Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Lula’nın Çin ziyareti ticaret ve yatırım odaklı

Yayınlanma

Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva’nın 15 Nisan’a kadar sürecek olan Çin ziyareti başladı. CGTN’de çıkan analizde, Lula’nın siyasete dönüşünün, halefi Bolsonaro’nun daha önce ortaya çıkardığı engelleri aşarak, Çin-Brezilya ilişkilerinde kapsamlı bir ‘sıfırlamayı’ beraberinde getireceği kaydedildi. 240 iş insanı ile birlikte yola çıkan Lula’nın, ziyaret kapsamında daha çok, ülke ekonomisini bir an önce toparlayabilmesi için, ticaret ve yatırıma odaklanması bekleniyor.

Lula’nın heyetinde farklı sektörlerden 240 iş insanın yanı sıra, her bakanlıktan temsilciler, meclis başkanı, senatörler ve muhalefetten siyasetçiler de yer alıyor. Heyetin büyüklüğü ve çapı özellikle dikkat çekiyor.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Wang Wenbin, salı günkü rutin basın toplantısında, her iki tarafın da bu ziyarete ve ikili ilişkilere verdiği yüksek önemi dile getirdi .

Sözcü, Çin’in Brezilya tarafıyla birlikte çalışmaya hazır olduğunu ve bu ziyareti çeşitli sektörlerde karşılıklı yarar sağlayan dostane işbirliğini ilerletmek ve gelişmekte olan ülkelerin dayanışmasına, işbirliğine ve küresel zorluklara ortak tepkisine daha fazla pozitif enerji katmak için bir fırsat olarak görmeye hazır olduğunu söyledi.

Ticareti çeşitlendirme hedefi

Çin, üst üste 14 yıldır Brezilya’nın en büyük ticaret ortağı konumunda. Brezilya aynı zamanda Çin’in soya fasulyesi, tavuk ve şeker gibi birçok tarım ürününün en büyük kaynağı iken Çin, Brezilya’nın ana yabancı yatırım kaynağı.

Pekin, 23 Mart’ta, Lula’nın nisan ayında planlanan ziyaretinden sadece haftalar önce, hastalık nedeniyle Brezilya’dan sığır eti ithalatına getirilen yasağı kaldırdı. Ayrıca Çin hükümeti de Brezilya’da çeşitli yatırımlar için atmosfer arıyor.

Bolsonaro’nun başkanlığı sırasında birçok Çinli şirket, belirsiz politika ortamı ve Çin’e yönelik düşmanca politikalar nedeniyle Brezilya ile işbirliği planlarını askıya almıştı. Şu anda ise, birçok Çinli firma Brezilya’da iş yapmanın koşullarının oluştuğuna inanıyor.

Bununla birlikte, Brezilya’nın Çin’e ihracatının hâlâ ağırlıklı olarak soya fasulyesi, sığır eti, ham petrol, demir cevheri ve kağıt hamuru gibi birincil ürünlere odaklanıyor, Çin’in Brezilya’daki yatırımı ise imalat, enerji ve madencilik gibi konvansiyonel alanlara yönelik. Dolayısıyla Lula, bu ziyarette, iki ülke arasındaki ticaret ve yatırımdaki sürdürülebilir büyümenin yanı sıra, çeşitlilik ve dengeyi sağlamak için işbirliğini farklı alanlara da yaymayı umuyor.

20’yi aşkın anlaşma imzalanacak

Bu bağlamda 20’yi aşkın ikili anlaşmanın yanı sıra Kuşak Yol İnisiyatifi ile ilgili de bazı anlaşmaların imzalanması bekleniyor. Ayrıca, 5G teknolojisi ve yarı iletkenler konusunda da Çin’in Brezilya’da yatırım yapması öngörülüyor.

Çinli şirketlerin, ülkenin ticari başkenti Sao Paulo’daki bir metro hattı da dahil olmak üzere Brezilya’daki bayındırlık işleri projelerinde alacağı duyuruldu.

Lula’nın Çin’de imzalayacağı anlaşmalardan biri de, Amazon yağmur ormanları gibi biyomları izleyecek bir uydu olan ikili bir program kapsamında inşa edilen altıncı uydunun inşası kapsamında olacak.

İki ülke, geçen ay karşılıklı ticaretlerinde Amerikan doları yerine kendi yerel para birimlerini kullanmak üzere anlaşma imzalamıştı. Toplantılarda bu kararın uygulanması üzerine görüşmeler de yapılacağı kaydedildi.

Ayrıca Çin medyası bu sabah, Çin Sanayi ve Ticaret Bankası (ICBC) Brezilya şubesinin, ilk sınır ötesi Yuan takas işlemini gerçekleştirdiğini duyurdu.

Ukrayna krizinin de Lula’nın gündeminde olması bekleniyor. Financial Times 24 Mart’ta Lula’nın Çin ziyaretinde Ukrayna’da çatışmanın sona erdirilmesi için Çin’le bir “barış kulübü” teklif edeceğini yazmıştı.

DİPLOMASİ

Rus siyaset bilimci Markov: Türkiye’de medeniyetler çatışması yaşanıyor

Yayınlanma

Türk-Rus Toplumsal Forumu Genel Sekreteri ve siyaset bilimci Sergey Markov, Türkiye’nin medeniyetler temelinde ikiye bölündüğünü ve bu durumun uzun yıllar devam edeceğini belirtti. Markov, laik kesimin Avrupa yanlısı, İslamcı kesimin ise Rusya ile iyi ilişkiler istediğini ifade etti. Ayrıca, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ülkedeki bu ayrışmayı daha da derinleştirdiğini ifade etti

Türk-Rus Toplumsal Forumu Genel Sekreteri ve tanınmış siyaset bilimci Sergey Markov, Telegram kanalında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki tutuklama kararını ele aldı.

Markov, Türkiye’nin medeniyetler temelinde ikiye bölündüğünü ve bu durumun uzun yıllar devam edeceğini savundu.

Markov, Türkiye’deki bu ayrışmayı şu sözlerle ifade etti: “Türkiye, medeniyetler açısından ikiye bölünmüş durumda. Bir yarısı laik Türkiye’den yana, diğer yarısı ise İslamcı Türkiye’den yana.”

Laik kesimin Avrupa yanlısı olduğunu savunan Markov, İslamcı kesimin ise çok yönlü dış politika izleyerek Rusya ile iyi ilişkiler kurmak istediğini vurguladı.

Markov, “Laik ve Avrupa yanlısı Türkler, genellikle İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya gibi büyük şehirlerde ve sahil bölgelerinde yaşıyor. Bu nedenle, Erdoğan’a karşı olan muhalefet bu şehirlerde daha güçlü. Bu kesimin gelir düzeyi ve eğitim endeksi daha yüksek ve daha aktifler,” dedi.

İslamcı kesimin ise genellikle kırsal bölgelerde yaşadığını ve iktisadi olarak daha dezavantajlı olduğunu kaydeden Markov, “İslamcı Türkiye’yi destekleyenler ise genellikle kırsal bölgelerde yaşıyor ve zengin değiller. Ancak seçimlere katılım oranları daha yüksek,” ifadelerini kullandı.

Rusya’nın, medeniyet olarak laik Türkiye’ye daha yakın olduğunu belirten Markov, siyasi işbirliğinin ise İslamcı kesimle yapıldığını söyledi.

Markov, “Rusya, medeniyet olarak laik Türkiye’ye daha yakın. Ancak, laik kesim Rusya’nın düşmanlarıyla işbirliği yapıyor. Bu nedenle, Rusya siyasi olarak İslamcı Türkiye ile işbirliği yapıyor,” diye ekledi.

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının Türkiye’deki bu ayrışmayı daha da derinleştirdiğini savunan Markov, şöyle devam etti:

“Laik Türkiye’nin lideri konumundaki İmamoğlu’nun tutuklanması, ülkedeki bu iki kesimin doğrudan çatışmasına yol açtı. Mahkeme, İmamoğlu’nun tutuklanmasına karar verdi. Bugün milyonlarca kişinin katılımıyla yasaklı protesto gösterileri bekleniyor.”

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Çekya Cumhurbaşkanı, Ukrayna’ya asker göndermeye hazır olduklarını açıkladı

Yayınlanma

Çekya Cumhurbaşkanı Petr Pavel, Rusya ile savaşın sona ermesinin ardından Ukrayna’da kurulacak barışı koruma misyonuna katılmaya hazır olduklarını açıkladı. Pavel, Çekya’nın Ukrayna’ya güvenlik garantisi verecek ülkeler arasında yer alacağını ve NATO üyeliği konusunun da değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Çekya Cumhurbaşkanı Petr Pavel, European Pravda gazetesine verdiği mülakatta, Rusya ile savaşın sona ermesinin ardından Çekya’nın Ukrayna’daki barışı koruma misyonuna katılmaya hazır olduğunu belirtti.

Pavel, Prag’ın, Kiev ile Moskova arasındaki anlaşmaların uygulanmasını denetlemek üzere asker göndermeye istekli ülkelerden oluşacak “gönüllüler koalisyonuna” katıldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı, bu konudaki görüşmelerin devam ettiğini ve “ortak bir askeri birlik gönderme isteği ortaya çıkar çıkmaz Çekya’nın da bunun bir parçası olacağını” ifade etti.

Prag’ın, Ukrayna’ya güvenlik garantisi verecek ülkeler arasında yer almayı planladığını da belirten Pavel, bunun “kendilerini korumak” adına yapılması gerektiğini öne sürdü.

Pavel, siyasilerin bu konuda “farklı görüşleri olabileceğini”, ancak buna istekli “güçlü bir Avrupa grubu olursa”, “Çekya’nın da bunların arasında olması gerektiğini” söyledi.

Bunun yanı sıra Pavel, Ukrayna’daki güvenliğin iki temel faktörle -Avrupalı barış güçleri ve Amerikan kurumlarının ülkedeki aktif katılımı- sağlanacağını belirtti.

Ayrıca Pavel, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusunun da göz ardı edilmemesi gerektiğini, zira “siyasilerin gelip geçtiğini” ve üç yıl sonra ABD’de bu konuda farklı bir bakış açısına sahip olabilecek başka bir yönetimin olabileceğini de sözlerine ekledi.

Rusya ile ihtilafın sona ermesinin ardından Ukrayna’ya barış gücü gönderme misyonuna İngiltere ve Fransa öncülük ediyor.

The Times‘ın haberine göre; Türkiye, Kanada ve Avustralya da bu amaçla asker göndermeyi kabul etti.

30’dan fazla ülke ise misyona silah ve lojistik destek dahil olmak üzere destek vermeye hazır olduğunu ifade etti.

Toplamda “gönüllüler koalisyonu” Ukrayna’ya 30 bin civarında barış gücü askeri gönderebilir.

İngiltere, bu askerleri “barış anlaşmasını korumak ve Rusya’yı caydırmak için ne kadar gerekiyorsa” o kadar uzun süre boyunca bölgede tutmayı planlıyor.

Koalisyon ülkeleri, taahhütlerin detaylarını görüşmek üzere 27 Mart’ta yeniden bir araya gelecek.

Bu arada Çin de inisiyatife göz atmaya başladı.

Welt‘in AB diplomatik çevrelerindeki kaynakları, Pekin’in diplomatları aracılığıyla misyona katılım konusunu “yokladığını” ve Avrupalı ülkelerin böyle bir adımı kabul edip etmeyeceğini araştırdığını bildirdi.

Gazetenin kaynakları, Çin’in “gönüllüler koalisyonuna” dahil edilmesinin, Rusya’nın barış anlaşmasının imzalanmasının ardından yabancı askerlerin Ukrayna’da bulunmasına rıza gösterme ihtimalini “daha olası” hâle getireceğini vurguladı.

Daha önce Bloomberg‘e konuşan Kremlin’den ismi belirtilmeyen kaynaklar, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in barış gücü olarak Avrupa birliklerinin katılımına karşı çıkarak, özellikle Çin’den veya diğer “tarafsız” ülkelerden asker görmek istediğini belirtmişti.

Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise NATO güçlerinin herhangi bir bayrak altında Ukrayna’da bulunmasının, savaşın asıl gerekçelerinin ortadan kalkmadığı anlamına geleceğini açıklamıştı.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Beyaz Saray, 20 Nisan’a kadar ateşkes anlaşması hedefliyor

Yayınlanma

Bloomberg’in haberine göre, Beyaz Saray, Rusya ve Ukrayna arasında 20 Nisan’a denk gelen Paskalya’ya kadar bir ateşkes anlaşması sağlamayı hedefliyor. ABD yönetiminin bu hedefi, taraflar arasındaki ciddi görüş ayrılıkları nedeniyle risk altında bulunuyor.

Bloomberg‘e konuşan kaynaklara göre, Beyaz Saray, Rusya ve Ukrayna arasında birkaç hafta içinde ateşkes sağlanmasını umuyor ve 20 Nisan’da kutlanacak Paskalya’ya kadar bir anlaşmaya varılmasını hedefliyor.

ABD yönetiminin 20 Nisan’a kadar anlaşma yapmayı hedeflediği belirtilirken kaynaklar, iki taraf arasındaki ciddi görüş ayrılıkları nedeniyle bu takvimin değişebileceğini de kabul ediyor.

Rusya’nın daha önce Kiev’e silah sevkiyatının durdurulması talebinde bulunduğu ve bunun bir barış anlaşması için gerekli olduğu hatırlatılıyor.

Bloomberg, bu talebin Ukrayna ve müttefikleri tarafından reddedildiğini belirtiyor.

Ajansın kaynaklarına göre, mart ayının başlarında önemli silah sevkiyatlarını kısa süreliğine askıya alan Beyaz Saray, bu konuda herhangi bir kısıtlamayı henüz kabul etmedi.

Bugün Ukrayna ve Rusya heyetleri, Suudi Arabistan’da ABD heyetleriyle bir araya geldi.

Habere göre, görüşmelerde tarafların, Rusya ve Ukrayna devlet başkanlarının ABD Başkanı Donald Trump ile ayrı ayrı yaptığı telefon görüşmelerinde üzerinde anlaştıkları, enerji tesislerine yönelik 30 günlük saldırıların durdurulmasının “uygulanması ve denetlenmesine ilişkin teknik detayları” ele alması bekleniyor.

Görüşmelerin ayrıca Karadeniz’deki ateşkesin olası genişletilmesine odaklanacağı belirtiliyor.

Ajans, Moskova ve Kiev temsilcilerinin, Mart 2022’de İstanbul’da bir araya geldiklerinden ve bir barış anlaşmasına varamadıklarından beri ilk kez çatışmayı sona erdirmek için paralel görüşmelere katılacaklarını vurguluyor.

Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Yuriy Uşakov, Rusya’yı toplantıda üst parlamento kanadı Federasyon Konseyi Uluslararası İlişkiler Komitesi Başkanı Grigoriy Karasin ve Rusya Federal Güvenlik Teşkilatı (FSB) Direktörü Danışmanı Sergey Beseda’nın temsil edeceğini belirtmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD heyetinde yer alacak isimleri henüz açıklamadı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English