Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Polonya ve Ukrayna sınırın geçici olarak kapatılmasını müzakere ediyor

Yayınlanma

Polonya Başbakanı Donald Tusk çarşamba günü yaptığı açıklamada, hükümetinin Ukrayna ile ortak sınırının geçici olarak kapatılmasını müzakere ettiğini, bu sayede Ukrayna’nın tarımsal gıda üretiminin Polonya pazarını istikrarsızlaştırmasının önüne geçmeyi hedeflediklerini söyledi.

Polonyalı çiftçiler Ukrayna’dan artan gıda akışına karşı protestolarını sürdürürken, Tusk, Ukrayna’nın tarımsal üretiminin Polonya pazarını artık istikrarsızlaştırmaması için Kiev ile bir anlaşmaya vararak sorunu çözme sözü verdi.

Polonyalı lider, “Bir sayı sorunun ölçeğini gösteriyor. Avrupa’daki depolarda 20 milyon tondan fazla artık tahıl, Polonya’da ise dokuz milyon ton artık tahıl var,” dedi.

Hükümetinin Ukrayna ile sınırı geçici olarak ticarete kapatma olasılığını tartıştığını ve bunun meşru ama ‘her iki taraf için de acı verici bir çözüm’ olduğunu söyledi.

Polonya’nın Ukrayna ile ticaret fazlası olduğunu, Ukrayna’ya Ukrayna’dan aldıklarından çok daha fazlasını sattıklarını kaydeden Tusk, “Bazı grupların farklı çıkarları var, bazıları Ukrayna’nın gümrük vergileri olmadan (AB ile) ticaret yapabilmesinden yararlanıyor, bazıları bundan çok kazanıyor, fakat çoğu çok şey kaybediyor,” dedi.

Tusk, perşembe günü için çağrı yaptığı bir tarım zirvesinde, Ukrayna sınırını kapatanlar da dahil olmak üzere protestocu çiftçi gruplarının liderleriyle çözümü tartışacak.

Tusk, Ukrayna sınırıyla ilgili kararlı kararlar almaya hazır olduğunu, fakat gereksiz gerilimlerden kaçınma konusunda her zaman Kiev ile aynı fikirde olduğunu söyledi.

Geçen ay Avrupa Komisyonu, Polonyalı çiftçilerin şiddetle karşı çıktığı bir hareketle, Ukrayna’nın AB’ye ihracatına ilişkin ithalat vergilerini ve kotalarını 2025 ortasına kadar askıya almaya karar verdi.

Polonya Kümes Hayvanları Yetiştiricileri ve Üreticileri Birliği başkanı Andrzej Danielak, Euractiv Polonya’ya verdiği demeçte, “Avrupa Komisyonu, Ukrayna ile ticareti serbestleştirerek tüm Avrupa tarım sektörünün öngörülebilirliğini baltaladı,” dedi.

Salı günü, binlerce çiftçi Avrupa Yeşil Mutabakatı’na ve Ukrayna’dan artan ithalata karşı büyük bir protesto için Varşova’da toplandı. Bazıları Polonya’nın AB’den çekilmesi çağrısında bulunurken, diğerleri Ukrayna’nın sınırlarının tamamen kapatılmasını istedi.

Bu talepleri reddeden Tusk, “Polonya’nın Avrupa Birliği’nden ayrılmasını veya Ukrayna sınırını kapatmasını sağlayacak başbakan değilim,” dedi.

Polonya’nın, Brüksel tarafından önerilenlerin Polonya için kabul edilemez olmasına rağmen, Ukrayna gıdaları için AB’ye ithalat kotalarını tartışmaya hazır olduğunu söyledi.

Danielak da kotaların iyi bir çözüm olduğunu, fakat tüm kotaların yalnızca Polonya pazarına girdiği bir durumdan kaçınabilmek için tüm ülkeler için orantılı olmaları gerektiğini kaydetti.

DİPLOMASİ

Almanya ve Finlandiya, denizaltı iletişim kablolarına sabotaj düzenlendiğini ileri sürdü

Yayınlanma

Almanya ve Finlandiya, iki ülke arasındaki denizaltı iletişim kablosunun kopmasından “derin endişe” duyduğunu ve bunun olası bir Rus sabotajı şüphesi yarattığını açıkladı.

Finlandiya’nın Helsinki kenti ile Almanya’nın Rostock kenti arasındaki 1.200 km’lik C-Lion1 fiber optik kablonun Fin devlet operatörü Cinia, kablonun pazartesi sabahı erken saatlerde Baltık Denizinde İsveç yakınlarında kesildiğini ve bunun neredeyse kesinlikle bir “dış güç” sonucu meydana geldiğini söyledi.

İki ülkenin dışişleri bakanları yaptıkları ortak açıklamada, “Baltık Denizinde Finlandiya ve Almanya’yı birbirine bağlayan denizaltı kablosunun kopmasından derin endişe duyuyoruz. Böyle bir olayın hemen kasıtlı bir hasar şüphesi uyandırması, çağımızın istikrarsızlığı hakkında çok şey anlatıyor,” dediler.

Finlandiya Dışişleri Bakanı Elina Valtonen ve Alman mevkidaşı Annalena Baerbock, Avrupa’nın güvenliğinin sadece “Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü saldırı savaşının” değil, aynı zamanda “kötü niyetli aktörlerin hibrid savaşının” da tehdidi altında olduğunu öne sürdü.

İkili, “Ortak kritik altyapımızın korunması güvenliğimiz ve toplumlarımızın dayanıklılığı açısından hayati önem taşımaktadır,” dedi.

Valtonen, Finlandiya’nın arkasında Rusya ya da başka bir ülkenin olduğunu tespit etmesi halinde “hibrid eylemi” yapanları suçlamaktan çekinmeyeceğini söyledi.

Cinia, veri merkezlerini birbirine bağlayan kablonun onarılmasının yaklaşık beş ila 15 gün süreceğini söyledi. Ayrıca, bağlantıyı koparmış olabilecek sismik aktivitenin arttığına dair bir işaret görülmediğini de sözlerine ekledi.

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius ise, Almanya ile Finlandiya arasındaki denizaltı iletişim kablosunun kesilmesinin bir sabotaj eylemi olabileceğini söyledi.

Boris Pistorius “hibrid” bir savaş taktiği olarak tanımladığı bu olaydan kimin sorumlu olduğunun belirsiz olduğunu söyledi fakat “Hiç kimse bu kabloların kazara kesildiğine inanmıyor. Bu nedenle, kimden geldiğini tam olarak bilmeden, bunun ‘hibrid’ bir eylem olduğunu belirtmek zorundayız. Ayrıca, henüz bilmesek de, bunun bir sabotaj olduğunu varsaymak zorundayız,” iddiasında bulundu.

Ayrı olarak, İsveçli telekom operatörü Telia, İsveç ile Litvanya arasındaki bir iletişim kablosunun pazar sabahı, Finlandiya-Almanya kesintisinden neredeyse 24 saat önce hasar gördüğünü söyledi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Avustralya, Japonya ve ABD, Trump gelmeden işbirliğini kurumsallaştırmaya çalışıyor

Yayınlanma

Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü öncesinde Asya potansiyel istikrarsızlığa hazırlanırken Avustralya, Japonya ve ABD stratejik ortaklıklarını güçlendirmek için harekete geçiyor.

Trump ocak ayında göreve başlamadan önce ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Başkan Joe Biden yönetiminin Çin’in Hint-Pasifik’te artan gücüne karşı koymak için geliştirdiği Washington’un benzer düşünen ortaklar ağını güçlendirmeye çalışıyor. Biden döneminde ABD, Çin’e karşı, Japonya, Güney Kore ve Filipinler gibi diğer bölgesel aktörlerle savunma bağlarını güçlendirmeye çalıştı.

Austin’in ilk durağı Avustralya oldu ve burada Avustralyalı ve Japon mevkidaşlarıyla birlikte Japon askerlerinin Darwin’deki yıllık rotasyonlarda ABD deniz piyadelerine katılacağını açıkladı.

Üç ülkenin savunma bakanları pazar günü, Çin’in bölgede artan etkisiyle ilgili duydukları endişeyi dile getirirken, ortak açıklamada, “Üçlü ortaklığın bölgesel istikrarın korunmasında oynadığı kritik rolün bilincinde olarak, üçlü politika koordinasyonuna ve bölgesel güvenlik sorunları ve beklenmedik durumlar konusunda birbirimize danışmaya kararlıyız” denildi.

Üç savunma bakanı yaptıkları açıklamada, Çin ordusunun Filipin ve bölgedeki diğer gemilere yönelik “tehlikeli davranışları” da dâhil olmak üzere Doğu ve Güney Çin denizlerindeki “istikrarı bozucu eylemlerden” duydukları “ciddi endişeyi” yineledi. Bakanlar ayrıca Tayvan Boğazı’nda “barış ve istikrarın” önemini vurguladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Pentagon, Kursk’ta Kuzey Kore askerlerinin olduğunu teyit edemedi

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Kuzey Kore ordusunun Kursk oblastındaki muharebe operasyonlarına katıldığına dair iddiaları bağımsız olarak doğrulayamadı.

Reuters‘ın aktardığına göre Pentagon Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, dün basın toplantısında bu konuda açıklamalarda bulundu:

“Bu bilgiyi bağımsız olarak teyit edemiyoruz. Ancak, Kursk’a gitmiş olmalarının bir nedeni olmalı. Muharebe operasyonlarına katılmalarını bekliyoruz; yine de şu anda bunu kesin olarak söyleyemem.”

Pentagon, 11 bin Kuzey Kore askerinin Kursk oblastına giriş yaptığı yönünde tahmin öne sürmüştü.

Geçen günlerde ise The New York Times, Joe Biden’ın Ukrayna’ya, Rusya topraklarının derinliklerine saldırı düzenlemek için Amerikan yapımı uzun menzilli ATACMS füzelerinin kullanımına izin verdiğini bildirdi.

Gazeteye göre, uzun menzilli füzelerin kullanımına ilişkin bu karar, Moskova’nın Kuzey Kore askerlerini Kursk oblastına konuşlandırma hamlesine bir yanıt niteliği taşıyor.

Rusya, Biden’ın ATACMS kararına nasıl tepki verecek?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English