Bizi Takip Edin

ASYA

Japonya ve Avustralya Çin’e karşı savunma işbirliğini güçlendirme kararı aldı

Yayınlanma

Japonya ve Avustralya Dışişleri ve Savunma Bakanları perşembe günü Avustralya’nın Queenscliff kentinde bir araya geldi. Avustralya ve Japonya’nın üst düzey diplomatları ve savunma şefleri bu toplantılarında, daha karmaşık ortak tatbikatlar, daha fazla askeri işbirliği ve Washington ile daha yakın koordinasyon kararı alarak, ulusal güvenlik politikalarını “her zamankinden daha yakın” koordine etmeyi taahhüt ettiler.

Aralık 2022’den bu yana ilk kez “iki artı iki” formatında bir araya gelen yetkililer, perşembe günü “özel stratejik ortaklıklarını” güçlendirmek ve neredeyse iki yıl önce açıkladıkları kapsamlı savunma işbirliği gündemini işlevsel hale getirmek için bir dizi önlem üzerinde anlaştılar. Bu adım, Çin’in artan etkisi karşısında ABD’nin bölgede müttefikleriyle ilişkilerini güçlendirmeye çalıştığı bir dönemde geldi.

Avustralya Savunma Bakanı Richard Marles Avustralya’nın Queenscliff kentinde düzenlenen ortak basın brifinginde Tokyo ve Canberra’nın stratejik olarak her zamankinden daha uyumlu hale gelmesiyle birlikte zirvenin temasının güçlü ikili ilişkiyi ele almak ve tüm politika alanlarında “hırsla doldurmak” olduğunu söyledi.

Marles, “Bu, giderek zorlaşan bir küresel ortam bağlamında yapmamız gereken şeydir… (ve) kurallara dayalı düzenin daha fazla baskı altında olduğu bir ortamda” diye ekledi.

Bakanlar ayrıca, “Çin’in Filipinler’e yönelik tehlikeli ve zorlayıcı faaliyetlerinin yoğunlaşması” olarak tanımladıkları durum da dâhil olmak üzere, ihtilaflı Güney Çin Denizi’ndeki gelişmelerle ilgili “ciddi endişelerini” yinelediler.

Bu gelişme, Japonya ve Avustralya’nın ABD ve Filipin gemileriyle birlikte bölgede daha fazla ortak deniz devriyesi planladığı bir döneme denk geliyor.

İki taraf ayrıca Çin askeri varlıklarının “Japon topraklarındaki” son faaliyetlerini “ciddi endişeyle” ele aldıklarını söyledi.

İki tarafın da boğazda “barış ve istikrar” çağrılarını yinelediği görüşmede, Tayvan da gündeme geldi.

Japonya Dışişleri Bakanı Yoko Kamikawa’nın zirve öncesinde Australian Financial Review gazetesi için kaleme aldığı bir yazıda bakış açılarını şöyle özetledi.

“Tarihin bir dönüm noktasındayız. Barışçıl ve istikrarlı uluslararası ortam ciddi tehditlerle karşı karşıya. … Şimdi Japonya ve Avustralya arasında zaten kararlı olan güvenlik işbirliğini daha da güçlendirmenin tam zamanı.”

Ortak açıklamaya göre bu kapsamda, Avustralya’nın önümüzdeki yıl yapılacak olan karada konuşlu ABD-Japonya Orient Shield tatbikatına katılımı da dâhil olmak üzere, daha sık ve karmaşık tatbikatlar yoluyla ikili askeri kabiliyetlerin ve birlikte çalışabilirliğin artırılmasına yönelik çabalar yer alıyor.

Havada birlikte çalışabilirliğin caydırıcılık açısından önemini kabul eden yetkililer ayrıca önümüzdeki yıldan itibaren ülkelerin silahlı kuvvetleri arasındaki değişimleri hızlandırarak hava işbirliğini artıracaklarını duyurdular. Bu faaliyetler 2022 tarihli bir ziyaretçi kuvvetler anlaşmasıyla kolaylaştırılıyor.

Resmi olarak Karşılıklı Erişim Anlaşması olarak bilinen anlaşma, her iki ülkenin kuvvetlerinin diğerinin topraklarında faaliyet göstermesi için bir çerçeve sağlıyor ve halihazırda iki tarafın tatbikatlar, karşılıklı F-35 uçaklarının konuşlandırılması ve Japonya’nın Avustralya atış poligonlarında silah sistemlerini test etmesi dahil olmak üzere ortak askeri faaliyetleri hızlandırmasını sağladı.

Deniz kuvvetleri arasında işbirliğini güçlendirme hedefi

Açıklamada belirtilmemekle birlikte, Japonya’nın Avustralya Kraliyet Donanması’nın genel amaçlı fırkateyn programı için teklif verme sürecine girdiği anlaşıldığından, daha fazla deniz kuvvetleri birlikte çalışabilirliğine yönelik önemli bir adım da ufukta olabilir.

Canberra, Deniz Öz Savunma Kuvvetleri tarafından işletilen gelişmiş Mogami sınıfı çok amaçlı savaş gemilerini, yaşlanan fırkateynlerinin yerini alacak beş potansiyel adaydan biri olarak belirlemişti ve ilk geminin 2029 yılına kadar suya indirilmesi planlanıyordu.

Canberra’nın bu yılın sonuna kadar aday listesini daraltması bekleniyor.

Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü’nde kıdemli bir analist olan Alex Bristow, The Japan Times’a verdiği demeçte, Mogami sınıfı geminin Avustralya tarafından ortak geliştirilen bir varyantının seçilmesi halinde bunun ikili güvenlik bağları açısından son derece önemli olacağını söyledi.

“Bu, her iki ülkenin de 2016’da Fransız tasarımları lehine Japon denizaltıları almama kararının bıraktığı kötü tadı geride bıraktığını gösterecektir” diyen Bristow, 11 fırkateynden sekizi Batı Avustralya’da inşa edileceği için bu hamlenin Japonya’nın yabancı ülkelerde karmaşık savunma üretimi yapabileceğini de göstereceğini sözlerine ekledi.

Bristow, özellikle Tokyo’nun Canberra ile stratejik uyumunun derinliği göz önüne alındığında, “Bu daha birçok projeye kapı açabilir” dedi.

Washington ile üçlü ittifak vurgusu

Ayrıntılara girilmese de ortak bildiride, her iki ülkenin de ortak anlaşma müttefiki ABD ile birlikte geliştirdiği ya da bu ülkeden edindiği uzun menzilli silahlardan “yararlanan” karşı saldırı yetenekleri konusunda işbirliğini artırma çabalarından da söz edildi.

Bakanlar ayrıca yanlış ve dezenformasyona karşı bilgi savaşı yeteneklerini geliştirme, uzay ve siber güvenlik işbirliğini artırma ve komuta-kontrol seviyesi de dahil olmak üzere daha fazla stratejik koordinasyon için askeri yetkililer arasında bilgi paylaşımını ve üst düzey değişimleri artırma sözü verdiler.

Ayrıca, robotik ve otonom denizaltı su sistemleri de dahil olmak üzere devam eden araştırma projelerini memnuniyetle karşıladılar ve Avustralya, İngiltere ve ABD arasındaki AUKUS güvenlik ortaklığının “Pillar II” projelerinde Japon işbirliği için potansiyel fırsatları görüştüler.

Washington’un her iki ülkeyle olan ittifakı, F-35’lerin karşılıklı konuşlandırılması, ağa bağlı bir hava ve füze savunma mimarisinin kurulması ve Hint-Pasifik’te son 12 ila 18 ay içinde çoğu Japon tesislerinden gerçekleştirilen ortak istihbarat, gözetleme ve keşif operasyonları da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda işbirliğini “üçlü hale getirme” arayışında olan her iki tarafın da açıklamasında yer alan ortak konuydu.

The Japan Times’a konuşan Amerika Birleşik Devletleri Çalışmaları Merkezi’nde savunma ve dış politika uzmanı olan Tom Corben, “Bu faaliyetler mayıs ayında yapılan son üçlü savunma bakanları toplantısında deniz ve hava alanlarında senaryo tatbikatlarından ‘gerçek operasyonlara’ geçme taahhüdüyle tutarlıdır” dedi.

Yetkililer ayrıca Japonya’nın ABD-Avustralya eğitim faaliyetlerine katılımını artırma planlarını da açıkladılar; buna Japonya’nın Amfibi Hızlı Konuşlandırması’nın her yıl Avustralya’nın Darwin kentinde gerçekleşen ABD Deniz Piyadeleri rotasyonlarına katılmasının yollarını araştırmak da dahil.

Uzmanlar, Avustralya ve Japonya’nın stratejik hedefleri açısından Çin’i caydırma konusunda ABD’ye katılmakta istekli olduğunu söylüyor. Avustralya Savunma Kuvvetleri’nin İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ABD’nin hemen her askeri operasyonuna katılma geçmişine de dikkat çekiliyor.

Bristow, caydırıcılık stratejisinin Japonya’ya bir kriz anında hayatta kalma şansını artırmak ve böylece olası bir Çin sürpriz saldırısını caydırmak için kuvvetlerinin bir kısmını Avustralya’ya kaydırma seçeneği sunmayı içerdiğini söyledi.

Uzmanlara göre özellikle de Japonya’daki ya da Filipinler veya Guam’daki hava pisti ağları olası çatışmalar için müttefikler arasında değerlendirilmek üzere daha kritik görülüyor.

Japonya savunma konulu beyaz kitabını yayınladı: Doğu Asya’da yükselen savaş tehdidi

ASYA

Yeni Japon Başbakan ASEAN ile ilk uluslararası çıkışını yaptı

Yayınlanma

Japonya’nın yeni Başbakan Shigeru Ishiba, deniz güvenliğini güçlendirme ve karbonsuzlaştırmayı teşvik etme vaatleriyle perşembe günü ASEAN zirvesinde ilk uluslararası çıkışını yaptı.

Bu ayın başında göreve gelmesinden bu yana ilk yurtdışı gezisine çıkan Ishiba, Laos’un Vientiane kentinde düzenlenen Japonya-ASEAN ve ASEAN Artı Üç zirvelerine katılarak bölge liderleri ve üst düzey elçilerle bir araya geldi ve Tokyo’nun Güneydoğu Asya’ya olan bağlılığını sürdürme sözü verdi.

Bağlanabilirlik, dijitalleşme ve yeşil enerji alanlarında işbirliği duyuruları yapılırken, dikkatlerin çoğu Ishiba’nın çok taraflı forumda Çin ve Güney Kore liderlerine ulaşması da dahil olmak üzere uluslararası sahneye ilk çıkışını nasıl ele aldığına odaklandı.

Başbakan ayrıca Doğu ve Güney Çin Denizlerindeki deniz ihtilafları ve Kuzey Kore’nin nükleer ve füze programları gibi bölgesel güvenlik konularına da değindi.

“Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne dayanmayan haksız deniz hakları ve çıkarları iddialarını veya denizcilik faaliyetlerini kabul edemeyiz” diyen Ishiba, Tokyo’nun ‘Güney Çin Denizi’nde devam eden askerileştirme ve zorlayıcı faaliyetler’ konusundaki ‘ciddi endişelerini’ vurguladı.

Bu yılın başlarında milletvekili olarak ziyaret ettiği Tayvan konusuna da değinen Ishiba, Tayvan Boğazı’nda barışın “bölge ve uluslararası toplum için önemli” olduğunu söyledi.

Güvenlik gündemi

Selefi Fumio Kishida gibi Ishiba da Tokyo’nun giderek daha istikrarsız hale gelen güvenlik ortamıyla başa çıkabilmek için Japonya’nın uluslararası ortaklıklar ağını genişletmeyi dış politika ve savunma politikası gündeminin üst sıralarına yerleştirdi.

Nitekim yeni başbakan geziye çıkmadan önce yaptığı açıklamada, Çin ve Rusya’nın hava sahası ihlalleri ve Kuzey Kore’nin tekrarlanan füze fırlatmaları nedeniyle Japonya’nın şu anda “İkinci Dünya Savaşı’nın sonundan bu yana en ciddi ve karmaşık güvenlik ortamıyla” karşı karşıya olduğunu söyledi.

Eski savunma bakanı bu nedenle Japonya’nın işbirliği yaptığı “dost ve benzer düşünen ülkelerin” sayısını arttırma ve ülkenin diplomatik ve savunma kabiliyetlerini güçlendirme sözü verdi.

Güneydoğu Asya ülkelerini yanına çekme çabaları bu politikanın önemli bir parçası zira Japonya, Çin’in Hint-Pasifik’te artan ekonomik ve askeri gücüne karşı koymak için ABD desteğiyle kendisini önemli bir güvenlik ve ticaret ortağı olarak konumlandırıyor.

Japonya bu hedefleri doğrultusunda bağlantı ve karbonsuzlaştırma projelerini artırmanın yanı sıra devriye gemileri ve kolluk kuvvetleri eğitimi yoluyla ASEAN ile deniz güvenliği işbirliğini artırma sözü verdi.

Japonya ve ASEAN ülkeleri ayrıca Orta Doğu ve Ukrayna’daki savaşlar da dâhil olmak üzere uluslararası güvenlik gerilimlerini de ele aldılar ki bu konuların cuma günü yapılacak olan ve ABD, Rusya, Avustralya, Hindistan ve Yeni Zelanda gibi ülkelerin lider ve elçilerinin de katılacağı Doğu Asya Zirvesi’nde de öne çıkması bekleniyor.

Asya NATO’su önerisi eleştiri yağmuruna tutuldu

Perşembe günkü toplantılarda gündeme gelmeyen bir güvenlik konusu ise Ishiba’nın Asya’da NATO’nun bir versiyonunu oluşturma fikriydi. Eski savunma şefi tarafından uzun süredir üzerinde çalışılan bu öneri eleştiri yağmuruna tutuldu ve birçok kişi bunun hem gerçekçi olmadığını hem de ortaklar için hoş olmadığını söyledi.

Ishiba’nın kendisi de bu fikrin en azından hemen kök salmasının mümkün olmadığını itiraf etti. Ancak bu fikrin masadan kalktığı anlamına gelmiyor zira başbakan geziden önce gazetecilere bu konuda ya da ABD-Japonya güvenlik anlaşmasının revizyonu gibi diğer fikirler konusunda geri adım atmayacağını söyledi.

“Bu konularda Liberal Demokrat Parti içinde istikrarlı bir şekilde tartışmalar yürütmek niyetindeyim ve bunlar partinin duruşu haline geldiğinde, (koalisyon ortağı) Komeito ile istişare edeceğiz ve bu politikaları hükümet tedbirleri olarak önereceğiz” dedi.

ASEAN’ın tutumuna gelince, Tokyo Üniversitesi’nde doçent olan Sebastian Maslow, birliğin bu tür güvenlik çerçevelerinin Çin’i kışkırtacağı ve dolayısıyla ASEAN üyelerinin ekonomik ve güvenlik çıkarlarını dengeleme çabalarıyla çelişeceği için bölgeyi istikrarsızlaştırmasına karşı temkinli olduğunu söyledi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Çin Başbakanı, ASEAN ile ‘daha güçlü ekonomik entegrasyon’ çağrısı yaptı

Yayınlanma

Çin Başbakanı Li Qiang, perşembe günü düzenlenen bölgesel zirvede ASEAN ve Pekin arasında daha fazla ekonomik entegrasyon potansiyeline vurgu yaptı.

Perşembe günü Laos’un başkenti Vientiane’de Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) liderlerine hitap eden Li, iki pazarın daha yakın ve organik entegrasyonunun ekonomi üzerinde büyük bir ölçeklendirme etkisi yaratacağını söyledi.

Li, “Ekstra geniş pazar, ekonomik refahı teşvik etmek için sahip olduğumuz en büyük destektir ve pazar bağlantısının geliştirilmesi, daha fazla işbirliğimiz için önemli bir yöndür” dedi.

Li ayrıca Çin ve ASEAN’ın serbest ticaret anlaşmasını güncellemek üzere görüşmeleri tamamladığını ve bunun Çin’in “çok taraflılık ve serbest ticarete verdiği kesin desteği” gösterdiğini söyledi.

Li, “Bugün ASEAN liderleriyle birlikte Çin-ASEAN Serbest Ticaret Bölgesi’nin 3.0 versiyonuna ilişkin müzakerelerin önemli bir sonuca ulaştığını açıklamaktan memnuniyet duyuyorum” dedi.

“Bu, [Güneydoğu ve Doğu] Asya’nın ekonomik entegrasyonuna öncülük etmeye yönelik ortak çabalarımızda önemli bir adımdır” ifadelerini kullandı.

Çin gümrük verilerine göre, Çin ve ASEAN arasındaki ticaretin değeri 20 yılda 15 kattan fazla artarak geçen yıl 911.7 milyar ABD dolarına ulaştı.

Çin ayrıca on yılı aşkın bir süredir bloğun en büyük ticaret ortağı konumunda.

Batı ablukası riskinin artmasıyla birlikte Çin, başta elektrikli araçlar olmak üzere yeni enerji endüstrisi için potansiyel bir büyük pazar olarak Güneydoğu Asya’ya da yöneldi.

Li zirvede yaptığı konuşmada “İster endüstriyel iyileştirme, ister dijitalleşme, ister yeşil dönüşüm ya da ithalat ve ihracatta yapısal uyum olsun, yeni yatırım fırsatlarının yaratılması için pazarımızın kapsamlı bir şekilde geliştiğini görmeliyiz” dedi.

Güney Çin Denizi anlaşmazlığı

Öte yandan ticaretteki büyümeye rağmen Çin’in ASEAN ile ilişkileri, Güney Çin Denizi’ndeki toprak anlaşmazlıkları nedeniyle test ediliyor.

Çin, Filipinler, Brunei, Malezya ve Vietnam’ın bölgede birbirleriyle çelişen hak iddiaları bulunuyor.

Son olarak salı günü Scarborough Shoal yakınlarında Çin sahil güvenliği ile Filipin balıkçı tekneleri arasında bir dizi restleşme ve çatışma yaşandı.

AFP’ye göre Filipinler Devlet Başkanı Ferdinand Marcos, ASEAN ve Çin’in siyasi cephede gerginlikler varken ekonomik cephede her şey yolundaymış gibi davranamayacağını söyledi.

Zirve sırasında Marcos “ekonomik işbirliğini siyasi güvenlikten ayıramazsınız” dedi.

Marcos ayrıca ASEAN üyelerini ve Çin’i tartışmalı sular için bir ASEAN-Çin davranış kuralları üzerinde müzakereleri hızlandırmaya çağırdı.

Güney Çin Denizi’ndeki genel durumun “gergin ve değişmeden” kaldığını ve “tarafların farklılıkları ciddi bir şekilde yönetmeye ve gerilimi azaltmaya ciddiyetle açık olması gerektiğini” söyledi.

Singapur Başbakanı Lawrence Wong da çarşamba günü zirvede yaptığı konuşmada “Güney Çin Denizi’nin canlı ve acil bir mesele olduğunu ve bir kazanın çatışmaya dönüşme riskinin bulunduğunu” vurguladı.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken perşembe günü Laos’a geldi ve cuma günü ASEAN liderleriyle yapacağı görüşmelerde konuyu gündeme getirmesi bekleniyor.

Pekin, Washington’u anlaşmazlığa karışan ve bölgesel istikrara zarar veren bir “dış güç” olmakla suçluyor.

Okumaya Devam Et

ASYA

Çin, Japonya’yı dış güçlere karşı uyardı

Yayınlanma

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, yeni Japon mevkidaşını bölgedeki “dış güçlerin” müdahalesine karşı uyardı.

Wang Yi ve yeni atanan Japonya Dışişleri Bakanı Takeshi Iwaya çarşamba günü yaptıkları ilk telefon görüşmesinde yapıcı ve istikrarlı ikili bağlar kurma, stratejik ve karşılıklı yarar sağlayan ilişkileri güçlendirme niyetlerini teyit ettiler.

Çin dışişleri bakanlığına göre Wang, Japonya’dan “istikrarlı ikili ilişkileri teşvik etmek” için gelen “olumlu sinyalleri” selamladı ve “Japonya’nın yeni kabinesinde yeni bir atmosfer ve Çin-Japon ilişkilerinde yeni gelişmeler” beklediğini söyledi.

Bakanlık ayrıca Wang’ın Iwaya’ya bölgede genel barış ve istikrarın korunmasının “zor kazanılmış bir başarı olduğunu ve çalkantılı bir küresel ortamda el üstünde tutulması gerektiğini” söylediğini belirtti.

Japonya’nın kilit müttefiki ABD’ye açık bir göndermede bulunan Wang, “İki taraf da dış güçlerin karışıklıkları kışkırtmasını ve bölgesel çatışmaları körüklemesini engellemelidir” dedi.

Wang ile 45 dakika süren görüşmesinde Iwaya, Çin askeri uçaklarının ağustos ayı sonlarında güneybatıdaki Nagasaki vilayetindeki adalar yakınlarındaki Japon hava sahasına ilk kez girmesi de dâhil olmak üzere, Çin’in Japonya çevresindeki askeri faaliyetlerinin yoğunlaşmasından duyduğu “ciddi endişeleri” dile getirdi.

Japonya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Iwaya Çin’i bu faaliyetle ilgili kapsamlı bir açıklama yapmaya çağırdı.

Ayrıca Tokyo’nun “Tayvan çevresindeki durumu yakından izlediğini” söyledi.

Wang ise, “Japonya’nın Tayvan sorununa ilişkin siyasi taahhütlerini yerine getireceği ve tek Çin ilkesini koruyacağı” umudunu dile getirdi.

Güçlü ekonomik bağlara sahip olmalarına rağmen Tokyo ve Pekin diplomatik alanda giderek daha fazla anlaşmazlığa düşüyor. İki ülke arasındaki ilişkiler, savaş zamanından kalma şikayetler ve toprak anlaşmazlıkları gibi tartışmalı konular ve Japonya’nın Çin’in artan etkisine karşı ABD ile savunma bağlarını güçlendirmesi nedeniyle gerilmiş durumda.

Çin, Japonya’nın ABD ile derinleşen diplomatik ve askeri ittifakına, Çin’e karşı koymayı amaçlayan ABD liderliğindeki çeşitli bölgesel güvenlik ortaklıklarına katılımı ve yarı iletkenlere ihracat sınırı getirilmesine yardımcı olmak için yaptığı işbirliği de dahil olmak üzere giderek daha ihtiyatlı yaklaşıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English