Bizi Takip Edin

AMERİKA

Pentagon, Silikon Vadisini kıskaca aldı: Sermaye, savunma sanayisine akıyor

Yayınlanma

ABD’de, özellikle teknoloji startuplarını finanse etmekte öne çıkan Silikon Vadisi Bankasının (SVB) batmasının ardından Pentagon harekete geçti.

Silikon Vadisindeki teknoloji startuplarının en büyük müşterisi olan ABD Savunma Bakanlığı, Çin’in askeri alandaki ilerleme hızına yetişmek için Silikon Vadisindeki teknoloji firmalarını daha sıkı bir şekilde kendisine bağlamak istiyor.

Wall Street Journal’da (WSJ) yer alan habere göre, Pentagon yeni silah teknolojilerini ve tedarikçileri daha hızlı finanse etme ve geliştirme çabalarına Silikon Vadisi girişimlerini de dahil etmeye çalışıyor.

Özel sektörden yararlanma çabası, ABD savunma sanayisinin, araştırma için devlet fonlarına bel bağlayan birkaç büyük şirkete bağımlılığa yol açtığı ve inovasyonu engellediği yönündeki endişelerin ardından geldi.

Hedef Çin ile yarışmak

Stanford Üniversitesindeki Gordian Knot Ulusal Güvenlik İnovasyon Merkezinin kurucularından Steve Blank, bazı tahminlere göre Pekin’in teknoloji sektörüne yaptığı sermaye girişinin 1 trilyon dolardan fazla olduğunu söylüyor.

Blank, “Çin, Silikon Vadisi gibi organize olmuş durumda, Pentagon ise daha çok Detroit’teki bir otomobil üreticisi gibi örgütlenmiş durumda. Bu adil bir mücadele değil,” diyor.

Biden yönetimi kısa bir süre önce Pentagon’un Stratejik Sermaye Ofisi adı verilen ve ordu için kritik olarak görülen teknoloji ve ürünleri üreten şirketlere daha fazla yatırım, özellikle de risk sermayesi çekmek üzere tasarlanan yeni bir birimini finanse etmek için 115 milyon dolar talep etti.

Risk sermayesi savunma sanayisine akıyor

WSJ’ye göre bu çabalar, Washington’un Çin’e odaklanması ve Elon Musk’ın SpaceX’i gibi şirketlerin Pentagon’dan iş alma konusundaki başarılarının da etkisiyle, risk sermayesi yatırımcılarının askeri sektörlere olan ilgisinin arttığı bir döneme denk geliyor.

Şu anda özel sermayeden ABD savunma ve havacılık piyasasına yılda yaklaşık 6 milyar dolar akıyor. Bu akışın değeri 2017 yılında 1 milyar dolardı.

Federal hükümetin SVB’deki mevduatları kurtarma kararının, Silikon Vadisinde Pentagon’a iş yapan teknoloji startuplarına rahat bir nefes aldırdığı vurgulanıyor.

WSJ’ye konuşan Pentagon’un ordu ile teknoloji girişimleri arasındaki bağları güçlendirmeyi amaçlayan Savunma İnovasyon Biriminin eski direktörü Mike Brown, hükümetin devreye girmemesi halinde bazı askeri üretimlerin riske girebileceğini söylüyor.

“Bu durum mevcut tedarik zincirinde acil sorunlar yaratabilirdi,” diyen Brown, gizli programların bazı tedarikçilerinin tehlikeye girebileceğini de sözlerine ekliyor.

Risk sermayesi Founders Fund’ın ortaklarından Trae Stephens, yatırımcıların startup pazarındaki değişen dinamikler nedeniyle savunma sektörüne yöneldiğini söylüyor.

Stephens’a göre birçok risk sermayedarının görüşü şöyle: “Artık kriptoya sermaye aktaramazsınız, artık e-ticarete sermaye aktaramazsınız. Sermayeyi nereye aktaracağım? Resesyona dayanıklı bir kategori var, o da savunma.”

Startup ‘bombası’

CIA’in risk sermayesi kolu olan In-Q-Tel’i yöneten Gilman Louie, “Siber, yapay zeka ve yazılım alanlarına hakim olanlar daha genç, yenilikçi şirketler,” diyor.

Ama uzun vadede teknoloji startupları için parlak bir gelecek görmeyenler de var.

Örneğin Founders Fund’dan Trae Stephens, Pentagon’un büyük savunma yüklenicileri aracılığıyla çalışma eğiliminin, risk sermayesi tarafından finanse edilen daha küçük girişimlerin çoğunun muhtemelen hayatta kalamayacağı anlamına geldiğini söylüyor ve ekliyor: “Bu sadece patlamayı bekleyen saatli bir bomba.”

Pentagon’un satın alma şefi Bill LaPlante ise geçen yıl geleneksel savunma üreticilerine üretimdeki gecikmelerden dolayı, Silikon Vadisine ise Avrupa’daki topçu savaşının ortasında ‘yapay zeka ve kuantum hesaplama’ gibi teknolojilerin uygunluğunu sorgulayarak tepki göstermişti.

LaPlante, “Teknoloji biraderleri bize Ukrayna’da o kadar da yardımcı olmuyor,” demişti.

WSJ’ye yaptığı açıklamada LaPlante, “Benim asıl kastettiğim, Ukrayna’daki savaşı etkileyecek bir zaman diliminde henüz gelişmemiş olan, arzu edilen, çoğu zaman ulaşılması zor teknoloji kabiliyetleridir,” dedi.

Pentagon yetkilisi, Pentagon’a ve Ukrayna ordusuna uydu hizmetleri sağlayan SpaceX gibi şirketlerin ise ‘muharebeye yardımcı olduğunu’ sözlerine ekledi.

Silikon Vadisi üzerindeki kontrol artacak

Bütün bunlara rağmen, Pentagon bağlantılı risk sermayesi yatırımcıları, SVB’nin batışının Silikon Vadisi ile savunma sanayisi arasındaki bağın sıkılaştırılması için bir işaret olduğunu düşünüyorlar.

Örneğin DefenseOne’da yer alan bir habere göre, da önce Pentagon ile Silikon Vadisi arasındaki bağları yöneten Michael Brown, SVB mevduat sahiplerinin fonlarının yok olmasının ulusal güvenlik üzerindeki etkilerinin kaybedilen paranın çok ötesine geçeceğini düşünüyor.

Çünkü SVB’de fonları olan genç girişimlerin çoğu, savunma ve ulusal güvenlik uygulamaları olan projeler üzerinde çalışıyordu.

Kara kutu olarak özel sermaye şirketleri

Bu konuda özel sermaye şirketlerinin de atılım yaptığı görülüyor. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünün (SIPRI) araştırmasına göre, sadece 2021 yılında, özel sermaye fonları savunmayla ilgili yaklaşık 140 anlaşmaya 15 milyar dolar yatırım yaptı.

Firmalar, ABD hükümetine ikinci önde gelen hizmet sağlayıcısı olduğunu söyleyen Amentum da dahil olmak üzere dünyanın en büyük savunma müteahhitlerinden bazılarını satın aldı. 

Amentum geçen ay Hava Kuvvetleri ile 4,7 milyar dolarlık bir sözleşme imzalamıştı.

SIPRI araştırmacıları Lorenzo Scarazzato ve Madison Lipson’a göre, özel fonların portföy şirketleri hakkında bilgi paylaşmaları gerekmediği için sözleşmelerin içeriği karanlıkta kalıyor.

“Bu şirketlerle ilgili verileri yayınlayamıyoruz,” diyen Scarazzato, özel sermaye satın alımlarının ‘yükselen trendinin’ SIPRI’nin dünyanın en büyük savunma şirketleri listesini yayınlamayı sürdürmesini zorlaştırabileceğini belirtti. 

Pentagon’a ‘esneme’ çağrısı

Araştırmacı, “Bir bakıma veritabanımız bu eğilim nedeniyle sakatlanmış oluyor,” diyor.

Özel sermaye şirketleri şu anda Humvee’ler ve Hummer arabaları üreten AM General ve MRAP zırhlı araçlarının önde gelen üreticisi Navistar Defense’in kontrol hissesine sahip.

Danışmanlık şirketi KPMG, 2021 raporunda, ‘artan küresel güvensizlik’ ve COVID-19 pandemisi gibi faktörler nedeniyle, savunma şirketlerine yatırım yapmak için ‘şu an belki de en iyi zamanlardan biri’ olduğunu savunuyordu.

Pentagon, kendi startup sözleşmelerinde şimdiye kadar özel girişim şirketlerinin yaptığı türden sözleşmeleri değil, prototip geliştirme sözleşmeleri veriyordu. RAND’da yayınlanan bir incelemede, Pentagon’un artık ‘daha esnek’ özel sermaye sözleşmelerine izin vermesi gerektiği vurgulanıyor, CIA’in de benzer bir yöntem izlediği hatırlatılıyor.

AMERİKA

ABD Yüksek Mahkemesi’nden Trump kararı

Yayınlanma

Amerikan Yüksek Mahkemesi pazartesi günü verdiği kararla, Donald Trump’ın başkan olarak gerçekleştirdiği bazı eylemler için cezai kovuşturmadan muaf olduğuna hükmetti.

6’ya 3 oyla alınan karar, özel danışman Jack Smith’in Trump’a yönelttiği bazı temel iddiaları hemen ortadan kaldırdı. Bunlar arasında Trump’ın Adalet Bakanlığını kullanarak “sahte seçmen” yaratıldığını öne sürmesi gibi ithamlar da bulunuyor.

Şimdi, ABD Bölge Yargıcı Tanya Chutkan’ın iddiaları inceleyerek Trump’ın başkan sıfatıyla gerçekleştirdiği resmi eylemlerini, başkan adayı olarak hareket ettiği özel eylemlerinden ayırması gerekiyor. Bu süreç davayı aylarca daha geciktirebilir. Muhtemelen herhangi bir duruşma kasım ayındaki seçim gününden sonraya kalacak.

Başyargıç John Roberts’ın görüşü, eski başkanların “temel anayasal yetkileri” kapsamına giren eylemleri nedeniyle cezai kovuşturmadan “mutlak” dokunulmazlığa sahip olduklarını ilan etti.

Roberts, resmi olmayan eylemler için dokunulmazlık bulunmadığını da ekledi.

Başkanı azletmenin tek yolu Kongre mi?

Trump’ın atadığı muhafazakâr yargıç Amy Coney Barrett çoğunluğun kararının büyük bölümüne katıldı. Bununla birlikte, önemli bir bölümü imzalamadı ve mahkemenin, savcıların bir başkanın resmi eylemleri için doğrudan kovuşturulamasa bile kanıt kullanmasına izin vermemesi gerektiğini söyleyen bir sonuç bildirgesi yazdı.

“Anayasa, Başkanların sorumlu tutulabileceği davranışları çevreleyen koşullar konusunda jürilerin körleştirilmesini gerektirmez,” diye yazan Barrett, çoğunluk ile çoğu zaman belirttiğinden daha fazla gerilim içindeymiş gibi görünen bir görüş bildirdi.

Kimi hukuki yorumlar, kararın başkanlığın doğasını da değiştirdiğini ileri sürüyor. POLITICO’da yer alan bir değerlendirmeye göre, Yüksek Mahkeme’nin görüşü Trump’ın çok ötesine uzanıyor ve en uç noktasına kadar götürüldüğünde, mahkeme, bir başkanın, ne kadar alçakça olursa olsun, herhangi bir resmi güç kullanımından yasal olarak sorumlu tutulmasını neredeyse imkansız kılan bir anayasal çerçeveyi benimsiyor. Bu durumda, Kongre’nin görevden alma yetkisi tek başvuru yolu olarak kalıyor.

Trump memnun, Biden mutsuz

Trump kararı memnuniyetle karşılarken, sosyal medya platformu Truth Social’da, “Anayasamız ve demokrasimiz için büyük bir zafer, Amerikalı olmaktan gurur duyuyorum!” diye yazdı.

Geçen hafta Trump’la yaptığı münazaradan bu yana Beyaz Saray’dan ilk kez konuşan Başkan Joe Biden ise Yüksek Mahkeme’nin kararını ülke için “korkunç bir kötülük” olarak nitelendirdi ve eski başkanın kasım seçimlerinden önce 6 Ocak 2021 Kongre baskınındaki rolü nedeniyle yargılanma ihtimalinin son derece düşük olduğunu söyledi.

Biden, “Amerikan halkı, Donald Trump’ın 6 Ocak’ta demokrasimize yönelik saldırısının onu ülkenin en yüksek makamında kamu görevi için uygunsuz hale getirip getirmediğine karar vermelidir. Amerikan halkı, Trump’ın gücünü korumak için şiddeti benimsemesinin kabul edilebilir olup olmadığına karar vermelidir. Belki de en önemlisi, Amerikan halkı Donald Trump’a … başkanlığı emanet etmek isteyip istemediğine karar vermelidir,” diye konuştu.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Morales’ten Arce’ye “sahte darbe” suçlaması

Yayınlanma

Eski Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales, kendi partisinden Devlet Başkanı Luis Arce’yi, geçen haftaki darbe girişimi ile “halkı ve dünyayı aldatmak” ve “yalan söylemek” ile suçladı.

Morales pazar günü yaptığı açıklamada Arce’yi, seçmenler arasında siyasi puan kazanmak için geçen hafta bir “kendi kendine darbe” düzenleyerek Bolivyalıları kandırmakla itham etti.

Morales pazar günü yerel bir yayın programında Arce’nin “gerçeğe saygısızlık ettiğini, bizi kandırdığını, sadece Bolivya halkına değil tüm dünyaya yalan söylediğini” söyledi. Morales ayrıca X’te yaptığı bir paylaşımda askeri harekatla ilgili bağımsız bir soruşturma yapılması çağrısında bulundu.

Morales, darbe girişimini yönettiği iddia edilen eski General Juan José Zuñiga tarafından yapılan suçlamaya da böylece destek verdi. Morales, Zuñiga’nın planından meslektaşlarını ve ailesini önceden haberdar ettiğini ve gözaltındayken yetkililere Arce’nin kendisine “ihanet ettiğini” söylediğini belirtti.

Bolivya’da darbe girişimi başarısız oldu

Zúñiga, “Başkan bana şöyle dedi: ‘Durum çok berbat, çok kritik. Popülaritemi arttırmak için bir şeyler hazırlamam gerekiyor’,” dediğini aktarmıştı.

Bu teori Arce’nin siyasi düşmanları tarafından hızla benimsendi ve “kendi kendine darbe” olarak adlandırıldı.

Elleri kelepçeli Zúñiga cumartesi günü cezaevine nakledilirken gazetecilere, “Bir noktada gerçek ortaya çıkacak,” dedi.

Morales’in yorumları gecenin ilerleyen saatlerinde komşu Arjantin tarafından da desteklendi. Sağcı Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei’nin hükümeti, istihbarat raporlarına atıfta bulunarak darbenin gelişiminin “çok inandırıcı olmadığını” söyleyerek darbe girişimini “hileli” ilan etti.

Bolivya Savunma Bakanı, darbe girişimini Devlet Başkanı Arce’nin Rusya ziyaretine bağladı

Öte yandan Bolivya Devlet Başkanlığı Bakanı María Nela Prada pazar günü devlet televizyonundan Morales’e cevap vererek onu “bir kukla ve ülkemizi yağmalamak isteyen emperyalizmin bir aracı haline gelmemesi” konusunda uyardı ve “faşist sağın” “tarihi çarpıtmak” istediğini söyledi.

Prada, “Daha da kınadığım şey, Evo Morales gibi solcu olduğunu iddia eden kişilerin, ülkemizdeki darbeler ve başarısız darbeler konusunda ideolojik dalgalanmalar yaşamasıdır,” dedi.

Bolivya’daki 2020 seçimlerinde sürgündeki Morales, MAS olarak bilinen Sosyalizme Doğru Hareket’in adayı olması için Arce’ye destek vermişti.

Fakat Morales sürgünden döndükten sonra 2025 seçimlerinde MAS’ın adayı olmak için Arce’ye karşı yarışmayı planladığını açıklayınca ilişkileri bozuldu. Morales’in müttefikleri Arce’nin Kongre’deki yasama gündeminin çoğunu engellediğinden aralarındaki kavga giderek sertleşti.

Arce Cuma günü Associated Press’e verdiği bir röportajda, “Siyasi saldırıya uğradık,” dedi ama kendilerinin karşılık vermediğini öne sürdü.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Birinci münazara sonucu: Demokratlar Biden’ın “korkunç” olduğunu düşünüyor

Yayınlanma

ABD Başkanı ve Demokratların başkan adayı Joe Biden ile eski ABD Başkanı ve Cumhuriyetçilerin başkan adayı Donald Trump arasındaki ilk münazara Türkiye saatiyle 04:00’te başladı.

İkili kürtaj, göçmen meselesi, ekonomi ve diğer sıcak konularda tartışırken, ilk anketler kamuoyunun açık ara Trump’ın kazandığını düşündüğünü gösterdi. Münazaranın ardından CNN tarafından yapılan anlık bir ankete göre %33 Biden’ın kazandığını düşünürken %67 Trump’ı seçti.

Perşembe günkü münazara öncesinde New York Times/Siena College tarafından yapılan bir ankette, Trump yerine Biden’ı seçen muhtemel seçmenlerin yalnızca yüzde 51’i Biden’ın Demokratların adayı olmasını istediğini söyledi. Neredeyse bir o kadarı, yüzde 45’i, farklı bir aday olması gerektiğini söyledi.

Biden seçmenlerinin yüzde 53’ü ise Biden’ın “etkili bir başkan olmak için çok yaşlı” olduğuna “kesinlikle” ya da “kısmen” katıldıklarını söyledi.

Demokratlarda, Biden’ın tartışmayı kaybettiğine dair yaygın bir değerlendirme yapılıyor. Beyaz Saray yetkilileri Başkanın soğuk algınlığı geçirdiğini ve bu nedenle sesinin kısık olduğunu söyledi. Fakat Biden münazaranın başlarında da birkaç kez kelimeleri karıştırdı ve bazı cevaplarında takıldı.

Çekilme tartışmaları başladı

Bazı yorumcular, partinin ağustos ayındaki ulusal kongresinden önce Biden’ın başka bir aday lehine kenara çekilmesi için çağrılar yapılacağını ileri sürmeye başladı.

Biden ve Trump, kendi dönemlerinde güçlü bir ekonomi olduğunu savundu ve diğerini enflasyonu yükseltmekle suçladı.

Trump, Biden için, “Kötü bir iş çıkardı ve enflasyon ülkemizi öldürüyor. Bizi kesinlikle öldürüyor,” dedi ve kendi döneminde “her şeyin çok iyi gittiğini” söyledi.

Biden ise, iki yıl önce %9 ile zirve yapan ve o zamandan bu yana %3,25’e düşen enflasyonu, Trump’ın COVID-19 salgınını ele alışına ve “şirket açgözlülüğüne” bağladı. Biden, Trump döneminde “ekonominin çöktüğünü” ve göreve geldiğinde “yapmamız gereken şeyin işleri tekrar bir araya getirmeye çalışmak olduğunu” savundu.

Kongre binasına 6 Ocak 2021’de düzenlenen saldırı sorulduğunda Trump herhangi bir sorumluluk kabul etmeyi reddetti ve tutuklananların çoğunun masum olduğunu iddia etti.

Biden, Trump’ı ülke çapında kürtaj hakkının ortadan kaldırılmasından sorumlu tutarken, Trump da Biden’ı göçmen suçluların ABD’nin güney sınırından akın etmesine olanak sağlamakla itham etti.

Ukrayna savaşı söz konusu olduğunda, ABD’nin “gerçek bir başkana, Putin’in saygı duyduğu bir başkana” sahip olması durumunda Rusya’nın müdahale edemeyeceğini savunan Trump’a verdiği cevapta Biden, “Devam et, Putin’in Ukrayna’ya girmesine ve kontrol etmesine izin ver, sonra da Polonya’ya ve diğer yerlere geçsin. Bakalım o zaman ne olacak. Neden bahsettiği hakkında hiçbir fikri yok,” iddiasında bulundu.

Reuters’a göre Ukrayna’daki savaşın nasıl sona erdirileceği, ABD’nin NATO’ya desteği konusundaki tartışmalar ve Avrupa ülkelerinin savaşa karşı çabalara yeterince katkıda bulunup bulunmadıkları, çatışmayla ilgili tartışmalara hakim oldu.

Demokratlar münazarayı “felaket” olarak nitelendirdi

Bu arada Trump, Truth Social’da Biden’ın tökezleme anlarını içeren videolar yayınlayarak Biden’ın zihinsel ve fiziksel kapasitesi hakkında alay etmeye devam etti ve “4 yıl dayanabilecek mi?” diye sordu.

Biden’ın yaşı, onu zayıf ve dengesiz göstermeyi amaçlayan videolar özellikle Cumhuriyetçi-muhafazakâr medya tarafından kullanılıyor.

POLITICO’nun münazara hakkında manşet haberlerinin tamamı, Demokratların Biden’ın münazara performansı karşısında duyduğu “şoku” anlatırken, bazı haberlerde başkanın yerine yeni bir adayın nasıl konabileceği tartışıldı.

POLITICO’da Biden’ın ekranda “kısık bir ses, dalgın gözler, solgun bir ten rengi ve duraklayan konuşmasıyla” göründüğü ve performansının zaman zaman anlaşılmaz olduğu ileri sürüldü.

Yayına konuşan 5 seçim kampanyası yorumcusu da Biden’ın performansının kötü ve zarar verici olduğuna işaret etti.

Eski Maryland Valisi Martin O’Malley’nin 2016 başkanlık kampanyasının eş başkanlığını yürüten New Hampshire’lı avukat ve Demokrat aktivist Jay Surdukowski, “Biden’ın işi bitti, bunu hemen söyleyelim,” dedi.

Eski bir Biden Beyaz Saray ve kampanya asistanı Biden’ın performansını “korkunç” olarak nitelendirdi ve kendilerine defalarca “Az önce ne dedi?” diye sormak zorunda kaldıklarını söyledi ve “Bu çılgınlık,” diye ekledi. 

Demokrat Temsilci Jared Huffmanise, “İyi değil,” diye yazdı.

Biden’ın yerine başkası aday olabilir mi?

Partinin teknik olarak, bir adayın adaylığı reddetmesi durumunda kurultayda yeni bir aday göstermeye yönelik bir sistemi olsa da, uzun yıllardır bu tür bir prosedür işletilmiş değil.

Demokratik Ulusal Komite’nin (DNC) kurallarına göre, diğer parti liderlerinin Biden’ı adaylıktan atabilecekleri bir mekanizma yok. Bunun yerine, partiden herhangi biri onun yerine geçmek isterse, kurultayda açık bir aday belirleme sürecine başvurmak zorunda.

Biden, bu yılki ön seçimlerde Biden’ı destekleme sözü veren ancak taahhütte bulunmayan yaklaşık 4.000 delegenin yaklaşık yüzde 95’ini kazandı.

Bu da yoklamada Biden’a oy vermeleri için yasal bir zorunluluk olmadığı anlamına geliyor. Fakat Biden’ın kampanyası ülke genelindeki eyalet kongrelerinde bu delegelerin seçiminde rol oynadı ve adaylığını reddetmek için en az yarısının onu reddetmesi gerekecek.

Fakat Biden partisinin adaylığını reddetmeyi kabul ederse, yerine geçecek kişinin seçilmesi için açık ve belirsiz bir süreç başlayacak.

Bunun olması durumunda Başkan Yardımcısı Kamala Harris’ten Vali Gavin Newsom, Gretchen Whitmer ve JB Pritzker’e kadar pek çok isim aday gösterilebilir. 

Harris adaylığı kazansa bile, kendi başkan yardımcısı adayına ihtiyacı olacak ve partinin gelecekteki parlak isimleri arasında aday adayı olmak için bir mücadele yaşanacak.

Amerikan müttefikleri de Biden’dan memnun kalmadı

POLITICO’da yer alan bir değerlendirmede, ABD’nin batılı müttefiklerinin de Biden’ın performansı karşısında sıkıntıya düştüklerine işaret edildi.

Yabancı diplomatlar ve yetkililer özellikle Joe Biden’ın performansı karşısında hayal kırıklığı ve hatta endişe duyduklarını ifade ettiler. Trump tipik tuhaf açıklamalarını yaparken, Biden’ın görünüşteki güçsüzlüğü daha da göze çarptı.

Bazıları mevcut ABD başkanının nükleer silahlara sahip bir süper gücün lideri olarak ikinci bir döneme hazır olup olmadığına dair endişelerini dile getirdi.

Batılı bir diplomat, “Trump’tan muazzam yalanlar [geldi]. Öte yandan, en azından ne dediğini anladık. Belki de Biden için bir dönüm noktasına tanık oluyoruz,” dedi.

Uluslararası yetkililer ve diplomatlar Biden’ın daha güçlü ve kuvvetli bir şekilde ortaya çıkacağını umuyorlardı. Tartışmanın sonunda bazıları her ikisinin de liderlik için uygun olup olmadığını sorgulamaya başladı.

Avrupalı bir diplomat mesajında, “Açıkça söylemek gerekirse, uluslararası alanda bu Amerika için hiç de iyi bir görüntü değil,” dedi.

İkinci bir Avrupalı diplomat, “Dış politika konusundaki tartışma sığ. Biden kendi durumunu ortaya koyamıyor ve Trump da bunu abartıyor,” ifadelerini kullandı.

Başka bir Avrupalı bir yetkili, “Biden’ın yaşlı olduğu bir sır değil ve yaşını gösteriyor,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English