırıldığını ABD’ye iletti. Washington İsrail’e biraz daha zaman tanıma kararı aldı.
Axios’a konuşan iki İsrailli ve ABD’li yetkili, Biden yönetiminin İsrail’i, 7 Ekim’deki Hamas operasyonundan bu yana işgal altındaki Batı Şeria’da yaşayan Filistinli Amerikalıların İsrail’e girişini engelleyerek ABD ile vize muafiyeti anlaşmasını ihlal ettiği konusunda uyardığını söyledi.
ABD, İsrail’i vize muafiyet programına resmi olarak Kasım ayı sonunda dahil etmesi bekleniyordu. Ancak 7 Ekim’deki Hamas operasyonu sonrası ABD İsrail’le dayanışmasını göstermek amacıyla vizesiz seyahat uygulaması 19 Ekim’de başlatıldı.
ABD’nin Vize Muafiyet Programı (The Visa Waiver Program) halihazırda 40 ülkenin vatandaşlarının vizesiz olarak üç aylığına ABD’ye seyahat etmelerine imkân tanıyor. Sınır kapılarında özellikle Filistin asıllı ABD vatandaşlarına uyguladığı ayrımcılık nedeniyle İsrail, programa uzun yıllar dahil edilmedi. Bu yıl İsrail’in programa dahil edilmesi gündeme gelince ABD’nin İsrail Büyükelçiliği’nin İsrail’i programın mütekabiliyet şartından muaf tutmak için istisna yaratacak bir anlaşmayı müzakere ettiğine dair iddialar ortaya atıldı. Ancak ABD’nin bunu kabul etmediği ve İsrail’in Batı Şeria ve Gazze’de yaşayan Filistinli Amerikalılara yönelik hareket kısıtlamalarını ve İsrail’e girmek isteyen diğer Arap ve İranlı Amerikalılara uygulanan kısıtlamaları hafifletmeyi kabul etmesinin ardından programa dahil edildiği belirtildi.
Vize muafiyeti anlaşmasının mütekabiliyet koşullarının on binlerce Filistinli Amerikalı’nın daha önce hiç olmadığı kadar kolay biçimde İsrail’e erişim sağlaması öngörülüyordu. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken vize muafiyetiyle “özellikle Filistin topraklarında yaşayan ya da bu topraklara seyahat eden Amerikan vatandaşlarına daha fazla hareket özgürlüğü sağlanacağını” söylemişti.
Ancak İsrail, vize muafiyet programı deneme sürecinde yaptığı gibi program resmilik kazandıktan sonra da Filistinli Amerikalıların İsrail’e girişlerinde zorluk çıkarmaya devam etti.
Axios’a göre ABD’li ve İsrailli yetkililer, ABD’nin yeni İsrail Büyükelçisi Jack Lew’in birkaç gün önce İsrail ulusal güvenlik danışmanı Tzachi Hanegbi ile bir araya geldiğini ve hareket kısıtlamalarından duyduğu endişeyi dile getirdiğini aktardı. Lew’in Hanegbi’ye İsrail’in Batı Şeria’dan Filistinli Amerikalıların ülkeye girişine izin vermeyerek vize muafiyeti anlaşmasını ihlal ettiğini söylediğini ve anlaşmaya bağlı kalmasını sağlamak için adımlar atılmasını istediğini belirtti. İsrailli bir yetkiliye göre Hanegbi, ABD Büyükelçisine kapatmanın güvenlik nedenleriyle uygulandığını söyledi ve konuyu inceleyip bir çözüm bulmaya çalışacağını taahhüt etti. ABD’li yetkili de Biden yönetiminin İsrail’e bir çözüm bulması için biraz daha zaman tanıyacağını söyledi. Dışişleri Bakanlığı ise yorum yapmayı reddetti.
Ortadoğu
İsrailli bakandan İran’da rejim değişikliği iması

Rejim değişikliği söylemleri İsrail-İran gerilimiyle yeniden gündemde. İsrail İnovasyon, Bilim ve Teknoloji Bakanı Gila Gamliel, İran’a yönelik saldırılar devam ederken, “seneye özgür Tahran’da” ifadelerini kullandığı bir videoyu sosyal medyada paylaşarak rejim değişikliği mesajı verdi.
Gamliel’in paylaştığı görüntülerde, geçtiğimiz yıl katıldığı bir etkinlikte, İran İslam Devrimi öncesinde kullanılan bayrakla sarılı bir kürsüde konuşma yaptığı ve bu ifadeyi tekrar ettiği görülüyor.
Gila Gamliel, daha önce de İsrail’i ziyaret eden, eski İran Şahı’nın oğlu sürgündeki Prens Rıza Pehlevi ile görüşmeler gerçekleştirmişti. Pehlevi, 2023 yılında Yahudi Soykırımı (Holokost) anma etkinlikleri kapsamında Gamliel’in davetiyle İsrail’e gitmiş, Doğu Kudüs’teki Burak (Ağlama) Duvarı’nı ziyaret ederek kamuoyuna poz vermişti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da son açıklamasında, İran’a yönelik saldırılarla bu ülkenin zayıflatıldığını iddia ederek, “rejim değişikliğinin mümkün olduğunu” savunmuştu.
1979’daki İran İslam Devrimi ile tahttan indirilen Şah Rıza Pehlevi’nin oğlu Prens Ali Rıza Pehlevi hâlen sürgünde yaşıyor.
İsrail-İran hattında tırmanan gerilim
İsrail, 13 Haziran’da İran’ın farklı kentlerine yönelik geniş kapsamlı bir saldırı başlattı. Bu saldırılarda İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Komutanı, üst düzey komutanlar ve 9 nükleer bilim insanı hayatını kaybetti. Sivil can kaybı ise İran kaynaklarına göre 224 olarak açıklandı.
İran ordusu da misilleme olarak İsrail’e onlarca balistik füze fırlattı. Bu saldırılarda en az 24 kişi öldü.
Çatışmalar uluslararası tepkilere yol açarken, başta Türkiye olmak üzere birçok ülke İsrail’in saldırılarını kınadı.
Ortadoğu
Sabaha karşı gelen İran saldırısı İsrail’de ağır hasara yol açtı

İran saldırısı sabaha karşı İsrail’in kuzey ve merkezine onlarca füze yağdırdı. Tel Aviv ve Hayfa’da büyük yıkım meydana gelirken ABD büyükelçilik binasında da hasar oluştu.
Sabaha karşı İran’dan İsrail’e doğru ateşlenen yoğun füze atışı nedeniyle İsrail’de çok geniş bir alanda saldırı alarmları çaldı.
Tel Aviv ve çevresinde hava savunma sistemlerini aşan bazı füzeler isabet etti.
İran, sabaha karşı İsrail’in Tel Aviv kentine düzenlediği füze saldırısının “başarıyla” gerçekleştirildiğini duyurdu. İsrail kaynaklarına göre saldırılarda en az üç kişi öldü; çok sayıda kentte yerleşim binaları büyük hasar gördü.
İran devlet ajansı IRNA’nın aktardığına göre, İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), “havadan havaya füze sistemleriyle gerçekleştirilen yeni bir saldırı dalgasının, İsrail’deki hedefleri başarıyla ve etkili biçimde vurduğunu” bildirdi.
İsrail ordu sözcülüğü, sığınaklardan çıkılabileceği bilgisini geçerken, kurtarma ekiplerinin vurulan noktalara doğru harekete geçtiği belirtildi. İsrail ordusu, isabet eden yerlerden görüntü ve konum paylaşılmaması ve “İran’ın bunları saldırılarını geliştirmekte kullanabileceği uyarısı” yaptı.
Öte yandan, Tel Aviv’in Gush Dan bölgesi, Petah Tikva kentinde patlamaların binalarda ağır yıkıma yol açtığı, itfaiye ve kurtarma ekiplerinin buraya yönlendirildiği kaydedildi.
İsrail’in kuzeyindeki liman şehri Hayfa’da da petrol rafineleri, elektrik santrali, sanayi tesislerinin bulunduğu alana füzenin düştüğü uzaktan çekilmiş görüntüler sosyal medyada paylaşıldı.
Yetkililere göre İran’ın geceki misillemesinde 8 kişi öldü. Böylece İran’ın 13 Mayıs’ta başlayan saldırılara misillemelerinde İsrail’de ölenlerin sayısı 24’e yükseldi.
İsrail Sağlık Bakanlığı, İran’ın ülkenin kuzey ve merkezine yönelik füze saldırılarında gece boyunca toplam 287 kişinin hastanelere kaldırıldığını duyurdu. Yaralılardan birinin durumu ağır, 14 kişi ise orta derecede yaralı olarak kayda geçti. Petah Tikva’daki Schneider Çocuk Hastanesi’nde tedavi gören iki çocuk da yaralılar arasında.
Bnei Brak kentindeki Maayanei Hayeshua Hastanesi’ne götürülen 15 kişinin durumu hakkında ise henüz resmi bilgi paylaşılmadı.
Hayfa’da yaklaşık 30 kişinin yaralandığı, liman yakınındaki bir elektrik santralinde yangın çıktığı ve bölgede arama-kurtarma ekiplerinin çalışmalarını sürdürdüğü bildirildi.
Tel Aviv semalarında çok sayıda füze görüldü, patlamalar Kudüs’ten de duyuldu. Özellikle Tel Aviv’deki ABD Büyükelçiliği’ne sadece birkaç yüz metre mesafede yer alan kalabalık bir mahallede bazı otel ve evlerin camları kırıldı, birkaç apartman tamamen yıkıldı.
ABD Büyükelçiliği’nde hasar oluştu
ABD’nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee, İran’ın füze saldırılarında Tel Aviv’deki ABD büyükelçiliği şubesinde hafif hasar meydana geldiğini duyurdu.
X üzerinden yaptığı açıklamada Huckabee, “Tel Aviv’deki Büyükelçilik binası yakınlarına isabet eden İran füzelerinin yarattığı sarsıntılar nedeniyle hafif hasar oluştu; ancak ABD personelinden yaralanan olmadı” ifadelerini kullandı.
Büyükelçi ayrıca, ABD’nin İsrail’deki tüm büyükelçilik ve konsolosluklarının kapalı olduğunu ve sığınakta kalma emrinin hâlen geçerli olduğunu belirtti.
“Sığınak kapısı üzerimize çöktü”
Tel Aviv’de yaşayan 31 yaşındaki şef Guydo Tetelbaun, Al Arabiyya’ya saat 04.00 civarında çalan sirenle birlikte sığınağa indiklerini anlattı: “Karşıdaki sığınağa koştuk. Birkaç dakika sonra kapı üzerimize çöktü. İçeri giren birkaç kişi kan içindeydi. Sessizlik sağlandığında tekrar dairemize çıktık ama ortada pek bir şey kalmamıştı. Duvarlar çökmüş, camlar yok.
En korkutucu olan belirsizlik… Bu durum uzun sürebilir, daha da kötüleşebilir ya da belki düzelir. Ama belirsizlik en zoru.”
İran saldırısı sonrası İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz da İran’ın İsrail’de “sivilleri hedef aldığını” iddia ederek bunun bedelini Tahran sakinlerinin hem de çok yakında ödeyeceği tehdidinde bulundu.
İran: Yeni bir yöntem uyguladık
İran Devrim Muhafızları, saldırılarda İsrail’in çok katmanlı hava savunma sistemlerini birbirine karşı çalıştıran “yeni bir yöntem” uyguladıklarını açıkladı.
Yapılan açıklamada, “ABD ve Batılı ülkelerin en gelişmiş savunma teknolojileriyle verdiği kapsamlı desteğe rağmen, kullanılan yeni yöntemler işgal altındaki topraklardaki hedeflerin maksimum düzeyde vurulmasını sağladı” denildi.
Ortadoğu
İran, İsrail ile çatışmayı durdurmanın şartlarını açıkladı

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, ülkesinin nükleer silah üretmeme taahhüdü karşılığında barışçıl nükleer enerji hakkının garanti altına alınması durumunda ABD ile anlaşmaya hazır olduğunu açıkladı. İsrail’in saldırılarının İran’ın nükleer ve askeri hedeflerini vurması ve çok sayıda üst düzey komutanı öldürmesinin ardından Tahran, misilleme saldırılarını durdurmak için İsrail’in saldırgan eylemlerine son vermesini şart koştu.
Orta Doğu’da tırmanan askeri gerilimin ortasında Tahran’dan çatışmaların durdurulmasına yönelik ilk koşullar geldi.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, 15 Haziran’da İslam Cumhuriyeti’ndeki büyükelçilere ve uluslararası kuruluş temsilcilerine yaptığı açıklamada, ülkesinin nükleer silaha sahip olmama taahhüdü karşılığında barışçıl nükleer enerji hakkının garanti altına alınmasını öngören bir anlaşmayı ABD ile imzalamaya hazır olduğunu bildirdi.
İranlı bakan Arakçi, İsrail’in saldırılarının amacının ABD-İran nükleer müzakerelerini baltalamak olduğunu belirtti.
Tahran’ın misilleme saldırılarını durdurmaya hazır olduğunu ifade eden Arakçi, bunun için İsrail’in saldırgan eylemlerini durdurması gerektiğini vurguladı.
Arakçi ayrıca, Washington’dan ABD’nin İran’a yönelik askeri operasyonlara katılmayacağına dair bilgi aldıklarını iddia ederek, “ABD, net pozisyonunu ortaya koymalı ve nükleer tesislere yönelik saldırıyı kınamalıdır,” dedi.
Bu açıklamadan kısa bir süre önce ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social adlı sosyal medya platformunda Washington’un İsrail saldırısıyla bir ilgisi olmadığını yazdı.
Ancak Trump, İran ordusunun “ABD’ye herhangi bir şekilde saldırması durumunda” Amerikalıların İran’a “tüm gücüyle ve her seviyede” karşılık vereceği uyarısında bulundu.
Trump, 13 Haziran’da Fox News‘e verdiği demeçte ise İsrail’in saldırı planlarından en azından haberdar olduğunu belirtmiş ve Washington’un hem kendisini hem de İsrail’i koruyacağını eklemişti.
Orta Doğu’da sıcak çatışma
Orta Doğu’daki gerilim, 13 Haziran sabahı İsrail’in hava saldırısıyla başladı. Tel Aviv, “Yükselen Aslan” adını verdiği saldırı kapsamında üç gün içinde 200 savaş uçağı kullanarak aralarında Natanz’daki zenginleştirme tesisi, Isfahan’daki nükleer araştırma merkezi ile Tahran’daki nükleer program karargahı ve Savunma Bakanlığı binasının da bulunduğu 800’den fazla hedefi vurdu.
İran, cuma günü gerçekleşen İsrail saldırılarında çok sayıda üst düzey askeri yöneticinin hayatını kaybettiğini doğruladı.
Ölenler arasında Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Komutanı Hüseyin Selami, İran Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, DMO Hava Kuvvetleri Komutanı ve füze programından sorumlu General Emir Ali Hacızade ile Hatem’ul Enbiya Hava Savunma Üssü Komutanı Gulam Ali Raşid bulunuyor.
İsrail ordusu, dini lider Ali Hamaney’in kıdemli danışmanı Ali Şemhani’nin de öldürüldüğünü duyurdu. DMO, 15 Haziran’da insansız hava aracı ve füze geliştirmeden sorumlu yedi yüksek rütbeli subayın daha öldüğünü teyit etti.
İran kaynaklarına göre, isimleri tam olarak belirtilmese de toplam 15 üst düzey askeri yetkili öldürüldü. Reuters ise kaynaklarına dayandırdığı haberinde bu sayının “en az 20” olduğunu belirtti.
Çinli akademisyen İsrail-İran savaşını Harici’ye değerlendirdi: İran, Çin için stratejik öneme sahip
İran’dan ‘Sadık Vaat 3’ misillemesi
Tahran, İsrail saldırısından 17 saat sonra “Sadık Vaat 3” adıyla misilleme operasyonu başlattığını duyurdu.
Press TV‘nin haberine göre İran, iki İsrail hava üssü, iki nükleer altyapı tesisi, askeri istihbarat kompleksinin yanı sıra Tel Aviv ve Hayfa’daki ekonomik hedeflere füze ve dronlarla yoğun bir saldırı düzenledi.
Aynı medya kuruluşunun bir kaynağı, İran ordusunun ilk kez hava savunma sistemlerinden kaçabilen katı yakıtlı orta menzilli balistik füze Hayber Şiken’i kullandığını bildirdi.
Nour News, İran’ın İmad, Gadr ve Hayber Şiken balistik füzelerini kullandığını aktarırken, Mehr ajansının bir kaynağı ise hipersonik füze kullanıldığını iddia etti.
İsrail ordusuna göre, İran toplam 280 füze kullandı ve bu füzeler kritik altyapıya önemli bir zarar vermedi.
Müzakerelerin geleceği
İsrail’in saldırıları sonrası Tahran, 15 Haziran’da Umman’da yapılması planlanan İran-ABD nükleer anlaşması müzakerelerinin altıncı turunu iptal ettiğini duyurdu.
İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Kazım Garibabadi, IRIB kanalına yaptığı açıklamada, Tahran’ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile işbirliğini azalttığını ve BM yaptırımlarının yeniden devreye girmesi halinde ülkenin Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’ndan (NPT) çekilebileceği tehdidinde bulundu.
-
Görüş2 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Asya6 gün önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Dünya Basını1 hafta önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Avrupa2 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Rusya2 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı
-
Dünya Basını2 hafta önce
Rusya ve Ukrayna heyetleri tekrar İstanbul’da: Masada neler var?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Financial Times: Borç batağındaki ‘gelişmekte olan ülkeler’ için kayıp on yıl kapıda
-
Amerika6 gün önce
ABD’de göçmen isyanı büyüyor: Deniz piyadeleri Los Angeles’ta