Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Japonya ‘tehdit’ ilan etti, Çin ve Rusya ortak tatbikat başlattı

Yayınlanma

Çin ve Rus donanmaları Doğu Çin Denizi’nde 7 gün sürecek 2022 Ortak Deniz Tatbikatı’nı başlattı. 27 Aralık’a kadar sürecek tatbikata her iki taraftan askeri uçaklar da katılacak.

Çin Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, iki ülke arasındaki askeri işbirliği kapsamındaki yıllık tatbikatın, Çin’in doğusundaki Zhejiang eyaletinin Zhoushan ile Taizhou şehirleri arasındaki kıyı hattında yapılacağı bildirildi.

Açıklamada, tatbikatın “tarafların deniz güvenliği tehditlerine karşı ortak hareket etme kabiliyetinin güçlendirilmesine yönelik kabiliyet ve kararlılığını göstermeyi amaçladığı” ifade edildi.

İki ülkenin uluslararası ve bölgesel barışın ve istikrarın korunmasına katkı sağlamayı amaçladığına vurgu yapılan açıklamada, “yeni dönemde Çin ile Rusya arasındaki kapsamlı stratejik koordinasyon ortaklığının derinleştirilmesinin hedeflendiği” belirtildi.

Rusya Savunma Bakanlığı da yaptığı açıklamada, “tatbikatın temel amacının, iki ülke arasında deniz işbirliğinin geliştirilmesi ve Asya-Pasifik bölgesinde barış ve istikrarın sağlanması olduğunu” kaydetti.

İki ülke donanmaları, geçen yıl Doğu Denizi’nde, Vladivostok açıklarındaki Büyük Petro Körfezi sularında “Ortak Deniz 2021” tatbikatını gerçekleştirmişti.

Öte yandan Çin donanmasına bağlı bir filo, eylülde, Rusya’nın Vostok-2022 askeri tatbikatı kapsamında Pasifik Okyanusu’na açılarak Rus savaş gemileri ile ortak devriye faaliyeti yürütmüştü.

Tatbikat, bu yıl Rusya kıyılarından Çin kıyılarına taşındı. İki ülke donanmaları daha önce Sarı Deniz’de de ortak tatbikat yapmıştı.

‘ABD ve Japonya’nın gerilimi yükselttiği bir dönem’

Bugün başlatılan tatbikatın zamanlaması ise dikkat çekici. Japonya’nın Rusya ve Çin’i doğrudan ‘tehdit’ olarak kabul eden ve karşı saldırı kabiliyetini geliştirmeyi hedefleyen yeni ulusal savunma stratejisi Pekin ve Moskova’nın tepkisini çekti.

60 yıllık savunma doktrinini alt üst ederek askeri bütçesini iki katına çıkaran ve savunma stratejisini tamamen ABD ile uyumlu hale getiren Japonya’nın hamlesi, Çin ve Rusya tarafından da bölgede ‘güvenlik tehdidi’ olarak algılandı.

Global Times’ta konuyla ilgili yayınlanan makalede, ABD’nin “Hint-Pasifik stratejisi”nde ısrar ettiği, Japonya’nın ise savunma ilkesinden koparak Tayvan Boğazlarındaki gerilimi kışkırttığı bir dönemde gelen tatbikatın önemi vurgulanıyor.

Dün Global Times’a konuşan Çinli askeri uzman Song Zhongping, bu tatbikatın “iki ordunun karşılıklı güveninin somutlaşmış hali” olduğunu söyledi.

Çoklu işbirliği

Pekin ve Moskova’nın pek çok alanda ilerleyen işbirliği ABD’yi tedirgin ediyor. Ukrayna savaşı nedeniyle Batı’nın baskılarına rağmen Rusya’yı kınamayan ve yaptırımlara katılmayan Çin, Ukrayna’da NATO’nun ve ABD’nin kışkırtıcı rolüne işaret ediyor.

Xi Jinping ve Putin’in Şubat ayında yayınladıkları, ABD hegemonyasına karşı çıkan ve “iki devlet (Çin-Rusya) arasındaki dostluğun sınırı olmadığını” ifade eden bildiri de çok tartışılmıştı.

Aynı şekilde Rusya, tek Çin ilkesini benimseyerek Tayvan konusunda Pekin’i güçlü bir şekilde destekliyor.

İki ülke arasındaki askeri işbirliği ise, rutin hale gelen tatbikatlarla devam ediyor.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English