Bizi Takip Edin

ASYA

Pakistanlı uzmanlar Harici’ye değerlendirdi: Meclise giren siyasetçiler sorunları çözmekten aciz

Yayınlanma

Seçimler sonrası siyasi krizin ve protestoların devam ettiği Pakistan’dan uzmanlar süreci Harici’ye değerlendirdi. Siyasi analist Shamaim Shahid, ‘Geçmişte olduğu gibi 2024 seçimleri de can yakıcı sorunları çözemeyecek’ dedi ve ülkeyi büyük zorlukların beklediğini vurguladı. Hile iddialarını değerlendiren Kıdemli siyasetçi ve eski senatör Afrasib Khattak ise ‘İlk hile İmran Han’ın seçimden men edilmesiydi’ ve orduyu suçladı.

Pakistan’da 8 Şubat’ta yapılan Ulusal Meclis ve eyalet meclislerinin seçim sonuçları 11 Şubat’ta açıklanmıştı. Ancak sonuçlara göre hiçbir parti tek başına iktidar olmak için yeterli çoğunluğu elde edemedi. Siyasi partiler koalisyon hükümeti kurulması için görüşmeleri hızlandırdı. Öte yandan seçim sonuçlarında hile yapıldığı iddiasıyla başlayan protestolar da devam ediyor.

Cezaevindeki eski başbakan İmran Han’ın muhaliflerinin seçimler sonrası koalisyon hükümeti kurmak için anlaştığı bildirildi.

75 sandalyeyle ikinci parti olan eski başbakan Navaz Şerif’in Pakistan Müslüman Birliği ile 54 sandalyeli Bilawal Butto Zardari’nin Pakistan Halk Partisi hükümet kurmak için anlaştıklarını duyurdu.

Bu iki parti 2022 yılında Han’ın iktidardan eden güvenoylaması için bir araya gelmişti. Butto Zardari yaptığı basın toplantısında ülkenin çıkarları için hareket ettiklerini savundu. Koalisyon kuracaklarını açıklayan iki parti birbirlerine karşı seçim sonuçlarına itiraz da etmişti. Navaz Şerif’in partisinden yapılan açıklamada ise siyasi istikrar için anlaşma yapıldığı kaydedildi.

Han’ın tutuklanmasına ve partisi Pakistan Adalet Hareketi’nin (PTI) karşılaştığı engellemelere rağmen, partinin desteklediği bağımsız adaylar, Ulusal Meclis’te 93 sandalye kazanarak seçimi önde bitirdi. Ancak bağımsızlar parti olmadıkları için dezavantajlıydı.

PTI Sözcüsü Rauf Hasan da, başkent İslamabad’da yaptığı açıklamada, PTI destekli bağımsız milletvekillerinin, Ulusal Meclis ve Pencap Meclisinde ülkedeki Şiilerin siyasi grubu Müslümanların Birlik Meclisi Partisi (MVMP), Hayber Pahtunhva Meclisinde ise Cemaat-i İslami Partisi ile ittifak kuracağını söyledi. Hasan, bu kararın, İmran Han’ın talimatı doğrultusunda alındığını aktardı.

MVMP, Ulusal Mecliste 1, Cemaat-i İslami ise Hayber Pahtunhva Meclisinde 3 sandalyeye sahip.

Pakistan Ulusal Meclisi’nde 336 sandalye bulunuyor. Ulusal Meclis’teki 336 sandalyeden 60’ı kadınlara, 10’u ise dini azınlıklara ayrılmış durumda. Bu, sadece 266 sandalye için milletvekillerinin yarıştığı anlamına geliyor. Bu 70 sandalye de oyların yüzde 5’inden fazlasını alan “siyasi partiler” arasında nispi temsil yoluyla paylaştırılıyor. Söz konusu 70 sandalye için milletvekilleri aday olmuyor. Söz konusu 70 sandalyenin siyasi partiler arasında paylaştırılması, bir sonraki hükümetin başbakanının kim olacağı konusunda önemli bir rol oynayacak. Seçimlere bağımsız milletvekilleriyle girdiği için PTI, bu 70 sandalyeden faydalanamıyor.

Bu yüzden PTI’nın 93 bağımsız milletvekili Ulusal Meclis’te 1 sandalyeye sahip olan MVMP’ye katılacak. MVMP ise 94 sandalyeyle Ulusal Meclis’in en büyük partisi olacak ve söz konusu 70 sandalyenin 26’sını alacak. Böyle bir senaryoda MVMP’nin sandalye sayısı 120’ye çıkmış olacak. Ancak bu durumda bile PTI-MVMP ittifakı, hükümeti kuracak salt çoğunluk olan 169 sandalyeye çıkamıyor. İmran Han’ın partisinin hükümet kurmak için farklı siyasi partilerle de ittifak kurması gerekiyor.

PTI, seçimlerden birinci parti olarak çıksa da çok sayıda seçim bölgesinde oyların çalındığını ve bu oyların rakip partilerin adaylarına kaydırıldığını iddia ediyor.

Pakistan’ın geçici Başbakanı Anvarul Hak Kakar ise, seçim sonucunun güvenlik nedenleriyle geciktiğini söyledi ve havuzun herkes için “eşit bir oyun alanı” olduğunu sözlerine ekledi.

Kakar hile iddialarına, “Düzgün bir oyun alanı elbette herkes ve tüm katılımcılar için bir süreç olarak mevcuttu. Eğer bu mevcut değilse, nasıl oluyor da Ulusal Meclis’te PTI tarafından desteklenen en büyük gruba sahip oluyorsunuz, yani onlar en büyük tek grup ve biz hala hileyi yönetmekle suçlanıyoruz” diye itiraz etti.

Pakistan’da yaklaşan seçimler öncesi İmran Han’ın partisine sosyal medya kısıtlaması

‘Geçmişte olduğu gibi 2024 seçimleri de can yakıcı sorunları çözemeyecek’

Analistlere göre, bu siyasi krizin devam etmesi durumunda Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) yeni bir kurtarma programı talep etmek başta olmak üzere ülkeyi birçok zorluk bekliyor.

Bir köşe yazarı Abbas Nasir, “Ekonomik zorluklar o kadar ciddi, vahim ve çözümler o kadar acı verici ki, iktidara gelen herhangi birinin gemiyi nasıl yürüteceğinden emin değilim” diye yazmıştı.

Harici’ye konuşan Pakistanlı bir siyasi analist olan Shamaim Shahid, “Geçmişte olduğu gibi 2024 seçimlerinin de ülkenin ve halkının önündeki sorunları çözmede başarısızlıkla sonuçlanacağına şüphe yok” dedi.

Seçim sonuçlarının yansımalarını Harici’ye değerlendiren Shamaim Shahid, Pakistan’ın diğer zorlukların yanı sıra “ekonomik düzensizlik, kötü yönetim, güvenlik, dini aşırılık ve militanlık” gibi zor sorunlarla karşı karşıya olduğunu söyledi.

Parlamentoya giren herkesin bu sorunları ele alma konusunda kapasite ve yetenekten yoksun olduğunu da sözlerine ekledi. Bununla birlikte, güçlü askeri kurumun on yıllardır sürdürdüğü “ülkenin siyasi-idari işlerine karışma ve müdahale etme” davranışından vazgeçmesi halinde bir umut olabileceğini belirtti.

Shahid güvenlik durumunun kötü olduğunu ima ederken, kimliği belirsiz saldırganların Pakistan Halk Partisi’nin (PPP) mitinginde bir araca ateş açması sonucu en az üç kişi öldü, beş kişi de yaralandı. DAWN’ın haberine göre olay, araçta bulunan kişilerin PPP adayı Ahmed Karim Kundu’yu genel seçimlerde elde ettiği il meclisi zaferi dolayısıyla kutlamaya gittiği sırada meydana geldi.

Bir polis yetkilisi, olayın Hattala polis karakolu sınırları içinde meydana geldiğini ve polisin bilgi aldıktan hemen sonra olay yerine ulaşarak ölü ve yaralıları hastaneye sevk ettiğini söyledi.

Seçimlerden hemen önce de ülkenin güneybatıdaki Belucistan eyaletinde seçim adaylarının ofislerinin yakınında meydana gelen iki patlamada 26 kişi hayatını kaybetmişti. Patlamaların sorumluluğunu daha sonra IŞİD üstlenmişti.

Sandık başına giden Pakistan mobil hizmetleri askıya aldı, sınırları kapattı

‘İlk hile İmran Han’ın seçimden men edilmesiydi’

Pakistanlı kıdemli siyasetçi, eski senatör Afrasib Khattak, seçim günü olan 8 Şubat’ta halkın oylarını kullanmak için sandık başına gittiğinde ilk etapta herhangi bir hile görülmediğini söyledi. Khattak, seçimlere hile karıştırılmasının oy sayım süreci başladıktan sonra ortaya çıktığını ve halkın buna karşı protestolar düzenlediğini kaydetti.

Aynı zamanda Ulusal Demokratik Hareket lideri olan Hattak Harici’ye verdiği demeçte, “İnsanlar coşkuyla oy kullanmaya gitti, ancak hemen ardından askeri kurum tarafından tasarlanan muazzam seçim hilelerini protesto etmek için sokaklara döküldü” dedi.

Bazı Pakistanlı yetkililerin şiddete başvurmasından ve bazı polis yetkililerinin protestocuları dövmeye başlamasından ve hatta doğrudan üzerlerine ateş açarak can kayıplarına yol açmasından yakındı.

Oy hileleriyle ilgili olarak Hattak, seçimdeki ilk hilenin İmran Han’ın siyasi partisinin seçim kampanyasından men edilmesiyle gerçekleştiğini, ikincisinin ise seçim günü gecesi yapıldığını söyledi.

“Bazı eyaletlerde hilelerin çoğu Han’ın adaylarına karşı yapıldı, ancak siyasi partilerin çoğu seçimin şeffaf, özgür ve adil bir şekilde yapılmadığı konusunda aynı şikayete sahip” diye ekledi.

Khyber Pakhtunkhwa’da ve Veziristan’da şiddet olaylarının patlak verdiğini ve Veziristan Ulusal Demokratik Hareketi Başkanı Mohsin Dawar’a silahlı saldırı düzenlendiğini de sözlerine ekledi. “Saldırıda üç kişi öldü ve Sayın Dawar yaralandı” dedi.

‘Bu kadar büyük hileyi ancak askeri kurum yapabilir’

Hattak, seçimlere o kadar büyük çapta hile karıştırıldığını ve müesses nizam dışında hiçbir siyasi partinin bunu yapabilecek kabiliyete sahip olmadığını belirtti. “Oy hilesi tüm eyaletlerde yaşandı. Sadece Bir ya da iki eyalette söz konusu değildi. Ayrıca, seçim kurumu yetkililerini seçim sonucunu kabul etmeye zorlamak ancak Pakistan askeri kurumunun işi olabilir” dedi.

“Pakistan tarihindeki tek özgür ve adil seçim 1970 yılında yapılmış, çoğunluğunu Bangalilerin oluşturduğu bir siyasi parti seçimi kazanmış, ancak muhalefet sonucu kabul etmeyerek Pakistan’ın ayrılmasına ve Bangladeş’in Bağımsız bir ülke olarak kurulmasına neden olan derin bir siyasi krize yol açmıştı” diye devam etti Hattak.

O zamandan bu yana her seçimde askeri kurumun seçimlere müdahale ettiğini ifade etti.

Hattak ayrıca hiçbir partinin seçimi kazanamadığını ve şimdi büyük siyasi partilerin koalisyon hükümeti kurmayı düşündüğünü, bunun da kolay bir iş olmadığını belirtti.

“Seçimden sonraki 21 gün içinde hükümet kurulmalı, yani mart ayının ilk haftasında hükümet ilan edilmeli ve ondan önce siyasi partiler bir koalisyon hükümeti kurmak için müzakere etmeli ve bu zaman alan bir süreç” diye ekledi.

Son genel seçimler 2018’de yapılmıştı

Pakistan’da son genel seçimler 25 Temmuz 2018’de yapılmış ve İmran Han hükümeti göreve gelmişti.

Pakistan Ulusal Meclisinde 10 Nisan 2022’de yapılan güven oylamasında, 174 “hayır” oyuyla İmran Han hükümeti düşmüştü.

Üç dönem başbakanlık yapan Navaz Şerif’in kardeşi Şahbaz Şerif, 11 Nisan 2022’de Mecliste düzenlenen seçimde 174 oyla çoğunluğun desteğini alarak Başbakan seçilmiş ve ülkeyi Ağustos 2023’e kadar yönetmişti.

Ülkeyi genel seçimlere kadar yönetecek geçici hükümetin Başbakanı Anvarul Hak Kakar ise 14 Ağustos 2023’te yemin ederek göreve başlamıştı.

ASYA

Tayvan’ın yeni lideri Lai, Çin’e karşı sert bir tonla yemin etti

Yayınlanma

Tayvan’ın yeni lideri Lai Ching-te pazartesi günü yemin ederek görevine başladı. Lai, bağımsızlık yanlısı sert açılış konuşmasında Çin’in, “Çin Cumhuriyeti’nin var olduğu gerçeğiyle yüzleşmesini, Tayvan halkının seçimine saygı duymasını, samimiyet göstermesini ve çatışmayı diyalogla değiştirmesini umuyorum” dedi. Pekin, Lai’nin konuşmasını “tehlikeli sinyaller” gönderdiği gerekçesiyle eleştirdi ve “Tayvan’ın bağımsızlığına yönelik ayrılıkçı faaliyetlerin hiçbir şekline asla müsamaha göstermeyeceğini” söyledi.

Taipei’deki başkanlık ofisinde yemin töreni başlarken, Çin Ticaret Bakanlığı Tayvan’a silah satışına karıştıkları gerekçesiyle üç ABD şirketini “güvenilmez kuruluşlar” listesine ekledi: Boeing Defence, Space & Security, General Atomics Aeronautical Systems ve General Dynamics Land Systems.

Pekin’in “ayrılıkçı bir baş belası” olarak nitelendirdiği Lai’yi zorlu bir yönetim dönemi bekliyor. Sadece Çin değil, Tayvan yasama meclisinde çoğunluğa sahip olan muhalefet koalisyonu da Lai’nin kararlarını sınırlayacak gibi görünüyor.

Yeni başkan yaptığı konuşmada hükümetinin “statükoyu koruyacağını” söyledi. Lai öte yandan boğazlar arası turizmin yeniden başlayabileceğini ve öğrencilerin Tayvan’da eğitim görebileceğini vurguladı.

Yerel saatle sabah 9’dan kısa bir süre sonra Taipei’de yemin ederek göreve başlayan Lai, Tayvan’da doğrudan seçilen beşinci başkan oldu ve sekiz yıldır başkanlığı yürüten Tsai Ing-wen’den görevi devraldı. Öne çıkan ayrılıkçı isimlerden Hsiao Bi-khim ise başkan yardımcısı olarak yemin etti.

Ocak ayındaki seçimlerde elde ettikleri zafer, Demokratik İlerleme Partisi’nin (DPP) üst üste üçüncü dönemini garantiledi.

Çin’den sert yanıt

Açılış töreninden saatler sonra Pekin sert bir açıklama ile karşılık verdi. Tayvan İşleri Ofisi sözcüsü Chen Binhua, Lai’nin konuşmasının “‘Tayvan bağımsızlığı’ duruşuna inatla bağlı kaldığını, ayrılıkçılık safsatasını şiddetle desteklediğini, boğazlar arası çatışmayı kışkırttığını ve ‘bağımsızlık arayışı için dış güçlere dayanmaya’ çalıştığını” söyledi.

Dışişleri Bakanı Wang Yi de “Çin’in yeniden birleşme eğiliminin geri döndürülemez olduğunu” söyleyerek yanıt verdi.

Dış destek

Açılış töreni için Taipei’yi ziyaret eden İsveçli parlamenter Joar Forssell, “Açılış töreni, birlikte çok daha yakın çalışmamız gereken bir dönemde, dünya demokrasilerinin benzer düşünen temsilcilerini bir araya getiriyor” dedi.

ABD de iki eski hükümet yetkilisini – Richard Armitage ve Brian Deese – bir düşünce kuruluşu ve fiili büyükelçiliğinin başkanıyla birlikte gönderdi.

Dışişleri Bakanı Antony Blinken yaptığı açıklamada Lai’yi tebrik ederek “Ortak çıkarlarımızı ve değerlerimizi ilerletmek, uzun süredir devam eden gayri resmi ilişkimizi derinleştirmek ve Tayvan Boğazı’nda barış ve istikrarı korumak için Başkan Lai ve Tayvan’ın siyasi yelpazesinin her kesimiyle birlikte çalışmayı dört gözle bekliyoruz” dedi.

Açılışa, Japonya’dan Tayvan yanlısı milletvekillerinden oluşan bir grup parlamenterin katıldığı bildirildi. Güney Kore Dışişleri Bakanlığı geçtiğimiz perşembe günü Seul’ün açılış törenine herhangi bir resmi temsilci göndermeyeceğini açıkladı. Avustralya Senatosu Dış İlişkiler, Savunma ve Ticaret Mevzuat Komitesi Başkanı Raff Ciccone ve Başkan Yardımcısı David Fawcett’in de katıldığı bildirildi.

Forssell diğer ülkeleri Tayvan’ı desteklemek için daha fazlasını yapmaya çağırdı. İsveç’in Taipei’ye savaş uçağı ihraç etmesi, Avrupa Birliği’nin de serbest ticaret anlaşması görüşmelerini kabul etmesi gerektiğini söyledi ve “Başkaları tarafından tehdit edildiğimizde demokrasiler her zaman kendilerini silahlandırabilmelidir” ifadelerini kullandı.

İç kavgalar

Ekim ayında 65 yaşına basacak olan Lai, selefi Tsai ve DPP gibi, ana muhalefet Kuomintang’dan (KMT) farklı olarak, Tayvan’ın Çin yönetimine bağlı olduğunu reddediyor. Çin hükümeti Lai’yi kınadı. ABD desteğini alan Lai’nin Çin’e karşı Filipinler ve Japonya’yı da içeren ABD liderliğindeki koalisyona yaklaşarak Tayvan’ı Pekin’e karşı konumlandırması bekleniyor.

Ancak Lai ülke içinde, farklı öncelikleri olan ve Çin düşmanlığı yapmayan bir muhalefet ittifakı ve muhalefet tarafından yönetilen bir yasama organı ile karşı karşıya kalacak.

Cuma günü KMT milletvekilleri anayasal değişiklik yapılmasına karşı çıkarak DPP’den milletvekilleri ile kavga etmişti.

Okumaya Devam Et

ASYA

Rusya Devlet Başkanı Putin’in Çin ziyareti başladı: ‘Kapsamlı ortaklığın derinleştirilmesi’ mesajı

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çin ziyareti kapsamında Pekin’deki Halk Kongresi binasına geldi. Putin, mevkidaşı Xi Jinping tarafından karşılandı.

İki devlet başkanı el sıkıştıktan sonra top atışları eşliğinde içeriye geçtiler. Halk Kongresi binasında genişletilmiş formatta toplantı başladı.

Putin, toplantının başında Çin’in Rusya’nın ticari ve ekonomik alandaki ana ortağı olduğunu söyledi.

RİA Novosti‘nin aktardığına göre Moskova ile Pekin’in ortak çalışmaları sırasında ‘sağlam bir pratik işbirliği bagajı’ biriktirmeyi başardıklarına işaret eden Putin, 2023 yılında ikili ticaret hacminin neredeyse dörtte bir oranında artarak 227 milyar dolara ulaştığını hatırlattı.

Putin, “Rusya, geçen yılın sonunda Çin’in ticaret ortağı ülkeler listesinde dördüncü sıraya yükseldi. Mart 2023’te Moskova’ya yaptığınız ziyaretin ardından 2030 yılına kadar Rus-Çin ekonomik işbirliğinin kilit alanlarının geliştirilmesine yönelik planın onaylanması bunda doğrudan rol oynadı,” dedi.

Devlet Başkanı ayrıca Rusya ve Çin arasında yüksek teknolojiler, inovasyon, altyapı inşası ve ulaştırma alanlarındaki işbirliğine de dikkat çekti.

‘Rusya ile Çin arasındaki ödemelerin yüzde 90’ı yuan ve ruble cinsinden yapılıyor’

Bunun yanı sıra Putin, ülkeler arasındaki ikili anlaşmaların yüzde 90’ının ruble ve yuan cinsinden yapıldığını ve bu durumun, iki ülke arasındaki ticaret akışının genişlemesine ivme kazandırdığını ifade etti.

Putin, “Şimdi küçük bir grupla, hem Rusya hem de Çin ekonomilerinin çıkarları doğrultusunda ilişkilerimizi daha da geliştireceğimiz alanlar hakkında konuştuk. Planlanan tüm faaliyetlerin yerine getirileceğinden eminim,” yorumunu yaptı.

Moskova ile Pekin’in 80 büyük ortak yatırım projesinden oluşan bir portföy oluşturduğunu kaydeden Putin, şöyle devam etti: “Pandeminin sonuçlarına ve gelişmemizi engellemeye yönelik bazı eylemlere, üçüncü ülkelerin bazı eylemlerine rağmen, Rusya ile Çin arasındaki ticaret hacmi iyi bir hızla artıyor.”

Xi: Büyük güçler ve ve komşu ülkeler arasındaki ilişkiler açısından bir mihenk taşı

Öte yandan Çin Devlet Başkanı Xi, Putin’e iki ülke arasındaki ilişkilerin testlerden geçtiğini ve bir mihenk taşı haline geldiğini söyledi.

Xinhua‘nın aktardığına göre Xi, “Yeni kampanyada, her zaman olduğu gibi Rusya ile iyi komşu, güvenilir dost ve güvenilir ortak olma niyetindeyiz,” diye konuştu.

Xi, ülkesinin ‘iki halk arasındaki asırlık dostluğu sürekli olarak güçlendirme’ ve ‘uluslararası eşitlik ve adaleti birlikte koruma’ niyetinde olduğunu vurguladı.

Son üç çeyrek yüzyılda Rusya ile ilişkilerin ‘zor koşullar altında sertleştiğini ve değişken bir uluslararası ortamın testine dayandığını’ belirten Xi, bu etkileşimin ‘büyük güçler ve ve komşu ülkeler arasındaki ilişkiler açısından bir mihenk taşı’ haline geldiğini dile getirdi.

Çin lideri, söz konusu ilişkilerin ‘kolay olmadığını ve azami özen gösterilmeyi hak ettiğini’ de sözlerine ekledi.

Kapsamlı ortaklığın derinleştirilmesine ilişkin bildiri imzalandı

Görüşmelerin tamamlanmasının ardından devlet başkanları kapsamlı ortaklık ve stratejik işbirliği ilişkilerinin derinleştirilmesine ilişkin ortak bir bildiri imzaladı. İki ülke arasında işbirliğine ilişkin toplam on belge imzalandı.

Rusya Devlet Başkan Yardımcısı Yuriy Uşakov, daha önce Moskova ile Pekin’in imzalayacağı ortak bildirinin 30 sayfadan fazla detaylı bir belge olduğunu bildirmişti.

Uşakov’a göre bildiride, ‘ikili ilişkilerin özel niteliğine’ dikkat çekiliyor ve ‘Rusya ve Çin’in adil ve demokratik bir düzenin şekillendirilmesindeki öncü rolünü teyit ederek, ikili ilişkilerin tüm yelpazesini geliştirmenin yolları’ özetleniyor.

Okumaya Devam Et

ASYA

Bloomberg: Çin’de devlet, satılmayan konutları satın alacak

Yayınlanma

Bloomberg’e konuşan konuyla ilgili bilgi sahibi kişiler, Çin’in zor durumdaki emlak piyasasını kurtarmak için şimdiye kadarki en iddialı girişimlerinden biri olacak şekilde, ülke genelinde yerel yönetimlerin satılmamış milyonlarca evi satın almasını sağlayacak bir öneriyi değerlendirdiğini söyledi.

İsimlerinin açıklanmasını istemeyen bu kişiler, Devlet Konseyi’nin ön planla ilgili olarak çeşitli eyaletlerden ve hükümet kuruluşlarından geri bildirim istediğini söyledi. Çin, devlet finansmanı yardımıyla fazla konut envanterini temizlemek için halihazırda birkaç pilot program denemiş olsa da, son plan ölçek olarak çok daha büyük olacak.

Bilgi veren iki kişiye göre, yerel kamu iktisadi teşebbüslerinden, devlet bankaları tarafından sağlanan kredileri kullanarak sorunlu müteahhitlerden satılmamış evleri büyük indirimlerle satın almalarına yardımcı olmaları istenecek. Mülklerin çoğu daha sonra uygun fiyatlı konutlara dönüştürülecek.

Yetkililerin planın ayrıntılarını ve uygulanabilirliğini hâlâ tartıştığını söyleyen kişiler, Çin liderlerinin planı uygulamaya karar vermesi halinde sonuçlanmasının aylar alabileceğini de sözlerine ekledi.

Yetkililerin harekete geçmesi halinde, devletin dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin önündeki en büyük engele yönelik yakından izlenen kampanyasında yeni bir aşamaya geçilmiş olacak.

Çin’de konut satışlarının ilk dört ayda yaklaşık %47 oranında düşmesi ve satılamayan konut stokunun son sekiz yılın en yüksek seviyesinde seyretmesi ekonomiyi zorlayan unsurlar arasında.

Bu planın işleyebilmesi için 1 trilyon yuan (138 milyar 500 bin dolar) civarında bir fona ihtiyaç duyulduğu hesaplanıyor.

2023 yılının başlarında Çin Halk Bankası, özel bir borç verme fonu aracılığıyla bazı finans kuruluşlarına 100 milyar yuan sağlamıştı. Bu para, deneme amaçlı olarak sekiz şehrin yerel sübvansiyonlu kiralama programlarında kullanılmak üzere satılmamış mülkleri satın almasına yardımcı olacaktı.

The Economic Observer gazetesi bu yılın ocak ayında Qingdao ve Fuzhou gibi şehirlerin bu fonları daire satın almak için kullanmaya başladığını bildirdi. Yine de, Merkez Bankası’nın son üç aylık verilerine göre mart ayı itibariyle program kapsamında sadece 2 milyar yuan kullandırıldı ve bu da bankalar ve yerel yetkililer arasında ihtiyata işaret ediyor.

Geçen ayki ÇKP Politbüro toplantısından bu yana, Alibaba Group’un ana merkezi Hangzhou da dahil olmak üzere birçok büyük şehir, işlemleri canlandırmak için konut alımları üzerindeki kalan tüm engelleri kaldırdı.

Bu arada, 50’den fazla Çin şehri, konut talebini artırma çabalarının bir parçası olarak, sakinlerine eski evlerini satmaları ve yeni mülklere geçmeleri için teşvikler sunan “takas” programları başlattı. Tianfeng Securities tarafından bu hafta yayınlanan bir nota göre, bunların arasında 11 yerel hükümet veya şehir destekli kuruluş konut envanteri satın alma denemeleri yürütüyor.

Bloomberg Economics’e göre, buna rağmen Çin’in emlak sektörünün konut arzı ve talebi arasındaki fark kapanana kadar istikrara kavuşması pek mümkün görünmüyor.

Resmi verilere göre satılmayan konut stoku geçen yıl 3,6 milyar metrekareye yükselerek 2016’dan bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. Tianfeng Securities’in tahminlerine göre hükümetin 18 ay içinde bu stoku eritmesi en az 7 trilyon yuan ya da Çin’in bu yılki bütçe açığının %78’ine mal olacak.

Konut fazlalığını azaltmak için yerel yönetimlerin görevlendirilmesine yönelik yeni plan, geçen yıl itibariyle gayrisafi yurtiçi hasılanın %56’sına yükselen borç seviyelerini daha da kötüleştirebilir. Bilançoları artan batık krediler ve daralan marjlar nedeniyle zaten aşınmış olan bankalar da baskı altında kalacak.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English