Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Netanyahu’dan Britanya’ya “kısmi silah ambargosu” tepkisi

Yayınlanma

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Britanya’nın Gazze’deki İsrail güçleri tarafından kullanılan bazı silah parçalarının satışını askıya alma yönündeki kararını “utanç verici” olarak nitelendirdi.

Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı David Lammy pazartesi günü yaptığı açıklamada, savaş uçakları, helikopterler ve insansız hava araçları için parçalar da dahil olmak üzere 30 lisansın, bir incelemenin silahların uluslararası insancıl hukuku ihlal edecek şekilde kullanılabileceğine dair gerçek bir risk olduğu sonucuna varmasının hemen ardından askıya alınacağını duyurmuştu.

İsrail Başbakanlığından salı günü yapılan sert bir açıklamada, Britanya’nın “utanç verici kararının, İsrail’in 7 Ekim’de 14’ü İngiliz vatandaşı olmak üzere 1200 kişiyi vahşice katleden soykırımcı bir terör örgütü olan Hamas’ı yenme kararlılığını değiştirmeyeceğini” denildi.

İsrail hükümeti Britanya’nın İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi Almanya’sına karşı verdiği mücadele ile de paralellik kurarak, “Barbarlığa karşı kendini savunan dost bir demokrasi olan İsrail’in yanında durmak yerine, Britanya’nın yanlış kararı sadece Hamas’ı cesaretlendirecektir,” dedi.

Netanyahu’nun ofisi, “İngiliz silahları olsun ya da olmasın, İsrail bu savaşı kazanacak ve ortak geleceğimizi güvence altına alacaktır,” iddiasında bulundu.

Britanya Savunma Bakanı kararı savundu

Salı sabahı kararın arkasında duran Birleşik Krallık Savunma Bakanı John Healey, ülkesinin “en yakın dostlarına”, “en acı gerçekleri söylemek” gibi bir görevi olduğunu savundu ve İsrail’in yeniden doğrudan saldırıya uğraması halinde onu desteklemeye devam edeceklerini vurguladı.

Bakan Times Radyosu’na verdiği demeçte, “Bu, hükümetin İsrail’in uluslararası insancıl hukuku ihlal ettiğine dair bir tespiti değildir.

Bu, sahip olduğumuz kurallara göre, bazı Birleşik Krallık silah ihracatlarının Gazze çatışmasında uluslararası hukukun ihlalinde kullanılabileceğine dair açık bir risk olduğu sonucuna varılmasıdır. Dışişleri Bakanı’nın dün Avam Kamarası’nda bu kararı açıklamasının nedeni de budur,” dedi.

İşçi Partisi, Londra’nın İsrail siyasetini kısmet tersine çevirdi

Birleşik Krallık’ın İsrail’e 350’den fazla ihracat lisansı bulunuyor.

Londra bu değişikliğin bir silah ambargosu anlamına gelmediğini vurgulamakla birlikte, Gazze’deki çatışmalarda ölen sivillerin sayısının ve yıkımın boyutunun “büyük endişe yarattığını” belirtti.

Bu, İşçi Partisi’nin temmuz ayında ezici bir zaferle iktidara gelmesinden bu yana Orta Doğu politikasında yapılan son değişiklik.

Hükümet, Filistinli mülteciler için BM ajansı olan UNRWA’ya yeniden fon sağlamaya başladı ve Netanyahu hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından çıkarılan tutuklama emrine karşı muhalefetini geri çekti.

Boris Johnson’dan tepki: Starmer Hamas’ın kazanmasını mı istiyor?

Fakat Starmer yönetimi, çeşitli çevrelerden gelen tepkilerle karşı karşıya.

Salı günü eski Muhafazakâr Başbakan Boris Johnson, “Lammy ve [Keir] Starmer neden İsrail’i terk ediyor? Hamas’ın kazanmasını mı istiyorlar?” diye sordu.

Britanya Hahambaşısı Ephraim Mirvis bu açıklamanın “inanılır gibi olmadığını” ve “ortak düşmanlarımızı cesaretlendirmeye hizmet edeceğini” savundu.

Mirvis, “zalim teröristler tarafından soğukkanlılıkla öldürülen altı rehinenin aileleri tarafından gömüldüğü sırada” gelen kararın zamanlamasını sorguladı.

Birleşik Krallık’ta muhalefetteki Muhafazakâr Parti’nin sözcüsü Helen Whateley ise bu kararın “İşçi Partisi’nin doğru olanı yapmaktan ziyade kulislerden gelen baskılara boyun eğdiğinin bir işareti” olup olmadığını sorguladı.

DİPLOMASİ

Rusya, yeni Suriye yönetimini BRICS’e kabul etmeye hazır

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, Suriye’deki yeni yönetimin BRICS’e katılma başvurusu yapması durumunda bu talebin değerlendirilebileceğini belirtti.

TASS ajansına verdiği demeçte Ryabkov, böyle bir başvuru halinde Suriye’nin diğer ülkelerle eşit şekilde ele alınacağını vurguladı ve “Hiç şüphe yok ki tüm ülkelerin başvurularını ciddiyetle değerlendiriyoruz ve Suriye de burada bir istisna değil,” ifadelerini kullandı.

Fakat Ryabkov, BRICS üyelerinin bu konuda herhangi bir baskı yapmayacağını da sözlerine ekledi: “Kimseyi zorlamıyoruz, kimseyi bir şey yapmaya teşvik etmiyoruz ve her türlü tercihe saygı duyuyoruz.”

Ekim ayında Suriye’nin Moskova Büyükelçisi Beşar Caferi, ülkesinin BRICS’e katılma konusunda ciddi müzakereler yürüttüğünü açıklamıştı.

Moskova da Şam ile uzun süredir devam eden özel ilişkilerine vurgu yaparak bu konuda destek sunacağını duyurmuştu.

BRICS, 2006 yılında Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin tarafından kuruldu; 2011’de ise Güney Afrika gruba katıldı.

En son genişleme dalgasıyla Mısır, Etiyopya, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri de 1 Ocak 2024 itibarıyla BRICS üyesi oldu.

Öte yandan Rusya, yeni Suriye yönetimine yönelik söylemini hızlı bir şekilde yumuşattı. Kremlin, Orta Doğu’daki askeri üslerini koruma hedefiyle HTŞ ile müzakerelere başladı.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov, Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) siyasi komitesiyle doğrudan temas kurulduğunu doğrularken, son dönemde Ahmed Şaraa adını kullanan HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Culani, Rusya ile ilişkileri “ortak çıkarlara hizmet edecek şekilde yeniden gözden geçirme” fırsatı bulduklarını söyledi.

Bu arada Suriye’nin Moskova Büyükelçiliği, konutuna yeni yönetimin bayrağını çekti ve “yeni liderlerden talimat beklediğini” duyurdu.

Öte yandan Viyana Silahsızlanma ve Silahların Yayılmasını Önleme Merkezi’nde kıdemli araştırmacı olan eski diplomat Nikolay Sokov, Guardian gazetesine yaptığı açıklamada, “Moskova, güç ve kontrol sahibi olanlarla çalışmayı tercih eder, kaybedenleri ise gözden çıkarır,” diyerek Moskova’nın stratejik yaklaşımını özetledi.

Berlin’deki Carnegie Rusya ve Avrasya Araştırmaları Merkezi’nden Dara Massicot ise Rusya’nın yeni Suriye yönetimine para, takas, petrol ve doğalgaz desteği sunabileceğini, ancak yeni koalisyonun Moskova’dan ne talep edeceğinin belirsiz olduğunu dile getirdi.

Mihail Hazin: Suriye’deki üsleri kaybedersek, Afrika’ya hava erişimimizi de kaybederiz

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

AB, ilk kez Rus petrolüne tavan fiyatı ihlal eden bir Avrupalıya yaptırım uyguladı

Yayınlanma

Avrupa Birliği (AB), Rusya’dan ihraç edilen petrole getirilen tavan fiyatı ihlal ettiği gerekçesiyle İsviçre’de yaşayan Hollanda vatandaşı petrol tüccarı Nils Trost’a yaptırım uyguladı. İsviçreli yetkililer, Trost’un sahibi olduğu şirketi de mercek altına aldı.

AB’nin açıklamasına göre, Trost’un Cenevre merkezli şirketi Paramount Energy & Commodities SA, Haziran 2022’de Rus petrol ticareti operasyonlarını Dubai merkezli Paramount Energy & Commodities DMCC adlı yan kuruluşa devretti.

AB’ye göre, bu Dubai merkezli şirket, varil başına 60 doların üzerinde fiyatlarla düzenli olarak Rus ham petrolü ticareti yaptı.

Aralık 2022’de Batılı ülkeler, Rus ham petrolüne tavan fiyat uygulaması getirmişti. Buna göre, Batılı sigortacı ve finansörlerin hizmetleri kullanılırken, yalnızca varil başına 60 doları aşmayan fiyatlarla ticaret yapılabiliyor.

Ancak Paramount’un Dubai’deki iştiraki, Rusya’nın Ural petrolünden farklı olarak, neredeyse her zaman 60 doların üzerinde işlem gören Doğu Sibirya Pasifik Okyanusu (ESPO) kalitesindeki petrol ticaretini sürdürdü.

Trost, Financial Times’a verdiği demeçte, avukatlarının kendisine BAE’deki iştiraklerin, Avrupa’daki ana şirketin faaliyetlerine dahil olmaması durumunda AB yaptırımlarına uymak zorunda olmadığını söylediğini aktardı ve bu nedenle, kendisinin ve Paramount SA’nın Dubai iştiraki Paramount DMCC’nin operasyonlarından uzak durduğunu belirtti.

Trost ayrıca, kendisine uygulanan yaptırımların, eski iş ortağı Gaurav Kumar Srivastava’nın “entrikalarından” kaynaklandığını savundu.

İsviçre’deki şirketlerin yabancı iştirakleri, yasal olarak bağımsız sayılabilir ve İsviçre’nin getirdiği yaptırımlara uymayabilir. Fakat, ana şirket ile iştirakler arasında bağlantı tespit edilirse (örneğin, yaptırımlara tabi işlemlerden elde edilen ödemeler veya merkez ofisten iştiraklere verilen talimatlar), bu durum yaptırımların ihlali olarak değerlendirilebilir.

Bazı İsviçreli emtia tüccarları, Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki (BAE) iştiraklerini kullanarak Rusya ile ticareti sürdürdü. Bu bağlamda İsviçre Federal Hükümet İş Döngüleri Uzman Grubu (SECO), 2023 yılı başlarında Paramount dahil bazı şirketlerin faaliyetlerini incelemeye başladı.

Financial Times’ın haberine göre, 2024 baharında SECO, başsavcılığa iki soruşturma sonucuna dayanarak cezai işlem başlatılması için talepte bulundu.

Fakat savcılık, bir davayı kabul ederken diğerini reddetti. Söz konusu şirketlerin isimleri açıklanmadı.

ABD, Rusya’nın petrol endüstrisine ‘İran tarzı’ yaptırımlar planlıyor

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Macaristan, ikinci kez Patrik Kirill’in AB yaptırım listesine girmesine engel oldu

Yayınlanma

Macaristan, Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill’in AB’nin 15. yaptırım paketine dahil edilmesini ikinci kez engelledi. Ayrıca Budapeşte, Rusya’ya yönelik diğer önemli yaptırım kararlarına da çeşitli engellemeler uyguladı.

Macaristan Dışişleri Bakanı Péter Szijjártó, Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill’i, Avrupa Birliği’nin 15. yaptırım paketi kapsamına alınmasını engellediklerini açıkladı.

Magyar Nemzet gazetesinin haberine göre Szijjártó, “Din adamlarına yönelik yaptırımlar, barış için son umudu da ortadan kaldırır,” diyerek bu kararın gerekçesini vurguladı.

Bu, Rus Ortodoks Kilisesi liderinin, Budapeşte’nin girişimleri sayesinde yaptırımlardan ikinci kez kurtulması anlamına geliyor.

Temmuz-Aralık 2024 döneminde AB Konseyi Dönem Başkanlığını yürüten Macaristan, Rusya Olimpiyat Komitesi ve BM Daimî Temsilcisi Vasiliy Nebenzya’yı da aynı yaptırım paketinden muaf tutmayı başardı.

Rus Ortodoks Kilisesi liderleri, Moskova’nın Ukrayna’ya yönelik askerî harekâtını açıkça desteklediklerini defalarca dile getirmişti. AB, 2022 yılında Rus Ortodoks Kilisesi Patriği’ne yaptırım uygulanmasını ilk kez gündeme getirmiş ancak Macaristan’ın itirazları nedeniyle bu girişim sonuçsuz kalmıştı.

Fakat Çekya, Litvanya, İngiltere, Ukrayna ve Kanada, Patrik Kirill’e yönelik ayrı kısıtlayıcı tedbirler uygulamış durumda.

AB, 16 Aralık 2024’te 15. yaptırım paketini resmen kabul etti. Bu paket, Ukrayna’nın egemenliği, toprak bütünlüğü ve bağımsızlığını tehdit eden 54 kişi ve 30 kurumu kapsıyor.

Yaptırımlar, Gazprom Medya Genel Müdür Yardımcısı Tina Kandelaki, şarkıcı Larisa Dolina, Kiev’deki Ohmatdıt çocuk kiliniğine düzenlenen saldırıdan sorumlu tutulan askeri yetkililer, enerji şirketlerinin üst düzey yöneticileri ve üçüncü ülkelerden Rus petrolü taşıyan 52 tankeri de içeriyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English