Bizi Takip Edin

AMERİKA

JD Vance, Peter Thiel’i Trump’ın kampanyasını finanse etmeye çağırdı

Yayınlanma

Donald Trump’ın başkan yardımcısı adayı JD Vance, teknoloji milyarderi Peter Thiel’i “kenara çekilmekten vazgeçmeye” ve Cumhuriyetçilerin Beyaz Saray adayı Donald Trump’ı finanse etmeye çağırdı.

Vance’in PayPal ve Palantir’in kurucularından olan Thiel’e çağrısı, kasım ayındaki başkanlık seçimlerini belirleyebilecek “salıncak eyaletlerden” biri olan Wisconsin’de Financial Times’a (FT) verdiği bir röportajda geldi.

Vance aynı zamanda Büyük Teknoloji’nin en güçlü şirketlerinden biri olan Google’ın parçalanması çağrısında bulundu.

Online ödeme sistemi PayPal ve veri analiz grubu Palantir’in kurucu ortağı olan Thiel, 2016’da Cumhuriyetçi kampanyaya bağış yapmasına ve 2022’de Vance’in ABD Senatosu adaylığına sponsor olmasına rağmen bu yılki seçimlerde herhangi bir adayı destekleme konusunda şimdiye kadar isteksiz davrandı.

Thiel, fikrini değiştirmeye hazır

Vance FT’ye verdiği demeçte, “Peter ile konuşmaya devam edeceğim ve onu ikna edeceğim; biliyorsunuz ki siyaset onu biraz yordu. Ama eğer biz kaybedersek ve Kamala Harris başkan olursa siyaset onu gerçekten yoracak,” dedi.

Thiel’in “temelde muhafazakâr bir adam” olduğunu vurgulayan başkan yardımcısı adayı, bu nedenle “köşesinden çıkıp” Trump’ın adaylığını desteklemesi gerektiğini savundu.

Geçen yıl Thiel, Trump’ın ilk dönem başkanlığından hayal kırıklığına uğradıktan sonra “2024’te Cumhuriyetçi politikacılara herhangi bir para verme niyetinde olmadığını” söylemiş ama “Fikrimi değiştirme ihtimalim her zaman vardır,” demişti.

Vance’ten Silikon Vadisi’nde “büyükleri” bölme çağrısı

Silikon Vadisi düzenlemeleri konusunda Vance büyük ve küçük teknoloji şirketleri arasında ayrım yaptı ve inovasyonu teşvik etmek için büyüklerin “çoğunun” bölünmesi gerektiğini söyledi.

Vance, “Google’ın parçalanması gerektiğini düşünüyorum. Bence çok büyük, çok güçlü ve 2025’te işlerin nasıl olacağını göreceğiz,” dedi.

Vance’in yorumları, olası bir Trump-Vance yönetiminde antitröst konusunda Joe Biden’ın görev süresi boyunca uygulayıcıların takındığı daha sert tutuma kıyasla daha yumuşak bir yaklaşım sergilenmesi umutlarına darbe vurdu.

Google, kısa bir süre önce Adalet Bakanlığı tarafından açılan ve kendisini online arama pazarında tekelleşmekle suçlayan bir davayı kaybetti.

Apple, Amazon ve Meta gibi diğer büyük teknoloji grupları da benzer şekilde kapsamlı antitröst davalarıyla karşı karşıya.

Vance, Wall Street eleştirilerini yumuşattı

Trump Temmuz ayında, kritik eyaletlerde mavi yakalı seçmenleri yanına çekmek amacıyla Vance’i aday adayı olarak seçmişti. Vance, Appalachia bölgesinde yoksulluk içinde geçen erken dönem hayatını anlatan bir anı kitabının yazarı olarak ün kazanmıştı.

40 yaşındaki Vance, ABD Deniz Kuvvetleri’nde görev yapmış, Yale Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuş ve Ohio’dan ABD senatörü seçilmeden önce Thiel’in Kaliforniya’daki girişim sermayesi şirketinde çalışmıştı.

Trump’ın kendisini aday adayı olarak göstermesinin ardından Vance, geçen ay Cumhuriyetçilerin kongresinde yaptığı konuşmada mali krizden “Wall Street baronlarını” sorumlu tutmuş ve partisinin “Wall Street’e hizmet etmekten vazgeçtiğini” söylemişti.

Bununla birlikte Vance FT’ye verdiği demeçte, “Ben Wall Street karşıtı değilim, Wall Street yanlısı da değilim. Ben sadece reel ekonomiden ve Amerika’da bir şeyler inşa edip üretmekten yanayım,” dedi.

Çin’e daha farklı davranılmasını istiyor

Britanya, AB ya da Japonya gibi müttefiklerin Trump’ın ithalat için önerdiği yüzde 10 ila 20’lik gümrük vergisini ödemeye zorlanıp zorlanmayacağı sorusuna Vance, Çin’e “biraz farklı” davranılması gerektiğini söyledi.

Çin’deki “zorla çalıştırma” iddialarına atıfta bulunarak ABD’nin “küreselleşmenin en kötü aşırılıklarından bazılarına karşı koymaya istekli olması” gerektiğini sözlerine ekleyen JD Vance, “Hem havuç hem de sopa kullanarak şunu söylemelisiniz: ‘Hayır, Amerikan ücretlerini düşürmeye ve Amerikan fabrikalarını çalmaya çalışan bu adamların pazarlarımıza erişimine izin vermeyeceğiz’,” dedi.

Vance ayrıca Trump yönetiminin ABD’nin artan borç yükünü “önemseyeceğini” söyledi.

Vance, “Bütçe açığını çok ciddiye alacağız, ancak geçmişte yanlış olan ve gelecekte de yanlış olacağını düşündüğümüz tahminlere de takılıp kalmayacağız,” dedi.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English