RAND Corporation’da, ABD Savunma Bakanlığı ve Deniz Kuvvetleri tarafından fonlanan Ulusal Güvenlik Araştırma Bölümü Başkan Yardımcısı Barry Pavel ve kıdemli ekonomist Daniel Egel’ın kaleme aldığı makalede, Çin’in “saldırgan faaliyetleri”, II. Dünya Savaşı’nın sona ermesinden bu yana kurallara dayalı uluslararası düzene yönelik “en büyük sürekli meydan okuma” olarak nitelendirilirken, ABD yönetimine bu süreci yönetmek için yeni ‘sivil’ bir karargah kurulması önerisinde bulunuluyor.
RAND’a katılmadan önce Atlantic Council’de Scowcroft Strateji ve Güvenlik Merkezi’nin kurucu direktörü olan Barry Pavel, savunma stratejisi alanında Beyaz Saray’a uzun süredir önerilerde bulunan bir isim. Pavel, Atlantik Konseyi’ndeki görevine başlamadan önce Savunma Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Konseyi’nde de üst düzey görevlerde bulundu.
Daniel Egel ise, Birleşik Kuvvetler Özel Harekat Birimi Afganistan Komutanlığı ve NATO Özel Harekat Birimi Afganistan Komutanlığında yerleşik analist olarak görev yaptı.
Genelkurmay Başkanlığına eşdeğer bir birim
Pavel ve Egel’ın ortak imzalı makalesinde, Amerika’nın “tarihte yeni bir çağın başlangıcında” olduğuna işaret edilirken, bu yeni çağın jeopolitik kilometre taşlarının ABD ile Çin arasındaki yoğun ve büyüyen ekonomik ve teknolojik rekabet tarafından şekillendirileceği söyleniyor.
Bilinen bu iki isim, yeni çağda başarıya ulaşmak için Washington’a, jeopolitik ve ekonomik rekabette ABD sivil departmanlarının genişleyen rolünü etkili ve verimli bir şekilde yönetme yetkisine sahip ve Genelkurmay Başkanlığına eşdeğer sivil bir birim kurmayı öneriyor.
Makalede, 1947’de, dönemin başkanı Harry Truman’ın “barışı korumanın en iyi yolu” olarak öne sürdüğü bir dizi büyük yapısal reformu hayata geçirdiği kaydedilirken, 1947 Ulusal Güvenlik Yasası’nın (PDF), Truman’ın vizyonunu resmileştirdiği ve Ulusal Güvenlik Konseyini, Savunma Bakanlığını ve “askeriyenin, hükümetin ulusal güvenlikle ilgili diğer departmanları ve kurumlarıyla koordinasyonunu sağlayacak yapıları” kurduğu hatırlatılıyor.
1947’de resmileştirilen Genelkurmay Başkanlığı (JCS) ise, “onlarca yıl sonra bir Soğuk Savaş zaferinin temelini atmaya yardımcı olacak koordinasyon yapılarından biri” olarak nitelendiriliyor. JCS’nin, Başkana askeri konularda tavsiyelerde bulunan bir “kurumsal danışma kurulu” işlevi de gördüğü belirtilirken, bu tarz kurumların, Truman’ın sözlerine atıfta bulunularak, “dünya barışına karşı gelecekteki saldırganlığı [önlemek için] koordinasyon ve birleşik komuta sağladığı” öne sürülüyor.
Ticaret, Dışişleri ve Hazine Bakanlıklarını içeren bir üst yapı
Yazıda, bu vizyonla, ulusal güvenlik ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurarak, Ticaret, Dışişleri ve Hazine bakanlarını içerebilen sivil bir JCS kurulması önerilirken, mevcut Ticaret, Dışişleri ve Hazine Bakanlarının da bu öneriyi desteklediği kaydediliyor.
Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, “Amerika’nın çıkarlarını savunmak ve geleceğe yönelik vizyonunu inşa etmek ve Çin’le rekabet etmek için”, “ekonomik ve teknolojik etkiyi sürdürme ve genişletme” gereğinin altını çizerken, Hazine Bakanı Janet Yellen, “ekonomik konuları ulusal güvenlik de dahil olmak üzere daha geniş ulusal çıkar mülahazalarından ayırmanın giderek zorlaşacağını” belirtiyor.
Bu yeni sivil “Ekonomik JCS (E-JCS)”nin ulusal gücün araçlarını kullanarak, ABD’nin vizyonunu, verimliliğini ve etkililiğini artırmak için etkili bir mekanizma sağlayabileceği savunuluyor. Diğer yandan askeri JCS, Ulusal Güvenlik Konseyi’ne yoğunlaşırken, E-JCS’nin ise yalnızca rekabete odaklanacağı vurgulanıyor.
Bu yeni E-JCS’nin merkezi görevi şöyle ifade ediliyor: “Günümüzün jeopolitik rekabetinde önde gelen ABD sivil departmanları tarafından yapılan eylemlerin iç entegrasyonunu ve dış etkinliğini güçlendirmek.”
Çin’le rekabete odaklanacak
“Çin’in oluşturduğu artan tehdidin” farkında olan ABD Kongresi’nin, ülkeyi bu yeni biçime doğru desteklemek için 2022 Enflasyon Azaltma Yasası ve 2022 Çip ve Bilim Yasası aracılığıyla önümüzdeki on yıl içinde yüz milyarlarca doları çoktan taahhüt ettiği kaydediliyor.
Bu tür harcamaların jeopolitik rekabette, ABD’nin stratejik başarısında merkezi bir faktör olduğu söyleniyor. ABD’nin ise şu anda, Çin’e karşı stratejisini ilerletmek için bu büyük miktardaki yeni finansman akışının hem verimli hem de etkili bir şekilde tahsis edilmesini sağlamak için gerekli koordinasyon yapılarından yoksun olduğu yorumu yapılıyor.
Diğer yandan uluslararası katılımın, E-JCS’nin kritik bir unsuru olacağı ifade ediliyor. Amerika Birleşik Devletleri ve benzer fikirlere sahip müttefiklerinin, ekonomik ve teknolojik araçların kullanımında daha yakın ve senkronize olmaları gerektiği savunulurken, Çin’e teknolojik ihracatı kısıtlamak için ABD’nin Japonya ve Hollanda ile yakın zamanda imzaladığı anlaşma örnek veriliyor.
ABD’nin, “halihazırda küresel erişime sahip olan saldırgan, yayılmacı otoriter (Çin)” bir güce karşı ulusal güvenliğini korumak ve ortak demokratik değerleri ilerletmek için, ekonomik ve teknolojik araçların etkin ve koordineli kullanımına öncelik verilmesi gereken jeopolitik bir durum içinde olduğu, ancak, “bir dizi yararlı politika girişimine” rağmen, bu gelişmekte olan çağın yeni ve çok farklı manzarasında “henüz başarıya ulaşamadığı” yorumu yapılıyor.
Son olarak Washington’a, önceki dönemlerde olduğu gibi, hükümet yapılarını ve süreçlerini etkili bir şekilde rekabet edecek şekilde yeniden düzenleme, sürekli olarak desteklenen ve kaynak sağlanan Ticaret, Dışişleri ve Hazine bakanlarının yer aldığı yeni bir sivil E-JCS kurma önerisi yapılıyor. Ve bu değişimin, mevcut dönemin jeopolitik koşulları için kritik öneme sahip olduğu vurgulanıyor.