Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Putin, Pekin’de diplomasi atağı yaptı

Yayınlanma

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in ev sahipliğinde Pekin’de düzenlenen Kuşak ve Yol Forumu, Moskova’nın Ukrayna müdahalesinden bu yana Batı tarafından izole edilmeye çalışılan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için önemli bir diplomatik sahne sağladı.

Bu, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin mart ayında hakkında tutuklama kararı çıkarmasından bu yana Putin’in ikinci yurtdışı gezisi oldu. Rus lider bu ayın başlarında eski Sovyet ülkelerinin zirvesi için Kırgızistan’a gitmişti.

Putin, Çin’in başkentinde bölgesel liderler ve bir Avrupa Birliği ülkesinin başbakanı ile bir araya gelerek cazibesini artırdı. Putin, çarşamba günü Xi ile de bir görüşme gerçekleştirdi.

Xi ve Putin buluştu: Adalet ve hakkaniyeti savunacağız

Putin, Tayland’ın davetini kabul etti

Putin salı günü yeni Tayland Başbakanı Srettha Thavisin ile Xi’nin genellikle yabancı mevkidaşlarını ağırladığı Pekin’in batısındaki bir yerleşke olan Diaoyutai Devlet Konukevi’nde bir araya geldi.

Washington’un Asya’daki en eski müttefiklerinden biri olan Tayland, Rusya’nın Ukrayna müdahalesini kınama konusunda Batı’ya katılmadı.

Kremlin’e göre, Rusya’nın Tayland ile ticaretinin “uluslararası ilişkilerdeki çalkantılar nedeniyle geçen yıl biraz azaldığını” kaydeden Putin, ülkesinin “ilişkilerimizin mümkün olduğunca yoğun bir şekilde gelişmesi ve devletlerimizin kalkınmasına katkıda bulunmak için elimizden geleni yapacağını” söyledi.

Thavisin, eski adıyla Twitter olarak bilinen X’te yaptığı bir paylaşımda Tayland’a seyahat eden “1 milyondan fazla Rus turisti” övdü. Thavisin, “Rusya’yı Tayland’daki yatırımları artırmayı düşünmeye davet etmeye hazırım. Ve Sayın Putin’i ilişkilerimizi güçlendirmek üzere Tayland’ı ziyaret etmeye davet ediyorum” diye yazdı.

Agence France-Presse’e göre Tayland hükümetinden yapılan açıklamada Putin’in daveti kabul ettiği belirtildi.

Vietnam: Küresel sahnede aktif işbirliği yapıyoruz

Putin ayrıca geçen ay ABD Başkanı Joe Biden’ı Hanoi’de ağırlayan Vietnamlı mevkidaşı Vo Van Thuong ile de bir araya geldi.

Kremlin’e göre Putin Thuong’a iki ülke arasındaki ilişkilerin “geleneksel dostane bir atmosferde geliştiğini” söyledi ve “elbette küresel sahnede de aktif bir şekilde işbirliği yapıyoruz” dedi.

Hanoi’den yapılan açıklamaya göre, mart ayında göreve başlayan Thuong, Vietnam’ın Rusya’yı “her zaman en önemli ortaklarından biri olarak gördüğünü” söyledi.

Thuong Putin’e “Vietnam, Rus halkının ülkenin ulusal kalkınması ve korunması için sunduğu destek ve yardımı her zaman göz önünde bulundurmaktadır” dedi.

Vietnam hükümetinin internet sitesinde yer alan bir yazıya göre Putin de Güneydoğu Asya ülkesini “yakında” ziyaret etme davetini kabul etti.

Tayland gibi Vietnam da Ukrayna’daki savaşta ‘tarafsız’ bir duruş sergiledi.

Orban: Hiçbir zaman Rusya ile karşı karşıya gelmek istemiyoruz

Salı günü Pekin’de Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile de bir araya gelen Putin, Ukrayna savaşının başlamasından bu yana Rus liderin AB üyesi bir ülkenin devlet başkanıyla nadiren bir araya geldiği bir görüşme gerçekleştirdi.

Rus medyasına göre görüşmede Macaristan’ın Rus enerjisine erişimi ele alınırken, Orban Putin’e Macaristan’ın “hiçbir zaman Rusya ile karşı karşıya gelmek istemediğini” ve her zaman “temasları genişletmeye hevesli olduğunu” söyledi.

Putin ise “mevcut jeopolitik durumda bazı ülkelerle ilişkileri sürdürme imkânları sınırlı” olsa da Rusya’nın “Macaristan dâhil birçok Avrupa ülkesiyle ilişkilerini korumayı ve geliştirmeyi başarmış olmasının” memnuniyet verici olduğunu söyledi.

Pekin turu

Putin ayrıca salı gecesi Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo ile Xi ve eşi Peng Liyuan’ın ev sahipliğinde Büyük Halk Salonu’nda düzenlenen hoş geldiniz yemeğinden önce gayrı resmi görüşmelerde bulundu.

Putin, Şubat 2022’de Pekin’e yaptığı ziyaretten sadece birkaç gün sonra Ukrayna operasyonu emrini vermiş ve bunu NATO’nun genişlemesine ve Batı’dan gelen provokasyonlara bir yanıt olarak nitelendirmişti. O zamandan bu yana Rus lider Orta Asya, İran, Ermenistan ve Belarus’a yaptığı geziler dışında büyük ölçüde evinde kaldı.

Temmuz ayında BRICS zirvesine video bağlantısıyla katılan Putin, G20 de dahil olmak üzere bölgesel ve küresel toplantılara katılmadı.

Rus haber ajansı Tass’a göre Putin Pekin’e iki başbakan yardımcısı, maliye, Uzak Doğu ve Kuzey Kutbu’nun kalkınmasından sorumlu hükümet başkanları, merkez bankası başkanı ve ülkenin enerji devlerinin genel müdürlerinden oluşan üst düzey bir heyetle gitti.

DİPLOMASİ

ABD, Arap ve İsrailli bakanları NATO zirvesine davet etti

Yayınlanma

ABD’nin İsrail ve bazı Arap ülkelerinin dışişleri bakanlarını önümüzdeki ay Washington’da yapılacak NATO zirvesine davet etmesi, Gazze’deki savaşla ilgili gerilimi zirveye taşıdı.

75. kuruluş yıldönümü zirvesi ABD Başkanı Joe Biden’a Washington’un uluslararası ortaklıklarını ve ittifaklarını güçlendirme politikasını sergileme fırsatı sunuyor. Fakat Financial Times’a göre aynı zamanda birçok diplomatın Washington’un Ukrayna ve Gazze savaşı konusundaki tutumunda çelişkiler olduğunu düşündüğü noktaların da altını çizecek.

Üye devletler Rusya’ya karşı mücadelesinde Ukrayna’yı destekleme konusunda hemfikirken, NATO’nun pek çok üyesi ve ortağı İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaş konusunda derin görüş ayrılıkları yaşıyor.

NATO genellikle yıllık toplantılarına ortaklarından en azından bazılarını davet ediyor fakat yıldönümü zirvesinin ev sahibi olarak ABD, kısmen İsrail’e yaptığı davetle ilgili olası gerilimleri önlemek amacıyla, aralarında Japonya, Avustralya ve Güney Kore’nin de bulunduğu ittifakla ortaklığı olan 31 kadar ülkenin dışişleri bakanlarını davet etti.

Arap davetliler arasında Mısır, Ürdün, Katar, Tunus, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn bulunuyor.

Geçen yıl Vilnius’ta düzenlenen NATO zirvesinde Ukrayna’dan temsilciler ve Asya-Pasifik bölgesinden ortaklar da yer almıştı. Madrid’deki 2022 zirvesi biraz daha geniş bir grubu içeriyordu. 

Ortak ülkelerin dışişleri bakanları resmi NATO toplantılarına katılmayacak ve 75. yıldönümü yemeği gibi zirve dışındaki etkinliklere katılacaklar.

Bir NATO yetkilisi yaptığı açıklamada, “Genel Sekreter Stoltenberg 32 müttefikin tamamının devlet ve hükümet başkanlarının yanı sıra Hint-Pasifik ortaklarımızın (Avustralya, Japonya, Yeni Zelanda ve Güney Kore) liderlerini de davet etti,” dedi.

Yetkili, diğer NATO ortaklarının temsilcileriyle bakanlar düzeyinde toplantıların ABD yetkilileri tarafından organize edildiğine işaret etti.

Analistler, bazı Arap devletleri ve İsrail’in zirveye dahil edilmesinin ABD’nin bir araya getirici güç olarak değerini ve çok taraflı ittifaklarının faydalarını göstermesinin bir yolu olduğunu söylüyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Bolivya Savunma Bakanı, darbe girişimini Devlet Başkanı Arce’nin Rusya ziyaretine bağladı

Yayınlanma

Bolivya Savunma Bakanı Edmundo Novillo, engellenen darbe girişiminin gerekçesinin Bolivya Devlet Başkanı Luis Arce’nin bu ayın başında Rusya’ya yaptığı ziyaret olabileceğini söyledi.

Novillo, Bolivya ve Rusya’nın özellikle lityum üretimi alanındaki yakınlığı diğer ülkelerin olumsuz tepkisine neden olabileceğine işaret etti.

Sürece ilişkin RİA Novosti ajansına demeç veren Novillo, “Devlet Başkanı Luis Arce’nin Rusya’ya yaptığı bu ziyaretin BRICS’e muhalif ülkelerde bir tepki yarattığını ve Bolivya devletine uzun zaman hakim olan bu ülkelerin siyasi kontrolü ele geçirmek ve kaynaklarımızı yeniden yağmalamak için darbe hazırlamış olabileceklerini göz ardı etmiyoruz,” ifadelerini kullandı.

Arce, St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu (SPIEF) için 5 Haziran’da Rusya’yı ziyaret etmişti.

Ziyaretinde Arce, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ikili ilişkiler, ortak lityum madenciliği projeleri ve diğer ortak projelerin hayata geçirilmesi konularını ele alan görüşmelerde bulunmuştu. Bu, liderler arasındaki ilk yüz yüze görüşmeydi.

Hafta başında Bolivya ordusu, kısa bir süre önce görevden alınan General Juan José Zúñiga liderliğinde, devlet binalarının çoğunun bulunduğu La Paz’ın merkez meydanını işgal etmişti.

Başkanlık sarayını basma girişiminde bulunan darbeciler, hükümetin istifasını talep etmiş, ancak arkasından gelen ordu sarayı terk etmeye başlamıştı.

Bolivya’da darbe girişimi başarısız oldu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

AB ülkeleri Ursula von der Leyen’in ikinci dönemine yeşil ışık yaktı

Yayınlanma

AB liderleri perşembe günü, önümüzdeki beş yıl boyunca AB’nin üç büyük kurumuna liderlik etmek üzere Ursula von der Leyen, Antonio Costa ve Kaja Kallas’tan oluşan üç isme siyasi onay verdi.

Bazı AB diplomatlarının da teyit ettiği üzere, AB’nin en üst düzeydeki “paket anlaşması”, merkez sağ Avrupa Halk Partisi’nden (EPP) görevdeki Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in ikinci dönemini, Portekiz’in eski Sosyalist başbakanı Antonio Costa’nın Avrupa Konseyi başkanlığını ve Estonya Başbakanı Kaja Kallas’ın AB’nin yeni dış politika şefi olmasını içeriyor.

Euractiv’e konuşan müzakereler hakkında bilgi sahibi olan kişiler, Leyen ve Kallas’ın odadan ayrılmasının ardından AB liderlerinin bir anlaşma üzerinde uzlaşmasının yaklaşık bir saat sürdüğünü söyledi.

Meloni ve Orbán’ın tutumu ne oldu?

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Leyen konusunda çekimser kalırken Costa ve Kallas’a karşı oy kullandı.

Diplomatik bir kaynağa göre Macaristan Başbakanı Viktor Orbán ise Leyen’e karşı oy kullanırken, Costa’nın lehine oy verdi; Kallas için ise çekimser kaldı. 

Tartışmalar hakkında bilgi sahibi olan kişiler, paketteki adaylardan biri olduğu için toplantı salonunu terk eden Kallas’ın oyunu Finlandiyalı mevkidaşı Petteri Orpo’ya devrettiğini söyledi.

Leyen atanmasına cevaben, ikinci bir görev için adaylığını onayladıkları için AB liderlerine minnettar olduğunu söyledi.

Costa ise “Avrupa kurumları arasında sadık bir işbirliği ruhu içinde onlarla yakın çalışmayı dört gözle beklediğini” söyledi ve “Güveniniz çok şey ifade ediyor. Avrupa’nın vatandaşlarımızı özgür, güvenli ve müreffeh tutmak için etkili bir küresel ortak olmasını sağlamak üzere birlikte çalışmaya devam etmeliyiz,” dedi.

Liderlerin kararı, merkez partilerin (Sosyalistler, merkez sağ EPP ve Liberaller), sağcı Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri (ECR) ile sağcı Kimlik ve Demokrasi (ID) partilerinin büyük zaferlerine rağmen çoğunluğu elde ettiği Avrupa seçimlerinden üç hafta sonra geldi.

Leyen AP’de çoğunluğu sağlayamayabilir

Leyen’in adaylığının 19 Temmuz Perşembe günü Avrupa Parlamentosu’nda yapılacak oylamada salt çoğunluk tarafından onaylanması gerekiyor. Leyen’in onaylanması için gerekli olan 362 oyu toplamakta zorlanabileceğine işaret ediliyor.

EPP, Sosyalistler ve liberal Renew siyasi gruplarından Avrupa Parlamentosu üyeleriyle birlikte 399 oya ulaşabilir, fakat sadece hiçbir vekil anlaşmaya karşı çıkmazsa. Üstelik bu grupların tüm ulusal delegasyonlarının onu destekleyeceği garanti değil.

Leyen, yeniden seçilmesini garanti altına almak için Yeşiller’i ve muhtemelen daha “ılımlı” olarak kabul edilen Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri’nin (ECR) bazı bölümlerini ikna etmesi gerekebilir.

Leyen önümüzdeki ay parlamentodan onay alamazsa, AB liderlerinin başka bir aday seçmek ve süreci yeniden başlatmak için bir ay süreleri olacak.

Kallas ve Costa kendilerini ispat edecek

AB’nin bir sonraki baş diplomatı olarak Kallas’ın, Avrupa Parlamentosu’nun Dış İlişkiler Komitesi (AFET) ve Güvenlik ve Savunma Alt Komitesi’ndeki (SEDE) milletvekillerinin politika vizyonu konusunda kendisini sorgulayabilecekleri eylül ayı sonunda başlayacak bir dizi halka açık oturumla yüzleşmesi gerekiyor.

Nihayetinde, Kallas da dahil olmak üzere tüm Komisyon Üyeleri Heyetinin tek bir oylamayla onaylanması gerekiyor.

AB parlamentosundaki siyasi gruplar ve Komisyon Üyeleri arasında yapılan uzun müzakerelerin ardından önümüzdeki beş yıl için AB’ye özgü bir çalışma programı üzerinde anlaşmaya varılmıştı.

Costa artık seçilmiş başkan olarak kabul ediliyor ve görevdeki Konsey başkanı Charles Michel’in kasım ayı sonunda görevi bırakmasının ardından 1 Aralık’ta görevi devralacak.

AB anlaşmalarına göre Costa’nın bu görevde 2,5 yıl kalması bekleniyor. Bir centilmenlik anlaşması temelinde, daha sonra muhtemelen bir dönem için yeniden seçilecek.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English