Avrupa
Madrid’de sağ partiler “Avrupa’yı Yeniden Büyük Yap” demek için buluşacak

ABD Başkanı Donald Trump’ın “Amerika’yı Yeniden Büyük Yap” (MAGA) sloganından esinlenen Avrupa Parlamentosu (AP) içindeki Avrupa için Vatanseverler (PfE) grubuna bağlı partiler, AP’deki “merkez sağ” Avrupa Halk Partisi (EPP) ve sosyal demokratların hakimiyetini kırmak amacıyla cuma ve cumartesi günleri Madrid’de “Avrupa’yı Yeniden Büyük Yap” (MEGA) sloganı altında bir araya gelecek.
Grubun “Ultra” başlıklı Madrid zirvesi, PfE başkanlığını da yürüten Santiago Abascal liderliğindeki milli muhafazakâr İspanyol partisi Vox tarafından düzenleniyor.
Vox kaynaklarına göre etkinlik, aralarında Macaristan Başbakanı Viktor Orbán (Fidesz) ve Fransız lider Marine Le Pen’in (Ulusal Birlik – RN) de bulunduğu Avrupa’nın önde gelen sağcı temsilcilerini bir araya getirecek.
Aynı kaynaklar, PfE liderliğinin perşembe günü İspanya’nın başkentinde bir araya gelmesinin planlandığını da sözlerine ekledi.
Sağın hedefi AP’deki merkez sağ-sosyal demokrat çoğunluğunu zayıflatmak
Vox şu anda İspanya parlamentosunda 33 sandalye ile üçüncü büyük parti konumunda ve AP’de altı milletvekili var.
Vox’un haberine göre toplantının ana hedeflerinden biri, AP’deki EPP ve sosyal demokrat (S&D) gruplarının uzlaşısına karşı alternatifi güçlendirmek amacıyla önümüzdeki aylarda izlenecek ortak stratejinin ana hatlarını çizmek.
Vox’un görüşüne göre, iki grup ve ilgili ulusal partileri (İspanya’da ana muhalefet gücü Partido Popular(Halk Partisi ve iktidardaki PSOE) Ortak Tarım Politikası (CAP) da dahil olmak üzere birçok kilit AB politikası dosyasında güçlerini birleştirme eğiliminde.
“Güçlü, müreffeh ve güvenli bir Avrupa”
Vox sözcüsü José Antonio Fúster’e göre Partido Popular ve PSOE, EPP ve S&D ile birlikte “on yıldır Brüksel’de birlikte hükümet ediyorlar”.
Madrid toplantısı aynı zamanda stratejilerin koordine edilmesine ve EPP ve S&D’den sonra AP’deki üçüncü büyük siyasi grup PfE’nin birliğinin güçlendirilmesine de hizmet edecek.
Abascal, ocak ayında Washington’da düzenlenen yemin töreninde Başkan Trump’ın konuklarından biriydi. Dahası, PfE’yi oluşturan partilerin neredeyse tamamı Cumhuriyetçi liderin “milliyetçi ve vatansever” siyasi çizgisi ile tamamen uyumlu görünüyor ve bu vizyonu Avrupa’ya ihraç edebileceği düşünülüyor.
Fúster geçtiğimiz günlerde Madrid’de düzenlediği basın toplantısında PfE’nin “Avrupalılara hizmet etmesi ve kimliğini koruyan güçlü, müreffeh, güvenli bir Avrupa için çalışması gereken Avrupa kurumlarına sağduyunun geri dönmesini isteyen milyonlarca Avrupalıyı temsil ettiğini” savundu.
Sözcü, “İspanya ve Avrupa’nın politikalarında 180 derecelik bir değişime ihtiyacı olduğunu ve Vox’un bu değişime öncülük etmeye hazır olduğunu” sözlerine ekledi.
Genç Avrupalılar arasında “aşırı sağ” yükselişte
PfE’nin Madrid’deki toplantısı İspanya ve AB’deki aşırı sağ partiler için özellikle önemli bir döneme denk geliyor.
Cadena SER radyosunun haberine göre, yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre “aşırı sağ”, genç İspanyolların büyük bir kısmının tercih ettiği siyasi seçenek.
Araştırmaya göre İspanya’da 35 yaş altı gençlerin %25’i belirli durumlarda “otoriterliğin demokrasiye tercih edilebileceğini” düşünüyor ve Vox onların siyasi fikirlerine en yakın parti.
El País’in kısa süre önce bildirdiğine göre, Avrupa seçimleri öncesinde AB çapında yapılan çeşitli anketler, aşırı sağ partilerin %30’luk destekle gençler arasında en yüksek oy verme niyetine sahip güç olduğunu gösterdi.
Uzmanlar bunun, 1975’te diktatör Francisco Franco’nun ölümünden sonra 1970’lerin sonunda demokratik geçişin başlamasından bu yana İspanya’da daha önce görülmemiş bir sosyal ve siyasi paradigma değişimi olduğuna inanıyor.
İspanya’da Vox’un yanı sıra başka bir sağ parti daha yükselişte
Vox’un yanı sıra İspanya’da son yıllarda tartışmalı Alvise Pérez liderliğindeki La Fiesta se Acabó (SALF) adlı yeni bir aşırı sağcı parti ortaya çıktı ve 2024 Avrupa seçimlerinin en büyük sürprizi oldu.
Halen yasadışı parti finansmanı iddiasıyla soruşturma altında olan Pérez, AB seçimlerinde 800.000’den fazla oy toplayarak üç AP üyeliğini aldı.
Devlet tarafından işletilen CIS tarafından yapılan bir araştırmaya göre, SALF seçmenlerinin çoğu 44 yaşın altındaki erkeklerden oluşuyor.
SALF AP üyelerinden ikisi Meloni’nin grubu Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri’nin (ECR) üyesi, ama Pérez şu anda soruşturmaların sonucunu beklemek üzere dışlanmış durumda.
Avrupa
Portekiz Merkez Bankası: Elektrik kesintisi yüzünden üretim %15 düştü

Portekiz Merkez Bankası (BdP) tarafından perşembe günü yayınlanan günlük göstergeye göre, 28 Nisan’da Portekiz’i etkileyen elektrik kesintisi, iktisadi faaliyette yaklaşık %15’lik bir düşüşe neden oldu.
Günlük iktisadi faaliyet göstergesine (DEI) eşlik eden notta, 4 Mayıs’ta sona eren haftada, “Önceki haftaya göre faaliyetlerde yıllık bazda daha düşük bir değişim oranı görüldü; bu durum, özellikle elektrik kesintisinin yaşandığı gün yaklaşık %15’lik düşüşü yansıtıyor,” denildi.
Bu gösterge, otoyollardaki ağır ticari araç trafiği, elektrik ve doğalgaz tüketimi, ulusal havalimanlarında boşaltılan kargo ve posta, Portekiz’de ikamet eden ve ikamet etmeyen kişiler tarafından yapılan kartlı alışverişler gibi Portekiz’deki iktisadi faaliyetle ilgili yüksek frekanslı verileri bir araya getiriyor.
BdP’ye göre, bu göstergelerle ölçülen faaliyet, elektrik kesintisinin yaşandığı gün %14,8 oranında düştü.
28 Nisan’da, geniş çaplı bir elektrik kesintisi Portekiz anakarası, İspanya ve Andorra’yı ve Fransa’nın bir kısmını neredeyse tamamen elektriksiz bıraktı.
Havaalanlarının kapanması, büyük şehirlerde ulaşım ve trafik sıkışıklığı ve yakıt kıtlığı kesintinin bazı sonuçları oldu.
Avrupa Elektrik İletim Sistem Operatörleri Ağı, “olağanüstü ve ciddi” olarak nitelendirdiği ve Portekiz ile İspanya’yı karanlığa gömen bu kesintinin nedenlerini araştırmak üzere bir komite kurulduğunu duyurdu.
Avrupa
Berlin polisi faşizmden kurtuluş gününde Sovyet sembollerini yasakladı

Nazi Almanyası’nın koşulsuz teslim olmasından tam 80 yıl sonra, Berlin polisi zafer günü anmalarında Sovyet sembollerini yasakladı.
Kentteki İkinci Dünya Savaşı anıtlarına koşan ziyaretçilerin Aziz George kurdelesi takması, Belarus ve Rusya bayrak ve flamalarının yanı sıra SSCB bayrağı kullanması engellendi.
Öte yandan Junge Welt için bir izlenim yazısı yazan Nico Popp’a göre, 8 Mayıs günü “gülümseyen figürler Berlin’deki Sovyet anıtlarında NATO bayraklarıyla ziyaretçileri kışkırtmaya çalıştı.”
Berliner Zeitung muhabiri de Sovyet anıtlarının çevresinde Ukrayna bayraklı bazı grupların toplandığını bildirdi.
Ayrıca yine Berlin polisi, 8 Mayıs tarihli kapağında Sovyet bayrağı bulunduğu için Berlin’deki Sovyet Anıtı’nda Junge Welt gazetesinin dağıtımını yasakladı.
Polis, bu kararını 8 ve 9 Mayıs tarihlerinde başkentin üç Sovyet Anıtı çevresinde Sovyet bayrakları ve sembollerinin gösterilmesini yasaklayan genel bir kararla gerekçelendirdi.
Faşizmden kurtuluşun 80. yıldönümüne ilişkin Junge Welt gazetesinin manşetinde, “Hitler kaputt” (Hitler yok oldu) başlığı altında, Moskova’da savaşın sona ermesini kutlayan insanların fotoğrafının arkasında, çekiç ve orak sembolleri bulunan kızıl bir afiş yer alıyor.
jW genel yayın yönetmeni Nick Brauns, polisin Nazi faşizmini yenilgiye uğratan Sovyet sembollerinin yasaklanmasıyla ilgili genel kararını, Junge Welt’i Treptow’daki Sovyet Anıtı’ndan uzak tutmak için kullanmasını “sansür ve basın özgürlüğüne saldırı” olarak eleştirdi.
Brauns şöyle devam etti:
“Marksist ve antifaşist bir günlük gazete olarak Junge Welt, tarihsel gerçeğe bağlıdır. 8 Mayıs tarihli sayımızın kapağında çekiç ve orak sembollü kızıl bayrağı yayınlayarak, Kızıl Ordu’nun Almanya’nın faşizmden kurtuluşundaki belirleyici rolünü onurlandırıyoruz. Polisin 8 ve 9 Mayıs tarihlerinde Sovyet anıtlarında Sovyet kurtarıcılarının sembollerinin gösterilmesini yasaklaması ise tarihi yeniden yazma girişimi olarak görünüyor.”
Treptow’daki Sovyet Anıtı’nı ziyaret eden Yunanistan Komünist Partisi (KKE) üyeleri de, orak-çekiçli bayrakları nedeniyle engellenmek istendi.
Öte yandan Berlin’de bu yıl 8 Mayıs, Avrupa’da savaşın sona ermesinin ve Nazi faşizminden kurtuluşun 80. yıldönümünü anmak için tatil günü ilan edildi. Binlerce insan bu tatil gününü Treptower Park, Tiergarten ve Schönholzer Heide’deki Sovyet anıtlarını ziyaret etmek için değerlendirdi. Burada, savaşın son haftalarında Berlin Savaşı’nda hayatını kaybeden on binlerce Kızıl Ordu askeri gömülü.
Federal Meclis’te (Bundestag) de Belarus ve Rusya temsilcilerinin davet edilmediği bir anma töreni düzenlendi. Konuşmaları Federal Meclis Başkanı Julia Klöckner (CDU) ve Federal Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier (SPD) yaptı.
jW’den Popp’a göre her iki konuşmanın da ortak özelliği, 8 Mayıs 1945 tarihini –daha doğrusu, bu tarihin güncel siyasi gündeme hizmet eden bir yorumunu– kullanma arzusunun neredeyse hiç gizlenmemesiydi.
Klöckner, Moskova’nın Nazi Almanyası’na karşı savaşı gerekçe göstererek Ukrayna’daki savaşı meşrulaştırmaya çalıştığı için “tarihi kötüye kullandığını” iddia etti.
“Kızıl Ordu askerlerinin sadece Rusya’dan gelmediğini” savunan Klöckner, “Barış ve özgürlüğü kendimizi askeri olarak savunabilmeliyiz,” dedi.
Steinmeier ise bir adım daha ileri giderek Sovyetler Birliği’ni Doğu Almanya’da “yeni bir diktatörlük”ün yolunu açmakla suçladı. Federal Cumhurbaşkanı, 8 Mayıs 1945’in bir kurtuluş günü olduğunu ve bugün “tüm Alman kimliğinin özünde” yer aldığını garanti etti; kurtuluş için “Amerikalılara, İngilizlere ve Fransızlara” teşekkür etti ve Kızıl Ordu’nun “katkısını” da bildiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı, “Tam da bu nedenle. Kremlin’in şu anki tarihsel yalanlarına kararlılıkla karşı çıkıyoruz. Yarın Moskova’daki zafer kutlamalarında bu iddia tekrar dile getirilse bile: Ukrayna’ya karşı savaş, faşizme karşı mücadelenin devamı değildir,” dedi.
Öte yandan yine Junge Welt‘ten Arnold Schölzel’in hatırlattığı üzere, 2014 yılında dışişleri bakanı olarak, selefi Guido Westerwelle’nin fotoğrafta görünmek istemediği Maidan’da faşist gruplarla birlikte Kiev’deki rejim değişikliğini başlatan kişi de Steinmeier’di.
Avrupa
Merz, göç konusunda ‘ulusal acil durum’ ilan etti

Almanya’da Şansölye Friedrich Merz, göç konusunda “ulusal acil durum” ilan etti.
Yeni federal hükümet, Avrupa Birliği’nin işleyişine ilişkin anlaşmanın 72. maddesini yürürlüğe koymak istiyor.
Bunun sonucunda Dublin Anlaşması geçerliliğini yitirecek, sınır kontrolleri ve sığınmacıların geri gönderilmesi artacak.
WELT’in ulaştığı bilgilere göre, şu anda komşu ülkelerin büyükelçileri İçişleri Bakanlığı’nda bilgilendiriliyor. “Ulusal acil durum”u ne zaman yürürlüğe gireceği henüz belli değil.
72. madde, üye ülkelere kamu düzenini korumak ve iç güvenliği sağlamak için bazı AB düzenlemelerinden sapma izni veriyor. Bu durumda bunun izin verilip verilmeyeceği, geçen yıl trafik lambası koalisyonu ile CDU/CSU arasında tartışma konusu olmuştu.
Hukukçular, son kararın Avrupa Adalet Divanı’na ait olabileceğini belirtiyor.
CSU’lu İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt çarşamba günü Alman sınırlarında sığınmacıların geri çevrilmesini emretmişti. Böylece, 2015 yılında Merkel hükümetinin aldığı, güvenli üçüncü ülkelerden gelen göçmenlerin sığınma talebinde bulunmaları halinde ülkeye girişlerine izin verilmesi kararını tersine çevirdi.
Federal polise gönderilen bir yazıda, güvenli bir üye ülkeden gelen sığınmacılara girişin “reddedilebileceği” belirtilirken, hamile kadınlar gibi “savunmasız kişiler” için istisnalar olacağı belirtildi.
Federal Meclis seçimleri öncesinde Merz, şansölye olarak göreve başladığı ilk gün “yönetmelik yetkisi” ile İçişleri Bakanlığına tüm sınırları kalıcı olarak kontrol etmesini ve tüm yasadışı girişleri geri çevirmesini talimat vereceğini duyurmuştu.
CSU’nun yeni grup başkanvekili Alexander Hoffmann, X’te yaptığı açıklamada, “Seçim kampanyasında verdiğimiz sözleri tutuyoruz ve göç politikasında dönüşüm konusunda ciddiyiz. Ülkemize kimlerin gireceğine biz karar veriyoruz ve yasadışı göçü sonlandırıyoruz!” dedi.
-
Görüş2 hafta önce
Pahalgam terör saldırısı, Hindistan ve Pakistan yine kavgalı…
-
Görüş2 hafta önce
Dönüşümün gereklilikleri ve ulusal ortaklığın ihtiyaçları arasında Hamas
-
Görüş7 gün önce
Hindistan ve Pakistan savaşır mı?
-
Görüş2 hafta önce
ABD, Ukrayna’ya ihanet etti
-
Dünya Basını2 hafta önce
Jeffrey Sachs: ABD’nin Asya’daki askeri üslerini kapatın
-
Avrasya Günlüğü2 hafta önce
Francis Acquah Amaning ile Çin-Afrika dijital işbirliğinin ilerlemesi ve potansiyeli üzerine röportaj
-
Avrasya Günlüğü2 hafta önce
Francis Gurry ile Çin’in küresel dijital yönetişimin şekillendirilmesinde oynadığı rol üzerine röportaj
-
Dünya Basını2 hafta önce
Bender Abbas patlaması: Sabotaj mı kaza mı?