Bizi Takip Edin

ASYA

Pelosi’nin yeni provokasyon durağı Ermenistan

Yayınlanma

Ermenistan-Azerbaycan sınırındaki provokasyonlar sonrası Erivan’ı ziyaret eden ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, çatışmalarla ilgili Azerbaycan’ı suçladı. Bakü ise, ‘ABD entrikalarının Erivan üzerinden Kafkasya’ya taşınması kabul edilemez’ dedi.

ABD hiyerarşisinin 3 numarası konumundaki Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Tayvan kışkırtmasının ardından şimdi de gözünü Dağlık Karabağ’a dikti. Çatışmaların yeniden başladığı dönemde Erivan’ı ziyaret eden Pelosi, Ermenistan Meclis Başkanı Alen Roberti Simonyan ile düzenlediği ortak basın toplantısında Azerbaycan’ı suçladı. Azerbaycan tarafından Ermenistan topraklarına saldırılar düzenlendiğini ileri süren Pelosi, “saldırıları kuvvetli bir şekilde kınadıklarını” belirtti.

Azerbaycan-Ermenistan arasındaki çatışmanın askeri yolla çözülemeyeceğini savunan Pelosi, müzakere yoluyla çözüm çağrısında bulundu.

Sözde soykırım anıtında timsah gözyaşları

‘Ermenistan asıllı ABD vatandaşlarının yüzde 40’ının kendisinin de temsilcisi olduğu Kaliforniya eyaletinde yaşadığını, bu nedenle kendisini aile ziyaretinde gibi hissettiğini’ vurgulayan Pelosi, Simonyan ile birlikte Erivan’daki sözde soykırım anıtını ziyaret etti.

Pelosi’nin anıta çelenk bırakırken göz yaşlarını silmesi dikkat çekti. Sosyal medyada konuyla ilgili ‘timsah gözyaşları’ ve ‘’Oskarlık performans’ yorumları yapıldı.

‘ABD entrikalarının Güney Kafkasya’ya taşınması kabul edilemez’

Azerbaycan ise, Pelosi’nin Ermenistan ziyaretine ve yaptığı açıklamalara, “ABD’nin iç siyasi gündeminin entrikalarının ve lobi çevrelerinin çıkarlarının, Ermenistan üzerinden Güney Kafkasya’ya taşınması kabul edilemez” ifadeleriyle tepki gösterdi.

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Pelosi’nin bölgedeki durumu çarpıtan beyanlarının, Azerbaycan’a yönelik asılsız ve haksız suçlamalarının kabul edilemez olduğu vurgulandı.

Açıklamada, 12 Eylül’ü 13 Eylül’e bağlayan gece, sınırda meydana gelen çatışmanın Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik geniş çaplı askeri provokasyonu olduğu, bu provokasyonun Azerbaycan ordusu tarafından engellendiği, tüm sorumluluğun Erivan yönetimine ait olduğu kaydedildi.

Ermeni lobi çevrelerinin desteğini kazanma planları

Açıklamada, yaklaşan seçimlere yönelik Ermeni oylarını toplama hesabına işaret edilerek, “ABD’de Kongre ara seçimleri döneminin yaklaştığını göz önünde bulundurursak, Pelosi’nin bu ziyaretini iç siyasi gündemi ve ABD’deki Ermeni lobi çevrelerinin desteğini kazanmak için kullandığı görülüyor. ABD’nin iç siyasi gündeminin entrikalarının ve lobi çevrelerinin çıkarlarının, Ermenistan üzerinden Güney Kafkasya’ya taşınması kabul edilemez” ifadeleri yer aldı.

Pelosi’nin beyanlarının ‘Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin normalleşmesine yönelik çabalara ciddi bir darbe niteliği taşıdığı ve bölgede gerginliğin tırmanmasına hizmet ettiği’ vurgulanan açıklamada, “Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik saldırganlık politikası, Azerbaycan topraklarının yaklaşık 30 yıl işgal altında bulunması ve yüz binlerce Azerbaycanlıya karşı yapılan etnik temizlik” hatırlatıldı.

Azerbaycan-Ermenistan sınırında çatışma

Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Ermenistan güçlerinin 12 Eylül gecesinde, Azerbaycan’ın Daşkesen, Kelbecer, Laçın ve Zengilan istikametlerinde geniş çaplı provokasyonu sonucu çatışmanın başladığını duyurmuştu.

Provokasyonlar Ermenistan’ın Nahçıvan ile Azerbaycan’ın batısı arasında karayolu bağlantısını kuracak Zengezur koridorunu engelleme girişimleri olarak yorumlanmıştı.

Diplomatik temaslar sonucu, tarafların ateşkes için anlaştığı bildirildi.

Azerbaycan çatışmalarda 79 askerini kaybettiği açıklarken, Ermenistan ise 135 askerinin öldüğünü duyurdu.

ASYA

Çin’in anti balistik HQ-19 sistemi hipersonik silahlara karşı kalkan oluşturacak

Yayınlanma

14 yıl süren testlerin ardından Çin, atmosferin ötesindeki tehditlerin yanı sıra atmosfer içinde hipersonik hızlarda hareket eden tehditleri de önleme kapasitesine sahip bir anti-balistik füze sistemi olan Hongqi-19’u (HQ-19) görücüye çıkardı.

Kızıl Bayrak-19 olarak da bilinen HQ-19, ABD Ordusu’nun 1990’larda geliştirdiği Terminal Yüksek İrtifa Alan Savunması (THAAD) füzesavar sisteminin daha yetkin bir rakibi olarak lanse edildi.

Yeni anti-balistik füze sisteminin, Çin topraklarını yüksek irtifadan nükleer başlık takılabilen balistik füzelere karşı savunmak için önemli bir rol oynaması bekleniyor.

South China Morning Post, kasım ayında Zhuhai hava fuarında tanıtılan Çin sistemi hakkında bilinenleri ve THAAD’dan farklarını derledi:

Teknolojik ilerleme

Çin Hava Kuvvetleri tarafından geliştirilen HQ-19 ve THAAD “vur-öldür” teknolojisi ile çalışmaktadır. Hedefleri yok etmek için patlayıcı bir savaş başlığı yerine kinetik enerji kullanırlar ve kısa ve orta menzilli balistik füzelere karşı koymaya odaklanırlar.

Çin HQ-19’un teknik özelliklerini açıklamadı, ancak THAAD gibi, hedefleri tespit etmek, izlemek ve engellemek için radar ve füzelerin bir kombinasyonundan oluşuyor.

THAAD hedefleri yaklaşık 200 km (124 mil) menzilde ve 150 km’ye kadar irtifada önleyebilirken, bazı analistler HQ-19’un maksimum menzil ve irtifasının Amerikan sisteminden daha yüksek olabileceğini söylüyor.

Ocak ayında Çin askeri dergisi Weapons Engineering Technology, HQ-19’un maksimum irtifasının 500 km ila 600 km olabileceğini öne sürdü. Dergiye göre bunun nedeni, daha etkili iki aşamalı fırlatıcısı ve daha güçlü yakıtı sayesinde kapanış hızının – önleme aracı ile hedefi arasındaki mesafenin azaldığı göreceli hız – THAAD’dan “çok daha hızlı” olması.

Devlet medyasında yer alan haberlerde HQ-19’un atmosfer içindeki hipersonik süzülme araçlarına karşı koyabildiği teyit edildi ki bu THAAD’ın gücünü aşan önemli bir kabiliyet.

Hızları ve manevra kabiliyetleri, alçak uçuş yolları ve öngörülemeyen yörüngeleri nedeniyle hipersonik silahları tespit etmek ve bunlara karşı koymak zordur.

Ancak dergiye göre HQ-19’un hipersonik hedefleri önleme kabiliyetinin kısa ve orta menzilli çok yüzeyli waverider füzeleriyle sınırlı olması bekleniyor.

Geliştirme

Çin, HQ-19’un kara tabanlı anti-balistik füzeler üzerindeki teknik testlerine 2010 yılında başlamıştır. 2023’te, orta rotada durdurmayı test eden yedinci denemenin başarılı olduğunu duyurdu.

HQ-19’un, THAAD’ın yapmak üzere tasarlandığı gibi, gelen füzeleri terminal veya yeniden giriş aşamasında durdurmak yerine, esas olarak yörüngelerinin ortasında durduracağına inanılıyor. Eğer bu doğruysa, Çin’in zorlu atmosfer dışı koşulları yönetme ve uzayda hız kontrolü konusunda kaydettiği ilerlemeye işaret edecektir.

Anti-balistik füze sistemleri, ABD Ordusu’nun Patriot sistemi ve Çin’in daha düşük irtifadaki tehditleri hedef alan Hongqi-9 (HQ-9) sistemi gibi diğer karadan havaya savunma sistemleriyle birlikte kullanılarak çok katmanlı bir ulusal füze savunma sistemi oluşturmaktadır.

Pentagon’un geçen yıl Çin ordusu hakkında yayınladığı bir raporda Çin’in atmosfer dışı ve atmosfer içi kinetik enerji önleyicilerine sahip balistik füze savunma sistemleri geliştirdiği belirtiliyordu. Ayrıca HQ-19 önleyicisinin 3,000 km menzilli balistik füzelere karşı yeteneğini doğrulamak için testlerden geçtiği belirtiliyordu.

Çin’in orta menzilli balistik füzelere ve muhtemelen kıtalararası balistik füzelere karşı yeteneklere sahip olabilecek bir orta rota önleyici peşinde olduğunu da ekledi.

Fırlatıcı

HQ-19’un sekiz tekerlekten çekişli yüksek hareket kabiliyetine sahip bir kamyon olan fırlatma aracına altı adet önleme füzesi monte edilmiştir. Her bir füze yaklaşık 50 cm (19.7 inç) çapında ve yaklaşık yedi metre (23 feet) uzunluğundadır. Buna karşılık THAAD önleme füzelerinin çapı 37 cm ve uzunluğu 6.17 metredir.

Çinli askeri analist Du Wenlong, kasım ayında devlet televizyonu CCTV’ye verdiği bir mülakatta HQ-19 sisteminin neredeyse dikey bir fırlatma açısıyla ateşlenebileceğini ve herhangi bir yönde 360 derece dönebileceğini söyledi.

Du, bu tasarımın “daha zor ayarlamalar gerektiren [daha küçük] bir açıyla fırlatan bazı ülkelerin aksine” olduğunu belirtti. THAAD’ın füzeleri daha düşük bir açıyla fırlattığı biliniyor.

HQ-19 fırlatmalarında iki aşamalı katı yakıtlı roket motoru kullanılıyor. THAAD ise daha yavaş bir hızda hareket eden tek aşamalı bir roket motoru kullanmaktadır. Bununla birlikte, ABD füze savunma sisteminin şu anda geliştirilmekte olan “genişletilmiş menzilli” bir versiyonu olan THAAD-ER de daha hızlı hareket edebilen iki aşamalı bir roket motoru kullanacaktır.

Hem HQ-19 hem de THAAD’ın önleme iticileri karbon fiberden yapılırken, HQ-19’un önleme iticilerinin nitrat bazlı bir roket iticisi olan N15B yakıtı ile tahrik edildiğine inanılıyor. Du, Çin sisteminin hangi tür yakıt kullanacağını belirtmedi ancak bunun “normal yakıttan çok daha güçlü” olacağını söyledi.

HQ-19, füzeyi motorunu kullanarak havaya iten geleneksel sıcak fırlatma teknolojisi yerine, motoru ateşlemeden önce füzeyi yardımcı bir güç sistemiyle havaya gönderen soğuk fırlatma teknolojisini kullanıyor. Soğuk fırlatma sistemleri daha güvenli, daha verimli ve daha büyük ve daha ağır füzelere izin vermektedir.

Radar

Fırlatıcının isabetliliği büyük ölçüde HQ-19’un ayrı bir kamyona monte edilen ve 4,000 km’ye kadar tahmini menzili olan aşamalı dizi sistemine dayanmaktadır.

İnternette Çin sisteminin 610A bilgi radarı ve 780 güdüm radarını bir arada kullanacağına dair spekülasyonlar olsa da, Weapons Engineering Technology tarafından yapılan analiz, THAAD gibi Çin sisteminin de tek bir X-band radar kullanacağını göstermektedir.

Okumaya Devam Et

ASYA

Yoon’un azil kararındaki gecikme Güney Kore kamuoyunda gerginlik yarattı

Yayınlanma

Güney Kore Anayasa Mahkemesi’nin, Devlet Başkanı Yoon Suk-yeol hakkında azil kararını hala açıklamaması ülkede gerginlik yarattı. Gözlemciler gecikmenin 3 Aralık’taki sıkıyönetim ilanının tetiklediği siyasi krizi büyütme riski taşıdığı uyarısında bulundu.

Incheon Ulusal Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olan Lee Jun-han, This Week in Asia’ya verdiği demeçte, “Başkanın görevden uzaklaştırılması ve belirsizliğin artmasıyla birlikte, Güney Kore artan ekonomik kayıplar ve diplomatik felçten muzdarip” dedi.

Yoon’un davası geçen ayın sonlarında sona erdi ve mahkemenin kararını bu hafta içinde açıklaması bekleniyordu.

Mahkemenin karar tarihlerini genellikle iki ya da üç gün önceden bildirmesi ve şu ana kadar böyle bir bildirim yapılmamış olması da kararın muhtemelen en azından önümüzdeki haftaya kadar verilmeyeceğini gösteriyor.

Yoon, sivil yönetimi yıkmaya yönelik başarısız girişimini, Kuzey Kore ve Çin ile ittifak halinde olduğunu iddia ettiği “devlet karşıtı güçlerden” gelen tehditleri öne sürerek gerekçelendirdi.

Muhalefet partileri, mahkemenin iktidardaki muhafazakarların Yoon’un aşırı sağcı destekçilerinin baskısıyla karşı karşıya kalabileceği endişelerini dile getirdiler.

Güney Kore aylardır Yoon yanlısı ve karşıtı protestolarla çalkalanıyor ve ülkede siyasi bölünme şiddetleniyor.

Ana muhalefetteki Kore Demokratik Partisi lideri Lee Jae-myung, Yoon’un sıkıyönetim kararnamesinin ülkenin demokratik temelini zayıflattığını söyleyerek hızlı bir karar alınması çağrısında bulundu.

Çarşamba günü yaptığı açıklamada “Mevcut krizin üstesinden ancak uygun liderliği yeniden tesis ederek gelebiliriz” dedi.

“Şimdi Güney Kore’nin hızla normalleşmesi için herkesin bir araya gelme zamanıdır” diye ekledi.

Başkanlık yarışının önde gelen adaylarından biri olarak görülen Lee’nin önünde, seçimlerde usulsüzlük yaptığı iddialarına ilişkin olarak önümüzdeki hafta temyiz mahkemesinin vereceği karar da dahil olmak üzere hukuki mücadeleler bulunuyor. Suçlu olduğu yönündeki karar Yüksek Mahkeme tarafından onanırsa, birkaç yıl boyunca aday olması engellenebilir.

Bu arada başkan vekili Choi Sang-mok, Anayasa Mahkemesi’ne muhalefet tarafından önerilen ek bir yargıç atamayı reddetti; eleştirmenler bu hamlenin azil kararını etkilemeye yönelik bir girişim olduğunu savunuyor.

Mahkeme, sekiz yargıçtan ikisinin emekliye ayrılacağı 18 Nisan’a kadar bir karara varamazsa, azil çabası çökebilir.

Yoon’un görevden alınması için üçte iki çoğunluk – altı yargıç – gerektiğinden, tek bir muhalif yargıç bu çabayı engelleyebilir.

Yine de Chonnam Ulusal Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olan Yoon Sung-suk, gecikmenin aşırı yorumlanmasına karşı dikkatli olunmasını tavsiye etti.

“Eğer mahkeme suçlamayı reddetmek isteseydi, bunu muhtemelen hızlı bir şekilde yapardı. Yargıçlar, bu kararın tarihi önemi göz önüne alındığında, herhangi bir yasal boşluk olmamasını sağlamak için titiz davranıyorlar” değerlendirmesini yaptı.

Ancak Sogang Üniversitesi Hukuk Fakültesi profesörlerinden Lim Ji-bong “geciken adalet adalet değildir” dedi ve ekledi: “Anayasa Mahkemesi kararını bir an önce vermeli ve ülkenin ilerlemesine izin vermelidir.”

Milletvekilleri aralık ayında Yoon’dan görevi devralan Başbakan Han Duck-soo’yu da görevden almıştı.

Anayasa Mahkemesi perşembe günü yaptığı açıklamada Han’ın davasıyla ilgili kararını önümüzdeki pazartesi günü vereceğini söyledi.

Muhalefetin kontrolündeki Ulusal Meclis, daha önceki girişimlerin cumhurbaşkanlığı vetolarıyla engellenmesinin ardından First Lady Kim Keon-hee ile ilgili yolsuzluk iddialarına yönelik özel bir soruşturma başlatmayı planlıyor.

Soruşturma kapsamında Kim Keon-hee’nin hisse senedi manipülasyonu, gayrimenkul spekülasyonu ve lüks hediyelerin kabulüne karıştığı iddiaları incelenecek.

Okumaya Devam Et

ASYA

Endonezya parlamentosunun orduya hükümette daha büyük rol vermesi tartışma yarattı

Yayınlanma

Endonezya Temsilciler Meclisi, Endonezya ordusu ile ilgili bir yasada yapılan değişiklikleri kabul ederek, aktif görevdeki personelin daha geniş bir yelpazedeki sivil kurumlarda görev almasına izin verdi.

Eleştirmenler bu değişikliklerin, 1998 yılında diktatör Suharto’nun devrilmesinden sonra ülkenin demokrasiye geçişinin bir parçası olarak sona erdirilen, ordunun hem hükümet hem de savunmada önemli bir rol oynadığı “ikili işlevine” geri dönüş sinyali olduğu konusunda uyarıyor.

Bu değişiklik, emekli bir general olan Devlet Başkanı Prabowo Subianto yönetiminde ordunun “yeniden dirilişinin” bir parçası olarak görülüyor. Subianto, seleflerinden çok daha fazla sayıda olmak üzere 12 eski subayı bakan ya da bakan yardımcısı olarak atadı ve bir askeri akademide bakanlar ve bölgesel hükümet liderleri için eğitim oturumları düzenledi. Katılımcıların askeri kıyafet giymeleri gerekiyordu.

Revize edilen mevzuat, muvazzaf askeri personelin sivil kurumlara katılımının genişletilmesi ve subayların emeklilik yaşının yükseltilmesi de dahil olmak üzere Endonezya Silahlı Kuvvetleri Kanunu’nun üç maddesinde önemli değişiklikler getiriyor.

Daha önce yasa, muvazzaf personelin askeri statülerinden feragat etmeksizin Savunma Bakanlığı, Devlet İstihbarat Teşkilatı ve Ulusal Direnç Enstitüsü de dahil olmak üzere 10 sivil kurumda görev almasına izin veriyordu.

Bu liste Ulusal Sınır Kontrol Ajansı, Ulusal Afet Yönetim Ajansı, Ulusal Terörle Mücadele Ajansı, Deniz Güvenlik Ajansı ve Başsavcılığı da kapsayacak şekilde genişletildi.

Emeklilik yaşı da çoğu rütbe için birkaç yıl yükseltildi. En kıdemli rütbe olan dört yıldızlı generaller için bu yaş 60’tan 63’e yükseltildi.

Savunma Bakanı Sjafrie Sjamsoeddin yasanın kabul edilmesinin ardından mecliste milletvekillerine yaptığı açıklamada “Yasada yapılan değişiklikler Endonezya ordusunun daha iyi, daha kapsamlı ve daha etkili bir yönde ilerlemesini sağlayacak” dedi. “Endonezya’nın egemenliğini koruma konusunda Endonezya halkını asla hayal kırıklığına uğratmayacağız” diye ekledi.

Endonezya Üniversitesi’nde hukuk profesörü olan Sulistyowati Irianto, yasada yapılan değişiklikleri gereksiz ve reformların tehlikeli bir şekilde tersine çevrilmesi olarak nitelendirdi.

Irianto, salı günü akademisyenler ve demokrasi aktivistleriyle birlikte düzenlediği basın toplantısındai “Bu yasa tasarısı için hiçbir aciliyet görmüyoruz. Aksine, bazı hükümleri Endonezya’da militarizmi yeniden tesis ediyor” dedi. Ordunun anayasal yetkisinin sivil yönetimi kapsamadığını vurguladı.

“Yasa henüz revize bile edilmedi, ancak ordu personeli şimdiden sivil görevlere yerleştiriliyor” dedi.

Prabowo iki aktif ordu üyesini kendi yönetimi içinde sivil pozisyonlara atadı. Teddy Indra Wijaya kabine sekreteri olarak görev yapıyor. Bu görev daha önce bakanlık düzeyinde bir görevdi ancak Prabowo göreve geldikten sonra Devlet Sekreterliği’ne bağlandı. Yarbay olan Wijaya daha önce Prabowo’nun savunma bakanı olduğu dönemde yardımcısı olarak görev yapmıştı.

Novi Helmy Prasetya, Devlet Lojistik Ajansı Prasetya’nın başına getirildi. Muvazzaf tümgeneral daha önce Askeri Akademi komutanı olarak görev yapmıştı.

Yasanın kabulü tartışmalara yol açarken, bazı uzmanlar ve aktivistler demokratik reformların geriye götürülebileceği endişesini dile getirdiler. Cumartesi günü, Güvenlik Sektörü Reformu için Sivil Toplum Koalisyonu’ndan üç aktivist, Cakarta’daki lüks bir otelde ordudaki yasal revizyonunu tartışan milletvekillerinin toplantısını protesto etti.

Irianto, Endonezya’nın bir hukuk devleti olarak kurulduğunu ve 1998 reformlarının önemli bir demokratik dönüm noktası olduğunu vurguladı. “Reformun ardından, Anayasa Mahkemesi, Yargı Komisyonu ve Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu da dahil olmak üzere devlet gücünü dengeleyecek kurumlar oluşturduk” dedi.

1998 öncesinde Suharto’nun 32 yıllık askeri ağırlıklı yönetimi sırasında subaylar, bakanlık görevleri de dahil olmak üzere stratejik hükümet pozisyonlarını ellerinde tutuyor ve parlamentoda ayrılmış sandalyelere sahip oluyorlardı. Uzmanlar yeni yasal düzenlemelerin eski günleri hatırlatan daha geniş değişimlere yol açabileceği endişesini paylaşıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English