Bizi Takip Edin

AVRUPA

Polonya’da seçimlere doğru: ABD ve AB kimlere yatırım yapıyor?

Yayınlanma

Rusya’nın devam eden askeri harekatında Ukrayna’ya silah ve teçhizatın aktığı lojistik merkezi olarak hizmet veren Polonya’da 2023 yılında genel seçimler düzenlenecek.

Ukrayna konusunda NATO’ya yönelik tüm izzet-i ikramına rağmen Polonya, şimdi en büyük müttefiklerinin ateşi altında.

ABD, parlamentodaki ana muhalefeti destekleyerek iktidar değişikliği için çeşitli araçlar geliştirmeye çalışıyor. Keza Almanya da Avrupa Birliği (AB) fonlarının bloke edilmesi tehditlerini yükseltip Hukuk ve Adalet (PiS) hükümetinin düşmesi ve yerini, eski AB Konseyi Başkanı Donald Tusk’ın alması yönünde bir hesap yapıyor.

Bahsi geçen ülkelerin yeni büyükelçileri Polonya’ya ayak bastı; geçen yıl ABD’nin yeni Varşova Büyükelçisi, Afgan tuzağının mimarı eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Zbigniew Brzezinski’nin oğlu Mark Brzezinski olmuştu. Almanya da temmuzda Thomas Bagger’i yeni büyükelçi olarak atadı.

Mark Brzezinski, 1 Aralık 2021’de ABD Senatosunda Polonya’da izleyeceği rotaya dair sunum yaptı ve ardından Varşova makamlarıyla temaslarında “tarafsız yargının, bağımsız medyanın ve LGBTQI + ve azınlıklar başta olmak üzere insan haklarına saygının önemini vurgulayacağını” belirtti.

Brzezinski’ni görevdeki ilk ayı, ABD Başkanı Joe Biden, yardımcısı Kamala Harris ve Washington yönetiminden diğer üst düzey yetkililerin Varşova ziyaretleriyle geçti. Brzezinski, 29 Mart’ta Donald Tusk hükümetinde adalet bakanı olarak görev yapmış olan Jarosław Gowin ile bir araya gelerek, “başta iktisadi gelişmeler olmak üzere mevcut ABD-Polonya ilişkilerinin vizyonu hakkında” konuştu.

3 Nisan’da Brzezinski, Google’ın Polonya ofisi şefini evine davet etti ve toplantıya, muhalefet liderleri arasında yer alan Szymon Hołownia da katıldı. Konunun seçimlerle ilgili olduğuna ve ABD’nin Google’ın algoritmasını muhalefet lehine çalıştırmasını istediğine hiç şüphe yok.

11 Nisan’da Brzezinski, Hitler’in yaverinin oğlu olan eski Alman büyükelçisi Arndt Freytag von Loringhoven ile birlikte Szczecin ve Poznan’a gitti.

Brzezinski, 13 Nisan’da da emekli Cumhurbaşkanı ve döneminde Rus ve Ukraynalı sermayedarlarla yakın ilişkileriyle ünlenen Aleksander Kwasniewski ile bir araya geldi.

27 Nisan’da Gazprom ile imzalanan gaz anlaşmalarının imzacısı Waldemar Pawlak ve Władysław Kosiniak-Kamysz’ı davet eden Brzezinski, son olarak 5 Temmuz’da Donald Tusk ile görüştü.

Yeni Alman büyükelçisi Thomas Bagger, profesyonel bir diplomat ve eski Bundeswehr genelkurmay başkanının oğlu. Babası 1938’de Braniewo’do doğdu ve 1945’te annesi ve erkek kardeşiyle birlikte sınır dışı edildi. Büyükelçi Bagger, Varşova’ya gelmeden önce, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in altında beş yıl çalıştı.

Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasından birkaç ay sonra Bagger, Bertelsmann Vakfı’nın daveti üzerine Polonya’ya gelmiş, “AB’nin Rusya’ya karşı Soğuk Savaş başlatmayacağı” açıklamasını yapmıştı.

Bagger’in Varşova ziyaretinde sarf ettiği sözlerin Berlin’in Moskova ile Ukrayna ihtilafına kadarki ilişkilerde takındığı tutumun yeniden ifadesiydi. Bagger, “Alman hükümetinin Rusya ile AB arasındaki ilişkileri ve ticareti desteklemeye devam ettiğini” vurgulamıştı.

Şimdiye dek Amerikan vasallığı görevini layıkıyla yerine getirse de Biden yönetiminin ajandasına çoğu durumda sadık kalmayan ve AB’nin lokomotifi Almanya’yla kavgalı PiS hükümetinin bir sonraki seçimleri kazanması ihtimali zayıf.

Sayısı milyonu geçen sığınmacılar ve NATO adına üstlenilen misyonların neden olduğu devasa kamu harcamaları şimdiki hükümetin elini fazlaca zayıflattı.

Almanya, şu an Polonya’nın sığınmacılar konusunda tampon vazifesini sadık bir şekilde üstlenmesi için baskı yapıyor.

Öte yandan Ukrayna’ya yapılan silah yardımlarında rekor sahibi olması, Polonya’nın ABD silah endüstrisine daha fazla para akıtması ya da borçlu olması anlamına geliyor. Yeni F-35 uçakları, Abrams tankları ve Patriot füzeleri için indirimsiz 14.1 milyar dolar ödeyecek olan Varşova, ABD’den yeni silahlar alıyor fakat ödeme döneminde bu yılkinden çok daha borç sahibi olacak.

Washington, Cumhurbaşkanı Andrzej Duda ve PiS’e bunun için şükran borçlu olsa da artık burada daha sadık bir müttefik istiyor. Büyükelçi Brzezinski’nin PiS’in baş rakibi olan Rafał Trzaskowski ile olan ve kendisinin de gizlemediği yakın dostluğu buna delalet.

2018’den beri Varşova Belediye Başkanlığı görevini yapan Trzaskowski, Polonya Koalisyonu’nun (PO) 2020 seçimlerinde Duda’nın kıl payı farkla mağlup ettiği başkan adayıydı.

Slovenya ve Bulgaristan’daki süreçler ve NATO fedaisi sağ partilerin yenilgisi Varşova ve PiS açısından öğretici oldu. Belli ki Washington, Brüksel’le takışarak Ukrayna ile yeniden konsolide olan NATO’nun altını oymayan, her konuda sadık ve daha renkli müttefikler arıyor.

AVRUPA

Avrupa Komisyonu, Macaristan ve Slovakya’nın Lukoil talebini reddetti

Yayınlanma

Macaristan ve Slovakya’nın Ukrayna ile yaşadıkları son Lukoil anlaşmazlığında AB’yi devreye sokma girişimleri dün başarısızlıkla sonuçlandı.

Financial Times (FT) Avrupa Komisyonu’nun, Kiev’i Rus petrol şirketi Lukoil’e yönelik son yaptırımları kaldırmaya teşvik etme talebini durdurduğunu yazdı.

Macaristan ve Slovakya, savaşın ardından Rus petrol ithalatına AB çapında getirilen yasaktan muaf tutulmuştu. Fakat iki ülke, Kiev’in Lukoil ürünlerinin Rusya’dan Drujba boru hattı üzerinden geçişini durdurma kararının arzı azaltabileceğini söylüyor.

İkili, AB’nin ticaret politikasını yürüten Avrupa Komisyonu’na bir mektup yazarak Ukrayna ile olan ticaret anlaşması kapsamında istişarelerde bulunmasını istedi.

Fakat AB Ticaret Komiseri Valdis Dombrovskis FT’ye, “Brüksel’in kanıt toplamak ve hukuki durumu değerlendirmek” için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu söyledi.

FT’ye konuşan üç diplomat, dün üye devletlerin ticaret yetkililerinin katıldığı bir toplantıda 11 ülkenin Dombrovskis’in görüşünü desteklemek üzere araya girdiğini ve hiçbirinin Budapeşte ve Bratislava’nın tarafını tutmadığını söyledi.

Diplomatlardan biri Ukrayna ticaret anlaşmasının, tedarikin kesilmesine izin verebilecek bir güvenlik maddesi içerdiğini söyledi.

Kiev, diğer Rus şirketleri sayesinde boru hattından eskisi gibi aynı miktarda petrol aktığı konusunda ısrar ediyor.

Slovakya’nın tek rafinerisindeki girdilerin yüzde 35-40’ını Rus petrolü oluşturuyor. Bu petrolden üretilen ürünler de 5 Aralık’a kadar tanınan bir başka muafiyet kapsamında Ukrayna’ya ve Çek Cumhuriyeti’ne ihraç ediliyor.

Bir AB diplomatı Slovakya’nın Rusya’dan ithalat yapamaması halinde bunun “etkisinin çok büyük olacağını” söyledi.

Slovakya Cumhurbaşkanı Peter Pellegrini, Ukrayna’nın Lukoil konusundaki tutumunu değiştirmemesi halinde “tepki vermek zorunda kalacaklarını” söyledi.

Pellegrini, Slovakya’nın Ukrayna’ya gaz rezervleri ve elektrik tedariki konusunda yardımcı olduğunu da sözlerine ekledi.

Macaristan konu hakkında henüz yorum yapmadı. Ukrayna üzerinden geçen Lukoil tedarikleri ülkenin petrol ithalatının yaklaşık %25-30’unu oluşturuyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Romanya: Topraklarımızda Rusya’ya ait İHA parçaları bulduk

Yayınlanma

Romanya 25 Temmuz Perşembe günü topraklarında Rusya’ya ait insansız hava aracı parçaları bulduğunu açıklarken NATO da Moskova birliklerinin gece boyunca Ukrayna’ya 38 uzun menzilli insansız hava aracı fırlatmasının ardından ittifak topraklarına yönelik “kasıtlı bir saldırıya” dair herhangi bir işaret görmediğini açıkladı.

Ukrayna Hava Kuvvetleri Komutanı Telegram’dan yaptığı açıklamada 25 Rus insansız hava aracını imha ettiklerini söyledi. Üç insansız hava aracının “Romanya sınırını geçtikten sonra kaybolduğunu” da sözlerine ekledi.

Romanya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın güney liman kenti İzmail’den Tuna Nehri’nin karşısındaki Plauru köyü yakınlarında, üst üste ikinci gece saldırıya uğrayan bir Rus Geran 1/2 insansız hava aracının parçalarını bulduğunu söyledi.

Enkaz haberlerini yorumlayan bir NATO sözcüsü, ittifak topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırı olduğuna dair herhangi bir belirti olmadığını söyledi.

Sözcü yaptığı açıklamada, “NATO’nun elinde Rusya’nın Müttefik topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırıda bulunduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte, bu eylemler sorumsuzca ve potansiyel olarak tehlikelidir,” dedi.

Bakanlık, Romanya’daki NATO hava polisliği görevlerinin bir parçası olan iki Fin F-18 savaş uçağının saldırıyı izlemek üzere görevlendirildiğini de sözlerine ekledi.

Diğer parçaların aranmasına devam edildiği ve insansız hava araçlarının düşmüş olabileceği tüm yerlerin “yerleşim alanlarının dışında olduğu ve hiçbir altyapı unsurunun zarar görmediği” belirtildi.

Odesa bölge valisi Oleh Kiper, drone enkazının İzmail bölgesindeki özel bir eve isabet etmesi sonucu iki kişinin yaralandığını söyledi.

Jitomir bölge valisine göre ise, hava savunma sistemleri gece boyunca 10 hava hedefinin çoğunu vurdu, ancak drone enkazı 10 özel eve ve bir altyapı tesisine zarar verdi.

Kiev’in askeri yönetim başkanı Serhiy Popko, insansız hava araçlarının başkente farklı yönlerden saldırdığını, fakat hepsinin yaklaşırken imha edildiğini söyledi. Popko, Kiev’de herhangi bir hasar ya da can kaybı rapor edilmediğini söyledi.

Dün bazı sosyal medya hesapları, Rumen hava savunma sistemlerinin Rusya’ya air İHA’ları Gepard tipi kundağı motorlu hava savunma silahları tarafından Ukrayna hava sahasında düşürüldüğünü öne sürmüştü.

Rusya sık sık Ukrayna’nın Tuna Nehri üzerindeki yerleşim bölgesi İzmail’i hedef alıyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Ukrayna temerrütten kurtuldu, sıra vergi yükünün artırılmasında

Yayınlanma

Ukrayna hükümetinin temerrüde düşme riski ortadan kalıktı. Kiev’in borcunun yüzde 37’si ya da 8 milyar dolardan fazlası silinecek.

Ancak Oakland Enstitüsü’nde ekonomist olan Frederic Mousseau, Ukrayna’nın hala dünyanın Uluslararası Para Fonu’na (IMF) en borçlu üçüncü ülkesi olduğunu anımsattı.

Mousseau, Berliner Zeitung gazetesine verdiği demeçte, Kiev’in vergi artışları gibi halk için acı verici sonuçları olan ‘yapısal reformlar’ yapmaya devam etmek zorunda kalacağına dikkat çekti.

Kiev, alacaklılarla aylarca süren müzakerelerin ardından temerrüde düşmekten kurtulmayı başardı.

Ukrayna borçlarına yatırım yapan Amundi, Blackrock, Fidelity ve Pimco fonları, Ukrayna’ya 23,3 milyar dolarlık orijinal kredi tutarı üzerinden ‘yüzde 37 indirim’ yapmayı kabul etti.

Sonuç olarak alacaklılar 8,67 milyar dolar açıkta kaldı. Ukrayna Maliye Bakanı Sergey Marçenko da faiz oranının düşürülmesi ve vadenin uzatılması anlaşması sayesinde Kiev’in önümüzdeki üç yıl içinde 11,4 milyar dolar tasarruf edeceğini bildirdi.

Ancak devlet borçlarının iktisadi kalkınma üzerindeki etkisini inceleyen ekonomistler anlaşmanın ‘nispeten mütevazı’ olduğunu söyledi. Mousseau, anlaşmayı ‘kızgın bir kayanın üzerine düşen bir damlaya’ benzeterek “Bu anlaşmayla bile Ukrayna, IMF’ye en fazla borcu olan üçüncü ekonomi olmaya devam ediyor,” değerlendirmesini yaptı.

Mousseau, 143 milyar dolarlık toplam borçla karşılaştırıldığında 8,67 milyar doların ‘önemsiz’ olduğuna işaret etti.

Öte yandan Mousseau, “Ukrayna hükümeti anlaşma sayesinde iflastan kurtulmuş olsa da bu halk açısından önemsiz bir haber,” dedi.

Bu tür anlaşmalara her zaman ‘Ukraynalılar için çok maliyetli tedbirler içeren yapısal uyum’ taleplerinin eşlik ettiğini vurgulayan Mousseau, bariz tedbirler arasında halka yönelik doğalgaz ve elektrik sübvansiyonlarının azaltılmasını, emeklilik reformunu, tarım arazilerinin ve devlete ait işletmelerin özelleştirilmesini saydı.

Ekonomist, “Sanki önemli kamu mallarının ve sosyal güvenlik sistemlerinin kaybı yetmiyormuş gibi, bu kez bu listede halk için vergilerin artırılması da yer alacak,” ifadelerini kullandı.

Halk için bunun bir ‘felaket’ olduğuna işaret eden Mousseau, Kiev yönetiminin müzakerelerde hedefine ulaşamadığını, Kiev’in talep ettiği yüzde 60’lık indirim yerine alacaklıların yalnızca yüzde 37’de anlaştığını anımsattı.

Alacaklılar, Ukrayna’nın borcunu yapılandırmayı ‘ülke halkının yararına ülkenin gelecekte yeniden inşasına katkıda bulunabilmeyi’ bekledikleri için kabul ettiklerini iddia etmişti.

Ukrayna, alacaklılarıyla anlaşarak borçlarını erteledi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English